• Sonuç bulunamadı

Hoca Ali Rıza'nın desenleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Hoca Ali Rıza'nın desenleri"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

A /ok~

u , \

M

üzikte yaratıcı

olmak isteyen genç, nasıl il­

kin gam'ları,

solfeji, armo­

niyi öğrenmek zorunda ise pa­ letin binbir rengiyle tablolar yapmak isteyen ressam da, ilk yıllarını «desen» denilen çizgi bilgisine çalışarak geçir­ mek zorundadır. Yalnız ilk yıl­ larını mı? İrgres, en olgun çağında, Albert Dürer'in de­ senlerini kopya etmek için Louvre kapılarının açılmasını beklerdi. Çağımızda durma­ dan desen çizen ünlü bir res­ sam da Henri Matisse değil miydi? Şu bir gerçek ki, bir ressamın asıl gücünü, kişiliği­ ni, doğal görünümleri yorum­ lama özelliğini gösteren tek tür, rengin gözalıcı şatafatla­ rından arınmış çizgiye, siyah ve beyaz değerlere dayanan çizgisel çabasıdır.

Albumlarını, kroki defterlerini gözden geçirdiğimiz Hoca Ali Rıza bunu çok iyi bilen bir ressamdı. Yağlı ve suluboya ile meydana getirdiği yüzler- ve «manzara»sıyla bir çok de- vamcı ve taklitçi bulan Ali Rı- za’yı. desen türündeki başarı­ larıyla yalnız görebiliriz. Kızı

Nimet Ener anlatır: «Desen

hastasıydı. Nerede olsa, ilgi­ sini çeken bir şey görünce, kâğıt bulmasa da cıgara pake­ tinin arkasına çizerdi. Desen onun için, renklerle oynama­ dan daha önemliydi.»

Hoca Ali Rıza’nın renkli etüd- lerinde pek de sevemeyece­ ğim olanlara rastlamış olma­ ma karşın, en önemsiz dese­ ninde, krokisinde, taslağında gerçek bir güçle karşılaşıyo­ rum. Nimet Ener’in söylediği­ ni dcğru bulmamak olanaksız bu desenlerin konularına ba­ kınca. Belli ki ressam, nere­ de, hangi koşullar içinde ol­ sa, gördüğünü çizgiyle kâğı­ da geçirmek hırsı, sevgisi i- cinde: Bir kahve ocağı, kenar­ da süpürgeyle faraş, yıkık bir çeşme, açık pencereden dı­ şarısının görünüşü, masa üs­ tündeki dağınık eşya, bir ağaç dalı, mangal, maşa ve kürek, sobanın önündeki odun yığını, nerede ne varsa tek çizgiyle, genellikle hafif gölgelerle kü­ çük çapta desenler, krokiler, kimi zaman acele çizilmiş projeler, taslaklar.

Hoca Ali Rıza’nın ressam ola­ rak başarısını bu özelliğinde görmemiz gerek: Desen çiz­ mek, çizilen nesnenin anato­ misini, yapısal strüktürünü, mimarisini, varlığını ve karak­ terini incelemektir Ressamı­ mıza «klasik» niteliğini vere­ meyeceğimize karşın, desen

çizme tutkusu bakımından

klasik geleneklere uyduğunu

Nurullah BERK

Boca Ali Rıza nm

Desenleri

(2)

kabul etmemiz gerekir. Bü­ yüklere bir göz atalım: Hol- bein’in, Aibert Dürer’in, İng- res’in desenleri, başlıbaşları- na büyük olmakla beraber, hemen hemen her biri, daha sonra yapılacak bir portrenin, bir düzenlemenin hazırlığı ni­ teliğinde.

Hoca Ali Rıza tüm desenleri­ ni tablolarına hazırlık olarak mı yaptı, bunu pek bilmiyor ve de sanmıyorum. Desenle­ riyle boyalan arasından yakın­ lıklara pek rastlamadım. Ama işin önemi orada değil. Salt çizgiye, siyah ve beyaz ışık - gölge oyunlarına bu denli ö- nem veren bir ressam, daha önceden hazırlığını yapmasa bile, görünü ve nesneleri fır­ çayla yapısal karakterleri için­

de canlandırabilir. Nitekim

Hoca Ali Rıza’nın çoğu tablo­ larında bu özelliğe tanık olu­ yoruz. Kayalıklar, jeolojik ya­ pıları içinde, dosdoğru çizil­ miş. Deniz kenarındaki şu kahveyi çevreleyen çam ağaç­ ları, kendilerine özgü kıvrıntı­

ları, dağılışları içinde. Selvi- ler genç mi, yoksa «asırdide» mi bilebilirsiniz. Üsküdar’ın şu yarı yıkık pembe evlerinin hangi yılda yapıldığı desen ö- zeliiklerinin doğruluğundan o- kunabilir.

Hoca Ali Rıza’nın desenlerini daha sıkıca incelediğimizde onlara verdiği önemin yalın çizgide değil, kabartıları belli eden hafif gölgelerde olduğu­ nu görürüz. Ne var ki kurşun kalemi, kâğıt üstünde gezinir­ ken, ağırlaşmaz, en koyu de­ ğere gittiğinde bile şeffaflığı­ nı kaybetmez. Çizilen nesne ya da görüntüde ışığın nere­ den geldiği, bu ışığa karşın gölgelerin nerelerde kümelen­ diğini apaçık görürsünüz. Ka-

rıştırabildiğimiz albüm ve def­ terlerde ressamımızın ilginç bir yanına rastladık. Gerçek­ çiliğe bağlı, ancak görebildi­ ğini çizen Ali Rıza, neredeyse «soyut» sayılabilecek tertip­ ler denemiş. Doğal görünüş­ lerle hiç bir yakınlığı olmayan bir takım yuvarlaklar, içiçe

halkalar, helezonlar, spiraller, üçgen ve kareler. «Desen ka­ fanın, renk duygunun ürünü­ dür» diyen aforizmaya hak ve­ riyor bu çalışmalar. Hoca Ali Rıza, doğal görüntüler karşı­ sında desen yoluyla onlara ne denli yakınlaşmak isteğiyle çalışırsa çalışsın, eski minya­ türlerin, çinilerin, tezhiplerin, halı ve kilimlerin üsluplaştırıl- mış, soyutlaştırılmış biçim ve çizgilerini nasıl unutabilirdi? İşte, kimbilir, belki de farkına varmadan her desencide ya­ şayan bu özlem, bu soyut, mü­ zikal çizgi özlemi Hoca Ali Rıza’da da böylesi araştırma­ larda gerçekleşiyordu. Ama belli ki bu tasa, Ali Rıza'da

gerçekçilik niteliğinin ağır

bastığı bir mizacda kenardan köşeden ancak kendini belli ediyordu. Hocalığını, öğret­ menliğini unutmayalım Böyle­ si çalışmalar genç lise ya da ortaokul öğrencilerine güzel modeller, onları çizginin bin- bir cazibesiyle barıştıracak örnekler olamaz mıydılar?

(3)
(4)

v"

À * ivihn, r5 >

j

1

-

£

f e . -'' •:

^

i É

. v< 4

Æ

sÜ L

^

è u

^

k

S ^

k

.*• :• • -^ I .«nStaii

./n.

A ,;> I ' >J^*

i - ' }• >"v. — >,* -i -Ær* xr

A

^ \h ï^ * W È Ê h v$ ':

'

Hodjakli Rıza

By Nurullah BERK

H

odja Ali Riza’s

hundreds or

landscapes in both oil and watercolour are considered by many to be purely imitative and eclectic but a glance through his

sion on me, I find that even the slightest of his drawings, studies and sketches reveal a really genuine artistic po­ wer. It is quite obvious that the artist was intent on get­ ting what he saw down on paper no matter the place or

sketch books will show how - conditions: — a coffee stove

successful he was in the lat­ ter field. According to his daughter, Nimet Eren, sket­ ching was an obsession with him. «Whenever he saw so­ mething that interested him,» she tells us, «no matter whe­ re he was, he would start dra­ wing a sketch of it. If there wasn’t a piece of paper handy he would use the back of a cigarette packet. Sketching was much more important to him than playing with colo­ urs.»

Although I have come across quite a number of his pain­ tings which, I must confess, have made very little

impres-with a broom and dust pan beside it, a ruined fountain, a view through an open win­ dow, various objects scatte­ red on a table, the branch of a tree, a brasier with tongs and bellows, a heap of wood in front of a stove - anything that caught his eye he would jot down in a small - scale sketch with a few strokes and very light shading. It is in his sketches' that Hodja Ali Riza’s real success as an artist lies, and by a sketch to analyse the ana­ tomy of an object, its formal structure, architecture, es­

sence and character.

Alt-• Alt-• ■ ' ¡ " I . ? : . . . - . r

.

-U>, „

(5)

a realist who portrayed what he saw with his own eyes, he employed methods that might well be described as «abst­ ract». In these drawings one is continually coming across

curves, concentric circles,

spirals, triangles and squares that have no real connection with the actual form of the objects depicted. His work is a confirmation of the apho­ rism, «Form is the product of the intellect, colour of the emotions.» Although Hodja AM Riza may have aimed at approaching as closely as possible to an accurate rep­ roduction of natural pheno­ mena it was impossible for him to discard the styli­ sed, abstract form and line of the old miniatures, tiles, book illumination, carpets and ki­ lims. Who knows, the desire that lies in the unconscious of every artist for an abstract, purely musical line may have realised itself in these stu­ dies and experiments. It may be that in a predominantly

realistic temperament like

that of AM Riza this could only be achieved surreptitiously as it were. Nor must we forget that he was a teacher, and there is no doubt that these sketches provide excellent models for middle school and Lycee students, to whom they reveal the essential appeal of line drawing.

hough we cannot describe Hodja AM Riza as in any way a «classical» artist we must admit that his obsession with sketches is in the true clas­ sical tradition. Holbein, Alb­ recht Diirer and Ingres all pro­ duced sketches of exceptional value, though in their case the sketches were normally in the form of a preparation for a full - scale portrait or composition.

It isn’t impossible, of course, that Hodja AM Riza also ma­ de sketches as preliminary drafts for finished paintings, but I very much doubt this. I have never encountered any

connection between any of

his sketches and his pain­ tings. But that’s of very little importance. An artist who

gave such importance to

line and the play of light and shade could easily rep­

roduce with his brush the structural character of sights and objects without any pre­ liminary studies. This ability is to be clearly observed in

A closer study of Hodja AM Riza’s sketches show that he gave importance not only to pure line but also to the light shading that brings out the solidity of the object portra­ yed. The pencil applied to pa­ per never becomes heavy, never loses its transparency. It is always quite clear when­ ce the light is coming and where the shadows accumu­ late against the light.

The albums and sketchbooks we have examined reveal a very interesting aspect of our artist. Although AM Riza was most of his paintings. Rocks

are drawn with a realistic de­ piction of their geological structure. The pines surroun­ ding a water - side cafe are reproduced with their distin­ ctive curves and spread. You can immediately tell whether the cypresses are young or «secular». The accuracy of the drawing reveals quite clearly the period to which the ramshackle old house in Üsküdar belongs.

48

Referanslar

Benzer Belgeler

Meclis genel seçimim yenileyerek halka sunma im­ kânını verseydi, çok büyük ihtimalle, seçmen, M eclis'e Silahlı Kuvvetler'in is­ tediği yetkileri verecek bir

olduğu Ankara şehrinin yedi ayrı semtinden toplanan hava nümunelerinde, enstrümental nötron aktivasyon analizi yön­ temi ve atomik absorpsiyon spektrometresi ile eser

In veterinary practice the determination of the progesterone level nporecTepoHa in blood serum or plasma by means of immunological methods of analysis is used

Yirminci Kolordu Kumanda­ nı Ali Fuat Paşa ile vali ve­ kili Yahya Galip Bey, Heyeti Temsiliye’yi Dikmen sırtların, da Emirgölü cihetinde evvelâ

ANKARA — Mustafa Kemal Paşanın, İ- lılaf devletleıinin hakkımızda idam hükmünü andırır sulh şartlarını zor i a kabul ettirme­ ye kalkışacaklarını,

Yeni Türkiyenin kurucusu ve ruh vericisi olan Büyük Devlet Adamı­ nın başarmış olduğu muazzam esere devam etmek vazifesile mükellef olan zatın Meclis

Eski Şehir'deki Mısır Çarşısı saf Osmanlı İstanbul'udur, Balık Pazan ve Paris modelinde üstü cam kubeyle kaplı Çiçek Pazan ise yüzyıl başı kozmopolit

[r]