• Sonuç bulunamadı

Basında işbitiricilik ve Namık Kemal....

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Basında işbitiricilik ve Namık Kemal...."

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

A l IK A O DASI

.Hürriyet;

S

PAZAR DERGİSİ

HOW

Murat BARDAKÇI

BASINDA ISBITIRICILIK VE NAMIK KEMAL..

İ

SMİ, ’’Jeannine” , yahut ” Jacquline” gibisinden bir şeydi... Biz, sadece ” Ceki” derdik ona... Endamı yerindeydi, Allah özene bezene yaratmıştı...

80’lerin Beyrut’unda tanıdım Ceki’yi... Lübnanlılar’m birbi­ rini boğazladığı zamanlardı... Adı pek duyulmamış bir Fransız gazetesinin muhabiriydi... Sabahın köründen geceyarılarma kadar koşuşturup dururdu... Ama teleksin başına oturup ha­ ber geçtiğini pek değil, hiç görmemiştik...

Silâh işi yaptığım, top-tüfek sattığını söylerlerdi... Bahsinin her geçişinde, onu iyi tanıyan milis­

lerin yüzüne muzip bir tebessüm ya­ ydırdı... Günün birinde ortadan kay­ bolduğu zaman pek öyle şaşırmama­ mızın sebebi de galiba buydu... Aynı silâhı birkaç gruba birden satıp pa­ raları peşin almasının akşamı yokol- duğu fısıldandı bir gün... Lübnan’ı sessiz-sadasız terkettiğini anlattılar... Fransa’ya filan değil, Avrupa’nın çok uzaklarına, eski müşterilerinin onu bulamayacağı biryerlere gittiği­ ni söyledüer...

Çeki, Lübnan’da silâh ihalelerini takip eden gazetecilerden sadece bi­ riydi ve aynı işi yapan daha birçok­ ları vardı...

Bugünlerde, bizde de gazetecüerin ” iş bitirmesi” gündemde... Birileri, birilerini suçlayıp duruyor... îş ya­ hut ihale takibi yaptıklarından tutun da, büyüklerle iyi geçinmek için şak­ şakçılık ettiklerim, meslekî varlıkla­ rını çıkar ilişkisine dayadıklarını, hatta milletvekili transferine bile el attıkların yazıp çiziyorlar...

Bu ilişkiler hiç şaşılacak yahut kı­ zılacak şeyler değildir aslında.. Özel­ likle de gazeteciler için sıradan işler­ dir, zira hepsi Türk basının tarihi kadar eski bir gelenekdir bizde...

’VATAN ŞAIRI”NIN

İHBARLARI...

Meselâ ’’Vatan Şairi” denilen, şa­ irliğinden yahut yazarlığından önce gazeteciliğiyle şöhret bulan Namık Kemal...

Tasviri Efkâr’la başlar, Muhbir, Hürriyet ve İbret gazetelerinde yazar Namık Kemal... Önceleri Abdülaziz’i, sonra Abdülhamid’i giydirir; nasıl birer ceberrut olduklarını anlatır, ’’Günün birinde bu baskılar bitecek, hürriyet gelecek memlekete...” der...

Romanlar kaleme alır, şiirler döktürür ve ’’Vatan Şairi” olu­ verir günün birinde...

Ben de ’’Vatan Şairi” diye bilirdim Namık Kemal’i... Taa ki Profesör A li Alpaslan'ın, Namık Kemal’in bir mektubunu bir üniversite dergisinde yayınlamasına kadar...

Abdülhamid, 1879’da Midilli’ye sürmüştür Namık Kemal’i...

t a t "İsbitirici gazetecilik", basınımızın

geleneğidir ve kimsenin kimseyi

suçlamaya nakkı yoktur... "Vatan Şairi"

Namık Kemal'in ihbar mektupları

neredeyse şiirlerinin hacmindedir...

Ebuzziva Tevfik'in saraydan aldığı

maaşların makbuzları da öyle...

. _

Ama zincire vurulmuş bir mahkûm değil ’’mutasarrıf’, yani valiyle kaymakam arası mülkî idareci yaparak... Birkaç ay sonra, hükümdara mektup gönderir ’’Vatan Şairi” ... Midilli’de rahatmın yerinde olduğunu, çalışmalarının hiç aksamadığım, kitaplarına devam ettiğini söyler önce... ” Sâye-i hümayunla­ rında hiçbir derdi olmadığını” yazar... Derken, bu derece bü­ yük lûtuflarma mazhar olduğu padişahına küçük de olsa bir hizmette bulunmak için yalvarır, ’’Arzu buyurulursa, Bâbıâlî’deki muzır mahlûkları efendimize daha iyi tanıtırım” der... ’’Emredin, ihbar edeyim” in ki- barcasıdır bu... Hizmetinin bedelli ola­ cağını ilâve etmeyi de unutmaz mektu­ buna... Herhalde ’’Ağanın eli tutulma- z” diye düşünür, bedeli söylemez, Ab- dülhamid’in inayetine bırakır fiyatı m...

Hükümdar, memleketin selâmeti aşkıyla çırpman ’’Vatan Şairi”nin mu­ zır gazetecileri bir bir sayıp-dökmek gibi ulvî müracaatına ne cevap ver­ miştir bilmiyoruz ama, Namık Ke­ mal’in öteki yazdıkları, jurnalciliğe pek meraklı olduğunu göstermekte­ dir... Başka bir mektubunda gene du­ alar eder, maaşının artmasından dola­ y ı nasıl şükranda bulunacağını bile­ mediğinden yakınır ve küçük bir rica­ da daha bulunur: Acaba lûtfunun ve ihsanının şöhreti yeri-göğü tutmuş olan şevketlû hünkâr, yani Abdülha­ mid, mektep masraflarını üzerine aldı­ ğı oğlu A li Ekrem’in harçlığını biraz daha arttıramaz mıdır? Bir yandan hü­ kümdarın ayağının toprağına yüzünü- gözünü sürerek yalvarmaktadır, bir yandan da aynı hükümdara ’’Köpektir zevk alan sayyâd ı bî-insafa hizmette- n” , yani ’’İnsafsız avcıya hizmet eden köpektir” diye haykıran mısralar dök- türmektedir...

Namık Kemal’in böylesine tutarlı ve hükümdara böylesine yakın durma politikasını, ondan sonra gelen gazete­ ciler de devam ettirir, üstadlarmm yo­ lundan devam ederler...

Bunlardan biri de, Ebuzziya Tev- fık’dir...

O günlerin en namlı gazetecilerin- dendir Ebuzziya Bey... Gün olur sara­ ya veryansm eder, gün olur göklere çı­ kartır zamanın padişahım... Soranlara da, ’’Doğrusuna doğru, yanlışına yan­ lış diyorum” der...

Sonraları Abdülhamid’in evrakı tasnif edilirken, ’’Ebuzziya Tevfık” im­ zalı yığınla makbuz çıkar Yüdız Sarayı’ndan... Hükümdar ma­ aşa bağlamıştır gazeteciyi... Hatta saray sadece aylığını değil, evinin nakil masrafım bile vermektedir gazetecinin...

Basınımızın geçmişi, böylesine rengârenk örneklerle dolu­ dur... Ve batıda, gazeteciler için ’’Doktor hatasını gömer, ha­ kim asar ama gazeteci manşetten verir...” diye bir söz vardır...

t o S H O W

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

309-320; Ahmet Karataş, Türk-İslâm Edebiyatında Manzum Menâsik-i Haclar ve Nâlî Mehmed Efendi'ye Atfedilen Menâsik-i Hac (Edisyon Kritik) yüksek lisans tezi, 2003,

Parçalanmış ailelerde aile bütünlüğünün olmaması, aile içi sorunlar ve ekonomik yetersizlik gibi nedenlerden dolayı bu ailelerden gelen çocukların

Aldığı ödüller ise uzun bir liste: 1973’te İstanbul’da Vakko Desen ve Sanat Yarışması’ndaki ödülden 1990 yılında İstanbul’da Sanat Çevresi ödülüne

Yerden kendi motorlar› yard›m›yla havalan›p uzaya gidebilen ve görevi bitti¤inde ayn› flekilde dönüfl yapabilen uzay araçlar› ya- p›m› için X-33 projesi ortaya

Yok olmufl bir s›¤›r türüne ait 3200 y›l- l›k fosil kemikleri inceleyen enstitü eki- bi, kemiklerin bir k›sm›n›n 1947’de bu- lunup müzede saklanm›fl, bir

“Ayasofya Hamamı, büyük şehri tezyin eden İstanbul’umuzun üzerinde milli imar damga­ larımızdan biri olan eşsiz kıymette bir yapı­ dır ki yalnız hamam olarak

In conclusion, although BTX A injection is an effective and safe treatment option in patients with a posterior chronic anal fissure non-responsive to other medical