• Sonuç bulunamadı

Divriği Ulu Camii Tekstil Kapısı ve Diğerleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Divriği Ulu Camii Tekstil Kapısı ve Diğerleri"

Copied!
24
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

I l l K I S I M

D l V R t Ğ Î U L U C A M l l T E K S T İ L K A P I S I V E D Î C E R L E R l

H İ L M t A R E L

Daha önceki yazımızda D i v r i ğ i ühı Camii (A) kapısmdan, yâni Barok kapısmdan bahsetmiş, aldığı ve verdiği tesirieıi dekorasyonunun detaylanna ka­ dar incelemiştik. Şimdi bu yazımızda ay­ nı camUiin ( B ) kapısından, tekstil kapı-smdan bahsedeceğiz. B u kapıya tekstil ismini taktık, tnceiedikten sonra sizlerin­ de bu isme katılacağmdan emin bulun­ maktayız.

D î V R î Ğ î Ulu Camiinde mi-mari unsurlardan ziyade dekorasyon ö-nem taşıdığmdan, bu portale dekorasyon yönünden başhyacağız. Ancak portalin camiin fonlûiyonunda yalnız giriş için kullamlması sebebiyledir ki, genel olarak kapı plâmndan kısa bir şekilde bahsetme­ yi faydah bulmaktayız.

Portal dikine olarak esas binanın ça­ tımdan yukan çıkmaktadır. B u sebeple bir taç kapı hususiyetini taşımaktadır. Buna rağmen iddiasız bir eser intibaını vermektedir. Portal! yatay olarak ele a-lacak olursak, plândan dışarı fırladığını ve geometrik kademeler halinde dışarı doğru bombeli oluklar meydana getirdi­ ğ i görürüz. Bu kapı plânda, yuvarlak hatlardan ziyade köşeli ve çok girintili hatlardan meydana gelmiş bulunmakta-dur. Bu suretle kapı dışan çıknuş ve bir hadm kazanmıştır.

TEKSTIL K A F I S I G E N E L TUTUMU : ( B ) Kapı» temelde bir dörtgenin 1/4 dfi gibi bir görünüş meydana getirirken yukan doğru çıkıldıkça, bir altıgenin 1/3

nü ihtiva eden bir şekille yan duvarlara, dışarıya doğru açılmaktadu:. Tekstil ka­ pıya dik bir açı ile bakacak olursak klâ­ sik S e l ç u k eserlerinde görülen mih­ rabı hatırlamamak imkânsızdır. Yalnız klâsik S e l ç u k l u mihrabında üst köşe yani niş, sivri olarak bitmekte ve

is-telâktitierle süslenmiş bulunmaktadır. Burada ise mihrâp, 1/8 nispetinde küçül­ tülmüş ve bölünmüş bir kubbeyi hatırla­ tır. Aynca motiflerin bir sıra halinde ve bir hat üzerinde yapılnuş olması da por­

talin yapışık bir düzlem ^ b i gözükmesi­ ni sağlar. Bu suretle ( B ) kapısı soyutlaşa-rak son asrın modern resim sanatmda karşımıza çıkan apstre anlamım kazamr.

Kapının bu şekilde oluşu, bize mihraplı bir halıyı hatırlatması bakımından çok önemlidir. Bu kapının mihraba benzeyen iç ve dış kısımlannda işlenmeyen tek bir yer bırakılmamıştır.

Duvar kenarına en yakın olan giriş kapısıdır. Bundan sonra yatay olarak merdiven biçiminde düzlemler yapıla­ rak, her motife ayn kalınlıkta ve ayn çı­ kıntıda birer düzlem tahsis edilmiştir.

Bu kapıda halı ve kilim motifleri ya­ nında, yine tek satıhlı geometrik motif­ leri, geçmeler, palmet, arabesk motifleri, yanm küreler ve nihayet hayvan motifle­ ri, rozetler bir biri ile o kadar ince ve değerli kompozisyon teşkil eder ki köklü bir sanatın ve derin bir işçiliğin mevcu­ diyeti daima hissedilir şekilde göıülmek-tedir.

(2)

114

HİLMİ AREL

tÇ KISIM :

Bugün görülen demir kapı, sonradan yapılmıştır. Kapının hemen üzerinde lâle vari geçme taşlarla işlenmiş bir kısım ve onun üzerinde kitabesi bulunmaktadır. Bu kitabedeki yazıyı ve tarihi daha ön­ ce bahsetmiş olduğumuz Barok kapı bah­ sinde izah etmiştik. ( H . 626. M. 1228). K i ­ tabeden yukarıya doğru çıkıldıkça kare­ den kubbeye geçen S e l ç u k l u üç­ genleri ve daha yukarıda eğri kesimli mo­

tiflerden yüzeyleri arabesk motifleri ile işlenmiş tromp kısmma geçilir. Burada kapı niş'i, sivri veya düz olarak bitmez. Bir kürenin en küçük parçasını teşkil ede­ rek klâsik bir tromp niteliğini verir. Bu tromptan başka olarak massif küreler ^ -r i kesimli motifle-r, ve a-rabesk motifle-ri bulunmaktadır. Daha yukarıya çıkıldıkça keskin bir kenarla trompun ön yüzü mey­ dana gelir. Burası nebat motifleri ile süs­ lenmiştir. Daha yukarda bombeli bir pro­ fil portal iç kısmını sınırlayarak tepede

bir eşek sırtı meydana getirir. Bu eşek sırtı kemerciğine Barok kapısında da rastlamış bulunuyoruz. Daha yukanda sarmaşık motiflerine benzeyen nebat mo­ tifleri vardır. En dışta da iç kısmı teleme kadar çevreleyen düz bir çerçeve ile bu kısım sona erer.

Bu kapının iç kısmında plâstik ola­ rak tek bir hususiyet göze çarpmaktadır k i , o da iç kısmı sınırlayan sütunlardır. Sütunun dip kısmı istelâktitlidir. Sütun gövdesi ajur gibi karışık bir şekilde ara­ besk motifleri ile süslenmiştir. Sütun b a ş . lığında, birinci katta arabesk motifleri, ikinci katta püskül motifleri yer almak­ tadır. Bundan sonra zar biçiminde fakat ajurlu bir şekilde işlenmiş başlık bulun-maktadu-. Zar başlığı uzayarak kemer kıs­ mı ile birleşmiştir. Sütun başhgınm zar kısmında içte ve dışta olmak üzere, içe doğru oyulmuş rozet şeklinde dörtte b i r küreler vardır. Bütün birleşim tek b i r nokta açık kalmamak şartıyle hah motif­ leriyle doldurulmuştur. S ü t u n l a kapı ara­ sında biraz derince olmak üzere sağır niş yer ahr„ Sağır niş, ince bir bombe ile sınırlandırılmış ve iç yüzeyi arabesk

mo-tifiyle d o l d u r u h n u ş t u r , n i ş k e m e r i de tromp şeklinde kapatılmıştır.

Şimdi portalin iç k ı s m ı ü z e r i n d e du­ rarak aldığı tesirleri burada izah edelim. Sırasıyle kapı üzerindeki eğri kesim­ li düzeyler, 9. Y. Y. da Ş a m a r a'da yapılmış olan ve alçı işçiliği ö r n e k l e r i ve-ren B a l k u v a r a S a r a y ı mo­ tifleri. K a h i r e'deki T o 1 u n o g. 1 u C a m i i'ndeki tahta işçiliğini hatıriatan motife, ve İ s k i t l e r -de O r t a A s y a'dan k o p u p gelen eğri kesim sanatını h a t ı r l a m a k yerinde olur. Niş'in klâsik t r o m p şekİi ise; I r a n'da 11. Y. Y. da y a p ı l m ı ş o l a n M e s c i d i C u m a'nın vc 13. Y . Y . da M a 1 a t y a'da yapılmış olnn IJ i u C a m i tromplarının, b i r ö r n e h i oldujiu

inkâr edilemez.

Tekstil kapısının iç k ı s m ı n d a k i ka­ pıdan sonra S e l ç u k l u ü«;geni ve tromp şeklinde üst üste binişi, bize m i m a ­ rî sistem ile dekorasyon .sanatının b i r l e ş ­ mesini gösterir k i : Bu şekildeki esere 11. Y. Y. da K a h i r e'dc yapıîmiîş o l a n hem mescit ve hem de t ü r b e olarak k u l ­ lanılan S e y y i d i A t i k a tür­ besi mihrabındaki dekorasyon vc m i m a r i ­ yi hatırlatır.

Sütun başlığında bulunan püskiii mo­ tifleri, 11. Y. Y. da î r a n l ü ı b e l © . rinden K î Ş M A R t ü r b e s i n d e b o l m i k ­ tarda görülmektedir. H a l ı m o t i f l e r i n i ü-zerinde toplanmış olan b u tekstil p o r t a l

fonksiyonunu kaybetmemek ş a r t ı ile O rt a A s y a , rt r a n v e M e z o p o rt a m -y a'dan aldığı tesirleri g ö s t e r m e k t e ve b i r hah gibi işlenmiş b u l u n m a k t a d ı r . B u g ü n yurdumuzda ve İ r a n'da h a l i h a z ı r d a yapılmakta olan halılarda ve bilhassa S i v a s kilimlerinde bu m o t i f l e r i b u l ­ mak pek kolaydır.

DIŞ K I S M I :

İç kısmın sınırından itibaren sola ve sağa olmak üzere sekiz kademe h a l i n d e bordürler sıralanmıştır. Yalnız n i ş keme­ ri üzerine bir b o r d ü r d e n ziyade tekstil hususiyetler yapılmıştır. Dış k ı s ı m ö n ü n

(3)

-DtVRtĞt ÜIAJ CAMÖ TEKSTİL KAPBI VE DtĞERLEaÜ

İ I 5

^ plâstik olarak bir rozet bulunmakta-i r . Şbulunmakta-imdbulunmakta-i bunlan sırasıyla bulunmakta-izaha

çalışa-BİRİNCİ BORDt}R :

Nebat motiflerinden meydana gel­ miştir. Portalin profil ayağından başlaya­ cak, yukarıdaki kilim motiflerine kadar devam eder. Bu motife S i v a s G ö k M e d r e s e , Ç i f t e M i n a r e , V8 E r z u r u m Ç i f t e M i n a -r e l i M c d -r c s e'de -rastlanı-r. Üst üste sıralanmış olan nebat motifleri g e ^ c r halinde bordürü teşkil ederler.

tKİNCt BORDÜR :

Düz bir sihne halinde, birinci bordüre paralel olarak yukarıya kadar çıkar. Ve bir de kademe teşkil eder.

ÜÇÜNCÜ BORDÜR :

Nebati motiflerle geometrik motiflerin birleşmesinden meydana gelmiştir. Bura­ daki geometrik motifler kufi bir yazıyı andırmaktadır.

DÖRDÜNCÜ BORDÜR :

İkinci bordür gibi düz olarak yapıl-nuştu-. Bu iki bordürUn motifleri bakı­ mından bir özelliği yoktur. Sadece setten sete yükselmekte ve nakışlar arasında bir sınır teşkil ederek gözü dinlendirici bir hususiyet taşımaktadırlar.

BBŞtNCt BORDÜR :

Tamamen geometrik motiflerle deko­ re edilmiştir. Geçmeler halinde yıldızlar ve altıgenlerden meydana gelmiştir. Diğer bordurlere nazaran daha geniş olarak ya­ pılmıştır. Bu bordür kesintisiz olarak nişin üst kenanndan dolaşır karşı taraf­ taki simetrisi ile birleşir ve tam bir bor-dOr hususiyetini taşır.

A L T I N a BORDÜR :

Bir su şeklinde gayet ince olarak ya-Pilmıştu-. Nebati motifler bir biri arkasm-dan sıralanmaktadırlar. B u bordür

nlş'-in üst kenanndan dolaşarak tam bîr çer­ çeve vazifesini görmektedir.

YEDİNCİ BORDÜR :

Bombeli ve düz olarak yukan doğru uzanır. T a ç kapının üstte en son

bordürü-n ü teşkil ederek çerçeveyi tamamlar. B u bordür nebati motiflerden teşekkül eder. B u tip motifler, S i v a s G ö k M e d r e s e ve E r z u r u m Ç i f t e M i n a r e l i M e d r e s e'de görülmek­ tedir.

1228 tarihinde yapılmış olan D i v^ r i g i U l u C a m i i üzerinde bu­ lunan motifler diğer S e l ç u k l u eser­ lerinde bol miktarda görüldüğünden ve onlardan daha da erken devirlerde yapıl­ m ı ş olması, S e l ç u k eserlerine tesirle­ rini vermiş olduğunu ifade eder. B u tesir B e y l i k l e r ve O s m a n l ı Devri, B u r s a mimarisine kadar uzanmakta­ dır.

Niş kemeri dışında kalan motiflere gelince, bunlar sıralar halinde yapılmış maktadır. Ancak tekstil kapıdaki eşke­ nar dörtgen ve lâlelerden teşekkül etmiş-tir.

8. Y . Y . da yapılmış olan K a y r e-v a n Camii mihrabı üzerindeki kare ve eşkenar dörtgenlerden teşekkül etmiş olan seramikli kanatlı motiflerin, S a-s a n i 1 e r'den geldiğini bilmekteyiz. D i v r i ğ i U l u C a m i i'ndeki bu eşkenar dörtgenler ve kare motiflerinin de aynı yollardan buraya geldiği saml-maktadır. Ancak tekstil kapıdaki eşke-nar dörtgen ve karelerin içinde yonca yap-raklanna benzeyen motifler bulunmakta­ dır. Buradaki motifler arasmda lâle mo­ tiflerine de rastlanır. Tekstil kapıdaki lâle motifleri ile. Vakıflar dergisi I I deki şekil 226. 227, 305, 306, 307, 308 numarah lâle motifleri arasmda bariz bir benzer­ lik mevcut bulunmaktadır. (Vakıflar Der­ gisi I I . S. 223, Feyzullah Dayıgil'in yazdığı İstanbul Çinilerinde Lâle başlıklı yazı)

1228 tarihinde lâle motifi ilk defa bu camide görühnektedir. Uzun fasılalardan sonra lâle motiflerini O s m a n l ı l a r

(4)

-HİUlt ABEL

116

J »i*t«A. D i v r i ğ i U l u C a m i i n d e bu da tekrar gBrxnektqritBuncto^ M ^ bezemeleri taş üzerinde gönnekle yeni bir yiçdcarabiliriz: ? « » f / t i " ! hususu daha öğrenmiş bulunmaktayız, rinde 13. Y. Y. da U j e « o ^ ^ motiflerinin bu kapı-sahada kuHanıhnakta idî. ^ görülmesinin bir de başka yönden in­ lerle beraber bu camide taş W ^ celenmcsini düşünemeyiz. Yahıız burayı rtstlamaktayız. yapan ustamn küçük el sanatlannda

ça-rinde ise lâle motiflen. Lügmı ve bu hususiyetleri taş üzeça-rinde etmiş ve çini t « J b e etmek istemiş olması pek

kuv-kullandmıştır. « « » t AnsUdopeöismm • ihtimaldir. Bu kapıda gördüğü-1217. c u t 3.

» y T * ^ J £ r î w J S ^

müz tekstil motifleri bu devirden sonra ^ î r a n

^

f

^

^

^

Z

gelen B e y l i k ve O s m a n l ı l a r d a camide t r a n « f i ? 8 * f h û " daha görememekteyiz, lumnaktadu-. O halde buradaki l â l e n i n ^ öir oana g

t r a n'dan A n a d o 1 u'ya intikal etti- xEKSTiL KAPıNıN Y A N DUVAR. gini söyleyebiliriz. Ulemn kapı iize^de

S lilS;

^ k i üe zeminde bulunan pn,fim kısımdan

^ ^ J M ^ A L L A H keümesim ifade et- soma portalm yan duvarları dik olarak S ^ o l d u i h m u zamanm gelenekleri za- dönmekte ve cami duvan ile

birleşmek-S^S^. tcdir. Bu duvar biraz yukarda istelaktit. .nanmnza kadar gemmc* ^ ^ ^^^^.^ ^^^^^^ düzlemler

Yuvarlak niş ü z e r i n ^ . ^ ^ ^ J ^ genişleyip açılarak bir alügenin yan yür çek sutınm sivrisinden başlamait üzere. ^ ^ y j ^^j. ^ g^nü duvan ile portal çatışma dognı iri bir p ^ e t motı- ^.^^.^ duvardaki istelaktitlere pan-fi vardır. Bu şekü plistik obıak y a p U ^ tantiflcrle geçiUnekte ve bunlann içi de. tır. Bir rozeti andıımaktedır. Buradam geometrik motiflerle işlenmiş rxwt dik olarak binadan firian^ür.Satt- ^,^^^^,,^^3^,^. Bu nişlerden soldakinin ki sonradan oraya çivüenmış »b»dır. Bur ^ ^^^ figürleri bulunmaktadır, kaç kat halindedir. Ve «İ"'*" ^ ^ ^ j j ^ f ! " jağ yan duvarda da ayn bir hayvan moti-şe sahiptir. O r t a A s y a d a t o i a K u ı . ^ Portalin sağ yan duvan üzerin-lanılmakta olan ve Su taşunaya ywiyan .^^^^ ^ ^ ^ ^ ^^^.^^ ^ güğümlerin kapaklanm hatırlatır. Bu M - ^^^^ demekteyiz-Kartallann b a ş l a n sa-beple S S ^ m ü ^ ğa ve sola dönük olup aynca birer kulak zetir ve bu tesiri de tekstil kapıda müşa. « y ^ ^ j ^ j . ^ . kulaklar diğer memeli-hede ederiz. hayvanlarda görülen kulaklara benzedl-Bakır kapağı ıx»etinin. sağ ve sohınr ğinden kartallar da gırifon ismini almak-da tabana paralel olarak uzanan bordür, tadırlar. Kartallann başlannalmak-dan kuyruk O r t a A s y a kilnnmotiflerinihatffIa- sırasuıa kadar arabesk ve muhtelif m o tır bir şekilde dekore edilmiştfr. Kilim- tiflerle işlenmiş ve uzuv çizgileri de be­ lerde görülen zikzaklı eşkenar dörtgenler ürtümiştir. Pençeler heybet ifade eder burada da vardu- ve içlerinde pahnet nM>- şekilde hakimiyeti göstermektedir. Kuy-tifleri yer ahnaktadur. Bu kilim motifinin yelpaze şeklindedir. Kanat, kuyruk üstünde ve bu bordihre paralel olan fa- ye diğer kısımlardaki volütler O r t a sımda, tel bakır işçiliğini andıran süsle- ^ s y a , İ r a n S e l ç u k l u l a r ı y o l u meye rastlamaktayız. Görülen tekstil mo- ye İşkillerden intikal etmiş bulunmakta-tiflerini ve bakır td hususiyetlerini bu- dırlar. Sol yan duvarda bulunan çift baş-gün devrimizde dahi birçok halı kilim ve h kartal da gırifon şeklindedir, ve sağ ta-bakır işçiliğinde görmekteyiz. raftaki kartal ile aynı özelliği taşımak-Tekstil kapmm ön kısramda su^ıy- tadır. Yabuz sol yan duvardaki kartalda, la halı kilim, tel ve babr motiflerini taş kuyruk olarak balık ve yelpaze kullanıl-işçiliğinde bugüne kadar görmedik, tşte mıştır ki bize erken ve geç devrin bir

(5)

ara-DtVRtĞl UUJ CAUtt TEBSrtL KAPISI VB DİĞERLERİ

117

^ buhınduğu ifadesini verir ve bu

su-^ de cami motiflerinin bir geçiş ı ı o k t t a n ^ olduklanm ispatlar. Sol yan jııvar özerinde bir de profilden yapılmış kartal vardır. Bu kartal gırifon tipin-de tipin-de^<Ür. Yelpaze şeklintipin-de bir tek kuy-taşımaktadır. Aynı kartallara, D i-• « r b a k ı r K a l e s i , K o n y a K a l e s i . T o k a t'ta bir mezar taşı (1347). S i v a s G ö k M e d r e s e , N i ğ d e H ü d a v e n t türbesi. K a y . t e r i D ö n e r K ü m b e t , E r z u ­ r u m Y a k u t i y e ve Ç i f t e M i n a r e l i M e d r e s e gibi eser­ lerde de rastlıyoruz. Fakat dinî eserde, yani camide ilk defa burada rastlanmak» tadır.

N E T I C E :

Selçuklularda kartal motifleri. O r t a A 8 y a'dan getirilmiş olan ş a m a n i z-n i z-n bir z-neticesi, o devirdeki bir impa-latorun bir arması ve koruyucu tmsur olank kullanılnuşlardır. Burada kapnun ker iki yamndaki çift başlı kartaUar ar­ ma ve koruyucu fonksiyonları ihtiva et-mektediıler. O devirde K o n y a ' da bulunan S u l t a n A l â ü d - d i n S e l ç u k l u l a r m sultanı ve A b b a s i Halifeânln yardımasıdu*. Bunu kitabe­ den bu şekilde okumaktayız. B u sebeple S u l t a n A l f t ü d . d i n ' e izafe edilen ve onun arması olduğu samlan bu çift başh kartal resmedilmiş ve onun yüceli-ftai. kadimli^ni ifacte bakımından da kiqrruklan erken ve geç devri anlatır şe-kiÛe balık ve yelpaze olarak düşünülmüş tür. Yani S u l t a n A I â ü d - d i n'in kadimliği ve yüceliği bu şekilde ifadeye çahşılmıştır. Kartallann portalin iki ya­ nma simetrik bir şekilde yapılmış olma-s ı d a b u U l u C a m i y i konımaolma-sı baknmndandır. Camiyi yaptıran A h-m e t Ş a h da bu tekstil kapının sol tuafma tek kafoh ve profilden bir kar­ tal yaptnmıştır. Buradaki kartalda ise

kuyruk bulunmaktadır. B u da S u l ­ t a n A l â ü d - d i n'in armasına kendi «masmı karıştırmamak ve ona karşı olan bünnetmi ifade bakımından daha mUte-^ işletmiştir.

Sağ yan duvarda nişten portalin tepe­ sine kadar olan kısımda, geniş bir saha­ ya arabesk motifleri işlenmiştir. Sol yan duvarda ise arabesk motifleri ile süslen­ miş, araya bir adet rozet yapılmıştır. Bu rozet ashnda pahnet yapraklarının bir araya daire şeklinde sıralanmasıyla mey­ dana gelmiştir. Yine sol yan duvarda ni­ şin bittiği yerde cami duvan üzerinde bir rozet daha vardır ki bımu da portal de­ korasyonuna dahil etmek lâzımdır.

DOĞU KAPISI SELÇUKLU K A P I S I : D i v r i ğ i U l u C a m i i'nin doğustmda bugün pencere olarak kul­ lanılan kısımdır.. Camün yapılış tarihin­ den 19. Y . Y . la kadar kapı olarak kul-lamhnıştır. 19. Y . Y . da yapılan restoras­ yon neticesinde kapatıldığı ve pencere haline getirildiği sanılmaktadır. Bina için­

de bu pencere hizasma rastlayan yerde, kiriş ve mesnet duvarlannm bulunması, evvelce burada bir hünkâr mahfelinin olduğunu ve sonradan yıkıldığım veya kaldınldıgmı ifade eder. S e l ç u k l u kapısmm toprak zemininden yüksek olu­ şunun sebebi de, hünkâr mahfeline açıl­ masında aramak lâzımdır. Bu hünkâr mahfeli yıkıUnca kapı da pencere haline getirilmiştir. Sonradan kapatılan kapı sa­ dece bu olmayıp, K o n y a A l â ü d -d i n ana portali ve M a l a t y a U l u C a m i i ana portalleridir. Keza A n k a^ ra'da A h i Ş e r e f ü d - d i n Camii-nin ana portali bugün kadınlar mahfeli kapısıdır.. Kapımn yatay olarak asıl bi­ nadan bir çıkıntısı veya taşkınlığı mevcut değildir. Dikine olarak bina duvarından yukarıya doğru hafif bir çıkıntı yaparak düz bir çatı ile neticelenir. Sağda ve sol­ da kırmah ve bombeli yalancı sütunlar üzerine kapının istelaktitli niş'i oturtul­ muştur. N i ş l e sütun başlıkları seviyesin­ de bir baştan diğer başa kadar ince bir bordür şeklinde kitabesi bulunmaktadır. B u kitabeyi daha evvelki yazımızda ince­ lemiş bulunmaktayız. Niş'in diğer kenar­ ları diğer S e l ç u k l u eserlerinde de pek bol miktarda rastlanan bombeli ka­ bartmalar, burularak kapalı bir kemer

(6)

118

şeklinde çerçeveye hareket verilmek is­ tenmiştir.

Kapı üzeri geometrik motiflidir. Ancak içleri nebat motifleri ile dekore edilmiş­ tir. Kapının en dışmda bulunan bordür

de, nebat motifleri ile süslenmiştir. Niş'in etrafını sıralayan bordür sadece geçme ve geometrik motiflerle yapılmışta". Ara­ larda îşlemesiz <Riz yüzlcmîere de rast-lamr. Bu düzlükler gözü yormayarak bordürleri birbirinden ayınr ve gözün dinlenmesine yardım eder.

Bu tipteki niş'li portale, S i v a s , E r z u r u m ve K o n y â ' d a k i S e l ­ ç u k l u ewrlerinde bol miktarda rast­ lanmaktadır. Yalnız bu eserin 1228 M . ta­ rihlerinde yapıldığı düşünülürse bu kapı­ nın da bir geçiş noktasında olduğu an­ laşılır.

Kapmm çatıya yakın olan lusmında sağa ve sola doğru uzanan volÛtler, O r -t a A s y a ve î s k i -t lerden izler -ta­ şıdığım anlatması bakınundan çok çok

önemli hususiyetlerdir. Sonradan pence­ re haline getirilen bu kapı, plânda, mih­ rap kubbesinin bulunduğu enine sahna rastlanmaktadır. Kubbe dışta sivri külâh-h ve köşelidir. Bu sebeple S e l ç u k l u

kapısmn uzaktan bakıldığmda sivri kü­

lâhlı çatımn bir kapı üzerinden yükseldi­ ği intibaı hasıl olur. Böylece kubbe ile kapı birleşerek tipik bir S e l ç u k l u türbesi kompozisyonu hasıl eder. Taç ka­ pı durumundan vaak olan bu S e l ç u k kapısmm, mihrab kubbesi ile dıştan yap­ tığı kompozisyon dolayısıyla sanki şifa-hiyede bulunan dıştan düz damh türbe­ nin yerine kaim olduğu hissini verir. Bu (C) kapısından camiye girilip hemen so­ la d ö n ü l d ü p zaman D a r ü ş ş i f a -daki türbenin kapısı ile karşılaşıhr.

DARÜŞŞtFA KAPISI (GOTİK POR. TAL) :

D i v r i ğ i U l u C a m i î ' n e bitişik olarak yapılmış bulunan D a-r ü ş ş i f a kapısı, t a-r a n ve A n a ­ d o l u S e l ç u k l u lannda nadir rast­ lanan kapılardandır. Bu kapı gerek yük­ seklik ve gerekse plân bakmandan da

yepyeni hususiyetler gösterir. Y a n m b i r eyvana benzeyen bu kapmm paralellerine S e l ç u k l u lardan sonra A v r u p a ' -da gotik mimaride rastlanır. B a k t ı k ç a doyulamıyan ve kendisine çeken b u ka­ pıyı bütün detayları ile incelemek için sırasıyla yükseklik, plân ve dekorasyon­ dan bahsetmek lâzımdır.

D a r ü ş ş i f a kapısı esas du­ vardan yüksekliğine ve yatay olarak t a ş -kın bir manzara gösterir. Zeminde pro­ fillerden sonra, sütun demetleri halinde yükselen i k i yan duvarlar, tepede b i r ke­ mer faalinde birieşirlcr. B u kemer ve ke­ merin sivri çatısı esas binadan y a k a r l a r a kadar çıkmış bulunmaktadır. B i r eyvan şekli gösteren bu kapıya, 1 r a n ' da M e s c i d - i C u m a'nın e y v a n l a r ı n ­ da, A n a d o l u ' d a S ı r ç a l ı M e d ­ r e s e d e , E r z u r u m Ç i f t e M i ­ n a r e l i M e d r e s e n i n eyvanlann-da ve yine A n a d o 1 unun b i r ç o k h a n ve kervansaraylarından bazan d ü z ve ha­ zan da dekorlu olarak rastlanan b i r t i p . tedir.

Bu kapı plân b a k ı m ı n d a n b i r ç o k de­ ğişiklikler ve hususiyetler g ö s t e r m e k t e ­ dir. Plân giriş yerinden sağa ve sola doğ­ ru simetrik olarak uzanır. G i r i n t i l e r ve Çikmtılar o kadar hareketli y a p ı l m ı ş t ı r k i , A v r u p a gotik sanatında g ö r ü l e n sü-tunlu ve profilli k a p ı l a n katedralleri ge-ride bırakır.

Plânın sağda kalan k ı s m ı n ı d ö r t l e çarpıp bir çenber üzerinde ç o ğ a l t a c a k olursak, konşeli b i r plân elde e t m i ş olu­ ruz. Veya bir başka deyimle, k o n ş e l i b i r ' plânı dörde taksun edersek D a r ü ş ş i -f a kapısı sağ yan plânını elde e t m i ş oluruz. V a n gölü ü z e r i n d e k i A h -d a m a r kilisesi, K a r s ' t a b u l u n a n A n i kilisesinin p l â n l a r ı m d ö r d e tak­ sim edersek D a r ü ş ş i f a p l â n ı n a benzeyen plânlan b u l m u ş oluruz. B u m u ­ kayeseden sonra daha da ileriye gide­ rek î t a 1 y a ' daki St. P e t e r ka­ tedralinin B r a m e n t e tarafmdan yapılan merkezî kubbeli k ı s m ı n ı n plânı­ nı da taksimata tâbi tutarsak D a r ü ş ­ ş i f a kapısmm plânının y a n s ı m elde

(7)

DİVRİĞİ ULU CAMÜ -mcSTİL KAPISI V E DtĞERLEEİ f l 9

etmiş olacağız. B u suretle D a t ü ş ş i -f a ' n m D o ğ u A n a d o l u ' dan te­ sirler aldığı ve h a t t â 9. Y . Y, da yapılmış olan A h d a m a r , A n i gibi önemli eserlerin plânlannı hatırlatması bize bu binanın almış olduğu tesirleri göstermesi bakımından çok önem taşıyan b i r hususi­ yetini daha meydana çıkarmış olacaktır. Görülüyor k i binanın plânında dahi bir gotik unsur mevcuttur ve bu tesiri A v -r u p a' dan değil A n a d o 1 u ' da ya­ pılan eserlerden almıştır.

Sanat kanşunsız olamaz, hele S e 1 -ç u k 1 u 1ar almış oldukları tesirleri o kadav güzel kendi bünyelerine u y d u r m u ş bulunmaktadırlar k i bir eseri tetkik eder­ ken bir karışımı anlamak pek güç olma­ maktadır. Bazan karışımlar o kadar da ustalıkla yapılmış b u l u n m a k t a d ı r . B i r S e l ç u k l u eserinden b a ş k a b i r kav­ min sanat tarihini çıkarmak m ü m k ü n ol­ maktadır. S a m a r a d a k ı S e l ç u k -1 u Jann A b b a s i sanatını kendi hu­ susiyetlerine göre işlemeleri buna b i r m i -sal olarak gösterilebilir.

Portalin kemeri üzerindeki sivri ça­ tılı kısmı, kadîm Y u n a n sanat eserle­ rinde ve eski S u r i y e bazilikalarında görmekteyiz. Portalin yanlarına yapılan girinti ve çıkıntılar, bu kısmı da masif ol­ maktan korumuş ve eser plân bakımın­ dan bir hareket kazanmıştır.

PORTAL İÇ K I S M I :

Ortada kapı bulunmakta, kapının sağ ve solunda, kalan kısımlar b i r simetri göstermektedirler. Biz burada alınlığa kadar olan kısmıdan bir tarafı anlatmak­ la iktifa edeceğiz.

îç kapı kısmında sağda ve solda i r i palmet yapraklı enlice b i r b o r d ü r bulun­ maktadır. Kapı üzerinde çizgileriyle sınır­ lanmış geometrik motif, alınlık altındaki pencere ve sütun, pencerenin sağ ve so­ lundaki motifler bazan simetrik, bazan asimetrik görünüşleri enine dikine sıra-lanışlan itibariyle birer konturas meyda­ na getirmişlerdir.

K a p ı n ı n sağ ve solunda i r i p a î m e t y a p r a k l ı enli b o r d ü r , i k i k a t l ı dekore edil­ miştir. B i r i n c i katta zeminden yukarıya kadar ajurlu bir şekilde arabesk motif­ ler işlenmiştir. Zemin s ü s ü n ü teşkil eden bu arabesk motifler üzerinde, daha plâs. t i k şekilde geometrik sınır yapılmış ve bu sınır bazan dışa bazan içe geçmek su­ retiyle a r a l a r ı n d a bulunan muhtelif süs­ leri çerçevelcmiştir. Her çerçeve içinde b a ş k a b i r motif yer almaktadır. Zemin­ den itibaren birinci boşlukta, arabesk motifleri vardır, bunların tepesinde mız­ rak ucu şeklinde b i r damla motili bıra­ kılmıştır. İkinci b o ş l u k t a karlal gagasına benzeyen b i r motifin dip tarafına bir çem­ ber y a p ı l a r a k üst tarafına da i r i palnıct yapraklar yerleştirilmiştir. Bu şekle ba­ k ı n c a i l k nazarda, b i r kartal motifi oldu­ ğ u s a n ı i n s a da, kuzey kapıda bahsi geçen ajurlu güneş motifinin daha sitil ize edil­ m i ş b i r şekli olduğu anlaş-.hr. B u motif­ lere t r a n ' da A 1 e v i y a n Ca­ miinde de r a s t l a n m a k t a d ı r . Üçüncü boş­ lukta, f i l kulağı şeklinde ve bir sıcak ik­ l i m n e b a t ı m hatırlatan kalbe dc benze­ yen nebat motifi b u l u n m a k t a d ı r . Bu ne­ bat motifinin alt ucundan çıkan, mızrak ucuna benzeyen damla motifi de birinci b o ş l u ğ u n aksine aşağjya d o ğ r u uzanmak­ tadır. D ö r d ü n c ü b o ş l u k t a ise arabesk mo­ tifi ile nebat motifi sıralanmış bulunmak­ tadır. B i r i n c i sıraya b î r ç e m b e r yapılarak, aşağıya gelen plâstik çerçeve bu çcnber içinde b ü k ü l e r e k kendiliğinden bir deko­ rasyon meydana getirilmiş aralanna ve yukansma da arabe.sk dallan işlenmiş­ t i r . E n yukardaki boşlukta ise i r i palmet yapraklan işlenmiş ve buradan itibvıven de köşeli bombeli sınır taşı, karşı tarafa geçirilerek simetrisi ile birleştirilmiştir.

Kapının tam üstüne isabet eden yer­ de, ü ç sıra halinde altı köşeli geometrik motifler ve bunlann b o ş l u k l a n n d a daha k ü ç ü k ç a p t a altıgenli motifler sıralanmış­ tır. B u altıgen kompozisyonunım içinde geometrik geçmeler yapılarak boşluk nlm-m ı ş ve süslenlm-me daha da hareket kazannlm-mış­ tır. B u dekorasyonun üzerinde kitabe bu­ lunmakta ve onun da üzerinde pencere yer a l m a k t a d ı r .

(8)

120

HtLHİ AREL PENCERE :

Kitabenin özerinde ve alınlığın altın­ dadır. Pencerenin etrafi, bombeli bir pro-fil ile sınırlan&nlmıştır. Ortasına da bir sütun yerleştirilmiştir. Bu sütun üzerin­ de biraz durmak isterim. Sütun dip kıs-mma (A) kapısında oIdu|u gibi i r i pal-met yapraklan gayet plâstik olarak yer­ leştirilmiştir. İki tarafa açılan i r i palmet yapraklannm üst kenarlanndan çıkan ikinci palmet yapraklannm ucu, yukarda sivri bir şekilde birieşerek bir minarenin alem'i gibi çok orijinal bir şekil göster­ mektedir. Bundan sonra sütun geomet­ rik yüzeylere aynlarak yııkanya doğru yükselir. Sütun geometrik yüzeylerinde bir sıra nebat bir sıra geometrik motif­ ler ve eşkenar dörtgenler yer alır bundan sonra sütunun daha yukarısında yalancı galeriler yüzeyleri çevrelemektedir. Bu galerileri birer yalancı niş'e de benzetebi­ liriz ve ortalarında da nebat motifleri bu­ lunmaktadır. Bu küçük galerilerin daha büyüklerine ve müşekkellerine, S i l ­ v a n U l u C a m i i nde taş olarak, K o n y a A l â ü d - d i n Camiinde de taş olarak rastlamr. Aynca S i v r i -h i s a r a-hşap U l u C a m i i nin mihrap önündeki ahşap sütunlannda ay­ nı yüzeyleri ve aynı dekorasyonu bulmak­ tayız. Bu sütun ahşap ve taş işçiliğinin birleşmesinden meydana gelmiştir.

Bir bütün olarak sütunlu pencere'ye, K a y s e r i H u a n H a t u n T ü r ­ b e s i pencerelerinde rasthyoruz, fakat oradaki pencerede bulunan sütun tama­ men taş işçiliğinin bir suretidir, ayrıca sütunun üzeri düz bir satıhtır ve dekore edilmemiştir. Ancak sütun başhğı arabesk motifleriyle bir parça süslenmiştir.

D a r ü ş ş i f a kapısı pencere sü­ tunu, pencereyi tam ortadan dikine kes­ tikten sonra sütun başlı^ kısmına geçi­ rilmektedir. Buradaki başlık, yuvarlak bombeli bir kaç profilin üst üste gelme­ sinden meydana gelmiştir.

Bu pencerenin sag ve solunda birer rozet vardır. Bu rozetlerin içinde altı kö­ şeli yıldız ve üzerleri de arabesk nebat motifleriyle dekore edilmiştir.

Ortalanm-da birer altıgen meyOrtalanm-dana getirilmiştir. Burada üç katlı bir süsleme tekniği var-du- ki S e l ç u k l u l a n n ö t e d e n b e r i kullandıklan bir usuldür. B u rozetin yan­ sı düz bir satth üzerinde, diğer y a n s ı ise dekore edilmiş bir dörtgen ü z e r i n d e d i r . Buradaki dörtgenin içi arabesk motifleri ile işlenmiştir. Bu şekilde arabesk motif­ li dörtgen ve yanındaki rozet ç o k güzel ve modern bir kompozisyon meydana

ge-tiı-miş bulunmaktadır. Bvmdan sonra dörtgen şeklinde bir kademe yapan portal kapı ve diğer motifleri s ı n ı r l a n d ı r a r a k alınlığı dışarda bırakır. K a p ı iç k ı s m ı n d a yukarda kapı düzleminden a y n olarak bir de alınlık vardır.

ALINLIK :

Düz bir satıh halinde olup d ö r t sua halinde ve plâstik bir şekilde beş köşeli yıldızlar sıralannuştır. Bu yıldızlar ü s t üste birbirinden daha küçük yıldızların yığılmasıyla meydana gelmiştir. B u yıl­ dızların birbiri üzerine yığılması dekoras­ yonu daha da plâstik bir hale getirmekte­ dir.

PORTAL DIŞ K I S M I :

Portal dış kısmı gene! olarak b i r ey­ van kemerine benzemektedir. Yalnız bu­ radaki fark muhtelif motiflerle işli bulu­ nuşudur. Buradaki gotik unsurlarla, A v-r u p a gotik sanatının ev-rken deviv-rlev-rin­ de meydana gelen portaller ve gotik sa-natmın gelişme devri katedralleri arasın­ da pek yakın bir benzerlik bulunmakta­ dır. P a r i s ' t e N ö t r D a m e, C h a t e r s e - A m i e n s ve R e i m s katedrallerinin kapılarmda g ö r ü l m e k t e olan bir sıra halinde s ü t u n ve ka­ demeler, aynı tip ve tarzda olmak üzere D a r ü ş ş i f a k a p ı s m d a da görülmektedir. Yalnız Avrupa katedral­ lerinde sütun ve kemerlerde insan figür­ leri bulunmakta, bu S e l ç u k l u ese­ rinde ise soyut manaya gelen şekiller, de­ korlar yer almaktadır. B i r heykelin anla­ mı ne tarafa alınırsa alınsın nihayet ken­ di görünüş mânasını verir. H a l b u k i m ü ­ cerret figür, seyredene göre m â n a l a r ta­ şır. Bu bakımdan D a r ü ş ş i f a ka­ pısı A v r u p a sanatından da daha

(9)

DÎVRİĞİ ULU CAMÜ TEKSTtlj KAPISI V E D İ Ğ E R İ ^

mânialı ve daha onjinal b i r hususiyet ta-ştmaktadjr. İşte bu şekilde . A v r u p a da niimâride G o t i k devri ve R o-rfı e ri devri ya$anırken O r t a A n d o 1 u 'da da S e l ç u k l u mimarisin­ de R o m.e n, G o t i k ve B'a r o k devirleri yaşanmaktadır. Bunu söylemek­ le yeni çağ yazarlarının (bizde sanata rö-lî<^ns gelmemiştir) hükümlerine b i r

ce-verilmiş öldüğünü "sanmaktayım. A y r u p a'da. R o m e n devrinin şonlannda yapıldığı anlaşılan A l m a n -Jia'nm E r z ğ e b i r g e şehrindeki (1230) altın portal adlı F r e i b e r g kilisesinde, gerşk yan duvar s ü t u n l a n n d a ve gerekse kemer k ı s ı m l a n n d a görülen hususiyetler, D a r ü ş ş i f a k a p ı s m d a da. görülmektedir. B u kilisedeki yaiı sü­ tunlar bir sıra hej'kclli, bir sıra mücerret İDOtifli sütun dizileri halindedir. Kemerde de . s.ym sıra,ar aynı şekilde yer al^ paktadır. Yajnız D a r ü ş ş i f a'nm sü­ tun demetleri derin girioti ve çıkıntılarla birbirlerini takip etmekte, bombeli süfun-culuk ve yalancı sütun başlıkları i r i pal-imet motifleri ve gayet plâstik rozetleriy-le A v E u p a erken G o t i k devri­ nin daha. da ilerisine geçmiş bulunmakta^ dır. 1537 - 1557 yıllannda F r a n s a'da yapılmış olan S a i n t M i c h e l katedralinin üç kapısından herhangi b i r i -l ü d e D a r ü ş ş i f a . kapısı i-le ko-lay- kolay-ükla. mukayese edebiliriz.

Netice olarak : D a r ü ş ş i f a k a * pısi A v r u pa san'atmda R o m e n devrinin sonu G o t i k devrinin başlarına rastlamaktadır. Kapmm yapısı 13. Y.Y. jbaşı olduğuna göre tarih b a k ı m m d a n A v r u p a âbidelerinden daha önce gel-fnektedir. Burada şunu tebarüz ettirmek İsterim k i , D a r ü ş ş i f a'nm A v r u-p a. san-atmdan tesir almış olması mad­ deten ve tarihsel sıraya göre imkânsızdır.

Şimdi portal dışı kısmını, zeminden başlamak üzere sırasıyla izaha çahşalım : Sütunlar i k i büyük gurup halinde ze­ mindeki profilli bir satha oturduktan son­ ra kemere kadar yükselip orada da keine-ri kesintisiz olairak çevikeine-rirler. Plânda

gö-m

r ü l e n k ı s ü n dik plarak taşla' çevrildikten sonra üzerinde d ö r t şıra halinde profillejf şualanmışlardır. B u n d a ö sonra dairevî motiflerle m ü ş t e r e k olarak arabesk motif^ leri b u l u n m a k t a d ı r . Burada bir sıra dâire yanında b i r sıra sivri köşeli ve tuğla şek-. Ünde düz satıhlı motifler bulunmakta ve aralan da arabesk süsleri ile doldurul^ m u ş t u r . B u m o t i f dış duvardan başlıya* rak portalin girinti ve çıkıntılanna uya­ rak iç k ı s m a kadar uzanır. Daha yuka^ rıda bombeli tek bir motif vardır, bu düz b i r satıhtan meydana getirilmiştir. B u satıh dışarıya doğru plâstik b i r şe­ kilde b i r çıkıntı da yapmış ve üzerinde; bulunan diğer süslere geçişi teşkil et­ miştir. Profillerden b i r kat daha yukarı­ ya çıkıhnca b i r nebat motifi, b i r damla m o t i f i yine b i r nebat motifi sırası halinr de b i r su yapılmıştır. Burada i r i palmet yapraklan arasında yine nebatî motiflet sırası vardır. Buradaki m o t i f S i v a s S e l ç u k l u eserlerinde ve E r z r u m S e l ç u k l u eserlerinde diki­ ne olarak yapılmış fakat" D i v r i g i D a r ü ş ş i f a'smda yatak olarak dile getirilmiştir. Alttaki motife nazaı*an da­ ha plâstik bir a n l a m ı vardır. B u sıra, Portali enine olarak dış duvar kısmın­ dan k a p ı içine kadar boydan boya kes; mektedir. Profil s ı r a l a n n a devam etiği-tiîiz takdirde yine damla motitİQrinderi xneydana gelmiş yatay bordürle karşıla­

şırız, buradaki motifleri, kadîm Y u-n a u-n tarihiu-ndeki mabetlerde görüleu-n firiz üzerindeki yumurtalıklara benzet­ mek yerinde olur kanısındayım. Bu yu­ m u r t a l ı k motifi nebatî motiflerden geo-Tiıetrik motiflere geçilirken kullanılmış­ tır. S ü t u n diplerinin hemen altında geo-' metrik motif başlamaktadır. Buradaki geometrik inotif anlaşılan şekilden başi ka olarak bir nev'i tekstil hususiyet ta­ şıyarak geçmeler halinde sıralanmışlar­ dır. Âraferda b i r kısım yer boşluk olarak bırakılmıştır; B u suretle geometrik mo-l i f ajurmo-lu b i r hamo-l amo-lmış, ve daha da güzemo-l­ leşmiştir. Bunun üzerinde yine yumurta­ lık motiflerine benteyen b i r geçiş moti­ f i b u l u n m a k t a d ı r .

(10)

122

HtLUt ABEL Burada bulunan profiller, bazan düz bazan işlemeli olarak ve bazan portal sathına yapışık bazan da dışan hrlamış şekiller almışlardır. Aynca bu yatay bor-dürlerin dekorasyonunu nazara alacak olursak, bunların da birbirlerine benzeme­ diklerini görmekt^^'z ki bu da gözü din­ lendirmektedir. Ve konturas teşkil et­ mektedir.

Nihayet bu portale dıştan uzaktan dikine bakılırsa, bir resim çerçevesi veya bir heykelin âbidesi gibi bir manzara ile karşılaşırız ve bu bize portaii daha hey­ betli ve daha plâstik olarak görmemize yardrnı eder.

î ç kısmının sag ve solundaki sütun demetleri i k i büyük grup halinde sıralan­ mıştır. Birinci sütun grubunu içe en ya­ kın olanmı kabul ederek buna göre ince­ lememize devam edeceğiz.

Birinci grupta, büyük bir sütun üze­ rinde altı adet sütuncuklar bulunmakta­ dır. Gövdeyi teşkil eden sütun kemere kadar devam ederek hafif bir sivrilik teşkil ettikten sonra dönerek diğer ta­ raftaki simetrisi ile birleşir. Gövde ÜZ<N

rindeki sütuncuklar konik ve yaprak şek­ linde bir sütun dibine oturmuş olup, sü­ tun aralarma üçgenler ve onlann da ara-lanna nebatî, arabesk motifleri yapıl­ mıştır. Bu üçgen motiflerinin bir tane­ sinde kabartma olarak yapılmış olan bi­ nayı vakfedenlerin profilden resimleri röliyef olarak yapılmıştır. Bu bahse iler­ de tekrar döneceğiz.

Sütuncuklar yaprak şeklindeki dip­ lerinden çıkıp kapı hizasına kadar yük­ selir ve orada sütun başhklan teşkil ederler. Bu başlıklar bükülerek yapılmış ve geçme olarak işlenmişlerdir. Bunların altmda ufkî bir bordür sadece geçme ola­ rak düzenlenmiştir. Bu geometrik bor­ dür sütuncuklan bir sargı gibi sararak portaii dıştan itibaren iç kapıya kadar bir kuşak gibi sarmaktadır.

S e l ç u k l u kaftanlarında kollar­ da şiraz ismi verilen bir pazubent bulun­ maktadır. Buradaki bordürde, bütün gi­ rinti ve çıkıntılara uyarak devam ettiğin­

den portalin sağ ve sol yanlaı mın şîrazi-m teşkil eder. Dikine olarak yükselen sü-tun demetlerini bu şirazm yatay olarak kesmesi binaya bir rahatlık ve moîîf ba-kımmdan hoş bir çeşni venr.cktcdir. Geo­ metrik bordüıün altından geçen s ü t u n ­ cuklar daha yukan devam etmekte ve portal iç kısmı pencere hizasına kadar gelmekte ve orada yeniden b i r b a ş h k meydana getirmektedir. Burada s ü t u n -cuk başlığı üzerinde ufak bir vazo bulun­ makta ve içinden i k i tarafa doğru açılan düz yaprakh bir nebat motifi ve yanlar­ dan da eşkenar dörtgen şeklinde geomet­ rik motifler çıkmaktadır. Bunun ü z e r i n d e bir köke tutturulmuş olan b ü y ü k b i r ge­ lincik çiçeğinin yapraklarını a n d ı r ı r şe­ kilde i r i nebat motifleri yapılmıştır. B u nebat motiflerinin birleştiği noktaya isa­ bet etmektedir. îri gelincik nebat m o t i f i yapraklannın altta ve üstte kalan b o ş -luklanna da arabesk motifleri yapılmış­ tır. Bundan sonra sütuncuklar aynı pa­ ralelliği takip etmek suretiyle kemere doğru çıkmakta ve birer d ü ğ ü m teşkil ettikten sonra kemerin sivri n o k t a s ı n a ulaşıp diğer yöndeki simetrisi ile birleş­ mektedirler. Sütuncuklann başlıklarının hemen üzerinde gayet plâstik b i r şekilde bir rozet yapılmış olup içerleri de geo­ metrik motiflerle bezenmiştir. B u rozet

karşı tarafta da mevcuttur. Rozet içer­ sindeki geometrik geçme motifleri yeni bir şey olmayıp bir çok S e l ç u k l u eserlerinde görülen dekorasyonun avnı-dır.

Birinci sütun demeti ile ikinci s ü t u n demeti arasında derin konşe şeklinde b i r boşluk bulunmaktadır. Portalîn dışına doğru dönen ikinci sütun demeti, keme­ rin iç tarafından dikine profiller halinde dönerek karşı taraftaki simetrileri ile birleşirler. Buradaki s ü t u n c u k l a r iç ta­ rafta olan sütuncuklann aynıdır. Yalnız en dışta olan paralel sütuncuklar, pen­ cere seviyesine kadar çıkarak orada dışa döner ve tekrar yukarı doğru yüksele­ rek sütun başlığını teşkil ederler. S ü t u n başlığı S e l ç u k l u tipinde altı kö­ şeli ve derin nişlidir. Alttan itibaren pro­ filler halinde çıkan başlık daha yukanda

(11)

DtVRİĞl ULU CAMÜ TEJKSTtL KAPISI V E D t Ğ E I U M

123

içleri de arabesk motifleri ile işli b i r sıra üçgenler meydana getirdikten sonra yine bir i k i sıra düz profil ile kesilir ve daha yukarda derin niş tipi başlık istelaktît-lerini meydana getirmiş olurlar. B u iste-laktitlerin dış yüzeylerinde kalan üçgen parçalan da arabesk motifleri ile dekore edilmiştir. Sütun nişleri veya istelaklit-lerinden sonra başlığın altı köşeli kısmı başlar ve bundan sonra da b i r kademe teşkil ederek sütun daha darlaşır ve al­ tıgen olarak portal kemerine dayanır. B u başlıklara A f y o n U l u c a m i -i ûdck-i ahşap sütun b a ş l ı k l a n n d a k -i de­ rin nişli olan, ikinci kategoriye giren sü­ tunlar pek intibak etmektedirler. Bura-(Jaki sütun başlığı esaslı b i r sütıma isti­ nat etmediği için, buna altı köşeli b i r silkme de diyebiliriz. Portalin sağ ve so­ luna oturan bu başlık sütunlara b i r akı-ahk ve fışkırma hususiyeti vermektedir, yâni barok ve gotik hususiyetlerini b i r aıada taşıması bakımından önemlidirler. Başhk mimarî b a k ı m ı n d a n kapıda barok hususiyetlerinin mevcudiyetini gösterir. Paralel sütunun tam orta yerinde çe­ lenk şeklinde ve gayet plâstik b i r motif bulunmaktadır. B u motif i r i palmet yap-raklannm ve nebat tomurcuklannm bir­ leşmesinden meydana gelmiştir. Altta i k i tomurcuk, bunlann yanından yukanya doğru ç ı b p sonra birleşen i k i palmet yap­ rağı, daha vardır. Çelenk şeklindeki mo­ tifin üzerinde yalnız uçları b u g ü n belli olan bir motif daha vardır k i , b u şekil tahribata uğramıştır. H a k k ı n d a b i r karar vermek güçtür.

Ancak portalin i k i tarafında da bu­ lunan bu motif tahrip edilerek, diğer mo­ tiflerin bir tahribata maruz kalmayışlan bize bazı tedailer yaptırmaktadır. Biz burada insan motiflerinin b u l u n d u ğ u n u tahmin etmekteyiz, S e 1 ç u k 1 ular devrinde memnuniyetle D a r ü ş ş i f a kapılarına tılsım ve b u r ç motifleri yer­ leştirilmiş bulunmaktadır. Bunlar E j ­ der, Boğa, Arslan ve b u r ç l a n ifade eden insan b a ş l a n ve bağdaş k u r m u ş ellerin­ de kâğıt tutan ve saz çalan motiflerden ibarettir.

S i v a s D a r ü ş ş i f a'sı avlu eyvanında kemerin her i k i yanında b i r b u r ç b u l u n m a k t a d ı r . Burada b i r kadm b a ş ı ve ö r g ü l ü saçları, gerdanında b i r ay resmedilmiştir. Örgülü saçlar aym altın­ dan geçerek aşağıya doğru sarknruştır. î ş t e D i v r i ğ i D a r ü ş ş i f a'smdaki insan ınotiriennin de bu şekle benzediği kanısındayız.

S e 1 ç u k 1 ularda, 12 gezegen D a-r ü ş ş i f a gibi yea-rlea-re daima a-resmedil­ miştir. Ancak 12 burcu b i r arada yap­ mak ç o k kalabalık ve külfetli olduğun­ dan en m ü h i m olan güneş, ay, resmedi-l i r d i . î ş t e S i v a s D a r ü ş ş i f a'sm­ daki kadm ve ay motifi de güneş ve ay burcunu temsil etmekte, kadm motifi gü­ neş a n l a m ı n a gelmektedir.

A n a d o l u ile M e z o p o t a m -y a a r a s ı n d a k i E l C e z i r e köp­ r ü s ü n d e hayvanlarla insan başı motifle­ r i , aym anda resmedilmişlerdir. K o n-y a saran-yında elinde kâğıt tutan ve mer-k ü r burcuna delâlet eden şemer-killere rast­ lanmıştır. Bağdaş kurup çalgı çalan mo­ tif, venüs burcunu, elinde yarım ay tu­ tan insan figürü ise arz burcunu anlatır.

Şimdi tekrar D i v r i ğ i D a r ü ş ­ ş i f a sına dönelim. Çelenk şeklindeki motifin tahrip edilmiş olan kısmının al-tmdan i k i tarafa örgülü b i r kadm saçı u z a n m a k t a d ı r . Tahrip edilen kısımda da güneşi temsil eden örgülü saçlı b i r kadm başı, ile b i r ay figürünün b u l u n d u ğ u ve zamanın taassubu neticesinde tahrip edil­ miş olması kuvvetle muhtemeldir. Bu tahrip edilmiş kısımdan çıkarak daha yukanya giden ve sütun başlıklarına uza­ nan paralel sütunların b a ş h k l a n öteki­ lerden daha başka hususiyet göstermek­ tedir. Burada s ü t u n başlığı daha tomur­ cuk olan b i r palmet yaprağmdan ibaret­ tir. Ve çok plâstik bir şekilde yapılmış­ tır. Aynı şekildeki palmet yapraklanna kuzey kapısında da pek bol miktarda rastlamaktayız. Buradaki palmet yap-r a k l a n n ı n içine sun'î olayap-rak ayap-rabesk gibi herhangi b i r figür yapılmamış olup, ken­ d i damarlarından meydana gelmiş olan

(12)

124

inotif 'paûnet yapragüu 'taüı mânası ile plâslikleştinriiştîr.

Paralel sütuncuklarla bunların iç ta­ rafındaki sütuncuk arasında uzanan boş­ luğa, sütuncuk başlanndan sütun dip­ lerine kadar olan. sahaya, plâstik bir şe­ kilde palmet yapraklan , ve tomurcuklan damla motifleri işlenmiş bulunmaktadur. Buradaki i r i ve münferit olarak yapıhmş ^lan palmet yapraklaftnâ sadece kuzqr

kapısmda rastlamaktayız.

EMtR V E SULTAN MOTtFt : Sütuncuklann alt tarafmda, üçgen-.lerle meydana getirilmiş motifler ardindâ

b a r ü ş ş i f a kapısına dönük olarak .yapılmış prenses ile prens motifi varduf. D a r ü ş ş i f a'ya giderken görünmez hr kat kapıdan çıkarken sağ tarafa bakacak

olursak bu inisan figUrlelerinî görebiliriz.

'Bu röliyefin zamanm taassubuna kar$ı sütunlar arasına gizlendiği tahmin edil-'mektedir. Burada bulunan motifler bu­ gün kısmen tahrip edilmiş obnakla be­ raber A. G A B R 1 E L'in verdiği desene

göre prens ve prenses birer S e İ ç u t 1 u başlığı taşunaktadırlar. Bu sebeple

•prens Ve prensesin bir S e l ç u k

emi-ri ile bir .S e 1 ç u k sultanma.ait ol-.duğu, şüphe götürmez bir hakikattir.

A V r u p a'da R o m e n ve G

o-t i k san'ao-tmda inşa edilen kilise kao-ted­ ral ve buna mümasil binalarda kapmm .sağ ve solunda o binayı vakfedenlerin

heykelleri bulunması adettendi. Röne­ sans devrinde yapılan resimlerde vakfe­ denlerin resimlerinin de çizilmesi yine o devrin hususiyetlerindendi. S e I -ç u k 1 ularda da bu tarz resmedilişin umumî bir gelenek olmamakla beraber, D i v r i ğ i D a r ü ş ş i f ası vâkıfı olan - A h m e t Ş a h ' ile annesi olması çok

kuvvetli bir ihtimaldir. PORTAL KEMERt :

Kemerin iç kısmının sütunlannı, an­ latırken izaha çalışmıştık. Kemerin dışa bakan tarafına gelince burası da başka -bir hususiyet göstermektedir. Birinci bor d ü r biraz daha geniş ve geometrik nebat

motiflerinin birleşmesinden meydanj) gelmiştir. Üçüücü ve en son b o r d ü r ise

bombeli gciömetrik motif ve nebatlanrt •bir araya gelmesinden hasıl o l m u ş t u r . Bu üç sıra motifli b o r d ü r kapıya yükse­ liş bakımmdan heybet veşrmekledir. Bör-dürler sol taraftaki sütım b a ş h g m d a n , sağ taraftaki sütun başlığına kadar de­ vam eder. Kemerden sonra portal yük­ selişine devam etmekte ve sivri b i r ç a t ı ile son buhnaktadır.

. Portalin sağ ve sol duvarlan y u k a n -ya doğru çıkan köşeli bombeli ve nebat

motifleriyle dolu profillerle s ü s l e n m i ş olup tek bir satıh halinde bırakılmıştır.

Yazımızda D i v r i ğ i U l u c a-m i i ve D a r ü ş ş i f ası dekoras^ "yonunu bitirmiş bulunmaktayız. Yazımız* 'daki bazı motiflerin daha bariz olarak •görülmesi için kroki halindeki çizimleri Y. Mühendis Mimar Y ı l m a z ö n g e

çizmiş bulunmaktadır. Bu çizim esnasm-^da göstermiş olduğu hassasiyet ve a s h n â

sadık kalıştan dolayı kendisine teşekkü­ rü bir borç bilirim.

Netice olarak kısaca izah edecek olursak; D i v r i ğ i U 1 u C a m i i ve buna bitişik olarak yapılmış bulunan D a r ü ş ş i f a manzumesinde kapılar­ daki dekorasyon bir çok kavimlerden te­ sirler almış ve kendisinden sonra gelen­ lere de bir çok tesirler vermiştir. San'at tarihi alanmda bu kadar fazla tesire ma­ ruz kalıp ve sayısız derecede tesirler ve­ ren esere az rastlanmaktadır. San'at ta­ rihi derinliklerinde D i v r i ğ i man­ zumesi gibi, aldığı ve verdiği tesirlerin fazlalığı dolayısiyle bu işle u ğ r a ş a n l a r a rgcniş kapılar açmış olan ve kavimlerin

medeniyetlerini ortaya k o y m u ş oları S a m a r a , A h d a m a r merkezleri •bulunmakladır. D i v t i ğ i U l u c a ­

m i i de S e 1 ç u k 1 ular, için S e l ­ ç u k san'atı bakımından b i r başlangıç .ve geçiş esçri vazifesini g ö r m e k t e d i r .

A n a d o l u S e l ç u k l ularının san'-atım inceleyen bir kimsenin bu manzu-ımeyi ihmal etmemesi kendi menfaati ica­

(13)

DtVIÜĞt ULU CAMÜ TEİKSTİL KAPISI V E DtĞERIERÎ

125

D i v r i ğ i manzumesinde Barok, Tekstil, S e l ç u k , Go t i k k a p ı l a n O r t a A s y a çadır işçiliğinden, I sIt i t san'atmdan î r a n S e l ç u k l a rından S a m a r a ve S a s a n i l e r -den, hattâ E r m e n i san'atmdan tesir-ier almıştır. Bizatihî olarak, i r i palraet yaprakları yatay ve dikey bordur kompo­ zisyonlarım meydana getirmiş, tekstil işçi­ lik ve tekstil motifleriyle beraber metal işçili^ni de taşa nakletmiş bulunmakta­ dır.

Aynca alçı ve tahta işçiliğini de t a ş üzerinde göstermiştir. T a ç kapılar bakı­ mından da, köşeli n i ş , Tromplu niş, is-telaktitli niş ve barok hususiyetleri dile getirmiştir. Bu eserde yeniden icat edi­ len figür ve mimarî u n s u n ı o kadar faz­ ladır k i burada saymakla bitirilemez.

D i v r i ğ i manzumesi dekorasyon b a k ı m ı n d a n , muhtelif devirlere pek ç o k tesir vermiştir. E n y a k m olarak kendi devrinde S e 1 ç u k 1 ulara, daha sonra B e y l i k l e r devrine ve O s m a n l ı san'atma dekorasyon ve m i m a r î bakı­ m ı n d a n b ü y ü k tesirler icra etmiştir, D i v r i ğ i manzumesi daha da ileriye geçerek A v r u p a san'atındaki, Ba-rok ve Gotik devirlerine örnek olmuf bir eser o l m a s ı b a k ı m ı n d a n kıymeti diğer eserlere nazaran ç o k daha üstündür.

Bundan sonraki yazılarımızda, D i v ­ r i ğ i U l u C a m i i vc D a r ü ş -ş i f asının iç dekorasyonunu, sütun vc b a ş h k l a n n ı , kubbe ve tonozlarmı devam edegelen b u tarz metodla inceleyerek bu külliyenin t a m a m m ı sizlere tanıtmayı dü­ şünmekteyim.

(14)

Hilmi AREL

Resim : I — Tekstil kapı sol yan dctavı vc dııvarciaki rozet.

Resim : 2 Tekstil kapı sol yan nişi vc sütunla sağır niş durumu

(15)

HUmi AREL

Resim : 3 — Tekstil kapınm sütun ve tekstil moiiflerinin detayı. (H. Arel)

Resim : 4 — Tekstil kapmm sütun ve başlıgmm detayı. (H. Arci)

(16)

Hilmi ARBL

W

Resim : 5 — Tekstil kapının niş detayı. (H. Aıvl)

Resim : 6 — Tekstil kapının sol yan nişindeki hayvan figürleri. ( H . Arel)

(17)

Resim : 7 - Tcsktil kapının sol yanındaki Ahmet Şah arması detayı. (H. Arel)

(18)

Hilmi ARBL

I

J^esim : 9 — Darüşşifa kapısı genel göninUşü ve çatı ile teşkil

ettiği kompozisyon. (H. Arel)

Resim : 10 — Darüşşifanın sağdan görünüşü.

(19)

V

Resim : 11 — Darüşsifanm sütun dcmetlerindeki konşolcrin duruşu.

Resim : 12 — Darüşşifa kapısı iç kısmının detayı. (H. Arel)

(20)

HUmi AREL

Süt

S . .

Rosim : 13 — Darüşşifanın kitabesi ve penceresindeki sütunun detayı.

Resim : 14 — Darüşşifanın süfuncuk başlıkları. (H. Arel)

(21)

Resim : 15 _ Darüşşifan.n Em.r vc Sulian motifinin detayı. (H. Arel)

r

(22)

Hiltıd AREL

m

m

1

17 - Darüşşifa kapısı sağ yan plânı. (A. Gabriel'den - Y. Önge)

u a r u ş ş ı ı a ıv Kisını Kapı yanınuaKi ooruur ueıayı. i K c s ı m u e n - ı . önge)

(23)

Hilmi ARBL

T •

T,

i\1

Resim : 19 — Dahişşifa Icapısmdaki tahrip edilmiş olan kısmm diğer kapılara ve yerinde kalan artıklara kıyaslamak suretiyle çizilen burç motifi. (Resimden - Y. ö.)

i

i

Resim : 20 — Tekstil kapısı sağ yan plânı. (A. Gabriel'den - Y. Onge)

(24)

Hı7mı ARBL

Kedm : 21 — Tekstil kapının niş kemeri üzerindeki lâle ve halı motifleri. (Resimden — Y. Onge)

Itosîın : 22 — Tekstil kapının niş kemeri üzerindeki enine bordur ve kilim motifleri. (Resimden — Y. önge)

n

Resim : 23 — Tekstil kapı üzerindeki enine bordürde bakır işçiliğine benzeyen motifler. (Resimden — Y. önge)

Referanslar

Benzer Belgeler

 Caminin Barok Kapı adıyla anılan ve asıl giriş kapısı yani cümle kapısı olan kuzey cephedeki portal, birbiriyle çok gevşek bağlantılı, oldukça irileşmiş

Kurulduğundan bu yana Jandarma tarafından korunan Türkiye’nin en köklü ve siyasi düşünceler açısından en dinamik üniversitesi Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nin

28 LENA DOĞALTAŞ MADENCİLİK SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ İNKÖY MAHALLESİ PERLİ YOLU CAD... 29 UGUR

[r]

14 Çınarcık Meslek Yüksekokulu Çınarcık Vocational School Çocuk Gelişimi Child Development ÖNLISANS Associate Degree 2 10 285,00 15 Çınarcık Meslek Yüksekokulu

[r]

[r]

Birlik/Sendika Birlik Birlik/Sendika Birlik Birlik/Sendika Birlik Birlik/Sendika Birlik Birlik/Sendika Birlik Birlik/Sendika Birlik Birlik/Sendika Birlik Birlik/Sendika