• Sonuç bulunamadı

Klasik Türk Edebiyatında Vali Mahlaslı Şairler ve Vali-i Amidi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Klasik Türk Edebiyatında Vali Mahlaslı Şairler ve Vali-i Amidi"

Copied!
14
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

KLASiK TÜRK EDEBiYA TINDA V ALi MAHLASLI

ŞAiRLER VE VALi-iAMiDi

Hanife KONCU*

Lügat itibariyle "1. Kurtulacak yer, melce, me'men. 2. (Faris! ve Türkçe eş'arda) Şairin şi'irde ittihaz ettiği isim( ... ) 3. Herkesin ismine ilaveten zımn olunan ikinci isim (

... )"1

gibi çeşitli manalara gelen mahlasın, birden fazla şair tarafından kullanılması sebebiyle, Klasik Türk Edebiyatının problemlerinden biri haline geldiği söylenebilir. Aynı mahlaslı şairlerin şiirleri yüzyıllar içerisinde birbirine karışmış ve bu sebeple birçok şair, kimsenin itibar etmeyeceği mahlaslan almaya gayret sarfetmiştir.2 Mesela Fuzfili, Farsça Divanının önsözünde, özellikle kelimenin "fodul, faydasız" manasını düşünerek aldığını belirtir.3 Bunun yanında şiirde kendi adlarını mahlas olarak kullanan şairler de vardır: Ahmed Paşa, Taşlıcalı Yahya, Şeyhülislam Yahya4 gibi. Bazen de mahlasları şairlerin asıl adlarını unutturmuştur: Nab! (Yusuf), Nef'i (Ömer) vb gibi.

Türk Edebiyatında mahlas kullanımının dışında, zaman zaman bazı eserlerde takma ad, tapşırma ve lakap gibi kelimelerin de yer aldığı görülür. Bu kelimeler bazen aynı manaya kullanılmakla beraber aralarında farklılıklar bulunmaktadır. Mahlas, takma ad gibi zaman zaman kullanılan bir ad değildir. Sanatkarlar için mahlas almak Divan ve halk edebiyatında bir gelenek haline gelmiştir. Takma ad, daha çok asıl adı gizlemek için kullanılan bir ifadedir. Tapşırma, halk şiirinde şairin takma adıdır. Lakap ise, kişiye adından başka verilen geleneksel isimdir. 5

*

2

3 4

5

Araş.Gör. Dr., MSÜ, Fen-Edebiyat Fakültesi.

Şemseddin Sami, Kamus-ı Tıirkf, İstanbul, I 987, 2. baskı (fotokopi usulüyle çoğaltma), s. 1310.

Mustafe Isen," Divan Edebiyatında Mahlasdaş Şairler ", Ötelerden Bir Ses, Ankara, I 997, s.

195-196. (Aynı yazı daha önce Milli Eğitim dergisi, Ankara, 1989, S. 82, s. 22-29'da yayınlanmıştır.)

Fuzulf Divanı Şerhi, Haz. Ali Nihat Tarlan, Ankara, I 998, 2. baskı, s. I I.

Tahir-ül-Mevlevi, Edebiyat Lıigatı, İstanbul, I 984, 2. baskı, s.94.

Mehmet Semih, Türk Edebiyatında Mahlaslar, Takma Adlar, Tapşırmalar ve Lakaplar. Istanbul, 1993, s. 14-15.

(2)
(3)
(4)
(5)
(6)
(7)
(8)
(9)
(10)
(11)
(12)
(13)
(14)

Referanslar

Benzer Belgeler

manevi simasını bu kadar çabuk değiştirmesini kabul bir az güç olduğu gibi, kadına şuh ve pürneşe kesildikten sonra aşık olan bir erkeğe onun

2007 yılında CDC/FDA Aşı Yan Etki Rapor Sistemi (Vaccine Adverse Event Reporting SystemVAERS) verilerine dayanarak yapılan bir araştırmada, 2004 yılı boyunca

Melatonin administration to rats with acute pancrea- titis slightly decreased platelet count compared to group with acute pancreatitis and this level is also not different

Ancak, belki de lideri diğer grup üyelerinden ayıran en önemli özelliklerinden biri; grup süreci öncesi diğer üyelere göre kendinden çok daha haberdar olması gereken,

levizyon birimine teslim edilecekdi. Yorgun Savaşçı’nm buradaki banyo, seslendirme montaj işlemleri tam iki yıl sürecekti. Döne­ min TRT Genel Müdürü Macit Akman’m

İşte Recaizade Ekrem, Tanzimattan sonraki edebiyatımızda şiirimize bu içli gönül seslerini ilk getiren şairdir Belki bütün muasırlar: gibi fazla romantiktir,

özlemleriyle hem ozan Cansever’i, hem de insan Cansever’i anlatıyor; tıpkı dizeleri gibi: “Ben orda, akşamına orospular dadanan / Camlarında pis