• Sonuç bulunamadı

Aksaray'ın Tarihi Önemi ve Vakıfları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Aksaray'ın Tarihi Önemi ve Vakıfları"

Copied!
24
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

AKSARAY'IN TARİHÎ ÖNEMt VE VAKIFLRAl

M . Z E K Î O R A L

1932 - 1941 senelerinde N i ğ d e tarihi, 1942 - 1954 yıllarında K o n y a tarihi tetkikleri ve neşri ile meşgul olur­ ken N i g d e'nin N a h i t a, N a-k i t a, N i a-k i d e, N i ğ d e , K o n-y a'nın t k o n n-y o m , K u n i n-y e din-ye anıldığı H i t i t l e r . K a p a d o k-y a l ı l a r . R o m a vc B i z a n s ­ l ı l a r zamanında adı K u r ş a u r a, G a r s a u r a , A r c h e l a i s olan bir belde k a r ş ı m a çıkıyor, N i ğ d e , K o n y a tarihleri nereye kadar uzanı­ yorsa K u r ş a u r a , A r c h e l a i s de bcrabv-r geliyordu.

S c l ç u k î l e r devrinde A n a-d o 1 u şehirlerina-den bazıları, eski aa-d­ larının biraz değişmesi ile devam eder. En yakın misali y u k a r ı d a yazdığımız N i ğ d e ve K o n y a'dır. Bazı şehir­ ler ise eski adlarını b ı r a k m ı ş birer ve­ sile ile yeni adlar almışlardır. P h i 1 e-m i 1 y u m = A k ş e İl i r, K a p a-d o k y a Krallarının sonuncusu aa-diyle amlan A r c h e l a i s = A k s a r a y isimleri de bu kabildendir,

A n a d o l u S c l ç u k î l e r inden I I . K ı l ı ç a s l a n ' m (1156-]t92) A k ­ s a r a y'da beyaz j'apı t a ş ı n d a n yaptır­ dığı muazzam sarayı şehre adını vermiş S c l ç u k î l e r devrinde ve daha son­ ra A k s a r a — A k s a r a y adı devam etmiştir. I V . K ı 1 ı ç a s 1 a n'm bu sarayın merdivenlerini atı ile çıktığı­ na dair S e l ç u k tarihî kaynakların­ da sarahat vardır.

Tarihin îıer çağında mevcut olan A k s a r a y I I I . K a p a d o k y a yahut k ü ç ü k K a p a d o k y a bölgesi şehirleri arasında idî.

A k s a r a y , K o n y a ile birlikte 1077 ( H . 470) yılında A ıı a d o l u S e 1 ç u k 1 u l a r 1 tarafından zaptedil-di. lOSO ( H . 477) vukuatı arasmda K u-t u 1 m u ş o ğ l u S ü 1 e y m a n'ın K o n y a ve A k s a r a y h ü k ü m d a r ı olarak ad'- geçer. 1106 ( H . 500) farihîe-rinde h ü k ü m d a r olan I . S ü l e y m a n o g I u I . K 1 1 1 ç a s 1 a n da yine K o n y a ve A k s a r a y hüküm dan olarak tarihe geçmiştir. ^

11. K 1 1 1 ç a s 1 a n A k s a r a y'a çok ö n e m verdi. Camiler, kervansaraylar, bedestenler yaptırdı. Kalesini tahkim et­ t i . ( B u g ü n çarşı, park ve h ü k ü m e t bina­ ları olan saha o zamanki kale içinde iç şehir i d i . Kale dışında ise ayrıca Varoş­ ları, mahallâtı vardı. Seyyitier, ga;<;î<?r, âlimler, tüccarlar getirterek A k s a -r a y'a ye-rleşti-rdi. Bu su-retle S e l ç u k ordularının u m u m î karargâhı şekline gel­ m i ş olan A k s a r a y'a gayri müslim-İcrin ve b a ş k a hüviyet ve asaleti belirsiz kimselerin girmelerine müsaade etmedi. B u itibarla A k s a r a y D a r ü ' z-z a-f e r, D a r ü'l - C i h a d adlariyle de anıldı. *

I I . K 1 1 1 ç a s I a n son günlerin­ de memleketini onbir oğlu arasında tak­ sim etmiş A k s a r a y'la S i v a s'ı oğlu K u t b ü ' d - d i n M e l i k Ş a h a vermiştir. '

1 (Ibn ül - Esir Ei-cczrî: El-kâmil Fi't - tarih. Kahire tab'ı cilt 8 sahife 240.)

2 (Ül-veîed üj - Şefik, sahife 292, Anonim Se'çukname matbu nüsha sahife 38).

» (Melik Sah'a ait hir kitabe tlâbiyat FakOl-fesi Dergisi sayı 1-IV. 1956, sahife 150 de tara­ fımdan neşredildi.)

(2)

222

HALtT ONGAN 295.

(30/Ekinı/1888).

Kayıtlı bulunduğu sicil No Belge No. : 1034.

Bâis-i tastım kitâb-J şer'î oldur k i , M e d î n e - i A n k a r a'da H o c a-h i n d î gayr-ı müslim maa-hallesinde sâkin D e V 1 e t-i A I i y y e-i O s m a-ı> i y y e tebaasının R u m milletin­ den Y u v a n Veled-i H a c ı P r o-d ö b r o m o s Veleo-d-i

K i l i

nâm kimcsne medîne-i mezbûre mahkeme-i şer'iyyesindc mün'akid meclis-i şer-î şe-rifde zikr i âtî vakfma li-ccriî-tescîl

mü-tevcliî a<xsh vc ta'yîn cy'egi medîn<>i mczbııredo î m a m y u s u f mahalle­ sinde sâkin devlet-i müşâi-ünileyha te-baasjîHn mille t-i merkumesinden T a şç 1 ogiu Y u v a n nâmı diğer C i -V a n veled i î 1 i y a veled-i B o-d o s mahzarıno-da bitav'ihi takrîr-i ke­ lâm vc ta'bîr-i an'il-merâm idüb zikri âtî vakfın sudûruna değin yedimde olub bin üçyüz dört sene-i rûmîyesi Nisanmm onuncu günü tarihiyle müverrah işbu bit kıt'a sencd-i hâkanî nâtık olduğu üzere mezkûr H o c a h i n d î mahaljesinde kâin bir taraftan R u m mektebi ve bir taraftan T o p a l Y a s e f men­ zili ve iki taraftan tarîk-ı âm ile mah-dûd B o y n u e y r i

z â d e Mer­

h u m H a c ı M e s ' u d A ğ a ve­ resesinden onüç bin yiğirmi kuruş scmen-i medfa' mukabilinde iştira idüb ol veç­ hile yedimde mülk-i müşterâm ve hak­ kım olan, on i k i rakam ile mürakkam fevkanî ve tahtanî buyût-i adîde ve mal-zemc-i sâircyi müştemil bir bab menzi­ limi bi-cümlet'it-tevâbi' v'el-Ievâhik ve kâffet'iMıukuk v'el-merâfık vakf-ı sa-hîh-i müebbed ve habs-i sarîh-i muhal-led ile vakf ve habs idüb şöyle şart ey­ ledim k i , menzil-i mezkûr bâ ma'rifet-i mütevelli îcar olunub hâsıl olan gailesi medîne-i raezbûrede sâkin R u m mil­ letinin fukarâ ve bîkes sıbyânma verile ve îcar olunamayub da gaile hâsıl olama­ dığı takdirde menzil-i mezkûr derûnun-da millel-i merkumenin fukarâ ve bîkes sıbyânı iskân edile ve mürûr-ı eyyâm ve kürûnvı a'vâra île menzil-i mezkûr müş-rif-i h a r â b olub ta'mîri gayr-ı kaabil ve

şart-ı mezkûra riâyet m ü t e a z z e r olursa b'iHzn'iş-şcr'î veya ma'rifct-i mütevelli bedel-i misliyle talibine ferağ vc lefvîz vc bedeli kabz ve irbâh olunub hâsıl olan gailesi mutlaka medînei m e z k û r e -de sâkin olan millet-i merkumenin fuka­ râ ve bîkes sıbyânma verile, m â d â m k i ben hayatta olam, vakf-ı m e z k û r u m a ben hasbî mütevelli vc nâzır o l a m vc be­ nim vefatımdan sonra vakf-ı m e z k û r u m a medîne-i mczbûrcde sâkin millet-i mer­ kumenin eşbâs-ı m u ' t e b e r â n ı h a s b î nâzjr olalar ve eşhâs-ı merkume-i mu'tebcre-nin müntehr.blan olan bir kimesne dahi hasbî mütevelli oîa deyü menzil-î mez­ kûru ba'de'et-tahlij'c mütevcili-ı m e z b û r Coni'ye teslim, ol dahi tesellüm i d ü b şâir mütevellilerin tasarrufları gibi tasar­ ruf itmiş içli didikde mütevelli-i m e r k u m dahi ba'clc't- tasdik emr-i vakf-ı m e z k û r tamam ve hâl-i teslim c n c â m b u l d u k t a n sonra vâkıf-ı mezbûr Y u v a n , vakf-ı mezkûredcn rücû'-ı birle mcnzil-i mez­ kûru kel-cvvel mülkine istirdadını da'va ve mütevelli-i mezbûr C i v a n dahi tes'.imden imtinâ' ile her b i r i h u z û r - ı şer'-i şerif de .^:.<J»j ^t, müterâfiân vc her b i r i ber nehc-i ş e r ' i ka­ vim fasi ve hasma tâlibân o l d u k l a r ı n d a

j a ; W . \ < \ O" > ÎIV^ vakfı mezkûrun sıhhat ve l ü z û m u

-na hükm-i sahîh-i şer'î ve kaza-i sarîh-i mer'î idilüb ol veçhile vakf-ı mez­ kûr sahîh ve lâzım ve m ü t e h a t t e m olub min ba'd nakz ve nakzına m e c â l m u h â l ve ibtâl ve ta'tîli m ü m t e n i ü ' İ - i h t i m â l ol­ du. Ccrâ zâlike ve hurrire f'i-yem'ir-râbi' v'cl-ıştîn min Safer'il-hayr li-sencti sitte ve selâse mie ve elf,

Şuhûdul-hâl :

Mahkeme-i şer'iye ketebesinden mek-remctlü M u s t a f a N u r i Efendi. Ve ketebeden î s m a i l H a k k ı Efendi. Ve E l - H â c K â m i l E f e n ­ d i . Eytam Müdürü H a c ı A l i Efendi. Ve Sermuhzır Ö m e r A ğ a . Ve gayr.

(3)

224

M. ZEKÎ ORAL

235 yıl devam eden A n a d o l u S e l ç u k î l e r inin idaresi zajnfladığı vakit A k s a r a y d a diğer A n a d o-1 u şehirleri gibi î o-1 h â n i o-1 e r ' i n ida­ re ve nüfuzları altma girmiş 1 1 h a n î kumandanlarının belli baçlı merkezlerin­ den b i r i olarak kalmıştır.

î l h a n î l e r ' i n A n a d o l u'dan çekilmesi, S e 1 ç u k î 1 e r'in çökmesi

üzerine kurulan beyliklerden K a r a ­ m a n o ğ u l l a r ı A k s a r a y'ı el­ de ettiler. B i r aralık S i v a s sultam K a d ı B u r b a n ü ' d - d i n A h ­ m e d tarafından da zaptedilmiş ise de F a t i h S u l t a n M e h m e d ta­ rafından kat'î olarak zaptedilinceye kadar

K a r a m a n o ğ u l l a r ı elinde kaldı. Bu tarihe kadar A n a d o l u'nun ilmî, iktisadî, içtimaî merkezlerinden bi­ risi olarak önemini muhafaza etti.

F a t i h , A k s a r a y ve çevresin­ de K a r a m a n o ğ u l l a r ı taraf­ tarlığını azaltmak, yeni fethettiği î s-t a n b u I'da T ü r k ekseriyes-tini s-te­ min etmek gibi i k i taraflı b i r siyaset ta­ kip ederek A k s a r a y'dap b i r çok müfessir, muhaddis, âlim ve mutasavvıf ile halktan yüzlerce aile alarak î s t a n-b u l'a yerleştirmiş î s t a n n-b u l'un bugünkü A k s a r a y mahallesi o za­ man kurulmuştur. A k s a r a y O s -m a n i i i-mparatorluğu idaresinde ya.-k m zamanlara ya.-kadar K o n y a vilâye­ tine bagh bir sancak merkezi i d i . Son yıllarda bir arahk da'vilâyetliğe kavuşmuş iken 27 yıl evvel N i ğ d e'ye bağh bir kaza merkezi haline getirilmiş i d i .

Mevkiinin önemi, tarihî eserleri, hah-cıhğı, ziraata ve hayvan beslemeye elve­ rişli geniş a r a â ve ovalan, mejrve ve ü r züm b a ğ l a n nihayet kültürlü, uyamk ve çahşkan halkı ile engin ve zengin mazisi­ ne uygun geniş bir istikbale namzet ol­ duğunu görüyoruz.

A k s a r a y ' m tarih! safahatı hak­ a n d a yapılan şu hülâsaya esas olan ve yukanda söylediğimiz gibi târihte K o n ­ y a ve N i ğ d e ile atbaşı beraber giden A k s a r a y'm da tarihini yazma­

ya başlamış ve senelerdenberi t e t k i k a t ve tetebbuatım devam etmişti. Elde edilen neticelere ve hazırlanan m ü s v e d d e l e r e gö­ re A k s a r a y tarihi ş u b ö l ü m l e r i i h ­ tiva etmektedir : 1 — A k s a r a y ' m K u r ş a u r a , A r c h e 1 a i s olduğu devirlere a i t tetkikler, 2 — S e l ç u k î l e r elinde A k-s a r a y : A — Bu devirde A k s a r a y'da geçen tarihî vukuat,

B — A k s a r a y'da S e l ç u k âbideleri, kitabeleri, vakfiyeleri, san'at tarihi bakımından tavsifleri, p l â n ve fo-toğraflan,

3 — K a r a m a n o ğ u l l a r ı zamanmda A k s a r a y :

A — K.a r a m a n o ğ u l l a r ı zamanında vukua gelen t a r i h î olaylar,

B — K a r a m a n o ğ u l l a r ı devri âbideleri, kitabeleri, vakfiyeleri, ta-r i f ve tavsifleta-ri, p l â n ve ta-resimleta-ri, 4 — A k s a r a y ' m S i v a s H ü k ü m d a n K a d ı B u r h a n ü d -d i n tarafın-dan zabtı. K a r a m a n o ğ u l l a r ı ile yapılan m ü c a d e l e l e r d e A k s a r a y , 5 — A k s a r a y ' m O s m a n l ı ­ l a r a geçmesi : A — O s m a n l ı l a r devrinde A k s a r a y'da vukua gelen b a ş l ı c a t a r i ­ hî hâdiseler,

B — A k s a r a y ve ç e v r e s i n d e k i O s m a n l ı eserleri, vakfiyeleri, k i t a b e plân ve resimleri,

6 — A k s a r a y m e ş a h i r i : A ks a r a y'da yetişmiş meşaksdh, ulema, ş u a -ra, A h i'Ier, D e v l e t a d a m l a n , ha­ yır sahipleri,

7 — A k s a r a y'da t a r i h î me­ zarlıklar ve mezar t a ş l a n : B u g ü n e k a d a r

tespit edilmiş olan dört3rüz k ü s u r mezar taşınm tarihî simalar, i ç t i m a î meslekler ve san'atlar b a k ı m ı n d a n tasnifi d i l , y a z ı , tezyinat nokta-i nazarmdan t a h l i l i ,

8 — A k s a r a y'da b a s ı l m ı ş para­ lar : B u paralarm tarifi, ü z e r e r i n d e k i ya-zılann okunuş şekilleri.

(4)

AKSARAY'IN TARİHİ ÖNEMİ V E VAKIFLARI

225

9 - . A k s a r a y'da ö l ü binalar :

İsimleri kitaplara geçmiş fakat kendileri yıkılmış olan tarihî eserler,

10 — Eski coğrafya ve seyahatname­ lerde A k s a r a y : B u eserlere göre A k s a r a y ' m tarihî, coğrafi, iktisadî, içtimaî durumu.

Buraya kadar A k s a r a y ' m tari­ hî önemini belirtmeye çahştık. Ş u ifadele­ rimizi bazı belgelerle de teyit etmek fay­ dalı olacaktır. B u m ü n a s e b e t l e A k s a-r a y'da bulunan kitabelea-rden b i a-r kaçı ile A k s a r a y tarihi için olduğu ka­ dar T ü r k tarih ve k ü l t ü r ü içinde birer hazine oldukları şüphesiz olan mezar taş­ larından 22 tanesini buraya kaydediyo­ rum. 2-9 Nolu inşa kitabeleri ile mezar kitabeleri henüz neşredilmemişlerdir.

1

iJjLU ^.^.JÜUı» :>A>.

A, X*-\ '^^ ^^-'--^^ < L , J tillVJı^ J U _ i - . j_y

K o n y a — A k s a r a y yolun­ daki S u l t a n h a n ı m n c ü m l e kapı­ sı üzerinde bulunan tamir kitabesldir. Bir satırdır, beyaz mermer üzerine gü­ zel b i r . S e l ç u k sülüsü ile yazılmış­ tır. T ü T k ç e s i : «Yangın sebebiyle bozulmuş, gevşemiş olan bu m ü b a r e k , büyük kapı^ sultanlann en büyüğü. Fe­ tih Babası, din ve dünyanın yardımcısı K 1 1 1 ç a s I a n oğlu K e y h u s-r e v'in - A l l a h sultanlığını ebedî kıl-sm. devletli günlerinde kulların zayifi A l l a h ' m rahmetine m u h t a ç , mütevelli ve devlet mimarlığı görevini yapan (ya­ hut memleket umurunu idare eden) H ü-s e y i n o ğ l u S i r a c ü ' d - d i n A h m e d'in eliyle 677 yılında yenilendi,

« Derb büyltk kapı demektir. Kamus ter-eflmesl cUt 1, sahife 239.

onarıldı» demektir.» Kitabeden anlaşıldı­ ğına göre S u l t a n h a nının cümle kapısı b i r yangın sebebiyle harap olmuş, I I I . K e y h ü s r e v zamanında yeni­ den onarılmıştır. Yangının b i r kaza neti­ cesinde değil b i r isyan, b i r baskın zama-nmda kasten çıkanimış olduğunu zanne­

diyoruz. Çünkü K o n y a - A k s a r a y yolu üzerindeki b u kervansaray S i v a s - İ z m i r , A n k a r a - A d a n a ve b a ş k a anayolların üzerindedir. Bu eller­ den gelip geçen kervanlann konakladık­ ları yerdir. Orta zamanlarda iktisadî ö n ^ m i b ü y ü k olduğu gibi yapısının azameti ve metaneti sebebiyle b i r çok âsilerin de sı­ ğındıkları b i r kal'a mahiyetindedir.

Kervansaray civarında S e l ç u k ­ l u l a r ile l l h a n î kumandanları

a r a s ı n d a harpler de olduğunu biliyoruz. Nitekim U l c a y t u S u l t a n M e h -m e d'in i l k günlerinde 11 h a n î ku­ m a n d a n l a r ı n d a n t r i n c i n Anadol-lu'ya geldiği vakit Sultan hanına iltica etmiş olan T ü r k beylerinden t 1-y a s'ı 1-yîrmibin süvari ile muhasara et­ m i ş i d i . i k i ay süren muhasara csnasm-da ne m a n c m ı k taşlarıncsnasm-dan, nc çelik zırh­ l a n delip geçen ok yağmurlarından ne de neft ve ateş saçan âletlerden fayda ha­ sıl olmamıştır.* Bunlar h a n ı n metanetini

ifade eden cümlelerdir.

Kitabede adı geçen I I I . K e y h ü s ­ r e v (1264 - 1283) h a k k ı n d a î b n i B i b i nüshalarında m a l û m a t vardır. T e k r a r ı n a lüzum görülmedi. S ı r a c ü d - d i n A h m e d h a k k ı n d a da ge­ niş bilgilere sahip değiliz.

2

_ 2

» Bu kitabe Frledrlch Sarrc'nJn Reise'ln klein Asien adh kitabında nejredllmistir. Orada

( c3\y^V\^ ^^^\) İi» J\ ( \ i ^

viDUIl J u i ^ ( liDUI' ) yaıılmıştır. • Mttsameret ttl-AhblIr ve MOsayeret Ül-Ah-yâr. TOrtc Tarih Kurumu neşriyatı sahile 299.

(5)

226

M. ZEKt ORAL Bu kitabe Sinne çayınndaki mezarljk

bozulurken oradaki müsellâdan alınarak A k s a r a y'm ö z d i 1 mahallesinde ^ ? u s a T e k d e n'in evine getirilmiş­ ti. Biz M u s a'nın evinde gördük. Mer­ mer üzerine sülüsle yazılmıştı. (Resim 1) Eb'ath 0.41 X 0.29 dur. T ü r k ç c s i ( D e m i r c i M e h m c d bu müseJJâ-yı 13C9-Î310 ( H . 7 0 9 ) yılında yaptırdı. A l l a h ona yardımlarını devamlı kıl­ sın) demektir. D e m i r c i M e h -m e d'in za-man-m-m hayır sahibi zengin­ lerinden olduğu anlaşılmaktadır.

3

A k s a r a y'm B î m â r h a n e mahallesindeki mektep kitabcsidir. Kita­ benin bulunduğu bina harap olmuş mek­ tep bahçesindeki H a m z a b e y me­ zarının etrafı bir duvarla çevrilerek kita­ be bu duvara konmuş bulunmaktaydı. Son yıllarda kitabe buradan da alınarak G a z i O k u l u yanında yeni yapılan camiin kapısı üzerine konmuştur. 0.20 X 1.64 metre eb'admdadır. Sülüs celisi ile yazılmıştır. T ü r k ç e s i : «Yüce T a n r 1 nm nzası için K u r ' a n o-kunmak üzere bu imareti î m a m-ı G a z a I î neslinden S i n a n b e y o ğ l u H a m E a b e y 1528 - 1529 ( H . 935) yılında yaptırdı» demektir.

4

H a m z a b e y i n kabri yukarıda işa­ ret oluniîugu gibi okul avlusunda idi. Me­ zar bugün mevcuttur. Mezar taşının ba­ şında ümera kavuğu olan kare pirizması şeklinde bir şahide vardır. Bunun göv­ desinin dört yüzüne şu yazılar yazılmış­ tır :

J.\ U J l j l j _ 2

T ü r k ç e s i «Rahmet olunmuş, esir­ genmiş mübarek şehit, fena evinden (Dünyadan) baka evine (Ahrete) göçtü» demektir. Ne yazık k i mezann ayak taşı

kaybohnuş H a m z a b e y i n ö l ü m tarihi de meçhul kalmıştır. Oralarda ya­ pılacak esash araştırmalarla meydana çı­ karılması muhtemeldir. Sonradaji k o n m u ş olan ayak taşmda şu hadis-i çeı if ya/\lı'-dır :

5

Bunun tercümesi de « K a b i r b i r kapı­ dır, bütün insanlar ondan girerler. ÖHinı bir kâsedir herkes ondan içer» demek­

tir.

Mektebi yaptıran H a m 7. a b e y i n vakıflar arşivinde ve A k s a r a y\\a mU-teveliilçri elinde b i r vakfiyesi vurdu-. Vak­ fiyenin özeti şudur :

«Hayır ve hasenat sahibi, c ö m e r t l i k ve bereketler madeni, salihler d o s î u , yük­ sek zevatın iftiharı, î m a ın-ı G a z a-1 î evlâdından O r u ç b c y o ğ l u S i n a n b e y o ğ l u H a m z a b e y çelebi A k s a r a y ' m S e l i ­ m e , Ab s a r köyleriyle K ı x ı ] h a-y a t mezreasının t a m a m ı , S i n i r kö­ yünün 12 schimdc 3 sehmi, T a \' ş a n-c 1 mezreasının 12 sn-chimdn-c 3 seliminin M u s i 1 e r mezreasının 12 schimdc 6 sehmini oğullarına ve o ğ U m u n oğlu M a h m ut o ğ l u B o s t a n b e y ile kızı P a ş a ' H a n d h a t u n a -ki bu kız ölünce hissesi yine o ğ u l l a r ı n a kalacaktır.- ve nesilleri s ü r e s i n c e evlâtla­ rına vakfedilmiştir. Oğullarından kimse kalmazsa kız evlâtlarına bunlardan da kimse kalmazsa A k s a r a y haricin­ de Talim-i sibyan (Çocuk o k u t m a k ) için yaptırdığı mektep m a s r a f l a r ı n a ve mek­ tep yanında vakfın gelirlerinden b i r zavi­ ye yaptırılıp vakfın hasılatı b u zaviyeye gelip giden misafirlere sarfedilmesini ş a r t kılmıştır. Tevliyet hayatta o l d u k ç a ken­ di nefsine sonra evlâdına kalacak bunlar­ dan kimse kalmazsa A k s a r a y h â k i m i ­ nin re'yile mütevelli tâyin o l u n a c a k t ı r . Mü­ tevellilere tevliyet için bir ü c r e t vcrilmiye-cektir.» Vakfiye Evâil-i Cemaziyii'l ev­ vel 936 H. yıhnda tescil edilmiştir.' K i t a -» Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi. Defler 617 sahife 122.

(6)

AKSARAY'IN TARİHÎ ÖNEMİ V E VAKIFLARI

227

bede adı yazılan î m a m-ı G a z a 1 î

(Hüccet ül-islâm Zeyn üd-din Ebu-Hâmit Mubamnied b i n Muhanuned b i n Muham-med bin AhMuham-med et-Tûsî) dir. B u zat İslâm bilginlerinin en büyüklerinden ve Ş â f i î mezhebi fukahasının seçkinlerinden âlim, mütefekkir ve b i r çok değerli eserler yaz­ mış bir müelliftir. 1058 ( H . 450) yılında T û s şehrinin G a z a l e köyünde d o l m u ş b i r çok yüksek vazifelerde bulun­ muş vc seyahatlar y a p m ı ş 1111-12 ( H . 505) yılında ölmüştür.*

İ m a m - ı G a z a l î neslinden ol­ duğunu vakfiye ve kitabelerinde yazdır­ mış olan H a m z a b e y ecdadının T û s'dan A k s a r a y'a göç etmiş olması m ü m k ü n d ü r . Mevcut vesikalara göre bu sülâle h a k k ı n d a şöyle b î r şecere düzenledik ;

îmam-ı Gazalî evlâdından I Oruç

n

Sinan Hamza I j I Bostan bey Paşa Hand hatun'

6

B u kitabeyi A k s a r a y'da bedes­ ten kapısı üzerinde g ö n n ü ş t ü m . Son yıl­ larda bina yıkılmış kitabesi belediyede muhafaza edilmektedir. Kitabe mermer üzerine güzel b i r sülüs ile yazılmıştır. 0.52 X 0.35 metre e b ' a d m d a d ı r . (Resim 2) T ü r k ç e s i «bu imareti (bedesteni) S u l t a n S ü l e y m a n han zama­ nında 1554 - 55 ( H . 962) yılında G a-2 i A l i P a ş a yaptırdı. A l l a h

« Kamus ül-alftm, cilt 5. sahife 3277. » Konya Müzessi şer'iyye sicil defteri, cilt 1, sahife 181.

o n l a n Cehennem ateşinden muhafaza bu­ yursun.» demektir.

Kitabede a d ı yazılı olan A l i P a-ş a 1553 - 54 — 1560 - 61 ( H . 961 - 968) yiliannda K o n y a valisi bulunan G r a v A l i P a ş a olduğu kuvvetle tahmin edilebilir. B u A l i P a ş â'nın K o n y a'da çeşmeleri, vakıfları, T o-k a t'ta cami ve h a m a m ı vardır. Kendisi h a y ı r sahibi ve dindar b i r adamdır. Bu A l i P a ş a'nın 1570 - 71 ( H . 978) yı­ lında vefat ederek Ş a m'da Ş e y h-i E k b e r türbesine defnedildiği yazılı^' o l m a s ı n a rağmen T o k a t'ta yaptırdı­ ğı camiin avlusundaki türbede mcdfun ve mezar taşında 980 H . yılında öldüğü

kitabesiyle sabittir.'^ 7

Bu kitabe A k s a r a y ' m P a m u-c a k mahallesinde Garipler mezarlığı denilen yerde cami temelleri kazılırken i k i metre derinlikte toprak altında bu­ l u n m u ş t u r . T ü r k ç esi : «Bu lâtif mabedi ve m ü b a r e k mescidi H â m i -d e mensub M a h m u -d o ğ l u H a ­ c ı M e h m e d 1671-72 ( H . 1082) yıURe­ cep aymm i l k günlerinde bina ve imar etti> demektir. H a m i d ü ' d - d i n A k ­ s a r a y ! yani S o m u n c u b a ­ b a y a (Hâmid-i Kayseri) diye de söy­ lenir. A k s a r a y'da Ervah mezarlı­ ğındaki türbesinde medfundur. Kitabe­ de adı geçen H a c ı M e h m e d de bu zata mensup olsa gerektir.

8

j^* o^*-

ö'.}

) ^

»» SicilM Osmanî cilt 3, sahife 500. " îsmail Hakkı Uzuuçarşıh. Kitabeler, sa hife 38.

(7)

228

M. ZFiKt ORAL

Kitabe A k s a r a y merkeande Debbaglar köprüsü sağında birinci kemer üzerindedir. Mermer üzerine güzel bir nesih ile yazılmıştır. Eb'adı 0.38x0.53 metredir. Son mısra ebcet hesabiyle 1312 ise de üçüncü satırdaki (çıktı b i r ) işareti nazan itibare ahnmca tamam olur,

9

(<^U' <y;j^' '^j^ X^ - 7 Bu kitabe U l u C a m i avlusun­ daki şadırvana aittir. Cami etrafının dü­ zenlenmesi sırasında şadırvan bozulmuş kitabe belediye mahzenine kaldırılmış­ tır. Güzel b i r nesih ile beyaz mermer üzerine yazılmıştır. Eb'adı 1.00x0.66 met­ redir. Kitabe O s m a n I ı e adır, bu günkü şivemizle ifadesi şöyledir: «Yüce Hakan A b d ü l - H a m i d hanın der­ gâhı (Sarayı) n m toprağı olağan üstü b i r kuvveti haizdir. Onun adaletli zama­ nında yetişen büyük ve doğru bendesi dindarhkta geçmiş büyüklerden üstün­ dür. O E t h e m o ğ l u n a benzer padişah yakînlerinin başıdır. Hükümda­ rın sarayında değeri yüksektir. Adı A l i ­ d i r . A l l a h rızası için emek sarf ede­ rek b u sebili yaptı H û d a büyük di­ vanında emeğinin karşılığını ihsan bu­ yursun. Dünyanın halkı getirdiği suyu içip lezzet aldıkça onun geçmişleri de ahirctte kevser suyundan içsinler. 1902

( H . 1318) de şadırvanın y a p ı l m a s ı n a başlandı 1319 da temiz suyu su yolundan akmağa başladı. İ b r a h i m , bu cev­ her tarihi melekler a r ş a yazsın, ç ü n k ü bu şadır\'anı yapmaktan maksat yalnız sevap ve ecirdir.»

8, 9 sayıh kitabelerde a d ı geçen A l i P a ş a A k s a r a y'ın O r t a k ö -yünden M e h m e t A ğ a n ı n o ğ l u d u r . 1 s t a n b u l'a giderek saraya intisap etmiş doğruluğu, zekâsı sayesinde vS u 1-t a n H a m i d ' i n d i k k a 1-t i n i ç e k m i ş ve yakmlan olmuştur. S u l t a n VI a-m i d kendisiyle sık sık g ö r ü ş ü r , ona

(Sofu A l i ) diye hitap edermiş.. so))rn kü­ çük kardeşi S a i t Pa ş a y ı saraya almış, onu da p a ş a h k payesine y ü k s e l t m i ş ­ tir. A l i P a ş a yeğeni H ü s e y i n ' i t s t a n b u l'a getirerek p a d i ş a h a tak­ dim etmiş i d i . H ü s e y i n ' i n hizmet ve safiyetinden de memnun olan sultan A b d ü l h a m i d ona da p a ş a l ı k verdi. Bir gün S u l t a n H a m i d A l i p a-ş a ile görüa-şürken memlekette daha kimlerim var diye s o r m u ş A l i P a ş a bir de kardeşi b u l u n d u ğ u n u söyleyince S u l t a n H a m i d ona da ( p a ş a h k ) verdim, gelsin görüşelim, diye ferman eylemiştir. Hemen sarayda b i r p a ş a l ı k üniforması, elbise ve kılıncı h a z ı r l a n a r a k H ü s e y i n Paşa ile A k s a r a y a gönderilmiş, A l i P a ş anın k a r d e ş i , H ü s e y i n P a ş a n ı n b a b a s ı olan B a t t a l P a ş ayı î s t a n b ul'a ge­ tirmişlerdir. Rivayete göre B a t t a l P a ş a köyden ayrılmak i s t e m e m i ş ise de «Ferman vardır!» diyerek İ s r a r edilin­ ce razı olmuş ve p a ş a h k elbiseleriyle köyde birkaç gün oturup k a l k m a s ı n ı öğ­ rendikten sonra yola çıkmışlar, u ğ r a d ı k l a ­ rı şehir ve kasabalarda i k r a m ve izzet göre­ rek î s t a n b u l'a gelmişlerdir. A 1 i P a ş a btmları karşılamış k o n a ğ ı n d a m i ­ safir etmiş, sonra A b d ü l - H a m i d ' e takdim eylemiştir. B a t t a l P a ş a köy hayatına alışık olduğu için t s t a n-b u l'da çok d u r m a m ı ş tekrar k ö y ü n e gelmiştir. A k s a r a y'da y a p t ı ğ ı m in­ celemelere göre bunlar h a k k ı n d a şöyle bir şecere düzenlemek m ü m k ü n o l m u ş ­ tur.

(8)

AKSARAY'IN TARİHİ ÖNEMİ V E VAKIFLARI 229 Mehmet Aga

Sait Paşa Hacı Ali Paşa Battal Paşa

Bektaş Hüseyin Paşa

Mehmet

Bu sülâleden H ü s e y i n ve B e k t a ş'ın ç o c u k l a n halen O r t a-k ö ydedir. A l i P a ş anm A a-k s a ­ r a y merkezinde kitabelerini yazdığı­ mız şadu-van ve köprüsünden başka O r t a k ö y'de kubbeli bir camii bulun­ d u ğ u n u haber aldım, fakat henüz göre­ medim. MEZAR K Î T A B E L E R t 1 Bir taraftan : j,f- o^^U^ _ 2

^ı;

j.--, ^ _ 3 Diğer yan yüzünde :

^iiU- j _ 1

U j j ^ - j - ^ _ 3 Belediye mahzeninde muhafaza edi­ len mezar t a ş l a n a r a s m d a d ı r . Mermer­ dir. T ü r k ç e s i : « S e y y i t K a s ı m o ğ l u S e y y i t l e r (Hazret-i Muham-med S. A. evlâdı) efendisi Ş e h i t M e h m e d 1449-50 ( H . 853) yıh ce-maziyülevvel ayında öldü» demektir.

2 [ Kırık ] f ^ J . \ - l ıj-. b u l u n d u ğ u n u gösterir. I I . K ı 1 ı ç a s-1 a n (s-1s-156-s-1s-192) zamanında sâdâttan Seyit H a s a n ve taallükatı A n a-d o 1 u'ya ccibea-dilmiş, bunlar Anaa-dolu- Anadolu-nun bazı önemli şehirlerine ve bu arada A k s a r a y'a iskân edilmişlerdi

14, 15. yüzyıllarda A n a d o 1 u'da yayılmış olan tasavvuf ceryanları A k-s a r a y'a gelmiştir. Mevlevi, Halveti, Burakî, ve Alevî tarikatlarına mensup b i r çok kimselerin mezar taşları vardır. Örnek olarak aldığımız şu i k i kitabe b u n l a r d a n d ı r .

Bir yüzünde :

Bu mezartaşı Ervah'ta, S o m u n -c u B a b a türbesi -civarmdadır, mer­ merdir. T ü r k ç e s i : «Rahmet olun­ muş S e y y i d M a h m u d 1350-51 (H. 751) yıh Rubiulâhir ayında (öl­ dü)» demektir.

Bu i k i kabir s â d â t t a n yani H a z ­ r e t - i M u h a m m e d S. A. soyun­ dan i k i zata aittir. Ervah kabristanında sâdâttan daha b a ş k a l a n m n kabirleri de vardır. Bunlar 14, 15. yüzyıllarda A k-s a r a y'da k-sâdâttan bir çok kimk-seler

Diğer yüzünde :

i _ 2

Bu mezar taşı S o m u n c u B a -b a tür-besi civarındadır. Mermerdir, T ü r k ç esi : «Bu kabir rahmet olun­ m u ş Mevlevi Ö m e r O ğ l u O s -m a n'ındır. 1349 - 50 ( H . 750) yılı Cc-maziyülâhir ayında öldü» demektir.

1= Ankara ahileri şeceresi. Vakıflar arşivi No: 1907, Pr<rf. Osman Turan Selçuk Kervansv rayları, Türk Tarife Kurumu belleteni. Cilt X sahife 467, Prof. Osman Turan, Türkiye Selçuk-hılan hakkında resini vesikalar. Sahife 121.

(9)

230

M. ZEKÎ ORAL B i r taraftan :

J>c- j - J i ^ j l - 2 Diğer yan yüzünde :

Bu mezar B a b a Y u s u f H a k i k î türbesi yanmdaki üçler kabristandadır, (Resim 3) Türkçesi :

« Ş e y h E v h a d ü ' d - d i n o ğ l ^ B a b a E k m e l ü ' d - d i n A l l a h onlan af buyursun 1482 . 83 ( H . 887) y , ] , Şaban ayında ( ö l d ü ) » demektir.

Ş e y h E v h a d ü ' d - d i n o ğ l u B a b a E k m e l ü ' d d i n S o m u n -c u B a b a (Şeyh H â m i d V e l i ) evlâ-dmdandır. Bunların Vakıflar Genel Mü­ dürlüğünde ve h â l â A k s a r a y'da ya-şıyan torunları elinde vakfiyeleri, A k-s a r a y'da Y u k-s u f H a k i k î tür­ besi yanındaki kabristanda m e z a r l a r ı vardır. Vakfiye ve kabir t a ş l a r ı n a g ö r e şu şecere düzenlendi.

Şeyh Hâmid Veli Baba Y u s l f Hakikî

Şeyh Evhadü'cMin Şeyh SaR

Ekmelü'd-din Hocaşah Çelebi Kasmı Çelebi Ziynet Fatma

Ervah mezarlığında 13 ve müteakip yüzyıllarda vefat etmiş bir çok i l i m adam-lannm kabirleri de vardır:

Yan yüzünde :

l U'lî

* ^ \ jyiS ^ VI 41V J i ^ l - 2 ^>UV1 iiİJUf j \ Baş tarafmda : \Jufc _ l A f UVl Siy, _ 2 ^ U » _ 1 B [ K m k . . . ] _ , 4 [Kırık . . . ] _ 5 Ayak tarafmda : - 1 C J U J l _

2

( M ^ V

cr. c ^ . - 3 * S l ^ a » _ 4

Diğer yan yüzünde :

Bu kabir E r v a h m e z a r l ı ğ ı n ı n C e n n e t deresi mevkiindedir. Mua2> zam bir lâhdîn b a ş , ayak ve y a n y ü z l e r i n e şu yazılar yazılmıştır. Yan y ü z ü n d e s û r e 3, âyet 18, 19 dan b i r p a r ç a d ı r . T ü r k

(10)

-AKSARAY'IN TARİHİ ÖNEMİ V E VAKIFLARI

2 3 1

ç esi: « A l l a h şu hakikati, kendin­ den başka b i r Tanrı ohnadıgmı adaleti ayakta tutarak (delilleri ve âyetleriyle) açıkladı. Melekler (bunu ikrar etti) ha­ kikî ilim sahipleri (nebiler, âlimler) de

(böylece inandı) ondan b a ş k a h i ç b i r Tanrı yoktur. (0) m u t ' â k galiptir. Yegâ­ ne hüküm ve hikmet sahibidir. Hak din A l l a h indinde islCiindır. (Müslüman-lıki'.r.)'»

Bu kabir imam, bilgin, güzel huylar sahibi, günahlardan çekinen, din ilimle­ rini iyi bilen ve mezhepler i m a m ı A b-d u l l a h o ğ l u Y a h y a - A l l a h rahmet ve aziz ruhunu kutsal cylesin-1240 - 41 ( H . 638) yılı Cemaziyülâhir ayında vefat etti. A l l a h b u mezara oku­ yan ve dua edene rahmet buyursun, A I -1 a h onu yakınlığı, ünsiyeti, mağfiret, siyret ve rahmetiyle rahatlıklara

kavaş-tursun. Üstün kılsm» demektir. B u zat S e 1 ç u k 1 VI 1 a r ' m kemal devrinde yaşamış b i r bilgin ise de mehazlarda adı­ na rasthyamadım. Sandukası klâsik S e l ç u k devrinin en m ü t e k â m i l ru-mîleri, zencirckleri ve geçmeleriyle süs­ lüdür. (Resim 4) 1 2 3 4 5 . 6 Bir tarafında : ^ A^-f J U _ 3 Diğer yan yüzünde ;

Bu kabir E r v a h me/.arhğmın ka­ lanlar mevkiindedir. T ü r k ç esi: «Bu mezar A k s a r a y'lı H a f ı z A b-d u l v e h h a b oğlu rahmet olunmuş, esirgenmiş hoca R e ş 1 d ' e aittir.

1368-69 ( H . 765) yılında öldü. A l l a h rahmet eylesin.» demektir.

Bu mezar taşı S o m u n c u B a -b a tür-besi yukarısında yamaçlardadır. Mermerden yapılmıştır. T ü r k ç esi: «M e h m o d o ğ l u b ü y ü k î m a m rah­ met olunmuş, himmet sahibi, m ü b a r e k şehit yüce T a n r ının rahmetine muh­ taç Ş e r e f ü ' d - d i n A l i ş i r Efen­ dimiz 770 H . yıhnda vefat etti. A l l a h kabrini rahat ve serin eylesin».

Hasan Basri Çantay Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerîm, cilt 1, sahife 83,

8 Bir tarafından

Diğer tarafında :

_ 1 vI^-A. _ 2

Bu mezar taşı E r v a h kabris-t a n m ı n S o m u n c u b a b a kabris-türbe­ si civarındadır. Mermerdir. Resim 5-6 T ü r k ç e s i «Rahmet olunmuş, esir­ genmiş A 1 1 a h 1 n rahmetine muh­ taç zayif k'al A n a d o l u A k s a -r a y'ından, M e h m e d o ğ l u K r ! m i l ' d - d i n M a lı nı u d yılı Cemaziyülâhir ayının 27 sinde ya evinden ahiret evine göçtü.» dej tir.

(11)

232 M. ZEKİ ORAL K e r i m ü ' d - d i n M a h m u d

b i n M u h a m m e d A n a d o l u S e l ç u k l u l a r ı devletinin son za­ manlan yani M o ğ o l l a r idaresin­ de A n a d o l u S e l ç u k l u l a r ı hakkında Müsa meret ü' l -

ak-bar ve M ü s a y e r e t ü' l-ah.

yar yahut ki ta b - t t e z k i r e - i li M a h tn u d A k s a r a y t adın­

da ve 1323 ( H . 723) yıllarında bir ta­ r i h kitabı yazmıştı. Bu kıymetli eserin zamanımıza i k i nüshası intikal etmiş­ tir. Birisine A y a s o f y a kütüpha­ nesinde olduğu için A y a s o f y a nüshası, diğerine de Y e n i c a m i nüshası denilmektedir. Bu kitaptan i l k defa 1332 ( H . 733) yıllannda E i '

V e l e d ü f - Ş e f i k adında umu­

mî b i r tarih yazmış olan N i k i d e -1 i (şimdiki Niğde) kadı A h m e d H o t c n î balısetmiş, T ü r k âlim

ve tarihçilerinden M ü n e c c i m b a ş 1 kitabının A n a d o l u S e l ç u -k î 1 c r i -kısmı için bundan geniş öl­ çüde faydalanmıştır. Son tarihçilerimiz­ den A h m e d T e v h i d, E f d a-l ü d d i n , H a a-l i a-l E t h e m , Z e ­ k i V e l i d i T o g a n , M ü k r i -m i n H a l i l ve başkalan yazdıkla­ rı makalelerde bu eseri mehaz olarak göstermişlerdir.

H a s a n F e h m i T u r g a l

M ü s a m e r e t ü ' l - A'Jt b a r t n

A n a d o l u S e l ç u k î l e r i kıs­ mını telhisen T ü r k ç eye çevrilerek K o n y a mecmuasının 1—6 cı. sayıla­ rında neşretti. Kitabın tamamı kıymet­ l i i l i m adamlarımızdan N u r i G e n ç-e s m a n tarafından T ü r k ç ç-eyç-e tercüme edildi. Bir heyet marifetiyle bas­ tırıldı. Adına t S e l ç u k t _^ devletleri

tarihi; A k s a r a y 'b Kert m ü

d-d i n M a k m u d 'un M ü s a m e

-ret ü'l-ahy ar adh F a r s ç a

tarihinin tercemesidir.) denildi. Sonra sayın Profesör O s m a n T u r a n

tarafından kitabın metni mükemmel b i r mukaddeme ile T ü r k T a r i h K u r u m u Yayınlan arasında ve

{ Müsameret ü'l-ahbar, Moğollar zama­ nında Türkiye Selçukluları tariki J

na-mile yayınlandı. ( I I I . Seri, N o 1)

Sayın F i k r e t I ş m t a n ay­ nı eserin A n a d o l u S e l ç u k î . 1 e r i kısmını A 1 m a n c a 'ya ter­ cüme ederek neşretti. Buraya kadar ad­ larım saydığım T ü r k i l i m adamla­ rından başka R u s bilginlerinden W. Barthold, M o ğ o l tarihçisi D ' o h s s o n ve b a ş k a l a n b u k i t a p hakkında tetkiklerde ve n e ş r i y a t t a bu­ lunmuşlardır.

İşte bu âlem-şumul k i t a b ı n müelli-fi ( K e r i m ü ' d - d i n M a h m u d b i n M u h a m m e d ü ' l ' A k s a -r a y ' î ) h a k k ı n d a m a l û m a t ancak onun kitabını yazarken m ü n a s e b e t düş­ tükçe kaydettiği memuriyetleri ve ifa ettiği hizmetlerinden ibarettir. Kendisi­ nin nerede ve hangi tarihte ö l d ü ğ ü b i l i n -miyordu. Yukarda adı geçen â l i m l e r b u zatın ölüm tarihi h a k k ı n d a ya s ü k û t u ihtiyar etmişler. Yahut (nerede ve ne zaman öldüğü m a l û m değildir.) kaydiyle iktifa eykaydiylemişkaydiylerdi. K e r i m ü ' d -d i n M a h m u -d ' u n mezar taşı bu­ lununca b u şüpheler a y d ı n l a n m ı ş oldu. Mezar taşı E r v a h m e z a r l ı ğ ı n d a S o m u n c u b a b a t ü r b e s i civa­ rında bulunmuştur.. B u sahada b i r k a ç tane türbe harabesi de vardır. T ü r b e l e ­ rin gövde ve külah kısımları y ı k ı l m ı ş mahzenleri toprak altında k a l m ı ş ise de mezar taşı meydandadır. Beyaz

memnerden yapılmıştır. Güzel b i r S e 1 ç u -k î nesri ile yazılmıştır. Bazı yerleri aşınmış ise de kalan harf bakiyelerine göre tamamım okumak m ü m k ü n o l m u ş ­ tur. Sözün kısası K e r i m ü ' d - d i n M a h m u d -yukarda yazıldığı gjbi-A k s a r a y'da ve 27 Cemaziyelahir 724 hicrî, (20 Haziran 1324 P e r ş e m b e ) tari­ hinde vefat etmiş ve E r v a h mezarlı-gma defnolunmuştur.

9 Bir tarafından :

^^:>- J.\ jll\jj>. _ 1

(12)

AKSARAY'IN TARİHÎ ÖNEMt V E VAKIFLARI 233

Diğer tarafında :

i i j U l _ 1 ^ V l « 2

Bu meitar taşı da S o m u n c u b a b a türbesi civarındadır. Mermer­ dir. T ü r k ç e s i : « B u kabir rahmet

olunmuş, esirgenmiş, h a k k m rahmetine muhtaç A l i o ğ l u M e h m e d B e y indir. 1333-34 ( H . 734) yılı A 1 I a h 1 n m ü b a r e k Recep ayı evve­ linde öldü.» demektir.

IO Bir tarafından :

tadır. Halbuki 10 No. l u mezar taşında - B a b a adı yazılmamış olmasına rağ­ men— elkap ve ölüm tarihi kitabı ya­ zan A l i o ğ l u M e h m e d'in me­ zar taşı olması ihtimalini kuvvetlendir­ mektedir. -i, 2 Diğer tarafında : J _ 3 Bu mezar da S o m u n c u b a -b a tür-besi y a m n d a d ı r . Mermerdir. T ü r k ç esi «Kâtipler efendisi, yazar, Ş e m s ü ' d - d i n M e h m e d 1353 (H. 754) yılı Rama7an ayının i l k günle­ rinde vefat etti» demektir.

Bilindiği gibi M ü s a m e r e

ü'l'ahbârtn A y a s o f y a nüs­

hası 734 H . , Y e n i c a m i nüshası 745 H . yıllannda ve A k s a r a y 'lı kâtip ve muharrir A l i o ğ l u M e h m e d adında b i r hattat tarafın­

dan kop3'a edilmiştir. Y u k a r ı d a 9, 10 numaralı mezar kitabelerinden b i r i n i n bu zata ait olması ihtimalini düşünüyorum. 9 No. l u mezar kitabesinde B a -b a adile -bera-ber ( A l i o ğ l u M e h m e d ) yazılmış ise de elkabmda kâtip ve h a t t a t h ğ a dair b i r kelime bu­ lunmadığı gibi 734 H . yılında vefat et­ miş bulunması bu ihtimali zayıflatmak­

t ı B i r tarafından : [ Kırık ] _ 1 _ 2 j U ^ l J>.\ j ,yJİ\ _ 3 Diğer tarafmda : B u mezar taşı S i n n e Ç a y ı -r 1 m e z a -r h ğ m d a n belediye mahzenine nak­ ledilmiş taşlardandır. Mermerdir, T ü r k -ç e s i «Merhum A h i R e ş i d o ğ l u Fütüvvct ve mürüvvet sa­ hiplerinin efendisi rahmet olunmuş, esirgenmiş ü n l ü A h i Ö m e r 1333-34 ( H . 734) yılı Rebiulâhir aymm ikinci gü­ n ü öldü. A l l a h rahmet eylesin» de­ mektedir. 12 B i r tarafından [ cJ» ö 3 Diğer tarafında : ı^i j

-

2 4 J U . « — j < ^ »AAÂJI _ 3 B u mezar taşı S o m u n c u b a b a türbesi civanndadır. Mermer­ dir. T ü r k ç e s i «F e r i ş t e diye anılan A h i M e h m e d kızı

(13)

234

M. ZEKÎ ORAL rahmet olunmuş F a t m a H a t u n 1358-59 ( H . 760) yılı Zilka'de aymm beşinde dünyadan ahirete göçtü.» demek­ tir. A k s a r a y'daki Feriştc H a-t u n camiinin banisi olmak iha-timali vardır. 13 L i l UJl [ j ] - 2 Bu kabir de S o m u n c u b a -b a tür-besi civannda K u d d u s î B a b a o ğ l u H a c ı A b d u ' r -r a h m a n çev-riği (Hazi-resi) yanın­ dadır. Mermerdir. T ü r k ç esi « A h i p a ş a 1450-51 ( H . 954) yılında fena evinden baka evine göçtü» demektir.

A k s a r a y ahilerinden üç tanesi­ nin kabir kitabesini de yukarıya dercet-miş bulunuyorum. T ü r k büyük kalpliliğine, mertliğme, cömertliğine misafir vc fukara severliğine tamamen uygun olan i s l â m dininin emir ve tavsiye ettiği iyi huylar, kardeşlik, mü­ rüvvet, sahâvet, düşkünlere yardım, gö­ zü, kulağı, eli, ayağı, nefsi haram olan şeylerden sakınmak ve başkalan gibi dinî, içtimaî meziyetleri birleştirerek kendisine hareket üssü, şiar edinen ahi­ lik Orta A s y a ve A n a d o l u ' d a ve diğer i s l â m ülkelerinde hüküm-daf saraylannda esnaf ve halk tabakala­ rında en geniş manasiyle tutulmuş ve benimsenmiştir. Ahilik binlerce vatan­ daşın yetişmesinde refah ve saadetinde millî, dinî ve sosyal terbiye kurumu ola­ rak yüîryillar boyunca yaşamıştır. Baş­ kalarının saadet ve selâmeti uğrunda kendi rahatını feda edecek kadar başka­ larını düşünme esasına dayanan ahilik, mensuplannı yalandan, riyadan, hak­ sızlık ve ihtikârdan korumuş, sosyal dü­ zensizlikleri önlemiş felâketzedeleri fa­ kirleri, yolcuları. T a n r ı misafirle­ rini bağrına basmıştır. A k s a r a y mezarhklannda ahilere ait bunlardan

başka bir çok mezar t a ş l a n daha v a r d ı r . Bunlar gösteriyor k i ahilik A k s a . r a y 'da da geniş çapta yer b u l m u ş im-.

14 Bir tarafından : ^lî » t i j^'L» _ 2 ^ fj^» a - ?> Diğer tarafında :

[ î orV' ]

1 E r v a h mezarlığının Ş e y h H a m z a türbesi y a n ı n d a d ı r . Mermer­ dir. T ü r k ç esi «Mirim K u t l u oğlu Salgın Emiri (beyi) Ş a h K u t l u 1329-30 ( H . 730) yıh Şevval ayın­ da (vefat etti)» demektir. ^*

15

S i n n e ç a y ı r ı mezarJıgm-dan belediye mahzenine naklolunan me­ zar taşlarından birisidir. M e r m e r d i r . T ü r k ç e s i «Bu kabir S a i d o ğ -I u rahmet o l u n m u ş m a k t u l igidişler beyi H a s b e y i n ' d i r . 1341-42 ( H . 742) yılı Şevval a y ı n d a vefat etti» demektir.

Igidiş Beyliği S e l ç u k devleti teşkilâtında bir u n v a n d ı r . Vazifesi deve­ lerin aburuna bakan yahut a k ş a m abu­ runa dönemeyen Öküz ve develeri t a k i p eden teşkilâtın başıdır.

^* Saliyftne virgi, emlftk Üzerine tevzi olu­ na» salgın, yılda edâ olunan salgm Saliyâne sal­ mak, vergi tarhetmek. I/ehge-i Osmani cilt X sa­ hife 622 yakın zamanlara kadar Anadolu köyle­ rinde tahsildarlara salguncu derlerdi.

İsmail Hakkı Uzunçar$ılı. Osmani ı devle­ ti te^il&tına medhal. Sahife 115, 360. Türkiye Selçukluları hakkında resmt vesikalar. Sahife 17M74, 177.

(14)

AKSARAY'IN TARİHÎ ÖNEMİ V E VAKIFLARI

235

16 Bir tarafından : .AA _ 1 J L o^>._^U _ 2 - 3 Diğer tarafında : A: 2 - 3

Bu kabir taşı da E r v a h me-zarhğında S o m u n c u b a b a tür­ besi civarında b u l u n m u ş t u r . Mermer­ dir. (Resim 7) T ü r k ç e s i «Bu kabir

Ba y ç u k m rahmet o l u n m u ş M a 1 H a t u n u ndur. 1349-50 ( H . 750) yUı Şevval aymda öldü» demektir.

B a y ç u , M o ğ o l l a n n B i s i -u d kabilesindendir. C e n g î z h a n devletinin yetiştirdiği en kuvvetli ku­ mandanlardandır. 1243 yılmda vukua ge­ len K ö s e d a ğ harbinde A n a d o l u S e l ç u k l u l a r ı n ı m a ğ l u p etmiş­ tir. Bilâhare A n a d o 1 u'ya i k i defa gelmiş bir çok zulümler yapmıştır. Ba-şarıh geçen askerlik h a y a t ı n d a n dolayı kendisine gurur gelmiş olan E a y ç u'yu hiç sevmeyen H u 1 â g ü tarafından öldürülmüştür. »«Kızı M a l H a t

u-nunda A k s a r a y 'da vefat e t m i ş ol­ duğu bu mezar t a ş m d a n anlaşılmakta­ dır.

1,7

Z,^J ö ^ - ^ - 3

^* Bertolt Spuler'den Cemal Köprültl te^ cûmesl, Irao Moğollan, Türk Tarih Kurumu nej-HyaU. Sahife 563. tbni Bibi, Aksarayi tezkiresi, Uenakib Ul-ftrifin gibi mehazlcrde Bajr$u hakkın-<ia geniç bilgiler vardır.

^^'^y* Lilj^ _ 7 LiU ö\^fr ö^-ij o ^ - 8 <^"U}\ \rv-. j ^ ^ J - 10

fyJj j - 11

-u*- - 12 12 - 13 B u kabir E r v a h mezarlığmda C e m a l ü ' d - d i n A k s a r a y ! t ü r b e s i hizasında dağ eteklerine doğru olan alandadır. Mermerdir. (Resim 8) Me­ zar taşı O s m a n l ı c a d ı r . B u g ü n k ü şivemize şöyle çevrilebilir.

« B e y ş e h r i ve A k s a r a y S a n c a k l a r ı mutasarrıfı, " iken kutsal ve y ü k s e k r u h u nimet yeri olan B e r -r i n cennetine gi-rmiş olan H a 1 e b-l i M e b-l e k A h m e d p a ş a oğb-lu rahmet ve mağrifet o l u n m u ş O s ­ m a n p a ş a hazretlerinin yüksek derecelere açılmış olan ruhu için fatiha

(okuyunuz) 1814 - 15 ( H . 1230) yılı Rebiülevvel ayının 12. Cuma günü (ve­ fat etti).»

O s m a n p a ş a mezar taşında yazıldığı gibi H a 1 e b 1 i M e l e k A h m e d p a ş anın oğludur. Kapucu b a ş ı sonra Beylerbeyi ve K ü t a h y a

mütesellimi oldu. 1797-98 ( H . 1211) Rebiülevvelinde vezir olarak A n k a ­

r a ve K a y s e r i inzimamiyle A n a p a valisi oldu. K o n y a , K a n d i y a , H a n y a valiliklerin­ de de b u l u n m u ş t u r . Son memuriyeti olan A k s a r a y ve B e y ş e h -r i m u t a s a -r n f ı iken vefat etmişti-r. İ d a r e l i b i r vezirdi

İT Osmanlı devri mülki teşkilâtında il Ue İlçe arasında bir de mutasarrıflık vardı.

" SicUl-i Osmani cilt 1 sahife 260, cilt 3 sahife 439.

(15)

236 M . t t j

18

Bu mezar taşı E r v a h 'da P e -r e k zade H a s a n e f e n d i çev­ riği civarındadır. Mermerden yapılmış­ tır. T ü r Ic ç esi «Bu kabir H u -m â -m ü ' d - d i n oğlu A t t a r M e h m e d'indir 1349 - 50 ( H . 750) yılı Recep ayııida öldü» demektir.

19

J »iJ; » 2

Bir tarafından :

J< „ 2 « i U . ^ ^ - 3 Bu mezar taşı da E r v a h me­ zarlığında Ş e y h H a m z a türbesi civanndadır. Mermerden yapılmıştır. T ü r k ç e s i « A h m e d o ğ l u , rahmet olunmuş sarraf Ha s b e y 1362-63 ( H . 764) yıh Şevval aymm 15 inde vefat etti.» demektir.

20

Kny ^ j ^ l «A» _ 1

S o m u n c u b a b a türbesi ya­ nındadır. Mermerdir. T ü r k ç e s i «Bu kabip Tuğrak kızı rahmet olunmuş M e l i k e hatununda. 1342 - 43 ( H . 743) yılı Cemaziyülevvel ayında vefat etti.» demektir. 1 ORAL 21 4,IMU-, J » j r - ^ o ^ - - ^ „ 3 Bu mezar taşı da S o m u n c u . b a b a türbesi civarında y a m a ç l a r a doğru olan alandadır. Mermerden yapıl­ mıştır. T ü r k ç e s i « B u k a b i r B e ğ t e m ü r o ğ l u rahmet olun­ muş H ü s e y i n'indir. 1349-50 ( H . 750) yıh Ş a b a n ı n d a vefat etti.» de­

mektir.

18 - 21 No. l u mezar t a ş l a r ı n d a gö­ rüldüğü gibi E r v a h mezarhgmda esnaf ve halka ait olmakla beraber eski ve türlü yönlerden değerli mezar t a ş l a n da vardır. 22 Baş tarafında : iJy^ , . LiL Oy ^ s jjJjAİİİ- ^ ^ . i - 6 J y . ^ i V j ^ .«*-» i 7 Diğer tarafında : Ayak tarafında ; i j y AşjT j->-^^fi' ~ 2

(16)

AKSARAY'IN TARİHÎ ÖNEMİ V E VAKIFLARI 237 ^ ^ J>-:, [ Bir kcl-mc kırık ] ö}\

3y 3^i]» 4j\

- 3 - 4 — 5 -- 6 Bu mezar t a ş m d a k i yazılar T ü r k-ç e dir. 16. yüzyıl şivesiylc yazıîmışUr. Bu günkü k o n u ş m a dilimize şöyle çev­ rilebilir. «Bu kabir A l i d e d e o ğ ­ l u K a d ı î b r a h i m 'in kızı H a t u n p a ş anındır. K a dı İ b ­ r a h i m kızının ruhu için 3000 akça vakf etmiştir. Pazartesi ve Perşembe günleri kabrin başında diğer günler ev­ de bir cüz (Kur'an-i K e r i m ) okumak şartiyle ş e y h H â m i t halifele­ rinden S i n a n H a l i f e b u ak-çamn rebhi (kârı, t e m e t t ü u ) na muta­ sarrıf olacak. Yani alacaktır. H a c ı M e h m e d o ğ l u A h m e d Ç e ­ l e b i ve evlâdı da mütevelli olacak (akçanın idaresine çalışacaV) ve reb-hin altıda b i r i tevliyet hissesi olarak kendisine verilecektir. Akça rebhinin (senede) 10 akçada (bir?) akça olması şarttır. Vakfiye 1543 - 44 ( H . 950) yıh Recep ayında yazılmıştır.

Meseleyi biraz açıklayalım; K a -d ı î b r a h i m bu vakfını ve şart-lannı belki daha mufassal olarak tespit ve mahkemeye tescil ettirmiştir. Fakat A k s a r a y 'da ve Vakıflar Genel Mü­ dürlüğü Arşivi'nde buna dair b i r kayıt bulunamamıştır. Mezar taşından anla­ şıldığına göre 3000 akça 10 u 10 (bir?) (vakfiyelerde hep onu onbir bazan on-bir buçuk akça hesabiyle m ü r a b a h a s ı kabul edildiğine göre) bunu da onu on­ bir akça olarak kabul edersek 3000 ak-çamn senelik m ü r a b a h a s ı 300 akça olur. Bunun 1/6 i yani 50 akçası müte­ velli olan A h m e d Ç e l e b i ve evlâdına, 250 akçası da kabrin başında ve evinde K u r ' a n okuyacak olan S i n a n H a l i f e y e verilecektir.

Bazı vakfiyelerin kitabeler gibi mermere yazılarak mevkuf olan binala­

rın duvarlarına k o n m u ş olduğunu bili­ yorduk. Fakat mezar t a ş l a n n a yazılmış b i r vakfiyeye i l k defa E r v a h me­ zarlığında rastlanmıştır. B u mezar taşı S o m u n c u b a b a türbesinde mu­ hafaza edilmektedir,^

Mezar taşlarının k ü l t ü r tarihimiz için b i r hazine olduğunu yazmıştık. Ec-dadmuzm taşıdıkları isimlerden bazıla­ rını da buraya derç ederek bu bahsa son veriyoruz. F i d l aga Doğdu Kovdu Oğulbey Dura hatun Ü m m i p a ^ B a h t i ş a h hatun Mahdum paşa Satılmış O r u ç Kılavuz Mah p a ş a Efendi Çelebi T u t l Melek Efendire hatun Kaymak Devlet hatim Humay hatun Selçuk hatim Ferİşte Sultan K u t l u hatun Esen hatun Yolbeyİ SImgül hatun GlçI hatun Has hatun < J U l i

(17)

238

Melike hatun Dursun hatun Kutlu Melek Begtemür Alİşir Asıl bey Mal hatun Gİra efendire Dölendi liatun Güneri Döndü hatun Cevher hatun Has bey Şah Kutlu Mîrim Kutlu Elbeyi Boz bey Ildus hatun Dursım Paşa hatim Ulu hatun Emre Sevinç tnci Gümüş Bayram hatun Güngcldl Paça bey Polat bey Yadigâr M. ZEKÎ ORAL O/U- öyji^ j y u ^ j u l j / u . t j x i j j

u/U.

i l Lit

A k s a r a y V a k ı f l a r ı Vakıf yapmak l a n n d a n d ı r . Hayrat -da muhtelif âyet-i

şerifler vardır. Her

t s 1 â m dini icap-ve vakıflar hakkm-kerimeler ve hadis-i hususda olduğu gibi

vakıf yapmakta da ü m m e t i n e imtisal numunesi olan Fahri K â i n a t I I a z r e -t i M u h a m m e d M u s -t a f a (S. A.) efendimiz F e d e k b a h ç e l e r i ­ n i fıkaraya vakfetmişlerdir. H a z-r e t i E b u B e k i z-r , H a z z-r e t i ö m e r'in de vakıfları v a r d ı r . A b -b a s i l e rden sonra islâmiyeti hima­ ye ve müdafaada alemdarhk vazifesini üzerine almış olan âli cenap m i l l e t i m i ­ zin hükümdarları, vüzerası, ü m e r a s ı ve başka yüz binlerce hayır sahipleri yap­ tırdıkları cami, mescit, medrese, mek­ tep, zaviye, çeşme, k ö p r ü ve b a ş k a ha­ yır eserlerinin devlet ve millete m u h t a ç ol­ madan faaliyetlerini devam ettirebilme­ leri ve masraflarını karşılaması için ara­ zi, emlâk ve nukuddan vakıflar yaparak temin ettikleri gelir kaynaklan i l e eser­ lerinin hizmetlerinde çalışacak m ü t e v e l ­ l i , nazır, imam. hatip, m ü d e r r i s , vaiz, kayyım, hademe, meremmetci ( m ü t e ­ madi onarımlara bakan kimse) v a k f ı n nev'inc göre aşçı, ekmekçi hatta p i r i n ç ayıklayıcı, buğday dövücü gibi kimseler için yıllık, aylık ve günlük vazife (ma­ aş ve ücretler) tâyin etmişlerdir.

Vakfın idare m e m u r l a r ı demek olan mütevelli, nazır, k â t i p , cabi (tahsil­ dar) vakfın gelirlerini alırlar, masraf­ larını yaparlar, böylece vakıf, vakfiyesin-deki şartlara göre kendi kendini idare eder, gider. Yaptığım etütlere g ö r e asır­ larca faaliyetlerini devam e t t i r m i ş va­ kıflar vardır. Meselâ K o n y a S ı r -ç a l ı M e d r e s e n i n tarn 700 yıl başka kimsenin y a r d ı m ı n a m u h t a ç olmadan vakıf malı ile idare e d i l m i ş o l ­ duğu tespit edilmiştir.

Vakıflar tesis edildikleri esaslara göre i k i kısımdır,

A — Zürrî (evlâda mevkuf) v a k ı f l a r : Bu cins vakıflarda vâkıf, arazi, e m l â k ve nukud gibi malım nesilleri s ü r e s i n c e ev­ lâdına vakfeder. Nesli kesilince mevku-fat vakfiye şartlarına göre b i r cami, medrese ve başka hayratın hizmetlerine yahut m ü s l ü m a n l a n n f ı k a r a s ı n a k a l ı r .

B — Hayrî vakıflar: H a y r ı vakıf­ larda vâkıf, emvalini mevcut veya

(18)

ken-AKSARAY'IN TARÎHÎ ÖNEMİ V E VAKIFL\Rî 239

dişinin yeniden yaptırdığı b i r hayır ese­ rin yaşatılmasına bağlamıştır. Hangi cins vakıf olursa olsun vakıflar Bir vak­ fiye ile tespit olunur.

Vakfiyeler: Vakfiyeler vakfm esas ve şartlarını ihtiva eden b i r senet, bir vasiyetname gibidir. Bazen bir sahife bazen de b i r kaç yüz sahife t u t a r ı n d a b i r kitap şeklinde olur. Ş u esasları ihtiva eder:

1 — Başlangıç: Yüce T a n r ı y a hamd ve senalar, sevgili Peygamberine, evlâd ve eshabma selâm ve dualar bu

kısımda ifade olunur.

2 — Vâkıfın hüviyeti: t c a b ı n d a şa­ hitlerle tevsik olunarak vâkıfın k i m ol­ duğu mufassalan yazılır.

3 — Vakfedilen arazi, emlâk veya nukudun (mevkufat-n) miktar ve cinsi, hudutları, vasıfları.

4 — Hayır eserlerin cinsleri, mevki ve hudutları.

5 — Vakıf şartları :

Vakıf binaların idare ve onanmla-n , burada çalışacak hizmetlilerionanmla-n maaş-lan, vakıf gelir ve giderlerinin suret-i idaresi, vakfın dinî esaslara uygunluğu hiç bir kimse tarafından bozulamıyacağı

ve başka ş a r t l a n ,

6 — Vakfın tescili: Vâkıf vakfede­ ceği şeyleri bir tescil mütevellisine devir ve teslim eder. Beraberce mahkemeye giderler. H â k i m ve şahitler huzurunda muhakeme olurlar. Nihayet h â k i m müç-tehidin kavline göre vakfın lüzumuna hükmeder.

7 — Vakfiye tarihi : Vakfiyenin so­ nuna vakfın h ü k m e bağlandığı günün ta­ rihi yazılır.

8 — Vakfiyenin şahitleri: Vakfın tescili anında mahkemede bulunan sö­ züne inanılır müslümanlardnn kimler varsa, vakfiyenin sonuna b u n l a r ı n isim ve imzalan yazıhr. Böylece vakfiye te­ kemmül etmiş olur.

î ş t e bu esaslar dairesinde tcsbit ve tescil edilmiş, vakıf defterlerine vakfiye­ l e r i veya şahsiyetleri yazılmış olarak A k s a r a y merkez ve köylerinde 211 vakıf vardır. Bunlar konulanna göre şöyle sıralanabilir : Adet Cinsi 1 Han 101 Cami 55 Mescit 4 Tekke 15 Zaviye 1 T ü r b e 5 Medrese 3 Muallimhane 1 Buk'a ( M ü b a r e k yer) 4 Hankah ve mektep

14 Mîrâblık (suların idare ve tak­ sim m e m u r l u ğ u ) 3 Keyyallık (Kilecilik) I Musluk l Şînikci 1 Mahkeme kâtipliği 1 Çeşme 211 Bu vakıflardan Ş e y h H â m i d V e l i H a z r e t l e r i n i n oğlu B a b a Y u s u f H a k i k î tarafından tanzim ettirilmiş 1479 ( H . 884) tarihli vakfiyeyi misal olarak kaydedelim. Aslı Arapça olan vakfiyenin mealen tercüme­ si :

« H a m d etmek. U l u T a n r ı y a yaraşır. Dua onun Resulü üzerine olsun. Bundan sonra (bilinmelidir k i ) bu doğ­ r u ve din esasla nna uygun olan vakfi­ yenin b a ş tarafı tasdikli sonu selâmette (şahitlerle tevsik o l u n m u ş ) tur. Rıza ve ülfet ile yazılmış tertip ile söylenmiştir. Kâmil mürşitlerin şeyhi, muhakkik­ ler efendisi, halkı hak yoluna hidayet fi­ den ( u l a ş t ı r a n ) merhum Ş e y h H â-m i d'in -toprağı güzel, â-mezan nurlu ol­ sun- oğlu mürşit ve muhakkiklerin ifti­ har ettiği, sâlikler (ehl-i tarikat) in ve A l l a h'm kullanmn kutbu (yücesi), din ve devletin baş tacı B a b a Y

(19)

u-240 M. ZEKI ORAL

s u f tarafından; nzalan sorularak şer'i şahitlikte bulunan Y u s u f o ğ ­ l u H a c t M e z i t , H a c ı A h ­ m e d o ğ l u İ d r i s D e d e , A h m e d o ğ l u M e v l f t n a M u h y U d -d i n vc hatiplerin faziletlisi -din-dar, hayır sahibi İnsanlarm medan iftihan H a t i p M e h m e d P i r P a ş a ' n m şahadetleriyle T a ş k e s d i k , A r a p i n i , S a r a y c ı k , D a n ı ş m e d -I i mezraalannm btttün haklan ve ek­ leriyle birlikte 12 sehimde 9 sehmüıi vak­ fetti.

Sultanın emriyle B a b a Y u s u f tasarrufunda olup hasılâtmm 1/4 i fı-kara dervişlere sarfolunan ve eskiden S a h i b i y y e dâr üz-ziyafesi (Ziyafet evi,imaret)ninvakhbulunan A v a c ı k h ö y ü ğ ü mezraasiyle T o v a k kö­ yünü ve K a z 1 c 1 k köyünü bunla­ ra ilhak etti. Eski hankah vakfiyesi ge­ reğince tarikat ve şer'iyat esaslarına gö­ re umum! olarak bir zat şeyhlik vazife­ sini yapacak ve şeyhin tarikatmdan o-lan 10 mutasavvıf bulunacaktır. Cuma ve Bayram geceleri gibi diğer mübarek geceleri (Berat, Miraç ve başkalan) ihya edecek ve beş vakit namazı kıldınp so­ nunda zikir ve evrad okuyacak olan ima­ ma bir sehim verilecektir.

Vâkıf B a b a Y u s u f H a k i k i , evkafı hasılaum 4 sefaim (düşelik, his­ se) itibar eylemiş, bir sehmini yukanda yazdan şeyhe, şeyhliği cihetiyle, diğer üç sehmi de hankahda oturup evrad ve ez-kâr ile meşgul olan 10 mutasavvıfm yiyip içmeleri için şart kdmıştır. Bu hasılat Hankahta yiyip içen dost ve ahbaplardan

başka büyükten küçükten gelip giden­ lere haram bhnmıştır. Doğru yol eski u-sul ve dostluk üzere sahih ve şer'i ola­ rak ve şahitlerin şehadeti mucibi bu hal ve minval üzere tesbit olunan, adı geçen köyler ve mezraalar hankah mesalihine va­ kıf ve hapis edildi.

Müslüman kadılarmm iftihar ettiği tevhid ehli valilerin öncüsü olan M e v-l â n a H ü s a m ü d - d i n A k s a ­ r a y kadıhğı zamanmda mezkûr S a h i ­ b i y y e dâr üz-ziyafesine mevkuf olan köy ve mezraalann B a b a Y u s u f H a k i k i tarafından zam ve ilhakına dftr üz-ziyafenin harap olması ve yeniden yapılmasma imkân olmadığı için şeriat esaslanna uygun olarak hükmetti. Ben de bu şekilde Sultan defterine kayıt ve tespit ettim. Mezkûr köy ve mezraalar bu ilhak hükmü mucibince Melik M a h m u d G a z i hankahma doğru ve din esaslanna uygun olarak vakfedildi. E s k i vakfiye şartlan gereğince 1/4 i orada sâkin olan fiıkaraya sarfolacak. Dostlar ve ahbaplar­ dan başka gelen ve gidenlerin büyük ve küçüklerine bir şey verilmiyecektir.

Hiç bir kimse bunu tebdil edemez. Günahı, vasiyeti işittikten sonra tebdil edenedir. îcabmda senet olmak üzere bu vesika mezkûr esaslara göre 884 yılı Rebi ül-âhir aymm başında yazıldı.

Şahitler : M e v l â n a P i r i M e h m e d b i n A l f t ü * d - d i n , t b r a h i m b i n A b d u l l a h ve e l h a ç M a h m u d b i n F a h -r u d-d i n H o c a ve A l i F a k i h b i n M e h m e d F a k i h .

(20)

M. Zeki ORAL

Resim : 1 — Sinnc çayın mezarlık kitabesi.

Resim : 2 — Aksaray Bedesten kitabesi.

(21)

M. Zeki ORAL

Resim : 3 — Baba Ekmcl üd-din mezar laşı.

Resim : 4 — Fakîh Yahya sandukası.

(22)

M. Zeki ORAL

V

i

Resim : 5 — Kerim üd-din Mahmud Aksaray! mezar taşı.

i

z

3

4

f 4 t r A«lw»ClNoA K S U t H U D O ı N MAV4MUT I M M t l A D TAJ»

Resim : 6 — Kerim üd-din Mahmud Aksaray! mezar taşı krokisi.

(23)
(24)

<

S"

•1

Referanslar

Benzer Belgeler

İskemik inme sonrası üzerine az çalıma vardır prospektif bir çalımada 48 saat içinde geçirilen erken epilepsilerde mortalite oranı retrospektif

İnsanlık bu yıl Dünya Çevre Günü'nü &#34;küresel ısınma&#34; paniğiyle yaşarken, Türkiye'nin çevre gündemini de &#34;seçim&#34;..

ısınmayla dünyanın ikliminin bozulduğu, biyo-çeşitliliğin azaldığı ve ekolojik kirliğinin sağlığı tehdit ettiği bir dünya denk düşüyor.&#34; Hukuki mevzuat

Başbakan Tayyip Erdoğan 'ın &#34;Ananı da al git&#34; diye hakaret ettiği Mersinli çiftçi Mustafa Kemal Öncel, Başbakan'ın bir televizyon program ında &#34;Bu şahıs

Amerikan  Ulusal  Tıp  Kütüphanesindeki  veri  tabanlarında,  örneğin  MEDLINE'da,  tarama  yapmak  uzmanlık  isteyen  bir  iştir.  Ancak  MEDLINE'ın 

Diğer yarısı ile her sene kurban bayramında beş adet “toklu” (koyun) satın alınıp kesilecek ve eti Allah rızası için fakirlere dağıtılacaktır. Aynı şekilde

İki sıra kitabesi bulunan şahidenin kitabe satırları kare çerçeve içerisinde nesih hat ile yazılmıştır.. Üst ve alt kısımları

Table 16 representing the percentages of students’ selection of alternatives for this item indicates that 48% of students believed that diffusion rate of gases decreases