• Sonuç bulunamadı

XIII. OTOMOTİV VE YAN SANAYİ SEMPOZYUMU GERÇEKLEŞTİRİLDİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "XIII. OTOMOTİV VE YAN SANAYİ SEMPOZYUMU GERÇEKLEŞTİRİLDİ"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Cilt: 56 Sayı: 671 Mühendis ve Makina

11

Sempozyum

Cilt: 56

Sayı: 671

10

Mühendis ve Makina

B

u yıl ana teması “Teknoloji,

Gü-venlik, Çevre” olarak belirlenen Otomotiv ve Yan Sanayi Sem-pozyumu ve Sergisi’nde iki gün boyun-ca; açılış konferansı, 6 bildiri oturumu, 2 panel, 7 özel oturum toplantısı ve 2 fo-rum ile dinamik bir platform oluşturuldu. Sempozyumda “Anadol‘un Işığında Türkiye‘de Yerli Otomobil Üretimi” ile “2016 Çevre ve Güvenlik Mevzuatı” konulu iki panel gerçekleştirildi. Sem-pozyum kapsamında, “Otomotiv Spor-larında Güvenlik”, “Alternatif Yakıt Teknolojileri”, “Yenileştirilmiş Parça Kullanımı”, “Karbon Ayak İzi”, “Eşde-ğer Parça”, “Otomotivde İnovasyon”, “Otomotiv Sektör Çalışanlarının Sorun-ları” konu başlıklarında akademisyen ve sektör temsilcilerinin katılımlarıyla özel oturumlar yer aldı.

Sempozyumun açılışında bir konuşma

yapan MMO İstanbul Şube Yönetim

Kurulu Başkanı Zeki Arslan özetle

şunları belirtti:

Bilim ve teknolojinin halkın yararına ve doğal dengeyi koruyacak biçimde kullanılması gerekliliğini, mesleğimizin

temel ilkesi kabul ediyoruz. Bu yüzden ülke ekonomisi ve meslektaşlarımız açısından son derece önemli olan ve otomotiv sektörünün gelişimine katkı-da bulunan sempozyumumuzun teması “Teknoloji, Çevre ve Güvenlik” olarak belirlenmiştir.

Geçmişten günümüze otomotiv sana-yisinin gelişimine katkı sağlayan sem-pozyuma; ilgili tüm kişi-kurum ve kuru-luşları sempozyumuza davet edilmiştir. Hedefimiz, sektörün mevcut durumunu analiz etmek, sektöre yönelik politika-ları özgürce tartışabilmek, sektör bile-şenlerinin bilimsel-teknolojik yenilikleri

XIII. OTOMOTİV VE YAN SANAYİ

SEMPOZYUMU GERÇEKLEŞTİRİLDİ

paylaşabildiği üretken bir platform olma özelliğini geleceğe taşıyabilmektir. TMMOB Makina Mühendisleri Odası olarak ülkemizdeki Formula Student ta-kımlarını destekleyerek uzun vadede ya-rışmanın Türkiye ayağını örmeye, kısa vadede ise bu takımların Sempozyum içerisinde kendilerini sergileme imkânı vererek, ana ve yan sanayi firmaları ile buluşturarak sektöre katkıda bulunmayı hedeflemekteyiz.

Ülke ve halkımıza karşı sorumlulukları-mız doğrultusunda ortaya koyduğumuz her söylemimizde ve eylemimizde hal-kın yanında yer alan bizler; üreten, üret-tiğini eşit paylaşan bir ülkede yaşamak için anayasal haklarımızı kullanarak sözümüzü söylüyor, demokratik hakları-mızı kullanıyoruz. Sırası gelmişken, son olarak, Ankara`da 10 Ekim`de düzenle-diğimiz Emek Barış Demokrasi mitin-gimize hunharca bir saldırı düzenlendi. Yüreklerimizi, bizleri, kardeşliğimizi bombalayan bu hainleri hiçbir zaman unutmayacağız. Kaybettiğimiz 102 ar-kadaşımızı saygıyla anıyor, yaralanan arkadaşlarımıza acil şifalar diliyorum.

TMMOB Makina

Mühendisleri Odası (MMO)

adına İstanbul, Bursa ve

Kocaeli Şubeleri tarafından

düzenlenen Otomotiv ve

Yan Sanayi Sempozyumu

ve Sergisi’nin on üçüncüsü

İstanbul’da Türkan Saylan

Kültür Merkezi’nde

13-14 Kasım 2015 tarihleri

arasında yapıldı.

MMO Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ekber

Çakar açılış konuşmasında özetle

şun-ları belirtti:

Bilindiği gibi ülkemizde otomotiv sa-nayinin 50 yılı aşkın bir geçmişi bulun-maktadır. Bu geçmişe baktığımızda, ül-kemizin elinde bulundurduğu potansiyel gelişme imkanlarının nasıl harcandığına da tanık olmak mümkündür. 1960`lı yıllarda planlamaların otomotiv ve yan sanayiyi kapsamadaki yetersizliği ile başlayan ithal ikameci montaj sanayine yönelim, 80`li yılların neoliberal küre-selleşme süreci eşliğinde sürdürülmüş, finansallaşan dünya ekonomisinin ge-reklerine boyun eğdirilerek dışa bağım-lılık artan bir ivmeyle yükseltilmiştir. Türkiye`de ülke ekonomisi açısından stratejik öneme sahip olan ve aynı za-manda yüksek oranda katma değer sağla-ma potansiyeline sahip otomotiv sektörü, teknolojik gelişmelere bağlı olarak dış sermaye ve ara malına bağımlı sektörler-den biri haline gelmiştir. 1990`lı yıllara kadar otomobil imalatı için gerekli olan girdilerin pek çoğunun ülke içinde üre-timi gerçekleştiriliyorsa da bu tarihten sonra sektörde rekabet gücü ve katma değerin artırılması için ithalata dayalı üretime yönelim güçlenmiştir.

Günümüzde araçların motor, elektronik aksam ve aktarım parçalarının ithal edil-diği, diğer aksam ve parçaların ise yurt içi veya yurt dışından karşılandığı bir yapılanma söz konusudur. Dolayısıyla, otomotiv sektörü, son 20 yıllık dönemde üretim hacmi açısından hızla büyümesi-ne karşın, birim üretim değeri içerisinde yurt içi katma değer payının hızla azaldı-ğı ve böylece dışa baazaldı-ğımlılıazaldı-ğın giderek arttığı bir yapıya kavuşturulmuştur.

Bu süreç, Türkiye`yi enformelleştirilmiş ve taşeronlaştırılmış bir sanayi sektö-rüne mahkûm ederek bir ucuz emek ve ucuz ithalat cennetine dönüştürmeyi he-defleyen politikaların doğrudan bir so-nucu olarak görülmelidir.

Yapısal dönüşümler ve Türkiye`nin mevcut üretim tercihine ilişkin günümü-ze dek sürdürülen politikaları ve bugüne dair izdüşümlerini kısaca aktarmaya ça-lıştım. Elbette söyleyecek daha çok söz, dile getirilecek çok sorunumuz var. Şim-di bu tabloya bakarak başta sorduğum soruyu biraz daha genişleterek sormak istiyorum.

Bilimi ve teknolojiyi esas alan, yerli ya-tırımcıyı özendiren ve koruyan, dış gir-dilere bağımlı olmayan, öznesine sosyal devlet anlayışını oturtan, istihdam odak-lı ve planodak-lı bir kalkınmayı öngören poli-tikalar reddedilerek dile getirilen “yerli otomobil” üretimi gerçekçi midir? Ülkemiz mühendisliğinin yakaladığı son derece önemli ancak yarım kalmış bir başarı olarak tarihimizde yer alan Devrim ve Anadol otomobilleri ile diğer projelerin kazanımlarından ve onların başına gelenlerden ders almadan “yerli otomobil” konusunu bugüne uyarlamak mümkün müdür?

Yerli üretim dinamiklerini tahrip edecek politikalarla “yerli otomobil” üretimi mümkün müdür?

Bu sorulara yanıt vermedikçe, yerli oto-mobil üretimi 2011`den beri sıkça gör-düğümüz gibi bir seçim malzemesine dönüşmeye, içi boşaltılmış fantastik bir hikayeye dönüşmeye devam edecektir. Bugün gereksinim duyduğumuz şey, imaj politikaları değil, bağımsızlık ve bu temeldeki politikalar olmalıdır. Türkiye`de prototip, seri imalat, mühen-dislik deneyim ve kapasitesi bulunmak-tadır; ancak bu kapasitenin harekete ge-çirilebilmesi için dışa bağımlılık zinciri mutlaka kırılmalıdır. Bütün enerjimiz bu yönde harcanmalıdır.

Bir ülkenin sanayisinin ayakları üzerin-de doğrulması zorunluluk ve sorumlu-luktur. Ancak hiç de kolay değildir, ciddi bir kararlılık ve buna uygun bir siyasal erk gerekir. Ülkemizin kaynaklarının, küresel güçlerin baskısından bağımsız

bir şekilde değerlendirilmeye yüksek düzeyde ihtiyaç duyduğunu belirtmek istiyorum.

Bilimi ve teknolojiyi esas alan, AR-GE ve inovasyona ağırlık veren, yerli yatırımcıyı ve yerlileşmeyi özendiren, koruyan, devletin ekonomideki yönlen-diriciliğini artıran, dış girdilere bağımlı olmayan, sosyal devlet anlayışı ile is-tihdam odaklı ve planlı bir kalkınmayı öngören politikalar uygulandığında, du-rumun değişeceği kesindir.

Otomotiv sektöründe bu yönde bir yeni-den yapılanmaya ihtiyaç vardır. Türkiye yalnızca bir üretim mekanı değil, aynı zamanda tasarım ve AR-GE merkezi olmalıdır. Bu kapsamda sınai mülkiyeti Türkiye`ye ait tasarımların gerçekleşti-rilmesi gerekmektedir. Özellikle AR-GE çalışmalarının hızlandırılması; firmala-rın AR-GE`ye daha fazla pay ayırması, yüksek katma değerli ürünlere yönelik yenilikçi çalışmaların yapılması gerek-mektedir.

Tasarım geliştirmeye yönelik AR-GE faaliyetlerine desteğin yan sanayi ve KOBİ`lere de ciddi biçimde yayılması, özellikle yan sanayide kalıp tasarımları-na öncelik verilmesi; atasarımları-na satasarımları-nayinin yan sanayinin işgücü ve yatırım maliyetle-rini paylaşması; yeni projelerde üretim öncesi tasarım–geliştirme–prototip–ka-lıp safhalarında yerli üretimin egemen kılınması; kalifiye eleman, mühendis istihdamı ve AR-GE çalışmalarını özen-dirici kredi ve teşvik uygulamalarının gündeme alınması sağlanmalıdır. Sektörün rekabet gücü ile katma değerin artırılması ve ithalata dayalı ana girdile-rin yerli kaynaklardan temini için üretim mekanizmalarının çok güçlü bir şekilde harekete geçirilmesi gerekmektedir. İthal araç miktarları düşürülmeli ve yerli ürünlerde katkı oranı yükseltilmelidir. Çalışanların iş güvenceleri oluşturulma-lı, nitelikli işgücü birikimi tahrip edil-memelidir.

Bu gerekliliklerin yerine getirilebilmesi için ekonominin borç-faiz kıskacından kurtarılması, üretimci, yatırımcı, sosyal devlet yaklaşımı temelinde istihdamcı, öz kaynaklara dayalı kalkınmacı bir yö-nelime girilmesi gerekmektedir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Ticaret Bakanlığı tarafından ön onay verilmiş e-ticaret sitelerine toplu üyelik- lerde işbirliği kuruluşlarına %80 oranında ve her bir şirket için e-ticaret sitesi

IFMANT in görevleri, NTnin bilimsel yapısını desteklemek ve uluslararası pla ormda temsil etmek, nöralterapi yayınlarını ve yayın arşivini sergilemek, ulusal

ILO’nun internet temelli çevrimiçi ve konum te- melli (taksicilik ve teslimat) platformlarında çalı- şanlar hakkında yaptığı araştırmaların bulgula- rına göre,

Bir risk değerlen- dirme raporunun öyle hafife alınacak bir şey olmadığına işaret eden yetki- li, rapor için gereken sürenin, en az istasyonun geliştirilmesi için şimdiye

Ameliyat sonrası oluşan sekonder peritonitin, karın travması ve karın organı kanseri nedeniyle yapılan girişim- lerden sonra daha sık meydana geldiği ileri

Aynı zamanda Sandık Denetleme Kurulunun, Temsilciler Kurulunca alınan kararların uygulanıp uygulanmadığını incelemesi; Sandığın bütün iş ve işlemlerini (gelir

Schottky bariyer diyotun kararhhgi ve performansi, metal ve yaniletken arasmda olusturulan arayiizey tabakasmdan oldukca etkilenir[2). n-tip i InP iizerine metal-yaruletken

Aksaray Çalışma ve İş Kurumu İl Müdür- lüğü binasında İl Müdürü Bülent Bekin, Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü temsilcileri ile İl ve İlçe