• Sonuç bulunamadı

HAZIR GİYİM İŞLETMELERİNDE ÇALIŞAN PERSONELİN ÇALIŞMA ŞARTLARINDAN KAYNAKLANAN FİZİKSEL RAHATSIZLIKLAR VE İŞ KAZALARININ ERGONOMİK KRİTERLER AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "HAZIR GİYİM İŞLETMELERİNDE ÇALIŞAN PERSONELİN ÇALIŞMA ŞARTLARINDAN KAYNAKLANAN FİZİKSEL RAHATSIZLIKLAR VE İŞ KAZALARININ ERGONOMİK KRİTERLER AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ"

Copied!
143
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C

GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

GİYİM ENDÜSTRİSİ VE GİYİM SANATLARI EĞİTİMİ ANABİLİMDALI

HAZIR GİYİM İŞLETMELERİNDE ÇALIŞAN PERSONELİN ÇALIŞMA ŞARTLARINDAN KAYNAKLANAN FİZİKSEL RAHATSIZLIKLAR VE İŞ KAZALARININ ERGONOMİK KRİTERLER AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Danışman

Yrd. Doç. Dr. Fatma KOÇ

Hazırlayan Gülay DUR

ANKARA 2007

(2)

HAZIR GİYİM İŞLETMELERİNDE ÇALIŞAN PERSONELİN ÇALIŞMA ŞARTLARINDAN KAYNAKLANAN FİZİKSEL RAHATSIZLIKLAR VE İŞ KAZALARININ ERGONOMİK KRİTERLER AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

ÖZET

Sanayileşme ve buna bağlı olarak makineleşme işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda çalışmaları gündeme getirmiştir.

Araştırmanın konusu, Hazır giyim işletmelerinde çalışma şartlarından kaynaklanan iş kazaları ve fiziksel rahatsızlıkların ergonomik kriterler açısından değerlendirilmesidir.

Araştırmanın çalışma evrenini İzmir ve Bursa’daki büyük ve orta ölçekli işletmeler oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemini ise random yöntemiyle seçilen ve evreni temsil eden 6 işletme ve 300 çalışan personelden oluşturmaktadır.

Araştırmada veri toplama aracı olarak araştırmacı tarafından geliştirilen anket kullanılmıştır. Anket formu araştırmacı tarafından işletmelerin bulunduğu yerlere giderek uygulanmıştır. Uygulama sonunda veriler, SPSS 11.5 paket programından yararlanılarak bilgisayar ortamına aktarılmıştır.

Araştırma sonucunda hazır giyim sektöründe ergonomik kriterler açısından çalışan personelin çalışma şartlarından kaynaklanan iş kazaları ve fiziksel rahatsızlıkların olduğu tespit edilmiştir. İş kazası riskinin yeterli koruyucu bulunmamasından ve koruyucu kullanılmayışından arttığı görülmüştür.

Hazır giyim işletmelerinde ergonomik kriterlerin iyileştirilmesi için iş kazaları konusuna daha fazla önem verilmesi gerektiği, bu konuda işletmelerde sistem kurulması gerektiği ortaya çıkmıştır.

(3)

In ready made clothes sector is assessed of the ergonomic criterions perspective and the work accidents which are caused by working conditions and physical ilness.

ABSTRACT

Industrialization and mechanization brings up the studies concerning worker health and work safety.

This research is assessed of the ergonomic criterions perspective and the work accidents which are caused by working conditions and physical ilness.

The study universe concists of big and small industries which is placed in İzmir and Bursa. All enterprises were included in the study instead of forming sample because of the study can reach all enterprises in the universe.

Questionnaries were used for data gathering the researcher applied the questionnaries at the enterprises personally. At the end of the practice the data were converted into the computer using the SPSS 11.5 software.

At the end of the study, in ready-made clothing sector ergonomic criterions perspective ıt is found at there are work accidents which are caused by the working condition physical ilness. It’s found out that the risk of work accident has increased because of there is no enough protective equipment or not using them.

The necassary is found out that in ready-made clothing fabrics to make better ergonomic criterions and to consider important subject of work accidents and to make a system in the fabrics.

(4)

ÖNSÖZ

Türkiye’de hazır giyim sektörü teknolojik gelişmelerle birlikte önde gelen sektörlerden biridir. Diğer sektörlerde olduğu gibi tekstil sektöründe de her geçen gün işçi sağlığı ve iş güvenliğine verilen önem artsa da yeterli değildir. Bu nedenle bu araştırmada, hazır giyim işletmelerinde iş kazalarının ve fiziksel rahatsızlıkların oluşumunda ergonomik kriterlerin etkisi araştırılmış ve bununla ilgili personelin görüşleri alınmıştır.

Araştırma beş bölümden oluşmaktadır. Araştırmanın birinci bölümünü; giriş, problem durumu, araştırmanın amacı, önemi, sayıtlılar, sınırlılıklar, tanımlar ve ilgili yayın ve araştırmalar, ikinci bölümünü; kuramsal yayın ve ilgili araştırmalar, üçüncü bölümünü; araştırmanın yöntemi, modeli, örneklemi ve evreni, veri toplama ve analiz teknikleri, dördüncü bölümünü; bulgular ve yorum, beşinci bölümünü; sonuç ve öneriler oluşturmaktadır.

Bu araştırmanın hazırlanmasında büyük katkıları olan, görüş ve önerilerini esirgemeyen değerli danışman hocam Yrd.Doç.Dr. Fatma KOÇ’a, istatistiksel konularda yardımını esirgemeyen Araş. Gör. Eylem YILDIZ’a, öğretmen arkadaşım Seçil TÜRKMEN’e ve Fatma ÇELİK’e, tez çalışmam boyunca destek olan ev arkadaşım Medine TOPAL’a, anketleri uygulamamda yardımlarını esirgemeyen işletme yönetici ve diğer personele teşekkür ederim.

Her zaman yanımda olan maddi ve manevi destekte bulunan değerli aileme sevgilerimle…

(5)

İÇİNDEKİLER

ÖZET……… i

ABSTRACT……….… ii

ÖNSÖZ……… iii

İÇİNDEKİLER……… iv

TABLOLAR LİSTESİ………. vii

ŞEKİLLER LİSTESİ……… ix BÖLÜM I: GİRİŞ………..………..……… 1 1.1 Problem Durumu………... 1 1.2 Problem Cümlesi………... 2 1.3 Araştırmanın Amacı………... 3 1.4 Alt Problemler……… 3 1.5 Araştırmanın Önemi………. 4 1.6 Sayıltılar……….. 5 1.7 Sınırlılıklar……… 6 1.8 Tanımlar………..… 7

1.9 İlgili yayın ve araştırmalar……….………… 8

BÖLÜM II: KURAMSAL YAYIN VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR……….….. 10

2.1. Ergonominin Tanımı ve Amacı……….……. 10

2.1.1. Çalışma Ortamı ve İnsan ………. 12

2.1.1.1. Çalışma Yerinde Boyutlar..……….. 12

2.1.1.2. Oturarak Çalışma ve Sağlık Sorunları……….. 15

2.1.1.3. Ayakta Çalışma ve Sağlık Sorunları……….. 17

2.1.2. Tasarım Çalışmaları………. 19

2.1.2.1. Antropometrik Çalışmalar……….………….. 19

2.1.2.2. Kumanda Düzeni………. 20

2.1.3. Çalışma Yöntemleri……….. 20

2.1.3.1. Hareket Ekonomisinin Kuralları………. 20

2.1.4. Ergonomik Kriterler………... 21

(6)

2.1.4.2. Gürültü……… 25

2.1.4.3. İklim……… 30

2.1.5. Çalışma Zamanlarının Ergonomik Düzenlenmesi………. 34

2.1.5.1. Gece Çalışması……….... 35

2.1.5.2. Çalışma Yaşamında İnsan Faktörü………... 36

2.1.5.2.1. İş Hevesi……… 36 2.1.5.2.2. Monotonluk……… 37 2.1.5.2.3. Yorgunluk………... 37 2.1.5.2.4. Stres……….……. 39 2.1.5.2.5. Bünye……….. 42 2.1.5.2.6. Yaş………. 43

2.1.5.3. Binanın Teknik Özellikleri ve güvenlik……… 45

2.1.5.3.1. Elektrik……… 46

2.1.5.3.2. Yangın………... 47

2.2. İşle İlgili Fiziksel Rahatsızlıklar……….. 49

2.3. İş Kazaları……… 50

2.3.1. İş Kazalarının Nedenleri……….. 52

2.3.2. İş Kazalarının Çeşitleri……… 53

2.3.3. İş Kazalarının Oluş Şekilleri……… 53

2.3.4. İş Kazalarında Yaralanma Bölgeleri……… 54

2.4. Hazır Giyim Sektöründe Tehlike, Sağlık Güvenlik Önlemleri……… 54

2.4.1. Giriş Deposunda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri………. 55

2.4.2. Kesim Bölümünde Sağlık ve Güvenlik Önlemleri……….. 56

2.4.3. Dikim Bölümünde Sağlık ve Güvenlik Önlemleri……….. 60

2.4.4. Ütü Bölümünde Sağlık ve Güvenlik Önlemleri…..……… 61

2.4.5. Leke Çıkarma Bölümünde Sağlık ve Güvenlik Önlemleri……. 62

2.4.6. Taşıma Sisteminde Sağlık ve Güvenlik Önlemleri………. 63

2.4.7. Otomatlar, Robot Sistemlerinde Sağlık ve Güvenlik Önlemleri. 63 2.5. Kaza Önleyici Güvenlik İşaretleri ve Renkleri………. 65

2.6. Yasalarda İşçi Sağlığı ve İş Güvenliğinin Yeri……… 65

2.6.1. Rücu (Geri alma) Tazminatı……… 66

2.6.2. Manevi Tazminat……….. 67

(7)

BÖLÜM III:

YÖNTEM………... 69

3.1. Araştırmanın Modeli……… 69

3.2. Araştırmanın Evreni ve Örneklemi………. 69

3.3. Veri Toplama Tekniği………. 70

3.4. Veri analiz Teknikleri………. 71

BÖLÜM IV: BULGULAR……….. 73

4.1. Hazır giyim işletmelerinde çalışan personelin demografik özellikler……….. 73

4.2. Hazır giyim işletmelerindeki mesai durumu ve mesainin çalışan personeldeki etkileri……….. 76

4.3. İşletmelerde ergonomik kriterler açısından çalışma şartlarındaki mevcut durum………..……… 78

4.4. İşletmelerdeki iş kazaları, fiziksel rahatsızlıkları ve bunların meydana gelme nedenleri………..……….. 82

4.5. İşletmelerin iş kazalarının oluşumunun önlenmesi için alınan tedbirler ve koruyucular…..………. 86

4.6. Korelasyon değerleri……… 91

4.6.1. İşletmedeki iş kazalarının meydana gelme şekli ile personelin bireysel özelliklerinden kaynaklanan nedenler arasındaki ilişki………. 92

4.6.2. İşletmedeki iş kazaları ile fiziksel ortamdan kaynaklanan nedenler arasındaki ilişki……….…….…… 97

4.6.3. İşletmedeki iş kazaları ile ergonomik kriterlerden Kaynaklanan nedenler arasındaki ilişki……… 99

BÖLÜM V: SONUÇ VE ÖNERİLER……… 102 Sonuçlar……… 102 Öneriler……… 105 KAYNAKÇA……….. 107 EKLER

EK 1- İşçi Anket Formu

(8)

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo No 1 : Çalışan Personelin Cinsiyetlerine Göre Dağılımı……… 73

Tablo No 2 : Çalışan Personelin Yaşlarına Göre Dağılımı……… 74

Tablo No 3 : Çalışan Personelin ,Eğitimlerine Göre Dağılımı……… 74

Tablo No 4 : Çalışan Personelin Görev Alanlarına Göre Dağılımı……… 75

Tablo No 5 : Çalışan Personelin Çalışma Yıllarına Göre Dağılımı……….. 76

Tablo No 6 : Fazla Mesai Yapma İle İlgili Çalışan Personelin Görüşleri………. 77

Tablo No 7 : Mesainin Etkileme Durumuna İlişkin Çalışan Personelin Görüşleri………. 77

Tablo No 8 : Oturarak Çalışan Personelin Oturma Yerinin Özelliklerine İlişkin Görüşleri……….………... 78

Tablo No 9 : Oturma Yerinin Bazı Özelliklerinin Olmayışından Kaynaklanan Rahatsızlıklara İlişkin Çalışan Personelin Görüşleri………….…….. 79

Tablo No 10 : Çalışma Yerinin Ergonomik Özelliklerine İlişkin Çalışan Personelin Görüşleri………... 79

Tablo No 11 : Çalışma Yerindeki Aydınlatmanın Etkilerine İlişkin Çalışan Personelin Görüşleri……… 80

Tablo No 12 : Çalışma Yerindeki Sıcaklığın Etkilerine ilişkin Çalışan Personelin Görüşleri……….. 81

Tablo No 13 : Çalışma Yerinin Havalandırmasının Etkilerine ilişkin Çalışan Personelin Görüşleri……….. 81

Tablo No 14 : Çalışma Yerindeki Gürültü Düzeyinin Etkilerine ilişkin Çalışan Personelin Görüşleri……….. 82

Tablo No 15-a : İşletmede Karşılaşılan İş Kazalarına İlişkin Çalışan Personelin Görüşleri………. 83

Tablo No 15-b : İşletmede Karşılaşılan Fiziksel Rahatsızlıklara İlişkin Çalışan Personelin Görüşleri………. 84

Tablo No 16 : İşletmede Bireysel Özelliklerden Kaynaklanan İş Kazalarına İlişkin Çalışan Personelin Görüşleri……… 84

Tablo No 17-a : İşletmede Fiziki Ortamdan Kaynaklanan İş Kazalarına İlişkin Çalışan Personelin Görüşleri……… 85

(9)

Tablo No 17-b : İşletmede Ergonomik Kriterlerden Kaynaklanan

İş Kazalarına İlişkin Çalışan Personelin Görüşleri……….. 86 Tablo No 18 : İşletmelerde Kazalara Karşı Alınan Tedbirlere İlişkin

Çalışan Personelin Görüşleri……….. 87 Tablo No 19 : İşletmelerde Kişisel Koruyucuların Kullanımına İlişkin

Çalışan Personelin Görüşleri……….. 88 Tablo No 20 : İşletmede Kullanılan Uyarı Levha ve İşaretlerin Kullanımına

İlişkin Çalışan Personelin Görüşleri……….. 89 Tablo No 21 : Alınan Tedbirlerin Yeterli Bulunup Bulunamama Durumu……..… 90 Tablo No 22 :Çalışan Personelin Görüşlerine Göre İşletmede Meydana Gelen İş Kazalarının Meydana Gelme Şekli İle İş Kazalarının Bireysel Özelliklerinden Kaynaklanan Nedenleri Arasındaki İlişki………..….... 92 Tablo No 23 : Çalışan Personelin Görüşlerine Göre İşletmede Meydana Gelen İş Kazalarının Meydana Gelme Şekli İle İş Kazalarının Fiziksel Ortamdan

Kaynaklanan Nedenleri Arasındaki İlişki……….. 96 Tablo No 24 : Çalışan Personelin Görüşlerine Göre İşletmede Meydana Gelen İş Kazalarının Meydana Gelme Şekli İle İş Kazalarının Ergonomik Kriterlerden Kaynaklanan Nedenleri Arasındaki İlişki……….. 99

(10)

ŞEKİLLER LİSTESİ

Şekil No 1 : Kumaş kontrol makinesi……….. 55

Şekil No 2 : Pastal serme makinesi……….. 57

Şekil No 3 : Dik bıçaklı kesim makası………. 58

Şekil No 4 : Yuvarlak bıçaklı kesim makası……… 58

Şekil No 5 : Hızar……… 59

Şekil No 6 : İlik makinesi……… 61

Şekil No 7 : Sanayi tipi buharlı ütü………..…. 61

(11)

BÖLÜM I

GİRİŞ

Bu araştırma, hazır giyim işletmelerinde çalışma şartlarından kaynaklanan fiziksel rahatsızlıklar ve iş kazalarının oluşumunu ergonomik kriterler açısından, personel görüşleriyle belirlemeyi amaçlamaktadır. Araştırmanın amacına yönelik olarak bu bölümde araştırmanın problemi, amacı, önemi, sınırlılıklar, sayıtlılar, tanımlar sunulmuş ve konuyla ilgili araştırmalar yer almıştır.

1.1. Problem Durumu

Modern dünyamızda büyük ölçüde insan ve verim kayıplarına neden olan işçi sağlığı ve iş güvenliği alanına yapılacak yatırımların birçok gerekçeleri olduğu bilinmektedir.

Hızlı teknolojik gelişmeler; bir yandan insanın refahına hizmet ederken, öte yandan insan hayatı ve çevre için tehlikeleri de beraberinde getirmektedir. Teknolojik gelişmeler sonucu üretim şekilleri, çalışma yeri ve çalışma koşulları da gelişerek değişime uğramıştır (Dengizler, 2002).

Hazır giyim işletmelerinde üretim sürecine giren her yeni madde, her yeni makine, araç ve gereç, insan sağlığı, işyeri güvenliği, çevre sağlığı ve çevre güvenliği için tehdit oluşturmaktadır. İşçi sağlığı, iş güvenliği; işyerinde çalışma şartlarının meydana getirdiği; çalışanlara, makine, tesislere veya üretime yönelik tehlike, zarar, aksaklıkların araştırılması ve önlenmesi bakımından yapılan metotlu çalışmaların tümüdür (Ayhan, 1988: 3).

(12)

Sağlıklı çalışma ortamı ve iş branşının, hızlı ve sağlıklı kalkınmanın da ön şartıdır. İş kazaları sonuçları itibariyle insan hayatını, sağlığını tehdit etmesinin yanı sıra işletmeler içinde önemli bir maliyet unsuru olarak işyerinde verimliliği ve karlılığı doğrudan etkilemektedir. Büyük teknolojik gelişmelere rağmen hazır giyim sektörü emek yoğun görünümünü korumakta olup, işçiler işin getirdiği stres, gürültü ve iş kazalarından etkilenmektedir (Evci,2005).

İşçilerin verimliliğini, kalitede sürekliliği hedefleyen işletme yöneticileri, çalışma ortamında iş güvenliğinin sağlanması; iş güvenliği araçlarının kullandırılmasıyla üretimde verimlilik ve kalitede süreklilik sağlamış bu da iş kazalarının azalmasında etkili olmuştur (Yeşil, 2001:2).

Çalışma yaşamında insanın sağlık ve güvenlik içinde çalışmasını sürdürebilmesi, ölçülü iş yükü ile yeterli enerji ihtiyacının karşılanması işyeri ortamının ve çevre koşullarının kontrolü ve iyileştirilmesi, iş stresinin azaltılması ergonomi prensiplerinin uygulanması ile sağlanabilir (Ilıcak, 1988:141).

Avrupa Birliği ile bütünleşme sürecindeki ülkemiz açısından da işçi sağlığı ve iş güvenliği konularına önem verilmesi; çözümler üretilmesi gereken bir alandır. Ergonomik normlara uygun olmayan bir ortamda çalışanlar için risk faktörleri söz konusudur (Yakar,1997).

Çalışma ortamları, gelişmiş ülkelerde sürekli yapılan inceleme ve araştırmalarla her geçen gün biraz daha insancıllaştırıldığı göz önüne alındığında, ülkemizde bu konuda yapılan çalışmaların sınırlılığı ve azlığı dikkati çekmektedir.

Bu nedenle bu araştırmada ergonomi ve iş kazaları kavramları genel olarak incelendikten sonra işyerlerinde ergonomik kriterler açısından ortaya çıkabilecek sağlık sorunları, çalışma ortamında risk taşıyan faktörler, hazır giyim sektöründeki iş kazaları incelenecektir.

(13)

1.2. Problem Cümlesi

Hazır Giyim İşletmelerinde ergonomik kriterler açısından çalışma şartlarından kaynaklanan fiziksel rahatsızlıklar ve iş kazaları hakkında çalışan personelin görüşleri nelerdir?

1.3. Araştırmanın Amacı

Endüstrileşmenin büyük hızla geliştiği çağımızda, çalışanların çalışma ortamlarının sağlıklı ve güvenli hale getirilmesi; iş koşullarının, iş çevrelerinin, insanca bir yaklaşım ile iyileştirilmesi, sadece endüstrileşme yolundaki ülkelerde değil önemli atılımları gerçekleştirmiş olan ülkelerde de önemli bir sorun olma özelliğini korumaktadır.

Bu araştırmanın amacı hazır giyim işletmelerinde çalışan personelin, çalışma koşullarının düzenlenmesi ve işin çalışanla uyumlu hale getirilmesi için, çalışanlar üzerindeki olumsuz etkilerin saptanması; çalışma yerlerinin “ergonomik kriterler” açısından ne ölçüde düzenlendiğini, varsa aksayan yönlerini belirleyerek yapılacak iyileştirmelere ve alınacak önlemlere öneriler getirmektir.

Ayrıca ağır ve tehlikeli işler kapsamına girmeyen hazır giyim sektörünün de işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda riskler içerdiğini sektöre göstermek ve riskleri önlemek amacıyla çeşitli öneriler sunmaktır.

Bu amacı gerçekleştirebilmek için aşağıdaki sorulara cevap aranmıştır.

1.4. Alt Problemler

1. Hazır giyim işletmelerinde çalışan personelin demografik özellikleri nelerdir?

2. Hazır giyim işletmelerindeki mesai durumu ve mesainin çalışan personeldeki etkileriyle ilgili çalışan personelin görüşleri nelerdir?

(14)

3. İşletmelerde ergonomik kriterler açısından (oturma yeri, gürültü, aydınlatma, iklim koşulları, çalışma süresi) çalışma şartlarındaki mevcut durum ve etkileri ile ilgili çalışan personelin görüşleri nelerdir?

4. İşletmelerdeki iş kazaları, fiziksel rahatsızlıklar ve bunların meydana gelme nedenleri hakkında çalışan personelin görüşleri nelerdir?

5. İşletmelerin iş kazalarının ve fiziksel rahatsızlıkların oluşumunun önlenmesinde alınan tedbirler ve kullanılan koruyucularla ilgili çalışan personelin görüşleri nelerdir?

6. Çalışan personelin görüşlerine göre işletmedeki iş kazalarının ve fiziksel rahatsızlıkların meydana gelme şekli ile

a) Çalışan personelin bireysel özelliklerinden kaynaklanan nedenler b) Fiziki ortamdan kaynaklanan nedenler

c) Ergonomik kriterlerden kaynaklanan nedenler

arasında anlamlı bir ilişki var mıdır?

1.5. Araştırmanın Önemi

Ülkemiz çağdaş bir Avrupa ülkesi olma yolundaki kararlılığını; siyasi, ekonomik, kültürel ve güvenlik alanlarındaki ilişkilerini batılı kuruluşlarla genişleterek sürdürmektedir.

Türkiye’nin AB’ye uyum taahhütlerini ve bunların uygulanma planlarını içeren Ulusal Programın Sosyal Politika ve İstihdam başlıklı bölümünde 128 adet AB Müktesebatından (hukuki mevzuatı) 40’ı İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği ile ilgilidir.

(15)

Avrupa Topluluğu içinde yer alan ülkelerce uygulanan bir yönergede; işverene işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda riskleri belirlemesi yükümlülüğünü getirmiştir. Çalışanların ise işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili yeterli bilgi ve eğitimi almalarını zorunlu kılmıştır (Dengizler:2002).

Avrupa Birliği adaylık sürecinde uyum sağlanması gereken müktesebatın içinde önemli bir yer tutan işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili konulara her sektör gibi Hazır Giyim sektörü de hazırlıklı olmalıdır.

İş kazalarında işyerlerinden kaynaklanan tüm tehlikeler önlenebilir niteliktedir. Bu yüzden ortaya çıkan her sağlık zedelenmesi, bir eksikliğin, bir yetersizliğin ifadesidir. Ülkemizde iş kazalarını asgari düzeye indirmek için yapılan çalışmaların yetersiz olduğu görülmektedir.

Çalışma yaşamında, insanın sağlık ve güvenlik içinde çalışmasını sürdürebilmesi, ölçülü iş yükü ile yeterli enerji ihtiyacının karşılanması, işyeri ortamının ve çevre koşullarının kontrolü ve iyileştirilmesi, iş stresinin azaltılması ergonomi prensiplerinin uygulanması ile sağlanabilir (Yakar:1997:1).

Çalışma ortamında çeşitli risk faktörleri sonucunda iş kazaları ortaya çıkmaktadır. Çalışma ortamı, işi yapan bireyin anatomik, fizyolojik, psikolojik özelliklerine ve kapasitesine uygun olduğunda, iş ve işi yapan birey arasında uyum sağlanır ve böylece en az yorgunlukla en yüksek verim elde edilebilir.

İşyerlerinde meydana gelen iş kazaları, sadece çalışan personele ve işverene değil, ayı zamanda ülke ekonomisine de büyük ölçüde zarar verdiği bilinmektedir. Bu nedenle çalışan personel, işveren ve devletin işbirliği ile insan sağlığını tehlikeye atmayacak, çalışma barışını zedelemeyecek, ülke kaynaklarının israfına yol açmayacak önlemlerin alınması gerekmektedir (Evci:2005:7).

(16)

İşletmeler iş kazaları sonucunda işçilerin işe devam edememesiyle oluşacak iş kayıplarını da düşünmelidirler. Ayrıca işçi sağlığı açısından bu araştırma; Hazır Giyim sektörüne ve bu konuda yapılacak diğer çalışmalara rehber olacağı ve örnek teşkil edeceği için önemlidir.

1.6. Sayıltılar

Araştırmada aşağıda belirtilen durumların gerçekleştiği kabul edilmiştir.

1. Veri toplama aracı olarak geliştirilen anket formu, işletmelerdeki ergonomik kriterler açısından çalışma şartlarından kaynaklanan iş kazalarına ilişkin işçi görüşleriyle ilgili verileri toplayabilecek niteliktedir.

2. Araştırmaya katılan işletmelerdeki çalışan personelden alınan veriler doğrudur.

1.7. Sınırlılıklar

1. Araştırma Türkiye’de hazır giyim işletmelerinin yoğun olarak bulunduğu Bursa ve İzmir ilindeki hazır giyim işletmeleri ile sınırlandırılmıştır.

2. Büyük ve orta ölçekli hazır giyim işletmeleri araştırma kapsamında olacaktır. Küçük ölçekli hazır giyim işletmeleri, araştırma kapsamı dışında bırakılmıştır.

3. Araştırmada elde edilecek bulgular konu ile ilgili ulaşılabilecek kaynaklardan alınan bilgiler ve araştırma gruplarının anketlerde belirttikleri görüşler ile sınırlıdır.

(17)

1.8. Tanımlar

Hazır Giyim: Belli ölçülere göre seri halde üretilen ve tüketicilerinin ölçülerine göre satılan giyim eşyalarının tümüdür (Sezer ve diğerleri, 1991:3).

Kaza: İhmal, tedbirsizlik, dikkatsizlik veya herhangi bir işte ehliyetsizlik nedeni ile ani olarak, arzu edilmeden meydana gelen ve sonunda maddi, manevi kayba veya üzüntüye sebep olan olaydır (Aydın, 1990:12).

İş Kazası: İşçinin iş süresinde S.S.K’nın 506 sayılı 11. maddesinde sayılan haller içinde, çalışma ve çevre şartlarında, işin niteliği ve yürütülmesi ile ilgili makine, araç ve malzeme sebebi ile uğradığı iş gücünün bir bölümünü veya tamamını kaybettiği beklenmedik olaydır (Yalçın, 1997:24).

Çalışan Personel (İşçi): Hazır giyim işletmelerinde, modelistlik, makastarlık, makinecilik ve ütücülük gibi işleri yapan ve ücret karşılığı çalışan kişiler (Dengizler, 2002:12).

Ergonomi: İnsanların anatomik özelliklerini, antropometrik karakteristiklerini, fizyolojik kalite ve toleranslarını göz önünde tutarak endüstriyel iş ortamındaki tüm faktörlerin etkisi ile oluşabilecek, organik ve psikososyal stresler karşısında, stres verimliliği ve insan-makine-çevre uyumunun temel yasalarını ortaya koymaya çalışan çok disiplinli bir araştırma ve geliştirme alanıdır (Erkan: 1988).

Fiziksel Rahatsızlık: Kas ve iskelet bozuklukları, eklem rahatsızlıkları gibi çalışma koşullarıyla değişen rahatsızlıklardır (Dengizler:2002).

(18)

1.9. İlgili yayın ve araştırmalar

Araştırmada hazır giyim işletmelerinde ergonomik kriterler açısından çalışma şartlarından kaynaklanan iş kazaları ve fiziksel rahatsızlıklar konusunda literatür taraması yapılmış ve diğer sanayi işletmelerinde yapılan araştırmalar da dahil edilerek bulunabilen araştırmalar ve yayınlar tarih sırasına göre özetlenmeye çalışılmıştır.

Cicioğlu (1989), “İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği” konulu araştırmasında; anayasa, kanun, tüzük ve yönetmelik çerçevesinde işçi sağlığı ve iş güvenliği uygulamasının kurumlarını ve işleyişini; kendi içerisindeki tutarlılığını; aksayan, hatalı ve eksik yönlerini tespit etmeye çalışmıştır. Araştırmanın sonucunda, toplumun işçi sağlığı ve iş güvenliğine karşı ilgisizliği ve bilinçsizliği, yetişmiş personel eksikliği, mevcut personelin yetişmediği, pek çok iş sektörünün ve kolunun işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili ilke ve programının bulunmadığı, iş kazaları ve meslek hastalıklarının işçi makine uyumsuzluğundan kaynaklandığı görülmüştür.

Yakar (1997), “Ergonomik Çalışma Yeri Düzenleme Vergi Dairesinde Bir Uygulama” konulu araştırmasında, vergi dairesinde çalışanların çalışma koşullarının düzenlenmesi ve işin çalışanla uyumlu hale getirilmesi için, çalışma yerleri, kullanılan araç-gereç, ekipman ve fiziksel çevre koşulları nedeniyle, çalışanların maruz kaldıkları yüklenme ve bunların zaman içerisinde çalışanlar üzerinde olumsuz etkilerini saptamaya çalışmıştır. Araştırmanın sonucunda, çalışma ortamının çalışanlar için uygun olmadığı, çalışma yerlerindeki erişme mesafeleri ve çalışma yüzeyleri açısından yetersiz olduğu, oturma yeri özellikleri bakımından standart olmadığı ve ergonomik bir düzenleme yapılmadığı tespit edilmiştir.

(19)

Yalçın (1997), “Sektörlerde İş Kazalarının Etkenlerinden Biri Eğitim Eksikliği” konulu araştırmasında, sektörlerde iş kazalarına etken faktörün eğitim eksikliği olup olmadığını belirlemeye çalışmıştır. Araştırmada, işçilerin iş kazalarında, eğitim eksikliğini ana neden, denetim eksikliğini ise en önemli ikinci neden olarak gördükleri sonucuna varılmıştır. Ayrıca yine iş kazalarında işçinin kusurlarına yönelik en önemli faktörün, eğitim ve bilgi eksikliği ile dalgınlık ve dikkatsizlik olduğu görüşünde birleşildiği gibi, işçilerin öğrenim durumları ne olursa olsun iş kazalarının oluşumunda eğitim eksikliğinin %30-50 arasında payı olduğu görüşünde birleşildiği tespit edilmiştir.

Yeşil (2001), “Hazır Giyim İşletmelerindeki İş Güvenliğini Sağlayabilme Üzerine Bir Araştırma” konulu çalışmasında, hazır giyim işletmelerinde yönetici ve işçilerin iş güvenliğini sağlayabilme, iş güvenliğinin ürün kalitesi ve verimliliğe etkileri konusundaki düşünceleri ve uygulamalarını tespit etmeye çalışmıştır. Araştırma sonucunda, hazır giyim işletme yöneticileri ve işçileri iş güvenliği önlemleri ve uygulamalarını yeterince uygulamalarını yeterince önemsememektedirler. Yöneticilerin ve işçilerin iş güvenliği araçlarının ürün kalitesi ve verimlilik ilişkisi konusunda da yeterli bilgi ve bilinç düzeyine ulaşmadıkları görülmektedir.

Dengizler (2002), “Konfeksiyon Sektöründe İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği” konulu çalışmasında, ağır ve tehlikeli işler kapsamına girmeyen konfeksiyon sektörünün de işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda riskler içerdiğini sektöre göstermeye çalışmış ve öneriler getirilmiştir. Araştırmanın sonucunda, işçi sağlığı ve iş güvenliği sisteminin kurulması, kazalar ve meslek hastalıkları meydana gelmeden, sağlıklı ve güvenli bir iş ortamının hazırlanması gerektiği ortaya çıkmıştır.

(20)

BÖLÜM II

KURAMSAL YAYIN VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

2.1. Ergonominin Tanımı ve Amacı

Yunanca “iş yasası” anlamına gelen ergonomi sözcüğü dilimize “iş bilim” olarak aktarılmaktadır. Aynı sözcüğün karşılığı; “human engineering” olarak geçmektedir ( Sabancı, 1988:20).

Ergonomi terimi, çalışma ve güç anlamındaki ergon; kural anlamındaki nomos sözcüklerinden gelmektedir. Ergonomi, çalışan kişilerin görev, alet ve çalışma alanı arasında güvenli ve rahat çalışma ortamının entegrasyonunu ifade eder. Ergonomi anatomi, fizyoloji, tıp, ortopedi ve sosyolojinin dahil olduğu pek çok disiplinin ortak bir birleşimidir (Woodside and Kocurek, 1997).

Çalışan insanların fiziksel rahatlıkları ve beden yeteneklerini en üst düzeyde kullanabilmeleri öncelikle, kullandıkları malzemeler, çalışma yüzeyleri ve hacimlerin onların boyutlarına uygun olmasına bağlıdır. Böyle bir çalışma ortamında, çalışan büyük bir iş doyumu, verimiyle iş yapar (Duyar, 1995:180).

Refa’nın tanımına göre, “Ergonomi, işbiliminin bir alt bölümüdür. Bu bilim dalı anatomik, fizyolojik, psikolojik, ve teknik bilgilerden yararlanarak insan işinin yapılabilirlik ve dayanılabilirlik sınırlarının belirlenmesi için yöntemler geliştirir.

Ergonominin görevi, insana yönelik bir iş düzenlemesinin temel bilgilerini sağlamaktır. Böylelikle ergonomi, işin insana ve insanın işe uyumlandırılması için gerekli koşulları belirler” (MPM-REFA: 1, 1988).

(21)

İşin insana uyumu aşağıdaki öğelerden oluşur:

- Çalışılan yerin ve üretim araçlarının analizi ve düzenlenmesi ( çalışma ortamı, makineler vb.),

- İş çevresinin analizi ve düzenlenmesi ( ses, aydınlatma, iklim, titreşimler vb.),

- İş organizasyonunun analizi ve düzenlenmesi görevleri, işin içeriği, çalışma mola ve zamanları gibi (Ayhan, 1990:756).

İnsanın işe uyumunda ise, diğer koşulların yanında:

- Kişinin işin içeriğine bireysel yatkınlığı; özellikle yaşı, cinsiyeti ve bedensel yapısı dikkate alınarak yapılan personel planlaması ve işe yerleştirme,

- İş öğretimi ne işe alıştırma gibi hususlar yer alır (MPM-REFA: 1, 1988).

Ergonominin temel amacı; insan yeteneklerini en iyi şekilde kullanarak onu doğal yapısının içinde en uygun işe yerleştirmek ve performansını en yüksek düzeye çıkarmaktır. Başka bir deyişle maksimum performansı (verimlilik, doyum) minimum insan maliyeti ile (stres, yorgunluk, kazalar) elde etmektir(Yakar, 1997:10).

Ergonomi, geleneksel olarak iş yaşamındaki faaliyetlerle ilgili çevrelerin, kolaylıkların ve ekipmanların dizaynı ile ilgileniyorsa da, gerçekte yaşamın tüm alanlarına kapsamlı bir biçimde uygulanabilen bir bilim dalıdır. Tüm bunlar dikkate alınarak, kapsamlı bir bakış açısı ile ergonominin yaşam kalitesine hatta yaşamın sürdürülmesine katkıda bulunabilecek bir bilim dalı olduğu söylenmektedir (Gönen ve Özgen, 1995).

(22)

Bir işin ergonomik olarak kabul edilebilmesi için belirli kriterlerle karşılaştırılması zorunludur.

Bu kriterler şunlardır ( Engür, 1995):

- Güvenlik (iş ile ilgili kazalardan korunma),

- Sağlık (iş ile ilgili hastalıkların oluşmaması ve korunma),

- Yorgunluk ve rahatsızlık (fiziksel ve mental iş yükünün çalışanın bireysel özelliklerine uyumu),

- Verimlilik (çıktı miktarı ve kalitesi).

2.1.1. Çalışma Ortamı ve İnsan

2.1.1.1. Çalışma Yerinde Boyutlar

Her insan çalışırken belli bir çevre içinde devinir. Bunun için kendisine verilecek görevleri en iyi şekilde gerçekleştirebileceği hacimlerin tasarımı zorunludur.

Çalışmaların büyük bir çoğunluğu; tezgâhlar, bankolar, masalar, çizim masaları, daktilo masalar, montaj tezgâhları gibi yatay ve düz alanlarda gerçekleştirilmektedir. Bu tür düzlemler üzerinde optimal erişim ve iş görme alanlarının saptanması, söz konusu çalışma yüzeylerinin boyutları konusunda önemli bilgiler verir (Ilıcak, 1988:140).

Normal alan hesaplarında, iş görenin omuzları sabit halde, dirsek ekleminden hareketler ile elin işlem alanları dikkate alınır. Maksimum erişme noktalarının saptanmasında ise, gövde hareketleri ve omuz ekleminin de işlekliği gözetilir (Uslu, 1995).

(23)

Oturarak çalışanlar için oturma yüksekliklerinin de optimizasyonu gereklidir. Oturma yüksekliği ayarlanamayan bir sandalyede oturan ve ayakları yere değmeyen ya da bacakları masa altına sığmayan insanların veriminin yüksek olması söz konusu değildir. Oturma yüksekliğinin ayarlanması kadar, bacakların kolayca sığabileceği hacimlerin de düşünülmesi zorunludur (Özkan, 1988:283).

Masaların ve tezgahların yükseklileri için doğrudan 75 cm. yüksekliği önerenler bulunduğu gibi, bu yüksekliklerin 67–77 cm aralıklarında ayarlanabilir bir şekilde tasarımının yararlarını savunanlar da vardır (Mumcu, 2001).

Masa ve iş görme yüzeyinin yüksekliğini saptamakta en önemli diğer bir ölçü de oturma yüzeyi ile çalışma yüzeyi arasındaki yükseklik farkıdır. Çoğu araştırmacılar bunun 26–30 cm. arasında kabul etmektedirler. Araştırmacılar ayakta çalışmalar için, masanın üst seviyesinin iş görenin dirseğinden 5–10 cm. daha aşağıda bulunmasının en verimli tasarım olduğu belirterek, mümkünse tüm çalışma yüzeylerinin orada çalışan insanlara göre yükseklik ayarlaması yapılacak bir şekilde önlemler alınması görüşünü de desteklemişlerdir (Güler, 1992:186).

İş görenlerin, çalışma yüzeyleri alçak olduğu için öne ve masa yüzeyine eğilerek çalışmaları ise çok yorucu ve sağlık açısından da sakıncalı bulunmuştur (http://www.isguvenligi.net).

Oturma yüzeyinde vücut ağırlığının desteklenmesi ve ağırlık dağılımı, oturak yüksekliği derinliği ve çeşitli pozisyon değiştirme hareketlerine elverişli olması gibi özel gereksinimlere çözüm aranır. Kalçanın anatomik yapısına göre şekillendirilmiş, yumuşak bir malzeme ile kaplanmış oturma yüzeyleri tercih edilir.

(24)

Oturma yeri yüksekliği genelde erkeklerde 38 cm. ve kadınlarda 35 cm. olarak kabul edilir. Her türlü oturma gereçlerinin yükseklikleri ayarlanabilir bir şekilde imal edilmelidir (Ayhan, 1990:760).

Oturma yüzeyinin yatay ya da öne eğik olması rahatsız edicidir, oturanlar arkalığa dayandıklarında ileri kaymaya başlarlar. Bu nedenle oturma yüzeyi geriden başlayarak 3 ya da 5 derecelik bir eğimle yükselmelidir. Oturma yerinin derinliği ve genişliği de antropometrik temellerle saptanabilir. Oturarak çalışan insanların oturdukları iş sandalyelerinin derinliği 35–40 cm arasında değişebilir. Oturma yerinin genişliği 40–43 cm. olmalıdır (Ayhan, 1988).

Oturma yerinin rahatlığını artıran bir yapısal özellik de bel ve sırt bölgelerini destekleyen arkalıktır. Böyle bir destek gövdenin rahat ve dik tutulmasına yardımcı olur.

Arkalığın desteklemesinde en başta gelen bölge bel bölgesidir. Kalça gerisine ve omuzlara dokunan arkalıklardan kaçınılmalıdır. Eğer uzun bir arkalık düşünülüyorsa, bunun özellikle bel bölgesine destek sağlaması için tasarım öngörülmelidir.

Rahat koltuklarda arkalığın oturma yüzeyi ile teşkil ettiği açı 105 derece olarak belirlenmiştir. Bu tür koltukların ayrıca oturma yüzeyi için de 6,5 derecelik eğim öngörüldüğünden, arkalığın yatay yer düzlemine göre eğimi 111,5 dereceye çıkar (Özok, 1988:7).

Oturma sandalye ve koltuklarına alt kol desteği ilave edilecekse, bunun kollar rahat bir şekilde sarkıtılmış bir duruşta dirseğin yüksekliğinde olmalı ve alt kolun yere yatay destek üzerinde, mümkünse yumuşak bir malzeme ile desteklenmiş olmasına özen gösterilmelidir.

(25)

Gelişme yolundaki endüstrilerde önem verilmeyen fakat verimliliğin yanı sıra insan sağlığı ve iş uyumu açısından önemli prensipleri be nedenlerini vurgulayan bu bilgilerin uygulamaya konulması, ileri endüstrilerin teknolojik düzeyine erişmek için bir ön koşul olarak düşünülmelidir ( Dengizler, 2002).

2.1.1.2. Oturarak Çalışma ve Sağlık Sorunları

İş istasyonunun kötü düzenlenmesi kötü vücut pozisyonlarına yol açar. Kötü bir vücut pozisyonu, nefes almayı ve kan dolaşımını engeller. Kişinin rahat hareket edebilmesini etkileyen sakatlıklara katkıda bulunur (Çam, 1991).

Otururken nelerden kaçınılmalıdır:

- Çok yüksek sandalyelerde oturulmamalıdır.

- Ense sakatlıklarını önlemek için otururken başı ileri eğmemelidir.

- Sırt ağrılarını önlemek için bel desteği olmadan oturulmamalıdır.

- Ense ve omuz ağrıları oluşmaması için kollar yukarıda olarak çalışılmamalıdır (Yakar, 1997:12).

- Adale kramplarını önlemek için bilekleri eğmeden çalışılmalıdır.

- Yüksekliği uygun olmayan iş masasının altında bacakların toplanması, kan dolaşımını azaltarak bacaklarda ağrıya sebep olacağından antropometrik masalarda çalışılmalıdır.

- Ergonomik olan sandalyeler seçilmelidir. Bacakları sandalyeden sarkıtmak, vücudu sabit tutmayarak yorgunluğa yol açar.

(26)

- Oturuş yüksekliğinin yanlış ayarlanması, baldırlarda kan akışını azaltır ve bacaklarda şişmeye neden olur.

- Devrilme ve yaralanmaya yol açmamak için zayıf destekli sandalyede oturulmamalıdır (Dilik, 1995:214).

Çok yüksek masada çalışmak sağlığı olumsuz etkiler. Sandalyenin sırt desteği kısmını kullanmayı engellediği için sırt sakatlıklarına yol açabilir. Omurgada aşırı gerginliğe yol açabilir. Bu da sakatlıklara sebep olur. Başın ileriye doğru eğilmesine baskı yaptığı için boyun sakatlıklarına sebep olur. Omuzları gerer ve ağrıya neden olur, tüm vücudu yorar (Cedimağar, 2000).

Çok alçak sandalyede oturmak baldırlarda kan dolaşımını engelleyerek bacakların şişmesine neden olur. İç organlara baskı yapar. Kalçalarda çok fazla basınç yaratır ve rahatsız eder.

Oturarak çalışan işçiler için; iş ve işçi için uygun bir iş istasyonu ile iyi bir iş dizaynı çok önemlidir. İş istasyonu vücudun dengeli vücut pozisyonunda oturmasına izin vermelidir. İşçi otursa da ayakta da dursa omurganın düzgün durumda bulunmasına izin vermeli, işçinin rahat bir şekilde hareket etmesini sağlamalıdır. Tüm malzemeler çalışma seviyesinde bulunmalıdır. İş yerleşimi kolay ulaşılabilir olmalıdır (Mandıracıoğlu, 2000).

İş dizaynı oturur pozisyondayken malzemeleri yukarı kaldırmayı gerektirmemelidir. Görsel işlerde baş hizasına gelecek şekilde iş dizaynı yapılmalıdır. El işleri omurganın dikey ve düzgün durmasını sağlayacak ve omuz bölgesinde devamlı gerginliği önleyecek şekilde dizayn edilmelidir. Ağır el aletlerinden kaçınılmalıdır. Gerektiğinde kolları dinlendirebilmek için, sandalyelerde kolluk olmalıdır (Yakar, 1997:25).

(27)

2.1.1.3. Ayakta Çalışma ve Sağlık Sorunları

Ayakta durarak çalışmak, ayak ağrısına, bacak şişmelerine, varislere, genel adale yorgunluklarına, sırt ağrısına, ense ve omuzda tutulmalara ve diğer sağlık sorunlarına neden olabilir. Çalışma esnasında işçinin vücut pozisyonu, iş alanının düzenlenmesi ve işçinin yaptığı değişik işlemlerden etkilenir (Özok, 1988:8).

Vücut pozisyonlarındaki esnekliğin azlığı sağlık sorunlarına katkıda bulunabilir. Bu durumlar genellikle insan vücudunun karakteristik özellikleri dikkate alınmadan iş dizayn edildiğinde ortaya çıkar. Oluşan iş rahatsızlığı, kısa süreli veya kronik sağlık sorunlarına yol açar (Yakar, 1997).

Vücudu dik tutmak, hareketsiz durulsa bile, ciddi bir adale eforu gerektirir. Yüklenilen adalelere kan gidişi azalır, yetersiz kan akışı yorgunluğu hızlandırır. Bacak, sırt, ense adalelerinde ağrılara sebep olur. İşçi yalnızca adalelerindeki ağrıdan rahatsız olmaz, hareketsiz olarak hep aynı yerde çalışmaktan da rahatsızlık duyar. Uzun süreli ve sık sık ayakta durmak, ayak ve bacaklarda kan toplanmasına neden olur. Aşırı uzun ayakta durmalar, damarlarda iltihaba neden olur. Bu da kronik ve ağrılı varislere yol açar (Dengizler, 2002).

Aşırı ayakta durmak aynı zamanda omurgada, kalçalarda, dizlerde, ayaklarda eklemlerin geçici olarak kilitlenmelerine, hareket edememelerine yol açar. Bu hareketsizlik de sonra romatizma hastalıklarına, adaleleri kemiklere bağlayan yapıda bozulmalara sebep olur (Aksoy, 1989:356).

İyi dizayn edilmiş bir iş alanında, işçi iyi dengelenmiş çalışma pozisyonları seçenekleri arasında seçim yapma ve bunları sık sık değiştirme imkânına sahiptir.

(28)

İş masaları ve sandalyeleri ayarlanabilir olmalıdır. Çalışma yüksekliğinin ayarlanabilir olması, iş istasyonunun işçinin vücut ölçülerine uydurulabilmesi için özellikle önemlidir. Ayarlanabilirlik ile işçinin işini iyi dengelenmiş vücut pozisyonlarında devam ettirmesi sağlanmış olur (Uslu, 1995).

İş alanının organizasyonu işin başka yönüdür. Hareket etmek için ve vücut pozisyonlarını değiştirmek için yeterli alan olmalıdır. Göstergeler ve aletler işçinin eğilip bükülmeden, kolaylıkla ulaşabileceği yerlerde olmalıdır.

Hem oturarak hem de ayakta çalışmanın mümkün olduğu işlerde işçinin ender de olsa oturabileceği sandalye bulundurulmalıdır. Bu oturma, işçinin vücut pozisyonlarının çeşitliliğinin ve elastikiyetinin artmasına yardımcı olacaktır. Vücut pozisyonlarının çeşitliliği ve elastikiyet, vücudun değişik kısımlarındaki yüklerin dağılımını eşitler. Böylece her bir adalede ve eklemde daha az gerilim oluşur.

Vücut pozisyonları değiştirilirken çalışan adalelere kan gidişi düzelir. Böylece vücut yorgunluğunun azaltılmasına katkıda bulunur. Ayakkabının ve yer döşemesinin tipi de ayakta durma rahatlığı için çok önemli faktörlerdir (Yakar, 1997).

İşin gerçek performansı her ne kadar işçiye bağlı olsa da iyi dizayn edilmiş bir işle bütünleşmiş, iyi dizayn edilmiş işyeri, gereksiz vücut eğilimleri olmadan dengeli pozisyonda çalışmayı mümkün kılar. İş eğilimleri işi ya da güvenli veya tehlikeli hale getirebilirler. Amirleri tarafından yapılan uygun eğitimler ile kişisel çalışma alışkanlıkları biçimlendirilebilir (Evci, 2005).

İşçinin işyerindeki sağlık zararlarını bilmesi önemlidir. Hangi vücut hareketlerinin rahatsızlığa katkıda bulunacağını ve hangi hafif rahatsızlıkların uzun sürede kronik sakatlanmalara yol açacağını anlaması gerekir.

(29)

İşçi, molaların öneminin farkında olmalıdır. Molalar, adalelerin yorgun olduğu zamanlarda rahatlama içindir. Çalışma sırasında hareketin kısıtlı olduğu işlerde çalışanlar, molayı yürümek ve vücut pozisyonlarını değiştirmek için kullanmalıdırlar.

İşçiler iş süresince oluşan rahatsızlıklarını söylemelidirler, bu çalışma koşullarında gereken değişikliklerin yapılması ile sonuçlanabilir. İyi tasarımlanmış bir işyerinin, sağlıklı ve güvenli iş için çok önemli olduğu unutulmamalıdır ( Dengizler, 2002).

2.1.2. Tasarım Çalışmaları

Çalışanların kullandıkları makine ve tezgahları kolaylıkla kullanabilmeleri için, bu makine ve tezgahların bunları kullanan insanların anatomik, fizyolojik, psikolojik özelliklerine uygun olması gerekir.

2.1.2.1. Antropometrik Çalışmalar:

Antropometri, özellikle makine, tezgah ve teçhizat tasarımcılarının ilgilendikleri insan vücut ölçülerine karşılık gelmektedir. Bu ölçüler vücut boyutları, hızı ve hareket menzilini kapsar.

Makine ve tezgah tasarımcılarının dışında, tıp, fiziki eğitim ve personel seçiminde de antropometriden faydalanılmaktadır. Antropometrik değerler alınırken şu hususlar göz önünde bulundurulmalıdır (Ayhan, 1988):

- Ölçüm teknikleri standardize edilmelidir.

- Ölçüleri alınan grup, çalışan kişileri temsil etmelidir

- Örnek gruplar bir örnekten diğeri elde edilirken güvenilir sonuçlar vermesi için geniş tutulmalıdır.

(30)

2.1.2.2. Kumanda Düzeni

İnsan-makine sisteminin iyi bir şekilde çalışabilmesi için, operatörün makineden gelen uyarıları alır almaz zaman kaybetmeksizin, doğru olarak ve en az yorgunlukla makineyi yönetebilmesi için, kumanda araçları dediğimiz düğmelerin, volanların, kolların ve pedalların insanın antropometrik özelliklerine uygun tasarlanmış olmaları gerekmektedir (Lordoğlu, 1990:183).

Kumanda araçları, düğmeler, tuşlar, klavyeler, pedallar olmak üzere beş grupta toplanmaktadır (Anonim, 1996).

Çalışma alanı içerisindeki her noktaya aynı kolaylıkta ve çabuklukta erişilmez. Maksimum çalışma alanı içinde el ve ayakların çok kolaylıkla hareket edebildiği bölge optimum çalışma alanını oluşturur. Bu nedenle de en çok kullanılan kumanda araçlarının optimum çalıma alanının içerisine yerleştirilmesi gerekmektedir.

2.1.3. Çalışma Yöntemleri

2.1.3.1. Hareket Ekonomisinin Kuralları

Çalışma esnasında, çalışanlar yaptıkları işler nedeniyle zamanla yorulmaktadırlar. Bunun sonucunda, örneğin 2 dakikada yaptığı işe daha fazla zaman ayırmak zorunda kalacak ve aynı zamanda işin kalitesinde düşme gözlenecektir (Mumcu, 2001).

Bazı tedbirler alınarak yorgunluk en aza indirilmelidir. Kişi vücudunu, kollarını, bacaklarını, nasıl kullanırsa yorgunluğun en aza ineceği konusunda bilinçlendirilirse, kullandığı araç ve gereçlerin tasarımı buna imkan veriyorsa ve işyeri yerleşim düzeni, işçinin rahat bir şekilde hareket ederek çalışmasına elverişliyse yorgunluk en düşük düzeyde olacak ve verim artacaktır.

(31)

İnsan vücudunun kullanımına ilişkin kurallar (Ayhan, 1988):

- İki el aynı zamanda harekete başlamalı ve aynı zamanda durmalıdır. - İki el aynı zamanda boş kalmalıdır

- Kolların hareketleri simetrik ve karşıt yönlü olmalı, hareketler aynı zamanda yapılmalıdır.

- Sürekli ve dairesel hareketler en az yorucu ve en etkili hareketlerdir - Serbest hareketler, kontrollü hareketlerden daha çabuk ve kolay yapılır.

İşyerinin düzenlenmesine ilişkin kurallar:

- Tüm araç ve malzemelerin sabit bir yeri olmalıdır ve uygun bir biçimde düzenlenmelidir.

- Kullanılan araç ve gereçler, kolayca erişebilmek amacıyla normal çalışma alanının içine yerleştirilmelidir.

- Rahat bir duruş ve oturuşu sağlayacak tip ve yükseklikte masa, tezgah ve sandalye sağlanmalıdır

- Üzerinde çalışılan yüzeyle iş arasında yeterli bir renk kontrastı sağlanarak göz yorgunluğunun önüne geçilmelidir (Bıyıklı, 1992).

2.1.4. Ergonomik Kriterler ( Çevresel Koşullar )

2.1.4.1. Aydınlatma

İşyerlerinde her türlü işlemin kusursuz yapılabilmesi iyi bir aydınlatma tekniği gerektirir. Çalışanların, optimal aydınlatma koşullarında çalıştırılması ile iş kazası riski ortadan kaldırılmakta ve göz sağlığı korunmaktadır.

İnsanın enformasyon algılamasında en önemli rolü üstlenen göz, bu algılamanın % 80-90’nı gerçekleştirir(Dengizler, 2002).

(32)

Çalışma koşullarının neden olduğu yorgunluğun önemli bir kısmının gözlerin zorlanmasından ileri geldiği tahmin edilmektedir. Bu nedenle günümüzde iyi bir aydınlatma, çalışanların etkini doğru ve güvenli olarak çalışması ve yorgunluk derecesinin azaltılması bakımından önemi giderek artan bir faktör durumuna girmektedir.

Aydınlatma ölçü birimi lükstür (lx). Bu değer birim alanına düşen ışık akışıdır. 1 m karelik bir alana düşen ışık akışı 1 lümen ise aydınlatma şiddetine “1 lüks” denir (MPM Refa, 1974).

Hazır Giyim sektörü için gerekli aydınlatma şiddetleri ( Kansoy, 1997):

İşlemler Önerilen aydınlatma

Mal giriş kontrolü 1000 lüx

Kesimhane 1000 lüx

Dikimhane 1000 lüx

Ütü 500 lüx

Son kontrol 1000 lüx

Depo 250 lüx

Dinlenme ve yemek salonu 250 lüx Soyunma odaları 120 lüx

Uzun süreli ince işlerle uğraşan işgörenlerde ve özellikler kalite kontrol elemanlarında, göz yorgunluğunun önlenmesi için dinlenme araları vermeleri gerekir.

Dinlenme aralarında iş görenler, uzak mesafelere bakmalı (örneğin, pencereden dışarı bakmak gibi) ve genellikle parlamayan uzak cisimlere bakmayı tercih etmelidir (Gökçek, 1996).

(33)

Bir iş yerinde aydınlatma düzeyinin düşük olmasına karşılık, incelikli iş yapma ve detay algılama zorunluluğu varsa, iş görenler işlerini yakından görmek için eğilmek ve uzun süre bu duruşta çalışmak zorunda kalabilirler.

Yetersiz ışık göz yorgunluğuna neden olurken, öne eğilmiş duruş ve statik kas çalışmaları sonucu çeşitli kaslarda yorgunluklar oluşur. Böyle bir durum iş hevesi kayıplarına ve gereksiz kas ağrılarına neden olur. Yeterli düzeyde bir aydınlatma bu sakıncaları ortadan kaldırır.

Aydınlatma, istenilen faaliyetler için optimum görüşü sağlayacak biçimde olmalıdır. Aşağıdaki faktörler özellikle dikkate alınmalıdır (http://www.tse.gov.tr):

- Işıklılık - Renk - Işık dağılımı

- Parlaklığın yokluğu ve istenmeyen yansımalar - Işık ve renk kontrastı

- Operatörlerin yaşı

- Çalışma yeri ve çalışma teçhizatı için renk seçiminde, bunların, ışığın dağılımı, görme alanının yapısı ve kalitesi ve emniyetlerin renkleri idrak üzerindeki etkileri dikkate alınmalıdır.

Endüstride çeşitli iş şekilleri ve imalat işlemlerinde, pencerelerden ya da çatıdan aydınlatma tekniği yeterli aydınlatma sağlayabilir. Böyle bir aydınlatma tercih edildiği zaman, ışığın yönü ve yeğinliğe dikkate alınarak iş istasyonları, makine ve tezgahların yeri iyi seçilmelidir. Günışığının çalışma yüzeylerinde parlamalar yapmaması, iş görenlerin gözlerine doğrudan ve yeğin ışık gelmemesi ve aydınlatma gereksinimine göre makine ve işlemlerinin yerinin iyi seçilmiş olması gibi temel yaklaşımlar özenle ele alınmalıdır (Bilen ve Özkasap: 2002).

(34)

Genel bir ayrımla, aydınlatmayı doğal ve yapay aydınlatma diye ikiye ayırabiliriz:

Doğal Aydınlatma

Doğal aydınlatma kaynağı olan güneşin aydınlatma şiddeti bulutsuz bir günde 100.000 lüks’ü bulurken, kapalı bir kış gününde 3.000 lüks’tür.

Böylesine güçlü kaynaktan maksimum düzeyde faydalanabilmek için aşağıda sıralanan bazı kurallara uyulması önerilmektedir (İncir, 1986):

- Pencerelerin toplam alanının oda tabanının en az ¼’ü kadar olması, - Tavan ve duvarların yansıtma oranı büyük olan açık renklerle boyanması, - Pencere camlarının devamlı temiz tutulması.

Ayrıca gün ışığı ile aydınlatmada, ışığın fabrikanın her yerini aynı düzeyde dağıtmayacağı göz önünde tutularak, gün ışığı faktörünün mümkünse en kuytu yerler için asgari ölçülere getirilmesi öngörülmelidir.

Yapay Aydınlatma

Doğal aydınlatmanın yetersiz olduğu durumlarda, yapay aydınlatma, doğal aydınlatmanın yerini tutacak ve onu tamamlayacak şekilde kullanılmalıdır (Dengizler, 2002:27).

Aydınlatma şiddeti arttıkça görme keskinliğinin de arttığı bir gerçektir. Öte yandan yapılan araştırmalar, aydınlatma şiddetinin yükseltilmesi ile insan performansının arttığını, yorulmanın azaldığını, daha az hata ve iş kazasına rastlandığını göstermiştir.

(35)

Aydınlatma şiddetinin yeterli düzeyde olması çok önemli olmakla beraber bu tek koşul değildir. Bu nedenle çalışma yerlerinde aydınlatma düzeni oluşturulurken dikkat edilmesi gereken başka koşullar da vardır (http://www.csgb.gov.tr):

- Kullanılan ışık kaynağının uygun nitelikte olması, - Aydınlatmanın eş düzeyde olması,

- Aydınlatmanın sabit olması,

- Göz kamaşmasının sınırlandırılması, - Çalışılan yüzeye gölge düşmemesi.

Yapay aydınlatma projelerinde tüm işyerinin ne ölçüde aydınlatma gereksinimi olduğu dikkate alınır, özel aydınlatma gerektiren yerlerde de bu gereksinime cevap verecek özel ışık kaynakları da kullanılır.

2.1.4.2. Gürültü

Gürültü, insanların işitme sağlığını ve algılamasını olumsuz yönde etkileyen, fizyolojik ve psikolojik dengeleri bozabilen, çalışma performansını azaltan, çevrenin hoşluğunu ve sakinliğini yok etmek suretiyle niteliğini değiştiren önemli bir çevre kirliliğidir ( Kumbur ve Doğan, 1995).

Ses hava titreşimine bağlı bir olay olmakla birlikte, sesin iki özelliği önem taşır. Bunlar “sesin frekansı” ve “sesin şiddeti”dir (Akbulut, 1986).

Sesin frekansı (Hz.) : Ses dalgalarının bir saniyedeki titreşim sayısıdır. İnsan kulağı 16 ile 20.000 Hz. Arasındaki seslere karşı duyarlıdır. Yüksek frekanslı seslerin sağlığı bozucu etkisi daha fazladır (Özarpacı, 1992).

(36)

Sesin Şiddeti (dB) : Sesin oluşturduğu titreşimlerin atmosferde yarattığı basınç sesin şiddetini belirler. Gürültünün şiddeti arttıkça etkisi de artar.

Gürültünün Etkileri

85 dB’nin üzerinde gürültünün olduğu bir ortamda uzun süre bulunanlarda geçici veya kalıcı işitme kayıpları olabilir.

Gürültünün neden olduğu rahatsızlıklardan biri de yorgunluktur. Gürültü şiddetinin 50–60 dB olması halinde yorgunluk başlar ve gürültü arttıkça yorgunluk da fazlalaşır.

Gürültü aynı zamanda bir stres kaynağıdır. Gürültünün şiddetine, frekansına, süresine ve devamlı olup olmadığına göre Psiko-motor yetenekler etkilenir (Akbulut, 1986).

Gürültünün daha da arttığı durumlarda, dolaşım, sindirim ve sinir sistemleri tahribata uğrayarak, önemli sağlık sorunları yaratır.

Endüstride gürültü üç nedenle önemlidir. Çalışanlar gürültüden rahatsız olurlar ve hoşlanmazlar, gürültü işitme kayıplarına neden olur ya da iş verimliliği üzerinde olumsuz etki yapar ( Erkan, 2000).

Gürültünün işitme üzerindeki etkileri geçici ve kalıcı işitme kayıpları biçiminde gelişir. Etkinin biçimi ve düzeyi gürültünün frekansına, spektrumuna, akustik basıncına, periodisitesine, süresine, çalışma süresi içindeki dağılımına ve işçilerin seslere karşı duyarlılığına bağlı olarak değişir. İşitme kaybı 4 aşamada değerlendirilmelidir (Turan, 1988:71):

(37)

- Birinci aşamada yüksek frekanslı seslere kısa süreli maruziyet sonrasında genellikle 24 saat içinde geri dönen geçici işitme kaybı ortaya çıkar.

- İkinci aşamada 4000-6000 hertz arasındaki seslere karşı kalıcı sağırlık gelişir. Bu frekanslar konuşma frekansları dışında kaldığından işçi tarafından fark edilmezler. Sağırlık vaka ilerledikçe ağırlaşıp diğer bantlara yaygınlaşır.

- Üçüncü aşamada sağırlık diğer frekanslarda da kalınlaşır. Çoğu vakada da maruziyet süresi sonuna dek bu aşamada kalır.

- Dördüncü aşamada kişi kendi sesinin duyamadığından bağırarak konuşmaya başlar. Karşısındaki kişinin konuşmasını ise ancak tane tane ve çok yüksek sesle konuşursa anlayabilir. Daha ileriki vakalarda konuşma tümüyle olanaksızlaşır.

Mesleki sağırlıkta maruziyet kesildikten sonra vaka ilerlemez. Maruziyet kesildikten 6 ay ile bir yıl sonra geçici sağırlık ortadan kalktığından gerçek kalıcı sağırlık düzeyi saptanabilir. Bu mesleki sağırlığın yaşlılığa bağlı sağırlıktan ayrılmasında önem taşır. Mesleki sağırlık son saptandığı düzeyde kalırken yaşlılığa bağlı sağırlık daha da ilerler. Mesleki sağırlıkta kayıp, yüksek frekanslarda alçak frekanslara göre çok daha fazladır.

Yaşlılığa bağlı sağırlıkta ise işitme tüm frekanslarda eşit olarak azalmıştır. Gürültünün şiddetinin yüksek, bu gürültüye maruz kalınan sürenin uzun olması ile mesleki sağırlığın kalıcılaşması arasında ilişki olduğu bugün kabul edilmektedir (Fişek ve Piyal, 1988).

Araştırmacılara göre gürültülü ortamda çalışma, insanların titizliğini ve incelikli iş görme alışkanlıklarını olumsuz şekilde etkilemekte ve iş kazaları olasılığını da artırmaktadır (Özarpacı, 1992).

(38)

Gürültünün işitme dışında da etkileri vardır. İşyerinde gürültü insanlar arasında bir ses duvarı oluşturarak karşılıklı konuşmayı dolayısıyla iletişimi engeller. İşyerinde hayati önemi olan sözel iletişimin engellenmesi işçilerde rahatsızlık ve huzursuzluk duygusu yaratır. Aynı engellenme çalışma güvenliğini de azaltır. Bu nedenle gürültülü işyerlerinde işçiler ya dudak hareketlerini öğrenmek zorunda kalırlar ya da sözel iletişim yerine görsel iletişim teknikleri kullanırlar.

Gürültüye karşı kulaklık ya da kulaklık tıkacı kullanılması önerileri de aynı nedenlerle tartışma yaratmaktadır. Üretkenliği, işçinin konsantrasyonu ve verimliliği azaltması gürültünün diğer önemli etkisidir. Rahatsızlık ve huzursuzluk ile birlikte ele alındığında konsantrasyondaki azalmanın iş güvenliğini de olumsuz yönde etkilemesi kaçınılmazdır (Fişek ve Piyal, 1988).

Monoton ve sessiz bir iş ortamının uyuşukluk ve uyku hali yarattığı dikkate alınırsa, sağlık açısından bir sakıncası olmayacak düzeyde gürültünün, bir tür uyanıklık etkeni olduğu da düşünülebilir.

Gürültülü ortamda çalışan iş görenlerin, reaksiyon zamanlarının daha kısa olduğu saptanmıştır. Ancak incelikli ve çok dikkat isteyen işlerde çalışanlar, gürültünün kendilerini rahatsız ettiğinden ve istemedikleri halde bazı hatalar yaptıklarından yakınırlar.

Araştırmacılara göre gürültülü ortamda çalışma, insanların titizliğini ve incelikli iş görme alışkanlıklarını olumsuz şekilde etkilemekte ve iş kazaları olasılığını da artırmaktadır (Evci, 2005:22).

Akustik çalışma ortamı, dışarıdaki kaynakların etkileri dahil olmak üzere, gürültünün zararlı veya rahatsız edici etkilerinden kaçınacak biçimde olmalıdır.

(39)

Aşağıdaki faktörler özellikle dikkate alınmalıdır (http://www.tse.gov.tr):

- Sesin basınç seviyesi - Frekans spektrumu - Fazla çalışmanın dağılımı - Akustik sinyallerin algılanması - Konuşmanın algılanabilirliği

- İnsana aktarılan titreşimler ve darbeler, fiziki zarar ve rahatsızlıklara sebep olacak seviyelere çıkmamalıdır.

Gürültüden Korunma

Gürültüden korunmak için öncelikle söz konusu gürültüyü tanımlamak gerekir. Bu tanımlama için ilk yapılacak iş ortam gürültüsünü ölçmektir. Ses düzeyini ölçen cihazlar ile yapılan ölçümlerin sonunda işyerinin bir gürültü dağılım şeması ortaya çıkar. Gürültü ölçen cihazlar çeşitli gürültü düzeylerine ayarlanmış elektronik ölçü cihazlarıdır. Bu cihazların ölçülebilir olması, iş görenlerin kulaklarına gelen gürültü etkisini gün boyu ölçmeye de olanak sağlamaktadır (Erkan, 2000).

Gürültü önlemekte ilk yaklaşım gürültüyü kaynaktan kesmek olarak bilinir. Gürültü yapan makine ve sistemlere susturucu yaklaşımı, gürültüye neden olan parçaların yenilenmesi, bakım ve yağlama hizmetlerinin devamlı ne düzenli yapılması, titreşim ve dolaylı olarak ses yaratan makinelerin özel ve ses emici döşeme üzerine montajı gibi önlemler gürültüyü kesebilir ya da düzeyini düşürebilir. Bütün bu önlemlere rağmen gürültülü yine de zararlı düzeyde kalırsa, gürültü yapan makineler ayrılmalı ve özel yerlere konulmalıdır.

Bilindiği gibi gürültü kaynağından çıktıktan sonra her yönde dağılır, karşılaştığı duvar, makine vb. engellere çarparak yansır. Böylelikle kaynaktaki gürültünün şiddeti yansıyan gürültünün şiddeti yansıyan gürültünün şiddeti kadar artar. Bazen gürültülü bir makinenin önüne ses kesici bir duvar ilave etmek dahi önemli ölçüde yaralı olabilir (Özarpacı, 1992:288).

(40)

Fabrika içinde genel gürültü sorununa karşı da çeşitli önlemler alınabilir. Öncelikle döşeme ve duvarların ses emici malzeme ile örtülmesi düşünülür. Bu arada bina içinde ses emici ara bölmelere, duvara yerleştirilecek delikli karo kaplamalar, tavandan sarkıtılmış ve ses girişimi ile sesleri emerek etkili olan levhalar yeterli etki sağlayabilir.

Gürültünün ortaya çıkması veya yayılması önlenemiyorsa çalışanları gürültünün etkilerinden korumak için kişisel koruma önlemleri alınmalıdır. Bunun için geliştirilmiş değişik türde kulak tıkaçları ve başlıklar vardır. İhtiyaca göre bunlardan yararlanılmalıdır (Evci, 2005:22).

Çalışanlar bu koruyucuları takmak istemeyebilirler. Bunun için gürültülü işyerlerinde çalışanlara, gürültünün etkilerini anlatarak, onların da tüm koruyucu yaklaşımlara yardımcı olmalarını sağlanmalıdır.

2.1.4.3. İklim Etkileri

Çeşitli iş türleri işin gerektirmesi nedeniyle sıcakta yürütülürler. Sıcakta çalışma, özellikle nemliyse, kişide rahatsızlık duygusu yaratır, gerekli önlem alınmazsa da çeşitli sağlık problemlerinin ortaya çıkmasına neden olur. Sıcak, bireyin psikolojik direncini azaltır, iş güdüsünü ve iş verimliliğini düşürür (Dengizler, 2002:33).

İş kazalarında 30 dereceden sonra artış saptanmıştır. Bu nedenle işyeri sıcaklıklarının 30 derecenin altında tutulmasına özen gösterilmelidir.

Sıcaklığın ilk etkisi rahatsızlık hissidir. Kişi 17- 23 derece arasında rahat yaşama ve çalışma olanaklarına sahiptir. Sıcaklık rahatsızlık kaynağı olmaya başlayınca kişinin iş verimliliği de düşürür (Yakar, 1997:27).

(41)

Çabuk yorulma, düşünme sürecinde yavaşlama, kapasitesinde azalma, dikkatte azalma ve buna bağlı olarak hata ve kaza yapma oranında artma olur.

İnsanın verimli çalışması beyni ile elleri arasındaki uyuma bağlıdır. Bunun için soğukta yapılan çalışmalarda ısının ortalama 37 derece olan vücut ısısının altına düşmemesi çalışmanın rahat sürdürülebilmesi için zorunludur (Dengizler, 2002).

El sıcaklığı 15 derecenin altına düştüğünde adale ve eklem işlevlerinin kısıtlanması, uyuşmaya bağlı olarak dokunma hissinin kaybolması sonucunda verimlilik düşer, hata ve kaza yapma sıklığı artar.

Soğukta, nemli ve rüzgarlı ortamda çalışanlarda akut ya da kronik akciğer hastalıkları, romatizmal hastalıklar ve grip görülür.

Çalışma yerindeki sıcaklık durumu, aşağıdaki hususları dikkate alarak, mahalli iklim şartlarına uygun olarak ayarlanmalıdır (http://www.tse.gov.tr):

- Havanın sıcaklığı - Bağıl nemlilik - Havanın akış hızı - Isı ışıması

- Yapılan işin fiziki yorgunluğu

- Elbisenin, çalışma teçhizatının ve özel koruyucu teçhizatın özellikleri.

Toz, zararlı gaz ve buhar

Temiz hava, çalışan insanın sağlık durumu ve çalışma gücünün yüksek bir düzeyde sürdürebilmesi için gerekli koşulların başında gelir.

(42)

Çalışma alanlarının gittikçe çeşitlenmesi (her gün yeni yöntemler, yeni maddeler ve işlemlerin endüstriye sokulması gibi), işçinin çalışma yerinde karşılaşabileceği zararlı faktörlerin sayısını gittikçe artırmaktadır (Velicangil, 1987).

Endüstride ve çeşitli işyerlerinde işçi sağlığı açısından önemli sakıncaları bulunan; tozlar, mikroplar, zehirli maddeler, radyasyon gibi faktörler büyük önem taşırlar. Bu ortam zararlıları özellikle gelişme yolundaki ülkelerde pek çok işçinin hastalanmasına, işgücünü yitirmesine ve önemli sayılarda da ölümlere neden olmaktadır.

Ortam zararlılarına maruziyet, sık sık hastalanmaya, işten uzak kalmaya neden olduğu için olumsuz bir etkendir. Tozlara bağlı akciğer hastalıkları bu konuda örnek olabilir. İleri vakalarda yürümek dahi insanı nefes nefese bırakabilir. Uzun dönemde ölümcül olan çoğu toz hastalıkları, giderek etkisini artırır. İş gören, tozlu ortamdan uzaklaştırılsa bile kalıcı zararları vardır (Erkan, 2000).

İklimsel Konfor

Konfor, kısaca insanın bulunduğu ortamda rahatlık duymasıdır. İklimsel konforu etkileyen faktörler “yayılan sıcaklık”, “hava akımı”, “havanın nemliliği” ve “havanın sıcaklığı”dır (Yakar, 1997:25).

Bu dört temel faktörün dışında insanların yaşı, cinsi, sağlığı ve çalışma şekilleri de iklimsel faktörleri etkiler. Bunlar:

- Yayılan Sıcaklık - Hava akımı - Havanın nemliliği - Havanın sıcaklığıdır.

(43)

Havalandırma

Çalışılan hacimde devamlı bulunan her çalışan için, çalışma şekline göre belirlenmiş asgari hava hacmi şöyledir (MPM-REFA: 1, 1988):

Çoğunlukla oturarak yapılan işlerde 12 metreküp Çoğunlukla oturmadan yapılan işlerde 15 metreküp

Ağır bedensel çalışmalarda 18 metreküp

Asgari hava gereksinimi olarak belirlenen bu değerlerin, çalışma yerine konulacak donanım ile azaltılmaması gerekir.

Doğal havalandırma yapılan çalışma yerlerinde çalışanların dışında başka kişilerde uzun süre kalıyorsa, her fazla kişi için 10 metreküp hacminde hava gereklidir.

Doğal havalandırmanın yetersiz kaldığı durumlarda ise en iyi çözüm yapay havalandırma olanaklarından faydalanılmaktadır. Havalandırma özellikle aşağıdaki faktörlere göre ayarlanmalıdır (http://www.tse.gov.tr):

- Mekandaki insanların sayısı - Yapılan işin fiziki yorgunluğu

- İşyerinin boyutları (iş teçhizatı göz önüne alınır) - Mekandaki kirleticilerin yaydığı kirlilik

- Oksijen harcayan cihazlar - Sıcaklık durumu

(44)

2.1.5. Çalışma Zamanlarının Ergonomik Düzenlenmesi

Çalışma zamanlarından kasıt, belirli bir zaman periyodu içerisindeki çalışma süresinin belirlenebilmesi ve çalışma saatinin günlük, haftalık başlangıç ve bitişinin düzenlenmesidir. Daha ileriye götürürsek çalışma zamanının dışında tatil süresinin tespitini ve yıllık çalışma süreci içindeki düzenlemeyi kapsamaktadır.

Çalışma zamanlarının belirlenmesi birçok üretim alanları için çeşitli sınırlamaları ve özel düzenlemeleri gerekli kılmaktadır. Bu sınırlama ve düzenlemeler bayan iş görenler, sakatlar, mahkumlar ve gençleri içine almaktadır( Kurt, 1993).

Çalışma zamanlarının belirlenmesinde dört alanda kısıtlama vardır:

- Çalışma hayatının kısaltılması (Emeklilik yaşının düşürülmesi, iş eğitim sürecinin uzatılması)

- Yıllık çalışma süresinin kısaltılması (Daha fazla tatil)

- Haftalık çalışma sürelerinin kısaltılması (Uzatılmış hafta sonu) - Günlük çalışma sürelerinin kısaltılması.

Çalışma zamanlarının düzenlenmesinde yol gösterici kanun ve yönetmelikler, işletme faaliyetlerinin oluşturduğu bilgi ve tecrübe birikiminden, bilimden yola çıkılarak oluşturulmakta ve tabi olarak modern çalışma hayatının değişen istek ve taleplerine yukarıdaki kısıtla dahilinde uygun olmasına çalışmaktır.

Çalışma süresi işçinin çalıştırıldığı işte geçirdiği süredir. Ara dinlenmeler iş süresinden sayılmaz. Genel olarak çalışma süresi haftalık 45 saattir. Buna haftalık çalışma süresi denir (Okur, 1995:56).

(45)

Fazla çalışma, günlük çalışma sürelerinin üstünde yapılan çalışmalardır. Fazla çalışmalarda yasaya göre günde 3 saat, yılda da 90 günü geçemez (Çelik, 1990).

Gün boyunca çalışmış olan işçinin fazla çalışma (mesai) yapması fiziksel ve psikolojik olarak yorulmasına neden olur. Bu da hem işçinin sağlığı açısından, yorgunluk nedeniyle iş kazaları olabilme nedeniyle güvenliği açısından problemlere yol açabilmektedir ( Kansoy, 1998).

2.1.5.1. Gece Çalışması

İnsanların tüm fizyolojik fonksiyonları, günün 24 saat boyunca ritmik değişiklikler gösterir. Günlük ritim olarak bilinen fonksiyonel aktivite değişikliklerine göre, sabah saat 04 civarında vücut ısısı, merkezi sinir sisteminin uyanıklığı, hormon salgıları vb. beden fonksiyonları en düşük düzeyine inerler.

Bu saatten sonra fonksiyonlarda artış başlar. Akşam 20 civarında en yüksek düzeye erişen bu fonksiyonlar düşmeye başlar, uyku gereksinimi ortaya çıkar (Ertürk, 1997).

Gece vardiyası olarak bilinen gece çalışmalarında insan bedeninin biyolojik ritmi, zorlanır ve zorunlu olarak bir takım değişiklikler geçirir. Bu değişiklikler her insanda farklı süreçler gösterir.

Gündüz vardiyasından gece vardiyasına, gece vardiyasından gündüz vardiyasına geçen işgörenlerde yeterli bir günlük ritim uyumu yaklaşık 4–5 günde oluşur. Bazı kişilerde bu daha da uzun sürer ve ağır bir uyum stresi içinde kalırlar. Özellikle gece çalışıyorlarsa gündüz uyuyamaz ve yeterince dinlenemezler, bu da verim düşüklülüğüne yol açar.

Şekil

Şekil 1: Kumaş kontrol makinesi ( http://www.nakamakina.com/urundetay)
Şekil 2: Pastal serme makinesi ( http://www.nakamakina.com/urundetay)
Şekil 4: Yuvarlak bıçaklı kesim makası ( http://www.nakamakina.com/urundetay)
Şekil 6: İlik makinesi (http://www.nakamakina.com/urundetay)
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Immunoprecipitation)實驗進一步證實了 baicalein 能夠促使 HIF-1α結合 至 erythropoietin (EPO)與 vascular endothelial growth factor (VEGF)

Although we were really married, for the nikah being the religious ceremony was binding, my husband did not appear at all at the nikah and I did not see him

Daha iyi bir şiir, bir destan kimli­ ğinde sıkı bir söylem ol­ mayı hak edebilecekken denetimsizlikten ötürü sözünü tam olarak ilete­ miyor gibi göründü ba­ na. Bu

1954 tarihli içtihadı birleştirme kararında, Kurumun rücu alacağının halefiyet hukuki temeline dayandığı belirtilerek, zaman aşımı süresinin, sigortalının

Kavşakta yetişip geçildiği zaman duyumsanan sıkıntı ile kavşakta yetişip geçildiği zaman oluşan öfkelenme arasındaki ilişkinin .63 (P < .05), kavşakta yetişip

laser therapy (LLLT) on pain, functional status and disease activity in patients with ankylosing spondylitis (AS).. Materials and Methods: A randomized,

Kasıtlı olmasa bile ger- çeği yansıtmayan eksik bilgile- rin verilmesi yahut alt işverenin kendi merkezinin bulunduğu asıl işyerindeki ana faaliyet konusu- nun

Sürgün cezasınının yarısını çektikten sonra yöreye yerle­ şen Şakir, Bodrum’un antik çağdaki adı olan Hali- karnassos’tan etkilenerek, 'Halikamas