• Sonuç bulunamadı

Kartpostal Şiiri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kartpostal Şiiri"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

4 HAZİRAN 1997 ÇARŞAMBA

DEFNE GÖLGESİ

TURGAY FİŞEKÇİ

Kartpostal Şiiri

Gelmiş geçmiş en büyük şairimiz sayılan Nâzım

Hikmet üstüne kimi zaman aykın görüşler ileri sü­

rülerek, biraz da onun her yönüyle büyüklüğüne inanmış okurlar şaşırtılmak istenir.

Bu tür çıkışların en ünlülerinden biri de Ece Ay­ han’ın söylediği “Kartpostal Şiiri" sözüdür.

Yeni yayın hayatına başlayan üç aylık şiir derğisi

Ludingirra’nın ilk sayısında Mehmet Rifat’ın hazır­

ladığı “İçkin Bir Ece Ayhan Sözlüğü” nde bu söz şa­ irden alıntılarla açıklanmış.

“Kartpostal Şiiri

“ 1. Ressamlar, müzisyenler başka ülkeye gide­ bilirler ama şairler dil içinde yüzdüğü için olmaz. Nâ­ zım Hikmet 51 senesinde buradan gitmek zorun­ da kaldı. Nitekim hapishaneden yazdığı şiirler çok güzeldi, fakat gittikten sonra kartpostal şiirleri yaz­ maya başladı.

“2. Yine kimileri küplere binecek ama Türki­ y e ’deyken benzersiz b ir şair olan Nâzım Hikmet’in,

1951'de ‘koparıldıktan’ sonra yazdığı hemen he­ men bütün şiirleri ‘kartpostal’ şiirlerdir. Kimse bu­ nun aksini bana söyleyemez. ”

Bu sözlerdeki toptan reddedişin ardındaki duy­ gusallığı görmemek olanaksız. Bir döneminde çok güzel şiirler yazan bir şairin daha sonra işe yaramaz kartpostal şiirleri yazdığını söylüyorsunuz.

Bu tür başka yaklaşımlarda da bulunabilir, söz­ gelimi, Şeyh Bedreddin Destanı öncesindeki şiirle­ rinin de kötü şiirler oldukları söylenebilir. Bütün top­ tancı yargılar gibi bu da gerçeğin ortaya çıkmasına yardımcı olmaz. Her şairin her döneminde çok gü­ zel şiirleri de, bunların yanına yaklaşamayacak da­ ha sıradan şiirleri de olibilir.

Nâzım’ın 1951 sonrası şiirlerine bakıldığında iki farklı dönemini görmemek olanaksız!

Türkiye’den ayrılmak zorunda kalışının hemen ar­ dından 1952’de altı ay boyunca sırt üstü yatmak zo­ runda kaldığı çok ciddi bir kalp krizi geçiren Nâzım, sonraki yıllarda da Dr. Galya’nın yakın göteminide düzenli bir hayat sürdü. Şiiri de sanki bu düzenli ha­ yata uygun durgun bir çizgideydi. 1951 -1959 yılla­ rı arasında yazdığı ve Yeni Şiirler adlı kitabını oluş­ turan yüz sekiz şiir içinde “vasiyet” , “Bulutlar Adam

Öldürmesin”, “Kız Ç ocuğu” , “ Yapıyla Yapıcılar", “Karlı Kayın Ormanında”, “Japon Balıkçısı” , “Ce­ viz Ağacı” , “Masalların Masalı" gibi çok tanınanla­

rın olmasına karşın “Masalların Masalı” dışındaki­ lerde bir yenilik görülmez. Hayatı ve şiiri bir durgun­ luk içindedir.

Ancak 1959’da Vera’yla tanışmasıyla başlayan ve 1963’teki ölümüne dek süren ikinci başyapıtlar dönemi nasıl görmezlikten gelinebilir?

Son Şiirleri adlı kitabında toplanan ve ünlü şiirini

düşünerek “Saman Sarısı" diyebileceğimiz bu dö­ nem gerçek bir yaratıcılık dönemidir.

Ne yazık, şairimizin bu dönemini inceleyen kap­ samlı çalışmalar yapılamamıştır bugüne dek. Özel­ likle aynı yıllarda ülkemiz şiirinde de bir yenilik ha­ reketi olarak ortaya çıkan II. Yeni akımıyla Nâzım’ın

Son Şiirleri’ni karşılaştırmak, şairin dünya şiiri için­

deki konumunu araştırmak son derece ilginç sonuç­ lara götürecektir.

Burada, hepimizin şiir öğretmeni Memet Fuat’ın,

“Severmişim Meğer" şiirini ülkemizde ilk kez “ Ye­ ni Dergi”nin Aralık 1967 sayısında yayımlarken düş­

tüğü notu anmanın yeridir: “.. ‘saçları saman sarı­

sı, kirpikleri mavi’ şiirleri yalnız kendi sanatında bir aşama olarak kalmıyor, şiir sanatında eşsiz b ir an­ latım gücüne yükseliş olarak da beliriyor, bence. ”

Ne demeli, Ece Ayhan, duygusal bîr toptan kar­ şı çıkışla, şairimizin bu dönemini önemsemez gö­ rünebilir. Ama onun böylesi yaklaşımiannı bir araya getirip “içkin sözlük” oluşturmak, şair duygusallığı­ na, eleştiri ciddiyeti kazandırmak oluyor ki, bu da ■•'¡Km adamına yakışacak bir tutum değil.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Ayrılık şiirleri çoğu zaman şairin son şiiri gibi düşünülür. Bu tür şiirler, şairlerin, ya ölüm korkusımdan ya hasta yatarken ya da esir olup candan ümit

Bu kartpostal dükkânla- rının bazı özel zamanlar haricinde nasıl para kazandıklarını merak etmiş- tim fakat kısa zamanda gördüm ve anladım ki orada küçük veya

Buradaki yurttaşlanmız daha çok konfeksiyon ve inşaat a- lanında çalıştıklarından iş dummuna, işin yoğunluğuna göre ya film izliyorlar ya da müzik kaseti

Distorsiyon ürünü otoakusük emisyonların değerlendirilmesinde; ortalama olarak preoperatif olarak hiçbir frekansta emisyon elde edilemezken, postoperaif olarak l kHz dışında

Bu çalışmada preoperatif radyoterapi alan ve preoperatif trakeostomisi olan hastalar hariç tutulduğunda, sadece bir hastada postoperatif yara enfeksiyonu saptandı. Preopera-

Merhum Sadrazam Müşir Cevat Paşanın yeğeni, Kabaağaçlı merhum Ferik Şakir Paşa- nm ve merhume Sare İsm et Hanımefendinin kızı, Viyolonist merhum Profesör

Prens Ömer Fa­ ruk’tan aldığımız bir mektupta, ken­ disinin de hazır bulunduğu mülakatın Nişantaşı’ndaki kendi evinde vuku- bulduğu bildirilmekte ve o

Farklı oranlarda enzim ilave edilerek üretilen süt tozu örneklerinin spesifik yüzey alanlarının kontrol örneğiyle kıyaslandığında daha yüksek değerlere