• Sonuç bulunamadı

Başlık: KARACABEY HARASI BUZAĞILARINDA SEPTİCAEMİA NEONATORUM'A KARŞI KOLOSTRAL GAMAGLOBULİN İLE PROFİLAKSİ DENEMELERİYazar(lar):AYTUĞ, Cemal N.;ULUTAŞ, Mustafa;ARDAN, NadirCilt: 19 Sayı: 3 DOI: 10.1501/Vetfak_0000001981 Yayın Tarihi: 1972 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: KARACABEY HARASI BUZAĞILARINDA SEPTİCAEMİA NEONATORUM'A KARŞI KOLOSTRAL GAMAGLOBULİN İLE PROFİLAKSİ DENEMELERİYazar(lar):AYTUĞ, Cemal N.;ULUTAŞ, Mustafa;ARDAN, NadirCilt: 19 Sayı: 3 DOI: 10.1501/Vetfak_0000001981 Yayın Tarihi: 1972 PDF"

Copied!
18
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

A. (J. Veteriner Fakültesi

Hastalıklar Kürsüsü Prof Dr. Yaşar Altan

KARACABEY HARASI BUZAGIL.ı\RlNDA SEPTİcAEMİA

NEONATORUM'A KARŞI KOLOSTRAL GAMAGLOBULİN

İLE PROFİLAKS! DENEMELERİ

Ceınal N. Aytuğ* Mustafa UIutaş** Nadir Ardan *

* *

Untersuchungen über prophylaktische Wirkung der kolost-ralen Gaınınaglobulin auf Aufzuchtkrankheiten der Kaelber

in Staatsgut Karacabey

Zusanınıenfassung: ı. In der Geburtsperiode vom August 1971 bisJuni 1972 wur-de dieser Versuch im Statı,gut Karacabey durchgeführt, um die prophylaktischc Wirksam-keit der aus stal1eigcncm Kolostrum-Scrum-Pool hercstcl1ten Gammaglobulin-Lösung auf Aufzuchtkankhcitcn der Kadber zu probicrcn und mit spesifischem Scptikaemie-Serum vom Labor-Pendik zu vcrgleichen.

2. Die kolostrale Gammaglobulinlösungen mit 3.1 - 3.6 prozentigcm Eiweiss wurden durch das Rivanolfraktionicrungsvcrfahren nach Horejsi und Smcthana aus stalligenem Kolostrum-Serum-Pool hergestellt. Unmitlelbar nach der Geburt wurden 277 weubliche Ka-elber mit 50 mL. von kolostralen Gammaglobulin-Lösung und 292 maenliche Kadber mit 15 mL. von spcsifischem Serum subkutan bchandelt. Die Verhaeltnisse von Aufzuehtkrank-hcilen beider Gruppe wurden regisıricrl.

3. \'Vaehrend der zehn monatigen Vcrsuchsdauer wurden in crster Gruppe 49 Krank-heitsfaelle (davon 26 Tode) und in zwiler Gruppe 51 Krankheitsfaal1e (davon 27 Tode) beobachtel. Trotz des Vorkommcns der 5 lebensschwaechen praemature Kaelber in erster Gruppe machte die Zahl der Krankheitsfael1e waehrend der neugeborenen Phase (vom Ge-burt bis einen Monale alt) etwa 25 Prozcnt wcniger aus. Ausserdem wurde es fcstgcstel1t, dass die in dcr Regel waehrend der neugeborenen Phase auftretende tödliche Sepıikaemie-fael1e in zwciıcr Gruppe etwa doppelt so hoeh war. Abgesehen vom Maerz war die \Nirkung der kolostralcn Gammaglobulin-Lösung im AlIgemein befriedigend. Die Haelfte der Todes-faelle in Gammaglobulin behandelter Grappcr musstc zu dem fo..fonat-Maerz zugereehnct werden. Wir nehmen aueh an, dass dicse unbefriedigende vVirkungslage wahrseheinlich auf niedrig schülzende Eigenshaft des im Winter gesammelten Kolostrum-Serum-Pools zürück-zuführen ist.

* A. Ü. Veteriner Fakültesi İç Hastalıklar Kürsüsü Doçenti.

** Tarım Bakanlığı Karacabey Harası Klinik Uzmanı, Dr.

(2)

288 Cemal N. Aytuğ - Mustafa Ulutaş - Nadir Antan

4. Es wurde zum ScWuss gekommen, dass die stalleigene Gammaglobulin-Lösung we-gen der dem Stallflora en tspreehenden Antikörper und praktischen Merstellungsmögliehkei-en Anstelle von Septikaemie-Serum des Labors angewendet werden kann.

Özet: Bu araştırma, ahıra has kolostrum seromu karışımından elde edilen Gamaglo-bulin solusyonunun buzağıların septisemilerine karşı profilaktik etkilerini denemek ve labra-tuvarda (Pendik) hazırlanan Buzağı Septisemi Scromu ile karşılaştırmak mak.sadı ile Ağustos 1971 - Haziran i972 doğum sezonu içinde Karacabey Harasında yapılmıştır.

2. Terkibinde % 3. i - 3.6 oranında total protein ihtiva eden Gamaglobulin solusyon-ları, doğum yapan ineklerden temin edilen Kolostrum Serumu karışımından Horejsi ve Sm-ethana'nın Rivanol Fraksiyon metoduna göre elde edilmiştir. Doğumdan hemen sonra, 277 dişi buzağıya Kolostral Gamaglobulin solusyonundan 50 ee., 292 erkek buzağı ya da Pendik Labratuvarının Buzağı Septisemi Serpmundan prospektusu uyarınca 15 ce. deri altı yolla enjekte edildi. Her iki grupta da yetiştirme hastalıklarına ilişkin hususlar kaydedildi.

3. On aylık araştırma süresi içinde birinci gurupta 49 hasta (26 sı ölü), ikinci guupta 51 hasta (27 si ölü) görüldü. Birinci gurupta yaşama şansı zayıf 5 adet premature buzağının mevcut olma.sına rağmen, bu gurupta doğumdan sonraki bir ay içinde hastalanan buzağı adedi diğer guruptakinden takriben % 25 daha az idi. Kaide olarak doğumdan sonraki ilk ay içinde görülen öldürücü Septisemi vak'alarının sayısı ikinci gurupta takriben iki misli daha fazla idi. Mart ayı hariç, Gamaglobulin solusyonu genellikle memnuniyet verici sonuç-lar verdi. Gamaglobulin tatbik edilen gurupta ölüm olaylarının yarısı Mart ayında kaydedil-miştir. Bu yüz güldürücü olmayan koruyucu etkinin kış aylarında doğum yapan ineklerden temin ettiğimiz kolostrum scromu karışımının düşük koruyucu etkisine bağlı olabileceğini zannetmekteyiz.

4. Ahır florasına uygun antikor taşıması ve pratiğe uygun istihsal olanaklarının mev-cut olması nedeni ile ahıra has Kolostral Gamaglobulin solusyonlarının labratuvarda hazır-lanan Buzağı Septisemi Scromu yerine kullanılabileceği kanısına varılmıştır.

Giriş

Buzağılarda "Septicaemia neonatorum" adı altında topladığı-mız enfeksiyoz tabiatta yetiştirme hastalıklarına sığır yetiştiren bütün ülkelerde rastlanmakta olup, yetiştiricilikte ileri gitmiş ülkelerde dahi bazı yıllar % 10-'30 a kadar çıkabilen telefat kaydedilmektedirl,34.

Enfeksiyoz tabiatta buzağı yetiştirme hastalıklarının bütün Türkiye'-de meydana getirdiği telefat hakkında istatistik bilgi mevcut değildir. Ankara ve çevresinde 27 özel halk yetiştirmesinde yapılan bir incele-mede üç aylıktan küçük buzağılar arasında

%

54 morbidite ve % 25.7 mortalite tesbit edilmiştirı. Tarım Bakanlığı Veteriner İşleri Ge-nel :\.1üdürIüğünün istatistiklcrine49 göre, Genel MüdürIüğe bağlı

ı3 hayvancılık kurumunda 1957--1966 döneminde doğan 16.561 bu-zağıdan 1428 i (%) 8.6) ilk altı ay içinde teIef olmuştur. Bu ölümlerin yarısı doğumdan sonraki ilk ay içinde kaydedilmiştir. Bu kurumlarda, özellikle yurt dışı mubayaları takip eden doğum sezonu içinde buzağı hastalıkları ve telefatı dikkati çekecek derecede artış göstermektedir24•

(3)

Buzağılarda Septicaemia 289

/

Ülkemiz ko~ulları içinde veteriner hizmetlerinin en iyi ~ekilde yürü-tüldüğüne inandığımız bu ve benzeri kurumlarda dahi hiç de küçüm-seyemeyeceğimiz çapta buzağı telefatının görülmesi, konunun ülke-miz ekonomisi için ne kadar büyük önem ta~ıdığını ortaya koymak-tadır.

Septicaemia neonatorum gurubu içine giren buzağı hastalıkları kompleks bir görüntüye sahip olup, bu enfeksiyonlar, buzağı, ana ve çevreye ili~kin çok sayıda dispozisyon yaratıcı faktörden bir veya bir-kaçının mevcut olması ~artl ile, genellikle fakültatif patogen nitelikte birçok mikroorganizma tarafından meydana getirilirler. Enfeksiyo-nun ortaya çıkı~ı için sadece bu faktörlerin mevcut olması yeti~mez. Dispozisyon yaratan faktörler ile enfeksiyon etkenine ait faktörlerin de biribirine uygun dü~mesi gereklidirB 34,36.

Dispozisyon yaratan faktörler özetle: yeti~tiricilerin yanlı~ bakım ve besleme metodıad' B, gebelik devresinde kalitatif ve kantitatif

açlık23,25,35,Avitamini noksanlığı1, 4. 35,ahır hijiyeni ~artlarının bozuk olu~u8,30,33,35,buzağı besleme ve emzirme hataları26,41 ve en önemli olarak da, yeni doğan buzağılara zamanında ve yeteri miktarda ko-lostrum verilmemesi veya herhangi bir sebeple kolostrumun koruyu-cu faktörlerinin enfeksiyon etkenine uygun dü~memesi3,10,13,3857du-rumIarıdır.

Doğumdan sonraki ilk 5-8 haftalık dönemde kolostral pasif ba-ğı~ıklık hakimdir. Bu dönemde buzağının rcsistansını etkileyen en önemli faktör kolostrumdur. Diğer bir ifade ile, bu dönemde ana ilc buzağı arasında immunbiyolojik fonksiyonel birlik bahis konusudur. Kolostral pasif bağı~ıklık herhangi bir sebeple enfeksiyondan sonra etken durumageçebilmi~ olursa veya kolostrumdan sağlanan antikor-lar enfeksiyon etkenine uygun düşmezse, buzağı doğumu takip eden ilk günlerde septiscmik enfeksiyonlara kolaylıkla yakalanır ve kısa zamanda ölür8, 13,33,34.Kolostrumun koruyucu etkisi, bir kısım araş-tırıcılara göre50,5\ kolostral Gamaglobulin fraksiyonu tarafından taşı-nan ve titrasyonu kan seromuna nazaran aşağı yukarı 10-ı2 misli

yüksek spesifik antikorlardan; diğer bir kısım araştırıcılara göre ise5 14,27,22,3\spesifik antikorların yanısıra kolostrum seromuI)un nonspe-sifik resistans artırıcı, bakterisit, opsonin yapıcı, retikuloendothelial sistemi kamçılayıcı ve buzağıda Gamaglobulin ve dolayısı ile aktif antikor sentezini uyarıcı' özelliklerinden ileri gelmektedir. Durum böyle olmakla beraber, zamanında ve yeteri mikyarda kolostrum emmi~ olan buzağılar dahi postnatal hayatın ilk günlerinde septisemik en-feksiyonlara yakalanabilmekte ve ölmektedirler. Araştırıcıların

(4)

görü~-290 Cemal N. Aytuğ - Mustafa Ulutaş. Nadir Arıtan

lerine göre, bu gibi durumlar aşağıdaki ihtimallerden bir veya birka-çına bağlı olarak ortaya çıkabilir9. 10,12,13,IS, 3S, 36,S7:

I. Kolostrum gerçekten zamanında verilmemiştir veya miktarı

yeterli değildir.

2. Buzağı emernemiştir (Güç doğum, mecalsizlik, memelerin

sert ve ödemli oluşu).

3. Buzağının barsaklarında rezorpsoyon blokajı mevcuttur. 4. Kolostral atikorlar ahır florasına uygun değildir (Doğum

ön-cesi veya doğum sonrası ineğin veya buzağının yeni bir ahıra getirilmesi halleri gibi).

5. Kolostrumdaki antikor titrasyonu düşüktür (E. coli'nin anti-gen vasfı zayıftır).

6. Kolostrumda niteliğini bilmediğimiz başka bir faktör nok-sandır.

Buzağıların septisemik enfeksiyonlarının profilaksisi maksadı ilc, dispozisyon yaratan faktörlerin ortadan kaldırılması veya hiç değilse minimal düzeye indirilmesine yönelen tedbirlerin yanısıra, buzağılar-da profilaktik antibiyotik ve sulfonamid tatbikatlad, 27,40, anaların gebeliğin son aylarında patogen E. coli suşlarından hazırlanmış aşı-larla aşllanmasıS\ antibiose çalışmaları34, ana kanı nakl?!, polivalan

immun serom48, kolostrum seromu!I' !4,18,29ve kan seromu veya kolost-rum seromundan elde edilme normal veya hyperimmun Sığır Gamag-lobulini tatbikatları gibF' 16,18,22,43,S2, 53çok yönlü çalışmalar

yapıl-maktadır.

Gamaglobulin solusyonları buzağılarda şu maksatlarla kullanıl-maktadır22, 23,47:

I. Anadan temini mümkün olmayan pasif bağışıklığı telafi

et-mek,

2. Özel bir enfeksiyona karşı pasif bağışıklık sağlamak,

3. Doğumdan kısa süre önce satın alınan ineği n buzağısına ahır florasına uygun antikor temin etmek (ahıra has Gamaglobu-lin) ,

4. Buzağıda İmmunglobulin sentezini aktive etmek,

5' Organizmanın non spesifik müdara sistemini aktive etmek, 6. Diğer ilaçların (Antibiyotikler) etkisini kuvvetlendirmek. Tatbikatta kullanılan Gamaglobulin solusyonları çok sayıda hay-vandan temin edilen karışık kan scromundan veya daha da zengin ve

(5)

Buzağılarda Septicaemia 291

l

..

ucuz bir kaynak olan karışık kolostrum seromundan elde edilmekte-dir. Bir kısım araştırıcıla~o. 37 ın belli bir enfeksiyon etkenine karşı

hyperimmun kılınmış hayvanların seromlarından elde edilme Spesifik Gamaglobulin solusyonları ile normal hayvanlardan elde edilme Nons-pesifik Gamaglobulin solusyonlarının koruyucu etkisi arasında fark bulunmadığını öne sürmelerine karşılık; diğer bir kısım araştırıcılar50 51da, Spesifik Gamaglobulin solusyonlarının koruyucu etkisinin daha

yüksek olduğunu bildirmektedirler.

Sokol ve arkadaşları 1957, buzağıIara doğumdan sonra A vi ta-mini ile kombine olarak Gamaglobulin tatbik etmekle % 87 oranında profilaktik etki sağlamışlardır. Witmann ve Kokes 1964, doğumdan sonra parenteral Gamaglobulin tatbikatı sayesinde buzağılarda mor-bidite oranını

%

2 1.8 den

%

8.8 e düşürebilmişlerdir. Willermart ve

arkadaşları i967, doğumdan sonra parenteral yollarla tatbik ettikleri

spesifik ve nonspesifik Sığır Gamaglobulini karışımıjn

%

80 oranında profilaktik etki gösterdiğini bildirmektedirler. Haralambiev ve Pawlov

i968, normal sığır Gamaglobulininin buzağıIarı virus

enfeksiyonların-dan üç hafta süre ile tam olarak koruduğu nu ; Signorni i97°,

doğum-dan sonra parenteral yolla verilen i gr. İmmungamaglobulinin

mor-bidite oranını % 56'9-72 den % 14 e düşürdüğünü; Dragichi ve ar-kadaşları 1969, doğumdan sonra 2 gr. Normal Sığır Gamaglobulini tatbik ettikleri 4 yetiştirmeden ikisinde kayda değer bir profilaktik etki göremediklerini, diğer iki yetiştirmede İse morbidİte oranının de-ğişmemesİne rağmen mortalitenin

%

75 den

%

27 e düştüğünü orta-ya koymuşlardır. Smercek ve arkadaşları i966 ve Skusek ve

arkadaş-ları 1968, doğumdan sonraki ilk 6-10 saat içinde Gamaglobulin tat-bik edilen guruplar ile kontrol gurupları arasında morbidite oranı yönünden fark olmadığını, fakat Gamaglobulin tatbik edilen guruplar-da hastalığın daha hafif bir klinik seyir takip ettiğini ve mortalite oranının düşük olduğunu bildirmektedirler. Oe~en i967 ise,

profilak-tik Gamaglobulin tatbikatlarından morbidite ve mortaliteyi azaltıcı bir etki sağlıyamadığını bildirmektedir. .

Yurdumuzda halk yetiştirmelerinde buzağı hastalıklarına karşı ciddi ve bilinçli tedbirler alınmamaktadır2• Devlete ait yetİştirme

ku-rumIarında ise her kurumun kendi olanaklarına göre değişen hijiye-nik tedbirlerin yanısıra, Pendik Veteriner Bakteriyoloji ve Seroloji Enstitüsünce hazırlanan Buzağı Septisemi Seromu (Doğumu takiben

i5 cc. sc.) kullanılmaktadır. Bu seromun antikor spektrumunun

tatbi-katın yapıldığı ahır florasına ne derecede uygun düştüğü belli değildir. Zira her bölgenin ve hatta her ahırın kendine has mikroflorası mevcut-tur. Nitekim Ankara ve Erzurum bölgelerinde mevcut patogen E.

(6)

292 Cemal N. Aytuğ. Mustafa IDutaş. Nadir Antan

coli su~ları farklı bulunmu~tur2. 28. Ahır florasına adapte olmamı~ ineklerden doğma buzağılaresorunu da mevcuttur. Bu yüzden iç ve dı~ mubayaları takip eden doğum sezonunda buzağı telefatı artmakta-dl~4; Yurdumuzda uygulanagelmekte olan profilaktik tedbirler zin-ciri içinde önemli bir halkanın noksan olduğu kanısındayız. Bu da, yeni doğan buzağıya ahır florasına uygun antikor temininin garanti edilmesi sorunudur. Literatür bilgilerin ı~ığında, aynı ahıra ait çok • sayıda inekten toplanacak kolostrum seromundan elde edilecek

Gama-globulin solusyonlarını yeni doğan buzağııara tatbik etmekle bu ga-rantinin büyük ölçüde sağlanabileceği ni ve ayrıca, Gamaglobulinin nonspesifik koruyucu etkilerinden de faydalanmanın mümkün oldu-ğunu dü~ündük. Hayvan populasyonunun geni~liği, çalı~ma olanakla-rının uygunluğu ve alınan bütün tedbirlere rağmen bazı yıllar % ıo un üstünde buzağı telefatının kaydedilmesi durumlarını dikkate ala-rak, böyle bir denemeyi Karacabey Harasında yapmayı uygun bul-duk. Ara~tırmamız pratiğe yönelik olup, a~ağıdaki hususlar amaç edin-mi~tir:

1- Aynı ahıra ait karı~ık Kolostrum Seromu'ndan elde edilme Kolostral Gamaglobulin solusyonlarını doğumdan hemen sonra bu-zağılara tatbik etmekle, buzağıları özellikle ilk bir aylık dönemde en-feksiyonlardan ne ölçüde korumanın mümkün olabileceğini anlamak,

2- Spesifik Buzağı Septisemi Semmları ile ahıra has nonspesifik Gamaglobulin solusyonlarının profilaktik etkilerinin kar~ıla~tırılması-na ili~kin literatür bilgiye rastlıyamadığımız için bu konuyu ara~tır-mak ve bunun sonucunda da, ahıra has kolostral Gamaglobulin solus-yonlarının yei~tirme kurumlarında labratuvarda hazırlanan Buzağı Septisemi Seromlarının yerini alıp alamıyacağını ortaya koymaya ça-lı~tık.

Materyal ve Metod

Bu araştırma, Ağustos 1971-Mayıs 1972 doğum sezonunda Ka-racabey Harasında doğan, muhtelif 7 ırktan, 277 si di~i, 292 si erkek olmak üzere toplam 569 buzağı üzerinde yapılml~tlr. Bu buzağıların doğdukları aylara göre dğılı~ı i. No.lu tabloda gösterilmi~tir.

Doğan buzağılar doğumu takiben en kısa süre içinde analarını emmi~ler ve bir hafta süre ile doğum ahırında kaldıktan sonra emzirme ahırında 10-20 buzağılık guruplar halinde barındırılmışlardır. Buza-ğılar devamlı olarak kontrol altında tutulmu~; hastalık belirtisi gös-terenler Hara Kliniğine sevkedilerek tedavileri yapılmı~; hastalarda

(7)

kıi-Buzağılarda Septieaemia

TABLO i.

Buzağıların doğdukları aylara göre dağılışı. Buzağı adedi

Doğum ayı Erkek Dişi Toplam

Ağustos 28 26 54 Eylül 25 28 53 Ekim 24 20 44 Kasım 38 37 75 Aralık 30 22 52 Ocak 30 42 72

i

Şubat 21 24 45 Mart 45 28 73

i

Nisan 39 38 77 Mayıs 12 12 24

i

Topla~-- 292 277 ,')69 293

nik tablo, ölenlerde makropatalojik tablo detaylı olarak kaydedilmiş-tir. Bakım ve besleme şartları eski yıllardakine benzer şekilde ayarlan-mıştır.

Kolostrol Gamaglobulin solusyonu özetle şu şekilde elde edilmiş-tir:

a. Kalastrum Seramunun elde edilmesi: Doğum yapan ineklerden doğumu takip eden ilk 6 saat içinde 1-2litre kalastrum sağıldı. Peynir

yapımında kullanılan metod uyarınca peynir mayası ile mayalandıktan üç saat sonra geniş gözenekli bir tülbentten süzülerck Kolostrum Seromu elde edildi. Seroma.konservatifmadde olarak

%

0.01 oranında

MerthioJat kattıktan sonra her ineğe ait seromlar ilerde karıştırılmak üzere ayrı şişelerde

+

4 C de buzdolabında muhafaza edildi.

b. Kolastral Gamaglobulin Solusyonunun elde edilmesi: Bu maksatla Horejsi ve Smethana'nın Rivanal Fraksiyon Metodu kullanıldı2, 2ı. 32,42.

Muhtelif ineklerden elde edilme Kalastrum Seromlarından eşit mik-tarlarda alınarak mümkün olduğu kadar çok ineği kapsayan Kolost-rum Seromu Karışımı elde edildi. Bir hacim Kalastrum Seromu karışımı üzerine 3.5 hacim % 0.4 lük Rivanal solusyonu yavaş yavaş ilave edile-rek bagetle karıştırıldı (Her iki sıvı da

+

4 C sıcaklıkta). Bir gece buz-dolabında bekletildi. Süzüntü başka bir kaba alınarak çökelti atıldı. Süzüntü üzerine Aktif Kömür (Riedel-De Haen AG., i litre süzüntü

için 50 gr.) ilave edildi. Elle çalkalamak suretiyle veya özel surette yap-tırdığımız yavaş devirli spiral mikser yardımı ile yarım saat karıştırıl-dı. üç saat buzdoladında dinlendirildikten sonra çift katlı normal süz-geç kağıdından sözülerek ortalama

%

3.1-3.6 oranında (Biüret meto-duna göre) total protein ihtiva eden solusyon elde edildi. Kısmen riva-noldan arınmış olan bu solusyon 50 cc. lik steril şişelere taksim

(8)

edile-294 Cemal N. Aytuğ. Mustafa Ulutaş - Nadir Antan

rek, doğum anında kullanılmak üzere Doğum Ahırında depo edildi. Bu solusyonlara ayrıca herhangibir konservatif madde katılmadı.

Doğum ahırındaki görevli personelin, hangi buzağıya hangi profi-laktik tatbikatın yapılacağı konusunda herhangibir tereddüde dü~me-den, tatbikatı hemen doğumdan sonra yapabilmesini sağlamak ve keza, sonuçların değerlendirilmesinde herhangibir karışıklığın doğması ih-timalini önlemek maksadı ile bütün dişi buzağılara Kolostrol Gamag-lobulin solusyonunun, erkeklere ise Septisemi Seromunun tatbiki uygun görüldü. Doğumdan hemen sonra, dişi buzağılara 50 cc. Kolostrol Gamaglobulin solusyonu, erkek buzağılara 15 cc. Buzağı Septisemi Sero-mu deri altı yolla tatbik edildi. Ortaya çıkması muhtemel menfi sonuçların rizikosunu göze alamadığımız için profilaktik biyolojik madde tatbik edilmemiş bir üçüncü gurup ayıramadık.

Enjeksiyon yerlerinde yangı şekillenip şekillenmediği kontrol edildi. Hasta ve ölü buzağılarda Klinik-Patalojik tablo, yaş, mevsim ve ırk faktörleri dikkate alınarak her iki gurupta morbidite ve mortali-te oranları karşılaştırıldı. Klinik semptomların özellikleri dikkate alı-narak, klinik vak'alar Aytuğ 197°, in önerdiği şekilde 5 gurup içinde incelendi:

I. Septisemi: Herhangibir organ veya sistemde loklize olmayıp,

akut seyirli, öldürücü genel septisemi semptomları gösteren klinik vak'alar,

2. Bronchopneumonie: Kataral Bronchopneumonie'den krupoz

pneumonie'ye kadar değişen respiratorik semptomlarla sey-reden klinik vak'alar,

3. Enteriıis: Çeşitli derecelerde ishal ile birlikte genel semptomlar gösteren klinik vak'alar,

4. Mix Sepıikopiyemi: Enteritis, Bronchopneumonie, Polyarth-ritis, Omphalophlcbitis ve Menningoencephalitis gibi sistemik yangılardan en az ikisine ait lokal ve genel semptomları göste-ren klinik vak'alar.

5. Enlemlox aemie: Per akut seyirli enterotoksemik ölüm olayları.

Elde Olunan Sonuçlar.

Kolostrumdan elde ettiğimiz solusyondan rivanolü tam olarak elimine edemedik. Solusyon kanarya sarısı renkte ve berrak görünüşte idi. Bekletilmekle dipte az bir tortu meydana gelmiş; fakat aylarca bek-letilen numunelerde dahi sıvının berraklığı azalmamıştır. Bazı buzağı-larda enjeksiyon yerlerinde bir iki günde kendiliğinden kaybolan lokal

(9)

Buzağılardn Septienernin 295

..

yangılı ödem şekillenmiş; hiçbir vak'ada ne apseleşme ve ne de. 10-kal yangıya bağlı olabilecek gencl semptom görülmemiştir.

Araştırmanın yapıldığı ıo aylık dönem içinde i i i ölü

(Enterotok-semi) olmak üzere 102 buzağı hastalık şikayeti ile Hara Kliniğine

scv-kediimiş olup, bunlardan IOO adedinde enfksiyoz veya

toksienfeksi-yoz nitelikte hastalık tablosu tesbit edilmiştir. Bahis konusu IOO

buza-ğıdan 53 ü ölmüştür (42 si kliniktc). Her iki gurupta hasta ve ölü buza-ğıların hastalandıklaı:ı veya öldükleri tarihlere göre dağılışı II No. lu tabloda gösterildiği gibidir .

TABLO II.

Doğan, hastalanan ve ölen buzağıların aylara göre dağılışını gösterir tablo.

_~işi Bu~ağııa~

ı__

ı_~~k~!~~~~

1----

C~~~:

i

Ayla_r _ ~~an _Hast~1 Ölen

~~~i

~~~II~!~O~'_

Has~ı-.?~ıı

Ağustos 26 -

i -

i

28 i - -

i

54 - -Eylül 28 -- - i 25 i - - i 53 - - i Ekim 20 4 - i 24 i 3 i - 44 7 -

ı

Kasım 37 3 i i 38 i 4

i

2 75 7 3 Aralık 22 4 - 30 i 9 5 52 13 5 Ocak 42 9 5 30 5 3 72 14 8 Şubat 24 ıi 3 2ı iı 5 45 22 8 ~1art 28 13 i 13 45 7 6 73 20 19 Nisan 38 4

i

4 39 LO 4 77 14 8 Mayıs i 12 i i 12 2 2 24 3 3 i toplam i 277 i 49 i 26 i 292 51 i 27 i 569 i 100 i 53 i

II. No.lu tablonun tetkikinde de görüleceği gibi, Karacabey Ha-sında buzağı hastalıklarının ve telefatının takriben dörtte üçü kış ayları ile Mart ayı içinde kaydedilmiştir. Toplam hasta ve ölü buzağı adedi bakımından iki gurup arasında fark görünmemektedir. Doğan buzağı adetleri de dikkate alınmak sureti ile yapılan karşılaştırmada, Mart ayı hariç hemen hemen bütün aylarda dişi buzağılarda (Kolost-ral Gamaglobulin gurubu) morbidite ve mortalite oranlarının erkek buzağılara (Buzağı Septisemi Seromu gurubu) nazaran az veya çok düşük olduğu görülmektedir.

Mart ayında dişi buzağılarda telefat birden artış göstermiştir. Öyle ki, bu grupta kaydedilen 26 ölüm vak'asından 13 ü Mart ayına isabet etmektedir.

Genel morbidite oranı

%

i7.5, genel mortalite oranı

%

9.3 dür.

Karacabey Harasında 1956-1970 arası 15 yıllık ortalama mortalite oranı ise, % 7.7. dir (yaşları 6 aylığa kadar olan buzağılar arasında tüm telefat). 1971/72 kışınm çok uzun sürmesi ve anormal derecede şiddetli geçmesi ve kurumun kış sonlarında kaba yem sıkıntısı ile

(10)

kar-296 Cemal N Aytuğ. Mustafa Ulutaş. Nadir Antan

~ıla~ması gibi faktörler buzağıların sağlığı üzerine bklenilenden daha hafif etkili olmu~tur. .Mevsimin en soğuk günlerini kapsayan Şubat ba~larında hemen hemen bütün buzağılarda çe~it1i derecelerde ishal ile seyreden digestif bozukluklar görülmü~; buzağıların sütlerine tak-riben ı/10 oranında yağsız sütten yapılma yoğurt ilavesi (emme

sıra-sında) ~eklinde planladığımız profilaktik uygulama sayesinde bu di-gestif bozukluklar büyük ölçüde önlenebilmi~tir. Bu uygulama iki hafta devam etmi~tir.

Septisemik, septikopiyemik ve enterotoksemik hastalık tablosu tesbit edilen buzağıların hastalık semptomlarının ilk görüldüğü günkü ya~ına göre dağılı~ları III ve IV No'lu tablolarda gösterildiği gibidir.

TABLO III.

Klinik Teşhis

Kolostral Gamaglobulin tatbikatı yapılan gurupta klinik vak'aların buzağının yaşına göre dağılışıarını gösterir tablo.

i Yaş Gurupları

1---i

1-314-7 LI 8-141 15-30 131-60 161-90

i

~k~~~

i

i g. g. g. g. g. büyük büyük T. i 6 i 491 12 13 5 i 2 I 3 i 8 Septieaemie

i

i i 4

i

i

i

- - - 7 Bronehopneumonie

-

i i i B 7 5 23 Enteritis i i 2 3

i

i 2

-

ıo Mix Septicopyaemie

i

- ---- i i -- 2 2 i 6 Enterotoxaemie - i

-

- i

-

2 i -- 3 i i TOPLAM TABLO IV.

Buzağı Septisemi Seroumu tatbikatı yapılan gurupta klinik vak'aların buzağının yaşına göre dağılışıarını gösterir tablo.

Yaş Gurupları

, i

i

,

ı

3 ay-

i

1-3 4-7

i

a-14

i

15-30 31-60 61-90 lıktan

Klinik Teşhis g- g- g. g- g- g- büyük T. i

Septicaemie 4 3 5 i

-

1- - - i 13 Bronchopneumonie

-

2 i 2 i i 7 3 16 Enteritis i 2 2 i i i - B Mix Septicopyaemie -

-

- - 3 2 i 6 Enterotoxaemie

-

-

-

-

2 4 2 8 TOPLAM 4 7 14 6 i 51 i

III ve IV No.lu tablolar kar~ıla~tırıldığında iki gurup arasında ilginç farklar görünmektedir. 3° günlükten küçük hasta buzağı sayısı birinci gurupta ı8, ikinci gurupta 24 dür. Birinci guruba dahil ı8 hasta buzağıdan 5 adedi (ı septisemi, 4 enteritis) premature olarak doğmu~-lardı ve bunların ya~ama ~ansı aslında zayıftı. Diğer gurupta prema-ture buzağı doğmamıştır. Premature buzağılar dikkate alınmıyacak

(11)

Buzağılarda Septicaemia 297

olursa iki gurup arasındaki fark çok belirgin bir şekilde artmaktadır. Akut seyirli, Öldürücü genel septisemi semptomları gösteren buzağı adedi birinci gurupta 7 olmasına karşılık, ikinci gurupta r3 dür ve bu buzağıların hepsi bir aylıktan küçüktür. Bir aylıktan küçük buza-ğılarda organ veya sistemlere lokaliz -olmuş septikopiyemik klinik tablo gösteren hasta buzağı adetleri bakımından önemli fark gö-zükmemektedir.

Bir aylıktan büyük hasta buzağı adedi Kolostral Gamaglobulin tatbikatı yapılan gurupta 3 r, diğer gurupta 27 dir. Bir aylıktan büyük buzağılarda rastlanan hastalıklar arasında birinci sırayı Bronchopne-umonie vak'aları (Birinci gurupta 20, ikinci gurupta r r), ikincİ ve

üç-üncü sıraları da Enterotoksemi ve Mix.Septikopiyemi vak'aları al-almaktadır.

Ölen buzağıların öldükleri gükü yaşlarına göre dağılışıarı V ve VI No.lu tablolarda gösterildiği gibidir.

TABLO V.

KlostoI Gamaglobulin tatbik edilen. gurupta ölen buzağıların yaş guruplarına göre dağılışıanı gösterir tablo.

Yaş Gurupları -I 2 Patalojik-Anatomik Teşhis Septieaemic Bronchopncumonic Ejteritis Mix Septicopyaemie Enterotoxaemie i TOPLAM i

1---i

i;~

i

i

I

15-30 g. i 131~0 g. 2 i 2 5 , 61-90

i

~k~~~

i

g. büyük T. - i - 7 5 6 -- 7 i 3 - 3 6 i 26 i TABLO VI.

Buzağı Septisemi Scromu tatbik edilen gurupta ölen buzağıIarın yaş guruplarına göre dağılışını gösterir tablo.

Yaş Gurupları Patalojik-Anatomik Teşhis 1-3 g. 8-14 g. 15-30 g. 31~0 g. 61-.90 g. 3 ay-lıktan üyü Septicaemie '), 2 3 5 2

_.-

--

-

12 Bronchopneumonic $,-

-

-

-

-- 3 3 Enteritis i

-

-

i

-

-

-

2 .. Mix Septicopyacmie

-

-

-

-

-

i i 2 En terotoxaemie

-

-

-

-

2 4 2 8 TOPLAM i 3 i 3 i 5 3 2 5 6 i 27 i

Genel mortalite oranı bakımından iki gurup arasında fark gözük-memektedir. Bir aylıktan küçük ölü buzağı sayısı her iki gurupta da

(12)

298 Cemal N Aytuğ. Mustafa Ulutaş. Nadir Antan

14 dür. Bir aylıktan büyük hasta buzağılardan 17 si tedavi sırasında ölmüş 8 i ( 5 enterotoxaeınie, 2 Bronchopneumoic, 1 Mix Septikopi-yemi) mecburi kesime tabi tutulmuştu. Otopside Genel Septisemi tablosu tesbit edilen 19 buzağıdan ı2 si Septisemi Seromu tatbik edi-len guruptandır. Bu gurupta Enterotoksemik vak'alar da fazladır. Gamaglobulin tatbikatı yapılan grupta ise Enteritis ve Bronchopneu-monie sonu tclefat fazla olmuştur. Bu grupta enteritis sonu ölen buzağı-lardan dördü premature olarak doğmuşlar ve bir hafta içinde ölmüş-lerdir. Entrotoksemik vak'alar ile premature buzağılar dikkate alın-madığı takdirde dahi gencl mortalite oranı bakımından iki gurup ara-sında fark yoktur. Sadece, Buzağı Septisemi Scromu tatbikatı yapılan gurupta septiscmik ölümlerin diğer gurptan takriben iki misli fazla ol-duğu görülmektedir.

1971/72 doğum sezonu öncesinde Haraya mubaya sureti inek girmediği için Gamaglobulinin ahıra adapte olamamış ineklerin bu-zağıları üzerine etkisi incelenememiştir.

Harada yetiştirilmektc olan 7 muhtelif ırka ait buzağı gurupların-da morbidite mortalite oranları bakımından karşılaştırma yapılmış, guruplar arasında kayda değer bir fark bulunamamıştır.

Tartışma

Araştırmanın yapıldığı dönemde tesbit ettiğimiz morbidite ve mortalite oranları son onbeş yılın ortalamalarından yüksek, buna kar-şılık bir önceki yıla ait

%

11.2 mortalite ve

%

19 morbidite oranların-dan düşüktür. 1971/72 kışının sert ve uzun süre devam etmiş olmasının telefat üzerine etkili olduğu kanısındayız.

Ahıra has kolostral Gamaglobulin solusyonu ile Labratuvarda hazırlanan Buzağı Septisemi Seromu genel profilaktik etki bakımın-dan eş değerli bulunmuştur. Ancak, pasif bağışıklığın hakim olduğu doğumdan sonraki ilk 1 aylık dönemde kolostral Gamaglobulin solus-yonunun profiIaktik üstünlüğünü ortaya çıkmıştır. Kolostral Gamag-lobulin tatbik edilen buzağılarda bir aylıktan sonraki dönemde has-talık oranı diğer guruptakinden biraz daha yüksek bulunmuştur. Pasif antikorların tesir süresinin 5-8 çafta kada} olduğu bilindiğine göre, bu durumu, ne kullandığımız kolostral Gamaglobulin solusyonu-nun zayıf profilaktik etki gösterdiği veya tesir süresinin kısa olduğu ve ne de, Buzağı Septisemi Seromunun daha etkili olduğu şeklinde yo-rumiamanın doğru olmıyacağı kanısındayız. Bu belki tamamen tesa-düfe bağlıdır. Kanaatimizce, bu araştırmada ortaya çıkan en önemli bulgulardan birisi, ahıra has kolostral Gamaglobulin solusyonu tatbik

(13)

Buzağılarda Septicaemia 299

edilen buzağılarda doğumdan sonraki bir aylık dönemde rastlanılan öldürücü akut septisemi olaylarının daha az görülmesidr. Bu bulgu, doğumdan sonra tatbik edilen Gamaglobulinin buzağıları enfeksiyon-dan korumasa dahi hastalığın klinik seyrini hafiflettiğini öne süren ara~tırıcıları7,44,45 destekler mahiyettedir. '

Kolostral Gamaglobulin tatbik edilen gurupta kaydedilen tele-fatın yarısının Mart ayına isabet etmesi de ilginçtir. Sonbahar doğum-ları sırasında stok ettiğimiz kolostrum seromdoğum-ları kı~ ortasında tüken-meye yüz tuttuğu için kı~ın doğum yapan ineklerden kolostrum sero-mu toplayarak stokusero-muzu yenilemi~ ve kı~ sonlarında doğuran inek-lerin buzağılarına bu stoktan hazırlanmı~ solusyonları kullanma du-rumunda kalml~tık. Eğer Şubat ve Mart ayı doğumlarında da sonbahar stoku kolostrum seromlarını kullanabilmi~ olsa idik belki de telefatı azaItma imkanımız olacaktı. Zira, literatür bilgilere göre3,15, yaz ve

sonbahar aylarında doğum yapan ineklerin kolostrumlarınm koruyucu etkisi kı~ın doğum yapan ineklerinkinden daha yüksektir.

Literatürde ahıra has kolostral Gamaglobulin solusyonu ile her ahırda kullanılmaya mahsus Buzağı Septisemi Seromlarının profil ak-tik etkilerini kar~ıla~tıran benzeri bir çalı~maya rastlıyamadığımız için herhangibir kar~ıla~tırma imkanımız olmadı. Ahıra has kolostral Gamaglobulin solusyonunun pasif bağı~ıklığın hakim olduğu ilk bir aylık dönemde Septisemi Seromuna nazaran daha yüksek profilaktik etki göstermesini, kolostral Gamaglobulin solusyonunun ahırda hüküm süren enfeksiyon etkenlerine uygun antikorlar ta~ıma durumunda ol-ması ile izah etmek mümkündür. Aynı ara~tırma, dı~ ve iç mubayaları takip eden doğum sezonlarında tekrarlanabildiği takdirde bu durum daha açık bir ~ekilde göz önüne serilebilecektir. '

Hasta ve ölü buzağılarda Klinik semptomlar ve Otopsi bulguları yönünden diğer ara~tırıcılardan farklı bir durum ile kar~ıla~madık.

Kolostrumdan serom ve bundan da Gamaglobulin elde edilmesi i~lemleri ne mali yönden ne de i~ gücü yönünden yeti~tirme kurumla-rına önemli bir külfet yüklememektedir. Zira inekten sağılan bir iki litre kolostrum buzağının ihtiyacından arka kalan kolostrumdur ve ba~ka bir ~ekildede değerlendirilememektedir. Buzdolabı, eam kaplar ve süzgeç kağıdı gibi araçlar her yerde normalolarak bulunan araç ve gereçlerdir. Mikser kullanıldığı takdirde i~ gücünden de tasarruf mümkündür. Masrafı gerektiren ,~eyler, destile su, rivanol ve aktif kömürdür. Bunların da bir doz solusyona isabet eden miktarı ancak

20-25 kuru~ kadardır. Solusyondan rivanolu tam olarak elimine

(14)

300 Cemal :N. Aytuğ. Mustafa Ulutaş - Nadir Antan

elimine edilmemiş solusyonların bile deri altında yangı meydana ge-tirmediği bildirilmektedir42•

Sonuç olarak: ahır florasına uygun düşmesi, ucuzluğu, istihsal ve tatbikat kolaylıkları bakımından ahıra has kolostrum seromu karışı-mından elde edilme kolostral Gamaglobulin solusyonlarının yurdu-muzda da buzağıların scptisemik enfeksiyonlarının profilaksisinde kul-lanılabileceği ve bu uygulamanın ötedenberi kullanılagelmekte olan Buzağı Septisemi Scromu uygulamasının yerini alabileceği veya onun-la kombine oonun-larak kulonun-lanılmasının uygun olacağı kanısına varmış bu-lunuyoruz. Bu uygulamada, kolostrum seromu stokunun yazın ve sonbaharda doğuran ineklerdcn hazırlanmasını ve her ihtihsal prose-düründe mümkün olduğu kadar çok sayıda ineğe ait kolostrum seromu karışımının kullanılmasını önermekteyiz.

Teşekkür

Çalışmalarımız sırasında ilgi ve yardımlarını gördüğümüz Hara Müdürü sayın Zeki Benlioğlu'na teşekkürü borç biliriz.

Literatür

i. Aınstutz, V. A., (1968): Calf Disease., V. International Meeting

on Diseases of Cattle. Opatija-Yugoslavya. s. 21-27.

2. Aytuğ, C. N., (1970): Ankara ve Çevresinde Buzağılarda Rastlanan

"Septicaemia neonatorum" Vak' aları (ıZerinde Klinik Incelemeler ve Gamaglobulin ile kombine Tedavi Denemeleri. Habiltasyon Tezi. (Basılmamıştır) .

3. Brglez, I., Gregorovic, V., Shusek, F. und Batis,

J.,:

Die Hypo-und Agammaglobulinaemie und gastrointestinale Störungen bei neugeborenen Kaelbern. V. International Meeting on Diseases of Cattle.

Opatija-Yugoslavya., s. 64-65'

4. Brossig, V., (1962): Praxiserfahrungen mit Strept-A. Vit., Prakt.

Tierarzt. 1962, s. 48-5°'

5. Buschınann, H., (1968): Untersuchungen zur Frage der unspesifisc-hen antibakteriellen und resistenzsteigernden Wirkungen von Gammag-lobulin. Tierarztl. Umschau, 23, s. 3-12.

6. Dalton, R. G., Fischer, E. W. and Mc Intyre, W. I., (1960):

Symposium on the Enteric Diseases of.Calves. Antibiotics and Calf Diarr-hae. Vet. Rec., 72, s. 1186-1194.

(15)

Buzağılarda Septieaernia 301

7 o Draghici, Co, Ladonyi, Lo und Klemm, Mo, (I969). Unter-suchungen über den vorbeugenden Wert von Rinder-Cammaglobuline bei der Kolisepsis der Kaelber. Mh. Vet. med., 24, 621-623

8 o Elze, Ko, (1968): Prophylaxe in der Kaelbergrossbestaendeno Mh. Vet. med., 23, 11-18.

9 o Fey, Ho, (1962): Neuere Untersuchungen über die Kolisepsis des Kal-besoSchweiz. Arch. f. Tierhcilko, ~°4, 1-12.

Lo o Fey, Ho, (1964): Kritische Betrachtungen zur Immunprophylaxe bei Kaelberaufzucht-krankheiten. Wiener tieraerztl. Mschr. (Festschr.

J.

Michalka), 51, 92-99°

i i. Fey, H. und Hunyady, Go, (1962): <ur Subtitutionprophylaxe mit

Colostrum-Poolserum bei agammaglobulinaemischen Kaebern. Berı' Müncho ticraerztl. Wschr., 75, 466-467.

12. Fey, H. und Margadant, A., (1961): Hypogammaglobulinaemie bei der Kolisepsis des Kalbes. Pathol. Microhiol., 24, 97°-976. 13. Fey, H. und Margadant, A., (1962): <ur Pathogenese der Kael-ber-Colisepsis. IV. Agammaglobulinaemie als disponierende Faktor., ZhI. Vet. med., Reihe B, 9, 653-663o

14. Fey, H., Margadant, A., Nicolet,

J.

,md Hunyady, Go, (1963): Prophylaxe der expermentellen Colisepsis des Kalbes mit einem Colostrum-Serumpool. Schweiz. Archof. Tierheilko, 105, 361-37<:>

15o Fischer, Eo W., Sehnan, I. Eo, Mc Ewan, A. D. and Fuente G. Ho, 1968: Some Causes of and some Factors Affecting Mortality in New-Born Calves. Vo International Meeting on Diseases of Cattleo Opa-tija-Yugoslavya., S. 29-32.

160 Flüchiger, Uo, HoCer, Ao, Gonin, Po ind Walzl, H. L., (1969): Die Anwendung eines kolostralen Rindel'-Cammaglobulin-Chloramphe-nicol Kombinationspraeparates zur Bekaempfung von Kaelberaufzuchtk-rankheiten. Wiener tieraerztI. Mschr., 56, 237-243.

i7 o Gay, C. Co, (I 965): Escherichia Coli and Neonatal Diseases of

Cal-ves. Bacteriol. Revo, 29, 75-101.

18 o Gerov, Kr., Tschusskov, P. und Georgiewa, R., (1967): Ober Anwendung und Wirkung des Kolostrumserums bei der Kaelberdy spepsie. Forthpfl. Besam, Aufzung d. Haustiere, 3, 412-424. 19° Haralaınbiev, H. und Pawlov, No, (1968): Uber die Rolle des

Paraenfluen;:;a - 3 Virus in der respiratorischen Epizootien bei Kelbern. Arch. exper. Vet. med., 22, 1095-1106.

(16)

302 Cemal K Aytuğ - Mustafa Ulutaş. Nadir Antan

20. Hem, H., (I 967): Expermentelte Untersuchungen mit Anti-E coli Hyperimmunglobulin. ZbI. Vet. med., Reihc B, 746-773'

21. Horejsi, Ö. and Smethana, R., (1956): The Isolation of Gam-maglobulin from Blood Serum by Rivanol. Acta. Med. Scand., 155, 65-70.

22. Janiak, M. I., (1969): Die Immunglobuline. Schweiz. Arch. f.

Tierheilk., i i i, 33-34.

23. Jovanovic, R. and Zotoviç, M., (I 968): Control of Mortality

. Rate in Large Herd Management. V. International Meeting on Disea-ses if Cattle. Optatija-Yugoslavya. s. 105.

24. Karacabey Harası Klinik ve Sığırcılık Şubeleri kayıtları.

25. Kondrachin, I. P. (1968): On the Cause of Metabolic Disorders in Cows and Dyspepsia in New-Bom Calves. V. International Meeting on Diseases if Cattle. Opatija-Yugosla~ya., s. 47.

26. Kruedener, R. V., (168Ş): Der Gammaglobulingehat des Her.<.b-[utes verendeter Kaelber in Verbindung mit bakteriologischen Untersuc-hungsergebnissen. TieracrztI. Umschau, 23, 469-472.

27. Kuscher, A., (1961): Terramycine in der Behandlung und

Prophyla-xe der septischen Kaelberkrankheiten. Wien er tieraerztI. Mschr., 48, 755-761.

28. Leloğlu, N., (I 967): Erzurum ve Dolaylarında izole edilen

Eescheric-hia Coli Serotiplerinin tesbiti üzerinde araştırmalar. Doktora Tezi. (Basılmamıştlr. )

29. Letouse, J. L., (1969): Praxis Eifahrungen mit einem neuen Sero-kolostrum zur Therapie und Prophylaxe der neonatalen Kaelber-Infekti-onen. Prakt. Ticrarzt, io, 452-454.

3°. Lupke, H., (I 966): Weitere Untersuchungen über M orbiditaetser-scheinungen bei Kalbem in dem ersten Lebenstagen. IV. International

Tagung der WeltgeselschaJt Jür Buiatrik. Zürich. (Ayrı bası)

31. Mc DonaId, D. W. and Oakley, G. A., (1961): The Prophyiac-tic Use of Blood in Colibaciltosis if Calves. Vet. Rec., 73, 415-416.

32. Matthaeus, W., (1964): Weitere Untersuchungen zur Fraktionierung Rinder Serumproteinen mit 2-Aethoxy-6. 9-diaminoakridinlaktat versc-hiedener Hersteller und deren ReinheitsprüJung. ZbI. f. Bakt. Par. Inf. u. Hyg. Orig., 222-229.

33. Mayr, A., (1966): Gammaglobulin-Prophylaxe bei jungtieren. Sch-weİz. Arch. f. Tierheilk., 108, 337-38.

(17)

Buzağılarda Scpticacmia 303

34. Mayr, A., (1968): PatllOgenese und Bekaempfung der infektion

Kael-bererkrankungen in der Neugebeorenen-Phase unter besonderer Berück-sichtigung einer Infektionsprophylaxe durch. künstliche Keimbesiedlung.

Wiener tieraerztl. Mschr., 55, 65-83'

35. Mayr, A., Kalich, i. und Mehnert, B., (1964):

Kaelberkrank'he-iten. Wiener. tieraertzl. Mschr. (Festschrift

J.

Michalka), 74-92. 36. Mayr, A., Wizigmann, G., Wizigınann, I. und Schlieser,

Th., (1965): Untersuchungen über infektiose Kaelbererkrankungen waehrend der Neugeborenen-Phase. Zbl. Vet. med., Reihe B, 12, 1-12.

37. Meese, M., (1965): Untersuchungen über das Antikörperspektrum

des Rinder-Gammaglobulins. Arch. exper. Vet. med., 19, 345-349. 38. Möhlmann, H., (I 962): Wesen und Wirkung der Gammaglobulin

und Perspektive ihres Einsatzes in der Tierheilkunde. Mh. Vet. med.,

17, 934-941.

39. Oetjen,

J.,

(I 967): In Beitmg zur prophylaktischen Anwendeung von

"Gammatonin" bei Kaelbern. Diss. Hannover, (Ref. Landw. Zbl. 4-68/1 1-0686).

4°. Reisinger, R., (1965): Pathogenesis and Prevention of Diarrhea of

Newborn ealves.

.1.

Amer. Vet. Med. Assoc., 147, 1377-1386. 41. Renk, W., (1966): Forschungsergebnisse und Probleme der

Aufzuch-tkrankheiten. Zbl. V ct. Med. Reihe B, 13, 95-i02.

42. Saüer, A. and Lipkin, E. L., (1959): Electrophoretic and

Immu-nologic Studies of Rivanol Fractionated Serum Proteins. Proc. Soc. Exp. Biol. Med., 102, 220-222.

43. Signorgi, G., (I 960): Uso delle immunglob.uline e della associazone

immunglobuline - cloramfenikolo-colimicina nella profiassi a nel tiatta-mento dell'enterite Colibacillare vitello. elin. Vet., Milano, 93,

281-291 (Ref. Landw. Zbl. 6-71/05.0617).

44. Skusek, F., Brglez i.. Gregorivic, V. und Butis,

J.,

(1968):

Ein Beitrag zur Kenntnis der Resistenz bei neugeborenen Kaelbern gegen den enteropathogenen Stamm der E. coli ° 78 :B 80. V. International

Meeting on Diseases of Cattle. Optaija-Yugoslavya. s. 75.

45. Sınercek, Z., Maric, I., Viplinger, I. ımd Miladin, P., (1966):

(Wirkung von prophylaktischen Verabfolgung von Gamma-Globulin auf das Auftreten und Dauer die Diarrhoe bei jungen Kaebern).

Veterinari-ja-Saray Bosna., 15, 5i7-52i. (Ref: Landw. Zbl. 4-67/11-0553)

46. SokoI, A., SzakalI,

J.

und Neınes, D., (1957): (Prophylaxe der

(18)

Vitamin-Anti-304 Cemal N. Aytuğ. Mustafa Ulutaş - Nadir Antan

bioticakomplex). Akad. zemed. vet. med., Kosice, 2, 443~458 (Ref: Landw. zbL. Abt. IV, 1958, s. 754).

47. Urban, V. P., (lg68): Nonspesific Immunglobuline in the Prophylaxis

and Treatment of Dyspepsi in New Bom Calves. V. International Wee-ting on Diseases of Cattle. Opatija-Yugoslavya, s. 68.

48. Valette, L. R., (lg67): Denevir des anticorps par le voie digestive chez le veau nouveau-ne. BulI. Acad. Vet. France., 4°, 347-34g. 4g. Veteriner Çalışmaları ve Hayvancılık istatistikleri Ig57-66 (Tarım

Ba-kanlığı Vet.

ı~.

Genel Müd. Yay., Ig70).

5°. Walser, K. und Bruınıner, H., Ig67: Expermentelle Untersuc-hungen zur Prophylaxe der Kaelber mit Immunglobulin. BerI. Münch. tieraerztI. Wschr., 80, 21-25.

51. Walser, K. und Plank, P., (lg68): Praxisversuche zur Prophyla-xe der Colisepsis der Kaelber mit einem Anti-E. coli-Hyperimmunglobu-lin. TieraerztI. Umschau., 23, 286-288.

52. Walzl, H., Hunyady, G. und Radu, N., (lg66): Die Gammaglo-bulintherapie bei Haustieren. Wiener tieraerztI. Mschr., 53, 57 1-576.

53. Walzl, H., Hunyady, G. und Radu, N., (lg66): Untersuchun-gen mit einem Gammaglobulin Praeparat. BerI. Münch. tieraerztI.

Wschr., 79, 1721175. .

54. Willeınart,

J.

P., Bussi, G. et Gacogne,

J.

-P., Rıg67): La

lutte contre la septicemie du veau nouveau-ne essai de prophylaxie de la co-libacillose par vaccination. BuH. mens. Sac. vet. prat. France, .5i,

319-346 (Ref: Landw. ZbI. 4-68/og-60g).

55. Willeınart,

J.

P., Leresche, F. et Bussi, G., (lg67): La lutte sontre la septicemie du veau nouveau-ne prophylaxe et'traitement des infec-ıious neo-natales par une preparation lıbase de Gammaglobuline. BuH.

mcns. Sac. vet. prat. France., 5i, 365-376.

56. Wittınann, W. und Kokes, R., (lg64): Uber die Anwendung von Rindergammaglobulin. (Dessau) in der Kaelberaufzucht. Mh. Vet. med., ıg, 449-452.

57. Zureck, F. und Schwarz-Zureck, I., (1963): Versucche zur Be-kaempfung von K aelberkrankheiten mit Rindergammaglobulin (Dessau).

Mh. Vet.med., 18, 363-e70'

Şekil

TABLO II.
TABLO III.

Referanslar

Benzer Belgeler

0, bu çalışması sırasında Doğu İslam dünyasında Selçuklu ~ücünün o,1aya çıkışıyla Sünnilik mezhebi- nin, tarihinde, araştıolmaya değer yeni

EMEVILER DÖNEMİNDE MEV ALI VE ZIMMİLERİN İDAREDEKİ ROLÜ 179 Muradl'nin kötü yönetimi, Berberlleri beş parçaya bölmesi ve onların müslümanlar için bir (pay) fey'

Bu kasidesinde Kümeyt, önce Beni Haşim'e karşı duygularını dile getirip i. Haşimiyye'dekine benzer bir giriş yapmakta; kadınlara, eski menzillere, uğur kuşları uçurmaya ve

Sayın yazar, Kur'an-ı Kerim'in konularında, meselelerinde konu konu maharet kazandığında, sürelerde ayetlerin tertibindeki sırra ayet ayet vakıf olduğunda; ve bundan sonra

“Aktarma, kendine has kuralları ve standartlaşmış biçimleri olan bir yazı dilinden diğer bir yazı diline yapıldığı için çeviriye benzer, ancak, farklı

Sarı Saltık’la Balkan topraklarında çıkışını yapan Hacı Bektaş Veli düşüncesi daha sonraki dönemde Seyyid Ali Sultan (Kızıldeli), Otman Baba, Akyazılı

monocytogenes in lamb meat collected from different butcher-shops and markets in Ankara, to detect hlyA gene by PCR for the confirmation of the isolates, and to

Sonuç olarak, Denizli ırkı tavuk sürüsünde yapılan çalışmada dişilerde; beden siyah, baş, boyun ve kanat üstü bölgesi renk dağılımı pamukkır, kırmızı, pekmez