YAPI ve KREDİ BANKASI
Kültür ve Sanat Hizmetlerinden :192
.
Sergi
” H A K R İ H E G
Sergisi
NECLA SAVAR
2 5 M a r t — Ç a rş a m b a 18 N isa n — C u m a r te s i 1981’’ E V L E R . .
E V L E R . .
Sulu Roya Resim Sergisi
BÜLENT ÇETİNOR
GALATASARAY KÂZIM TAŞKENT
E V L E R . . .
E V L E R ... (Suluboya resimleri) Sayın ziyaretçiler,
Atalarımızın içinde ömrünü geçirdiği tarihî evlerinin son 5 - 1 0 yıldaki durumlarını, bu 2 nci sergimde de, ancak dış görünümleriyle tanıtmaya çalışacağım.
En kalabalık kentlerimizden en küçük köylerimize kadar ve sınırlarımız dışındaki
bazı yörelerde bulunan bu güzel evlerimizin pek azı incelenmiş, korunmuş ve ilgi çekmiş tir. Büyük bir bölümü ise ömrünü tamamlamış, göçüp gitmiştir. Toplumumuzun düşü nüşü, yaşayışı, yapı biçimlerine ve planlamasına etki yaparak çok çeşitli ürettiği bu güzel evlerine, bir eşi daha olmayan bir mimarî tarzı kazandırmıştır.
Büyük kentlerin göz önündeki Türk evi örnekleri her fırsatta korunmakta, tanıtıl maktadır. Ama gözden uzakta, köşede bucakta kalmış güzel örnekler, kendi dönemlerinin boyutları içinde kâh değerlerini korumakta, kâh yitirmektedir.
Çeşitli yurt zenginliklerimizin bir bölümünü oluşturan bu tür binlerce evi bulup ta nımak, tanıtmak, sevmek, sevdirmek ve yeni yapılarımızda güzel ve faydalı bulduğumuz yönlerini uygulayabilmek, bizden sonraki nesillerin de zevkli bir görevi olmalıdır.
Saygılarımla Bülent Çetinor
M A K R A M E E
Birçok kişi düğümün sadece bir paketi, bir tekneyi veya iki ipi birbirine bağlamak için kullanıldığını sanır. Bazıları ise, bu basit bir iş imiş gibi görünen düğümlerden bir sanat yaratmışlardır. Bu sanatın ismi «M a k r a m e e» dir.
Daha birkaç yıl öncesine kadar hemen kimse makramee sözünden bir mânâ çıkaramıyordu. Bugün ise makramee bir kavram olarak ortaya çıkmış ve aktüel bir hâle gelmiştir. Gerçekte ise makramee'nin tarihi çok öncelere dayanır.
Makramee «eski arap düğüm sanatı» olarak ta isimlendirilebilir. Tarihi eski Mısır İmparatorluğuna kadar (M.Ö. 3000) uzanır. Bu devirde değerli halılar böyle düğümlerle işlenirdi. Asurlular (M.Ö. 90 0-6 09 ) düğümlerden oluşmuş püskülleri olan tünik benzeri giysiler giyerlerdi. Av ve savaş elbiseleri ile atları nın örtülerini de sık düğüm ve kalın püsküller ile süslerlerdi.
Eski İnka imparatorluğunda da (1 250-1781) «Q u i p u» adı verilen ve ondalık bir sisteme dayanan düğüm çeşidi bilinirdi.
Orta çağda özellikle 14. yüzyılda «makramee» arap etkisinde de ka larak güney Avrupa'da ( İspanya- İtalya) altın devrini yaşadı. Doku madan ayrılıp kendi başına bir sa nat oldu. Genellikle denizciler, et kileyici düğüm çeşitleri geliştirdi ler. 1500 lerden sonra makramee, okullarında örneklerle öğretilmeye başladı. Bu sayede düğümler kopya edildi, değişikliklere uğradı veya yeni düğümler bulundu. 18. yüzyıl da makramee bir duraklama ve unutulma devrine girdiyse de, 19. yüzyılın sonu ile 20. yüzyılın başın da yeniden canlandı.
mak-ramee ile uğraşmaktadır. Çünkü insanın kendi elleri ile birşeyler yaratması si nirleri yumuşatır ve dinlendiricidir; ayrıca makineleşmiş yaşama karşı kazanıl mış bir zaferdir.
Benim makramee ile uğraşmam bir hoby'den ileri gitmemektedir. Bu ser giyi açmaktaki amacım, bu güzel sanatı geniş kitlelere yansıtmak ve onların da aynı zevki ve güzelliği paylaşmalarını sağlamaktadır.
Saygılarımla Necla Sayar
193. Sergi "FOTOĞRAF SERGİSİ,, ROBERT LİSESİ
"CAM İŞLERİ,, AYSEL AYDINER 20 Nisan — 18 Mayıs 1981
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi