• Sonuç bulunamadı

Şimdi o, arkadaşlarıyla birlikte

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Şimdi o, arkadaşlarıyla birlikte"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TET

28 KASIM 1992 CUMARTESİ

a ctoa>A

ŞİMDİ O, ARKADAŞLARIYLA

K

M

L

BİRLİKTE...

B

E N İM kuşağım, Vasfi R ıza Zobu’yu filmleriyle ta­ nımıştır. 1930’lartn ilk yıllarında'Karım Beni Al­ datırsa’ filmindeki avukat ya da avukat kâtibi ro­ lüyle, özellikle de bu filmde söylediği "Rü zgârda yel­ ken, dosyam koltukta geliyorum ben - Dosyam doludur’ şarkısıyla üne kavuşmuştu. D a ha sonra

'Aynaroz Kadısı’, 'Bir Kavuk Devrildi’ filmleriyle geniş yığınlarca sevildi.

Hâzım ve Vasfi, birbirinden ayrılmaz iki sanatçı- • mızdı. Ne yazık ki Hazım Körmükçü çok genç yaşta yaşam dan ayrılı. Vasfi ise 90 yılı geride bıraktı. O

Günden Bu Güne Anılar’ kitabında yetmiş yılı bulan sahne ve perde yaşam ından ilginç olayları, kişileri an­ latmıştır. Özellikle turnelerde yaşadığı acıklı ya da ko­ mik şeyleri...

Karadeniz kıyılarında bir kentte temsil vermekte­ dirler. Oynadıkları bir komedidir. Nerde, ne zam an bu oyunu oynam ışlarsa halk kahkahadan kırılmıştır. Am a bu Karadeniz kentindeki seyirci buz gibi durmaktadır. Vasfi Rıza, N e yaptıysak adamları güldüremedik, a- caba biz mi kötü oynuyoruz?’ diye kuşkulara d üşm üş­ tür. Birinci perdeden sonra durum anlaşılır. M e ğer o kentin valisi sıkı sıkı tembih etmiş, Bu gelenler ciddi sanatçılardır, Şehir Tiyatrosu sanatçılarıdır, laubalilik yapılm asın’ demiş. Valinin bu uyarısını tiyatroya gelen herkese duyurmuşlar. O buz gibi hava bu yüzden- m iş L

Vasfi R ıza hem oyuncu, hem yönetici, hem de ya­ zardı. Gündelik gazetelerde pek çok yazısı yayınlan­ mıştır. Bunlar çoğunlukla tiyatro sanatı üstünedir. G e ­ zi notları, anılar da yazmıştır. Rahat bir anlatımı vardı. Bu yüzden 'O Günden Bu Güne’ kitabı hem bir bel­ gedir, hem de sürükleyici bir anılar toplamıdır.

Ben, Vasfi R ıza ’nın oynadığı iki rolü unutamıyo­ rum. Biri Cevat Fehmi Başkut’un 'P a y d o s ’undaki ö ğ ­ retmen, öbürü de M usahipzade Celal'in 'Bir Kavuk

D e vrild i’sindeki aptal delikanlı... Filmlerinde, oyunla­ rında yeri geldiğinde şarkı da söylerdi. K ısa ca sı çok yönlü bir kişilik... Özel toplantılarda söyleşilerine do­ yum olmazdı. Vasfi ve Bedia son on yılın ayrılmaz, kopmaz ikilisiydiler. Vasfi artık yok. Beyazperdede ya­ şayacak bundan sonra. Bir de onu sevenlerin anıla­ rında...

İlkokulun ilk sınıfındaydım. Çemberlitaş’ta ki bir düğüne gittik. Annem in tanıdıklarıydı. Vasfi R ıza ’nın kız kardeşi mi, yeğeni miydi evlenen, anım sam ıyo­ rum. Yalnızca genç gelini, bem beyaz gelinliğini, sa ç­ larındaki gelin tellerini görür gibiyim. Bir de, en önem ­ lisi, gelinin başından a şağı dökülen çil çil yirmi beşlik­ leri... Hepimiz yerlerde yuvarlanıp "m a n d a gö zü ” de­ nilen paraları toplamıştık. Bir ara düğün halkı sustu, biri gelmişti, önemli biriydi bu. G enç bir adam. So n ra ­ dan annem anlattı, Vasfi Bey’miş. Darülbedayi aktör­ lerinde Vasfi R ıza Bey...

Vasfi Bey’in hemşiresiyle annemin arkadaşlığı vardı. Annem onun ilk oynadığı rolü hep anlatırdı. U- şa k rolündeymiş, hem de zenci bir uşak. Kısacık bir rol... Annem tiyatrodan çıkınca sormuş, Vasfi B e y’i göremedik’, 'A , işte o zenci uşak, Vasfi’ydi’ demiş hemşiresi...

Bir anda canlanır çocukluk anıları. Anılar fırsat bekler, bilinçaltından yüzeye çıkm ak için. Y a ş ilerle­ dikçe en eski anılardır daha canlı olarak dirilen... V a s­ fi B e y’in yaşam dan ayrıldığını duyar duymaz 30’lu yıl­ lara gittim birden... Çemberyitaş’taki düğün, beyazlar içindeki gelin, yerlerde m anda gözü toplayışım. S o n ­ ra birden genç, yakışıklı, ünlü aktörün gelişi...

'Rüzgârda yelken, dosyam koltukta geliyorum ben’

'Karım Beni Aldatırsa’daki avukat ya da avukat kâtibi Vasfi, Hâzım kaptanın gemisine kayıkla gelirken bu şarkıyı söylerdi. Kaç yaşındaydı? Ya da kaç yaşın- daydılar 3 0 ’lârda? E n çok yirmi beş, otuz! Hâzım bir m asal oldu, Naşit bir başka masal. Dümbüllü, I.Galip, büyük ve küçük Behzat’lar, Suavi, Talât, Feriha Tev- fik, Cahide, Küçük Kem al daha niceleri...

"Tiyatroyla tanıştığımda 15 yaşındaydım. Kimsenin yardımı olmadan, kimsenin minnetini almadan, aracısız, tavsiyesiz, kendi kendime ti­ yatroyla tanışmış oldum. Aslında vakit geldi bili­ yorum. Beni çağırdıklarının farkındayım.' Ama he­ nüz İcabet etmiyorum.”

Şimdi o eski arkadaşlarıyla beraber!..

EVET-HAYIR

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Y ıldırım, HES’lerle ilgili bugüne kadar ne gibi işlemler yapıldığına yönelik resmi yazıdaki ifadeleri şöyle sıraladı: “Herhangi bir resmi izin talebi olmadığı,

Geçti ğimiz aylarda Küba’ya yaptığı bir gezi esnasında çektiği fotoğrafları Adana Adliye Sarayı içerisinde sergilemek istediğini söyleyen Hacıvelioğlu,

Tehlikeli Gemi Sökümünü Önleme Girişimi bileşenlerinden Ege çevre ve Kültür Platformu (EGEçEP) Dönem Sözcüsü avukat Ali Arif Cangı Hollanda adına "Otapan için ne

Ankara Sulh Hukuk Mahkemesi’ne dava dilekçesini veren Avukat Vural, Ba şbakan Erdoğan’ın 19 Ekim 2008 tarihli gazetelerde yer alan, “Efendim işte bu iktidarda yolsuzluklar

Ege Çevre ve Kültür Platformu'ndan (EGEÇEP) avukat Arif Ali Cangı, Anayasa Mahkemesi'nin ormanlık alanların turizme tahsisine olanak sa ğlayan yasanın maddelerini iptal

Tekrar edelim: Hukuk hizmetlerinin üretiminde çalışarak genişletilmiş yeni- den üretim sürecine katılan insanların tabi olması gereken normlar, ilgili kişinin teknik ve

Devlette yargı devleti korur, toplumu korumaz. Ceza-hukuk devlet iktidarını kuruyor ve koruyor. Bizim yargımız halkın iktidarını kurmak, korumak istiyor. Devlete karşı

Avukat Veli BÖKE, belediyelerde avukatlık, hukuk işleri müdürlüğü ve Kayseri Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcılığı görevini yürüttü. Aynı