• Sonuç bulunamadı

Büyükada Capri'den daha güzel olacak:TURING Başkanı Çelik Gülersoy son projesini anlattı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Büyükada Capri'den daha güzel olacak:TURING Başkanı Çelik Gülersoy son projesini anlattı"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

20 PAZAR SOHBETİ

Milliyet Pazar 23 Şubat 1997

997

^

1

Fax: (212) 505 62 55

TURING Başkanı Çelik Gülersoy son projesini anlattı

‘Büy ükada Capri

• •

7

den

daha güzel olacak’

“ Büyükada’nın güzelliklerini sergileyen 'Büyükada Dün’ adlı bir albüm yaptım. Haftaya çıkacak. Gelirini ada kampanyasına bağışlayacağım.

7

Çelik Gülersoy'la bu sohbeti “İstanbul Kitaplığı"nda yaptık. On yıl önce yapmış burayı. Vasiyetinde malı, mülkü nesi varsa buraya bağışlamış.

/ Tayyip Erdoğan tarafından elinden alınan köşkler (Maita, Çamlık, Emirgan, Hidiv Kasrı); Kapıkule Gümrük Kapısı, Yeşil Ev. Roma Sarnıcı ve o dingin, eski İstanbul sokağı; Soğuk Su Çeşme onun eseri.

V Ama yaşamının en kalıcı yapıtı olarak gördüğü eser bu: İstan­ bul Kitaplığı. İçinde İstanbul hakkında yazılmış 1 0 bin cilt var. Kimi burada yaşamış eski büyükelçiler, kimi De Amicis, Pierre Loti gibi tanın­ mış Batılı yazarların imzasını taşıyor. Çelik Gülersoy bunlara yaşamını vermiş Paris, Londra, Prag, Varşova antikacılannda hepsini tek tek avlamış ve topla­ mış. “0 zaman fiyattan m akuldü" diyor, “Şimdiyapraklan tek tek müzayede­ ye çıkıyor..."

V

Kültüre boşveren, horlayan, geri plana iten, Batı ve batılaşmayı refah « o / ya teknoloji olarak anlayan bir ülkede yaşamanın yanlızlığını hisse- den b ir aydın Çelik Gülersoy. TURİNG faaliyetleriyle, Türkiye d e sivil v toplum gücü ve örgütlenmesinin ilk tem silcisi aynı zamanda. Ait

ol-" t duğu kentte iz bırakmaya özenmiş. Yaşamı, yaptıktan, yapmak is­ tedikleri böyle bir mücadelenin özeti. Hala devam ediyor.

7

Son projesi “1 9 9 7 Büyükada". Gülersoy, eski İstanbul'u; Büyü­ kada da olsun korumak istiyor. Küflenmiş, eski bir müze parçası ya­ ratmak değil amacı. Kongre turizmi ve değişik, farklı otelcilik anlayışı ve bir sanat merkeziyle bilakis adaya can katmak istiyor. Ama karekteris- tik özelliklerden de taviz vermiyor. Faytonlardan tutun da, arabacıların giysile­ rine dek ayrıntılarla düşünüyor. Dünya görmüş tüm insanlar gibi o uygarlığın, anılar ve geçmişine saygılı ülkelerin tekelinde olduğunu biliyor. 66 yaşında bir delikanlı cüreti ve enerjisiyle üreten Gülersoy'a bol şans diliyoruz.

B

üyükada, Çelik Gülersoy Vakfı’mn son projesi. İstanbul’un binbir problemi var. Geçmişte bunların bir kısmı ile uğraştınız. Başarılı hizmetleriniz oldu. Neden şimdi Büyükada?

- Annemi kaybettim. Yeni bir muhite, iç huzuruna ihtiyacım vardı. Ada bana bunu verdi. Ben de bir inci keşfettim.

- Ve adayı İstanbul’un Capri’si yapmaya karar verdiniz...

- Daha güzel olacak.

- Ne zaman başladı bu proje?

- Geçen yaz, adaya adım atar atmaz. “TU­ RİNG” adına Çankaya Caddesi’nde Yalman aile­ sinin evini aldık. Yüz yıllık bir ev. Bu yaz resto­ ran olarak hizmete girecek. Yeşil Ev ve Soğuk Çeşme Sokağı’ndaki otellerimize çok kaliteli tu­ rist geliyor. Fransız Cumhurbaşkanı Mitter- rand’ı bile biz ağırladık. O turistleri, şimdi 1 Mayıs’tan itibaren tekneyle adaya getireceğiz. Aldığımız o eski evde yemek yedireceğiz ve tur yaptıracağız. Turistlere “Bakın eski İstanbul iş­ te buydu! Hala böyle yerler var” dedirteceğiz. E- limizdeki son malzeme, son miras Büyükada.

- Başka...

- Adanın baştan aşağı turizme ve kültüre ha­ zırlanması lazım. Çok noksanı var. Bir kültür merkezi yapmak lazım mesela. İçine kışın adalı­ lar için bir cep sineması, kütüphane ve lokal ol­ mak. Bahçesinde konser verilebilmeli. Ama be­ nim asıl rüyam Büyükada’ya yaz kış canlılık getirecek bir kongre turizmi.

Rum ilkokuluna kongre sarayı

- Bunun için yer var mı?

- Geçenlerde Rum Patriği Bartholomeos ile ta­ nıştım. Vatanını seven, aydınlık bir adam. Yap­ tığım yerlere özel ilgi gösteriyor. Dostluğumuzu ilerleteceğimizi sanıyorum. Ondan bazı yerleri isteyeceğim. Aya Dimitri Kilisesi’nin yanındaki Rum ilkokulu mesela Üç öğrencisi kalmış. 1930’lar tarzı bir bina. Öğrencilere uygun bir o- kul yaptıktan sonra, o binayı neden kongre sa­ rayı olarak kullanmayalım?

- Projede bir de sanat merkezi var...

- Araba Meydam’nda iki küçük bina aldım. Ü- çüncü ile temastayım. O üç evi birleştireceğim. Meydanın bir kenarı düzelecek ve fonksiyon ka­ zanacak. Tüm mal varlığımı nasıl İstanbul ki­ taplığına verdimse, Büyükada’ya da küçük bir kitaplık ve sanat merkezi yapmak istiyorum.

- Meydan ne olacak?

- Araba Meydanı harap ve bakımsız bir Mek­ sika koyu gibi. Önce arabacüara bir duş ve tu­ valet ünitesi yaptıracağız. TURlNG’in bağışı ola­ cak...

- Adanın en hoş özelliği atarabalan. Ama, belediyenin motorlu ya da akülü araç taşı- macıkğmı artırmak / koymak eğilimlerin­ den söz ediliyor. Belediye Başkam Can E- sen’in “Ada Dostlarına”, “Motorlu araç sok­ mam” sözüne rağmen: bu konuda çok endişe var. Motorlu resmi araç sayısında yıldan yı­ la görülen artış bunun bir nedeni. Bunu na­ sıl açıklıyorsunuz?

- Nüfus artınca, resmi ihtiyaçlar da çoğalıyor. Çöp ihtiyacı artınca, çöp kamyonu da artıyor.

- Belediyede akülü ya da motorlu araç taşı­ macılığım artırma eğilimi var mı?

- Benim gördüğüm geçen yazdan beri böyle bir eğilim var. Belediye encümeninde hep böyle bir şeyin gündeme geleceğini duyuyoruz. Görü­ nür neden olarak atarabalarının ve arabacıların sefaleti gösteriliyor. Ama bunlar ıslah edilmeye­ cek şeyler değil. Bir de kanımca görünmeyen nedenler var. Atarabası her ye­

re çıkmaz. Uzak yerlerdeki par­ sellere motorlu araçlarla ulaş­ manız kolaylaşırsa, fiyat artar. Yani arsa spekülasyonunun de­ ğeri artar. Bu adaya mahsus değil. Bir yere kolay gidilirse, fiyat artar. Önce ulaşım sağla­ manız lazım. Önemli bir inşaat faktörü var. Gerek orman içi, gerek orman dışı yerlerde.

- O inşaat sektörünün bili­ nen, tanınan temsilcileri var mı?

- Bugün apartmanları kim yapmışsa onlar. Çankaya Cad­ desi’nde kaymakamlığın karşı­ sındaki Arap İzzet Paşa Konağı bir örnek. Restorasyon adrna sökülmüş ve yerine yepyeni bir şey yapılmış. Bahçesinde a- ğaçlar kesilmiş, yerine koca bir havuz konmuş. Bir köşkü hop

indirip, hop apartman dikmek restorasyon mu­ dur?

- Ne zaman başladı bu süreç?

- 5- 10 yıldır inşaat sektörü tırmanışta. Bu çevreler yerinde duramıyor. Daha çok istiyor­ lar. Ama ada sadece orada oturan 5 bin kişi­ nin malı değil. İstanbul’un hatta bütün Türki­ ye’nin üzerinde söz sahibi olduğu bir tabiat, mimari ve tarih mirası. Ve korunması gere­ ken bir miras. Aya Yorgi’ye çıkın, sağa sola yollar açıldığını göreceksiniz. Bu orman bakı­ mı için yapılıyorsa, diyeceğim yok. Ama

par-sel hazırlığı içinse cinayettir. Çamlıklardaki tek ağaç bile çok önemli artık.

A d ad a arab a devrim i

- Atlı araba ulaşımı, inşaat tırmanışını durdurmak açısından da önemli. Projenizde atarabalanna yer var mı?

- Adanm mimozası, köşkleri, manolyası nasıl oraya özellik veriyorsa; atarabalan da öyle bir simge. Bundan vazgeçemeyiz. Kışın devamlı 50 araba var. Yazm 280’e çıkıyor. Şimdi biz bu ara­ baları ıslah ediyoruz. Beheri 35 milyona çıkı­

yor. Döşemelerini, per­ delerini değiştiriyoruz. Boyalarım elden geçiri­ yoruz. Arabacıların giyi­ m i ile meşgulüz. Prog­ ramda, hepsine yazm 2 gömlek, bir pantolon vermek var. Bu da 1.5 milyar lira tutuyor. Bu­ nu sağlayacağız. Bir de kışlık, kapalı “kupa” a- rabası üreteceğiz. İstan­ bul Arabaları kitabının yazarı olduğum için, o tecrübeyle bu işe girdim. 3 tane yaptık. Birini kaymakamlık istiyor. Makam arabası olarak i- leteceğiz. ikisini halka yapıyoruz. Mülkiyeti “TURlNG”de kalacak kârı ve kullanımı araba­ cıya teslim edilecek.

- Deniz ulaşımının artırılması gündeme ge­ lebilir mi?

- Boğaziçi hata yaptı biliyorsunuz. Upuzun su bulvarlarını kullanmadı. Oysa deniz bulvarları­ nın inşaatı, bakımı para istemiyor biliyorsunuz. Çok ekonomik. Ada nın yollarını zorlamaya hiç imkan yok üstelik. Ne yol açabiliriz, ne mevcut­ ları genişletebiliriz. Dolayısıyla deniz motorla­ rıyla adanın arka taraflarına doğru ulaşımı ar­ tırmak tabii ki rasyonel olur. Ayrıca ben ula­ şımda bisiklet sisteminin teşvikinden yanayım. Hollanda kasabasmda görmez misiniz? Herkes

bisikletle gezer.

- Belediye nasıl bakıyor?

- Göreceğiz. Hazırladığım bir mesaj mektupla programı Büyükadalılara sunuyorum. Ada hal­ kının göstereceği ilgi çok önemli. O mektupta şunu söyledim: Hayranlığımızı çeken tüm A v­ rupa kentleri, halklarının kendi mülkleri kadar şehrin ortak yerilerine masraf etmeleri ve sa­ hiplenmeleriyle gerçekleşmiştir. Uygulama ol­ madan görüp, beğenmek neyi değiştirir?

- Nasıl finansman sağlanacak? Hepsini TU­ RİNG mi yapacak?

- Bizim artık eski gelir kaynaklarımız yok. Ayrıca Büyükada gibi dünya trilyonerlerinin yaşadığı bir yerde TURİNG gibi bir hayır kuru- munun finansmanı yüklenmesi halk için müna­ sip değil. Ada kendini finanse edebilir. Zenginle­ rin yanısıra, çok sayıda gazeteci aydm var bu­ rada. Bu kadar etkili insan, konuyu halledemez­ se memleketten gidelim o zaman.

- Kendi adınıza finansman için ne yapa­ caksınız?

- Çelik Gülersoy Vakfı, Büyükada Programı a- dıyla ben kampanya başlatıyorum. Kampanya adma İş Bankası Büyükada şubesinde hesap aç­ tım. (Hesap no: 1012 304400 225858). tik bağışı ben yaptım. Halkın katkısını bekliyorum. Bu­ nun dışında gelir kaynakları yaratacağım. Bü- yükada’nın güzel kartpostalları yok. Yaz boyu fotoğraf çektim. Onları bastırıp, satışmı kam­ panyaya vereceğim.

- UNICEF kartlan gibi mi?

- Evet, bunları arabacılara vereceğim. Araba­ cı yolcuya satacak. Arabalara kutu yaptıraca­ ğım; içine parası konacak. Bir de nostaljik al­ büm yayınlıyorum. Hiçbir yerde çıkmamış Bü- yükada’nın büyüleyici güzelliklerini içeren al­ büm olacak. Adı “Büyükada Dün / Yesterday” . Haftaya hazır. Kitabın satışından 2 milyar sağ­ larız. Cafe - restoranı TURlNG yapıyor. Şahsen vakfım olarak arabaları ıslah ediyorum, yeni a- rabalar üretiyor ve sanat galerisi yapıyorum. Bir de yayınları yapıyorum.

- Venedik’te Torcello ve Giudecca adasın­ daki dünyaca ünlü “Cipriani” oteli gibi, şe­ hirle sadece kendi müşterileri için motor bağlantısı kuran bir otel düşünmez misiniz?

- TURlNG’in imkanları olursa, ilk yapacağı­ mız şey budur. Venedik’teki gibi, hiç İstanbul’a girmeden, doğrudan doğruya Yeşilköy’den yol­ cuyu alıp Büyükada’ya getirecek bir otel tekne­ si düşünülebilir. Sonra kente gidiş, gelişler için belli saatlerde otelden tekne trafiği ayarlanabi­ lir.

Dinle şehircilik yapılamaz

- En son bir de Taksim’e camiyi sormak is­ tiyorum...

- Efendim görüşüm tamamen olumsuz. Aklı­ nı, izanını, insafını muhafaza eden kim varsa bu projeye karşı çıkar. Herşeyin bir dokusu var. Taksim eğlence merkezi. Müslümanlık açı­ sından eğlence merkezinin ortasına cami oturt­ mak uygun mudur? İkincisi karşıda bir Rum ki­ lisesi var. Kesme taştan yüzük taşı gibi bir bina. Oraya onun gibi birşey yapamadıktan, geçmiş yüzyıl camileri gibi saltanatlı bir bina dikeme- dikten sonra hiçbirşey koymamak daha iyi. Şimdi yapılan camiler biliyorsunuz, boz çimen­ todan oluyor. Üçüncüsü, Taksim’de gösteriye i- zin verilmiyor. Ama Beyazıt’ta şöyle bir olgu var. Camiden çıkan kalabalık, ikide bir yeşil ci­ hat bayrağı açıyor. Taksim’e cami yaptığınızda cuma namazı nümayişleri, olay ve saldnılar bü­ yük otellerin olduğu Taksim’e kayacak. Turizmi bitirir bu.

- Siz dış ülkelerde şehircilikle meşgul oldu­ nuz. Paris’in Concorde Meydanı, Madrid’de Cibeles veya Roma’nın merkezi Venedik Meydanı’na, belediye “hadi buraya katedral yapahm” diyebilir mi? Böyle bir şey düşünü­ lebilir mi?

- Ne dendiğini, ne düşünüldüğünü gördüm. Fransız îhtilali’nden bu yana, din orada siyaset­ ten ayrılmıştır. Batı ülkelerinde bu kararlar, di­ ni tezlerle değil, şehircilik, estetik, ekonomi gibi rasyonel kıstaslara göre alınır, İstanbul’un bir tarihi var. O tarih Taksim Meydanı’nı Cumhu­ riyet dönemi imarı ile biçimlendirmiş. İstanbul tarihi bu karakterin korunmasını gerektirir. Ayrıca dinin siyasetten ayrılması gerekiyor. Bu tartışmalar gereksiz yere siyasi tansiyonu yük­ seltiyor. Isıtıp ısıtıp gündeme getirmemek la­ zım.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

[r]

It is frequently seen that in the Byzantine period sarcophagi and hypogeums were used as a family sepulture for generations, and bore diverse inscriptions, also

“ Bu işin ucunu bırakmayacağım, sonuna kadar gideceğim” diyen tavrı bana bir fotoğrafı anımsatıyor: 1950’- den kalma, sararmış bir fotoğraf: Nâ­ zım Hikmet’in

Öyle bir yer ki Agora, hem zaman dışı, hem de bütün za manian içinde barındırıyor: Narçiçeği renkli fesi nazar bon­ cuklu, ince bıyıkları badem

Daha çok robot güreşlerinde kul- lanmak için geliştirilen Robomaster’ın 499 dolarlık fiyatı biraz pahalı olsa da bu tür ürünlere ilgi duyanlar için uy- gun bir

Fikret’in bıraktığı kültür mirasında tek insandan ka­ labalıklara, bireyin özgürlüğünden toplumsal özgür­ lüğe ulaşma savaşımının tüm dalgalanmalarını

Uzundere, (2015), yaptığı yüksek lisans çalışmasında mevsimlik tarım işçiliğine giden ailelerin temel eğitim çağındaki çocukların çalışma koşullarından

Yıllardır birbirlerine olan sevgileri ve saygıları ile tanınan İstanbul beyefendisi ve hanım efendisi Tursan cifti, katıldıkları davetlerde zariflikleri kadar,