• Sonuç bulunamadı

Endemik ve nesli tükenen türlere atfedilen değerlerin belirlenmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Endemik ve nesli tükenen türlere atfedilen değerlerin belirlenmesi"

Copied!
78
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

i

T.C.

GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ

EĞĠTĠM BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

ORTAÖĞRETĠM FEN ve MATEMATĠK ALANLAR EĞĠTĠMĠ

ANABĠLĠM DALI

BİYOLOJİ ÖĞRETMENLİĞİ BİLİM DALI

ENDEMĠK VE NESLĠ TÜKENEN TÜRLERE ATFEDĠLEN

DEĞERLERĠN BELĠRLENMESĠ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan

Zeynep ÖNER

Ankara Kasım, 2010

(2)

ii

T.C.

GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ

EĞĠTĠM BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

ORTAÖĞRETĠM FEN ve MATEMATĠK ALANLAR EĞĠTĠMĠ

ANABĠLĠM DALI

BİYOLOJİ ÖĞRETMENLİĞİ BİLİM DALI

ENDEMĠK VE NESLĠ TÜKENEN TÜRLERE ATFEDĠLEN

DEĞERLERĠN BELĠRLENMESĠ

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

Zeynep ÖNER

Danışman: Prof. Dr. Ali GÜL

Ankara Kasım, 2010

(3)

i

JÜRİ ONAY SAYFASI

Zeynep ÖNER’in “Endemik ve Nesli Tükenen Türlere Atfedilen Değerlerin Belirlenmesi” baĢlıklı tezi,……….... tarihinde jürimiz tarafından Biyoloji Eğitimi Bilim Dalı’nda Yüksek Lisans Tezi olarak kabul edilmiĢtir.

Adı Soyadı Ġmza

BaĢkan: Prof. Dr. Mehmet YILMAZ ……… Üye (Tez DanıĢmanı): Prof. Dr. Ali GÜL ………

(4)

ii

TEŞEKKÜR

Tezimi hazırlarken bana her zaman yardımcı olan, beni cesaretlendiren ve yakın ilgisiyle destek olan değerli tez danıĢman hocam Prof. Dr. Ali GÜL’e, Prof. Dr. Mehmet YILMAZ’a, görüĢleriyle yardımcı olan ArĢ. Gör. Dr. Nilay Keskin SAMANCI’ya, ArĢ. Gör. Emine Hatun DĠKEN’e, tez verilerinin değerlendirme aĢamasında yapmıĢ olduğu katkı ve yardımlarından dolayı Öğretim Görevlisi Dr. Hüseyin ġĠRĠN’e, uygulamalar sırasında yardımını esirgemeyen ArĢ. Gör. Nurcan UZEL’e, manevi destek ve yardımlarıyla her zaman yanımda olan annem H. Muazzez ÖNER’e, destek ve ilgisinden dolayı sevgili arkadaĢım GökĢen ÖZTÜRK’e saygı ve teĢekkürlerimi sunarım.

(5)

iii

ÖZET

ENDEMĠK VE NESLĠ TÜKENEN TÜRLERE ATFEDĠLEN DEĞERLERĠN BELĠRLENMESĠ

ÖNER, Zeynep

Yüksek Lisans, Biyoloji Öğretmenliği Bilim Dalı Tez DanıĢmanı: Prof. Dr. Ali GÜL

Kasım-2010, 66 sayfa

Bu çalıĢma, Türkiye’deki endemik ve nesli tükenen, tükenmekte olan türlere öğretmenlik programlarında öğrenim gören üniversite öğrencileri tarafından atfedilen değerlerin tespit edilmesi amacıyla yapılmıĢtır. AraĢtırmanın çalıĢma grubu, Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Fen Bilgisi Eğitimi Anabilim Dalı IV. sınıf öğrencileri ile Biyoloji Eğitimi Anabilim Dalı IV. ve V. sınıf öğrencileri olmak üzere toplam 120 öğrenciden oluĢmaktadır.

ÇalıĢma grubuna, 2009-2010 güz döneminde sözcük-çağrıĢım testi ve anket uygulanmıĢtır. Elde edilen veriler, frekans-yüzde olarak hesaplanmıĢtır. Elde edilen bulgular doğrultusunda Ģu sonuçlara ulaĢılmıĢtır:

Öğrencilerin Türkiye’deki endemik ve nesli tükenen türlere atfettikleri 13 farklı değer boyutu tespit edilmiĢtir. Öğrencilerin en çok %20’lik cevap oranıyla türlerin ekolojik değerini önemli buldukları ortaya çıkmıĢtır.

Öğrencilerin araĢtırmada kullanılan Türkiye’deki endemik türlerin her birine ayrı ayrı atfettikleri değerler tespit edilmiĢtir.

Öğrencilerin araĢtırmada kullanılan Türkiye’deki nesli tükenen türlerin her birine ayrı ayrı atfettikleri değerler tespit edilmiĢtir.

(6)

iv

PUTTING FORTH THE VALUES ATTRIBUTED TO THE ENDEMIC AND EXHAUSTED SPECIES

ÖNER, Zeynep

M.S., Department of Biology Education Consultant for Thesis Study: Prof. Dr. Ali GÜL

November-2010, 66 pages

This study has been conducted with a view to puth forth the values which, by those university students who are receiving their education through the teaching courses, had been attributed to the endemic and exhausted species. The researching group consists of 120 students who are receiving their education at the faculty of Education attached to the Gazi University. They are in the fourth class of Science Education Department and also in the fourth and fifth classes of Biology Education Department.

The researching group of this study, during the fall term, had been subjected to the word-association test and conduct of a questionnaire. The acquired data has been calculated as frequency-percentage.

In the light of these finding, the following conclusions were derived:

The sizes of values which, by the students, had been attributed to the endemic and exhausted/ about to be exhausted species in Turkey, were puth forth. It has been emerged that the most important value of the species is ecologic with 20,47% percentage for the students.

The sizes of values which, by the students, had been attributed to each endemic species in Turkey used in research were puth forth.

The size of values which, by the students, had been attributed to each exhausted species in Turkey used in research, were puth forth.

(7)

v

Sayfa

JÜRĠ ÜYELERĠNĠN ĠMZA SAYFASI ... i

ÖNSÖZ ... ii

ÖZET ... iii

ABSTRACT ... iv

ĠÇĠNDEKĠLER ... v

TABLOLAR LĠSTESĠ ... viii

KISALTMALAR LĠSTESĠ ... x

I. BÖLÜM 1. 1. GĠRĠġ ... 1

1.1.1. Problem Durumu ... 1

1.1.1.1. Çevre Eğitimi ... 1

1.1.1.2. Türkiye’ de Çevre Eğitimi ... 3

1.1.1.3. Biyolojik Zenginliklerin Tahribi ... 4

1.1.2. AraĢtırmanın Amacı ... 5

1.1.2.1. Problem Cümlesi ... 5

1.1.2.2. Alt Problemler ... 5

1.1.3. AraĢtırmanın Önemi ... 6

1.1.3.1. Biyoloji Eğitiminde Biyolojik ÇeĢitliliğin Önemi ... 7

1.1.4. AraĢtırmanın Sınırlılıkları ... 7 1.1.5. AraĢtırmanın Varsayımları ... 7 1.1.6. Tanımlar ... 8 II. BÖLÜM 2. 1. KAVRAMSAL ÇERÇEVE ... 10 2.1.1. Değer Kavramı ... 10

2.1.2. Türkiye’nin Biyolojik ÇeĢitlilik Zenginliği ... 13

2.1.2.1. Endemik Türler ... 13

(8)

vi

3. 1. YÖNTEM ... 18

3.1.1. AraĢtırmanın Modeli ... 18

3.2. ÇalıĢma Grubu ... 18

3.3. Veri Toplama Teknikleri ... 18

3.3.1. Sözcük ÇağrıĢım Testi ... 18

3.3.2. Türlere Atfedilen Değerler Anketi ... 19

3.4. Verilerin Analizi ... 20

IV. BÖLÜM 4.1. Bulgular ve Yorum ... 21

4.1.1. Birinci Alt Probleme Ait Bulgular ve Yorum ... 21

4.1.2. Ġkinci Alt Probleme Ait Bulgular ve Yorum ... 24

4.1.3. Üçüncü Alt Probleme Ait Bulgular ve Yorum ... 37

V. BÖLÜM 5.1. Sonuç ve Öneriler ... 54 5.1.1. Sonuç ... 54 5.1.2. Öneriler ... 57 KAYNAKÇA ... 58 EKLER ... 62

EK-1 Türlere Atfedilen Değer Boyutlarının Belirlenmesine Ait Sözcük ÇağrıĢım Testi ... 62

EK-2 Türlere Atfedilen Değerler Anketi ... 64

Tablo 1. Türkiye’ye Özgü Türlere Atfedilen Değer Boyutlarını Belirleme Tablosu ... 65

Tablo 2. Türkiye’deki Nesli TükenmiĢ ve Tükenmekte Olan Türlere Atfedilen Değer Boyutlarını Belirleme Tablosu ... 66

(9)

vii

Tablo 4.1.2.1. Türkiye’deki Endemik Türler Ġçin Kullanılan Değer Boyutlarının Ġstatistiksel Değerlendirmesi ... 25 Tablo 4.1.3.1. Türkiye’deki Nesli Tükenen Tükenmekte Olan Türler Ġçin Kullanılan Değer Boyutlarının Değerlendirmesi ... 38

(10)

viii

ġekil 2.1.1.1. Kellert’ in Sınıflandırması Kullanılarak HazırlanmıĢ Örnek Bir

ÇalıĢma ... 12

ġekil 4.1.1.1. Türkiye’deki Endemik ve Nesli Tükenen Türlere Atfedilen Değer Boyutlarının Ġstatistiksel Değerlendirmesi ... 20

ġekil 4.1.1.2. Türkiye’deki Endemik ve Nesli Tükenen, Tükenmekte Olan Türlere ĠliĢkin ÇağrıĢım Burcu Grafiği ... 23

ġekil 4.1.2.1. Van Kedisi’ne Atfedilen Değerlerin Cevap Oranları ... 26

ġekil 4.1.2.2. Kangal Köpeği’ne Atfedilen Değerlerin Cevap Oranları ... 27

ġekil 4.1.2.3. Midilli Atı’na Atfedilen Değerlerin Cevap Oranları ... 28

ġekil 4.1.2.4. Denizli Horozu’na Atfedilen Değerlerin Cevap Oranları ... 29

ġekil 4.1.2.5. Tiftik Keçisi’ne Atfedilen Değerlerin Cevap Oranları ... 30

ġekil 4.1.2.6. KuĢkonmaz Bitkisi (Asparagus Lycicus)’ne Atfedilen Değerlerin Cevap Oranları ... 31

ġekil4.1.2.7. Safran Bitkisi (Crocus sp.)’ne Atfedilen Değerlerin Cevap Oranları .. 32

ġekil 4.1.2.8. Sevgi Çiçeği (Centaurea tchihatcheffii)’ne Atfedilen Değerlerin Cevap Oranları ... 33

ġekil 4.1.2.9. Abant Gölü Alabalığı (Salmo trutta abanticus)’na Atfedilen Değerlerin Cevap Oranları ... 34

ġekil 4.1.2.10.Van Gölü Ġnci Kefali (Chalcalburnus tarichi)’ne Atfedilen Değerlerin Cevap Oranları ... 35

ġekil 4.1.2.11.Toros Kurbağası (Rana holtzi)’na Atfedilen Değerlerin Cevap Oranları ... 36

ġekil 4.1.3.1. Flamingo KuĢu (Phoenicopterus roseus)’na Atfedilen Değerlerin Cevap Oranları ... 39

ġekil 4.1.3.2. Yunus Balığı (Delphinus delphis)’na Atfedilen Değerlerin Cevap Oranları ... 40

ġekil 4.1.3.3. Mersin Balığı (Acipenser sp.)’na Atfedilen Değerlerin Cevap Oranları ... 41

(11)

ix

Cevap Oranları ... 42 ġekil 4.1.3.5. Kırmızı ve Siyah Mercanlar (Corallium rubrun ve

Gerardia savaglia)’a Atfedilen Değerlerin Cevap Oranları ... 43

ġekil 4.1.3.6. Uskumru Balığı (Scomber scombrus)’na Atfedilen Değerlerin

Cevap Oranları ... 44 ġekil 4.1.3.7. Asya Fili (Elephas maximus)’ne Atfedilen Değerlerin Cevap

Oranları ... 45 ġekil 4.1.3.8. Akdeniz Foku (Monachus monachus)’na Atfedilen Değerlerin

Cevap Oranları ... 46 ġekil 4.1.3.9. Alageyik (Dama dama)’e Atfedilen Değerlerin Cevap Oranları ... 47 ġekil 4.1.3.10. Karaca ( Capreolus capreolus)’ya Atfedilen Değerlerin

Cevap Oranları ... 48 ġekil 4.1.3.11. Ceyalan (Gazella dorcas)’a Atfedilen Değerlerin Cevap Oranları ... 49 ġekil 4.1.3.12. Bozayı (Ursus arctos)’ya Atfedilen Değerlerin Cevap Oranları ... 50 ġekil 4.1.3.13. Kardelen Çiçeği (Galanthus sp.)’ne Atfedilen Değerlerin

Cevap Oranları ... 51 ġekil 4.1.3.14. Sıklamen Çiçeği (Cyclamen persicum)’ne Atfedilen Değerlerin Cevap Oranları ... 52 ġekil 4.1.3.15. Türkiye Orkideleri (Dactylorhiza osmanica)’ne Atfedilen

(12)

x

BM: BirleĢmiĢ Milletler

DPT: Devlet Planlama TeĢkilatı

FAO: BirleĢmiĢ Milletler Gıda ve Tarım Örgütü

IUCN: Doğa ve Doğal Kaynakların Korunması Ġçin Uluslararası Birlik UNESCO: BirleĢmiĢ Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Merkezi

(13)

I. BÖLÜM

1.1. GĠRĠġ

Bu bölümde araştırmaya ait problem durumu, problem cümlesi, alt problemler, araştırmanın amacı, araştırmanın önemi, araştırmanın sınırlılıkları, varsayımlar, tanımlar ve araştırma konusu ile ilgili yayın ve araştırmalar yer almaktadır.

1.1.1. Problem Durumu 1.1.1.1. Çevre Eğitimi

Canlı yaşamı, içinde bulunduğu ortamın bir ürünü olduğundan çevrenin doğal ya

da çeşitli müdahalelerle değişmesi o bölgede bulunan tüm canlılık faaliyetlerini de aynı oranda etkilemektedir (UNESCO-UNEP, 1987). Bu sebeple 21. yüzyılda çevre konularına gösterilen hassasiyet ve bu konuda uygulanması gereken yaklaşımlar artarak önem kazanmıştır. Çevre kirlenmesi insan ve canlılar için en önemli konulardan biri olmuş, bu kirlenmenin önlenmesi ve çevrenin korunması ulusal sınırları aşan bir boyut kazanmıştır (Pınarlı ve Yonar, 1999; Avinç, 1997). Gelecek nesillerin daha sağlıklı ve güvenilir bir ortamda yaşamalarını sağlamak için çevreye duyarlı bireyler yetiştirmek, bir zorunluluk haline gelmiştir. Çevre sorunlarının ortaya çıkmasında etkili olan bireylerin bu sorunların giderilmesinde de üzerlerine düşen sorumlulukların neler oldukları bilincine ulaştırılmaları gerekmektedir. Bunun sağlanabilmesi, ancak etkin bir çevre eğitimi ile mümkün olacaktır (Altın ve diğ., 2002; Soran ve diğ., 2000; Özer, 1991).

Eğitim kişiyi öyle değiştirir ki, söz konusu kimse istenen davranışları her an verilen yönergelerin etkisi altında değil, kendiliğinden yapar (Simon ve diğ., 1973).

Çevre değerlerini ve bunların korunup geliştirilmesini kişiye öğretme ve çevreye sahip olma bilincini kazandırma, çevreyi sevdirme, çevre duyarlılığı kazandırma amacıyla yapılan etkinlikler temelde yaşamın her aşamasında çevre eğitiminin gerekliliğini vurgulamaktadır (Daştan, 1999).

(14)

Çevre için eğitim kavramını savunanlar çevreyi biçimlendiren kararların alınması konusunda siyasal ve aktörsel (moral) bir uyanıklık, bilinçlenme ve yaratma amacını vurgulamaktadırlar (Geray, 1992).

Çevre için eğitim anlayışıyla yetişecek kitleler yaşamlarının ve görevlerinin her aşamasında çevresel ve toplumsal çıkarları her zaman kişisel çıkarlarından üstün tutacaktır. Bu kültürü alan ve bu anlayışla yetişecek insanlar ekonomik, toplumsal ve kişisel tüm değerlerin çevre değerlerine bağlı olduğu bilinci ile hareket eder (Daştan, 1999).

Çevre eğitimi almış bireylerin çevre eğitimi almayan bireylere göre doğal, sosyal, değer ve eylem içeriği başlıkları altında aşağıda belirtilen özelliklere sahip olmaları beklenmektedir:

1) Doğal içerik: Çevre eğitimi almış kişiler, çevresel konuların ve bunların doğal şekliyle arasındaki ilişkilerin altını çizen bilimsel kavram ve gerçekleri anlar.

2) Sosyal içerik: Çevre eğitimi almış kişiler, insan topluluklarının çevreyi nasıl etkilediklerini bu konu ve durumları bir sonuca götürebilecekleri yolları nasıl bulacağını ekonomik, yasal ve politik mekanizmalar kadar bilir.

3) Değer içeriği: Kendisinin çevre konularıyla ilgili değerlerini açıklar, doğayı ve sosyal içeriği anladığından kişilerin değerlerini nasıl koruyacağına ya da değiştireceğine karar vermesini sağlar.

4) Eylem içeriği: Yaşamı boyunca çevresel kalitenin ve doğal kaynakların düzenlenmesi, geliştirilmesi, yeniden canlandırılması gibi aktivitelerle ilgilenir (Cunningham ve Cunningham, 2004).

Çevre bilincine sahip bir toplum oluşturmak üzere verilmesi gereken eğitimin temel hedefleri şunlardır:

1) İnsan etrafında gelişen çevre ve doğa olaylarına karşı daha hassas bir yaklaşım olanağını yaratacak ve çevredeki olayları duyu organları ile algılayabilecek,

2) Yapay çevre ile doğal çevrenin özelliklerini karşılaştırmalı olarak çözümleyip aralarındaki etkileşim ağını inceleyebilecek,

3) Çevre araştırmaları yapabilmek için gerekli teknik ve metodları öğrenip uygulayabilecek,

4) Çevre bilimleri ile diğer disiplinler arasındaki dinamik ilişkileri ve kaçınılmaz bağlantıları inceleyip kavrayabilecek,

(15)

5) Karar verme yeteneği gelişmiş, böylece çevre sorunlarını tanımlayıp çözümlemeyi gerçekleştirecek işlev ve becerileri kazanmış,

6) Çevre ile ilgili olayları izleyip kişinin ister yakınında ister uzağında meydana gelmiş olsun bu olaylarla bütünleşmesinin önemini hisseden,

7) Yakın çevresinde ve kendi yaşam ortamında doğayı koruma felsefesini geliştirip tatbik edebilen,

8) Sosyal yaşamında gerekli olan özellikleri (özgüven, sorumluluk, yaratıcılık, kendini diğerlerine anlatabilme, inandığını uygulayabilme gibi) gelişmiş,

9) Sahip olduğu değer yargılarının neler olduğunu bilen ve diğer kişilerin aynı değer yargılarına sahip olmaması halinde doğan çelişkilerin uzlaşma ile nasıl giderilebileceğini bilen,

10) Doğal çevrenin özelliklerini bozmadan hatta korumak ve geliştirme yapabilecek sosyal faaliyetler yaratabilen veya bunlara katılan fertler eğitmektir (Geray, 1992).

1977 yılındaki Tiflis Bildirgesi’nin, çevre eğitiminde bir dönüm noktası olduğu söylenebilir. Çünkü bu bildirgede, ulusal ve uluslararası düzeyde çevre eğitiminin niteliği, amaçları ve eğitbilimsel temelleri üzerinde ayrıntılı bir biçimde durulmuştur. Tiflis Bildirgesi’nde çevre eğitiminin genel amaçları bilinç, bilgi, tutum, beceri ve katılım olarak beş gruba ayrılmıştır. Bu bildirgeden sonra tüm çevre eğitimi çalışmalarında dikkatler sözü edilen amaçlara nasıl ulaşılabileceği üzerinde yoğunlaşmıştır (Gökçe ve diğ., 2006).

Günümüz çevre sorunlarının temel nedeninin insanların değer yargıları ve yaşam biçimleri olması, bunları etkileyecek ve değiştirecek bir çevre eğitiminin farklı biçimlerde tanımlanmasına yol açmıştır. Bunlardan bazılarına göre çevre eğitimi şöyle tanımlanabilir: Bireylerin çevrelerinin farkında olmalarını sağlayan, gelecek kuşaklar için çevresel sorunları çözmeye yönelik bilgi, beceri, değer ve deneyim kazandıkları sürekli bir öğrenme sürecidir (Vaughan ve diğ., 2003). Braus (1995)’a göre çevre eğitimi sadece bilgiye ve işlem becerilerine değil tutuma, hayat becerilerine ve eylemlere de yön verir.

1.1.1.2. Türkiye’de Çevre Eğitimi

Ülkemizde çevre eğitiminin amacı, bireylerin çevre konusunda sorumlu davranışlar sergileyebilmelerine olanak sağlayacak ve destekleyecek bilgi, beceri ve

(16)

değer yargıları ile donanmış vatandaşlar olarak yetişebilmelerine yardımcı olmak biçiminde ortaya konulmuştur (DPT, 1994).

Eğitim fakültelerinde çevre içerikli derslerin yeterli olduğu söylenemez. Hatta, eğitim fakültelerinin öğretmen yetiştiren programlarında, konuya gerekli önemin verilmediği ve bu programlardan mezun olan öğretmen adaylarının gerekli donanım ve duyarlılığa sahip olmadıkları söylenebilir (Kaya ve Gündoğdu, 2007). En azından, tüm branşlarda öğretmen adaylarına etkili bir çevre eğitimi verilmeye gayret edilmelidir (Alım, 2007).

1.1.1.3. Biyolojik Zenginliklerin Tahribi

İnsan, çevre, kültür ve ekonomi sürekli birbirleriyle etkileşim halindedirler. Dolayısıyla bu zincirin bir halkasında meydana gelen bir değişim diğerlerini de etkileyecektir. Nitekim dünya genelinde nüfusun artışı, bilim ve teknolojinin hızlı gelişimi sonucunda insanların gereksinimleri artmaktadır. Bu ihtiyaçların giderilmesi için geliştirilen teknolojinin kontrolsüz kullanılmasıyla zarar gören doğal kaynakların, çevreye olan olumsuz etkilerinde de belirli oranda artışlar görülmektedir (Şahin ve diğ., 2004).

Çevremizde gördüğümüz biyolojik çeşitlilik, 3,2 milyar yıldan beri devam eden evrim sürecinin bir sonucudur. Türlerin kaybolması ve azalması her zaman doğal evrim sürecinin bir parçası olmuştur. Şimdiye kadar dünyaya gelmiş ve yaşamış canlı nesillerinin %99’unun herhangi bir nedenle yok olduğu bilinmektedir (Tuxill ve Bright, 1998).

Biyolojik çeşitliliğin yok olmasının nedenlerinden bazıları aşağıda verilmiştir: 1. Dünyadaki Hızlı Nüfus Artışı

Özellikle gelişmekte olan yoksul ülkelerde hızlı bir nüfus artışı yaşanmaktadır. Çoğalan nüfus, mevcut doğal kaynaklardan daha çok yararlanma zorunluluğunu da beraberinde getirmektedir. Özellikle besin maddeleri gereksinimi hızlı nüfus artışı ile yükselmektedir. Bu doğal olarak tarım alanlarının genişletilmesi ve doğal bitki örtüsünün azalması sonucunu doğurmaktadır. Ayrıca tarımda hızla gelişen mekanizasyon ve makineleşme de bu hususta etkili olmaktadır. Çünkü bütün bunlar verimi artırmak için tür değişikliğini ve tek tür işletmeciliğine geçiş sağlamaktadır. Bunun sonucunda da genetik tür çeşitliliği azalmakta ve biyolojik zenginlik

(17)

fakirleşmektedir. 1930’lu yıllarda Meksika’da ekilen mısır türlerinin %80’inin yok olması bu konuya tipik bir örnek oluşturmaktadır.

2. Uluslararası Kereste Ticareti

Ormanlarını, ekonomik kalkınmanın bankaları olarak gören ülkeler, yabancı şirketlere ayrıcalıklı ve ucuz kereste ticareti yapma olanaklarını tanımakta ve ormanların altındaki yüzlerce, hatta binlerce bitki ve hayvan türünün ortadan kalkmasına neden olmaktadır. Endonezya ve Rusya Ormanları, bu husustaki tipik örneklerdir.

3. Eğitimsizlik ve Bilinçsizlik

Eğitim ve bilinçlendirme ile insanlara biyolojik çeşitliliğin ekonomik ve ekolojik yararlarının öğretilip, tanıtılmamış olması da bu hususta çok etkili olmaktadır. Son yüz yılda yaklaşık 30 bin bitki türünün hepsi kaybolmuştur. İçinde yaşadığımız son yıllarda, bitki ve hayvan türlerinden günde üç canlı türünün tükenmesi, biyolojik tahribatın derecesini göstermektedir (Çepel, 1997).

1.1.2. AraĢtırmanın Amacı

Bu araştırmanın amacı, üniversitede çevre eğitimi alan öğrencilerin Türkiye’deki endemik ve nesli tükenen türlere atfettikleri değerleri belirlemektir.

1.1.2.1. Problem Cümlesi

Fen Bilgisi Eğitimi Anabilim Dalı ve Biyoloji Eğitimi Anabilim Dalı’nda öğrenim gören öğrencilerin, Türkiye’deki endemik ve nesli tükenen türlere atfettikleri değerler nelerdir?

1.1.2.2. Alt Problemler

1. Fen Bilgisi Eğitimi Anabilim Dalı ve Biyoloji Eğitimi Anabilim Dalı’nda öğrenim gören öğrencilerin, Türkiye’deki endemik ve nesli tükenen türler hakkındaki ifadelerinde, ne çeşit değer boyutlarını kullanmışlardır?

2. Fen Bilgisi Eğitimi Anabilim Dalı ve Biyoloji Eğitimi Anabilim Dalı’nda öğrenim gören öğrencilerin, Türkiye’de endemik türlerin her biri için atfettikleri değerler en çok hangileridir?

(18)

3. Fen Bilgisi Eğitimi Anabilim Dalı ve Biyoloji Eğitimi Anabilim Dalı’nda öğrenim gören öğrencilerin, Türkiye’deki belirtilen başlıca nesli tükenen türlerin her biri için atfettikleri değerler en çok hangileridir?

1.1.3. AraĢtırmanın Önemi

Canlı doğal kaynaklar ve canlı türlerin korunması konularında, doğa bilimcileriyle halk arasında görüş farklılıkları vardır. Canlı doğal kaynak denilince, çoğumuzun aklına herhangi bir şekilde kullanılabilen yani insana faydası olan bitki, hayvan ve diğer organizmalar gelir. Önem derecesine göre, “kaynak” niteliğindeki türlerin korunması görüşüne hemen hemen herkes katılır. Bireyler tarafından tanınmayan ya da bilinen ekonomik değeri olmayan türlerin nasıl korunacağı sorusunun yanıtı belirsizdir. Bu güne kadar canlı doğayı oluşturan tür çeşitliliğinin korunması konusunda ileri sürülen gerekçeler dört noktada toplanabilir:

1. Ekonomik önem,

2. Estetik, rekreasyan ve eğitimsel önemi 3. Felsefi önem

4. Ekoloji ve çevre sağlığı açısından önem (Kışlalıoğlu ve Berkes, 1987).

Biyoçeşitliliğin ekonomiye katkıları besin maddesi, ilaç hammaddeleri, sanayi hammaddeleri, turizm gelirleri için çok büyük boyutlara ulaşmaktadır. Biyoçeşitliliğin ekolojik önemi ise yaşam dünyalarının yapısını oluşturan ve işlevlerinin sürekliliğini sağlayan temel öğeler olmalarından kaynaklanmaktadır. Ekosistemler olarak adlandırılan yaşam dünyalarında cereyan eden iki önemli süreç vardır. Bunlardan biri “madde dolaşımı” diğeri “enerji akımı”dır. Her iki süreç de biyolojik çeşitlilik sayesinde ekolojik dengesini ve sürekliliğini koruyabilmektedir (Çepel, 1997). Biyolojik çeşitlilik açısından ekosistem kavramı çok önemlidir. Çünkü ekosistemler biyoçeşitliliğin ve unsurlarının işlevsel parçalarıdır. Ekosistem,

“birbirleriyle ilişkili canlı ve cansız unsurlardan oluşan ve bu unsurlar arasındaki madde ve enerji dolaşımı ile kendini besleyebilen ve yenileyebilen fonksiyonel mekan birimidir.” (Yıldız ve diğ., 2008). Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi’nin 2. maddesine göre

ekosistemi, “bitki, hayvan ve mikroorganizma toplulukları ile bunların cansız

çevrelerinin işlevsel bir birim olarak karşılıklı etkileşen dinamik bir kompleksi” ifade

(19)

olmakla birlikte orman ekosistemi, akarsu ekosistemi veya Ankara ekosistemi, Tuz Gölü ekosistemi olarak belli bir coğrafî alana veya coğrafi sınıra da indirgemek suretiyle ekosistem çeşitlerine ulaşmak mümkündür (Turgut, 2001). Erlich ve Wilson (1991) bazı nedenlerden dolayı biyolojik çeşitliliğin korunması gerektiğini ve yeryüzünde bulunan tüm bitki ve hayvanların miras alındığı şekilde tahrip edilmeden gelecek nesillere aktarılması gerektiğini savunmuşlardır.

1.1.3.1. Biyoloji Eğitiminde Biyolojik ÇeĢitliliğin Önemi

Biyoloji eğitimi, bireylerin soyu tükenmekte olan türler konusunda daha duyarlı olabilmelerine olanak sağlar ve bu türlere karşı hassas davranmalarına yol açabilir. Aksi takdirde insanların uğraşmaları gereken yığınla sorun içerisinde nesli tükenen bir bitki veya hayvan türünün toplumun dikkatini fazla çekmeyeceği açıktır (Öztaş ve diğ., 2005).

Biyoloji ders kitaplarında herhangi bir canlıdan bahsedilirken canlının insanlar için yararlı veya zararlı olduğuna dair bazı ifadelerin kullanılması bireylerin canlılara karşı tutum ve davranışlarının belirlenmesinde esas etken olabilir. Bilimsel olarak herhangi bir canlının yararlı veya zararlı olarak değerlendirilmesi uygun görünmemektedir (Öztaş ve diğ., 2005).

1.1.4. AraĢtırmanın Sınırlılıkları

Bu araştırma,

1) 2009-2010 güz döneminde Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Fen Bilgisi Eğitimi Anabilim Dalı IV. sınıfta, Biyoloji Eğitimi Anabilim Dalı IV. ve V. sınıfta öğrenim gören toplam 120 öğrenci ile,

2) İki anabilim dalının ders tanımlarında yer alan biyoçeşitlilik konusu ile, 3) Kullanılan ölçme araçları ile sınırlıdır.

1.1.5. AraĢtırmanın Varsayımları

Bu araştırmada,

1) Öğrencilerin, araştırmada kullanılan türler hakkında az ya da çok bilgi sahibi oldukları,

2) Öğrencilerin Türkiye’deki endemik ve nesli tükenen türler ile ilgili ifadelerinin, onların bu türlere ilişkin düşüncelerini yansıttığı,

(20)

3) Öğrencilerin, ankete verdikleri cevapların, onların Türkiye’deki endemik ve nesli tükenen türlere atfettikleri değerleri ortaya çıkarttığı varsayılmaktadır.

1.1.6. Tanımlar

BiyoçeĢitlilik (Biyolojik çeĢitlilik): Genetik farklılıklara sahip canlı türlerinden oluşan,

değişik işlevlere sahip, çeşitli ekosistemlere dağılmış bulunan, sayı ve tür bakımından zengin canlılar toplumunun oluşturduğu yaşam dünyalarıdır (Çepel, 2003).

Coğrafik izolasyon (Coğrafik yalıtım): Eğer bir populasyon, coğrafik olarak iki ya

da daha fazla bölgeye yayılırsa, evrimsel güçler (her bölgede farklı olacağı için) yavaş yavaş etki ederek, populasyonlar arasındaki farkın gittikçe artmasına (Coğrafik ırklar) neden olacaktır. Bu kalıtsal farklılaşma, populasyonlar arasında gen akışını önleyecek düzeye geldiği zaman, bir zamanların ata türü iki ya da daha fazla türe ayrılmış olur (Demirsoy, 2005).

Çevre: Bir canlının bulunduğu yerdeki fiziksel ve kimyasal koşullar ile diğer canlıların

oluşturduğu ortamdır (Yıldız ve diğ., 2008).

Endemik türler: Belli bir bölgeye özgün, başka hiçbir yerde bulunmayan türlerdir.

Örneğin İnci Kefali sadece Van Gölü’nde yaşar (Yıldız ve diğ., 2008).

Ekoloji: İnsan ve diğer canlıların birbirleriyle ve çevreleriyle olan ilişkilerini inceleyen

bilim dalıdır (Yıldız ve diğ., 2008).

Ekolojik denge: Eğer bir sistem hiçbir sorun yaratmayacak şekilde işlevini yerine

getiriyorsa bu sistem dengededir denir. Orman ekosistemi normal olarak odun hammaddesi üretme işlevini yerine getiriyorsa bu orman, doğal dengeye sahip veya ekolojik dengede olan bir ormandır. Aksi durumda örneğin, bir böcek âfeti varsa veya hava kirliliği nedeniyle yapraklar soluyor ve dökülüyorsa sistemin bir öğesi olan ağacın işlevini yerine getirememesinden dolayı, orman ekosisteminin bütün işlevleri durur. Bu durumda “ekolojik denge” veya “doğal denge” bozulmuş demektir (Çepel, 2003).

(21)

Ekosistem: Belli bir mekanda yaşayan ve birbirleriyle etkileşim içinde olan canlılar ile

bunların cansız çevrelerinin oluşturduğu bir bütündür (Yıldız ve diğ., 2008).

Fauna: Bir ekosistemdeki bütün hayvanları ifade eden bir terimdir (deniz faunası, göl

faunası, toprak faunası gibi) (Yıldız ve diğ., 2008).

Flora: Belli bir bölgede bulunan doğal bitki türlerinin hepsini ifade eden terimdir (çayır

(22)

II. BÖLÜM

2.1. KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.1.1. Değer Kavramı

İlk kez 1918’de Znaniecki tarafından sosyal bilimler literatürüne kazandırılan değer kavramı (Zavalloni, 1980) Latince “değerli olmak” veya “güçlü olmak” anlamına gelen “valare” kelimesinden türemiştir (Kahle ve Turner, 1983).

Rokeach’e (1973) göre değer, “kişisel ya da toplumsal olarak zıt ya da farklı bir davranış biçimi veya yaşam amacına karşı tercih edilen, belirli bir davranış biçimi ya da yaşam amacı şeklindeki kalıcı bir inançtır”. Daha kısa bir tanımla değerler “ideal davranış tarzları veya yaşam amaçları hakkındaki inançlardır”.

Herkes, değer sistemini oluşturan bir değerler hiyerarşisine sahiptir. Bu sistem ya da hiyerarşik yapı, değerlere atfettiğimiz göreceli önem tarafından belirlenmektedir (Robbins, 1986).

“Değer” sözcüğünün iki anlamından biri; güdüler, tercihler ve kişi bir aktiviteyi gerçekleştiriyorken veya bir nesneyi koruyorken tüm bunların altında yatan inanışlardır. Çoğunlukla, akademik konularda “Bilim değerlerin dışında mıdır?” sorusu sorulur. Bu şu anlama gelir: Bilim yalnızca objektif midir yoksa güdülerden, bakış açılarından veya bilim insanlarının amaçlarından etkilenir mi? Ekonomi literatüründe ve biyoçeşitlilik çalışmalarında kullanılan “değer” in ikinci anlamı ise; bir nesnenin ya da aktivitenin işe yarar değeridir (Perlman ve Adelson, 1997).

Çevresel değerlere ilişkin çevre sosyolojisi literatüründe birçok farklı yaklaşım yer almaktadır (Tuna, 2006). İnsanlığın çevreye karşı sahip olduğu değerler deneyim, öğrenim ve kültürden etkilenerek oluşur (Kellert ve Wilson, 1993).

Kellert ve Wilson (1993), insanın doğaya verdiği değerleri dokuz kategoriye ayırmıştır:

1) Yararcı: Doğadan çıkar sağlama 2) Doğacı: Doğayla iç içe olmayı sevme

3) Ekolojik-Bilimselci: Doğaya ait yapılarda sistematik çalışma 4) Estetikçi: Doğanın fiziksel çekiciliği ve güzelliği

5) Sembolikçi: Doğayı mecaz ifadelerde kullanma 6) İnsancıl: Doğaya karşı güçlü duygusal bağlılık

(23)

7) Ahlâki: Doğaya ahlaki önem verme

8) Hâkimiyetçi: Fiziksel kontrol ve doğanın hâkimiyeti 9) Negatifçi: Doğaya karşı korku ve hoşnutsuzluk

Bu sınıflandırma göz önünde bulundurularak yapılan örnek bir çalışma aşağıda verilmiştir.

(24)

ġekil 2.1.1.1. Kellert’in Değer Sınıflandırması Kullanılarak Hazırlanmış Örnek Bir Çalışma

Kaynak: Perlman ve Adelson, 1997

Ekolojik-Bilimselci Değer:

Avcıların ortamda olmayışına bağlı olarak, nüfus patlaması yaşandı.

Yararcı Değer: Gıda

için iyi bir kaynaktır.

Estetik Değer:

Doğanın güzelliğine bir örnektir.

Sembolik Değer:

Bambi sembolik bir ikondur.

Doğacı Değer: Çiftleşme

davranışında, eşseçiminin ilginçbir örneğini teşkileder.

(25)

2.1.2. Türkiye’nin Biyolojik Çeşitlilik Zenginliği

Türkiye, hem flora hem de fauna açısından çok büyük bir zenginliğe sahiptir (Şahinoğlu, 1995). Dünya’da mevcut 37 ayrı flora bölgesi vardır, bunlardan üç farklı bitki coğrafyası bölgesi ise Türkiye’de yer almaktadır (Yıldız ve diğ., 2008). Türkiye’nin bu üç farklı bitki coğrafyasının birleştiği noktada olması, floristik zenginliğin sebeplerinden bir tanesidir (Ekim, 1995).

Türkiye’de ortalama 3000 tanesi endemik olmak üzere yaklaşık 9000 bitki türü vardır. Tüm Avrupa kıtasında ise 2750 tanesi endemik olmak üzere yaklaşık 12000 bitki türü bulunmaktadır. Görüldüğü gibi bitki zenginliği açısından Türkiye, tek başına bir kıtadan daha zengindir. Fauna açısından Türkiye’de ortalama 120 memeli, 413 kuş, 93 sürüngen, 18 kurbağa, 276 deniz balığı ve 236 iç su balık türü ve alt türleri ile 60-80 bin arası sayıda böcek türü yaşamaktadır (Yıldız ve diğ., 2008). Tür zenginliği, fauna açısından da Türkiye’yi öne çıkarmaktadır. Bütün Dünya’ya yayılmış ve temel besin maddesi olan birçok bitkinin anavatanı yani gen merkezi Türkiye’dir. Başta buğday olmak üzere arpa, yulaf, fiğ, nohut ve mercimeğin yabani ataları Türkiye’de bulunur; ayrıca kiraz, vişne, incir, fındık, erik, asma, kayısı ve bademin anavatanı da Türkiye’dir (Gürpınar, 1995).

Yeryüzünde 9 adet gen merkezi vardır ve bunların iki tanesi Türkiye sınırları içerisindedir (Yıldız ve diğ., 2008).

2.1.2.1. Endemik Türler

Belli bir yetişme ortamına özgü, başka hiçbir yerde bulunmayan yerel türlere endemik türler denir. Türkiye’de bulunan 9000 bitki türünden yaklaşık 3000 tanesi endemiktir. 12000’e yakın türe sahip olan Avrupa’da 2750 endemik bitki bulunduğu dikkate alınırsa Türkiye’nin önemi daha iyi anlaşılır. Bu özellikleri ile Türkiye dünyada 19. sıradadır (Yıldız ve diğ., 2008).

Ilıman kuşak içerisinde bulunan Türkiye, sahip olduğu bitki çeşitliliği açısından çevresinde yer alan birçok ülkeden farklı olan özellikleri ile dikkati çeker (Erik ve Tarıkahya, 2004).

Türkiye’yi ılıman kuşak içerisinde yer alan diğer sahalardan ayıran en önemli özelliklerden birisi de bu bitki çeşitliliğidir. Türkiye’nin üç coğrafi flora bölgesine dâhil olmasının ve coğrafi özelliklerinin bitki çeşitliliğine önemli katkısı vardır. Bilindiği gibi

(26)

Türkiye’de, Avrupa-Sibirya flora bölgesi, Akdeniz flora bölgesi ve İran-Turan flora bölgesi olmak üzere üç flora bölgesi temsil edilir (Avcı, 1993).

Yurdumuz, Orta Doğu ve Avrupa ülkeleri içinde hem tür sayısı hem de endemik tür bakımından en zengin ülkelerden biridir.

Bunun nedenleri; 1. İklimsel çeşitlilikler, 2. Topoğrafik çeşitlilikler,

3. Jeolojik ve jeomorfolojik çeşitlilikle deniz, göl ve akarsu gibi farklı sucul ortam çeşitlilikleri,

4. 0-5000 m’ler arasında değişen yükseklik farklılıkları, üç farklı bitki coğrafyası bölgesinin birleştiği yerde olması,

5. Anadolu diyagonali sınır kabul edilirse, doğusu ve batısı arasında ekolojik farklılıklar bulunması ve bu durumun floristik faklılıklara da yansımasıdır. 63 familyaya ait 2651 endemik takson bulunmaktadır. Bazı türlerin alttür veya varyeteleri endemiktir. Bu sebepten bu sayı alttür ve varyete düzeyinde 3090’a ulaşır. Endemizm oranı ise % 33,5’dir (Kaya ve Aksakal, 2005).

Kaynak olarak kullanılan bitkilerin endemik olması önemlerini bir kat daha artırmaktadır. Endemik bitki, dünyada sadece o ülkenin sınırlarında var olduğu için, bu bitkinin üretimde kullanılmasından elde edilecek fayda da sadece o ülkeye ait olmaktadır. Bu nedenle ülkeler, sınırları içerisinde yer alan bitkileri korurken endemik olanların korunmasına daha fazla özen gösterirler. Endemik bitkilerin istisnalar dışında toplanması ve bilimsel amaçlarla bile olsa yurt dışına götürülmesi yasaktır (Ekim, 1995).

Hayvanlar âleminde de endemik türler mevcuttur. Örneğin Van ve Ankara Kedileri ile Hopa Engereği, Anadolu Parsı gibi hayvanlar, Anadolu sınırları içerisinde doğal yayılım gösterdikleri alanlarda “endemik” olarak tanımlanıyorlar. Endemizm iki farklı şekilde ortaya çıkabiliyor. Bunlardan ilki, eskiden çok geniş yayılım alanına sahip olan türlerin zaman içerisinde sınırlı coğrafi bölgelere kısılması veya indirgenmesi ile ortaya çıkan “Konservatif Endemizm”; ikincisi ise baştan beri zaten sınırlı bir alanda yayılım gösteren bir türün veya türlerin, zaman içerisinde de yayılım alanlarını genişletebilme şansının olmayışıyla ortaya çıkan “Progresif Endemizm”dir. Ancak burada önemli olan bir diğer nokta da, söz konusu coğrafi bölgenin jeolojik yaşıdır. Eğer bir bölge çok yakın bir zamanda oluşmuş ise ve henüz orada oturmuş bir

(27)

ekosistemin (dolayısıyla yerel bir fauna ve floranın) varlığından söz edilmiyorsa, burası için endemizm kavramından da söz etmemiz mümkün olmayacaktır (Candaş, 2006). Hayvanların bitkilere göre daha hareketli canlılar oldukları doğrudur. Ancak bu her zaman için bir avantaj anlamına gelmemektedir. Aksine, bir canlının hareket alanı sınırları ne kadar geniş olursa doğal veya doğal olmayan tehlikelerle karşılaşma şansının da o denli yüksek olduğu söylenebilir. Canlılar, yayılım alanlarını besin ve barınak bulabildikleri bölgeler dâhilinde tutarlar. Belirli bir süreç sonunda da, bir canlı türünün yayılım gösterdiği alan, onun için optimum alan halini alır. Yani her açıdan en iyi ve en uygun koşulları gösteren alan, türün yayılım alanı olarak kalır. Türlerin yıllar boyunca kazandığı uyum yeteneği de bunlarla birlikte düşünülecek olursa, canlıların uyum göstermeye devam ettikleri ve ihtiyaçlarını karşılayabildikleri bölgelerde yayıldığı söylenebilir. Çeşitli iç veya dış sebeplerden ötürü bu doğal dengelerde bir bozulma olduğunda da, çoğunlukla türün o alandaki varlığı tehlike altına girmektedir. Bunun sonucunda da canlılar, hareket yetenekleri ölçüsünde başka bölgelere yönelebilirler. Tabii ki bunların yanında, canlıların hareketlerini sınırlayan bazı coğrafi koşullar da söz konusudur. Örneğin su içerisinde hareket edemeyen veya suya giremeyen bir canlı için, belirli genişlikte bir nehir bile bir coğrafi izolasyon nedeni sayılabilir. Yüksek dağlar da, belirli türler için aynı şekilde sınırlayıcı faktörler olarak kabul edilebilir. Bu tip coğrafi izolasyonlar da endemik türlerin ortaya çıkmasında etkisi olan önemli etkenlerdir. Bu açıdan bakılacak olursa hayvanlar âleminde görülen endemizm oranını da oldukça yüksek düzeydedir (Candaş, 2006).

2.1.2.2. Nesli Tükenen Türler

Ülkemizde çok değerli gen kaynağına sahip buğdaydan sadece üç tür kalmıştır. 1950’li yıllardaki araştırmalara göre, ülkemizde 600’den çok armut türü, 100’den çok elma, 600-1000 kadar üzüm, 50 kadar şeftali türü belirlenmiştir. Gen merkezi olan Karadeniz dağlarında, elma ve armut çeşitleri parmakla sayılacak kadar azalmıştır. Yerli üzüm türlerinin yerini hızla yabancı türler almıştır. Aynı şekilde gen merkezleri, Doğu Anadolu Bölgesi’nin batı ve iç kısımları olan yerli kayısı çeşitleri de çok azalmıştır. Kendine özgü aromalı lezzete sahip, gen merkezi Giresun yöresindeki güzel kirazların yerini “Napolyon Kirazı”nın aldığı hepimiz tarafından bilinmektedir. Aynı şekilde bunlara Washington karpuzu ve portakalı eklenebilir (Kışlalıoğlu ve Berkes, 1987).

(28)

Türkiye’de, bitki türlerinde olduğu gibi hayvan türlerinde de önemli kayıplar meydana gelmektedir. Örneğin Asya Fili, Yaban Öküzü, Yaban Eşeği, Aslan, Kaplan, Anadolu Parsı, Yaban Horozu ve Koyunu gibi türler sadece birkaçıdır (Çepel, 2003).

Dünyadaki hayvan türleri kayıpları hakkında da şu bilgiler verilmektedir (Brallie ve Groombridge, 1996):

Kuşlar: Her üç kuş türünden ikisinin sayısı gittikçe azalmaktadır. Yok olma tehlikesi altında olanların oranı %4 olup, tür sayısı olarak miktarı 403’tür. Yok olma tehlikesi altında bulunan kuş türünün sayısı 704’tür.

Memeliler: Soyu tükenme tehlikesi altında bulunan memeli hayvan türlerinin oranı %11’dir (418 memeli tür sayısı). Başka bir ifadeyle, her dört memeli türden biri yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunmaktadır. Sadece Amazon ormanlarında, avlanma ile yok edilen çeşitli memeli türlere ait birey sayısı 14 milyondur.

Sürüngenler: İncelenen sürüngenlerin %20’sinin (253 tür) tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu veya tehlikeye açık olduğu belirlenmiştir.

Balıklar: İncelenen balıkların %34’ü (734 tür) tehlikeye açık veya tükenme tehlikesiyle karşı karşıyadır.

Başka bir araştırmaya göre, Batı Ekvator bir zamanlar 8-10 bin bitki arasında bitki türü barındırmakla ün yapmıştır. Hayvan türü sayısı da 200 bin olarak tahmin edilmektedir. Batı Ekvator’un bütün ormanları 1960 yılından bu yana sökülmüş, yerine muz plantasyonları, petrol kuyuları, yerleşim alanları kurulmuştur. 25 yıl içinde cereyan eden bu doğa tahribi sonucunda, yok edilen bitki ve hayvan türü sayısını belirleme olanağı olmadığı ifade edilmektedir. Madagaskar’da Catharantus roseus bitki türünden lenf kanserine yakalananların ölüm oranını dörtte üç oranında azaltan bir ilaç elde edildiği tarihte, bu bitkinin içinde yaşadığı Madagaskar Ormanları’nın %95’inin yok edilmiş bulunduğu anlaşılmıştır. Sibirya’da yılda 4 milyon hektar orman yitirilmektedir. Uluslararası şirketler tarafından, Türkiye de dâhil olmak üzere bütün dünya ülkelerine ucuz fiyatlarla dağıtılan bu ağaçlara ait orman tahribi, Amazon Ormanları’nda süren ormansızlaşmanın yaklaşık iki katıdır (Güler, 2007).

Uluslararası düzeyde çevrenin korunması konusunda, kapsamlı olarak hareket eden ilk kuruluş Birleşmiş Milletler (BM)’dir. BM, “İnsanın Çevresi” başlıklı ilk toplantıyı 1972 yılında Stockholm’de yapmıştır. Bu toplantı sonunda yayımlanan nihai bildirgede, uluslararası düzeyde tüm ülke ve kuruluşların ortak hareket etmesi ve işbirliği yapması konusunda çağrıda bulunulmuştur. 1977’de Tiflis’te yapılan

(29)

hükümetler arası toplantıda ise çevre sorunlarının önlenmesinde en etkili yol olan “çevre eğitimi” konusunda stratejiler geliştirilmiştir (Güler, 2007).

Çevre eğitimine yönelik en etkin girişim ve somut kararlar, 3-14 Haziran 1992 tarihinde Rio’da yapılan toplantıda alınmıştır. Rio zirvesinin ardından, 1994 yılında T.C. Başbakanlık DPT Müsteşarlığı’nca yayımlanan, Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı ile başlayan çevre eğitimine yönelik benzer çabaların, ülkemizde de giderek ivme kazandığı görülmektedir (Güler, 2007).

Ekolojik felsefeye göre, insan doğada kendisini bulur, doğa ile özdeşleşir, doğa ile olan ilişkilerinde kendi istek ve çıkarlarını düşünürken, doğanın istek ve çıkarlarını da hesaba katmayı öğrenir. Doğal çevrenin anlamı onunla etkileşimdeyken öğrenilebilir. Bu görüş ışığında çevre eğitimi, doğal çevrede gerçekleştiğinde doğaya ilgiyi arttırması ve yaşama doğa ile empati kurarak bakmayı sağlaması nedeniyle önemlidir (Atasoy, 2006; Ozaner, 2004; Palmberg ve Kuru, 2001).

(30)

III. BÖLÜM

3.1. YÖNTEM

3.1.1. AraĢtırma Modeli

Araştırma iki kısımdan oluşmaktadır. Birinci kısım; araştırmayla ilgili literatürde yer alan kaynakların tarandığı ve bilgilerin toplandığı teorik kısımdan oluşur. İkinci kısım ise Fen Bilgisi Eğitimi ve Biyoloji Eğitimi Anabilim Dalları’nda öğrenim gören öğrencilerin Türkiye’deki endemik ve nesli tükenen, tükenmekte olan türlere atfettikleri değerlerin neler olduğunu ortaya çıkarmaya ilişkin veri toplama araçlarının geliştirilmesi, uygulanması ve değerlendirme sonuçlarının ortaya konulmasından oluşmaktadır. Araştırma “tarama” modeli şeklindedir. Tarama modelleri, geçmişte veya hala var olan bir durumu var olduğu şekliyle betimlemeyi amaçlayan araştırma yaklaşımıdır (Karasar, 2005).

3.2. ÇalıĢma Grubu

Araştırmanın çalışma grubunu Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Fen Bilgisi Eğitimi Anabilim Dalı IV. sınıf öğrencileri ile Biyoloji Eğitimi Anabilim Dalı IV. ve V. sınıf öğrencileri olmak üzere toplam 120 kişi oluşturmaktadır.

3.3. Veri Toplama Teknikleri

Araştırmada veri toplama aracı olarak Sözcük Çağrışım Testi ve Türlere Atfedilen Değerler Anketi kullanılmıştır.

3.3.1. Sözcük ÇağrıĢım Testi

Çağrışım Burcu Tekniği, Strasbourg-Institut de Psychologie Sociale’de A.A. Moles tarafından geliştirilmiştir. Merkezi bir kavramın çağrıştırdığı niteliklerin basit grafik temsiline dayanan bu yöntem, algı alanımıza giren gerçek bir obje, resim veya sözcük gibi tüm uyaranlara uygulanabilir bir tekniktir.

Yöntemin uygulanmasında üç aşama söz konusudur:

1) Sözcük Çağrışım Testi Uygulanması: Bunun uygulanışında, temsili değeri olan belirli sayıda denek alınarak bir örneklem oluşturulur ve örnekleme incelenmesi planlanmış kavram veya sözcük sunulur. Bir kağıt-kalem testi olan Sözcük Çağrışım

(31)

Testi, uygulaması oldukça kolay bir testtir ve literatürde tanınmış pek çok örneği vardır: Jung, Karkowski, Schachter, Kent ve Rosanoff gibi. Test, uyaran-sözcük hakkında minimum sürede (bir dakika) maksimum sayıda çağrışımsal nitelik belirtmeye dayanır. Denekler, kendilerine önerilen uyaran-sözcük konusunda zihinlerinde oluşan çağrışımları nitelikler halinde önlerindeki kağıt üzerine yazarlar.

2. Testin Değerlendirilmesi: Test sonuçlarının değerlendirilmesinde genellikle bir Frekans-rang eğrisi oluşturulur. Böylece örneklemin tümünde bir tek kez belirtilen niteliklerden en çok sayıda belirtilene kadar uzanan bir yelpaze elde edilir.

3. Çağrışım Burcunun Çizilmesi: Burada bir önceki aşamada elde edilen verilerin grafik üzerine yansıtılması söz konusudur. Grafik temsil, uyaran-sözcüğün merkeze konduğu bir tür hedef tahtası şeklindedir; yani belirli bir merkezden itibaren belirli aralıklarla gittikçe genişleyen daireler çizilir. Çağrışım testinden elde edilen nitelikler, frekansı en yüksek olanlar en iç daireye gelecek şekilde frekanslarıyla doğru orantılı olarak ve küçük yuvarlaklar halinde daireler üstüne yerleştirilir (Bilgin, 1999).

3.3.2. Türlere Atfedilen Değerler Anketi

Anket: Thomas (1998) anketi insanların yaşam koşullarını, davranışlarını veya tutumlarını betimlemeye yönelik bir dizi sorudan oluşan bir araştırma materyali olarak tanımlamaktadır. Diğer veri toplama tekniklerine (görüşme, gözlem) göre farklı bölgelerden çok daha büyük gruplara hızla uygulama olanağının olması ve maliyetinin daha düşük olması gibi avantajları vardır. Cevaplayıcıyı güdülemekte sorunlar yaşanması, daha çok yüzeysel bilgi toplamaya uygun olması ve önceden hazırlanan soruların cevaplanmasının gerekliliği (esnek olmaması) anketin önemli sınırlılıklarını oluşturmaktadır (Büyüköztürk, 2008).

Araştırmada öncelikle sözcük çağrışım testinin öğretmen adaylarına uygulanıp yazılı ifadelerin toplanmasıyla nitel bir araştırma yapılmıştır. Araştırmacı tarafından, ifadeler bir-iki sözcükten oluşan başlıklar halinde sınıflandırılmıştır Değerlendirmenin daha objektif olması için, başka bir araştırmacı tarafından da aynı şekilde sınıflandırma yapması istenmiştir ve aynı sonuçlara (değer boyutlarına) ulaşılmıştır. Sonuçlar görselleştirilmek amacıyla çağrışım burcu grafiği çizilmiştir. Sonrasında, çağrışım burcu grafiğinde kullanılan sözcükler (değer boyutları) anket oluşturmada kullanılmıştır. Oluşturulan anket uygulanmış ve belirlenen türlerin her biri için, farklı oranlarda olmak üzere tüm değer boyutlarına atıfta bulunulmuştur. Bu durumda, sözcük çağrışım testinden elde edilen sonuçlar, anketten elde edilen sonuçlarla teyit edilmiş olmaktadır.

(32)

3.4. Verilerin Analizi

Türlere Atfedilen Değer Boyutlarının Belirlenmesine Ait Sözcük Çağrışım Testi (EK-1) ve Türlere Atfedilen Değerler Anketi (EK-2) uygulanarak oluşturulan sonuçlar, araştırmanın verilerini oluşturmaktadır.

Alt problemlere göre analizi şu şekilde yapılmıştır:

1. alt problemin sınanmasında sözcük çağrışım testi sonuçları cevap oranları (%) olarak hesaplanarak çağrışım burcu grafiğinde gösterilmiştir. Sözcük çağrışım testindeki ifadelerin değerlendirilmesiyle elde edilen değer boyutları belirlenmiştir. Bu sözcüklerin her biri için kullanım miktarı frekans olarak hesaplandıktan sonra, bu frekans miktarı toplam olası cevap oranına (madde x katılımcı) bölünüp yüzle çarpılarak, cevap oranları (%) şeklinde hesaplanmış ve grafiğe aktarılmıştır. Sonrasında bu oranlar göz önünde bulundurularak, çağrışım burcu grafiği çizilmiştir.

2. ve 3. alt problemlerin sınanmasında, öğrencilere uygulanan anket sonuçları frekans-yüzde şeklinde ifade edilmiştir. Ankette işaretlenen seçeneklere “1”, işaretlenmeyen seçeneklere ise “0” puan verilerek hesaplama yapılmıştır. Sonra, ankette kullanılan her bir soru (tür) için işaretlenen her bir seçeneğin puanları toplanarak araştırmaya katılan toplam birey sayısına bölünüp 100 ile çarpılmasıyla cevap oranları % olarak hesaplanmıştır.

(33)

VI. BÖLÜM

4.1. BULGULAR VE YORUM

Bu bölümde, araştırmadan elde edilen istatistiksel analizler sonucu elde edilen bulgular ve bulgulara ilişkin yorumlara yer verilmiştir.

Araştırmanın ana problemi; Fen Bilgisi Eğitimi Anabilim Dalı ve Biyoloji Eğitimi Anabilim Dalı’nda öğrenim gören öğrencilerin, Türkiye’deki endemik ve nesli tükenen türlere atfettikleri değerler nelerdir?” şeklinde oluşturulmuştur.

4.1.1. Birinci Alt Probleme Ait Bulgular ve Yorum

Araştırmanın birinci alt problemi; “Fen Bilgisi Eğitimi Anabilim Dalı ve Biyoloji Eğitimi Anabilim Dalı’nda öğrenim gören öğrencilerin, Türkiye’deki endemik ve nesli tükenen türler hakkındaki ifadelerinde hangi değer boyutlarını kullanmışlardır?” şeklinde düzenlenmiştir. Bu alt problem için Sözcük Çağrışım Testi kullanılmıştır. Probleme ait bulgular, şekil ve yorumlar aşağıda verilmiştir.

(34)

ġekil 4.1.1.1. Türkiye’deki Endemik ve Nesli Tükenen Türlere Atfedilen Değer

Boyutlarının İstatistiksel Değerlendirmesi 0 5 10 15 20 25 Değer Boyutları Ce vap Or an lar ı ( % ) Cevap Oranları %

(35)

ġekil 4.1.1.2. Türkiye’deki Endemik ve Nesli Tükenen Türlere İlişkin Çağrışım Burcu

(36)

Fen Bilgisi Eğitimi ve Biyoloji Eğitimi Anabilim Dalı’nda öğrenim gören öğrencilerin Türkiye’deki endemik ve nesli tükenen türler hakkındaki her ifadesi bir değer boyutu olarak adlandırılmıştır. Bu değer boyutlarının her birinin kullanılma oranları, Şekil 4.1.1.1’de cevap oranları (%) şeklinde istatistiksel olarak gösterilmiştir.

Şekil 4.1.1.1 incelendiğinde, Türkiye’deki endemik ve nesli tükenen türlere en çok ekolojik değer boyutunun atfedildiği, bunu sempati-sevgi ve ekonomik değer boyutlarının takip ettiği görülmektedir.

Şekil 4.1.1.2, Şekil 4.1.1.1’deki sonuçlar ele alınarak çağrışım burcu grafiği oluşturulmuştur.

4.1.2. Ġkinci Alt Probleme Ait Bulgular ve Yorum

Araştırmanın ikinci alt problemi; “Fen Bilgisi Eğitimi ve Biyoloji Eğitimi Anabilim Dalı’nda öğrenim gören öğrencilerin Türkiye’deki belirtilen endemik türlerden her birine atfettikleri değerler en çok hangileridir?” şeklinde düzenlenmiştir. Bu alt probleme ait bulgular, şekil ve yorumlar aşağıda verilmiştir. Ayrıca Tablo 4.1.2.1’de Türkiye’deki endemik türler için kullanılan değer boyutlarının istatistiksel değerlendirilmesi verilmiştir.

(37)

Tablo 4.1.2.1. Türkiye’deki Endemik Türler İçin Kullanılan Değer Boyutlarının İstatistiksel Değerlendirilmesi

Sempati-Sevgi Ekolojik Besin Ekonomik

Tehlikeli-Korkutucu

Süs-Estetik Turistik Sanayi

Sağlık-Ġlaç Sanatsal Eğitim Reklam

Simge-Oyuncak f % f % f % f % f % f % f % f % f % f % f % f % f % Van Kedisi 104 86,67 36 30,00 0 0,00 21 17,50 1 0,83 54 45,00 35 29,17 1 0,83 1 0,83 11 9,17 16 13,33 73 60,83 62 51,67 Kangal 16 13,33 40 33,33 3 2,50 32 26,67 74 61,67 6 5,00 20 16,67 0 0,00 0 0,00 3 2,50 5 4,17 31 25,83 28 23,33 Midilli 56 46,67 43 35,83 1 0,83 3 2,50 1 0,83 23 19,17 59 49,17 0 0,00 1 0,83 5 4,17 32 26,67 16 13,33 47 39,17 Denizli Horozu 31 25,83 61 50,83 10 8,33 14 11,67 1 0,83 24 20,00 44 36,67 2 1,67 1 0,83 34 28,33 7 5,83 62 51,67 38 31,67 Tiftik Keçisi 15 12,50 40 33,33 17 14,17 31 25,83 1 0,83 6 5,00 7 5,83 54 45,00 4 3,33 2 1,67 6 5,00 29 24,17 9 7,50 KuĢkonmaz 6 5,00 63 52,50 69 57,50 23 19,17 0 0,00 12 10,00 6 5,00 24 20,00 48 40,00 2 1,67 3 2,50 4 3,33 2 2,50 Safran 7 5,83 46 38,33 79 65,83 39 32,50 1 0,83 10 8,33 5 4,17 26 21,67 41 34,17 7 5,83 2 2,50 6 5,00 2 2,50 Sevgi Çiçeği 46 38,33 34 28,33 8 6,67 14 11,67 2 1,67 75 62,50 20 16,67 6 5,00 12 10,00 15 12,50 10 8,33 21 17,50 9 7,50 Abant Gölü Alabalığı 7 5,83 62 51,67 75 62,50 54 45,00 2 1,67 9 7,50 12 10,00 3 2,50 10 8,33 2 1,67 3 2,50 16 13,33 9 7,50 Van Gölü Ġnci Kefali 10 8,33 69 57,50 46 38,33 55 45,83. 2 1,67 11 9,17 32 26,67 2 1,67 3 2,50 7 5,83 12 10,00 31 25,83 10 8,33 Toros Kurbağası 34 28,33 87 72,50 3 2,50 10 8,33 12 10,00 10 8,33 14 11,67 1 0,83 4 3,33 5 4,17 16 13,33 11 9,17 11 9,17

(38)

ġekil 4.1.2.1. Van Kedisi İçin Düşünülen Değer Boyutlarının Cevap Oranları

Şekil 4.1.2.1 incelendiğinde, Van Kedisi’ne karşı en çok sempati-sevgi değerinin öne çıktığı görülmektedir. Bunu sırasıyla reklam, simge-oyuncak ve süs-estetik değer boyutları izlemektedir. Bu durum göz önünde bulundurulduğunda, Van Kedisi’nin daha çok görsel özelliklerine öğrenciler tarafından değer verildiği söylenebilir. Bu tür için %0 cevap oranına sahip değer boyutu besindir.

0 10 20 30 40 50 60 70 80 90 100 Ce vap Or an lar ı ( % ) Değer Boyutları Semapti-sevgi Ekolojik Besin Ekonomik Tehlikeli-korkutucu Süs-estetik Turistik Sanayi Sağlık-ilaç Sanatsal Eğitim Reklam Simge-oyuncak

(39)

ġekil 4.1.2.2. Kangal Köpeği İçin Düşünülen Değer Boyutlarının Cevap Oranları

Şekil 4.1.2.2 incelendiğinde, Kangal Köpeği’nin tehlikeli-korkutucu özelliğinin diğer değer boyutlarına göre büyük farkla öne çıktığı görülmektedir. Öğrencilerin, bu türün sağlık-ilaç değer boyutunun olmadığını düşündükleri anlaşılmaktadır.

0 10 20 30 40 50 60 70 Ce vap Or an lar ı ( % ) Değer Boyutları Sempati-sevgi Ekolojik Besin Ekonomik Tehlikeli-korkutucu Süs-estetik Turistik Sanayi Sağlık-ilaç Sanatsal Eğitim Reklam Simge-oyuncak

(40)

ġekil 4.1.2.3. Midilli Atı İçin Düşünülen Değer Boyutlarının Cevap Oranları

Grafik 4.1.2.3’te Midilli Atı için en çok turistik sonra sempati-sevgi değerlerinin tercih edildiği görülmektedir. Bunu simge-oyuncak ve ekolojik değer boyutları izlemektedir. Ardından, %26,67 oranında Midilli Atı’nın eğitim amaçlı kullanım değerinin olduğu düşünülmüştür. Cevap oranı çok düşük de olsa, Midilli Atı’nın tehlikeli-korkutucu boyutta da düşünüldüğü görülmektedir. Bu tür için çalışma grubu tarafından sanayi değer boyutu hiç tercih edilmemiştir.

0 10 20 30 40 50 60 Ce vap Or an lar ı ( % ) Değer Boyutları Sempati-sevgi Ekolojik Besin Ekonomik Tehlikeli-korkutucu Süs-estetik Turistik Sanayi Sağlık-ilaç Sanatsal Eğitim Reklam Simge-oyuncak

(41)

ġekil 4.1.2.4. Denizli Horozu İçin Düşünülen Değer Boyutlarının Cevap Oranları

Şekil 4.1.2.4 incelendiğinde öğrencilerin Denizli Horozu’nu, ele alınan tüm değer boyutları açısından düşündüğü görülmektedir. Reklam ve ekolojik boyutlar, en çok cevap oranına sahip olanlardır. Ardından, bu türün turistik değeri ön plana çıkmıştır. Bunlardan sonra simge-oyuncak, sanatsal ve sempati-sevgi değer boyutlarının diğer boyutlara göre daha çok cevap oranına sahip oldukları görülmektedir.

0 10 20 30 40 50 60 Ce vap Or an lar ı ( % ) Değer Boyutları Sempati-sevgi Ekolojik Besin Ekonomik Tehlikeli-korkutucu Süs-estetik Turistik Sanayi Sağlık-ilaç Sanatsal Eğitim Reklam Simge-oyuncak

(42)

ġekil 4.1.2.5. Tiftik Keçisi İçin Düşünülen Değer Boyutlarının Cevap Oranları

Şekil 4.1.2.5 incelenerek, öğrencilerin %45 cevap oranıyla Tiftik Keçisi’nin en çok sanayi açısından değeri olduğunu düşündükleri söylenebilir. Cevap oranlarından ekolojik, ekonomik ve reklam değer boyutlarını da büyük ölçüde tercih ettikleri görülmektedir. Az da olsa Tiftik Keçisi’ni tehlikeli-korkutucu bulan öğrencilerin de bulunduğu anlaşılmaktadır. 0 5 10 15 20 25 30 35 40 45 50 Ce vap Or an lar ı ( % ) Değer Boyutları Sempati-sevgi Ekolojik Besin Ekonomik Tehlikeli-korkutucu Süs-estetik Turistik Sanayi Sağlık-ilaç Sanatsal Eğitim Reklam Simge-oyuncak

(43)

ġekil 4.1.2.6. Kuşkonmaz Bitkisi İçin Düşünülen Değer Boyutlarının Cevap Oranları

Şekil 4.1.2.6 incelendiğinde, Kuşkonmaz Bitkisi’nin besin değerinin, öğrencilerin büyük çoğunluğu tarafından dikkate alındığı, bunun yanında ekolojik boyutunun da yaklaşık oranda düşünüldüğü söylenebilir. Bunun yanı sıra %40 oranında bu türü sağlık-ilaç boyutu açısından değerli buldukları görülmektedir. Bunu sanayi ve ekonomik değerler izlemektedir. Tehlikeli-korkutucu özellik ise bu tür için belirtilmemiştir. 0 10 20 30 40 50 60 70 Ce vap Or an lar ı ( % ) Değer Boyutları Sempati-sevgi Ekolojik Besin Ekonomik Tehlikeli-korkutucu Süs-estetik Turistik Sanayi Sağlık-ilaç Sanatsal Eğitim Reklam Simge-oyuncak

(44)

ġekil 4.1.2.7. Safran Bitkisi İçin Düşünülen Değer Boyutlarının Cevap Oranları

Şekil 4.1.2.7’de, Safran Bitkisi’nin besin değerinin çok yüksek cevap oranına sahip olduğu görülmektedir. Ekolojik, sağlık-ilaç, ekonomik ve sanayi değer boyutlarının da önemli ölçüde cevap oranına sahip olduğu söylenebilir. Safran Bitkisi’nin, ele alınan tüm değer boyutlarında düşünüldüğü, cevap oranlarından görülmektedir. En az cevap oranına sahip olmakla birlikte, Safran Bitkisi’nin tehlikeli-korkutucu boyutunda tercih edilmesi, bu türün yiyeceklerde ve ilaç sektöründe dahi kullanılan estetik görünüme sahip bir bitki olması sebebiyle ilginç bir sonuç olduğu yorumu yapılabilir. 0 10 20 30 40 50 60 70 Ce vap Or an lar ı ( % ) Değer Boyutları Sempati-sevgi Ekolojik Besin Ekonomik Tehlikeli-korkutucu Süs-estetik Turistik Sanayi Sağlık-ilaç Sanatsal Eğitim Reklam Simge-oyuncak

(45)

ġekil 4.1.2.8. Sevgi Çiçeği İçin Düşünülen Değer Boyutlarının Cevap Oranları

Şekil 4.1.2.8 incelendiğinde, Sevgi Çiçeği’nin en fazla süs-estetik değerine atıfta bulunulduğu görülmektedir. Bundan dolayı, öğrencilerin Sevgi Çiçeği’ni tanıdıkları ya da adının çiçek olması sebebiyle güzel bir görüntüsünün olduğunu düşündükleri yorumu yapılabilir. Cevap oranları açısından süs-estetik boyutunu sempati-sevgi ve ekolojik değer boyutu izlemektedir. Sevgi Çiçeği tüm değer boyutlarında düşünülmüştür. Bu tür için tehlikeli-korkutucu değer boyutu % 1,67 ile en düşük oranda tercih edilmiştir.

0 10 20 30 40 50 60 70 Ce vap Or an lar ı ( % ) Değer Boyutları Sempati-sevgi Ekolojik Besin Ekonomik Tehlikeli-korkutucu Süs-estetik Turistik Sanayi Sağlık-ilaç Sanatsal Eğitim Reklam Simge-oyuncak

(46)

ġekil 4.1.2.9. Abant Gölü Alabalığı İçin Düşünülen Değer Boyutlarının Cevap Oranları

Grafik 4.1.2.9’da Abant Gölü Alabalığı’nın en çok sırasıyla besin, ekolojik ve ekonomik açıdan değerlerinin düşünüldüğü görülmektedir. Diğer değer boyutlarının hepsinin bu tür için düşünüldüğü ancak düşük düzeyde oldukları görülmektedir.

0 10 20 30 40 50 60 70 Ce vap Or an lar ı ( % ) Değer Boyutları Sempati-sevgi Ekolojik Besin Ekonomik Tehlikeli-korkutucu Süs-estetik Turistik Sanayi Sağlık-ilaç Sanatsal Eğitim Reklam Simge-oyuncak

(47)

ġekil 4.1.2.10. Van Gölü İnci Kefali İçin Düşünülen Değer Boyutlarının Cevap Oranları

Şekil 4.1.2.10’da görüldüğü gibi Van Gölü İnci Kefali için tüm değer boyutlarında düşünülmüştür En fazla cevap oranını ekolojik boyut, ardından sırayla ekonomik, besin, turistik ve reklam değer boyutu almıştır. Tehlikeli-korkutucu ve sanayi boyutu en az oranda tercih edilmiştir.

0 10 20 30 40 50 60 70 Ce vap Or an lar ı ( % ) Değer Boyutları Sempati-sevgi Ekolojik Besin Ekonomik Tehlikeli-korkutucu Süs-estetik Turistik Sanayi Sağlık-ilaç Sanatsal Eğitim Reklam Simge-oyuncak

(48)

ġekil 4.1.2.11. Toros Kurbağası İçin Düşünülen Değer Boyutlarının Cevap Oranları

Şekil 4.1.2.11 incelendiğinde, Toros Kurbağası’nın öğrenciler için en fazla değeri ekolojik boyuttadır. Bundan sonra en fazla cevap oranına sahip değer boyutu sempati-sevgidir. Diğer değer boyutları daha az oranda düşünülmüştür.

0 10 20 30 40 50 60 70 80 Ce vap Or an lar ı ( % ) Değer Boyutları Sempti-sevgi Ekolojik Besin Ekonomik Tehlikeli-korkutucu Süs-estetik Turistik Sanayi Sağlık-ilaç Sanatsal Eğitim Reklam Simge-oyuncak

(49)

4.1.3. Üçüncü Alt Probleme Ait Bulgular ve Yorum

Araştırmanın üçüncü alt problemi; “Fen Bilgisi Eğitimi ve Biyoloji Eğitimi Anabilim Dalı’nda öğrenim gören öğrencilerin Türkiye’deki belirtilen başlıca nesli tükenen ve tükenmekte olan türlerden her birine atfettikleri değerler en çok hangileridir?” şeklinde düzenlenmiştir. Bu alt probleme ait bulgular, grafik ve yorumlar aşağıda verilmiştir. Ayrıca Tablo 4.1.3.1’de Türkiye’deki nesli tükenen türler için kullanılan değer boyutlarının istatistiksel değerlendirilmesi verilmiştir.

(50)

Tablo 4.1.3.1. Türkiye’deki Nesli Tükenen Türler İçin Kullanılan Değer Boyutlarının İstatistiksel Değerlendirilmesi

Sempati-Sevgi

Ekolojik Besin Ekonomik Tehlikeli-Korkutucu

Süs-Estetik

Turistik Sanayi Sağlık-Ġlaç

Sanatsal Eğitim Reklam Simge-Oyuncak f % f % f % f % f % f % f % f % f % f % f % f % f % Flamingo 52 43,33 82 68,33 6 5,00 9 7,50 1 0,83 35 29,17 47 39.17 1 0,83 1 0,83 5 4,16 2 1,67 10 8,33 10 8,33 Yunus 82 68,33 58 48,33 2 1,67 7 5,83 2 1,67 32 26,67 20 16.67 2 1,67 18 15,00 14 11,67 39 32,50 16 13,33 35 29,17 Mersin Balığı 7 5,83 60 50,00 52 4,33 37 30,83 9 7,50 5 4,16 27 22.50 16 13,33 9 7,50 5 4,16 5 4,16 11 9,17 7 5,83 Deniz Kaplumbağası 37 30,83 71 59,17 7 5,83 6 5,00 1 0,83 27 22,50 27 22.50 1 0,83 0 0,00 5 4,16 11 9,17 12 10,00 57 47,50 Kırmızı ve Siyah Mercanlar 7 5,83 96 80,00 10 8,33 30 25,00 0 0,00 42 35,00 61 50.83 14 11,67 10 8,33 15 12,50 5 4,16 4 3,33 5 4,16 Uskumru 5 4,16 29 24,17 99 82,50 48 40,00 0 0,00 1 0,83 3 2.50 7 5,83 0 0,00 2 1,67 2 1,67 3 2,50 2 1,67 Asya Fili 11 9,17 91 75,83 4 3,33 3 2,50 9 7,50 2 1,67 12 10.00 3 2,50 0 0,00 6 5,00 4 3,33 2 1,67 5 4,16 Akdeniz Foku 74 61,67 59 49,17 2 1,67 5 4,16 1 0,83 13 10,83 22 18.33 4 3,33 1 0,83 6 5,00 12 10,00 3 2,50 13 10,83 Alageyik 37 30,83 73 60,83 32 26,67 16 13,33 1 0,83 10 8,33 21 17.50 4 3,33 0 0,00 10 8,33 2 1,67 1 0,83 9 7,50 Karaca 50 41,67 58 48,33 7 5,83 5 4,16 6 5,00 24 20,00 10 8.33 1 0,83 1 0,83 26 21,67 3 2,50 2 1,67 17 14,17 Ceylan 45 37,50 37 30,83 24 20,00 14 11,67 2 1,67 24 20,00 3 2.50 1 0,83 0 0,00 34 28,33 6 5,00 3 2,50 12 10,00 Bozayı 15 12,50 54 45,66 5 4,16 4 3,33 83 69,17 2 1,67 3 2.50 2 1,67 1 0,83 9 7,50 3 2,50 3 2,50 23 19,17 Kardelen 31 25,83 49 40,83 3 2,50 8 6,67 0 0,00 77 64,17 9 7.50 7 5,83 13 10,83 9 7,50 10 8,33 3 2,50 13 10,83 Sıklamen 22 18,33 40 33,33 4 3,33 7 5,83 1 0,83 72 60,00 4 3.33 7 5,83 8 6,67 2 1,67 4 3,33 3 2,50 3 2,50 Türkiye Orkideleri 37 30,83 48 40,00 46 38,33 27 22,50 0 0,00 71 59,17 13 10.83 20 16,67 24 20,00 9 7,50 7 5,83 20 16,67 8 6,67

(51)

ġekil 4.1.3.1. Flamingo Kuşu İçin Düşünülen Değer Boyutlarının Cevap Oranları

Şekil 4.1.3.1 incelendiğinde, öğrencilerin Flamingo Kuşu’nun en çok ekolojik değeri olduğunu düşündükleri görülmektedir. Sempati-sevgi, turistik ve süs-estetik değer boyutları da yüksek cevap oranına sahiptir.

0 10 20 30 40 50 60 70 80 Ce vap Or an lar ı ( % ) Değer Boyutları Sempati-sevgi Ekolojik Besin Ekonomik Tehlikeli-korkutucu Süs-estetik Turistik Sanayi Sağlık-ilaç Sanatsal Eğitim Reklam Simge-oyuncak

Şekil

ġekil 2.1.1.1. Kellert’in Değer Sınıflandırması Kullanılarak Hazırlanmış Örnek Bir Çalışma
ġekil 4.1.1.1. Türkiye’deki Endemik ve Nesli Tükenen Türlere Atfedilen Değer
ġekil 4.1.1.2. Türkiye’deki Endemik ve Nesli Tükenen Türlere İlişkin Çağrışım Burcu
Tablo 4.1.2.1. Türkiye’deki Endemik Türler İçin Kullanılan Değer Boyutlarının İstatistiksel Değerlendirilmesi
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Nesli tükenen hayvanlar müzesi projesi analiz belgesinde kullanıcı analizleri, iç kullanıcı ve kullanıcı diyagramlarına, site tasarımı yardımcı bileşenlerin nasıl

Yukarıdaki dersler 28/09/2020 tarihinde şahsınıza

Adı Soyadı : AHMET ÇOBAN Ücretli Dersi : Saat Eğitici Kolu(Kulüp) Toplam : Saat Nöbet Günü ve Yeri N... Bilgilerinizi

[r]

6 SÇBLG SEÇMELİ BİLGİ VE İLETİŞİM 2 MAHMUT ULUBAŞ. 7 SÇDRM SEÇMELİ DRAMA 1

6 ÇEĞT1 ÇALGI EĞİTİMİ 1 KOÇ,GÜLPERİ ÇAKIR,HABİBE ÇALIK,MURAT IŞIK,MÜGE ÖZGÜN,OSMAN KÜÇÜKKILINÇ,ÖZLEM IŞIK,SAİT MURAT OĞUZ,SİBEL DERYA ÖZEN,SERHAT

6 SÇBLG SEÇMELİ BİLGİ VE İLETİŞİM 2 MAHMUT ULUBAŞ. 7 SÇDRM SEÇMELİ DRAMA 1

12 STRKED SEÇMELİ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 2 MEHMET EMİN KAYA. 13 TARİH TARİH 2