• Sonuç bulunamadı

Adülhamid devrinde donanmanın hali

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Adülhamid devrinde donanmanın hali"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

- Abdül

hamid devrinde donanmanın hali

Donanma ne halde?

Abdülâziz millet hâzinesinden önemli masraflar ihtiyarile Av- rupada hatırı sayılır bir donanma vücuda getirmeğe muvaffak ol­ muştu. Onda bu donanma me­ rakı o dereceye varmıştı ki Âli paşa bazan başka işler için bile bu meraktan istifade yollarını bu­ lurdu.

Mısır Hidivi İsmail paşa Hidi- viyet fermanında mezuniyeti ol­ madığı halde İngiltereden harp gemileri alarak Mısırın deniz kuv­ vetini günden güne artırıyordu; Fransız tezgâhlarına da üç zırhlı ısmarlamıştı.

İsmail paşanın gittikçe genişli- yen emelleri ise Âli paşanın gö­ zünden kaçmıyordu. Fakat Âli paşa Abdülâzizi İsmail paşaya karşı yürütmek kabil olamıyaca- ğını da bilmez değildi.

İsmail paşa Adana ve Bağdad vilâyetlerini de ele geçirmek ar­ zusunda idi ve bu arzusunu pa­ dişahtan gizlemiyordu.

Saraya takdim ettiği «cünbüş takımından» pek memnun kalan Abdülâziz İsmail paşaya bu takı­ mın makbule geçtiğini bildirdik­ ten sonra:

(Geçende yazdığı Adana ve Bağdad keyfiyetleri için Âli paşa ile söyleşeceğim.) vadinde de bu­ lunmuştu.

Âli paşa sarayda olup biteni muntazaman haber alırdı.

Bir gün Abdülâziz Âli paşayı çağırtarak donanmaya daha iki zırhlı ilâvesi fikrinde olduğunu açmıştı. Âli paşa fırsatı ganimet bilerek ve Abdülâzizin hoşuna gidecek tabirler kullanarak bu arzusunun masrafsızca husule ge­ lebileceğini anlatmıştı:

— İsmail paşanın harp gemileri­ nin Tersaneye naklini irade bu­ yurursanız hem maksadı şahane­ leri hasıl olur, hem devlet âtiye ait bazı mahzur ve mazarratlardan kurtulur!

Abdülâziz bu fikri beğenmiş, mesele muhabereye dökülmüş, İs­ mail paşanın harp gemileri de nihayet Tersaneye celp edilerek bir taş ile iki kuş vurulmuştu.

Bu gemileri getirmek için tica­ ret müsteşarı Server efendi - paşa - Mısıra gönderilmişti. (Âsarı Tev-

\ fik) zırhlısı bunlardandır.

Almanya imparatoru Vilhelm Alman bahriyelilerine bir söyle­ vinde (bir denizci devletin ge­ mici yetiştirebilmesi büyük bir donanma teşkil etmesinden güçtür. Çünkü bir devlet lüzum görünce donanma alabilir; fakat bu do­ nanmaya muktezi binlerce müstait gemiciyi alamaz.) demişti.

Osmanlı donanmasının parlak devri artık tarihe karışan şanlı, şerefli bir hatıra olmuştu. Yalnız felâket zamanlarında bile Meze- morta Hüseyin paşa gibi deniz kurtlarının elinde Osmanlı donan­ masının arada bir canlandığı gö­ rülürdü. Son zamanlarda bir Çengel oğlu Tahir paşanın gay­ ret ve himmetile donanmanın ne hale gelmiş olduğunu evvelce yaz­

mıştık.9

Abdülâziz de bazan keyfine ha­ reket ederek, bazan iyi nasihat­ leri dinliyerek deniz kuvvetini gemilerin aded ve harp kıymeti itibarile Avrupada ikinci dereceye çıkarabilmişti.

Abdülâziz zamanında deniz ti­ caret gemilerinin de adedi artırıl­ mıştı.

Son senelerde (Seyrisefain) na­ mını alan idarenin daha evvelki ismi (tdarei mahsusa) ilk adı da

(Fevaidi Osmaniye) idi.

Tersaneye ilk buharlı gemi H. 1243 de alınmışsa da Osmanlı sa­ hillerinde vapur işlemesi 1260 da başlamıştı.

İstanbulda her gün Boğaz se­ ferini bir vapur yapar, her ak­ şam Köprüden hareketle Boğazın karşılıklı iki tarafına yolcularını çıkarır, İstinyeye kadar gider, ora­ da geceyi geçirir, ertesi sabah kalkarak gene iki taraflı yolcuları alıp Köprüye gelirdi.

(Fevaidi Osmaniye) Mısırlı Mustafa Fazıl paşa ile ermeni

zenginlerinden Boğos beyin ida­ resi ve Abdülmecidin damadı Mı­ sırlı İlhami paşanın nezareti al­ tında işliyordu. (1)

H. 1267 de Boğaz seferleri Fuad ve Cevdet paşaların teşeb­ büsleri ve Reşid paşanın yardımı ile teşekkül eden (Şirketi Hayri­ ye) ye verilmiş, Boğaza işleyen iki ecnebi gemisi seferden mene- dilmişti.

(Fevaidi Osmaniye)nin vapurla­ rı seneden seneye artıyordu. Bu tezayüd genç yaşında vefat eden İlhami paşadan sonra da devam etmiş, Abdülhamidin cülus sene­ lerinde gemilerin adedi yirmi be­ şi bulmuştu.

Yalı köşkünde bu gemiler için bir tamirat fabrikası ihdas olun­ muştu.

(İdarei mahsusa) işlerinin ida­ resinde pek büyük rol oynıyan Kayserili Yuvan Avramidis efen­ di -Con paşa - bu idareye H 1278 de intisap etmiş, 1288 de müdür vekili olmuştu. Tersaneye mer- butiyeti muhafaza olunan İdarei muhsusa bir ara Abdülâzizin is­ mine izafetle (tdarei mahsusai Aziziye) ve (İdarei Aziziye ) di­ ye de anılmıştı.

İdarei mahsusanm kalem ve hesap işleri evvelce Fransızca ce­ reyan ederken 1281 den itibaren Türkçeye tahvil olunmuştu. Bu idarenin birkaç defa bir şirket haline ifrağına teşebbüs olunmuş idiyse de bu teşebbüslere sonuç verilememişti. (Arkası var)

(1) Adölhahad Nııri: Seyrisefain tarihçesi.

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

propafenone versus sotalol as an initial choice of treatment in patients with symptomatic paroxysmal atrial fibrillation (AF), according to a double-blind randomized system. In

İngiltere’deki Hull Üniversitesi’nde çalışan ve aynı zamanda olay yeri DNA eşleştirmesi uzmanı Stephen Haswell, “yonga-üzerinde-laboratuvar teknolojisinin

Araflt›rmaya göre göre dansç›n›n s›çramas›n›n orta noktas›nda en yüksek konumlar›na gelen kollar› ve bacaklar›, dolay›s›yla dansç›n›n bedeninin a¤›rl›k

kesici taraf›ndan tan›n›r ve küçük RNA parçalar›na ayr›l›r RNA’lar RISC kompleksi (birli¤i) taraf›ndan toplan›r Kromozom üzerindeki “sentromer”

Atatürk Kültür Merkezi (AKM), Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürk Yüksek Kurumu, Türk Dil Kurumu ve Türk Tarihi Kurumu için talep edilen 216 milyar liralık ödeneğin

NAFLD patients are at an increased risk of developing cardiovascular disease (CVD) since this condition is associated with a number of CVD risk factors including insulin resistance,

Background/aim: The aim of this study was to evaluate and determine the relationships (if any) among pain, depression levels, fatigue, sleep quality, and quality of life in

Milletimin münevverlerine, mensup oldukları Türk kütlesinin, zaten asırlar- danberi var olan şahsiyetini bugünün ilim, teknik ve felsefe sahasında