-T T - *>2-1* 0 0 ^
hazırlamış, onda alaturkamızın ö- zellikleriııi oralı, sanatseverlerin zihniyet ve seviyesine hitabederek anlatmış; arada viyolonseli ile g ü zel güzel örnekler çalmıştır. Çalı nan eserlerin şunlar olduğu
söyleni-Geneve’de bir
konferans
ve konser
Bir taraftan eski ve yeni varlı ğımızı sınırlarımız dışında tanıt mak kararında olduğumuz, bir ta raftan da bu uğurda pek az gay ret harcadığımız şu günlerde Ge- -f ııeve’de bulunan bir tanıdığımdan bir mektup ve Journal de Genève gazetesinden kesilmiş bir kupür aldım.
İkisi de oranın konserval^ıvar salonunda verilmiş bir konferans - konserden bahsediyor.
Burada kendi musikimiz hakkın da onun üstatları tarafından idam hükümleri verilir ve bu musiki için “ babamı ihtibastan öldürdü” deni lirken, büyük İsviçre şehrinin meş hur konservatuvarında verilen kon-j feransın alaturka musiki hakkın da olduğunu, çalınan ve söylenen parçaların da klâsik Türk musiki sinden seçildiğini söylersem, ya hayret eder, ya memnun olursu nuz.
Feyha Talay’ı tanırsınız. Üsta dım Rasira Fer id’in, odasının bir duvarında tanbur asılı, oir köşe sinde de viyolonsel kutusu dayalı duran bu sanatkâr kızı şimdi Ge- neve’de sanat seviyesini bir kat daha ilerletecek çalışmalarla meş guldür. Bu arada anavatanının rüzgârına karışan yerli nağmeleri de onun sanat muhitine tanıtma yı bir vazife saymış, bir konferans
Dede’ııin ferahfeza bestesi, Rah mi Beyin “ Etme beyhude figan” Isfahan şarkısı, Bekirağa’nııı hicaz bestesi ve Tab’î Mustafa Efendi’- nin “ Gül yüzlerin...” beyati yürük semaisi.
Bütün bunları Italyan muganni yesi matmazel Vinarelli’nin büyük bir muvaffakiyetle söylediğini ha ber verirsem ne dersiniz. Konseri Feyha, viyolonselde Tanburi Ce mil Beyin hicazkâr peşrevini ve ferahfeza saz semaisini çalarak ta mamlamış.
Sözün kısası, Türk Musikisi hak kında en yüksek bir sanat muhi tinde söylenilen sözler, orada A v rupalIlar tarafından dikkatle, tak dirle dinlenmiş ve bir Avrupahnm ağzı ile söylenilemez sanılan eser lerimiz, matmazel Vinarelli’nin se sinde alkışlanmıştır.
Journal de Genève bu konferans ve konser için yazdığı kısa bir leıı- kidde güzel şeyler söylüyor. A yrı ca şehrin musiki muhitinde çok tu tulan ve kendisinin 200 den fazla eseri olan Henri Gagnebin de kon serden sonra demiş ki:
“ Musikiniz homophone olmasına rağmen Garp musikisinden çok da ha zengin ve mânalı!”
Bu satırları ne bir propaganda propagandası yapmak, ııe de bir musiki tenkidi kaleme almak aibK bir maksatla yazmıyorum. F evka nin bu muvaffakiyetinden ve ay rıca alafranga konserlerine gibPsi rilen rağbetten dolayı aşırı dere cede sevindim. Çünkü genç kızı mız hiç yabancım değildir.
Bir de kendimizi aşağı görme mizin bu hususta da lüzumsud' ol duğuna yeni bir misal veren bu mektubu bana yazan dostuma te şekkür içiıı bilmem bir tek fıkra yetişir mi idi?
İstanbul Şetıir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi