• Sonuç bulunamadı

Familial Loading in Adolescent vs. Adult Onset Mania: A Comparative Study

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Familial Loading in Adolescent vs. Adult Onset Mania: A Comparative Study"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ÖZET

Bu çalýþmanýn amacý, ergen ve eriþkin baþlangýçlý bipolar affektif bozukluklu olgularýn birinci dereceden biyolojik yakýnlarýndaki psikiyatrik hastalýk yüklülüðünün karþýlaþtýrýlmasýdýr.

Çalýþmanýn örneklemi, DSM-IV taný ölçütlerine göre bipolar affektif bozukluk (BAB) tanýsýnýn konduðu, yatarak tedavi görmekte olan, 60 ergen ve 60 eriþkin olgu ile olgularýn 198 bi-rinci dereceden biyolojik yakýnýndan (anne, baba, kardeþ ve çocuk) oluþturuldu. Deneklere, araþtýrmacýlar tarafýndan hazýr-lanan sosyodemografik veri formu, Young Mani Derecelendirme Ölçeði, Pozitif Belirtileri Derecelendirme Ölçeði ve Hamilton Depresyon Ölçeði uygulandý, olgu yakýnlarýndaki psikiyatrik bozukluklar FH-RDC (Aile Öyküsü-Araþtýrma Taný Ölçütleri) ile araþtýrýlmýþtýr.

Herhangi psikiyatrik patoloji bulunma oraný ergen baþlangýçlý olgu grubunun yakýnlarýnda %30, eriþkin baþlangýçlý olgu grubunun yakýnlarýnda %12.7 olarak bulunmuþtur. Saptanan psikiyatrik bozukluklar arasýnda BAB bulunma oraný ergen olgu-larýn yakýnolgu-larýnda (%18.4) eriþkin olguolgu-larýn yakýnolgu-larýndan (%7.4) istatistiksel olarak anlamlý derecede yüksek olarak bulundu. Ergen baþlangýçlý bipolar affektif bozukluðun genetik olarak daha homojen ve eriþkin baþlangýçlý BAB'ye göre daha þiddetli bir alt-tip olabileceði sonucuna varýlmýþtýr.

Anahtar Sözcükler: Mani, erken baþlangýç, aile yüklülüðü. KLÝNÝK PSÝKÝYATRÝ 2003;6:129-134

SUMMARY

Familial Loading in Adolescent vs. Adult Onset Mania: A Comparative Study

The aim of this study is to compare the psychiatric disorder load-ing in the first degree relatives of adolescent onset versus adult onset bipolar affective disorder patients.

The study sample consisted of 60 adolescent-onset and 60 adult-onset, DSM-IV bipolar affective disorder inpatients and their 198 first degree biologic relatives (parent, sibling, children). All patients have been assessed by sociodemographic form, Young Mania Rating Scale (YMRS), Hamilton Depression Rating Scale (HAM-D) and Scale for the Assessment of Positive Symptoms (SAPS); relatives of patients have been assessed by Family History Research Diagnostic Criteria (FHDRC).

The rate of psychiatric disorder in relatives of adolescent-onset group was %30, whereas the rate in relatives of adult-onset group was %12.7. Among the psychiatric disorders, the rate of the bipolar affective disorder in relatives of adolescent-onset group (%18.4) was statistically significantly higher than adult-onset group (%7.4).

We concluded that adolescent-onset bipolar afective disorder may be genetically more homogenious and more severe sub-type than adult-onset.

Key Words: Mania, adolescent-oncet, family loading. GÝRÝÞ

Yapýlan çalýþmalar, bipolar affektif bozukluk (BAB) baþlama yaþýnýn, hastalarýn %20-40'ýnda çocukluk çaðýna uzandýðýný (Joyce 1984, Lish ve ark. 1994), bozukluðun çoðunlukla da 15-19 yaþlar arasýnda

Yüklülüðü: Karþýlaþtýrmalý Bir Çalýþma

Murat ERKIRAN*, Erdem KAHRAMAN**, Cüneyt EVREN*, Nesrin TOMRUK*, Nesrin KARAMUSTAFALIOÐLU***, Nihat ALPAY*

* Uz. Dr., *** Doç. Dr., Bakýrköy Prof. Mazhar Osman Ruh Saðlýðý ve Hastalýklarý Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi, ÝSTANBUL

** Uz. Dr., Osmaniye Devlet Hastanesi Psikiyatri Kliniði, OSMANÝYE

(2)

baþladýðýný (Goodwin ve Jamison 1990) göstermekte-dir. Ergen yaþ grubundaki olgularda görülen atak ti-pinin daha sýk olarak karma atak tipinde olmasý (Krasa ve Tolbert 1994), sýklýkla psikotik özellikler göstermesi (Yýldýz ve Özerdem 2000), lityuma zayýf yanýt vermesi (Strober ve ark. 1988), nörogeliþimsel anormalliklerin daha sýk saptanmasý (van Os ve ark. 1997) ve ailede daha yüksek oranda affektif bozukluk görülmesi (Sigurdsson ve ark. 1999) ergen baþlangýçlý bipolar affektif bozukluðun (BAB) affektif bozukluklar içinde en þiddetli alt tipi oluþturduðu düþüncesinin ileri sürülmesine (Carlson ve ark. 2000) yol açmýþtýr. Araþtýrmalarda, ergen baþlangýçlý affektif bozukluklu hastalarýn biyolojik yakýnlarýnda daha yüksek oranda affektif bozukluk bulunduðu gösterilmiþtir (Taylor ve Abrams 1973, Weissman ve ark. 1984, Dwyer ve Delong 1987). Kutcher ve Marton (1991), ergen baþlangýçlý bipolar affektif bozukluklu hastalarýn ailelerinde BAB görülme oranýný unipolar depresyonu olan hastalarýn ve normal kontrollerin ailelerinde görülme oranýndan daha yüksek bulmuþlardýr. Öte yandan ergen baþlangýçlý BAB'nin klinik görünümünün ve aile yüklülüðünün eriþkin baþlangýçlý BAB’den farklýlýk göstermesi, farklý bir alt-tip olabileceði görüþünün ileri sürülmesine neden olmuþtur (Schürloff ve ark. 2000).

Geller ve arkadaþlarý (2001) ergenlik öncesi dönemde major depresyonu olan çocuk yaþtaki olgularýn, 10 yýl süreyle izlendiklerinde, özellikle birinci dereceden bi-yolojik yakýnlarýnda BAB bulunanlar olmak üzere, olgularýn %50'sinin tanýsýnýn bipolar affektif bozuk-luða deðiþtirildiðini göstermiþlerdir. BAB'li çocuk ve ergenlerin ailelerinde yüksek oranda affektif bozukluk saptanmasý ergen baþlangýçlý BAB'nin genetik bir te-mele sahip olabileceði, etiyolojide genetik etmenlerin önemli oranda rol oynayabileceði (Kutcher ve Marton 1991) ve bozukluðun erken yaþlarda baþlamasýnýn daha þiddetli ve yýkýcý bir alt-tip olduðu görüþünü desteklemektedir (Nottelman ve Jensen 1995). Bu araþtýrmada ergen (yaþ ortalamasý 17.6±0.6) ve eriþkin (yaþ ortalamasý 33.2±5.7) baþlangýçlý BAB manik veya karma atak tanýsý alan hasta gruplarýnda birinci dereceden yakýn akrabalardaki psikiyatrik hastalýk yüklülüðünün karþýlaþtýrýlmasý; buna göre ergen baþlangýçlý BAB'nin farklý bir alt-tip olup ola-mayacaðý tartýþýlmýþtýr.

GEREÇ VE YÖNTEM

Çalýþmanýn örneklemi, Bakýrköy Ruh Saðlýðý ve Sinir

Hastalýklarý Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi genel psikiyatri kliniklerinde, Haziran 1999 - Temmuz 2000 tarihleri arasýnda, DSM-IV taný ölçütlerine göre (Amerikan Psikiyatri Birliði 1994) BAB tanýsý konmuþ, yatarak tedavi görmekte olan, 18 yaþ ve altýnda olan 60 ergen olgu ile hastalýðý 24 yaþ sonrasý eriþkin dönem baþlangýçlý 60 eriþkin olgudan oluþturuldu. Olgularýn 198 birinci dereceden biyolojik yakýný (anne, baba, kardeþ ve çocuk) deðerlendirmeye alýndý. Olgu gruplarý eþit sayýda kadýn ve erkekten oluþmaktaydý. Birinci grubun yaþ ortalamasý 17.6 (SS=0.69), yaþ aralýðý 15-18; ikinci grubun yaþ ortalamasý 33.29 (SS=5.71), yaþ aralýðý ise 24-45 olarak bulundu. Belirtilen zaman aralýðý içinde, hastanede BAB tanýsýyla yatarak tedavi görmekte olan hastalar ve hastalarýn en az bir yakýný ile görüþülmüþ, çalýþmanýn amacý ve þekli hakkýnda bilgi verilmiþ, hasta ve yakýn-larýndan çalýþmaya katýlmada sözlü onaylarý alýn-mýþtýr. Çalýþmada ergen grubunun ailesi olarak anne, baba ve kardeþten oluþan birinci dereceden biyolojik akrabalarý; eriþkin grubunun ailesi olarak anne, baba, kardeþ ve çocuktan oluþan birinci dereceden biyolojik akrabalarý deðerlendirildi. Olgularýn hastalýk tanýlarý, DSM-IV Eksen I Bozukluklarý Ýçin Yapýlandýrýlmýþ Klinik Görüþme (SCID-I) kullanýlarak belirlenmiþtir. Deneklere, araþtýrmacýlar tarafýndan hazýrlanan sos-yodemografik veri formu, Young Mani Derecelendirme Ölçeði, Pozitif Belirtileri Derecelendirme Ölçeði ve Hamilton Depresyon Ölçeði uygulanmýþ, daha önce hastanede yatarak tedavi görenlerin eski kayýtlarý incelenmiþ ve en az bir aile bireyi ile görüþülmüþtür. Olgularýn birinci dereceden biyolojik akrabalarýndaki psikiyatrik bozukluklarýn araþtýrýlmasý amacýyla FH-RDC (Aile Öyküsü-Araþtýrma Taný Ölçütleri) kullanýldý. Çalýþmaya dahil edilme koþullarý olarak, hastalarda SCID-I ölçeðine göre BAB manik veya karma atak tanýsýnýn olmasý, zeka geriliði olmamasý, genel týbbi duruma baðlý duygudurum bozukluðu olmamasý, alkol ya da madde kullanýmýna baðlý duygudurum bozukluðu olmamasý, aðýr týbbi hastalýðý olmamasý, organik mental bozukluðun olmamasý belirlenmiþtir. Sosyodemografik veri formu: Yazarlar tarafýndan hazýrlanarak çalýþmaya katýlan deneklerin kendileri ile ilgili çeþitli sosyodemografik bilgileri (yaþ, cinsiyet, medeni durum gibi) ve klinik özellikleri (geçirilmiþ atak sayýsý, atak tipi, yatýþ sýrasýnda hastanede yatýþ süresi gibi) deðerlendirmek için uygulanmýþtýr.

(3)

Klinik Görüþme (SCID-I):DSM-IV Eksen I bozukluk-larý için yapýlandýrýlmýþ klinik görüþme (SCID-I), major DSM-IV Eksen I tanýlarýnýn konmasý için geliþtirilmiþ, yapýlandýrýlmýþ bir klinik görüþme ölçeðidir (First ve ark. 1997). Yapýlandýrýlmýþ görüþme, tanýsal deðer-lendirmenin standart bir biçimde uygulanmasýný saðlayarak tanýnýn güvenirliðinin ve DSM-IV taný ölçütlerinin taranmasýný kolaylaþtýrarak tanýlarýn geçerliliðinin arttýrýlmasý, semptomlarýn sistematik olarak araþtýrýlmasý için geliþtirilmiþtir. SCID-I'in Türkiye için uyarlama ve güvenirlik çalýþmalarý Çorapçýoðlu ve arkadaþlarý (1999) tarafýndan yapýlmýþtýr.

Young Mani Derecelendirme Ölçeði (Young Mania Rating Scale) (YMDÖ):Bu ölçek, 11 maddeden oluþ-makta ve her biri 5 aþamalý belirti þiddeti ölçmektedir (Young ve ark. 1978). Ölçekteki maddeler, BAB manik ataktaki tanýmlanmýþ çekirdek belirtileri (hafiften aðýra doðru derecelendirecek biçimde) kapsamaktadýr. Ölçeðin doldurulmasý hastayla son 48 saatlik süre di-limi içindeki durumu esas alýnarak yapýlan görüþ-meye ve görüþme sýrasýndaki gözlemlere dayanarak yapýlýr. Ýki baðýmsýz görüþmecinin toplam puanlar arasýndaki doðrusal baðýntý katsayýsý 0.93 ve her bir madde puanlarý arasýndaki doðrusal baðýntý kat-sayýlarýnýn 0.66-0.92 arasýnda deðiþtiði bulunmuþtur. Ölçeðin Türkçe geçerlik ve güvenirlik çalýþmasýnda (Karadað ve ark. 2002) iç tutarlýk katsayýsý %79 olarak bulunmuþ, Çalýþmacýlarýn ölçek maddeleri arasýndaki fikir birliði %63.3 - %95.5, kappa deðerleri 0.114-0.849 arasýnda bulunmuþtur.

Pozitif Belirtileri Deðerlendirme Ölçeði (SAPS):

Andreasen (1984) tarafýndan geliþtirilen ve ülkemizde geçerlik, güvenirliði yapýlmýþ (Erkoç ve ark. 1991) ölçek, þizofrenik bozukluktaki pozitif belirtileri sapta-maktadýr. Pozitif Belirtileri Deðerlendirme Ölçeði (SAPS) beþ alt ölçekte, toplam 35 semptomu deðer-lendirmektedir. Her madde 0'la 5 puan aralýðýnda sýrasýyla; yok, þüpheli, hafif, orta, belirgin ve þiddetli olarak derecelendirilmiþtir. SAPS için toplam puan 175'dir.

Hamilton Depresyon Ölçeði (HAM-D): Depresyon

tanýsý alan hastalarda depresyon düzeyini derece-lendirmek amacý ile geliþtirilmiþ standart bir ölçektir (Hamilton 1960). Bu araþtýrmada 17 soruluk versi-yonu kullanýlmýþtýr. Türkiye'de geçerlik ve güvenirlik çalýþmalarý (Akdemir ve ark. 1996, Rezaki ve ark. 1998) yapýlmýþtýr.

Aile Öyküsü Araþtýrma için Taný Ölçütleri Formu:

Birinci ve ikinci dereceden akrabalardaki psikiyatrik bozukluklarýn araþtýrýlmasý amacýyla, Andreasen ve arkadaþlarý (1986) tarafýndan geliþtirilmiþtir. Taný, araþtýrma için taný ölçütlerine (Research Diagnostic criteria-RDC) göre konur. Birinci dereceden akrabalar-la doðrudan psikiyatrik görüþme yapýakrabalar-lamadýðý durumlarda bir yakýnýndan öykü alma yöntemi kul-lanýlmaktadýr. Ölçeðin Türkçe uyarlamasý Büyükkal (1995) tarafýndan yapýlmýþtýr.

Ýstatistiksel iþlemler

Alýnan sonuçlar SPSS for Windows 7.5 istatistik prog-ramýnda oluþturulan veri tabanýna aktarýldý. Çalýþma-da kullanýlan veriler için frekans dökümleri yapýldý, kategorik deðiþkenler arasýndaki iliþkileri deðer-lendirmek için ki-kare testi uygulandý. Gerekli durum-larda Fisher'in kesin ki-kare testi kullanýldý. Önemlilik düzeyi olarak 0.05 deðeri alýndý.

BULGULAR

Çalýþmaya alýnan ergen BAB olgularý ile eriþkin BAB olgularýnýn sosyodemografik ve klinik özelliklerinin karþýlaþtýrýlmasý, ergen ve eriþkin manisinin fenome-nolojik farklýlýklarýnýn araþtýrýldýðý, ayný örneklem üzerinde yapýlan bir baþka çalýþmada sunulmuþtur (Erkýran ve ark. 2003). Olgu gruplarýnýn sosyode-mografik ve klinik özellikleri Tablo 1 ve 2'de göste-rilmiþtir. Ergen baþlangýçlý BAB olgu grubunda karma atak görülme oraný (%26.7), eriþkin baþlangýçlý olgu Tablo 1. Çalýþmaya alýnan olgularýn sosyode-mografik özellikleri

Ergen BAB Eriþkin BAB olgu grubu olgu grubu

(n=60) (n=60) Sayý (%) Sayý (%) Eðitim durumu Yok 1(1.7) 2 (3.3) Okur yazar 5 (8.3) 2 (3.3) Ýlkokul 30 (50) 35 (58.3) Ortaokul 12 (20) 7 (11.7) Lise 11 (18.3) 10 (16.7) Yüksek okul 1 (1.7) 4 (6.7) Medeni durum Evli 7 (11.7) 35 (58.3) Bekar 53 (88.3) 18 (30) Boþanmýþ/ayrý yaþýyor 0 7 (11.7) Çalýþma durumu Çalýþýyor 11 (18.3) 25 (41.7) Çalýþmýyor 49 (81.7) 35 (58.3)

(4)

grubundan (%6.7) istatistiksel olarak anlamlý dere-cede daha yüksek bulundu (Tablo 2). Psikotik özellik bulunmasý açýsýndan ergen baþlangýçlý BAB'de duygudurumla uyumsuz psikotik özellik bulunma oraný (%35), eriþkin baþlangýçlý BAB olgularýnda bulunma oranýndan (%8.3) istatistiksel olarak anlam-lý derecede daha yüksek saptandý (Tablo 2). Araþ-týrmamýzda ergen BAB olgularýnýn 103 birinci derece-den biyolojik yakýný ile eriþkin BAB olgularýnýn 95 bi-rinci dereceden biyolojik yakýný karþýlaþtýrýlmýþ, ergen olgu grubunun yakýnlarýnda genel olarak psikiyatrik patoloji bulunma oraný %30, eriþkin olgu grubunun yakýnlarýnda %12.7 olarak bulunmuþtur (Tablo 3). Saptanan psikiyatrik bozukluklar arasýnda BAB bulunma oraný ergen olgularýn yakýnlarýnda (%18.4) eriþkin olgularýn yakýnlarýndan (%7.4) istatistiksel

olarak anlamlý derecede yüksek olarak bulundu (ki-kare=10.213, p<0.05). Ergen BAB olgularýnýn 6 yakýnýnda (%5.8) unipolar depresyon, 4 yakýnýnda þizofreni (%3.9) ve 2 yakýnýnda (%1.9) alkol kullanýmý bulunurken, eriþkin BAB olgularýnýn 4 yakýnýnda (%4.2) unipolar depresyon, 1 yakýnýnda þizofreni (%1.1) saptanmýþ olup alkol kullanan denek saptan-mamýþtýr (Tablo 3).

TARTIÞMA

Ergen ve eriþkin BAB olgularýnýn birinci dereceden bi-yolojik yakýnlarýnda psikiyatrik patoloji bulunma oranýnýn karþýlaþtýrýldýðý çalýþmamýzda, genel psiko-patoloji bulunma oraný ergen olgularýn yakýnlarýnda %30, eriþkin olgularýn yakýnlarýnda ise %12.7 olarak bulunmuþtur. Benzer çalýþmalarda bu oran yaklaþýk Tablo 2. Çalýþmaya alýnan olgularýn klinik özellikleri

Ergen BAB Eriþkin BAB olgu grubu olgu grubu

(n=60) (n=60) Sayý (%) Sayý (%) χ2 p Atak tipi 0.006* Mani 44 (73.3) 56 (93.3) Karma 16 (26.7) 4 (6.7) Psikotik özellik 13.2 0.001 Yok 9 (15) 17 (28.3) Duygudurumla uyumlu 30 (50) 38 (63.3) Duygudurumla uyumsuz 21 (35) 5 (8.3) Ort.±SS Ort.±SS YMDÖ Puaný 34.9±8.1 34.02±8.3 HAM-D Puaný 11.1± 6.5 9.06±5.2 SAPS Puaný 59.5±24.2 44.8±19.8 Yatýþ süresi 23.9±4.8 19.2±4.5 Yaþ 17.6±0.6 33.2±5.7

Hastalýk baþlangýç yaþý 16.3±1.2 25.2±4.03 * = Fisher'in kesin ki-kare testi.

Tablo 3. Çalýþmaya alýnan olgularýn birinci dereceden yakýnlarýnda görülen psikiyatrik bozukluklarýn daðýlýmý Ergen BAB Eriþkin BAB

olgu yakýnlarý grubu olgu yakýnlarý grubu (n=103) (n=95)

Sayý (%) Sayý (%) χ2 p

Soygeçmiþte psikiyatrik hastalýk 10.213 0.037

Yok 72 (69.9) 83 (87.4)

Bipolar affektif bozukluk 19 (18.4) 7 (7.4)

Unipolar depresyon 6 (5.8) 4 (4.2)

Þizofreni 4 (3.9) 1 (1.1)

(5)

%50 (Kutcher ve Marton 1991, Werry ve ark. 1991) ve %70 (Krasa ve Tolbert 1994) olarak bulunmuþ olup, bizim çalýþmamýzda elde ettiðimiz orandan daha yük-sektir. Çalýþmaya kabul ölçütleri arasýnda ulaþýlabilir en az bir yakýnýn bulunma koþulunun aranmasý ve olgularýn tüm yakýnlarýna ulaþýlamamýþ olmasý daha düþük oranda psikopatoloji saptanmýþ olmasýna yol açmýþ olabilir. Bununla birlikte özellikle ergen BAB olgularýnýn yakýnlarýnda yüksek oranda psikiyatrik patoloji bulunmasý özellikle ergen hastalarýn klinik deðerlendirmelerinde aile öyküsünün araþtýrýlmasýnýn önemini vurgulamaktadýr.

Ailedeki psikopatolojinin daðýlýmýna bakýldýðýnda, ergen olgu grubunun yakýnlarýnda BAB bulunma oraný (%18.4) eriþkin olgu grubunun yakýnlarýnda saptanan orandan (%7.4) anlamlý olarak daha yüksek bulundu. Çocukluk çaðýnda baþlamýþ bipolar affektif bozukluklu olgularýn hem birinci dereceden ve hem de ikinci dereceden biyolojik akrabalarýnda BAB ve dep-resyonun daha yüksek oranda bulunduðu gösterilmiþ-tir (Dwyer ve Delong 1987). Çalýþmamýzda saptadý-ðýmýz bu oran, Strober ve arkadaþlarýnýn (1988) yap-týklarý çalýþmada bulunan %14.8'lik oranla, Kutcher ve Marton'un (1991) bulduðu %15'lik orandan yüksek; Sax ve arkadaþlarýnýn (1997) bulduðu %23.4'lük oran-dan daha düþüktür. Daha sonraki çalýþmalarda da ergen baþlangýçlý BAB'nin genetik bir temele da-yandýðý ve bu olgularýn ilk hastalýk ataklarýnýn eriþkin baþlangýçlýlara göre daha az yaþam olaylarýyla iliþkili olduðu bulunmuþtur (Johnson ve ark. 2000, Schürloff ve ark. 2000). Buna karþýlýk çalýþmamýza aldýðýmýz olgu gruplarýnýn yakýnlarýnda unipolar depresyon bulunma oraný açýsýndan anlamlý fark bulunmamýþtýr. BAB'nin, unipolar bozukluða göre genetik olarak daha homojen bir bozukluk olabileceði düþüncesi bizim çalýþmamýzýn bulgularýyla da desteklenmiþtir. Ergen baþlangýçlý BAB ile ilgili genetik mekanizmalar-dan birisi de "genetik antisipasyon fenomeni"dir (Petronis ve Kennedy 1995). Bu görüþe göre BAB veya þizofrenide yaygýn olarak gözlendiði gibi sonraki kuþaklarda hastalýk þiddetinin giderek artmasý ve hastalýðýn giderek daha erken baþlamasý söz konusudur. Grigoroiu-Serbanescu ve arkadaþlarý

(1997), aile yüklülüðü bulunmasýnýn BAB'nin sonraki kuþaklarda hastalýk baþlama yaþýnýn 6-10 yýl kadar erken baþlamasýna yol açtýðýný ve bu durumun, hastalýðýn özellikle babadan kalýtýldýðý durumda daha geçerli olduðunu göstermiþlerdir.

Yapýlan çalýþmalarda ergen baþlangýçlý BAB'li olgu-larýn birinci dereceden biyolojik yakýnolgu-larýnda alkol/madde kullaným bozukluðu anlamlý olarak yük-sek oranda bulunmuþtur (McElroy ve ark. 1997, Carlson ve ark. 2000). Bizim araþtýrmamýzda ergen olgu grubunun 2 yakýnýnda (%1.9) alkol kötüye kul-lanýmý saptanmýþtýr. Çalýþmanýn deseni gereði olgu yakýnlarýyla yüzyüze görüþme yapýlmýþ, görüþmeye gelmeyen denekler veri analizine dahil edilmemiþtir. Hastalarýn alkol/madde kullanýmý olan yakýnlarýnýn görüþmeye istekli olmamasý veya bu durumu yadsýma eðiliminde olmalarý, bulduðumuz bu düþük oraný açýklayabilir. Ancak bundan sonraki çalýþmalarda, BAB'li olgularýn ailelerinde özellikle alkol/madde kul-lanýmýnýn taranmasýnýn uygun olabileceði kanaati oluþmuþtur.

Yapýlan çalýþmalarýn sonuçlarýnda, ergen baþlangýçlý BAB'de daha sýk olarak karma atak görüldüðü (Krasa ve Tolbert 1994), daha yüksek oranda psikotik belirti-lerin eþlik ettiði (Carlson ve ark. 2000) ve daha kötü bir gidiþe yol açtýðý (Lish ve ark. 1994) bulunmuþtur. Çalýþmamýzda ergen baþlangýçlý olgularda karma atak ve psikotik özellik görülme oranýnýn, eriþkin baþlangýçlý olgulardan anlamlý düzeyde yüksek bulun-masý literatürdeki sonuçlarla uyum göstermektedir. Ergenlerde daha yüksek oranda karma atak görülme-si ve sýk oranda pgörülme-sikotik özellik eþlik etmegörülme-si hastalýðýn erken ve doðru tanýnmasýný güçleþtirmektedir. Sonuç olarak, elde ettiðimiz verilerin ýþýðýnda ergen baþlangýçlý bipolar affektif bozukluklu olgularýn birin-ci dereceden biyolojik yakýnlarýnda eriþkin baþlangýçlýlara oranla daha yüksek oranda BAB bulunduðu saptanmýþtýr. Ergen baþlangýçlý BAB'nin genetik olarak daha homojen ve eriþkin baþlangýçlý BAB'ye göre daha þiddetli bir alt-tip olabileceði düþünülmüþtür. Buna göre ergen olgularýn deðer-lendirilmesinde ve tedavi planýnda aile yüklülüðünün araþtýrýlmasý büyük önem taþýmaktadýr.

Akdemir A, Örsel S, Dað Ý ve ark. (1996) Hamilton depresyon derecelendirme ölçeði'nin (HDDÖ) geçerliði, güvenirliði ve klinikte kullanýmý. 3P Dergisi, 4:251-259.

Amerikan Psikiyatri Birliði (1994) Mental Bozukluklarýn

Tanýsal ve Sayýmsal Elkitabý, Dördüncü Baský (DSM-IV) (Çev. Ed: E Köroðlu) Hekimler Yayýn Birliði, Ankara, 1995. Andreasen NC (1984) The Scale for the Assessment of Positive Symptoms (SAPS) Iowa city, Iowa: University of Iowa.

(6)

Andreasen N, Rice J, Endicott J ve ark. (1986) The family his-tory approach to diagnosis, how useful is it? Arch Gen Psychiatry, 43:421-429.

Büyükkal B (1995) Duygudurum spektrumunda yeme bozuk-luklarýnýn yeri (Aile çalýþmasý) Yayýnlanmamýþ Uzmanlýk Tezi, Ýstanbul.

Carlson GA, Bromet EJ, Sievers S (2000) Phenomenology and outcome of subjects with early- and adult- onset psychotic mania. Am J Psychiatry, 157:213-219.

Çorapçýoðlu A, Aydemir Ö, Yýldýz M ve ark. (1999) DSM-IV Eksen I bozukluklarý (SCID-I) için yapýlandýrýlmýþ klinik görüþme. Klinik Versiyon, Ankara, Hekimler Yayýn Birliði. Dwyer JT, Delong GR (1987) A family history study of twenty probands with childhood manic depressive illness. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry, 26:176-180.

Erkýran M, Karamustafalýoðlu N, Tomruk N ve ark. (2003) Ergen ve yetiþkin baþlangýçlý maninin fenomenolojik farklýlýk-larý: karþýlaþtýrmalý bir çalýþma. Türk Psikiyatri Dergisi, 14:21-30.

Erkoç Þ, Arkonaç O, Ataklý C ve ark. (1991) Pozitif Semptomlarý Deðerlendirme Ölçeði'nin güvenilirliði ve geçerli-liði. Düþünen Adam, 4:20-24.

First MB, Spitzer RL, Gibbon M ve ark. (1997) Structured cli-nical interview for DSM-IV axis I disorders (SCID-I), clicli-nical version. Washington D.C and London. American Psychiatric Press, Inc.

Geller B, Zimerman B, Williams M ve ark. (2001) Bipolar dis-order at prospective follow-up of adults who had prepubertal major depressive disorder. Am J Psychiatry, 158:125-127. Goodwin FK, Jamison KR (1990) Manic-depressive illness, New York, Oxford University Press.

Grigoroiu-Serbanescu M, Christodorescu D, Jipescu ve ark. (1997) Psychopathology in children aged 10-17 of bipolar par-ents: psychopathology rate and correlates of the severity of the psychopathology. J Affect Disord, 16:167-179.

Hamilton M (1960) A rating scale for depression. J Neurol Neurosurg Psychiatry, 23:56-62.

Johnson L, Andersson-Lundman G, Aberg-Wistedt A ve ark. (2000) Age of onset in affective disorder: its correlation with hereditary and psychosocial factors. J Affect Disord, 59:139-148.

Joyce PR (1984) Age of onset in bipolar affective disorder and misdiagnosis as schizophrenia. Psychol Med, 14:145-149. Karadað F, Oral ET, Yalçýn FA ve ark. (2002) Young Mani Derecelendirme Ölçeðinin Türkiye'de Geçerlik ve Güvenirliði. Türk Psikiyatri Dergisi, 13:107-114.

Krasa NR, Tolbert HA (1994) Adolescent bipolar disorder: a nine - year experience. J Affect Disord, 30:175-184.

Kutcher S, Marton P (1991) Affective disorders in first-degree relatives of adolescent onset bipolars, unipolars, and normal controls. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry, 30:75-78. Lish DJ, Meenan SD, Whybrow PC ve ark. (1994) The national depressive and manic- depressive association (DMDA) survey of bipolar members. J Affect Disord, 31:281-294.

McElroy SL, Strakowski SM, West SA ve ark. (1997) Phenomenology of adolescent and adult mania in hospitalized patients with bipolar disorder. Am J Psychiatry, 154:44-49. Nottelman ED, Jensen PS (1995) Bipolar affective disorder in children and adolescents. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry, 34:705-708.

Petronis A, Kennedy JL (1995) Unstable genes-unstable min? Am J Psychiatry, 152:164-172.

Rezaki M, Rezaki B, Tek C ve ark. (1998) Hamilton Depresyon Derecelendirme Ölçeði: Bazý psikometrik özellikleri ve ICD-10 depresyon tanýsý ile karþýlaþtýrýlmasý. 2. Bahar sempozyumun-da poster bildiri olarak sunulmuþtur.

Sax KW, Strakowski SM, Keck PE ve ark. (1997) Comparison of patients with early-, typical-, and late-onset affective psy-chosis. Am J Psychiatry, 154:1299-1301.

Schürloff F, Bellivier F, Jouvent R ve ark. (2000) Early and late onset bipolar disorders: two different forms of manic- depres-sive illness? J Affect Disord, 58:215-21.

Sigurdsson E, Fombonne E, Sayal K ve ark. (1999) Neurodevelopmental antecedents of early-onset bipolar affec-tive disorder. Br J Psychiatry, 174:121-127.

Strober M, Morrell W, Burrougs J ve ark. (1988) A family study of bipolar I disorder in adolescence: early onset of symptoms linked to increased familial loading and lithium resistance. J Affect Disord, 15:255-268.

Taylor MA, Abrams R (1973) The phenomenology of mania. Arch Gen Psychiatry, 29:520-522.

Van Os J, Jones P, Lewis G ve ark. (1997) Developmental pre-cursors of affective illness in a general population birth cohort. Arch Gen Psychiatry, 54:625-631.

Werry JS, McClellan JM, Chard L (1991) Childhood and adoles-cent schizophrenic, bipolar, and schizoaffective disorders: A clinical and outcome study. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry, 30:457-465.

Weissman MM, Gershon ES, Kidd KK ve ark. (1984) Psychiatric disorders in the relatives of probands with affective disorders. Arch Gen Psychiatry, 41:13-21.

Yýldýz A, Özerdem A (2000) Psikotik mani. Türk Psikiyatri Dergisi, 11:228-236.

Young RC, Biggs JT, Ziegler VE (1978) A rating scale for mania: reliability, validity and sensitivity. Br J Psychiatry, 133:429-435.

Referanslar

Benzer Belgeler

Özellikle laboratuvar, hastane, sağlık sistemi, sosyal sigorta ve sigorta bilişim sistemleri yanı sıra hasta bilgilerinin korunması ve güvenliği, kalite yönetimi, sanal

Looking at Table 4, the Y generation, when compared to the X generation, generally preferred &#34; In order to compare the prices of the goods of my interest, I

Therefore, we can see that the maximum percentage (67.11%) of Students have scored Between 66.18 to 97.70, which indicates that the level of Inferiority Complex of

Upon analyzing 2352 articles, several parameters were determined, namely the trends in publications, the most popular journals, the productive countries of the

Some previous works [1-5,30-31] study the adjustment of parameters in the anonymization process for the trade-off between privacy and utility. In the following,

Efüzyonlu otitis media, adenotonsiller hipertrofi ve obstrüktif uyku apnesi sık karşılaşılan kulak burun boğaz problemle- ridir.. Mukopolisakkaritlerin östaki tüpü, orta kulak

Hazırlanan doku kesitleri ve sitolojik yaymalar patoloji uzman doktoru tarafından mikroskobik olarak incelenir. Mikroskobik inceleme sırasında doku takibi, kesit, boyama ya da

Tüm yaş grubundaki sığır, at, koyun ve keçilerde ; ender olarak da köpek, kedi, domuz ve insanlarda görülür.. Hastalık Afrika, Güney Amerika, Avustralya, Yeni Gine, Yeni Zelanda