• Sonuç bulunamadı

"Sabık Şair" ödül almış...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share ""Sabık Şair" ödül almış..."

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

“ Sabık Şair,,

Ödül Almış...

_ ,

y \ .

K

ültür Bakanlığı bir «sanat ödülü» kurdu. Her yıl 29 Ekim Bayramında sanata, yazına önemli katkıları bulunmuş kimselere bu ödülü verecek. Ödül» 250 bin lira... İlk kez 29 Ekim 1979’da bu ödülü Yaşar Nabl Nayır kazandı. Gerçekten de yerine bir seçimdi Nayır.

İlk gençliğinden bu yana yazın alanında ürün veren,

yazar ve yayıncı olarak, sürekli çalışm ış, kısacası bir yazın adamı kişiliğiyle yaşam ış ve yaşamakta olan bir

İnsan...

Şimdi duyduk kİ 1980 yılı Kültür Ödülü Necip Fazıl Kısakürek'e verilm iş... Öyle işte, durup dururken!... Üç kişilik bir Kurul, yani Bakanlık Müsteşarı, Müsteşar Yar­ dım cısı, Güzel Sanatlar Genel Müdürü oturmuş konuş­ muşlar, Necip Fazıl'ı «yılın sanat adamı» seçmişler. Şim ­ di bir tören yapılacak ve aldığı ödül kendisine verile­ cekm iş...

Necip Fazıl Kısakürek’i gençlik yıllarından beri ta­

nırım. İyi tanırım. Değerini, önemini bilirim. On sekiz

yaşından yirmi beş yaşma kadar gerçekten de büyük

umutlar uyandıran bir ozan olduğunu... Türk şiirinde

önde gelen bir yeri vardır, bunda kimsenin kuşkusu yok. Ne var ki ozan olarak çağını çoktan kapattı. En önem­ li şiirlerini 1935’e kadar yazdı. Daha sonra oyunlar, fık­

ralar yazdı. Sanat yaşamımda 1945’e dek sürdürdü.

Sonra birdenbire değişip, kendini bu ulusun «mürşltsli- ğine atadı... Kendi kendine bir görev yüklendi: «Verdim cüceye, onun olsun şairlik — Şimdi gözüm büyük sa­ natkârlıkta» diyerek yazından, sanattan koptu. «Büyük Doğu»yu önce bir düşün ve yazın dergisi olarak çıkarı­ yordu. Bizler de yazıyorduk, sonra bir de baktık kİ «sa­ bık şair» (Böyle diyor kendisi için) gerçekten sanatı bı­ rakıyor, Türkiye'de gericiliğin, yobazlığın öncüsü ola­ rak ortaya çıkıyor!.. Gerisini herkes bilir.

Evet. Necip Fazıl Kısokürek «bir zamanlar» İyi bir ozandı. İyi bir oyun yazarıydı, İyi bir öykücü, denemeci, köşe yazıları ustasıydı. Bunu yadsıyan yok. Hiç kuşku­ suz yazın (edebiyat) tarihimizde önemli yeri vardır, ola­ caktır.. şiirlerinin güzeller! seçkilerde yer alacak, oku­ nacaktır. 1930’ların şiir evreni İçinde kendine özgü bir kişilik taşıyan İki ozandan biridir Necip Fazıl... Biri Na­ zım Hlkmet’tlr o ozanların, öbürü de Necip Fazıl... Ama

ne zaman? 1930'lar, 40’ların da İlk üç beş yılında...

Sonra? Sonrası hiçlik, boşluk, hovaya uçmuş zaman

parçaları... Türkiye’de gerici akımların başlatıcısı ol­

mak bir erdemse, Necip Fazıl bu erdeme ulaşmıştır. A- ma yazınla, sanatla hiç bir İlgisi kalmamıştır, bunu ken­ disi İstemiştir. Ara sıra yazdığı dizeler, sahnelediği o- yunlar, eski günlerin Necip Fazıl’ının silik birer gölgesi olmaktan Heri gidememiştir.

Bir ozan belirli bir cağında yazdığı bes-on şiirle

de geleceğe kalabilir. Rimbaud böyle olmadı mı? Necip Fazıl da gerçekten başarılı ve unutulmaz sekiz on şiiriy­ le yazın tarihimizde daha yaşarken yerini almıştır. Siya­ sa tarihimizde de yerini alacağı kuşkusuzdur! Ama na­ sıl tanımlanarak, Türkiye’yi bir çıkm aza, bir gericilik ba­ tağına soktuğu belirtilerek: Nahit Sım ’nın dediği gibi: «Necip Fazıl beyefendi edebiyat tarihimizde yer alır, si­ yaset tarihinde yer alır, kumar tarihinde yer alır, daha başka tarihlerde de yer alır, öylesine büyük bir kişidir..»

iyi güzel hepsi... Ama şiiri, yazını, sanatın her tür­ lü uğraşım kırk yıl geride bırakmış, nerdeyse kendisinin ozan olduğunu bile unutmuş bir kişiyi 1980 yılında Ödül­ lendirmenin anlamı nedir? Geçmişteki başarılı ürünle­

rinden dolayı mı bu ödül verilmiş, yoksa 1945’lerden

bu yana Atatürk devrlmlne «karşı» çıkışlarından ötürü

mü? Herhalde şimdiki Kültür Bakanı ödül töreninde

—eğer bu hükümetin ömrü o töreni yapmaya yeterse— • yapacağı konuşmada bu ödülün verilme nedeni ve ge­ rekçesini bildirir... Hele hele, 29 Eklm’de verilmesi ge­ reken bir ödülün mayıs İçinde neden verildiğini de İnan­ dırıcı bir biçimde açıklar... Biz de öğrenir, «sabık şair» İm İzi kutlarız. «Yeryüzünde yalnız benim serseri — Yer­ yüzünde yalnız ben derbederim» gibi, «Bu akşam bir a- teş duyup etimde — Kadın kadın diye İçimi oydum» gi­ bi gençlik günlerimizde dilimizden düşmeyen dizelerini mırıldanırız!

[E V E T ]

HAYIR

OKTAY AKBAL

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

AIMS--To investigate the differences in biological properties, multiplication patterns, and cytopathic effects between type 1 and type 2 herpes simplex virus (HSV) through the

Mitolojide kimera, tek bedende çok kimlikli yarat›k, a¤z›ndan alevler püskürten bir aslana benzeyen yarat›¤›n bafl› aslan, gövdesi keçi ve kuyru¤u y›lan fleklinde

A n ta ly a 'd a 25 Şubat’ta yaşamını yitiren K oç H olding’in Kurucusu ve Şeref Başkanı Vehbi Koç’un büyük kızı Semahat Arsel, ba­ basının

Osmanlı musikisinin en önemli kurumların- dan olan mehterhane, görüldüğü gibi savaş ve yürüyüş havaları çalan askeri bir bando olmak­ tan öte, ilahiler

taubuluıı eski şehremini Ord. Cemil Toi)U/.luııun cenazesi, dün yapılan hazin bir türenle kaldırılmış ve Zinclrlikuyu Asri Me­ zarlığındaki aile

Etraf tarafından görünmek için buralara gelen insanlar başka bir mekana alışmaya başladıklan zaman, ki galiba bu grup yavaş yavaş TIKE’ye kaydı bile, buranın işi çok

Cumhuriyetten sonra Osmaıılı hanedanına mensup olduğu için yurda döneme-

Çekirdek sayısı yazlık armutlarda en az Eğri Sap 4 çeşidinde 4.5 adet ve en fazla Kiraz 2 çeşidinde 7 adet olarak, güzlük armutlarda en az Uzun Zingil Hamşon 4.5 adet ve en