• Sonuç bulunamadı

Annelerin ek gıdalar hakkında yaklaşımları ve tutumları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Annelerin ek gıdalar hakkında yaklaşımları ve tutumları"

Copied!
84
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

EGE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI ANABİLİM DALI PROF. DR. SAVAŞ KANSOY

ANNELERİN EK GIDALAR HAKKINDA

YAKLAŞIMLARI VE TUTUMLARI

UZMANLIK TEZİ

DR. GİZEM ALTUNORDU

Tez Danışmanı DOÇ.DR. FEYZA KOÇ

(2)

ii ÖNSÖZ VE TEŞEKKÜR

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları uzmanlık eğitimim süresince, bilgi ve deneyimleri ile eğitimime katkıda bulunan ve kendimizi bu büyük ailenin bir parçası gibi hissettiren, başta saygıdeğer hocamız, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Sayın Prof. Dr. Savaş KANSOY olmak üzere çok değerli Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Öğretim Üyelerine ve Uzmanları'na,

Uzmanlık eğitimim sırasında bilgi ve deneyimlerini aktararak yetişmemde büyük emekleri olan, güleryüzü ile daima yardım ve desteklerini gördüğüm, tez konumun seçimi ve yürütülmesinde katkılarını esirgemeyen değerli hocam Sayın Doç.Dr.Feyza KOÇ'a,

Tezimin oluşturulmasında desteklerini esirgemeyen çok değerli Sosyal Pediatri ve Genel Pediatri Bilim Dalı Öğretim Üyelerine, Uzman Doktorlarına ve Poliklinik çalışanlarına,

Asistanlık süreci boyunca birlikte çalışmaktan zevk aldığım ve zorlu eğitim sürecini daha yaşanılabilir kılan başta eşkıdemlerim olmak üzere tüm asistan arkadaşlarıma,

Hayatımın ilk gününden bu yana sevgileriyle her zaman ve her koşulda arkamda olan, her konuda sonsuz destek veren, büyük bir özveri ile beni yetiştiren, sahip olduğum her başarıyı onlara borç bildiğim sevgili annem Nazlı ŞENYAZAR ve sevgili babam Turan ŞENYAZAR'a,

Sevgisini ve desteğini her zaman hissettiğim, varlığı mutluluk kaynağım canım kardeşim Berhan ŞENYAZAR'a,

Hayatımın her aşamasında yanımda olan, sevgisi ve desteğiyle beni ayakta tutan, varlığıyla bugün ve daima bana güç veren sevgili eşim Sercan ALTUNORDU'ya

SONSUZ TEŞEKKÜRLERİMİ SUNARIM.

DR. Gizem ALTUNORDU İZMİR,2017

(3)

iii ÖZET

Giriş ve Amaç: Beslenme; bir çocuğun sağlıklı büyüme ve gelişmesinde en temel faktörlerden birisidir. Bu konuda yapılan hatalı ve bilinçsiz uygulamaların olumsuz etkileri yalnız çocukluk çağında değil, yaşamın bütün dönemlerinde görülebilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Amerikan Pediatri Akademisi (AAP) bebeklerin 0-6 ay yalnızca anne sütü ile beslenmelerini, altıncı ayda mutlaka ek gıdalara geçilmesini ve emzirmenin 2 yıl sürdürülmesini tavsiye etmektedir. Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırmaları'na göre ek gıdalara erken başlama oldukça yaygın bir uygulama ve ek gıdaların ayına uygun verilmediği de saptanmıştır. Bu çalışmada annelerin ne kadar sadece anne sütü ile beslediklerini, ne zaman ek gıdaya geçtiklerini, ek gıdalara geçiş kararını vermelerinde etkili olan faktörleri belirlemek, uygun zamana göre uygun ek gıda ile beslenip beslenmediğini saptamak ve bebek beslenmesindeki hataların düzeltilmesi için çözüm yollarının saptanması amaçlanmaktadır.

Gereç ve Yöntem: Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Sağlıklı Çocuk İzlem Polikliniği, Genel Pediatri Polikliniği, diğer yan dal polikliniklerine başvuran ve serviste yatarak izlenen 12-36 ay arasındaki çocuklar çalışmaya alındı. Çocukların ailelerine anket öncesi bilgi verildi ve yazılı bilgilendirilmiş onam formu alındı. Anketler, araştırmacı tarafından tek tek ve yüz yüze yapıldı. Anket formunda; çocukların genel özellikleri, ailelerin sosyodemografik özellikleri, çocukların beslenme durumu; ilk 24 saat içinde anne sütü alıp almadığı, sadece anne sütü ile beslenme süresi, ilk 6 ay beslenme şekli, ek gıdalara nezaman başladıkları, 6 aydan önce ek gıda başlayan annelere neden başladıkları, anne sütü hiç almayan bebeklerin anne sütü almama nedeni, toplam anne sütü alma süresi, ilk bir yaşta çocuğun bakımında kim veya kimlerin yer aldığı, ek gıdalar hakkında bigiyi hangi kaynaktan aldıkları ve ilk bir yaşta tuz ve şeker kullanımı ile ilgili sorular soruldu. Araştırmadan elde edilen veriler SPSS Statistics 22 programında analiz edildi. Öncelikle tüm değişkenler için tanımlayıcı istatistikler yapıldı. Kategorik değişkenler arasındaki fark için ki kare testi, sayısal değişkenler arasındaki ilişki için Spearman's korelasyon analizi uygulandı. İstatiksel olarak verilerin karşılaştırılmasında iki bağımsız

(4)

iv

grup varsa Mann Whitney U testi ve ikiden fazla grup varsa Kruskal Wallis testi uygulandı. p<0,05 olduğunda istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. Bulgular: Çalışmamıza yaşları 12-36 ay arasında değişen toplam 300 çocuk alındı. Çocukların yaş ortalaması 22.5±7.8 aydı. Olguların 293'ü (%97.7) doğumdan sonra ilk 24 saat içinde anne sütü almıştı, ancak sadece anne sütü alanlara bakıldığında %78.3 (n=235) idi. Doğumdan sonra ilk 24 saatte anne sütü alanların %19.7' si (n=58) anne sütü ile birlikte mama da vermişti. Sadece anne sütü ile beslenme süresi ortalama 4 ±2.5 aydı. İlk 6 ay sadece anne sütü ile beslenme oranı %47.7(n=143) idi. Toplam anne sütü alma süresi ortalama 14±7.8 ay idi. Ek gıdaya başlama yaşı ortalama 5.6 ±1.2 ay idi ve olguların 88'ine (%29.3) 6 aydan önce ek gıda başlanmıştı. Ek gıdalara 6. aydan önce başlayan annelere neden başladıkları sorulduğunda en sık cevap ''tattırmak'' (%37.5) olarak verildi. Çalışmaya alınan çocukların ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslenme, toplam anne sütü alma süresi ve ek gıdalara başlama zamanı ile çocuğun cinsiyeti, kaçıncı çocuk olması, annenin yaşı, anne-baba eğitim, annenin çalışma durumu, ailenin ekonomik düzeyi, bakım veren kişi arasında ilişki saptanmadı (p>005).

Sonuçlar: Annelerin ilk 24 saat içinde anne sütü verme eğilimleri yüksekken, yalnızca anne sütü verme oranı yeterli düzeyde değildir, yüksek oranda doğumda anne sütüne ek olarak mama da verildiği görülmüştür. Erken ek gıdaya başlama oranı Türkiye ortalamasına göre yüksek bulunmuştur ve uygun zamana göre uygun ek gıda ile beslenme konusunda da eksikler mevcuttur. Sağlık çalışanlarının beslenme konusunda bilgilendirmede etkin görünmesine rağmen ailelerin davranışlarına yansımadığı görülmüştür. Süt çocuğunun beslenmesi konusunda toplumun daha fazla eğitime ihtiyacı mevcuttur. İlk 6 ay sadece anne sütü ile beslenme, ek gıdalara başlama zamanı ve toplam anne sütü süresine etkileyen faktörler değerlendirildiğinde çalışmamızda anlamlı ilişki saptanmamıştır. Bu konuda daha fazla olgu ile daha geniş çalışmalara ihtiyaç vardır.

(5)

v SUMMARY

Introduction and objective: Nutrition is one of the main factors for a child to grow and develop in a healthy way. The negative effects of wrong and unconscious implementations made in this issue can be seen not only in childhood but also in all periods of life. World Health Organization (WHO) and American academy of Pediatrics (AAP) advise that infants should be fed only on breast milk in 0-6 months, supplementary food should be started in the 6th

month and breastfeeding should be sustained for 2 years. According to Turkey Population Health Research, early starting the supplementary food is a very common practice and supplementary food has also been determined not to be given in accordance with its month. This study aims to determine how long mothers feed babies only on breast milk, when they start supplementary food, and the factors affecting the decision to start supplementary food, and also aims to detect the solution ways of mistakes in infant nutrition.

Materials and method: The children between 12-36 months were included in the study, who applied well child follow-up polyclinics, General Pediatrics Polyclinic and other sub-branch polyclinics of Pediatrics Department, Medical School of Aegean University and who followed up in service as in-patients. The parents of children were informed before the questionnaire and written approval form of information was taken. Questionnaires were made one by one and face to face by the researcher. On the questionnaire form, questions were asked such as general features of children, socio-demographic features of families, nutritional condition of children, whether the children took breast milk in the first 24 hours or not, the duration of nutrition only with breast milk, the manner of nutrition in the first 6 months, when they started supplementary food, why mothers, having started supplementary food before the first 6 months, started supplementary food, the reason why the infants did not get breast milk who had never gotten breast milk, total duration of getting breast milk, who were involved in the care of the children in the first 1 year, from which source they got information about supplementary food, and the usage of salt and sugar in the first 1 year. The data obtained from the

(6)

vi

research were analyzed in SPSS statistics 22 program. Descriptive statistics were performed primarily for all variables.

Chi square test was applied for the difference between categorical variables and Spearman’s correlation analysis was performed for the relationship between numeric variables. If there were two independent groups in comparing the data statistically, Mann Whitney U test was applied, if there were more than two groups, Kruskal Wallis test was applied. It was accepted to be statistically significant when p < 0.05.

Results: A total of 300 children aged between 12-36 months were included in our study. The average age of children was 22.5±7.8 months. 293 of the cases (97.7%) got breast milk within the first 24 hours after birth, yet those having taken only breast milk was 78.3% (n=235). 19.7% (n=58) of those having taken breast milk in the first 24 hours after birth were given formula together with breast milk. The duration of nutrition only with breast milk was 4±2.5 months. The rate of nutrition only with breast milk in the first 6 months was 47.7%. Total period of taking breast milk was 14±7.8. The average age of starting supplementary food was 5.6±1.2 months and 88% of the cases started supplementary food before the 6th month. When the mothers were

asked why they started supplementary food before the 6th month, the most

common answer was “to have them taste” (37.5%). No relationship was found between the nutrition of children included in the study with breast milk in the first 6 months, total period of taking breast milk, time of starting supplementary food and the gender of the child, the birth order of the child, age of the mother, mother-father education, mother’s working or not, economic level of the family, caretaker (p>0.05)

Conclusion: Mothers have high tendency of giving breast milk in the first 24 hours, while the rate of giving only breast milk is not at sufficient level; formula has been observed to be given at a high level at birth in addition to breast milk. The rate of early starting supplementary food was found to be high in comparison to Turkey average and there are deficiencies in the matter of nutrition with proper supplementary food at the proper time. Although health officials seem to be effective in informing about nutrition, it does not seem to be reflecting on families’ behavior. Society needs more training about the nutrition of infants. Significant relationship was not found in

(7)

vii

our study in evaluating the factors affecting the nutrition only with breast milk in the first 6 months, time of starting supplementary food, total duration of taking breast milk. More widespread studies are needed on this issue with more cases.

(8)

viii İÇİNDEKİLER

ÖNSÖZ VE TEŞEKKÜR ... ii

ÖZET ... iii

SUMMARY ... iv

TABLO LİSTESİ ... vii

ŞEKİL LİSTESİ ... ix

KISALTMALAR ... x

1. GİRİŞ ve AMAÇ ... 1

2. GENEL BİLGİLER ... 3

2.1. Süt Çocuğunun Beslenme Şekilleri ... 4

2.1.1. Anne Sütü ile Beslenme ... 6

2.1.2. Karışık Beslenme ... 6

2.1.3. Ek Gıdalara Başlama Döneminde Beslenme ... 6

2.1.4. Yapay Beslenme ... 6 2.2. Anne Sütü... 7 2.2.1. Anne Sütünün İçeriği ... 8 2.2.1.1. Protein ... 8 2.2.1.2. Karbonhidratlar ... 8 2.2.1.3. Yağlar ... 8 2.2.1.4. Vitaminler ve Minareller ... 9

2.2.1.5. Anne Sütünün Biyoaktif Bileşenleri ... 11

2.2.1.6. Büyüme Faktörleri ... 11

2.2.1.7. Hormonlar ... 11

2.2.1.8. Antimikrobiyal ve Antienflamatuvar Faktörler, İmmünomodülatörler ... 11

2.3. Anne Sütü ile Beslenmenin Faydaları ... 12

2.4. Anne Sütünün Verilemediği Durumlar ... 13

2.5. Tamamlayıcı Beslenme ... 13

2.5.1. Tamamlayıcı Besinlere Başlama Zamanı ... 14

2.5.2. Tamamlayıcı Beslenmeye Geçiş Zamanına Etki Eden Etmenler ... 14

(9)

ix

2.5.3. Tamamlayıcı Beslenmeye Erken Başlama ... 16

2.5.4. Tamamlayıcı Beslenmeye Geç Başlama ... 17

2.5.5. Tamamlayıcı Beslenme İçeriği Nasıl Olmalıdır? ... 17

2.5.6. Süt Çocukları İçin Uygun Tamamlayıcı Besinler ... 19

2.5.7. Süt Çocuklarında Önerilmeyen Besinler ... 2.5.8. Tamamlayıcı Beslenme Uygulaması ... 21

2.5.9. Altıncı-Sekizinci Ay Beslenmesi ... 22

2.5.10. Dokuz-Onbirinci Ay Beslenmesi ... 22

2.5.11. Onikinci Ay Sonrası Beslenme ... 22

3. GEREÇ VE YÖNTEM ... 24

3.1 Etik Kurul Onayı ... 24

3.2. Çalışma Grubunun Oluşturulması ve Değerlendirilmesi ... 24

3.3. Verilerin İstatistiksel Analizi ... 25

4. BULGULAR ... 26

5. TARTIŞMA ... 46

6. SONUÇLAR ... 54

KAYNAKLAR ... 56

EKLER ... 63

Ek 1: Olgu Rapor Formu ... 63

EK-2: Bilgilendirilmiş onam formu ... 66

EK-3: Etik Kurul Onayı ... 69

(10)

x TABLO LİSTESİ

Tablo 2.1. Anne sütü, inek sütü, formül süt karşılaştırması ... 9

Tablo 2.2. Anne sütündeki mikrobesin öğelerinin annenin depoları ve tüketimi ile ilişkisi ... 10

Tablo 2.3. İlk 18 ayda nöromotor gelişim ve beslenme ilişkisi ... 16

Tablo 2.4. Anne sütüyle beslenen 6-23 ay çocuklar için tamamlayıcı beslenme ... 19

Tablo.2.5. 0-12 ay Bebek Beslenmesi ... 23

Tablo 4.1. Olgunun çalışmaya alındığı birim ... 26

Tablo 4.2. Çalışmaya alınan çocukların genel özellikleri... 27

Tablo 4.3. Çalışmaya katılan ailelerin sosyodemografik özellikleri ... 28

Tablo 4.4. Çalışmaya alınan çocukların anne sütü alma özellikleri ... 28

Tablo 4.5. Çalışmaya alınan çocukların hiç anne sütü almama nedenleri ... 29

Tablo 4.6. Çalışmaya alınan çocukların ilk 6 ay beslenme şekli ... 30

Tablo 4.7. Çalışmaya alınan çocukların ek gıda başlama zamanı ... 31

Tablo 4.8. Ek gıdalara 6. aydan önce başlama nedenleri ... 31

Tablo 4.9. Annelerin ek gıda hakkında bilgi edindikleri kaynaklar ... 31

Tablo 4.10. İlk bir yaşta çocuğa bakım veren kişi ... 32

Tablo 4.11. Süt ve süt ürünleri başlama zamanı ... 33

Tablo 4.12. Yumurta ve et ürünleri başlama zamanı... 34

Tablo 4.13. Tahıllara başlama zamanı ... 34

Tablo 4.14. Çorbalar ve diğer ek gıdalara başlama zamanı ... 35

Tablo 4.15. Annenin doğum yaptığındaki yaşı ile ilk 6 ay anne sütü ile beslenme ... 37

Tablo 4.16. İlk 6 ay sadece anne sütü ile beslenmeye etki eden faktörler... 39

Tablo 4.17. Toplam anne sütü alma süresine etki eden faktörler ... 41

Tablo 4.18. Ek gıdalara başlama zamanına etki eden faktörler ... 43

Tablo 4.19. Doğum şekli ile sadece anne sütü alma süresi ... 44

Tablo 4.20. İlk bir yaşta bakım veren kişi ile beslenme arasındaki ilişki ... 44

Tablo 4.21. Ek gıdalar hakında bilgi edinilen kaynak ile ek gıdalara başlama zamanı ... 45

(11)

xi ŞEKİL LİSTESİ

Şekil 2.1. Beyin gelişim evreleri ... 3

Şekil.2.2. Yaşa göre enerji gereksinimi ve anne sütünden sağlanan enerji miktarı ... 18

Şekil 4.1. Aylara göre sadece anne sütü ile beslenen olgu (%) ... 29

Şekil 4.2. Olguların toplam anne sütü alma süresi ... 30

Şekil 4.3. Süt ve süt ürünleri başlama zamanı ... 33

Şekil 4.4. Yumurta ve et ürünleri başlama zamanı... 34

Şekil 4.5. Tahıllara başlama zamanı ... 35

Şekil 4.6. Çorbalar ve meyve suyu/püre başlama zamanı ... 36

Şekil 4.7. Çalışmaya alınan çocukların 1 yaşından önce tuz ve şeker kullanımı... 36

(12)

xii KISALTMALAR

DSÖ : Dünya Sağlık Örgütü

AAP : Amerikan Pediatri Akademisi

TNSA : Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması UNICEF : Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu ESPGHAN : Avrupa Pediatrik Gastroenteroloji, Hepatoloji ve

Beslenme Komisyonu IgA, IgG, IgM : İmmunglobulin A,G,M EGF : Epidermal growth factor TGF : Transforming growth factor NGF : Nerve growth factor

IGF-1 : İnsülin like growth factor

VEGF : Vascular endotelyal growth factor GnRH : Gonadotropin releasing hormon TRH : Tiriod releasing hormon

TSH : Tiroid stimulating hormon

IL : İnterlökin

TNF : Tümör Nekroz Faktör

cAMP : Siklik AMP

(13)

1 1.GİRİŞ ve AMAÇ

Beslenme; bir çocuğun sağlıklı büyüme ve gelişmesinde en temel fak-törlerden birisidir. Bu konuda yapılan hatalı ve bilinçsiz uygulamaların olumsuz etkileri yalnız çocukluk çağında değil, yaşamın bütün dönemlerinde görülebilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Amerikan Pediatri Akademisi (AAP) bebeklerin 0-6 ay yalnızca anne sütü ile beslenmelerini, altıncı ayda mutlaka ek gıdalara geçilmesini ve emzirmenin 2 yıl sürdürülmesini tavsiye etmektedir (1).

Anne sütü ile beslenme; bebek mortalite ve morbidite oranlarını azaltır, bebeklerin sağlıklı büyüme ve gelişmelerini sağlar ve bununla birlikte ekonomik olduğu için aileye ve ülkeye yararı da olmaktadır. Anne sütü bebeğin gereksinim duyduğu besin içeriği ve enfeksiyonlara karşı koruyucu özellikleri nedeniyle yaşamın ilk anından itibaren verilmesi gereken tek fizyolojik besindir. Yeterli süre ve miktarda verilen anne sütü ile birlikte, zamanında uygun ek gıda başlanması ve çeşitlendirilerek devam edilmesi temel çocuk gelişimi açısından son derece önemlidir. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre çocuk ölümlerinin %7’sinin birinci, %46’sının ise ikinci nedeni yetersiz ve dengesiz beslenmedir (2).

Yapılan bir çalışmada bebeklerin %90’nın ilk 5 ay sadece anne sütü alması ve %99’unun da 12. aya kadar emzirilmeye devam edilmesi durumunda dünyada 5 yaş altı çocuk ölümlerinin %13 azalabileceği belirtilmiştir (3). Aynı çalışmada uygun tamamlayıcı beslenme uygulamaları ile 5 yaş altı çocuk ölümlerinde ek olarak % 6'lık bir azalma daha olabileceği bildirilmiştir (3).

Dünya genelinde, düşük emzirme oranları ve erken tamamlayıcı beslenme uygulamaları yaygındır. İlk 6 ayında bebeklerin sadece % 34,8'i yalnızca anne sütüyle beslenmekte, çoğunluğu ilk aylarda başka sıvılar veya ek gıdalar almaktadır (2).

Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırmaları’na (TNSA) göre bebek maması ve diğer sıvılara erken başlama Türkiye’de de oldukça yaygın bir uygulamadır. TNSA-2008’de bebeklerin %8’i 6. aydan önce ek gıda alırken

(14)

2

bu oran TNSA-2013’te artarak %12 olarak tespit edilmiştir. Diğer taraftan bebeklere verilen tamamlayıcı gıdaların ayına uygun verilmediği de saptanmıştır. Bu durum tamamlayıcı gıdaya geçiş sürecinin halen önemli bir sorun olduğunu göstermektedir (4).

Bu çalışmada annelerin ek gıdalara geçiş süreci ile ilgili soruların bulunduğu anket ile ek gıdalar hakkında bilgi düzeylerini ölçmek. Ne kadar sadece anne sütü ile beslediklerini, ne zaman ek gıdaya geçtiklerini, ek gıdalara geçiş kararını vermelerinde etkili olan faktörleri belirlemek, uygun zamana göre uygun ek gıda ile beslenip beslenmediğini saptamak ve bebek beslenmesindeki hataların düzeltilmesi için çözüm yollarının saptanması amaçlanmaktadır.

(15)

3 2. GENEL BİLGİLER

Beslenme, yaşamın her döneminde önemlidir. Gebelik ve yaşamın ilk iki yılını içeren 1000 gün, büyüme ve gelişmenin en hızlı olduğu yaşama sağlıklı başlangıç için en kritik dönemdir. Bu dönemde yetersiz beslenme insan sağlığı ve fonksiyonu üzerinde kısa ve uzun süreli sonuçlara neden olmaktadır (5,6). İlk 1000 günde Şekil 2.1'de görüldüğü gibi beyin, hücre sayısı artışı, gelişimi, karmaşık yapısı ve bağlantıları açısından bir daha yaşam boyu ulaşamayacağı bir hızdadır (7). Bu yüzden yaşamın bu döneminde beslenme, beynin normal gelişimi için çok büyük önem arz ederken, olası yetersiz beslenme beyin gelişimine büyük oranda olumsuz etkilemektedir (8).

Çocukluk çağı hastalıklarının en önemli ölüm nedenlerinden biri olan büyüme geriliği, vitamin ve mineral eksiklikleri ve ishaller en sık 0-2 yaş grubu çocuklarda görülmektedir. Büyümenin en hızlı olduğu bu dönemde oluşan büyüme geriliğinin iki yaş sonrasında düzeltilmesi oldukça güçtür. Bu nedenle, süt çocuğu ve küçük çocukların beslenmesiyle ilgili alışkanlıkların bu dönemde kazandırılması ve annelerin bu konuda bilinçlendirilmesi gerekmektedir.

(16)

4

Ek gıdalara erken veya geç başlanması, düşük protein içerikli besinlerin verilmesi ve sık enfeksiyon geçirme özellikle yoksulluk sonucu ortaya çıkan malnütrisyonun başlıca nedenleridir. Malnutrisyon yılda yaklaşık 300000 çocuğun ölüm nedeni olup, indirekt olarak da ölümlerin yaklaşık yarısından sorumludur (9). Malnütrisyon insidansı çoğu ülkede 6 ila 18 aylık dönem boyunca keskin bir şekilde yükselir ve bu yaşta oluşan bazı ciddi sorunların ise çocukluk döneminde düzelmesi oldukça zordur. Bebekler ve küçük çocuklar altı aydan itibaren yetersiz beslenme riski altındadır; anne sütü tek başına artık tüm beslenme gereksinimlerini karşılamak için yeterli değildir ve tamamlayıcı beslenme ihtiyacı başlamak zorundadır.

Küçük çocuklarda beslenme durumlarının değerlendirmesinde DSÖ üç temel göstergeyi esas almaktadır:

1)yaşa göre boy uzunluğu (bodur): kronik beslenme yetersizliğini 2) boya göre vücut ağırlığı (zayıf ): akut malnutrisyonu

3) yaşa göre vücut ağırlığı (düşük kilolu): akut ve kronik malnutrisyonu tanımlar.

Ülkemizde TNSA-2013 raporuna göre beş yaşından küçük çocukların %10'u uluslararası referans nüfusla karşılaştırıldığında bodurdur yani kronik malnutrisyon gelişmiştir (4).

2.1. Süt Çocuğunun Beslenme Şekilleri

Süt çocuğu ideal olarak biri diğerini izleyen süreleri ve özellikleri farklı, çocuğun büyüme ve gelişme fizyolojisine uygunluk gösteren 3 beslenme döneminden geçmelidir. Bunlar tek başına anne sütü ile beslenme, ek gıdalarla birlikte anne sütü alma, modifiye yetişkin gıdaları ile beslenme dönemleridir (10).

Bebeğin ve küçük çocukların uygun şekilde beslenmesi için DSÖ ve UNICEF'in (Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu) önerileri;

 Anne sütüne doğumdan sonraki ilk bir saat içinde başlanmalıdır.  İlk 6 ay (180 gün) sadece anne sütü ile beslenmelidir.

(17)

5

 Uygun tamamlayıcı beslenme anne sütü ile birlikte altıncı aydan itibaren başlanılmalı ve anne sütü ile beslenmeye en az iki yıl veya daha fazla devam edilmelidir (1).

İlk altı ayda, sıcak iklimlerde bile anne sütü ile beslenen bebekler için su ve meyve suyu gereksizdir ve kontaminantlara veya allerjenlere neden olabilir (11).

Başarılı emzirme konusunda 1990’lardan başlayarak DSÖ ve UNICEF gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde devlet sorumluluğunda önemli çalışmalar gerçekleştirmiştir. ''Başarılı Emzirmede 10 adım'' tanımlanarak ''Bebek Dostu Hastane'' programı geliştirilmiştir (12). Türkiye'de emzirmenin desteklenmesi çalışmaları 1987 yılında büyümenin izlenmesi programı ile başlamıştır. 1991 yılından bugüne kadar ise UNICEF işbirliğinde temel amacı emzirmenin korunması, özendirilmesi ve desteklenmesi olan ''Anne Sütünün Teşviki ve Bebek Dostu Sağlık Kuruluşları Programı'' adı altında sürdürülmektedir.

2003 yılında DSÖ ve UNICEF ‘Başarılı Emzirmede 10 Adım’’ı tanımladığı gibi ''Anne Sütünü Tamamlayıcı Beslenmede 10 adım''ı bildirmiştir (13).

Tamamlayıcı Beslenmede 10 Adım ;

1. Sağlık personeline yazılı tamamlayıcı beslenme eğitimi, 2. Araştırmaya dayanan bölgesel beslenme ilkeleri geliştirilmesi,

3. Sağlık personeline yöntem ve ilkeler konusunda beceri kazandırılması, 4. Anne-baba ve bebek bakıcısının tamamlayıcı beslenmenin yararı ve uygulaması hakkında bilgilendirilmesi,

5. Bebeği 6 aylık olduğunda, tamamlayıcı besin başlanması ve emzirmenin sürdürülmesi için anneye yeterli destek verilmesi,

6. Annelere güvenli besin hazırlama ve sunma gösterilerek bebeğin yaşı ve şartlarına göre emzirme sürdürülerek beslenmenin desteklenmesi,

7. Annenin beslenme sıklığı, besin çeşidi, büyüyen çocuğa yetecek miktar konularında eğitilmesi,

8. Hastalık sırası ve sonrasında, iştah kaybında yeterli beslenmenin sürdürülmesi hakkında anneye danışmanlık verilmesi,

(18)

6

9. Bebek beslenme ve bakım destek gruplarının kurulması, annenin bu gruplara yönlendirilmesi,

10. Beslenme yetersizliği olan, hasta, özel şartlarda yaşayan ailelerdeki anne ve çocukların mevcut aile destek grupları ve sağlık personeline gönderilmesi.

2.1.1. Anne Sütü ile Beslenme

Yenidoğan bebek için en ideal beslenme şeklidir.

a. Tek başına anne sütü İle beslenme: Sadece anne sütü alır. Bunun dışında (vitamin damla ve şurupları, ilaçlar hariç) bir sıvı ya da katı gıda verilmez (2).

b. Anne sütü İle beslenmenin egemen olduğu beslenme: Çocuğun temel besini anne sütüdür. Bunun yanı sıra su, sulu içecekler, şekerli su, çay, meyve suları, vitamin damla ve şurupları ve ilaçlar da verilir.

2.1.2. Karışık Beslenme

Anne sütüne ek olarak yarı katı ve katı gıdalar da çocuğa verilir. 2.1.3. Ek Gıdalara Başlama Döneminde Beslenme

6 ay süreli anne sütüyle beslenmeyi izleyen, anne sütü ile beslenmenin devam ettiği fakat çocuğun gereksinimlerini karşılayacak şekilde ek gıdaların eklenmeye başladığı dönemde beslenmedir.

2.1.4. Yapay Beslenme

Çocuğun kendisine ya da annesine ait sorunlar nedeniyle anne sütü alamadığı durumlarda uygulanan beslenme şeklidir (14). Kullanılacak en uygun besin, bileşimi anne sütüne en yakın hale getirilmiş destekli süt formülleridir

(19)

7

(15). Bu formüllerin verilemediği durumlarda bileşimi değiştirilmiş inek sütü verilebilir.

İnek sütü ile yapay beslenme yapılacaksa şunlara dikkat edilmelidir; • İlk ay → yarı yarıya sulandırılmalı

• 1-4 ay → 2 süt + 1 su olmalı

• % 3 bitkisel sıvı (1 çay kaşığı) ilave edilmeli • % 5 sofra şekeri (1 tatlı kaşığı) ilave edilmeli • 4. aydan sonra sulandırılmamalı

• 400 ü D vitamini, 30 mg C vitamini, 2 mg/kg demir eklenmelidir (16). 2.2.Anne Sütü

Anne sütü doğumdan itibaren altı ay sonuna kadar olan dönemde, bebeğin tüm besinsel gereksinimlerine tek başına cevap verebilen mükemmel içeriğe sahip, canlı, doğal bir gıdadır. Anne sütünün içeriği sabit değildir. Doğum sonrasında, bebeğin ihtiyaçlarına göre değişkenlikler gösterir. Örneğin term bebekler ile preterm bebeklerin annelerinin sütleri birbirinden farklıdır (17). Bebek büyüdükçe anne sütünün de içeriği farklılaşır. Doğumdan sonraki ilk beş gün içinde oluşan süt ''kolostrum'' (ağız sütü), anneden geçen lökositler, özellikle salgısal IgA olmak üzere antikorlar, protein, A vitamini başta olmak üzere yağda eriyen vitaminler ve minerallerden zengindir. İçeriğindeki faktörler ile bebeği enfeksiyonlardan korur, alerji ve intoleransı önler. Barsak hareketleri ile mekonyumun temizlenmesini sağlar (16,18,19). Bu nedenle emzirmeye doğumdan hemen sonra başlanması çok önemlidir. İlk gün 40-50 ml kadar az bir miktarda üretilir, ancak bu yenidoğan için yeterlidir (18) .Doğumdan sonraki 7-15 gün arasında üretilen süt ise '' geçiş sütü'', protein miktarı azalırken laktoz, yağ ve toplam kalori içeriği artmaktadır. İlk 2 haftadan sonra anne sütü ''olgun süt'' özelliğini kazanır (16). Emzirme esnasında da süt içeriği farklıdır. Beslenmenin başında salgılanan süte ''ön süt'', beslenmenin sonuna doğru salgılanan süte ''son süt'' denir. Ön sütün yağ içeriği düşük, sulu, laktoz içeriği yüksek, elektrolitlerden zengin ve grimsi mavi renktedir, son süt ise yağdan zengin, beyaz kremsi görünümdedir. Son süt, yüksek yağ içeriği ile doygunluk

(20)

8

hissi verir (18). Bu nedenle emzirme sırasında bebek bir memeyi tam olarak boşaltmadan diğer memeye geçilmemelidir.

2.2.1. Anne Sütünün İçeriği

2.2.1.1. Protein

Kolostrum proteini 2,2 gr/dl iken olgun sütte bu oran 1,1 gr/dl’dir. Anne sütündeki besleyici protein miktarı 0,9 gr/dl’dir. Miktarı az ancak biyolojik değeri yüksek olduğundan süt çocuğunun ihtiyacını karşılamaya yeterlidir. Renal solüt yükünün düşük olması hayatın erken aylarında böbrek fonksiyonları immatür olan süt çocuğu için anne sütünün önemli bir üstünlüğüdür (18).

Protein içeriğinin %60'ını sindirimi kolay ve biyolojik değeri yüksek olan whey proteini oluşturur. Whey /kazein oranı anne sütünde daha yüksektir. Anne sütü, inek sütü whey proteinin önemli bir kısmını oluşturan ve alerjen olan b-laktoglobülin içermez (20).

2.2.1.2. Karbonhidratlar

Laktoz anne sütü karbonhidratlarının en önemli bileşenidir. Anne sütü, 100 ml başına yaklaşık 7 gr laktoz içerir. İnek sütüne oranla daha yüksektir ve önemli bir enerji kaynağıdır. Laktozun galaktoz bileşeninin lipitlerle yaptığı bileşikler beyin gelişiminde önemli rol oynar. Ayrıca kalsiyum emilimini kolaylaştırır ve kemik mineralizasyonunu olumlu yönde etkiler. Laktozun sindirilemeyen bölümü fermente olarak bağırsaklarda asidofilik bakteriyel florasının (laktobasillus bifidus) gelişiminde rol oynar ve patojen mikroorganizmaların üremesini engeller (2).

2.2.1.3. Yağlar

Anne sütü, enerji içeriğinin yaklaşık yarısını sağlayan 100 ml süt başına yaklaşık 3,5 gr yağ içerir. Anne sütü yağları, diğer sütlerde bulunmayan uzun

(21)

9

zincirli çoklu doymamış yağ asitleri (doksaheksaenoik asit, araşidonik asit) içerir. Bu yağ asitleri bir çocuğun retinal fonksiyonlar, nörolojik gelişimi için önemlidir (2).

Tablo 2.1. Anne sütü, inek sütü, formül süt karşılaştırması. Anne sütü (100 ml) İnek sütü (100 ml) Formül süt (100ml) Enerji (kcal) Protein (g) Laktoferrin (g) Alfa-laktalbumin (g) Beta-laktalbumin (g) Lizozim (g) IgA (g) IgG (g) IgM (g) Diğer immunglobülinler (g) Yağ (g) Laktoz (g) Kalsiyum (mg) Fosfor (mg) Demir (mg) Sodyum (mEq) Potasyum (mEq)

Böbrek solüt yükü (mMol/L) Oral solüt yükü (mMol/L)

70 0,9 0,17 0,25 - 0,05 0,10 0,001 0,001 0,07 4,5 7 34 15 0,1 0,7 1,4 80 250 67 3,5 Eser 0,12 0,30 Eser 0,003 0,06 0,003 0,15 3,5 5 120 95 0,05 2,5 3,5 220 263 63-71 1,5-1,9 - - - - - - - - 4.4-6.4 9-13 50 20 0,2-1,65 0,1 2,1 139 - 2.2.1.4. Vitaminler ve Minareller

Annenin kendisi yetersiz olmadığı sürece, anne sütü normalde bir bebek için yeterli miktarda vitamin içerir (21). İstisnası D ve K vitaminidir. Anne sütü 40-50 IU/L D vitamini içerir. Bebeğin, endojen D vitamini üretmek için güneş ışığı alması gerekir. Güneş ışınlarından yeterince faydalanamadığında D

(22)

10

vitamini eksikliği görülebilir. Bu yüzden günde 400 IU/L D vitamini verilmesi önerilmektedir (22).

Anne diyetine bakılmaksızın, K vitamini insan sütünde çok düşüktür ve bu nedenle yenidoğanın hemorajik hastalığını önlemek için doğumda 0.5-1.0 mg K vitamini parenteral verilmesi önerilmektedir (23).

Vejetaryan annelerin bebeklerinde megaloblastik anemi görülmektedir. Bu yüzden annelere B12 vitamin desteği verilmesi önemlidir (13). Tablo 2.2'de anne sütünün mikro besin öğelerinin annenin depoları ve tüketimi ile ilişki verilmiştir (13).

Tablo 2.2. Anne sütündeki mikrobesin öğelerinin annenin depoları ve tüketimi ile ilişkisi. Annenin durumundan etkilenen

Grup1

Annenin durumundan etkilenmeyen Grup 2  B1, B2, B6, B12 vitamini  C vitamini  Yağ asitleri  D vitamini  A vitamini  İyot  Selenyum  Demir  Folat  Kalsiyum  Çinko  Bakır Grup 1

 Annenin depo veya tüketimin az olması süte geçen miktarı azaltır  Anneye destek verilerse anne sütündeki miktarı artırılabilir.

 Bebeğin depoları düşük ya da tükenmiştir. Bebek anne sütü ya da tamamlayıcı besinlerle olan desteğe bağımlıdır.

Grup 2

 Annenin depolarının azlığı ya da alımının azlığı anne sütündeki miktarı çok az etkiler.

 Emzirme sırasında bu mikrobesin öğelerinin desteklenmesi, bebekten çok anneye yararlıdır (13).

(23)

11 2.2.1.5. Anne Sütünün Biyoaktif Bileşenleri

Sütteki biyoaktif bileşenler çeşitli kaynaklardan gelir; Bazıları meme epiteli tarafından üretilir ve salgılanır, bazıları süt içinde taşınan hücreler tarafından üretilirken diğerleri anne serumundan alınır ve meme epitelinden reseptör aracılı transport yoluyla taşınır (24).

2.2.1.6. Büyüme Faktörleri

İnsan sütü, bağırsak sistemi, damar sistemi, sinir sistemi ve endokrin sistemi üzerinde geniş etkilere sahip çok sayıda büyüme faktörü içerir. EGF (epidermal growth factor), TGF( transforming growth factor), NGF (nerve growth factor), IGF-1 (insüline like growth factor), VEGF (vascular endotelyal growth factor), meme kaynaklı büyüme faktörü, eritropoetin, taurin, etanolamin, fosfoetanolamin, interferon başlıcalarıdır (19).

2.2.1.7. Hormonlar

Anne sütünde, GnRH (gonadotropin releasing hormon), TRH (tiroid relasing hormon), TSH (Tiroid stimulating hormon), prolaktin, gonadotropinler, östrojen, progesteron, kortikosteroidler, kortikosteroid bağlayan proteinler, eritropoetin, siklik AMP (c-AMP), triiyodotronin (T3), tiroksin (T4), kalsitonin, somatostatin gibi çok sayıda hormon bulunmaktadır. Adiponektin, leptin, ghrelin gibi iştahı kontrol eden metabolik hormonlarda bulunmaktadır (19).

2.2.1.8. Antimikrobiyal ve Antienflamatuvar Faktörler, İmmünomodülatörler

Laktoferrin, lizozim, fibronektin, salgısal IgA, IgM, IgG, musin, lactadherin, oligosakkaritler, yağ asitleri, kompleman, bifidus faktör, TLR (tool like reseptörler), nükleotid hidrolize edici antikorlar anne sütündeki antimikrobiyal faktörlerdendir. Vitamin A, C, E, katalaz, glutatyon peroksidaz, alfa-1 antitripsin,

(24)

12

alfa-1 antikemotripsin, prostoglandin E 1-2, EGF, TGF, IL-10, IL-6, IL-1 reseptör antagonisti antienflamatuar faktörlerdir. Anne sütünde interlökinler, interferon gama ve TNFα (tümör nekroz faktör alfa) gibi immünomodülatörler bulunmaktadır. Monosit, makrofaj, PNL (polimorf nüveli lökosit), T ve B lenfositleri ise hücresel bileşenleri oluşturmaktadır (16,25).

Anne sütü salmonella, şigella, kolera, poliovirüs, rotavirüs, RSV (respiratuar sinsisyal virüs) ve diğer mikroorganizmalarla gelişen enfeksiyonları önler. Bebeği sepsis, bakteriyemi, menenjit, solunum yolları enfeksiyonları, gastroenteritler, üriner sistem enfeksiyonları, akut otitis mediyadan korur (25). 2.3.Anne Sütü ile Beslenmenin Faydaları

1. Emzirme ile sağlanan temas ve yakınlık çocuğun psikolojik ve sosyal gelişimine katkıda bulunur.

2. Anne sütü annenin aldığı besinler aracılığıyla geçen çeşitli tatlar taşır. Bu çeşitlilik tamamlayıcı beslenme dönemine uyumu kolaylaştırır.

3. Ani bebek ölümünden korur.

4. Solunum yolu enfeksiyonu ve gastroenteritler başta olmak üzere enfeksiyonlara karşı koruyucudur.

5. Emzirme süresinde anne sütü bileşimindeki yağ içeriğinin artması nedeniyle bebeğin iştahı kontrol edilebilmektedir. Obeziteden korur.

6. Kalp-damar hastalıkları, hipertansiyon, ve hiperkolesterolemiye karşı koruyucudur.

7. Anne sütü ile beslenen çocukların “kognitif” fonksiyonlarının daha iyi olduğu bildirilmiştir.

8. Çene ve ağız gelişimine ait bozukluklar, diş çürükleri, otitis media, daha seyrek olarak izlenir.

9. Çölyak hastalığı, ülseratif kolit, atopik hastalıkların gelişme riski azalır. 10. Çocukluk çağı kanserleri, lösemi, lenfomaya karşı koruyucudur.

11. 12 aydan daha fazla anne sütü ile beslenmenin diyabet riskini yarıya indirdiği belirtilmiştir.

(25)

13

12. Anne için yararları; over ve meme kanseri riskini azaltır, osteoporozdan korur, uterusun eski durumuna gelmesini sağlar, gebelikten korur, annelik duygusunun gelişmesine yardımcı olur (2,25–28).

2.4. Anne Sütünün Verilemediği Durumlar

 Tedavisiz aktif tüberküloz. Anneye verilen tedavinin yaklaşık 2 haftası tamamlanana dek emzirme kontrendikedir.

 Annede ilaç bağımlılığı

 Annenin kemoterapi ve radyoterapi alması durumunda genellikle kontrendikedir.

 Radyoaktif iyot veya benzeri madde kullanımında kontrendikedir.

 Annede HTLV tip I (insan T-hücre lenfotropik virüs) ve HIV (insan immun yetmezlik virüsü) enfeksiyonunda emzirmemenin sağlığa olan riskleri ile bebeğe virüs bulaş riski karşılaştırılmalıdır.

 HSV (Herpeks simpleks) enfeksiyonunda, anne memesi ve civarında aktif herpetik lezyonları bulunması durumunda kontrendikedir.

 Bebekte galaktozemi, fenilketonüri gibi metabolik hastalıklarda kontrendikedir. Fenilketoni de kan fenilalanin düzeyi takibi ile emzirmeye devam edilebilir.

 Annede CMV (sitomegalovirus) enfeksiyonu (prematüre ve immün yeter-sizliği olan bebekler emzirilmemeli), rubella, hepatit B taşıyıcılığı (hiper- immünglobulin verilmeli ve immünizasyonu sağlanmalı), annenin hepatit A geçiriyor olması (bebeğe immünglobulin uygulanmalı) mastit ve meme absesi gibi sorunlar emzirmeye engel değildir (29).

2.5. Tamamlayıcı Beslenme

Anne sütü ilk 6 ay tek başına yeterli olmaktadır, ancak bu dönemden sonra bebeklerin gereksinimlerini tek başına karşılayamadığı için bebeklerin beslenme programlarına bazı eklemeler yapmak gerekmektedir. Anne sütünün yeterli olmadığı dönemde başlayan ve diğer yiyecek ve içeceklerin anne sütü ile

(26)

14

birlikte verildiği sürece ''tamamlayıcı beslenme'' adı verilmektedir (30). Dünya Sağlık Örgütü' ne göre ise ''anne sütü yanında kullanılan mamalar ve diğer katı ve sıvı besinler'' tamamlayıcı besin olarak tanımlanmaktadır (2).

Tamamlayıcı beslenme anne sütünden erişkin birey beslenmesine geçiş dönemi olarak da adlandırılmaktadır. Bu dönemde bebek değişik tat, lezzet ve yapıda besinlerle tanışır.

Tamamlayıcı beslenme, zamanında, güvenilir, yeterli ve uygun olmalıdır.  Zamanında: Tamamen veya kısmen anne sütü ile beslenirken enerji ve besin öğelerine gereksinmelerinin arttığı dönemde başlanmalıdır (altıncı ay).

 Güvenilir: Hijyenik olarak hazırlanıp uygun koşullarda saklanmalı, temiz kaplarda ve temizlik kurallarına uygun olarak servis edilmelidir.

 Yeterli: Büyüyen çocuğun gereksinimi olan enerji, protein ve diğer besin öğelerini karşılayacak oranda olmalıdır.

 Uygun:Çocuğun açlık ve tokluk durumu, iştahı, beslenme şekli (kendi kendine, kaşıkla ezme veya püre olarak) ve öğün aralıkları (günlük beslenme sayısı) düşünülerek planlanmalıdır (9).

2.5.1.Tamamlayıcı Besinlere Başlama Zamanı

Tamamlayıcı beslenmeye AAP ve DSÖ 6. aydan sonra başlanmasını önermektedir (30–32). Avrupa Pediatrik Gastroenteroloji, Hepatoloji ve Beslenme Komisyonu (ESPGHAN) ek gıdaya geçişin 17. haftadan önce başlanmaması gerektiğini, 26. haftadan sonraya da geciktirilmemesi gerektiğini belirtmektedir (30).

2.5.2.Tamamlayıcı Beslenmeye Geçiş Zamanına Etki Eden Etmenler

Bebeklerin katı besinlerle beslenme yetenekleri, nöromüsküler, sindirim, üriner ve bağışıklık sisteminin olgunlaşması ile ilişkilidir (30).

İlk 4 ayda sindirim sistemi ve böbrek fonksiyonları tamamlayıcı gıdaları metabolize edebilecek olgunlukta değildir. Süt çocuklarında mide, bağırsak ve pankreas enzimleri erişkin düzeye ulaşmamıştır, mide asidi yeterli düzeyde

(27)

15

değildir ve nişasta ve yağların emilimi için gerekli amilaz ve lipaz enzimleri yetersiz salgılanır. 4.aydan itibaren mide asidinin yeterli düzeye ulaşması ile protein sindirimi kolaylaşır ve 6.ayda yağ, protein ve nişastanın etkin sindirimi gerçekleşir. Ayrıca alınan besinlere hormonal yanıtlarla (insülin, adrenal hormonlar) sindirim sisteminin olgunlaşması ve adaptasyonu gerçekleşmektedir (33). Yenidoğanda bağırsak mukozası, mikroorganizmalara karşı savunmasız ve bazı antijenik besin proteinlerine karşı duyarlıdır. Anne sütünde bulunan çok sayıda etken, bağırsak mukozasının olgunlaşmasını hızlandırır ve sindirim sistemini geçiş besinlerinin sindirimine hazırlar (33).

Süt çocukları 4. aydan önce, besini lokma haline getirme, farinkse gönderme ve yutma için gereken nöromüsküler uyuma sahip değildir. Arama, emme, yutma refleksleri beslenmeyi kolaylaştırırken, dil ile itme refleksi katı besinlerin alımını zorlaştırır. Katı gıdaları alabilme ve yutma için oturma yeteneği henüz kazanılmamıştır. Bebekler yaklaşık 5. ayda ellerine aldıkları cisimleri ağızlarına götürebilir, çenenin yukarı aşağı hareketi ile ağız içindeki besinleri ezme ve dişlerin görünmeye başlaması ile çiğneme yetenekleri gelişir. 8. ayda çoğu bebeğin dişlerinin çıkması, desteksiz oturabilme ve katı lokmaları yutabilecek dil esnekliğine sahip olması, katı besinlerin (parmak besinleri) tüketimini kolaylaştırır. El becerilerinin de gelişmesi bebeği bir yaş civarında aile sofrasına hazırlar (33). Tablo 2.3'de ilk 18 ayda nöromotor gelişim ve beslenme ilişkisi gösterilmiştir (34).

(28)

16

Tablo 2.3. İlk 18 ayda nöromotor gelişim ve beslenme ilişkisi Yaş

(ay) Oral gelişim Nöromotor gelişim

Önerilen besin türü

0-6

Dilin uzatma-geri çekme hareketleri (anne memesine uyum)

Emme ve arama refleksleri var

Baş kontrolü gelişiyor

Anne sütü

6-7

Kaşıktan pasif alabilir, besini dilin ön tarafından farinkse aktarır

Baş kontrolü var Destekle oturur

Yumuşak ezme kıvamında besinler Sıvı besinler 7-8 Çiğneme hareketleri başlar,

fincandan içebilir

Eşyayı bir elden diğerine aktarır

Desteksiz oturur

Püre kıvamında besinler (pütürlü)

8-12

Dilin her iki yana doğru hareketleri ile lokmayı ağzında döndürür

Baş ve işaret parmaklarını kullanabilir

Baş-omuz kontrolü tamdır Besini ağzına götürebilir

Püre kıvamında çatalla ezilmiş besinler 12-18 Çiğneme ve dil hareketleri Yürür

Kendi kendini besleyebilir

Kolay çiğnenebilen tüm yiyecekler 2.5.3.Tamamlayıcı Beslenmeye Erken Başlama

Hem gelişimsel hem de beslenme nedenlerinden dolayı yaşa uygun yiyecekleri doğru tutarlılık ve bebeğin yaşı ve gelişimine uygun bir yöntemle vermek önemlidir.

Erken başlanan tamamlayıcı besinler anne sütü yapımını azaltarak, yetersiz enerji ve besin alımına neden olur. Tamamlayıcı besinlerin besin değerleri anne sütüne göre daha düşüktür ve anne sütünün yerine geçemezler. Tamamlayıcı besinlere erken başlama sonucunda anne sütü ile beslenme süresinin azalması nedeniyle anne sütünün koruyuculuğu azalır ve anne sütünün kontamine olma riski hemen hemen yok iken ek gıdalar da bu olasılık yüksek olduğundan enfeksiyon riski artar ve bağırsağın tam olgunlaşmamış olması nedeni ile hem ishaller, hem de besin alerjisi gelişir.

Tamamlayıcı besinlere erken başlanması ve anne sütü ile birlikte aynı öğünde kullanılması anne sütündeki demir, çinko gibi birçok besin öğesinin emilimini azaltır. Ayrıca atopik hastalıklar, astım, tip 1 diyabet, alerjik hastalıklar, çölyak, enfeksiyon hastalıkları riski artar.

(29)

17

Hızlı bebek büyümesi kardiyovasküler hastalıklar açısıdan riski artır-maktadır aynı zamanda aşırı böbrek solid yüklenmesi ve özellikle 4.aydan önce başlanan tamamlayıcı besinlerin obesite riskini artırtığı belirtilmektedir (35).

Henüz yutma fonksiyonları gelişmediği için aspirasyon riski artmaktadır (16,33,34,36–38).

2.5.4.Tamamlayıcı Beslenmeye Geç Başlama

Tamamlayıcı beslenmeye erken başlanması birçok soruna neden olması yanında geç başlanması da bebeğin gelişimi açısından birçok problem yaratmaktadır. Yetersiz enerji ve besin alımına ve malnütrisyona yol açar. Başta demir ve çinko olmak üzere mikro besin eksiklikleri oluşur. Çiğneme gibi yeme işlevlerinin gelişimi ve bebeğin yeni tat, lezzet, ve yapıdaki besinlere alışması gecikir (36–38).

2.5.5.Tamamlayıcı Beslenme İçeriği Nasıl Olmalıdır?

Uygun tamamlayıcı beslenme enerji ve mikrobesinlerden zengin, kontamine olmayan, fazla tuz ve baharat içermeyen, yemesi kolay ve bebek tarafından kolayca kabul edilebilir olan, uygun miktarda, ailenin besinlerinden kolaylıkla hazırlanabilen ve ekonomik olmalıdır.

Anne sütüyle beslenen sağlıklı süt çocuklarının toplam enerji gereksinimleri ortalama 6-8. ayda 615 kcal/gün, 9-11. ayda 686 kcal/gün ve 12-23. ayda 894 kcal/gün'dür (39). Bebekler günlük enerji gereksinimlerini kendi başlarına düzenleyebilirler. Enerjiden zengin gıdaları daha düşük oranda tüketirler. Eğer tamamlayıcı besinden çok enerji alırlarsa anne sütü alımı azabilir (38). Bebeklerin mide hacminin 30ml/kg olması nedeniyle, hazırlanan besinlerin enerji yoğunluğunun az olması, sulu besinler verilmesi yeterli enerji alımını engelleyecektir. Anne sütü her ml’de 0.7 kkal enerji içerir. Tamamlayıcı besinin en az 0.8-1 kcal/gr enerji içermesi önerilir. Tamamlayıcı besinin yeterli enerji içermesi için koyu kıvamda olması önemlidir. Enerjiyi artırmak için

(30)

18

zeytinyağı eklenebilir (2). İki yaşına kadar olan bebeklerin ve küçük çocukların enerji ihtiyaçları şekil.2.2'de gösterilmektedir (2).

Tamamlayıcı beslenme döneminde günlük alınması gerekli enerjinin, %45-60'ı karbonhidrattan, %30-45'i yağdan, %10'u proteinden karşılanmalıdır (40).

Şekil.2.2.Yaşa göre enerji gereksinimi ve anne sütünden sağlanan enerji miktarı

Bebek beslenmesinde besin grupları UNICEF tarafından 7 temel gruba bölünerek her gün en az dördünden alınması önerilmiştir (26).

1. Tahıllar

2. Baklagiller, kabuklu yemişler(iyice ezilerek) 3. Süt ürünleri

4. Et ürünleri 5. Yumurtalar

6. A vitamininden zengin meyve ve sebzeler 7. Diğer meyve ve sebzeler

(31)

19

Tablo 2.4. Anne sütüyle beslenen 6-23 ay çocuklar için tamamlayıcı beslenme Yaş

(ay)

Ek kalori

gereksinimi Besin özellikleri Öğün sıklığı

Bir öğünde tüketilmesi gereken miktar 6-8 200 kcal/gün Yoğun püre halinde ya

da iyice ezilmiş 2-3 gün 1-2 defa atıştırmalık 2-3 tatlı kaşığı- 250 mL kasenin yarısı 9-11 300 kcal/gün İnce kesilmiş ya da ezilmiş, bebeğin eliyle alabileceği şekilde 3-4 öğün 1-2 defa atıştırmalık 250 mL kasenin yarısı 12-23 550 kcal/gün

Aile mutfağı, gerekirse parçalanmış ya da ezilmiş olarak 3-4 öğün 1-2 defa atıştırmalık 250 mL kasenin 3/4’ü

2.5.6.Süt Çocukları İçin Uygun Tamamlayıcı Besinler

Yoğurt ve peynir; sütün fermante halidir. Protein, kalsiyum, fosfor, riboflavin yönünden zengindir. 6. aydan sonra başlanması önerilmektedir. Probiyotik etki gösterir, demir emilimini kolaylaştırır. Yoğurdun günlük olarak mayalanarak verilmesi önerilir (2,34,37).

Meyve suyu ve meyve püresi; iyi bir C vitamini kaynağıdır. Bitki kaynaklı besinlerdeki ''hem'' olmayan demirin emilimini artırır. Mevsimine uygun taze meyvelerin 6.aydan sonra verilmesi önerilmektedir. Meyve sularının öğünlerde sulandırılarak verilmesi, enerji yoğunluğunu azaltır, günlük 200 ml nin üstünde tüketimi anne sütünün yerini almasına ve besin değeri yüksek diğer besinlere karşı iştahsızlığa neden olur (2,34,37).

Yumurta; biyolojik değeri yüksek protein kaynağıdır. A vitamini, lesitin, çoklu doymamış yağ asiti içerir. 6. ayda haşlanmış yumurta sarısı 1/8 oranında başlanmalı ve daha sonra yavaş yavaş artırılarak 7. ayını doldurmuş çocuklarda tam yumurta sarısına geçilmeli ve alerjen etkisi nedeniyle yumurta beyazı 9. aydan sonra verilmelidir. Salmonella riski nedeniyle çiğ veya az pişmiş yumurta verilmemelidir (2,34,37).

Sebzeler; çok sayıda vitamin, mineral, antioksidan ve lif içerir. Mevsimine uygun taze tüketilmelidir. Sebzelerdeki vitamin kayıplarını en aza indirmek için, yeneceği veya pişirileceği zaman kesilmesi, az suda kısa sürede pişirilmesi, pişirildikten sonra hemen tüketilmesi gerekmektedir (2,34,37).

(32)

20

Tahıllar; büyük oranda karbonhidrat (%65-70) içerirler. Karbonhidrat içeriğinin büyük kısmı nişastadan oluşur ve iyi bir enerji kaynağıdır. Liften zengin ve mikro besin içeriği yeterlidir. 6. aydan itibaren çorbalara eklenmesi önerilir. Pirinç ilk tercih edilenlerdendir, ucuzdur ve alerjen özelliği azdır (2,34,37).

Kurubaklagiller; bitkisel kaynaklı protein, kompleks karbonhidratlar, lif ve minerallerden zengin az yağ içeren besinlerdir. Önemli vitamin ve mineral kaynağıdırlar. 8-9. aylarda ezme şeklinde ve çorbaların içerisinde verilmelidir. Pişirmeden önce suda ıslatılması ve kalın kabuklarının soyulması önerilir (2,34,37).

Et grubu besinler; protein, fosfor, B vitaminleri, demir, çinko, magnezyum açısından zengindir. Kırmızı etler %10-40 oranında doymuş yağ asitleri, kolesterol, beyaz etler daha çok doymamış yağ asitleri ve daha az kolesterol içerirler. 7.ayda çorbalara küçük parçalar halinde eklenmesi önerilir. Balık yüksek oranda omega-3 çoklu doymamış yağ asitleri içeriği nedeniyle nöromotor gelişim açısından çok önemlidir (2,34,37).

İnek sütü; taze inek sütü büyümekte ve gelişmekte olan çocuklar için önemli bir besin kaynağıdır. Sindirim sisteminde mikro düzeyde kanamalara yol açması, düşük demir içeriğine, yüksek protein ve sodyum içeriğine sahip olması, anne sütünün yerini alması gibi özellikleri nedeniyle 9. aydan önce verilmesi önerilmemektedir. 6.aydan sonra tamamlayıcı besinlerin hazırlanmasında, küçük miktarlarda kullanılabilir.İşlenmemiş keçi sütü, elektrolit dengesizliği, metabolik asidoz, azotemiye neden olabilir. Alerjen özellikleri inek sütünden az olmadığından koyun ve keçi sütü de bir yaşından önce kullanılmamalıdır. Pastörize olmamış keçi sütü birçok enfeksiyon kaynağı olabileceğinden küçük çocuklarda kullanımını önerilmemektedir (2,34,37).

2.5.7.Süt Çocuklarında Önerilmeyen Besinler

Çay ve bitki çayları, demir ve mineral eksikleri yapması nedeniyle önerilmemektedir. Aynı zamanda farmakolojik ajanlar içeren bitki çaylarının süt çocuklarında güvenirliliği konusunda yeterli araştırma yoktur. Bal, clostridium

(33)

21

botulinum sporları içermesi nedeniyle botulizm riski taşır. Süt çocuklarının mide asidi düzeyi düşük olması nedeniyle sporları öldüremez, bu nedenle 1 yaşından önce bal önerilmez. Bakla, favizme neden olabileceği için süt çocukluğu döneminde önerilmez. Şeker; konsantre enerji kaynağıdır, başka mikro besin öğesi içermez, diş çürüklerine ve obeziteye neden olması nedeniyle bebek beslenmesinde önerilmemektedir (2,34,37). Bebeklik döneminde tuz tüketimi hipertansiyona neden olmakta ve yüksek miktarda tuz tüketimi ileri yaşta kalp-damar hastalığı riskini artırmaktadır. Dehidratasyona ve nefrolitiazise neden olur (40).

2.5.8.Tamamlayıcı Beslenme Uygulaması

Beslenme sakin bir ortamda olmalıdır. Beslenme sırasında çocuğun duyguları göz önüne alınmalı, yavaş ve sabırla, zorlamadan, farklı tatlar deneyerek beslenme alışkanlığı kazandırılmalıdır.

İlk besinler az miktarda başlanmalı ve bebeğin gereksinimine göre giderek arttırılmalıdır. Her defasında bir besin denenmeli, çocuğun bu besine toleransı gözlenmeli ve 5-7 gün aralıklarla yeni bir besin grubu eklenmelidir. Bebeğin reddi durumunda yeni baştan denenmelidir. Bebeğin iyi tolere edebilmesi için 8-10 kez denenmesi gerekir.

Bebeğin açlık ve tokluk durumu gözönünde bulundurulmalı ve zorlanmamalıdır.

Tamamlayıcı besinler ilk başlandığı zaman bebek için özel olarak hazırlanmalıdır. Besinler yarı katı veya püre şeklinde olmalıdır. Blendir kullanılmamalıdır. Bebeğin yaşına göre kıvamı artırılmalıdır. 10. ayda taneli besinlere geçilmelidir. Katı besinler, çiğ havuç, fındık, fıstık, ceviz gibi kuru yemişler 3 yaşından önce aspirasyon riski nedeniyle verilmemelidir.

Tamamlayıcı besinler kaşık veya bardak ile yedirilmelidir. Biberon hem kotaminasyon riski hem de meme başı karmaşası yaratması nedeniyle kullanılmamalıdır.

Konserve, dondurulmuş yiyecekler, katkı maddeli hazır besinler bebeğe verilmemelidir.

(34)

22

Besinler hazırlanmadan önce hazırlayacak olan kişinin ellerini yıkaması, yemek yemeden önce yine yemeği yedirecek kişi ve bebeğin ellerinin yıkanması gereklidir. Besinler hazırlandıktan sonra hemen tüketilmelidir. Hazırlanan besinler uzun süre oda ısısında bekletilmemelidir. Kullanılan besinler mevsimine uygun taze olmalıdır. Yoğurt günlük olarak mayalanarak verilmelidir. Besinlerin hazırlanmasında kullanılan kase, bardak kaşık temizliğine dikkat edilmelidir. Uygun saklama koşullarına uyulmalıdır (2,16,38).

2.5.9.Altıncı-Sekizinci Ay Beslenmesi

Ana besin kaynağı anne sütüdür (Şekil 2.2.). İlk olarak yoğurt ya da meyve/sebze suyu yada püresi başlanabilir.Elma ve/veya şeftali püresi, pirinç unu ile hazırlanmış muhallebi, yoğurt, sebze püresi ilk başlanacak tamamlayıcı besinlerdir. Allerji yapma riski olan turunçgiller, yumurta, ekmek, balık ve et ilk verilecek besinler arasında yer almamaktadır. Demir ihtiyacının arttığı bu dönemde çorbalar, kırmızı et ve tavuk eti eklenerek yada tahıllar ile zengin-leştirilmelidir. Yumurta sarısı 1/8 oranında başlanarak kademeli olarak artırılmalıdır, 7. ayında tam yumurta sarısına geçilmelidir. Kahvaltılarda tuzsuz peynir verilmelidir (13,16,37).

2.5.10. Dokuz-Onbirinci Ay Beslenmesi

9. aydan itibaren aile sofrasından bebek için uygun olan tuzsuz besinler ezilerek verilebilir.Parmak besinler verilmeye başlanmalıdır. Tam yumurta alabilir. Kırmızı et, tavuk eti küçük parçalar halinde veya köfte şeklinde verilebilir, balık başlanmalıdır. Pilav, ekmek, makarna gibi nişastalı besinlerde başlanabilir. (13,16,37).

2.5.11. Onikinci Ay Sonrası Beslenme

Aile sofrasından çatalla küçük parçalara bölünmüş besinleri rahatça yiyebilir (13,16,37).

(35)

23

Tablo.2.5. 0-12 ay Bebek Beslenmesi

0-6ay 6.ay 7-8.ay 9-11.ay 12.ay

Anne Sütü Anne sütü Yoğurt

Meyve suyu veya püresi, Sebze çorbası Muhallebi Yumurta sarısı (1/4 oranında) Anne sütü Yoğurt Meyve suyu veya püresi, sebze çorbası Tam yumurta sarısı Peynir Et Balık Tahıllar Anne sütü Yoğurt

Meyve suyu veya püresi, sebze çorbası Tam yumurta Peynir Et Tahıllar Baklagiller Makarna Pilav Köfte Aile yemekleri Anne sütü Aile yemekleri

(36)

24 3. GEREÇ VE YÖNTEM

3.1 Etik Kurul Onayı

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Sağlıklı Çocuk İzlem Polikliniği, Genel Pediatri Polikliniği, diğer yan dal polikliniklerine başvuran ve serviste yatarak izlenen 12-36 ay arasındaki çocuklar çalışmaya alındı.Kesitsel anket çalışması olarak planlanan bu çalışma Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Etik Kurulu tarafından onaylandı (EK-3). Çalışmaya alınan çocukların ailelerine anket öncesi bilgi verildi ve yazılı bilgilendirilmiş onam formu alındı (EK-2). Anketler, araştırmacı tarafından tek tek ve yüz yüze yapıldı.

3.2. Çalışma Grubunun Oluşturulması ve Değerlendirilmesi

Çalışmaya 12-36 ay arasında, kronik hastalığı ve prematüre doğum (≤37 hafta), hastanede uzun süre yatış (>1ay) ve besin alerjisi öyküsü olmayan çocuklar alındı.

Anket formunda;

 Çocukların genel özellikleri; yaşı, cinsyeti, doğum şekli, doğum ağırlığı-boyu-baş çevresi,ailenin kaçıncı çocuğu olduğu,

 Ailelerin sosyodemografik özellikleri; annenin şuanki yaşı ve doğumdaki yaşı, anne ve babanın eğitim düzeyi ve çalışma durumu, ailelerinin ekonomik durumu nasıl algıladıkları soruldu.

 Çocukların beslenme durumu; İlk 24 saat içinde anne sütü alıp almadığı, sadece anne sütü ile beslenme süresi, ilk 6 ay beslenme şekli, ek gıdalara nezaman başladıkları, 6 aydan önce ek gıda başlayan annelere neden başladıkları, anne sütü hiç almayan bebeklerin anne sütü almama nedeni, toplam anne sütü alma süresi, ilk bir yaşta çocuğun bakımında kim veya kimlerin yer aldığı( birden fazla cevap kaydedildi), ek gıdalar hakkında bilgiyi hangi kaynaktan aldıkları (birden fazla cevap kaydedildi) ve ayrıca ilk bir yaşta tuz ve şeker kullanımı ile ilgili sorular soruldu. Anket formu EK-1'de verilmiştir.

(37)

25

 Anketlerin toplanması; toplam 374 aile ile görüşme yapıldı. 36 tanesi çalışma koşullarını sağlamadığı için, 15 aile çalışmayı kabul etmediği için, 23 anket için anne bilgileri yeterli hatırlayamadığı için çalışma dışı bırakıldı ve toplam 300 anket ile çalışma tamamlandı.

3.3. Verilerin İstatistiksel Analizi

Çalışmaya alınan olguların ve ailelerinin sosyodemografik özelliklere ilişkin ham verileri tanımlayıcı tablolara dönüştürüldü. Araştırmadan elde edilen veriler SPSS Statistics 22 programında analiz edildi. Öncelikle tüm değişkenler için tanımlayıcı istatistikler yapıldı. Kategorik değişkenler arsındaki fark için ki kare testi, sayısal değişkenler arasındaki ilişki için Spearman's korelasyon analizi uygulandı. İstatiksel olarak verilerin karşılaştırılmasında iki bağımsız grup varsa Mann Whitney U testi ve ikiden fazla grup varsa Kruskal Wallis testi uygulandı. p<0.05 olduğunda istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi.

(38)

26 4. BULGULAR

Çalışmamıza yaşları 12-36 ay arasında değişen toplam 300 çocuk alındı. Olguların 171'i (%57) genel pediyatri polikliniğine, 45'i (%15) sağlıklı çocuk izlem polikliniğine, 57'si (%19) diğer yan dal polikliniğine başvuran, 27'si (%9) serviste yatarak izlenen hastalardı (Tablo 4.1).

Tablo 4.1.Olgunun çalışmaya alındığı birim

Olgunun çalışmaya alındığı birim n %

Genel pediyatri polikliniği 171 57

Sağlıklı çocuk izlem polikliniği 45 15

Diğer yandal poliklinikleri 57 19

Yatan hasta 27 9

Çocukların yaş ortalaması 22.5±7.8 aydı. Olguların 126'sı (%42) kız, 174'ü (%58) erkekdi. Çocukların %62.3'ü (n=187) sezeryan (C/S) ile doğmuştu. Ortalama doğum ağırlığı 3226±497.7 gr idi.

Çalışmaya katılan annelerin 126'sı (%42) çocuğun doğum boyunu hatırlıyordu. Doğum boyunu hatırlayan annelerin çocuklarının doğum boyu ortalaması 50.5±1.6 cm (43-56cm) idi. Çalışmaya katılan annelerin sadece 30'u (%10) çocuğun doğum baç çevresini hatırlıyordu. Doğum baş çevresini hatırlayan annelerin çocuklarının doğum baş çevresi ortalaması 35±1cm (32.5-37cm) idi.

Çalışmaya alınan çocukların %44.7'si (n=134) ailenin ilk çocuğuydu. Olguların %38.3'ü (n=115) ailenin ikinci çocuğu, %12.7'si (n=38) ailenin üçüncü çocuğu, %4.3'ü (n=13) ise 3. gebelikden sonra doğmuş çocuklardı. Çalışmaya alınan çocukların genel özellikleri Tablo 4.2' de verilmiştir.

(39)

27

Tablo 4.2.Çalışmaya alınan çocukların genel özellikleri

Çalışmaya katılan annelerin yaş ortalaması 30.9±5.6 yıl, yaş aralığı 18-45 yıl olarak saptandı. Annelerin doğum yaptığındaki yaş ortalaması 29±5.6 yıl, yaş aralığı 17-44 yıl olarak saptandı. Ailelerin eğitim durumları değerlendirildiğinde annelerin %27.3'ü (n=82) üniversite mezunu, %6'ı okuryazar değildi. Babaların ise %27.7'si (n=83) üniversite mezunu, %2'si (n=18) okuryazar değildi. Annelerin %75.7'si (n=227) ev hanımı, babaların %4.7'si (n=14) işsizdi. Ailelere ekonomik düzeyleri sorulduğunda %67.7'si (n=203) orta olarak değerlendirdi (Tablo 4.3).

Özellikler n %

Yaş(ortalama ±SD) 22.5±7.8

Cinsiyet Kız 126 42

Erkek 174 58

Doğum şekli NSVY 113 37.7

C/S 187 62.3 Doğum ağırlığı <2500gr 25 8.3 2500-3500 194 64.7 >3500 81 27 Ailenin kaçıncı çocuğu ilk 134 44.7 2. 115 38.3 3. 38 12.7 >3 13 4.3

(40)

28

Tablo 4.3.Çalışmaya katılan ailelerin sosyodemografik özellikleri

Özellikler n %

Annenin yaşı (ortalama ±SD) 30.9±5.6 Annenin doğum yaptığındaki yaşı (ortalama ±SD) 29 ±5.6

Anne Eğitim

Okur yazar değil 18 6

İlkokul 62 20.7

Ortaokul 66 22

Lise 72 24

Üniversite 82 27.3

Baba Eğitim

Okur yazar değil 6 2

İlkokul 62 20.7

Ortaokul 56 18.7

Lise 93 31

Üniversite 83 27.7

Annenin iş durumu Ev hanımı 227 75.7

Çalışıyor 73 24.3

Babanın iş durumu İşsiz 14 4.7

Çalışıyor 286 95.3 Ailenin ekonomik düzeyi İyi 63 21 Orta 203 67.7 Kötü 34 11.3

Çalışmaya alınan bebeklerin 293'ü (%97.7) doğumdan sonra ilk 24 saat içinde anne sütü almıştı, ancak sadece anne sütü alanlara bakıldığında %78.3 (n=235) idi. Doğumdan sonra ilk 24 saatte anne sütü alanların %19.7' si (n=58) anne sütü ile birlikte mama da vermişti.

Sadece anne sütü ile beslenme süresi ortalama 4 ±2.5 aydı. Toplam anne sütü alma süresi ortalama 14±7.8 ay idi (Tablo 4.4).

Tablo 4.4. Çalışmaya alınan çocukların anne sütü alma özellikleri

Anne sütü alma özellikleri n %

Doğumdan sonraki ilk 24 saat anne sütü aldı mı? Evet 293 97.7

Hayır 7 2.3

Sadece anne sütü alma süresi(ay) (mean±SD) 4(2.5) Toplam anne sütü alma süresi(ay) (mean±SD) 14(7.8)

Olguların 7'si (%2.3) hiç anne sütü almamıştı. Anne sütü almama nedenleri sorulduğunda %71.4'ü (n=5) ''sütüm gelmedi'' cevabı verdi. Tablo 4.5'de çocukların hiç anne sütü almama özellikleri verilmiştir.

(41)

29

Tablo 4.5. Çalışmaya alınan çocukların hiç anne sütü almama nedenleri

Anne sütü hiç almamışsa nedeni? n %

Süt gelmedi 5 71.4

Annenin sağlık sorunları 1 14.2

Bebek emmek istemedi 1 14.2

Olguların ilk 2 ayda %75'i (n=225) sadece anne sütü ile beslenirken yaşla birlikte azalmaktaydı. İlk 6 ayda sadece anne sütü ile beslenme oranı %47.7 (n=143) idi. Olguların %4'ü ( n=14) 7. aya kadar, %2'si (n=6) 11.aya kadar, %0.3'ü (n=1) 12 aya kadar sadece anne sütü ile beslenmeye devam etmişti (Şekil 4.1).

Şekil 4.1.Aylara göre sadece anne sütü ile beslenen olgu (%)

Olguların 118'i (%39.3) ilk 6 ayda anne sütüne ek olarak mama almaktaydı. 3 (%1) olgu ise 6 aydan önce inek sütü ile beslenmeye başlamıştı. Çalışmaya alınan çocukların ilk 6 ay beslenme şekli Tablo 4.6' da ayrıntılı olarak verilmiştir.

(42)

30

Tablo 4.6. Çalışmaya alınan çocukların ilk 6 ay beslenme şekli

Beslenme şekli n(%)

Sadece anne sütü 143(47.7)

Anne sütü ve mama 66(22)

Anne sütü,mama, ek gıda 49(16.3)

Sadece mama 3(1)

Mama ve ek gıda 4(1.3)

Anne sütü ve ek gıda 32(10.7)

Anne sütü, mama,ek gıda,inek sütü 3(1)

Annelere toplam anne sütü alma süresi sorulduğunda, olguların %30'unun (n=90) 12. aydan önce anne sütü kesilmişti (Şekil 4.2).

Şekil 4.2. Olguların toplam anne sütü alma süresi

Ek gıdaya başlama yaşı ortalama 5.6 ±1.2 ay idi (2-12 ay). Olguların 88'ine (%29.3). 6 aydan önce ve bunların 9'una (%3) 4 . aydan önce ek gıda verilmişti. 9 (%3) olguya 8. ayda, 1 (%0.3) olguya 9. ayda, 2 (%0.7) olguya ise 12. ayda ek gıda başlanmıştı (Tablo 4.7).

Şekil

Şekil 2.1. Beyin gelişim evreleri
Tablo 2.1. Anne sütü, inek sütü, formül süt karşılaştırması.  Anne sütü  (100 ml)  İnek sütü (100 ml)  Formül süt (100ml)  Enerji (kcal)   Protein (g)  Laktoferrin (g)  Alfa-laktalbumin (g)  Beta-laktalbumin (g) Lizozim  (g)  IgA (g)  IgG (g)  IgM (g)  Diğ
Tablo 2.2. Anne sütündeki mikrobesin öğelerinin annenin depoları ve tüketimi ile ilişkisi
Tablo 2.3. İlk 18 ayda nöromotor gelişim ve beslenme ilişkisi  Yaş
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Numune + 10 ml %6’lık H 2 SO 4 içeren %70’lik EtOH...1 dak kaynatılır...Soğutulur ve süzülür...Süzüntünün bir kısmı, MAYER ve DRAGENDORF reaktifi ile kontrol

Passiflora incarnata, Passion flower, çarkıfelek •  Drog: çiçek ve meyvalı toprak üstü kısımları •  Flavonoit (sedatif etkiden sorumlu) •  Alkaloit •  Sterol

Bitki doku kültürü çalışmalarında, adventif sürgün rejenerasyon frekansının artırılması için büyüme ortamına katılan bitki büyüme düzenleyicilerinin (oksin ve

konsantrasyonu yüksek olan yerden düşük olan yere doğru ayrımlı geçirgen bir..

Kök oluşumu.. Oksinin meyve oluşunda rolü Oksin kısmen uzaklaştırılmış Oksin tamamen uzaklaştırılmış Normal koşullar.. Sitokininler..

Buradan yola çıkarak kronik ürtiker tanısı alan 88 olguya belli bir algoritmik yakla ım dahilinde kan, idrar, gayta incelemeleri ve sık görülen fizik ürtikerler için

Yaş ve öğrenim durumu ile bitkisel tedavi uygulayanların oranları istatistiksel olarak anlamlı farklılık göstermez- ken, cinsiyet ile bitkisel ürün kullanımı

 Bitkisel droglardan çeşitli işlemlerle (damıtma, infüzyon, maserasyon, özütleme gibi) elde edilen ufalanmış veya toz edilmiş bitkisel ilaç maddeleri (özsu, özüt,