• Sonuç bulunamadı

Doğu Karadeniz Bölgesi İllerinden Rize, Trabzon ve Giresun’da Yapılan Beslenme Araştırması ile Tesbit Edilen Basit Guvatr Sorunu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Doğu Karadeniz Bölgesi İllerinden Rize, Trabzon ve Giresun’da Yapılan Beslenme Araştırması ile Tesbit Edilen Basit Guvatr Sorunu"

Copied!
11
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Doğu Karadeniz Bölgesi İllerinden

Rize, Trabzon ve Giresun’ da Yapılan

Beslenme Araştırması ile Tesbit Edilen

Basit Guvatr Sorunu

Dr. Orhan Koksal *

H acettepe Üniversitesi Beslenme ve G ıda Bilimleri Enstitüsü ve S. S. Y . B. H ıfzısıhha O kulu Beslenme Şubesinin işbirliği ile Eylül 1970 ayında D oğ u K aradeniz bölgesi R ize -T ra b zo n ve Giresun illerinde yapılan beslenm e araştırmasında toplanan verilerin değerlendirilm esine başlanmış ve bu bölgedeki “ Basit G uvatr“ sorunu tesbit edilm eye çalışılmıştır. D eğerlendirm eden elde edilen bulgular Basit G uvatr sorununun bu bölged e çok yaygın olduğuna ve gerekli tedbirlerin bir an evvel alınmasının zorunluluğuna işaret etmektedir.

Giriş

T iro id bezesinin hiperplazisi çeşitli nedenlerle ve çeşitli sonuçlar d oğ u ­ rarak oluşan bir sağlık sorunudur. Basit Guvatr, bezenin, iyot yetersizliği nedeniyle husule gelen ve genellikle horm onal bir bozuklukla sonuç- lanm ıyan büyüm e şeklidir. İy odu n tüketilen yiyeceklerde yeterince bulunm am ası veya bu iyodu n beze tarafından yakalanm asına engel olan G uvatrojenik m addelerin olumsuz etkisi, sonuç olarak günlük ihtiyaçtan az iyot sağlayan bezenin hiperplazik büyüm esine y ol açm ak­

ta d ır.1- 2 '

D ü n yan ın birçok ülkelerinde tiroid hiperplazisine bağlı basit guvatr sorunu m evcuttur ve bazı bölgelerde de oldukça yaygındır. G enellikle genç, yeni teşekkül etmiş araziden ibaret bölgelerde toprak

* H acettepe Üniversitesi T ıp Fakültesi T o p lu m H ekim liği Enstitüsü Ö ğretim Ü yesi v e H acettep e Üniversitesi Beslenme ve G ıd a Bilimleri Enstitüsü M ü dü rü .

(2)

1 6 B ESLE N M E V E D İY E T D E R G İS İ

örtüsünün az kalınlıkta olduğu, su ve rüzgâr erozyon u son u cu toprak üst örtüsünün akıp gittiği yerlerde basit guvatr sorunu ya yg ın olarak bulunm aktadır. Bu çeşit arazilerin havadan toprağın y ü zey kısım larına yerleşen ve iyot mineralini ihtiva eden kısım lardan yoksun kalm asının, b u gibi yerlerde yetişen yiyeceklerin yeterince iyot ihtiva etm em esine yol açtığı ileri sürülmektedir.3-4

Türkiyede yapılan bazı tetkiklerde İsparta, B urdur, K a sta m o n u , Bolu, K aradeniz bölgesinin R ize, T ra b zon , Giresun ve O r d u illerin de ve A n a d olu ’nun diğer dağlık yerlerinde yaşayan halk arasında basit guvatr sorununun oldukça yaygın oldu ğu belirtilm ektedir.5- 6

Bizim araştırmamızın yapıldığı illerde 1959 yılın da Eser ve arkadaş­ ları tarafından guvatr prevalans araştırması yapılm ıştır. Bu araştırm ada R ize ’ de 1633, T ra b zo n ’ da 1818 ve Giresun’ da dah a az sayıda v e yaşları 12-19 yıl olan öğrenciler m uayene edilmiştir. Bu gruptaki ço cu k la r arasında R ize ili kıyı kesiminde erkek cinste % 19.3; kızlarda % 25.9 oranında, iç kesimden İkizdere’ de 12-15 yaş grubu erkeklerde % 58.3, kızlarda % 64.5 oran ın da; T ra b z o n ilinde sadece kıyı b ölgeleri in c e ­ lenmiş şehir merkezinde 10-11 yaş gru bu n da % 5.5, 14-15 yaş g ru b u erkeklerde % 15.2, kızlarda % 14.1 18-19 yaş g ru b u n d a % 26.3 oranında, diğer kıyı lokalitelerinde 14-15 yaş gru bu erkeklerde % 20.5 ve bu yaş grubu kızlarda % 22.7 oranında guvatr bulu n m u ştu r. Giresun ilinde şehir m erkezinde 12-19 yaş grubu çocu k la rd a % 8 .8 ­ 18.0 oranında tiroid bezesi büyüm esi bu lunduğu ve bu ilde iç kısım lardan şehire hicret etmiş öğrenciler arasında guvatr prevalansı ora n ın ın 12-13 yaş grubunda % 31 olduğu, 16-19 yaş gru bu n da ise % 50 y e yükseldiği bildirilm iştir.7 Bu araştırmada guvatrlı çocuklar arasında sınıfta k alm a oranının guvatr belirtisi gösterm eyen gru ba nazaran d a h a yüksek olduğu ve bu farkın istatistiki analizlerle ön em li bu lu n du ğu b elirtil­ miştir.8

Araştırm a Metod ve Materyeli

H er üç ilin bütün yerleşme bölgelerini incelem eye araştırm a ek ibin in zam an ve personel kadrosu olanağı bu lu n m adığın dan , illeri çeşitli niteliklere göre temsil edecek yerleşme yerleri örnek olarak alınm ıştır. H er ilin Sağlık M üdürlüğü yetkilileriyle birlikte bu örnek lokaliteler seçilmiştir. B öylece:

A . R ize ilinde kıyı kesiminden altı sağlık oca ğ ı (R iz e -M e rk e z , Çayeli, M aden köy, Pazar, Ardeşen, Fındıklı) ve iç k esim den iki sağlık ocağı (K alkandere, İkizdere) bölgesi,

(3)

D O Ğ U K A R A D E N İZ B Ö LG E Sİ İL L E R İN D E B ASİT G U V A T R S O R U N U 1 7

B. T ra b zon ilinde kıyı kesiminden altı sağlık ocağı (Sürm ene, T ra b zon -M erk ez l v e 2 N o . l u , A kçaabat, V akfıkebir, Beşikdüzü) ve iç kesimden iki sağlık ocağı (M açka, D üzköy) bölgesi, C. Giresun ilinde kıyı kesiminden beş sağlık ocağı (T irebolu ,

Espiye, K eşap, G iresun-M erkez, Piraziz) ve iç kesiminden üç sağlık ocağı (Y ağlıdere, Dereli, Yukarıalınlı) bölgesi, örnek lokaliteler olarak seçilmişlerdir.

Ö rneğe dahil edilen bu sağlık ocaklarının merkez köy veya kent­ lerine kayıtlı ailelerin aile tesbit fişleri incelenmiş bunlardan iki yaşından küçük çocukları olan aileler ayrılmış ve bu ailelerden her ocakta 20 adet aile rastgele usulle seçilerek araştırma kapsamına alınmışlardır. İki yaşından küçük çocu ğu olan aile sayısı 20 den az oldu ğu n dan daha büyük çocu k ­ ları olan ailelerden rastgele seçim yapılarak aile sayısı 20 ye çıkarılmıştır. H er sağlık oca ğı bölgesinde yaşayan ve örneğe dahil olan bu ailelerin bütün fertleri klinik m uayeneye tabi tutulmak üzere davet edilmişler­ dir. Ö rn eğe dahil aile fertlerinden heryaş grubundaki kadınların b ü ­ yük çoğu nlu ğu m uayeneye gelmişlerdir. Erkek grubundan ise 15 yaş altındakilerin büyük çoğunluğu m uayeneye gelmiş 15 yaş üstündeki erkeklerden ise çok az sayıda iştirak olmuştur. 15 yaş üstündeki erkek­ lerin m uayeneye gelmesinin kadın ve çocuklar grubunun iştirak oranı üzerinde olum suz etki yapacağı kanısına varıldığından bu yaş erkek gru bu n un m uayeneye katılmasında İsrar edilmemiştir.

K linik m uayenede gözle görünür derecede (visible) guvatr hipert- rofisi gösterenler m üsbet vak’ a olarak kabul edilmiş ve bu vak’ alar palpasyonla m uayene edilerek tanı kesinleştirilmiştir.9 M uayene edilen kişilerde beslenm e yetersizliği ile ilgili diğer bulgular tesbit edilm eye çalışılmış, b u kişilerin fizik yapıları ve gıda tüketim durum ları da in ce­ lenmiştir.

M u ayen e edilen kişilerin bölgenin yerli halkından olup olm adığı soruşturulmuş ve bu bölgede doğu p büyüyenler ile en az beş yıldanberi bu b ölged e yaşayanlar yerli halk olarak kabul edilmişlerdir. G uvatr bulguları yerli halkı kapsıyacak şekilde değerlendirilmiştir.

Bulgular

H er ü ç ilin kıyı ve iç kesimlerinde yaşayan halkında cinse göre genel guvatr durum u tablo 1 de gösterilmektedir.

T a b lo d a n görüldüğü üzere R ize ilinde T ra b zon ve Giresun illerine nazaran guvatrlı vak’ a yüzdesi az olm akla beraber bu ilde de iç

(4)

ke-1 8 BESLENM E V E D İY E T D I'.R G tS Î

T A B L O 1

Rize, Trabzon ve Giresun İllerinde Guvatr Genel D urum u

Erkek K ad ın T o ta l M uayene M uayen e M u a yen e İli ve edilen V a k ’ a edilen V a k ’ a edilen V a k ’ a Bölgesi kişi sayısı kişi sayısı kişi sayısı sayısı ve % sayısı ve % sayısı ve % R ize-K ıyı kesimi 79 - 160 11 239 11

(% 7) C<1 •V / o 5) R ize -İç kesimi 28 6 69 14 97 20 (% 22) ( % 20) ( O /\ / o 21) T ra b zo n -K ıy ı kesimi 87 20 200 76 287 96 ( 0 / V /<> 23) ( % 38) ( % 33) T r a b z o n -îç kesimi 32 9 50 31 82 40 (% 28) /O/\ / o 62) /O/V /O 49)

G iresun-K ıyı kesimi 76 21 167 78 243 99 (% 28) ( % 47) ( % 41) Giresun-Iç kesimi 65 35 120 84 185 119

( 0 /

\ / o 54) ( % 70) ( % 64)

Genel T opla m 367 91 766 294 1133 385

simlerde oran oldukça yüksek bulunm aktadır. G enel olarak g u va tr kadınlar arasında daha yaygın ve iç kesimlerdeki b ölgelerde kıyı kesi­ mine nazaran hemen hemen iki kata yükselen bir ora n d a b u lu n m a k ­ tadır. Giresun ilinde kadınlar arasında % 70 ve genel olarak % 64 oranında guvatr görülmüştür.

Önem lilik testlerinden chi kare testi kullanılarak ya pıla n istatistik! analizde iç kesimle kıyı kesimi arasındaki ve cinsler arasındaki farklı oranların önem li (Significant) olduğu tesbit edilmiş bu lu n m ak tadır. (K ıyı ve iç kesim farkı için X 2 = 5.87 0.01 < P < 0.02, cins farkı için genel olarak X 2 = 21.30 P < 0 .0 0 1 ) .

Yaş gruplarına göre guvatr belirtisi gösterenlerin y ü zd e oran ları tablo 2 de gösterilmektedir.

Yaş gruplarına göre guvatr durum u in celen d iğin de; R iz e ili kıyı kesiminde 0-4 ve 5-9 yaş grupları çocu klarda gözle görü lü r dereced e (visible) tiroid hipertrofisi gösteren vak’ alar tesbit edilm em esine m u k a b il bu ilin iç kesimlerinde 0-4 yaş grubunda az ( % 3) oran da 5-9 yaş g ru ­ bunda % 35, 10-14 yaş grubunda % 13 ve 15 yaştan bü yü klerde % 31 gibi yüksek oranlarda guvatr vak’ aları görülm ektedir. T r a b z o n ve Giresun illerinde her iki kesimde de 0-4 ve 5-9 yaş gru pların d a gu vatr

(5)

T A B L O 2 Y a ş G r u p la r ın a G ö re G u v a tr D u r u m u D ü C U K A R A D E N İZ B ÖLGESİ İL L E R İN D E BASİT G U V A T R S O R U N U O I m t o •h >• > w O CM » id

rt

> o

fl

o rt' e “ J i s . §■5 3 44 > <ü g o G O • ı—1 cJ î73 c/> 3 "O 44 S <u :0 m D £ £I O m co co Tf CO (M

___

_

__

co CO LO CM i O m CO i O CO r-»

—•

0 / /o I % ^ v O ^ \ 0 c ' ' c " ' (M LO O Ol CO LO _

%

^_

s

o CO CO LO —t

10

l O C i ^p

O''- VOO''*CM

o^-—• r-* Th (£> CM CM CM v. o ^ vP o''' o -->x s2 c o N 43 d 44 o o LO CM o CM v o ^ O co CD ~ O ^ > . s2I G 3 O 44 O O CO CD m co r^. tO LO O) LO LO CM cn co co

s

gj *3* O H

(6)

2 0 B ESLE NM E V E D İY E T D E R G İS İ

görülm ekte özellikle iç kesimlerde guvatr oram çok yüksek b ir o ra n d a bulunm aktadır. T ra b zon ilinde kıyı kesiminde 5-9 ve 10-14- yaş g ru p la ­ rında % 50 oranına yaklaşan guvatr vak’ aları, kıyı kesim inde 15 yaştan sonra ve iç kesimlerde 5 yaştan sonra % 50 oran ın ın üstüne yüksel­ mektedir. Giresun ilinde ise guvatrlı vak’ alar 5 yaştan sonra gerek kıyı gerekse iç kesimlerde çok yüksek bir oran da görülm ekte ve hatta iç kesimlerde bazı yaş gruplarında % 70 ve % 80 oran ın ı aşm aktadır.

Guvatrlı Çocuklarda Gelişm e Durum u

H er üç ilde guvatr belirtisinin görülm eye başladığı 2 ile 5 yaş arası devrede tiroid hipertrofisi belirtisi olan ve olm ayan ların fizik gelişim leri arasında farklı bir durum olup olm adığı araştırıldı. Bu illerde total olarak 2-5 yaş arası çocuklardan ağırlığı ölçülm üş olanların to p la m sayısı 255 dir. Bunlardan 61 çocukta tiroid hipertrofisi vardır ( % 2 4 ). Bursa Merinos Ağırlık Standardı kullanılarak yapılan d eğ erlen d irm ed e 255 çocuktan 71’i -1 SD altına düşen ve yetersiz kabul edilen b ir ağırlığa sahiptirler (% 2 8 ).

T iroid hipertrofisi gösteren 61 çocu ğu n 16 sında ( % 26) v e belirti vermeyen 194 çocuğun 55 inde ( % 28) ağırlık y ö n ü n d e n gelişm e yetersizliği tesbit edilmektedir. C hi kare testi u ygu lan arak y a p ıla n istatistikî analizden tiroid hipertrofisi olan ve olm ayan 2-5 yaş arası ç o c u k ­ ların ağırlık yönünden büyüm elerinde farklı bir d u ru m b u lu n m a d ığ ı ortaya konmaktadır (T a b lo 3). Yaşları 2-5 yıl arası olan b u ço cu k la rd a n b oyu ve guvatr durum u tesbit edilenlerde b o y büyüm esi ile g u va tr ilişkisi de incelenm eye çalışılmıştır. Bu yön den yapılan d eğ erlen d irm e T a b lo 4 de gösterilmektedir.

T A B L O 3

2-5 Yaş Arası Çocuklarda Tiroid Hipertrofisi ile Ağırlık D u rum u A rasındaki İlişki (Rize - Giresun İlleri, Eylül 1970)

T iro id Hipertrofisi D urum u A ğırlık Y ön ü n d en D u ru m N orm a l Z a y ıf T o p la m H ipertrofi ( + ) 45 16 61 ( % 26) H ip ertrofi ( - ) 139 55 194 ( % 28) T ota l 184 71 255 X 2 = 0.01 P > 0.90

(7)

D O Ğ U K A R A D E N İZ BÖLGESİ İL L E R İN D E BASİT G U V A T R S O R U N U 2 1

T A B L O 4

Rize, Trabzon ve Giresun illerinde 2-5 Yaş Arası Çocuklarda Tiroid Hipertrofisi ile Boy Uzunluğu Arasındaki İlişkiler

T r o id H ipertrofisi D uru m u

Boy U zu n lu ğu Y önü nd en D urum

N orm al K ısa boylu T o p la m ' H ip ertrofi ( + ) 44 15 ( % 25) 59 H ip ertrofi ( - ) 135 58 ( % 30) 193 T ota l 179 73 252 X2 = 0 . 4 P > 0.50

Bölgede yaşayan çocukların m ental gelişme durum u ile ilgili her­ hangi bir tetkik, T ü rk iye’ de uygulanabilecek ve güvenilir nitelikte ölçm e ve değerlendirm e testlerinin elde bulunmayışı nedeniyle yapılam am ıştır.

Fizik gelişme yönünden yapılan değerlendirm eden elde edilen so­ nuçlar Eser ve arkadaşlarının,10 ortaya koydukları bulgularla uygunluk gösterm ektedir.

Sonuçlar ve Tartışm a

V erilerin incelenm esinden aşağıda belirtilen önem li sonuçlar ortaya çıkm aktadır.

1. T ra b zo n , Giresun ve daha az seviyede olm ak üzere R ize ili lokalitelerinde guvatr önem li bir beslenme ve halk sağlığı sorunudur.

2. R ize ilinde özellikle kıyı kesiminde guvatr belirtisi gösteren va k ’ alar T ra b zo n ve Giresun iline nazaran azdır.

3. H er üç ilde de iç kesimlerde kıyı kesimine nazaran daha yüksek oran da guvatr belirtisi gösteren kişi bulunm aktadır.

4. 5 yaşından sonra guvatr belirtisi gösteren kişi oranında büyük bir yükselme olm aktadır ve bu yükselme T ra b zon ve Giresun illerinde çok yüksek bir seviyeye ulaşmaktadır.

5. Ö zellikle 10 yaşından sonra kadınlar arasında guvatr belirtisi gösterenlerin oram erkek gruba nazaran daha yüksek seviyeyi bulm aktadır.

V arılan bu sonuçların nedenleri olarak aşağıdaki yorum ve tartış­ m alar yapılabilir.

(8)

2 2 B E S LE N M E V E D İ Y E T D E R G İS İ

H er üç ilde arazi, çok dik m eyilli tepeler, dağlar, yüksek zirveler ve bunlar arasında yer alan derin, dar dere yatakları ve v a d ile rd e n ibarettir. Deniz kıyısında çok dar düzlükler bulunm akta, bir çok y erlerd e denizden hemen sonra çok dik y a m a ç ve tepeler yükselm ektedir. B ölge yılın büyük bir kısmında sürekli ve b ol yağm ur alm akta ve bu m eyilli arazinin yüzeyi bu yağm ur suları ile devam lı olarak yık a n m a k ta ve b u toprak küçük ve büyük derelerle denize ulaşm aktadır. G erek a ra zin in genç bir yapıda ve toprak kalınlığının az seviyede (yiizlek) olm ası, gerekse bu toprağın m eyilli arazi ve b o l yağm u r n ed en iy le d ev a m lı yıkanıp akması, toprağın yüzey kısımlarına yerleşmiş ve yerleşm ekte olan iyot mineralinin denizlere akıp gitm esine y ol a çm a k ta d ır. Bu nedenle bu bölge arazisinde toprak iyot bakım ın dan son d erece fak irdir ve burada yetiştirilen bitkisel yiyecekler çok az m ikta rd a iy o t ih tiva etmektedirler.11 Burada yetişen yem (mısır ve fasulye sapları) ve otlarla beslenen hayvanların ürünlerinde de (süt, et v. b ) iy o t az m ikta r­ da bulunmaktadır.

Bölge arazisinde bitkisel yiyecek olarak çoğu n lu k la karalâ h an a, fasulye ve mısır yetiştirilmekte ve yenm ektedir. P atlıcan, d o m a te s ve diğer bazı sebzeler kıyı kesiminde ancak çok kısıtlı b ö lg e le rd e v e az miktarda yetiştirilmektedir.

R ize ilinin kıyı kesimi ve çay üretilen bir kısım iç kesim leri, ça y üretiminden elde edilen oldukça yüksek gelir n eden iyle y iy ecek y ö ­ nünden kapalı ekonom i durum undan çıkmış bu lu n m a k ta dır. Bu ilin çay üretimi yapılan lokalitelerinde A n a d o lu ’ nun diğer b ö lg e le rin d e n getirilen çeşitli sebze ve m eyvelerin tüketilmekte o ld u ğ u g özlen m iştir. Bu ilde çay üretimi yapılan lokalitelerde mısır ekm eği tüketim i ço k azalmış bulunmakta ve bu ğday unundan yapılm ış ekm ek tü k etim in in bunun yerini aldığı tesbit edilm ektedir. Y iy ecek y ö n ü n d e n g ö zle n e n b u değişmenin son 10-15 yıldanberi gitgide artan b ir y a yg ın lık la d e v a m edegeldiği anlaşılmaktadır.

T rabzon ve Giresun illerinde özellikle iç kesim lerde y iy ecek te d a ­ riki yönünden kapalı bir ekonom i durum u m evcu ttu r. Ç o ğ u n lu k la kendi bölgelerinde yetiştirdikleri sebze ve m eyveler tü ketilm ekte ve mısır yada mısırla karıştırılmış bu ğ d a y ekm eği d a h a fazla o r a n d a y e ­ nilmektedir.

H er üç ilde de tarım, bah çe ve çeşitli y o ru cu ev işleri gen ellikle kadınlar tarafından yapılm aktadır. K a dın la rın enerji h a rca m a la rın ın yüksek olduğu ve m etabolizm a faaliyetlerinin nisbî olarak artm ış o ld u ­ ğu kanısına varılm aktadır.

(9)

D O Ğ U K A R A D E N İZ BÖLGESİ İL L E R İN D E B ASİT G U V A T R S O R U N U 2 3

B ölgede denizden balık üretimi yapılm aktadır. Y alnız Ü retim is­ tikrarsız, hava şartlarına bağlı ve ancak bazı cins balıkların (hamsi ve m ezgit) avlandığı sürelerde nisbeten bollaşmakta ve genellikle k ıp kesimde yaşayan halk tarafından muvakkat olarak tüketilebilmektedir. H am si balığı devam lı ve bol tutulan bir balık türü değildir. Bol yaka­ landığı aylarda ise tuzlanarak saklanmaktadır. Tuzlanm ış hamsi yen i­ leceği zam an yıkanmakta bu suretle balıkta m evcut olan iyot yıkanm a suyuna geçerek dökülm ektedir.

Son yıllarda artan nakil olanakları dolayısiyle bu bölgede yakalanan balığın büyük bir kısmının Ankara ve İstanbul illerine sevkedildiği görülm ektedir. Bu nedenle birçok balık türleri bu bölgede oldukça pahalıdır ve halkın çoğunluğunun satmalma gücünün dışındadır. Z a m a n zam an b ol çıkan ve nakil imkânı güç olduğu için sevkedilm eyip u cu z bir fiyatla satılabilen m ezgit balığının da derin dip denizi balığı oldu ğu ve m uhtem elen daha az iyot ihtiva ettiği kanısı uyanm aktadır.

Bu gözlem ve bulgular bu bölgedeki guvatr sorununun nedenlerini ve özelliklerini açıklayabilm eye olanak vermektedir.

a. Bölgedeki guvatr sorununun asıl nedeni bölge toprağında iyot azlığı ve bu toprakta yetişen yiyeceklerin iyot bakım ından bir kaynak teşkil etmeyişidir. K aralâhananın da yiyeceklerde zaten yetersiz m iktarda bulunan iyodun bir kısmını tuttuğu ve gu- vatrojenik bir etki yaptığı düşünülebilir.11

b. R ize ilinde çay üretimi yapılan bölgelerde 15 yaşından küçük grupta daha az guvatrlı vak’ a görülm esinin nedeni olarak bu bu bölgeye iyot ihtiva eden sebze, m eyve ve bazı diğer yiyecek­ lerin bölge dışından son yıllarda ithal edilmesi ve halkın bunları tüketm eye başlamış olması gösterilebilir. Diğer iki ilde ise çoğunlukla kendi bölgelerinde yetiştirilen yiyecekler yenm ekte oldu ğu n dan iyot ihtiyaçları çok az alınmaktadır.

c. İllerin iç kesimlerinde toprak iyot bakım ından daha fakir oldu ğu gibi buralar yiyecek yönünden hem en hem en tam kapalı bir ekonom i tipinde olduğundan ve balıklardan hiç yararlanm a­ dıklarından bu kesimde guvatr oranı daha yüksek bulunm aktadır. d. Yaş ilerledikçe yetersiz iyot tüketiminin devam etmesi nedeniyle

tiroid hipertrofisi daha belirgin olm akta ve gözle görülebilir bir büyüklüğe varmaktadır.

e. Bu bölged e kadınların fizik aktivitelerinin fazla oluşu ve mens- trasyon olayı, m uhtem elen tiroid hipertvofisinin daha çok sayıda ve erken olarak görülmesine yol açmaktadır. A n cak 10 yaşın

(10)

2 4 B E S L E N M E V E D İY E T D E R G İS İ

üstündekilerde daha belirgin olan kadın erkek farkın ın erkek grubunun m uayenelere az sayıda katılm aların dan ileri g elen bir fark olarak kabul edilmesi dah a akla yakın g ö rü le b ilir.

Tedbir ve Tavsiyeler

Sorunun esas nedeni günlük ihtiyaçtan az iyot tüketilm esidir. Y etişkin bir kişinin günlük iyot ihtiyacı 75-150 m ikrogram k a da rd ır. Basit guvatr sorununun yaygın oldu ğu ülkelerde halkın gü n lü k iy o t ih tiya cı, iyotlu tuz imalî ve guvatrılı bölgelere dağıtım ı tedb irleriyle karşılan­ maktadır.

Türkiyede iyotlu tuz ile ilgili tüzük hüküm leri g ıd a m a d d e le riy le ilgili mevzuatta son yıllarda yapılan çalışm alar son u n d a y e r alm ış bulunmaktadır. Bu hüküm ler gereğince iyotlu tuz im a l edilm esi ve D oğu K aradeniz Bölgesindeki halka ucuz bir fia tla ve d e v a m lı d a ğ ıtı­ mının yapılması ivedilikle ele alınm alıdır. T ek el B ak anlığının iy o tlu tuz imaline en kısa bir zam anda geçm esi ve herhangi b ir fia t artışı y a p ıl­ madan bu bölgeye sadece bu nitelikte bir tuz da ğıtım ın ı y a p a c a k te d ­ birleri alması gerekmektedir.

Sağlık Bakanlığının iyotlu tuz im âlini kısa b ir sürede y a p a b ilm e k için Tekel Bakanlığına her hususta destek olm ası ve b u b ö lg e d e yaşayan halka bu tuzu tüketmeleri için gerekli her türlü eğitim v e p r o p o g a n d a çabasını yapması gerekmektedir. İyotlu tuz im âl ve d a ğ ıtım ı d ü zen e konuncaya kadar D oğu K aradeniz Bölgesi sağlık örg ü tlerin d ek i h e k im ­ lerin günde 3-5 dam la L u gol Solüsyonu tavsiye ederek h alkın iy o t ihtiyacım karşılayacak tedbirleri alm aları yerin de olacaktır.

Guvatrın sadece basit bir beze büyüm esi ve estetik b o z u k lu k n ed en i olarak kabul edilm eyip kişinin m ental gelişim i ü zerin d e ç o k o lu m su z etkileri olabileceği düşünülerek b u tedbir ve tavsiyeler ö n ce lik v e iv e ­ dilikle yerine getirilmelidirler.

K A Y N A K L A R

1. R o c h , J . and Lissitzky, S. E tiolog y o f E n d em ic G o itrc. E n d e m ic G o itr e , Y V H O M on og ra p h Series N o. 44. s. 351 1960.

2 . Stanbury, J . B. Physiology o f E n dem ic G oitre. E n d e m ic G o itre , W H O M o n o g r a p h Series N o. 44 P. 261 1960.

3. K elly, F. C. and Snedden, W . W . P revalence a n d G e o g r a p h ic a l D is tıib u tio n o f E n dem ic G oitre. E n dem ic G oitre, YVHO M o n o g r a p h Series N o . 4 4 , s. 27 1960. 4 . Y örü koğlu , S. R ev u e M e d ica le d u M o y e n O rie n t 22, 2-3.

(11)

D O Ğ U K A R A D E N İZ BÖLGESİ İL L E R İN D E BASİT G U V A T R S O R U N U 2 5

6 . K irişçioğlu, M . T ü rk iye’ de G uvatr Çalışmaları. Ankara Hıfzısıhha O kulu H . S. T e z i 1965.

7 . Eser, S. İstanbul T ıp Fak. M ecm uası 23, s. 4 1960.

8 . Eser, S. Basit G uvatr ve S ım f G eçm e, İstanbul Üniversitesi T ıp Fak. M ecm uası 24, s. 282 1961.

9 . Perez, C ., Scrim shav, N. S., and M u n oz, J. A . T ech n iq u e o f E n d em icG oitre Survey S. E n dcm ic G oitre, W H O M on og ra p h Seıies N o. 44, P. 369 1960. 10. Eser, S. Y en i T ıp A lem i X I , s. 121, 1962.

11. Ö rn ek , S .: H alk Sağlığında G uvatr Problem i ve Profilaksisi, A nkaraÜ iversitesi T ıp Fakültesi M ecm uası, 14, 3-68, 1961.

Referanslar

Benzer Belgeler

Fotoğrafta morötesi dalga boyundaki ışık altında yeşil renkte parlayan kısımlar, yeni yıkanmış bir eldeki bakterilerin bulunduğu bölgeleri gösteriyor.. Ellerimizi temiz

Cerrahların ameliyatlarda kullanacağı akıllı bıçaklar kestikleri dokunun kanserli olup olmadığını anında tespit etme özelliğine sahip.. London ’s Imperial C ollege 40

Sarsılmış bebek sendromu ağlama- sı susturulamayan bebeğin, bakımını üst- lenmiş kişiler veya ebeveynler tarafından hırsla sarsılması sonucu görülen bir ço- cuk

Hücrele- rin doğal yaşam ortamını oluşturan hüc- reler arası matristen gerekli olan bilgiler öğrenilmeli ve yapay matrisler için uygu- lanmalıdır.. Doğal hücreler

l Yüksek basınç kuşağının kuzeye kayması sonucu ülkemizde egemen olabilecek tropikal iklime benzer bir kuru hava daha s ık, uzun süreli kuraklıklara neden olacaktır.. l

Questions follow about the idea of legal regulation of the legal rules that govern the penalties imposed by the disciplinary councils, perhaps the most important

The gap between teacher perceptions of TPACK and implementation in lesson plans and learning is due to (a) an understanding of the concept of learning as just a knowledge

province, 2) to study the competency and competency indicators of Sangha administrators in Surin province, and 3) to study the competency development and competency indicators