• Sonuç bulunamadı

The Examination of the Relationship Between Perceived Parental Acceptance- Rejection and Anger Expression Styles and Depressive Symptoms

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "The Examination of the Relationship Between Perceived Parental Acceptance- Rejection and Anger Expression Styles and Depressive Symptoms"

Copied!
12
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Algýlanan Ebeveyn Kabul-Reddinin Öfke

Ýfade Tarzý ve Depresif Belirtiler ile Ýliþkisinin

Ýncelenmesi

The Examination of the Relationship Between Perceived Parental

Acceptance- Rejection and Anger Expression Styles and Depressive

Symptoms

Merve Kýlýç Yýldýz1, Ýhsan Dað2

1Psk, 2Prof. Dr., Hacettepe Üniversitesi, Psikoloji Bölümü

SUMMARY

Objective: The aim of this study was to investigate the

relationships among perceived parental acceptance rejection levels with anger levels, anger expression styles, and depressive symptoms of university students.

Method: For this purpose, Parental

Acceptance-Rejection Inventory, The State-Trait Anger Scale, and Beck Depression Inventory were administered to 366 Hacettepe University undergraduate and graduate stu-dents (185 women, 181 men) (X= 21.11; SD=3.57).

Results: The t-test, correlation and regression analysis

revealed that there are no gender difference, except two, in perceived parental acceptance-rejection levels, anger levels, and anger expression styles, and depressive symp-tom levels. The perceived warmth by the mother is sig-nificantly higher for males than females, and the female’s anger levels is higher than the anger levels of males. Also, it’s found that the levels of parental accep-tance rejection predicts depressiveness, especially, the perceived parental rejection by the father predicts depre-siveness. When the subscales of the perceived parental rejection were examined one by one, it’s found that the total rejection level by the father, and by the mother pre-dict depressiveness. Moreover, when the levels of the parental acceptance rejection were examined, it’s found that the best predictor of the extraversive expression of anger, and the control of anger is the sion levels by the father; if the perceived hostility/aggres-sion by the father increases, the extraversive expreshostility/aggres-sion of anger also increases and the control of anger decreas-es. Conclusion: The results largely supported of the

related literature.

Key Words: Parental Acceptance-Rejection, Anger, Anger

expression styles, Depressive Symptoms

ÖZET

Amaç: Bu çalýþmada üniversite öðrencilerinin algýladýklarý

ebeveyn kabul veya red düzeyi, sürekli öfke düzeyi, öfke ifade tarzlarý ve depresif belirti düzeyleri arasýndaki iliþ-kilerin incelenmesi amaçlanmýþtýr. Yöntem: Bu amaçla

Hacettepe Üniversitesi’nde lisans ve lisansüstü düzeyinde okumakta olan 366 kiþiye (185 kadýn, 181 erkek) (x= 21.11; SS=3.57) “Ebeveyn Kabul veya Red Ölçeði ”, “Sürekli Öfke ve Öfke Ýfade Tarzý Ölçeði’’ ve “Beck Depresyon Envanteri” uygulanmýþtýr. Bulgular:

Çalýþma-da erkeklerin annelerinden algýladýklarý sýcaklýk düzeyi, kadýnlara göre daha yüksek bulunmuþtur. Ayrýca, kadýn-larýn sürekli öfke düzeyleri erkeklerden daha yüksek bulunmuþtur. Ebeveyn kabul veya red düzeyinin depres-yonu yordadýðý, özellikle de babadan algýlanan red düzeyinin belirleyici olduðu tespit edilmiþtir. Ebeveynlerden algýlanan reddin alt boyutlarý tek tek ince-lendiðinde, annenin ve babanýn toplam red düzeyinin çocuklarýnýn depresiflik düzeyini pozitif yönde yordadýðý sonucuna varýlmýþtýr. Ayrýca algýlanan baba kabul ve reddi düzeyleri incelendiðinde, öfkeyi dýþa dönük ifade etmeyi ve öfke kontrolünü en belirleyici yordayan deðiþkenin düþmanlýk/ saldýrganlýk olduðu gözlenmiþ ve babadan algýlanan düþmanlýk/saldýrganlýk arttýkça da öfke kontrolünde azalma olduðu görülmüþtür. Sonuç:

Bulgular, ilgili alanyazýnda yer alan sonuçlarý büyük ölçüde desteklemiþtir.

Anahtar Sözcükler:Ebeveyn Kabul ve Reddi, Öfke, Öfke

Ýfade Tarzlarý, Depresif Belirtiler

(Klinik Psikiyatri 2017;20:84-95) DOI: 10.5505/kpd.2017.98698

(2)

GÝRÝÞ

Çocukluðun insan yaþamýnýn en önemli dönem-lerinden biri olduðu toplumda genel kabul gören bir gerçektir. Psikoloji kuramlarýnýn birçoðu bu önemli dönemin üzerinde durmuþ ve çocukluk döneminin bireylerin yaþamýnda son derece önem-li bir yere sahip olduðunu; insanýn psikolojik ve sosyal geliþimini önemli bir biçimde etkilediðini belirtmiþlerdir (1,2,3). Ebeveyn çocuk iliþkisinin kiþinin psikolojik geliþimi üzerindeki etkilerini açýklamaya çalýþan kuramlardan biri de Ronald P. Rohner (4,5) tarafýndan geliþtirilmiþ olan Ebeveyn Kabul ve Reddi Kuramý'dýr (EKAR, Parental Acceptance and Rejection Theory- PARTheory). Rohner EKAR Kuramý'ný, çocuðun anne-babasý tarafýndan kabul edilmesinin veya reddedilmesinin çocuðun genel uyumu üzerindeki etkilerini araþtýran bir sosyalizasyon kuramý olarak tanýmla-maktadýr. Bu kurama göre, çocuklukta anne-baba tarafýndan kabul edilme veya reddedilme, bireyin duygusal, davranýþsal ve sosyal-biliþsel geliþimini etkilemektedir (5). Kuramýn temel varsayýmý; dünyadaki tüm insanlarýn kendileri için önemli olan kiþilerden sýcaklýk alma ihtiyacýnda olduðudur. Ebeveyn kabul reddinde sýcaklýk ebeveynliðin bir boyutu, kontrol ise diðer boyutudur. Çocukluðunda bütün insanlar kendilerine esas (ebeveyn) ya da yardýmcý bakým veren (büyükanne, bakýcý vs.) kiþi-lerden az ya da çok miktarda sevgi aldýklarý için, bütün insanlar sýcaklýk boyutunun bir yerinde yer almaktadýr. Sýcaklýk boyutunun olumlu ucunda; çocuðun kendisine bakým veren ebeveynlerinden ya da diðer kiþilerden aldýðý; þefkat, ilgi, rahatlatma, destek, besleme ve samimi/açýk sevgi ile gösterilen kabul etme yer almaktadýr. Sýcaklýðýn olumsuz ucunda ise; bu duygularýn ve davranýþlarýn anlamlý olarak geri çekilmesi ya da hiç olmamasý, çocuða fiziksel ya da psikolojik olarak onu incitecek biçimde davranma ve duygularýný ifade etmenin yer aldýðý reddetme boyutu yer alýr. Ebeveynler çocuk-larýna karþý dört farklý þekilde reddedici olabilirler: (1) Sýcak ya da þefkatli olmanýn karþýtý olarak, soðuk ya da sevgisiz, (2) Düþmanca ve saldýrgan, (3) Ýlgisiz ya da ihmalkâr, (4) Ayrýþmamýþ reddedi-ci. Ayrýþmamýþ redde ebeveynler, çocuklarýný gerçekten sevmemelerine ve umursamamalarýna raðmen bununla ilgili açýkça ihmal, þefkatsizlik ya da saldýrganlýk davranýþlarýný göstermezler.

Gerçekte ebeveyn sýcak ya da þefkatli davranmasa bile çocuk ebeveynini sýcak algýlayabilir ya da gerçekte ebeveyn soðuk ya da saldýrgan olmasa bile çocuk ebeveynini soðuk ya da saldýrgan algýlaya-bilir. Bu nedenle asýl önemli olan çocuðun ebeveynini nasýl algýladýðýdýr (6,7,8,9). Yapýlan birçok çalýþmada ebeveynliðin sýcaklýk boyutuna iliþkin cinsiyet farklýlýklarý söz konusudur (6,10). EKAR, Depresif Belirtiler ve Öfke Ýfade Tarzý Ebeveynlik davranýþlarý ve depresif belirtilerin yaþanmasý ile iliþkili bulunan birçok çalýþma alan yazýnda mevcuttur (11,12,13). Najam ve Kausar (14), algýlanan ebeveyn sýcaklýðý arttýkça düþman-lýk, düþük benlik deðeri ve depresif belirtilerin azaldýðýný göstermiþlerdir. Babadan algýlanan kabul arttýkça ergenin düþmanlýðý, depresif belirtileri ve olumsuz benlik algýsý azalmaktadýr. Baba reddi depresyonun önemli yordayýcýlarýndandýr. Madde kötüye kullaným bozukluðu olan yetiþkinlerle yapýlan diðer bir çalýþmada ise çocukluklarýnda annelerinden red algýlayanlarýn, kabul algýlayanlara göre depresif belirtilere ve düþük benlik saygýsýna daha yatkýn olduklarý gözlenmiþtir (15).

Öfke iliþkisel olarak öðrenilen tepkilerden oluþur. Araþtýrmalar öfke duygusunun cinsiyete göre deðiþtiðine de iþaret etmektedir. Lerner (16) ve Sharkin (17) çalýþmalarýnda; erkeklerin kadýnlara kýyasla öfke duygularýný daha doðrudan ifade ettiði-ni belirtmiþlerdir. Kadýnlarýn ifade biçimi ise daha dolaylý olmaktadýr (18). Algýlanan ebeveyn red-dinin, depresyonun yaný sýra saldýrganlýkla/öfkeyle de iliþkili olduðunu gösteren çalýþmalar mevcuttur (19,20). Dört yýl boyunca ergenlerle yürütülen boy-lamsal bir çalýþmada ise ergenlerin depresif belirti-lerinin ebeveynden algýladýklarý reddi yordadýðý ve bu reddin de ergenin öfkesini yordadýðý göste-rilmiþtir. Ergenlerin yaþý ilerledikçe etkiler azal-maktadýr (21).

Çalýþmanýn temel amacý EKAR kuramý ile depresif belirtiler ve öfke, öfke ifade tarzlarý arasýndaki olasý iliþkileri birlikte incelemektir. Bu çerçevede; algýlanan ebeveyn kabul-reddi, depresif belirti düzeyi ve öfke ifade tarzý arasýndaki cinsiyet fark-lýlýklarý, algýlanan kabul-red düzeyleri ile depresif belirti düzeyleri arasýndaki farklýlýklar,

(3)

katýlým-cýlarýn anneleri ve babalarý ile iliþkilerinde algýladýðý sýcaklýk, saldýrganlýk, ihmal ve ayrýþmamýþ red düzeylerinin depresif belirtileri, öfke düzeyini ve kullanýlan öfke ifade tarzýný yordama gücü deðerlendirilmiþtir. Ayrýca, alanyazýn ince-lendiðinde, birçok çalýþmada algýlanan ebeveyn kabul ya da reddinin bireylerde depresyonu dadýðý, öfkeyi/saldýrganlýðý ise aracý rol olarak yor-dadýðý görülmüþtür. Alanyazýndaki çalýþmalarýn birçoðu çocuklarla ve ergenlerle yürütülmüþtür. Bu çalýþmada ise benzer bulgularýn varlýðý, erken yetiþkinlik döneminde olduklarý kabul edilen üniversite öðrencileriyle de deðerlendirilmiþtir. Bunun da ötesinde öfke ifade tarzý ile algýlanan ebeveyn biçimi arasýndaki iliþki sýklýkla aracý roller üzerinden çalýþýlmýþtýr. Bu çalýþma ayný zamanda öfke ifade tarzý ile algýlanan ebeveyn biçimi arasýn-da olasý bir doðruarasýn-dan iliþkiyi de test etmeyi amaçlamýþtýr.

YÖNTEM Örneklem

Çalýþmanýn örneklemi, Hacettepe Üniversitesi'nin Edebiyat Fakültesi, Fen Fakültesi, Hukuk Fakültesi, Mühendislik Fakültesi ve Yabancý Diller Yüksekokuluna baðlý 6 farklý bölümden; lisans veya lisansüstü eðitimi gören gönüllü katýlýmcýlar tarafýndan oluþturulmuþtur. 17-43 yaþ arasý toplam 400 katýlýmcýya ulaþýlmýþtýr (X= 21.11; SS=3.57). Katýlýmcýlarýn 189' u kadýn, 187' si erkektir. Veri Toplama Araçlarý

Demografik Bilgi Formu: Demografik Bilgi Formu araþtýrmaya katýlan katýlýmcýlara ait çeþitli sosyo-demografik bilgileri edinmek amacýyla hazýrlan-mýþtýr.

Ebeveyn Kabul-Red/Kontrol Ölçeði (EKRÖ): Ebeveyn Kabul-Red Ölçeði (EKRÖ) algýlanan ebeveyn kabul-reddinin deðerlendirilmesi amacýyla Rohner ve arkadaþlarý tarafýndan geliþtirilmiþtir. Altmýþ maddelik EKRÖ dört alt ölçekten oluþmak-tadýr. EKRÖ' de bu dört alt ölçeðe ait puanlarýn toplanmasý ile elde edilen "EKRÖ toplam puaný", bireyin anne veya babasý ile iliþkisinde ne kadar

kabul-red algýladýðýnýn genel bir ölçümünü vermek-tedir. Toplam puanlar 60 ile 240 arasýnda deðiþmekte; 240 puan en yüksek düzeyde red algýsýný göstermektedir. Bu çalýþmada Yetiþkin EKRÖ (Anne/Baba) formu kullanýlmýþtýr. Elde edilen bulgular ölçeðin, ülkemizdeki çocuk ve yetiþkinlerin ebeveyn kabul-red ve kontrolü algýlarýný güvenilir ve geçerli bir þekilde deðer-lendirdiðini göstermiþtir (22).

Beck Depresyon Envanteri: Beck tarafýndan (23) depresyon riskini belirlemek, depresif belirtilerin düzeyini ve þiddetinin deðiþimini ölçmek amacýyla geliþtirilen ölçek 21 maddeden oluþmaktadýr. Ölçekten alýnan yüksek puan depresif yakýnmalarýn þiddetinde artýþa iþaret etmektedir. Ölçeðin Türkçe'ye uyarlamasý Tegin (24) ve Hisli (25) tarafýndan yapýlmýþtýr.

Sürekli Öfke-Öfke Tarzý Ölçeði: Sürekli öfke-öfke ifade tarzý ölçeði (SÖÖTÖ) Spielberger (26) tarafýndan geliþtirilmiþ Türkçeye uyarlamasý ile geçerlilik ve güvenirlik çalýþmasý Özer (27) tarafýn-dan yapýlmýþtýr. Ölçeðin iç-tutarlýk katsayýlarý .62 ile .92 arasýnda deðiþmektedir. Ölçek, Sürekli Öfke, Öfke-Ýçte, Öfke-Dýþa ve Öfke Kontrol alt ölçek-lerinden oluþan bir öz bildirim ölçeðidir.

Ýþlem

Araþtýrmada Hacettepe Üniversitesi Etik Komisyonundan gerekli onay alýndýktan sonra örneklemde yer alan Hacettepe Üniversitesi'nin ilgili fakülteleri ile görüþülmüþ ve gerekli izinler alýnmýþtýr. Katýlýmcýlara araþtýrma amacý açýklan-mýþ ve bilgilendirilmiþ onam formu aracýlýðýyla gönüllü katýlýmlarý saðlanmýþtýr. Veriler sýnýf ortamýnda ve uygulamacý tarafýndan toplanmýþtýr. Kontrol amaçlý olarak, araþtýrma ölçekleri katýlým-cýlara farklý sýrayla uygulanmýþtýr.

Analiz ve Ýstatistikler

Araþtýrma kapsamýnda algýlanan ebeveyn kabul-reddi, depresif belirti düzeyi ve öfke ifade tarzý arasýndaki cinsiyet farklýlýklarý, algýlanan kabul-red düzeyleri ile depresif belirti düzeyleri arasýndaki farklýlýklar (Baðýmsýz Gruplar için t testi) ile

(4)

katýlýmcýlarýn anneleri ve babalarý ile iliþkilerinde algýladýðý sýcaklýk, saldýrganlýk, ihmal ve ayrýþmamýþ red düzeylerinin, depresif belirtileri, öfke düzeyini ve kullanýlan öfke ifade tarzýný yordama gücü (Basit Doðrusal Regresyon Analizi) incelenmiþtir. Araþtýrma boyunca, ilgili tüm analizler anne ve baba için ayrý ayrý yapýlmýþtýr.

BULGULAR

Araþtýrmada elde edilen bulgular amaçlar doðrul-tusunda alt baþlýklara ayrýlarak aþaðýda özetlen-miþtir.

Cinsiyet Farklarý

Ýlk aþamada araþtýrma deðiþkenlerinin cinsiyetler arasý karþýlaþtýrmalarý deðerlendirilmiþtir. Ýlk olarak, algýlanan kabul-red düzeyleri (EKRÖ anne-baba formlarý) için elde edilen puanlarýn cinsiyet yönünden farklýlýk gösterip göstermediðine baðým-sýz gruplar için t-testi analizi ile bakýlmýþtýr. Buna göre, ebeveynlerinden algýladýklarý kabul veya red açýsýndan, anneden algýlanan sýcaklýk haricinde, cinsiyetler arasýnda anlamlý bir fark görülmemiþtir. Katýlýmcýlarýn anneden algýladýklarý sýcaklýk erkek-lerde kadýnlara göre daha yüksek çýkmýþtýr ve bu fark istatistiksel açýdan anlamlýdýr, t(364)= -0,42, p<.05 (Tablo 1, Tablo 2).

Ýkinci olarak katýlýmcýlarýn öfke düzeyleri, öfke kontrol, öfke dýþta veya öfke içte puanlarý cin-siyetler arasý farklar açýsýndan incelenmiþtir. Katýlýmcýlarýn öfke kontrol, öfke dýþta veya öfke içte puanlarýnda cinsiyetler arasý anlamlý fark

gözlenmezken; öfke düzeyleri kadýnlarda erkeklere göre daha yüksek çýkmýþtýr ve bu fark istatistiksel açýdan anlamlýdýr, t(364)= 1,84, p<.05 (Tablo 3). Üçüncü olarak katýlýmcýlarýn depresif belirti düzey-leri açýsýndan cinsiyetler arasý fark incelenmiþ ancak anlamlý fark gözlenmemiþtir (Tablo 4). Depresif Belirti Düzeyleri Ýle Algýlanan Ebeveyn Kabul Red Düzeylerinin Ýncelenmesi

Ýkinci aþamada, anneden ve babadan kabul algýlayan grup ile red algýlayan grup arasýnda depresif belirti düzeyleri açýsýndan bir farklýlaþma olup olmadýðýný gözlemlemek amacýyla baðýmsýz gruplar için t-testi analizleri uygulanmýþtýr. Katýlýmcýlarýn anneden algýladýklarý kabul veya red düzeylerine göre depresif belirti düzeyleri arasýnda anlamlý fark gözlenmiþtir, t(92)= -7,07, p<.05. Buna göre, anneden red algýlayanlarýn depresif belirti düzeyleri anneden kabul algýlayanlarýn depresif belirti düzeyine göre yüksektir (Tablo 5). Katýlýmcýlarýn babadan algýladýklarý kabul veya red düzeylerine göre de depresif belirti düzeyleri arasýnda anlamlý fark gözlenmiþtir, t(124)= -4,55, p<.05. Buna göre, babadan red algýlayanlarýn depresif belirti düzeyleri babadan kabul algýlayan-larýn depresif belirti düzeyine göre yüksektir (Tablo 6).

EKRÖ' nün bütün alt boyutlarý depresif belirti düzeyi puanlarý ile anlamlý iliþkili bulunduðundan bütün deðiþkenler için Basit Doðrusal Regresyon Analizi tekniði kullanýlmýþtýr. Algýlanan ebeveyn

Tablo 1. Örneklemin EKRÖ Anne Formu Puanlarýnýn Cinsiyete Göre Karþýlaþtýrýlmasý

EKRÖ Anne Formu Puanlarý Kadýn (n=185) Ortalama S Erkek (n=181) Ortalama S p

Sýcaklýk Puaný 30.59 10.66 31.03 8.95 .04*

Düþmanlýk/Saldýrganlýk Puaný 22.91 6.65 22.66 6.76 .95

Ýhmal/Kayýtsýzlýk Puaný 21.23 6.13 22.25 5.69 .46

Ayrýþmamýþ Red Puaný 14.39 3.93 14.46 4.22 .29

Toplam Puan 89.12 23.2 90.4 22.10 .44

(5)

kabul veya red düzeyinin depresif belirti düzeyleri-ni yordamasýna iliþkin basit doðrusal regresyon analizi sonuçlarý Tablo 7'den izlenebilir.

Tablo 7'de görüldüðü gibi, BDE puanýnýn yor-danan, EKRÖ Anne Formu alt boyutlarýnýn ise yordayýcý deðiþkenler olarak alýndýðý analiz sonucu; EKRÖ Anne formunun sýcaklýk, düþmanlýk/saldýr-ganlýk, ihmal/kayýtsýzlýk, ayrýþmamýþ red boyutu puanlarý (sýrasýyla, R=.30, R2=.09, F1,364=36.27, p=.000; R=.25, R2=.06, F1,364=24.47, p=.000; R=.30, R2=.09, F1,364=37.53, p=.000; R=.23, R2=.05, F1,364=21.14, p=.000) ile toplam puanýn (R=.32, R2=.10, F1,364=43.80, p=.000) BDE puanlarýný yordadýðý gözlenmiþtir. En fazla yor-dama gücüne sahip olan deðiþkenin ise algýlanan anne kabulüne iliþkin toplam puanlar olduðu gözlenmiþtir.

BDE puanýnýn yordanan, EKRÖ Baba Formu alt boyutlarýnýn ise yordayýcý deðiþkenler olarak alýndýðý analiz sonucu ise; EKRÖ Baba formunun sýcaklýk, düþmanlýk/saldýrganlýk, ihmal/kayýtsýzlýk, ayrýþmamýþ red boyutu puanlarý (sýrasýyla, R=.27,

R2=.07, F1,364=29.62, p=.000; R=.25, R2=.06, F1,364=25.95, p=.000; R=.27, R2=.07, F1,364=29.59, p=.000; R=.26, R2=.07, F1,364=28.19, p=.000) ile toplam puanýn (R=.31, R2=.09, F1,364=39.19, p=.000) BDE puanlarýný yordadýðý gözlenmiþtir. En fazla yordama gücüne sahip olan deðiþkenin ise algýlanan baba kabulüne iliþkin toplam puanlar olduðu gözlenmiþtir. Öfke Düzeyi, Öfke Ýfade Tarzlarý Ýle Algýlanan Ebeveyn Kabul Red Düzeylerinin Ýncelenmesi Algýlanan ebeveyn kabul veya red düzeyinin SÖÖTÖ alt boyutlarýný (öfke içte, öfke dýþta, öfke kontrol ve öfke toplam puanlarý) yordamasýna iliþkin basit doðrusal regresyon analizi sonuçlarý Tablo 8'den izlenebilir.

Bütün bu regresyon analizleri sonuçlarý ince-lendiðinde öne çýkan sonuçlar þöyledir: Öfke düzeyini anneden algýlanan düþmanlýk/saldýrganlýk ile red düzeyinin daha belirgin yordadýðý gözlenirken, öfkeyi dýþa dönük ifade etmede ise hem anne hem de baba tarafýndan algýlanan

düþ-Tablo 2. Örneklemin EKRÖ Baba Formu Puanlarýnýn Cinsiyete Göre Karþýlaþtýrýlmasý

EKRÖ Baba Formu Puanlarý Kadýn (n=185) Ortalama S Erkek (n=181) Ortalama S p

Sýcaklýk Puaný 35.96 13.39 35.87 12.18 .12

Düþmanlýk/Saldýrganlýk Puaný 22.11 7.89 23.16 8.14 .57

Ýhmal/Kayýtsýzlýk Puaný 25.82 8.28 25.52 8.0 .50

Ayrýþmamýþ Red Puaný 14.17 5.0 15.08 5.43 .29

Toplam Puan 98.06 30.13 99.63 28.98 .80

EKRÖ: Ebeveyn Kabul Red Ölçeði , *p<.05

Tablo 3. Örneklemin SÖÖTÖ Puanlarýnýn Cinsiyete Göre Karþýlaþtýrýlmasý

SÖÖTÖ Puanlarý Kadýn (n=185) Ortalama S Erkek (n=181) Ortalama S p

Sürekli Öfke Puaný 21.63 5.4 20.66 4.64 .03*

Öfke kontrol Puaný 21.49 4.58 21.88 4.67 .85

Öfke Dýþta Puaný 16.38 3.96 16.24 3.65 .39

Öfke içte Puaný 17.61 3.78 17.92 4.02 .98

(6)

manlýk/saldýrganlýðýn yordayýcý olduðu gözlen-miþtir. Öfkenin bastýrýlmasýný en iyi yordayan belir-leyicilerin, anneden algýlanan sýcaklýk, ihmal/kayýt-sýzlýk ve red düzeyi olduðu gözlenmiþtir. Öfke kon-trolünde ise bütün deðiþkenlerin (sýcaklýk, düþman-lýk/saldýrganlýk, ihmal/kayýtsýzlýk, ayrýþmamýþ red, red) yordama gücüne sahip olduðu ancak bu açýk-lama varyanslarýnýn oldukça düþük ve birbirine denk düzeyde olduðu gözlenmiþtir.

TARTIÞMA

Alan yazýndaki birçok çalýþma çocuklarda ve ergen-lerde algýlanan ebeveyn kabul-reddinin psikolojik uyumla iliþkili olduðunu göstermektedir (28,29). Psikolojik uyumun yaný sýra cinsiyet farklýlýklarý da araþtýrmalarda incelenmiþtir. Bu çalýþmada üniver-site öðrencilerinin ebeveynlerinden algýlamýþ olduklarý kabul veya red düzeyi, öfke düzeyi, öfke ifade tarzý ve depresif belirti düzeyleri arasýndaki iliþkiler ile cinsiyetler arasý farklar incelenmiþtir. Aþaðýda bulgular alanyazýndaki bilgiler ýþýðýnda sýrasýyla tartýþýlmýþtýr:

Cinsiyet Farklarý

Algýlanan ebeveyn kabul veya red düzeylerinde cin-siyetler açýsýndan bir fark olmadýðý ancak anne for-munun sýcaklýk alt boyutunda erkeklerin kadýnlara oranla anlamlý olarak daha yüksek puanlara sahip olduklarý gözlenmiþtir. Bu da erkeklerin kadýnlara oranla annelerinden daha fazla sýcaklýk, dolayýsýyla daha fazla kabul algýladýðýný göstermiþtir.

Araþtýrmaya katýlan kadýn ve erkeklerin puan orta-lamalarý dikkate alýndýðýnda, katýlýmcýlar anne ve babalarýndan kabul algýlamýþ olduklarýný belirt-miþlerdir. Benzer sonuçlar Öngider'in (28) evli ve boþanmýþ çiftler ve çocuklarýyla yaptýðý çalýþma sonuçlarýnda da gözlenmiþtir.

Erkekler annelerinden daha fazla sýcaklýk algýladýk-larýný belirtmiþlerdir. Bu farkýn kaynaðýnda psikanalitik kuramýn Ödipal Çatýþma kavramýnýn yer aldýðý düþünülmektedir (1). Kadýn katýlým-cýlarýn anneye yönelik sýcaklýk algýlarýnýn erkeklere göre daha az olmasý, ödipal çatýþmanýn çözümlen-mesinde sorun yaþamýþ olabileceklerini düþündüre-bilir. Erkekler babalarýyla daha kolay özdeþim kurarak ödipal çatýþmayý kadýnlara oranla daha baþarýlý çözmüþ ve dolayýsýyla annelerinden daha yüksek sýcaklýk algýlamýþ olabilirler. Sýcaklýk, çocuk ile kendisine bakanlar arasýndaki sosyal etkileþime ait bir tutum olmasýnýn yaný sýra, bu sosyal et-kileþimin, çocuðun zihnindeki tasarýmýna iþaret etmektedir. Çocuðun zihinsel tasarýmý, yaþadýðý, sevildiði ve kabul edildiðine ya da sevilmediði ve reddedildiðine dair öznel algýsýdýr (5,9). Dolayýsýyla çalýþmada yer alan erkeklerin zihinsel tasarýmlarýn-daki anneden algýlanan sýcaklýk temsilinin, kadýn-lara göre daha belirleyici olduðu söylenebilir. Bu durumda erkek katýlýmcýlarýn annelerini kadýnlara göre daha sýcak ebeveyn olarak algýladýklarý ve içsel nesne olarak içselleþtirdiklerini söylemek mümkündür. Kuramda ayný zamanda, kabul ya da redde yol açan ebeveyn davranýþlarýnýn kültürel olarak farklýlaþabileceði de belirtilmektedir (9). Bu baðlamda Türk kültüründe erkek çocuk sahibi

Tablo 4. Katýlýmcýlarýn BDE Puanlarýnýn Cinsiyete Göre Karþýlaþtýrýlmasý

BDE Puanlarý Kadýn (n=185) Ortalama S Erkek (n=181) Ortalama S p

Toplam Puan 13.46 9.58 11.52 8.49 .11

BDE: Beck Depresyon Envanteri, *p<.05

Tablo 5. EKRÖ Anne Formu Ýçin Algýlanan Anne Kabul ve Red Düzeylerine Göre Depresif Belirti Düzeylerinin Karþýlaþtýrýlmasý

EKRÖ Anne Puanlarý Kabul-Ortalama S Red-Ortalama S p

BDE Puanlarý 8.80 6.22 20.19 9.32 .007*

(7)

PROOF

olmanýn ekonomik deðerinin yüksek görülmesine

baðlý olarak önemli ve ayrýcalýklý bir özellik olarak kabul edildiði, geleneksel olarak da ataerkil toplum özellikleri gösteren bir toplum yapýsý gösterdiði göz önünde bulundurulduðunda (30); erkeklerin anneleriyle olan iliþkilerinde kadýnlara göre daha fazla sýcaklýk algýlamýþ olmalarý þaþýrtýcý bir durum olmamaktadýr.

Sürekli öfke düzeyi ve öfke ifade tarzlarý bakýmýn-dan cinsiyet farklarýna bakýldýðýnda ise kadýnlarýn erkeklerden daha yüksek öfke düzeyine sahip olduklarý görülmüþtür. Kadýnlarýn daha öfkeli olduklarý, erkeklerin öfkelerini daha doðrudan ifade ettikleri ancak kadýnlarýn bunu yapamadýk-larý, dolayýsýyla da öfke düzeylerinin yüksek olduðuna iþaret eden çalýþmalar alanyazýnda mev-cuttur (16,17). Ancak cinsiyetler arasýnda öfke ifade tarzlarý bakýmýndan fark bulunmamasý bu

çalýþmalardan farklýlýk göstermektedir. Öfke ifade tarzlarýnda farklýlýk gözlenmemiþ olmasý, örnek-lemin üniversite öðrencilerinden oluþmasýyla iliþkili olabilir. Eðitim seviyesinin yükselmesi öfke ifade-siyle ilgili her iki cinse de eþit düzeyde bilinçlilik getiriyor olabilir. Ancak bu hipotezin baþka çalýþ-malarla test edilmesi uygun olacaktýr. Alan yazýnda birçok araþtýrmada cinsiyet ve depresyon arasýnda önemli bir iliþkinin olduðu ve kadýnlarýn erkeklere oranla iki kat daha fazla depresyon yaþadýðý belir-tilmektedir (31). Elde edilen bulgular alan yazýnda-ki bu çalýþmalarla tutarlýlýk göstermemektedir. Bunun kullanýlan ölçüm aracýnýn ölçme amacýyla ve analog örneklem kullanýlmýþ olmasýyla ilgili olduðu düþünülmektedir.

Tablo 6. EKRÖ Baba Formu Ýçin Algýlanan Baba Kabul ve Red Düzeylerine Göre Depresif Belirti Düzeylerinin Karþýlaþtýrýlmasý

EKRÖ Baba Puanlarý Kabul-Ortalama S Red-Ortalama S p

BDE Puanlarý 9.57 6.92 16.98 10.76 .000*

*p<.05

Tablo 7. EKRÖ Anne Formu ve EKRÖ Baba Formu Boyutlarýnýn BDE Puanlarýný Yordamasýna Ýliþkin Regresyon Tablosu Yordanan Yordayýcý R R² Beta t p

BDE Puaný EKRÖ Anne sýcaklýk .301 .091 .301 6.023 .000

EKRÖ Anne düþmanlýk/saldýrganlýk .252 .064 .252 4.974 .000 EKRÖ Anne ihmal/kayýtsýzlýk .306 .093 .306 6.126 .000 EKRÖ Anne ayrýþmamýþ red .234 .055 .234 4.598 .000

EKRÖ Anne Toplam .328 .107 .328 6.618 .000

BDE Puaný EKRÖ Baba sýcaklýk .274 .075 .274 5.442 .000

EKRÖ Baba düþmanlýk/saldýrganlýk .258 .067 .258 5.094 .000 EKRÖ Baba ihmal/kayýtsýzlýk .274 .075 .274 5.439 .000 EKRÖ Baba ayrýþmamýþ red .268 .072 .268 5.310 .000

EKRÖ Baba Toplam .312 .097 .312 6.260 .000

(8)

Tablo 8. EKRÖ Anne Formu ve EKRÖ Baba Formu Boyutlarýnýn SÖÖTÖ Alt Boyut Puanlarýný Yordamasýna Ýliþkin Regresyon Tablosu Yordanan Yordayýcý R R² Beta t p

Sürekli Öfke EKRÖ Anne sýcaklýk .131 .017 .131 2.525 .012

EKRÖ Anne düþmanlýk/saldýrganlýk .196 .038 .196 3.803 .000

EKRÖ Anne ihmal/kayýtsýzlýk .181 .033 .181 3.509 .001

EKRÖ Anne ayrýþmamýþ red .161 .026 .161 3.121 .002

EKRÖ Anne toplam .191 .037 .191 3.718 .000

EKRÖ Baba düþmanlýk/saldýrganlýk .163 .027 . 163 3.150 .002

EKRÖ Baba ihmal/kayýtsýzlýk .129 .017 .129 2.483 .013

EKRÖ Baba ayrýþmamýþ red .118 .014 .118 2.274 .024

EKRÖ Baba toplam .142 .020 .142 2.738 .006

Öfke kontrol EKRÖ Anne düþmanlýk/saldýrganlýk .130 .017 -.130 -2.501 .013 EKRÖ Anne ihmal/kayýtsýzlýk .124 .015 -.124 -2.390 .017

EKRÖ Anne ayrýþmamýþ red .117 .014 -.117 -2.239 .026

EKRÖ Anne toplam .126 .016 -.126 -2.420 .016

EKRÖ Baba düþmanlýk/saldýrganlýk .118 .014 -.118 -2.272 .024

EKRÖ Baba toplam .106 .011 -.106 -2.035 .043

Öfke Dýþta

EKRÖ Anne düþmanlýk/saldýrganlýk .205 .042 .205 3.999 .000

EKRÖ Anne ihmal/kayýtsýzlýk .147 .021 .147 2.827 .005

EKRÖ Anne ayrýþmamýþ red .183 .034 .183 3.559 .000

EKRÖ Anne toplam .158 .025 .158 3.054 .002

EKRÖ Baba düþmanlýk/saldýrganlýk .206 .042 .206 4.013 .000

EKRÖ Baba ayrýþmamýþ red .180 .032 .180 3.496 .001

EKRÖ Baba toplam .133 .018 .133 2.552 .011

Öfke Ýçte

EKRÖ Anne sýcaklýk .201 .040 .201 3.906 .000

EKRÖ Anne düþmanlýk/saldýrganlýk .121 .015 .121 2.325 .021

EKRÖ Anne ihmal/kayýtsýzlýk .208 .043 .208 4.067 .000

EKRÖ Anne toplam .200 .040 .200 3.888 .000

EKRÖ Baba düþmanlýk/saldýrganlýk .114 .013 .114 2.190 .029

EKRÖ Baba ihmal/kayýtsýzlýk .162 .026 .162 3.136 .002

EKRÖ Baba ayrýþmamýþ red .114 .013 .114 2.198 .029

EKRÖ Baba toplam .135 .018 .135 2.598 .010

(9)

Depresif Belirti Düzeyleri, Öfke Düzeyleri, Öfke Ýfade Tarzlarý Ýle Algýlanan Ebeveyn Kabul Red Düzeylerinin Ýliþkilerinin Ýncelenmesi

Anneden red algýlayan katýlýmcýlarýn depresif belir-ti düzeyleri, anneden kabul algýlayan katýlýmcýlarýn depresif belirti düzeylerine göre daha yüksektir. Ýlgili deðiþkenlerin baba için yapýlan analizlerinde ayný sonuçlar gözlenmiþtir. Bu sonuçlar alan yazýn-la uyumlu oyazýn-larak anne ya da babadan red algý-landýðýnda depresif belirti düzeyinde artýþ olduðunu göstermiþtir. Çalýþmada anneye yönelik algýlara iliþkin varyansý en iyi açýklayan deðiþken, anneden algýlanan kabul olmuþtur. Sýcaklýk ve ihmal düzeyinin de toplam puanýn varyansýna oldukça yakýn olduklarý gözlenmiþtir. Sonuçlara göre babaya yönelik algýlara iliþkin varyansý en iyi açýklayan deðiþken ise algýlanan red düzeyi olmuþ-tur.

Daha önce de belirtildiði gibi, alanyazýndaki birçok çalýþmada kabul veya red düzeylerinin depresif belirtileri yordama gücü deðerlendirilmiþtir. Baba sevgisinin çocukluk ve ergenlikteki çalýþmalarýn sonuçlarýný neredeyse anne sevgisi kadar, hatta bazen daha çok açýkladýðý görülmüþtür. Depresyonda ise baba sevgisinin tek yordayýcý olduðu bulunmuþtur (12). Bu çalýþmada elde edilen bulgularda dikkati çeken annenin ve babanýn red-dinin depresif belirti düzeyini yordamasýdýr. Algýlanan ebeveyn kabulü ebeveynle çocuk arasýn-daki uyumun önemli bileþenlerindendir. Ebeveynleri tarafýndan sevildiklerine, deðer ve-rildiklerine inanan çocuklarýn kendileriyle ilgili ve kiþiler arasý alanla ilgili biliþsel olarak iç görü kazandýklarý görülmüþtür (32). Dolayýsýyla katýlým-cýlarýn annelerinden veya babalarýndan soðukluk, ihmal ve red algýlama düzeylerinin, depresif belirti-leri yordadýðý bulgusu desteklenmektedir. Ebeveynin reddedici ve düþmanca olmasý kiþinin benlik deðerini sorgulamasýna yol açabilir. Depresyonu yordayan faktörlerden birinin de, düþük benlik deðeri olduðuna iliþkin çalýþmalar mevcuttur (33,34). Bu çalýþma da anne ve babadan soðukluk, düþmanlýk/saldýrganlýk, ihmal/kayýtsýzlýk, ayrýþmamýþ red ve red algýsý yüksek olduðunda, depresif belirtilerde artýþ olduðunu, dolayýsýyla kiþinin kendini deðersiz hissedebileceðini; algýlanan saldýrganlýk/düþmanlýk karþýsýnda ise öfke düzeyinin yükselip öfke kontrolünün azaldýðýný

göstermiþtir. Bu bulgular da alanyazýn bilgileriyle uyumlu görünmektedir.

Anneden algýlanan sýcaklýk düzeyine göre sürekli öfke düzeyi, öfkeyi kontrol etme, öfkeyi dýþa dönük ifade etme, öfkeyi bastýrma ve depresif belirti düzeyi iliþkileri incelendiðinde, anneden algýlanan sýcaklýk azaldýkça sürekli öfke düzeyi, öfkeyi bastýr-ma ve depresif belirti düzeyinde artýþ gözlenmiþtir. Ebeveynden algýlanan düþük kabulün davranýþ sorunlarý (35), depresyon ve madde baðýmlýlýðý ile iliþkili bulunduðu bazý çalýþmalarda bildirilmiþtir (36,37). Babadan algýlanan sýcaklýk düzeyine göre öfke düzeyi, öfkeyi kontrol etme, öfkeyi dýþa dönük ifade etme, öfkeyi bastýrma ve depresif belirti düzeyi iliþkileri incelendiðinde, babadan algýlanan sýcaklýk düzeyi azaldýkça depresif belirti düzeyi art-mýþtýr. Babadan algýlanan ayrýþmamýþ redde, ihmal/kayýtsýzlýk algýsýndan farklý olarak öfkenin dýþa dönük ifade edilmesinde de artýþ gözlenmiþtir. Ayrýþmamýþ redde kiþinin davranýþsal göstergeler olmaksýzýn sevilmediðini hissetmesi, bu durumu açýklamak için kiþiyi davranýþsal ipuçlarý aramaya itebilir (7,38). Ýhtiyacý olan sýcaklýðý açýkça göre-meyen çocuðun/ergenin öfkesini içte tutma ihtiyacý azalabilir. Sebepleri daha açýk sorgulamak için öfkesini dýþa dönük ifade etmeye yönelebilir. Anneden algýlanan düþmanlýk/saldýrganlýk, ihmal/kayýtsýzlýk, ayrýþmamýþ red ve red düzeyine göre öfke ifade tarzý, öfke düzeyi ve depresif belir-ti düzeyi iliþkileri incelendiðinde bu boyutlarda puanlar arttýkça öfke düzeyi, öfkeyi dýþa dönük ifade etme, öfkeyi bastýrma ve depresif belirti düzeyinde de artýþ gözlenmiþtir. Buna karþýlýk öfkeyi kontrol etme düzeyinin azaldýðý, yani öfkeyi kontrol etmede katýlýmcýlarýn zorlandýklarý gözlen-miþtir. Babadan algýlanan düþmanlýk ve red düzeyi arttýðýnda ise öfke düzeyinde, öfkenin dýþa dönük ifade edilmesinde, öfkenin bastýrýlmasýnda ve depresif belirti düzeyinde artýþ, öfke kontrolünde ise azalma gözlenmiþtir. Baðlanma iliþkilerinin geliþtirildiði kiþiler (anne ya da baba) ile yaþanan olumsuz yaþantýlar, kaygý ve öfke duygularýný ortaya çýkarmaktadýr (39). EKAR'da da bireylerin ebeveynlerinden aldýklarý olumsuz geribildirimlerin red algýsýnda etkili olduðu bilinmektedir. Red algýsý artan ve öfke duygularýný yoðun yaþayan bireylerin bu durumda ebeveynlerinden gördüðü saldýrganlýðý içselleþtirmesi olasýdýr. Bu içselleþtirmeye sahip

(10)

bireylerin öfke kontrolü saðlamalarý zor olabilir. Öfkenin bastýrýlmasýnda ise içsel bir yýpranma söz konusu olduðundan bu ifade tarzýnda yüksek öfke kontrolünden söz etmek uygun olmayabilir. Ayrýca reddedilme uzantýsý üzerinde bir yerden sonra çocuk olumlu tepki almak için giderek daha az gi-riþimde bulunacaktýr. Red algýlayan bu kiþiler kendilerinin olumlu tepkilere ve diðerlerine ihtiyaçlarý olmadýðýný savunurlar, bunu reddederek duygusal olarak kendilerini kapatýrlar. Bu da red algýlayan kiþilerde öfkenin yol açtýðý düþmanlýk/ saldýrganlýðýn denetiminde sorunlar ortaya çýkarýr (7,9,38,40). Red ve düþmanlýk algýsý arttýkça öfkeyi kontrol etmenin güçleþtiði sonucu alanyazýnla uyumlu görünmektedir.

Çalýþmada algýlanan ebeveyn kabul ve red düzeyinin sürekli öfke düzeyi ve öfke ifade tarzýný nasýl yordadýðý incelendiðinde, babadan algýlanan saldýrganlýk/düþmanlýk belirleyici olmuþtur. Rohner (4), anne babanýn çocuðu reddetme biçimi, düþmanlýk ve saldýrganlýk þeklinde ortaya çýktýðýn-da, reddedilmiþ çocuklarýn düþmanlýk duygularý hissetmeye, saldýrgan olmaya veya pasif agresif bir tutum içerisine girmeye özellikle eðilimli olduk-larýný belirtmiþtir. Öfke, benliðe yönelik olumsuz duygular ve red algýlamanýn olumsuz sonuçlarý bir-leþtiðinde kiþiler stresle etkili bir biçimde baþ ede-mezler ve dolayýsýyla bu kiþilerde duygusal tutar-sýzlýk meydana gelir (9). Duygusal açýdan tutarlý olmayan kiþiler, küçük engeller, zorluklar veya sorunlarla karþýlaþtýklarýnda, keyifleri kolayca kaç-maktadýr. Bekledikleri bir þey olmadýðýnda çabuk öfkelenebilirler. Üniversite öðrencileriyle yapýlan pek çok çalýþmada utanç duygusu ile incinme ve olumsuz olaylar yüzünden öfke duygusunun uyan-masý ve baþkalarýný suçlama eðilimi arasýnda iliþki olduðu bulunmuþtur (18,41). Davranýþsal ve duy-gusal sorunlarýn (depresyon ve saldýrganlýk) ebeveyn kabulüyle doðrudan olumsuz bir iliþki içinde olduðunu ve algýlanan ebeveyn reddinin, depresyonun yaný sýra saldýrganlýkla/öfkeyle de iliþ-ki olduðunu belirten çalýþmalar da mevcuttur (19,42). Sosyal öðrenme kuramýný kapsayan çalýþ-malar incelendiðinde de saldýrgan davranýþ gözlemleyen çocuklarýn/ergenlerin kendilerinin de öfkeli saldýrgan ve düþmanca hissettikleri ve böyle davrandýklarý vurgulanmýþtýr.

Sonuç olarak, anneden algýlanan

düþmanlýk/saldýr-ganlýk ve sýcaklýk ile babadan algýlanan düþman-lýk/saldýrganlýk öne çýkan yordayýcýlar olmuþlardýr. Bulgular en az anne kadar babanýn da bireyin psikolojik uyumu bakýmýndan önemli rol oynadýðýný göstermektedir. Son yýllarda babanýn sevgisine yönelik çalýþmalar ön plana çýkmaktadýr. Baba reddinin depresyon üzerindeki etkilerinin yaný sýra, anneden red algýlandýðýnda ve okul zor-balýðýna maruz kalýndýðýnda koruyucu ve aracý rol oynadýðý da gösterilmiþtir (14,15,43). Özellikle depresif belirtiler ve öfke sorunlarýnýn kavram-laþtýrýlmasýnda, tedavi yaklaþýmlarýnda ebeveyn kabul-red algýsýnýn, geçmiþ yaþam öyküsündeki önemi çalýþma sonuçlarýyla desteklenmiþtir. Sonuçlardan yola çýkýlarak (baba reddinin etkileri gibi) koruyucu ruh saðlýðý alanýnda çalýþmalar yapýlabilir, erken çocukluk dönemlerinde önleyici anne baba eðitimleri düzenlenebilir. Bununla bir-likte araþtýrmanýn sýnýrlýlýklarý da mevcuttur. Önce-likle katýlýmcýlarý üniversite öðrencileri oluþtur-maktadýr. Baþka üniversite öðrencilerine, farklý yaþ ve eðitim düzeyine sahip katýlýmcýlara, klinik örnekleme sonuçlarý genellemek söz konusu deðildir. Sýnýrlýlýklarýna raðmen, babadan algýlanan kabul ve reddin önemine ýþýk tutmasý, öfke ve öfke ifade tarzlarýna iliþkin sonuçlarý doðrudan göster-mesi bakýmýndan çalýþmanýn sonraki çalýþmalara da katký saðlayacaðý düþünülmektedir.

* Bu çalýþma, ilk yazarýn ikinci yazar danýþman-lýðýnda yaptýðý Yüksek Lisans Tez Çalýþmasýna dayanmaktadýr.

Yazýþma adresi: Prof. Dr. Ýhsan Dað, Hacettepe Üniversitesi, Psikoloji Bölümü, Ankara ihsandag@hacettepe.edu.tr

(11)

KAYNAKLAR 1. Freud S. An Outline of Psychoanalysis. London: Hogarth

Press; 1949.

2. Bowlby J. Maternal Care and Mental Health. 2nd ed. World Health Organisation: Geneva; 1952.

3. Erikson EH. Chidhood and Society. New York: Norton; 1963. 4. Rohner RP. They Love Me, They Love Me Not: A Worldwide Study of The Effects of Parental Acceptance and Rejection. New Haven, CT: HRAF Press; 1975.

5. Rohner RP. The Warmth Dimension: Foundations of Parental Acceptance-Rejection Theory. Newbury Park, CA: Sage Publications, Inc.; 1986.

6. Rohner RP, Rohner EC. Parental acceptance-rejection and parental control: cross-cultural codes. J Fam Psychol 1981; 20(3):245-260.

7. Rohner RP, Brothers SA. Perceived parental rejection, psy-chological maladjustment, and borderline personality disorder. Journal of Emotional Abuse 1999;1(4):81-95.

8. Khaleque A, Rohner RP. Perceived parental acceptance-rejection and psychological adjustment: a meta-analysis of cross-cultural and intracultural studies. J Marriage Fam 2002; 64:54-64.

9. Rohner RP, Khaleque A, Cournoyer DE. Introduction to parental acceptance-rejection theory, methods, evidence, and implications. http://www.cspar.uconn.edu/INTRODUCTION-TOPARENTALACCEPTANCE_09.pdf. Eriþim tarihi Mayýs 5, 2011.

10. Rohner RP, Khaleque A, Rýaz MN, Khan U, Sadeque S, Laukkala H. Agreement between children's and mothers' per-ceptions of maternal acceptance and rejection: a comparative study in finland and pakistan. Ethos 2005;33(3):367-377. 11. Khaleque A, Rohner RP. Transnational relations between perceived parental acceptance and personality dispositions of children and adults: A meta-analytic review. Pers Soc Psychol Rev 2011;16:103-115.

12. Rohner RP, Veneziano RA. The importance of father love: history and contemporary evidence. Rev Gen Psychol 2001; 5(4):382-405.

13. Varan A, Rohner RP, Eryüksel G. Intimate partner accep-tance, parental acceptance in childhood, and psychological adjustment among Turkish adults in ongoing attachment rela-tionships. Cross Cult Res 2008; 42:46-56.

14. Najam N, Kausar R. Father acceptance - rejection, father involvement and socio emotional adjustment of adolescents in pakistan. J Behav Sci 2012; 22:1.

15. Tufail H, Majeed S, Khan AQ. Perceived parental accep-tance - rejection and its relation wýth depression and self esteem in patients with substance abuse disorder. J Pak Psychiatr Soc 2015; 12:2.

16. Lerner H. Öfke Dansý. Gül S (Çeviri) 11. Baský, Ýstanbul: Varlýk Yayýnlarý, 1996.

17. Sharkin BS. Anger and gender: Theory, research and impli-cations. J Couns Dev 1993;71(4):386-389.

18. Balkaya F, Þahin NH. Çok boyutlu öfke ölçeði. Turk Psikiyatri Derg 2003;14(3),192-202.

19. Akse J, Hale WWIII, Engels RCME, Raaijmakers QAW, Meeus WHJ. Personality, perceived parental rejection and problem behavior in adolescence. Soc Psychiatry Psychiatr Epidemiol 2004;39:980-988.

20. Avcý R. Þiddet Davranýþý Gösteren ve Göstermeyen Ergenlerin Ailelerinin Aile Ýþlevleri, Öfke ve Öfke Ýfade Tarzlarý Açýsýndan Ýncelenmesi. Ç. Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayýnlanmamýþ Yüksek Lisans Tezi. 2006.

21. Hale WWIII, VanderValk I, Akse J, Meeus W. The ýnterplay of early adolescents' depressive symptoms, aggression and perceived parental rejection: a four-year community study. J Youth Adolesc 2008;37:928-940. doi:10.1007/s10964-008-9280-0. 22. Varan A. EKAR kuramý deðerlendirme araçlarýnýn Türkiye güvenirlik ve geçerlik çalýþmasý. E. Ü. Psikiyatri Anabilim Dalý , Yayýnlanmamýþ çalýþma. 2003.

23. Beck AT. An inventory for measuring depression. Arch Gen Psychiatry 1961;4:561-571.

24. Tegin EB. Depresyonda biliþsel bozukluklar: Beck modeline göre bir inceleme. H. Ü. Psikoloji Bölümü, Yayýnlanmamýþ Doktora Tezi. 1980.

25. Hisli N. Beck depresyon envanteri'nin geçerliði üzerine bir çalýþma. Türk Psikoloji Dergisi 1988;22:118-126.

26. Spielberger CD, Reheiser EC. Sydeman SJ. Measuring the experience, expression and control of anger. Anger disorders: definition, diagnosis and treatment. Edited by Kassinove N. Washington, Taylor&Francis, 1995.

27. Özer A. Sürekli öfke (sl-öfke) ve öfke ifade tarzý (öfke-tarz) ölçekleri ön çalýþmasý. Türk Psikoloji Dergisi 1994;9:26-35. 28. Öngider N. Evli ve boþanmýþ ailelerde algýlanan ebeveyn kabul veya reddinin çocuðun psikolojik uyumu üzerindeki etki-leri. E.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi. 2006. 29. Sarýtaþ Atalar D, Gençöz T. Anne ret algýsý ile psikolojik sorunlar arasýndaki iliþkide erken dönem uyumsuz þemalarýn aracý rolü. Turk Psikiyatri Derg 2015;26(1):40-47.

30. Kaðýtçýbaþý Ç. Benlik, Aile ve Ýnsan Geliþimi Kültürel Psikoloji. Ýstanbul: Koç Üniversitesi Yayýnlarý, 2010.

31. Nolen-Hoeksema S. Gender differences in depression. Curr Dir Psychol Sci 2001;10:173-176.

32. Turner AP, Sarason IG, Sarason BR. Exploring the link between parental acceptance and young adult adjustment. Cognit Ther Res 2001;25(2):185-199.

33. Vulic´-Prtoric´ A, Macuka I. Family and coping factors in the differentiation of childhood anxiety and depression. Psychol Psychother: Theory, Res, Pract 2006;79:199-214. 34. Cassidy J, Ziv Y, Mehta TG, Feeney BC. Feedback seeking in children and adolescents: associations with self-perceptions, attachment represantations, and depression. Child Dev 2003; 74(2):612-628.

35. Lila M, García F, Gracia E. Perceived Paternal and Maternal Acceptance and Children's Outcomes in Colombia. Soc Behav

(12)

Pers 2007; 35(1):115-124.

36. Feng X, Keenan K, Hipwell AE, Henneberger AK, Rischall MS, Butch J. ve ark. Longitudinal associations between emo-tion regulaemo-tion and depression in preadolescent girls: modera-tion by the caregiving environment. Dev Psychol 2009; 45(3):798-808.

37. Kim E, Cain KC. Korean american adolescent depression and parenting. J Child Adolesc Psychiatr Nurs 2008;21(2):105-115.

38. Rohner RP. The parental "acceptance-rejection syndrome": universal correlates of perceived rejection. Am Psychol 2004; 59(8):830-840.

39. Bowlby J. Attachment and Loss: Seperation: Anxiety and Anger. New York: BasicBooks, 1973.

40. Eryavuz A. Çocuklukta algýlanan ebeveyn kabul veya

red-dinin yetiþkinlik dönemi yakýn iliþkileri üzerindeki etkileri. E.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayýnlanmamýþ Doktora Tezi. 2006. 41. Tangney JP, Wagner P, Hill-Barlow D. Relation of shame and guilt to constructive versus destructive responses to anger across the lifespan. J Pers Soc Psychol 1996;70:797-809.

42. Finkenauer C, Engels RCME, Baumeister RF. Parenting behaviour and adolescent behavioural and emotional problems: The role of self-control. Int J Behav Dev 2005;29(1):58-69. 43. Papadaki E, Giovazolias T. The protective role of father acceptance in the relationship between maternal rejection and bullying: a moderated-mediation model. J Child Fam Stud 2015; 24:330-340. doi 10.1007/s10826-013-9839-6.

Referanslar

Benzer Belgeler

[r]

Ulusal Fizik Olimpiyatı İkinci Aşama Sınavı Sonucunda Madalya Kazanan Öğrenciler. Sıra Adı Soyadı

u nder the same conditions was prepared and then knowing the Rf values scrapping was done.. Spectra of chlorpropamide and phenformin. TLC - data of the analysis

It was shown that the early recovery time was shorter after desflurane or sevoflurane administration in adults or children when com- pared with isoflurane or halothane administration

25.01.2013 tarih ve 28539 sayılı Resmi Ga- zete’de yayınlanan Aile Hekimliği Uygulama Yö- netmeliği’nde “aile hekimi”, “Kişiye yönelik koru- yucu sağlık

PSM’nin ülkemizde daha düzenli ve güncel olarak yapılabilmesi için Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu tarafından ilki 2011 yılında diğer

The Relationship Between Perfectionism And Resiliency And Perceived Parental Attitudes Among University Student.. Prepared by:

Hitabın sahibi Allah, kendisine has olan vasıtasız ve sınırsız sıfatlarından bir kısmını cüz'i bir şekilde (sınırlı ve vasıtalı olarak) kullarına da vermiş