• Sonuç bulunamadı

Bir yokuşta 40 yıl

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bir yokuşta 40 yıl"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

l-z-nft

CfiuA^yt) H

mmwmmsm

|

I

I

88 » £ w

I

fig

I

1

I

I

1

HASAN PULUR

Bir yokuşta 40 yıl

B

İR yastıkta 40 yıl...

Bu, çok kullanılan mutlu bir de­ yimdir.

Bir yokuşta 40 yıl...

Bu ise öyle çok rastlanan bir olay değildir...

H

ÜRRİYET, bugün bir yokuşta,

Babıâli Yokuşu’nda 40 yılı yaşa­ manın mutluluğunu kutlamaktadır.

Kolay değildir, Babıâli Yoku­ şu’nda 40 yıl yaşamak, hem de hep büyük, en büyük yaşamak...

Bunun bir sırrı vardır...

Bu satırların yazarı da, 34 yıllık m eslek hayatının 7 yılını

“ Hürriyet” te yaşamıştır.

Hürriyet’i Hürriyet yapan, en be­ lirli özellik, ekonomik bağımsızlığı­

dır...

Ve bu ekonomik bağımsızlığın gü­ vencesindeki iç özgürlüktür.

Keşke Başbakan Ö zal’ı buna inandırabilsek:

“ Sayın Başbakan, tam yedi yıl Hürriyet’te çalıştık, bir gün ne pat­ ronun, ne de başkasının müdaha­ lesiyle karşılaşmadık, her gün yazı yazdık, ne şunu yaz diyen oldu, ne de yazma diyen... Siz, bizim için patronlar ne isterse onu yazarlar, diye tutturmuşsunuz, acaba bize inanacak mısınız?”

Ne dersiniz, inanır mı?

Keşke inansa ve “ Güneş” te de müdahalelerden, telkinlerden uzak yazı yazdığımızı anlasa...

H

ÜRRİYET’in en önemli özelliği ekonomik bağımsızlığıdır, dedik. Rahmetli Sedat Simavi’nin oğul­ larına ve müessesesine bıraktığı an­ lamlı bir mirastır bu ve bildiğimiz ka­ darla da, bu mirasa hep sahip çıkıl­

mıştır.

1928’de Harf Devrimi yapılınca, eski yazıyla çıkan gazeteler çok önemli sıkıntıya düşerler, kimse ye­ ni yazıyı bilmemekte, okuyamamak- ta, gazeteler yeni harflerle çıkama­ makta, velhasıl Babıâli tam bir kriz içindedir.

Hükümet, durumu öğrenince her gazeteye ve dergiye yardım etmeye karar verir, herkesin canına minnet yardımı kabul eder, üstelik bunun o günlerde yadırganacak bir yanı da yoktur...

I.âkin Sedat Simavi, bu yardımı kabul etmez...

O devirde, Cumhuriyet'in ilk yılla­ rında böyle bir davranış kuşku uyan­ dırır:

“ Ne demek bu? Sedat Simavi ne yapmak istiyor? Devrime, reji­ me karşı mı?”

Bunu, yıllar sonra, o günlerin İçiş­ leri Bakanı Şükrü Kaya, rahmetli

Sedat Simavi'ye anlatacak ve “ Bu fısıltıların ne kadar boş olduğunu anladık” diyecektir.

S

EDAT Simavi, Babıâli Yokuşu'-

na ayak basarken, kendi kendi­ ne verdiği bir sözü hayatı boyunca hep tutmuştur.

Aradan yıllar geçer, Sedat Sima­

vi kurucusu olduğu Gazeteciler Ce-

miyeti’nin ilk Başkanı’dır, birgün An- kara’dan çağırırlar, Saraçoğlu Baş- bakan’dır, basının sorunlarını konu­ şurlar, Saraçoğlu eğitim seferberli­ ğinden söz eder, gazetelerin de bu­ na katkısını ister ve şöyle der:

“ Biz, ilkokulu bitiren çocukların kolayca gazete okumalarını istiyo­ ruz, bunun için size her türlü yar­ dımı yapacağız, gazete fiyatlarını yüz paraya indirin (2.5 kuruş) öte­ sine biz yardım edelim, böylece en uzak köylerimizde ucuz gaze­ te okuma imkânı yaratmış olu­ ruz.”

Sedat Simavi, Harf Devrimi’nin

olduğu günleri hatırlar ve Saraçoğ­ lu ’na şu karşılığı verir:

“ Gayeniz çok parlak, buna ka­ tılmayacak Türk vatandaşı ola­ maz. Ancak, hükümetin gazetele­ re para vermek yoluyla yardımı çok sakıncalı. Arkadaşlarım bu teklifinizi kabul etmezler. Çünkü, şahsen benim kabul edemeyece­ ğim bir tekliftir bu... Şimdi değil, vaktiyle yeni harfler kabul edildi­ ği zaman, devlet ile partinin tek ol­ duğu devirde, hükümet masrafla­ rı karşılamak üzere gazetelere pa­ ra vermişti. Ben o zaman verilen parayı reddettim, tutunmuş yük­ sek tirajlı dergimi kapatmayı göze aldım.”

S

EDAT Simavi birkaç yıl sonra,

14 Kasım 1952’de Hürriyet’te şöyle diyecektir:

“ Bütün efkârı umumiyeye ilan edebilirim ki, kasama on paralık haram girmemiştir. Devlet tahsi­ satı şöyle dursun, kimse cesaret edip bana para teklif edememiş­ tir.”

B

U davranış, Sedat Simavi’den

oğullarına ve müessesesine mi­ ras kalmıştır, demiştik...

1986 yılının Ocak ayında ANAP Genel Başkan Yardımcısı Keçeci­

ler, içlerinde “ Playman” in de bu­

lunduğu bazı dergileri çıkaran kuru­ luşları "Mali kaynaklan bulanık,

amacı karanlık, gayesi süfli, mem­ leket ve millet düşmanları" diye

suçlamaya kalkışınca, Erol Simavi, Başbakan Özal’a çektiği telgrafta şöyle demişti:

“ Bu itham ve iftirayı şiddetle reddedip, sahibine iade ediyorum.

Hürriyet camiasının mali kay­ nakları, her çeşit denetime açıktır. Devletin en yetkili organları bu ko­ nuda istedikleri an, istedikleri araştırmayı yapabilirler. Hürriyet camiasının, nesabını veremeyece­ ği tek kuruş yoktur.

Mali kaynakları bulanık, deyimi­ nin Hürriyet camiasına değil, dü­ şünceleri bulanık bazı insanlara yakışır bir benzetme olduğu kana­ atindeyim.”

Evet, bir yokuşta, Babıâli Yoku­ şu’nda 40 yıl...

Hürriyet’e kutlu olsun.

I

i

1

Si

É

I

â

m

K

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Chakrabarti gazın yayılımı üzerine daha fazla çalışarak gök adanın yerini tam olarak tespit etmeyi umuyor.. Böylece gök bilimciler tam olarak nereye bakacaklarını

lojik olmayan inorganik yapıtaşları üretiminde (örneğin çok küçük yalıt- kan, yarıiletken ya da metal parçaları) kullanılarak işlevsel malzemeler elde edilmesi,

Bazı araştırmacılar Gazella dorcas’ın Anadolu’da yaşamadığını, Lübnan’dan daha kuzeye çıkmadığını ve Anadolu’da kaydı verilen türün Gazella dorcas yerine

Atatürk’ün gerçek mezarının bulunduğu Kabir Odası’na girdim, orada tam 2 saat kaldım, her şeyi doya doya, içime sindire sindire yaşadım.. Mezarına çiçek koydum,

Araştırmanın sonucuna göre üniversite öğrencilerinin erken dönem uyumsuz şemaların tehditler karşısında dayanıksızlık, karamsarlık, duygusal yoksunluk,

Harekeleme ve noktalamadan sonra devam eden süreçte, mushaf imlasına Tahmîs, Ta’şîr, Teczie ve Tahzîb gibi, Kur’an okuma ve öğretiminde ihtiyaç duyulan

Kocası, daha karısının ce­ nazesi kalkmadan, onun yerini al­ mağa hazırlanan bir arkadaşile, bo­ zulan işlerini düzeltmek için yeni bir Ankara seyahatine

Onun için İngilizce öğreniyor, piyano dersleri alıyor; bugün Türk musikisinde başlı başına bir kutup olan üstad Münir Nureddinin irşat ve nasihatlerinden