G
EÇEN yüzyılın ilk yarısında Türkiye’ ye Avrupa tiyatrosuyla birlikte, müzik li tiyatro da girmiş, opera, operakomik, operet, müzikli komedya ve vodvil türle ri tanınmaya başlanmıştı. İstanbul’a sık sık gelen yabancı tiyatro, opera, operet ve bale toplulukları önceleri Fransız tiyat rosu, Naum tiyatrosu, daha sonra Alka- zar Lirik, Concordia, Croissant, Tepebaşı, Yeni Fransız tiyatrosu, Verdi tiyatrosu ve başka yerlerde temsillerini vermişlerdi. Bunlara saray ve çevresi de büyük ilgi göstermiş, 1859’da Dolmabahçe, 1889'da Yıld ız tiyatroları açılmadan önce de Çıra- ğan sarayında, Dolmabahçe sarayında mi safir tiyatro toplulukları müzikli oyunlarda göstermişlerdir. Nitekim, London
Times gazetesi, 1 şubat 1843 tarihli sayı sında, vâlide - sultanın sarayında Beli- sario adlı bir Italyan operası oynandığı nı, ilk defa saraya erkek oyuncular gir diğini, harem kadınlarının operayı elle rindeki Türkçe librettolarla seyrettikleri ni, Belisario’nun körlük sahnesinde çok heyecanlandıklarını yazıyor. Ancak bu ya zıda yabancı faaliyet üzerinde durmaya cağız, bunu bir başka yazıya bırakacağız.
Ermenice temsiller yanında ilk defa Türkçe temsiller veren Vaspuragan top luluğu müzikli tiyatroya da ilgi duymuş
tu. içlerinde Güllü Agop, Mmakyan gibi bu yüzyılda Türk tiyatrosunun gelişme sinde büyük hizmetleri olan tiyatro adam larının da bulunduğu topluluk, 1862’de İstanbul’dan İzm ir’e gitmiş, burada Ka- marano adlı bir Italyan opera topluluğu nun yeni kurduğu opera binasını onlarla paylaşmışlardı. İzm ir halkı, onların da operaları Türkçe ve Ermenice oynamasını istiyordu, ancak bu teşebbüs bir sonuç vermedi, sadece Acemyan’ın bir komed yasını müzikli oynadılar.
Türkçe ilk düzenli tiyatro temsilleri Güllü Agob'un Gedikpaşa tiyatrosunda kurduğu Osmanlı Tiyatrosu topluluğuyle başlamıştı. Bu topluluk, müzikli oyunlar dışında, her türlü Türkçe oyunları oyna mak için hükümetten imtiyaz almıştı. An cak Güllü Agob’un topluluğu dram, ko medya, melodramların yanısıra, A rif Ağa veya  rif’in Hilesi, Pamela, Bohemya Eş kıyaları, İtalya Köylüleri, Poter Mober, Telemak, Değirmenci Kız, Biskali işçile ri, K el Kapıcı, Güzellik Kişizâdeleri gibi operet ve müzikle oynanan vodvilleri de dağarcığına aldı, ilk Türk operetçisi ola rak maarif mektupçusu Halid Bey bili nir. Ancak tarihçi, elçi, doktor Hayrul- lah Efendi’nin 1844 veya 1845 yıllarında yazdığı sanılan İbrahim Paşa ve
him-i Gülşenî adlı bir opera librettosu bulunmaktadır. Haşan Bedreddin Paşa da Offenbach’m Fortunio, Orphée, Vanloo ve Leterrier’nin Girofle - Girofla gibi ope ra komiklerin librettolarını çevirip yayın lamıştır. Opera, operet bestecileri arasın da en verim li besteci Dikran Çuhacıyan olmuştur. Eserleri Arsas, Olimpia, A rif A- ğa veya Arif'in Hilesi (Alboretto ile), Leb lebici Horhor Ağa, Köse Kâhya, Zemire ve İndiana’dır. Bunlardan Arsas, Olimpia ve Zemire’nin yalnız yabancı topluluklar- ca oynanmış olduğunu biliyoruz. îndiana ise Dikran Kalemciyan yönetiminde Te- mâşâ-i Hüner Kumpanyası’nca 1883 yılın da oynanmıştır. A rifin Hilesi, Köse Kâh ya, Leblebici Horhor Ağa ise, Türk top luluklarının sık sık oynadıkları eserler dir. Bunlardan A rifin Hilesi müziğe, Çu- hacıyan ve Alboretto Gogol’un Müfettiş adlı eserinden uyarlanmıştır. Eserin iki baskısında metnin yazarı Hosep Yazıcı- yan’dır, ancak şarkıların güftelerini Ma hir ve Cevdet Beyler yazmıştır. Köse Kâh- ya’nın müziğini ise Çuhacıyan, A. Alboret to adlı bir besteciyle birlikte yazmıştır. (Alboretto, Şirin Baba adlı bir opera ko
mik de bestelemiştir), sözleri Karakin Rişduni’nindir. Yabancı bir gazete 1874 yılında kasım ve aralık sayılarında Çuha- cıyan'ın yazdığı iki sahne eserinin daha
oynandığını bildiriyor. Bunlardan biri
1859’da Dolmabahçe sarayı tiyatrosunda oynanmak üzere ısmarlanmış olan Şina- si’nin, Şair Evlenmesi adlı komedyası için yazdığı iki perdelik müziktir, ikinci ese ri ise Mektep Ustası veya Mektep Seyri adım taşımaktadır. Gazetenin bildirdiği ne göre bu ikinci eserde Çuhacıyan, okul ların yılda bir defa kırlara gidip, bu ara da «İstanbul Efendisi» gibi konularda mü zikli temsiller oynadıkları mektep sey rini canlandırmaktadır. Ele alınan okul da, Sultan Mahmud’un dâmadı Bahriye Nâzırı Halil Paşa’nın himayesindeki Aksa ray’daki Çamaşırcıoğlu Mektebi’dir.
Ahmed Midhat Efendi’nin de operetle ri vardır. Bunlardan en bilineni Çengi’dir, müziği Haydar Bey’in, güfteler Muallim Naci’nindir. Çengi, Gedikpaşa Tiyatrosu’n- da 1 kasım 1884’te oynanmış, temsilde Mazhar Paşa, Prens Halim, Ticaret ve Zi raat Nâzın Subhi Paşa, E. Mahmud Pa şalar bulunmuşlardır. Aynı ay
Beyoğlu’n-Opera ve operet bestecisi Dikran Çuhacıyan
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi