• Sonuç bulunamadı

Haldun Dormen Kamera Arkası'ndan konuştu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Haldun Dormen Kamera Arkası'ndan konuştu"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Haldun Dörmen

Kamera Arkası’ndan konuştu

Sinan Özedincik

KURULUŞUNDAN bugüne Türk tiyatrosu için bir okul işlevi görmüş Dormen Tiyatrosu ve bu­

rada sergilenen oyunlar. Televizyon programı Kamera Arkası’nm ince ve titiz bir araştırma gerektiren yorucu çalışmaları... Konservatuvar- da hocalık... Yeni bir hitap çalışması, senaryo­ lar ve televizyon için yeni program önerileri... Evet, televizyonda 15 günde bir yayınlanan “Ka­ mera Arkası" programının lokomotifi Haldun Dormen’in dopdolu sanatsal yaşamından bölüm başlıkları bunlar.

Önceki yıllarda “Ellinci yılında Türk Tiyatro­ su” / ‘Unutulanlar” gibi televizyon programla­ rının yapımcılığını ve yönetmenliğini yapan “Dünya Sinemalarından” programım sunan Dormen’le sohbetimiz Tiyatro-Sinema-TV üçge­ ni üzerinde yoğunlaşıyor. TRT için sürekli yeni programlar peşinde olan ve öneriler hazırlayan Dormen, ekranla bu kadar içiçe yaşamasına rağmen, kuruma karşı bir sitem içinde. TRT’ye önerdiği “Yaygara 70” müzikali ile “Şoför” adlı dizisi için hâlâ bir yamt alamadığım söyleyen Haldun Dormen, “Dünyanın masrafı ve emeği sarf ediliyor. İnsanlara bir yamt verilmesi gerekir” diyor.

Söz sinema-TRT ilişkilerinden açıldığında ise TRT’nin sinemaya olan katkısından söz ederek başlıyor konuşmasına Haldun Dormen: “TRT için pek çok laf söyleniyor bugünlerde. Bazı ya­ zarlar boykot karan aldılar. Hakh olabilirler. Fakat bence, insanların sinemaya gitmesinde, sinemanın tekrar gündeme gelmesinde televiz­ yonun çok büyük bir payı var. İster kabul etsin­ ler, ister etmesinler bu bir gerçek. TRT üç-dört yıldır iyi filmler oynatmaya başladı. Sinema ı önemli bir hale geldi. Aynca sinemacılar eski­ sine oranla daha şanslılar. Çünkü iyi bir filmi televizyon hemen satın alıyor. Hem de iyi bir pa­ rayla...”

—TRT Yeşilçam’a nasıl kan verebilir, nasıl harekete geçirebilir?

“TRT bunu film satın alarak yapabilir. Ama Yeşilçam kendi kendini kurtarmalı. O da çok zor. Çünkü şartlar çok kötü. Filmleri oynatacak salon yok. iyi bir filmin oluşması için gerekli olan araç ve para da yok.”

—Televizyonda izlediğimiz Türk filmleri siz­ ce sayı ve kalite bakımından yeterli mi?

“Kalite bakımından yeterli bulup bulmamak önemli değil. Ne yapsınlar oynatmak zorunda­ lar. O kadar kaliteli yerli film yok ki... Bileme­ diniz 100-200 tane. Bu sayı TRT’ye yetmez. Mec­ buren kalitesiz filmleri de sergilemek zorunda kalıyorlar. Zaten çok Türk filmi yok. Onun için sayı bakımından yeterli bence.”

“Diziler halka yakın olmalı”

Haldun Dormen’in sinemayla ilk merhabası 60’h yılların ortalarına rastlıyor. 1965 yılında Gü- ner Sümer’in “Bozuk Düzen” oyununu sinema­ ya aktararak, ilk yönetmenlik denemesini ger­ çekleştiren Dormen’in bu çalışması 66 yılında Antalya Şenliği’nde Altın Portakal ödülü’nü al­ dı. Bundan bir yıl sonra bir sinema filmi daha çeken Dormen, yeniden sinemaya dönmesinin mümkün olmadığım söylüyor.

—Neden sinemaya dönmem diyorsunuz Hal­ dun Bey. Hem sinemanın bu denli içindesiniz, hem de uzak kalmaya çalışıyorsunuz...

“ Çektiğim filmler sanatsal başarı sağladı ama, mâli açıdan çok kötüydü. Benim film çek­ tiğim o yıllarda sinemaya o kadar önem veril­ miyordu. Bundan sonra sinema düşünmüyorum, artık çok geç diyorum. Çünkü ben çok iş yapan bir insanım. Sinemaya başlarsam, bütün işleri­ mi bırakmam lazım. Fakat TV filmi yaparım. Ona bir diyeceğim yok.”

—Televizyonda yayınlanan yerli diziler konu­ sunda neler düşünüyorsunuz?

“Yerli dizilerin çoğunu beğenmiyorum. Yazık diyorum. Daha iyi olmalı. îyi şeyler yok değil, örneğin Geçmiş Bahar Mimozaları herşeyi ile çok güzeldi. Bazı diziler iyi başlıyor, fakat son­ ra suyu çıkıyor. Bence iyi bir zamanda kesilme­

li. Yerli diziler halka yakın olmalı. Çünkü şartlar çok kötü" diyor.Onbeş günde bir yayınlanan Kamera Arkası 'nın lokomotifi Haldun Dormen, Yeşilçam kendi kendini kurtarmalı. O da çok zor.

23

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Mustafa Reşid Paşa oğlu Ali Galip Paşayı Osmanlı hanedanından Fatma Sultan ile evlendirirken önce yalıyı 250 bin altına saraya sat­ mış sonra da genç

İstanbul Haber Servisi - Park Oteli inşaatı dün Beyoğlu Bele­ diye Başkanı Hüseyin Aslan ta­ rafından mühürlendi.. Aslan, 1987’den bu yana kamuoyunu meşgul eden

Duygulanmasının soylulu­ ğu ile sonsuz derecede gelenek­ ten; şiirini kuruşu, görüntüleri­ ni seçişi, soylu ve yeni davranı­ şına karşın gününe, gününün

12 milyar ›fl›ky›l› uzakl›kta dev gaz bulutlar›n›n ayd›nlatt›¤› 200 milyon ›fl›ky›l› uzunlu¤unda yap›, içinde bilinen en büyük gökada yo¤unlu¤unun

Ilki 8.000 nüfuslu oldu~unu söyledi~i Antalya'da Türkler nüfusun 2 / 3 olup kalan~~ te~kil eden Rumlar, sadece Türkçe bilirlerdi; ikincisi bugünün büyük ~ehri (198o

Göçmen aileler arasında yaygın olan akraba evliliğine bağlı, tedavisi uzun ve çok pahalı olan hastalıklar karşısında sigorta şirketleri de yeni kısıtlamalara gitmek

ait «Selimname» isimli bir eseri olduğu gi­ bi şair olduğu için aynı zamanda «Nişanlı mahlâslı divançesi ve daha başka eserleri vardır.. Nişancı Mehmet

Makalemizde buraya kadar İstanbul'un memur ve kibar kesimine mahsus erkeklerinin kıyafet özelliklerini anlattık, imparatorluk içinde giyilen erkek kıyafetlerinin bu