• Sonuç bulunamadı

Türkiye’de Siyasal İşleyişin Halk Kütüphanelerine Etkisi Üzerine Bir Deneme

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Türkiye’de Siyasal İşleyişin Halk Kütüphanelerine Etkisi Üzerine Bir Deneme"

Copied!
9
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Hakemsiz Yazılar Türk Kütüphaneciliği 18, 3 (2004),301-309

Türkiye

'

de Siyasal İşleyişin Halk Kütüphanelerine

Etkisi Üzerine Bir Deneme

HasanS. Keseroğlu*

Öz:

Bu yazımızda, 142 yıl önce geleneksel vakıf kütüphanesi anlayışı dışına çıkan., Batı örnekli kütüphaneyi kuran Osmanlı imparatorluğu’ ndan, 80 yıl önce de cumhuriyete geçen Türkiye’de halk kütüphanelerinin ortaya çıkışı, gelişimi ve bugünkü durumu, genel siyasal işleyiş açısından değerlendirilmektedir. Cumhu­

riyeti’n ilanının ardından kütüphanecilik alanında da hızlı ve Batı uygulamasına uygun çalışmalar başlar. İlk oluşan kütüphane türlerinden biri de halk kütüpha­

neleri olur. 1955-1972 yılları arasında kütüphanecilik eğitimi üç ayrı üniversite de lisans ve lisansüstü düzeyde verilmeye başlar. Ancak, T.C.’nin siyasal yapısı ve özellikleri pek çok kurumda olduğu gibi halk kütüphanelerinde de ilerleme yö­

nünde değil gerileme yönünde etkin olur. Özellikle de halk kütüphanelerinin ge­

nel geçer, evrensel amaçları; 80 yıllık cumhuriyet döneminde hiçbir zaman eksik­

siz yerine getirilemez. Bu olumsuzluğun en temel ayağını kanımızca siyasal yapı ve işleyiş oluşturmaktadır.

Giriş

Kütüphaneler,toplumlann ekonomik durumu, toplumsal yapısı ve kültürel doku­ larınabağlı olarak kurulur, yayılır ve işlevlerini yerine getirir. Ekonomik güç ye­ ni kütüphanelerin kurulmasına ortam hazırlayıp, derme, eleman, yapı açısından destek sağlarken, toplumsal yapı eğitsel yanıyla kütüphanelerin kullanıcılarını yetiştirir. Kültürel doku ise, içinde bulunduğu toplumun ürettiği yazılı, görsel, işitselveelektronikortamda maddi -manevi herşeyi içine alır.Her kütüphane gi­ bi halkkütüphanesi de doğasında, yerelözellikler (kültürel doku) yanında evren­ sel değerleri dermesinde barındırma,bulundurma işlevitaşımaktadır.

Kütüphaneleramaç ve işlevleriyerine getirebilmek içinbeş temel öğeye ge­ reksinim duyarlar : Yapı, personel, derme, bütçe ve okur/kullanıcı. Bu öğeler içinde bulundukları dönemin teknolojik yapısına bağlıolarakdeğişiklikler

göste-Doç. Dr. Hasan S. Keseroğlu, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü öğ­ retim üyesidir. E-posta: hkesero@istanbul.edu.tr

(2)

rebilir. Örneğin 19’uncu yüzyılın sonunda yazı makinesinin kütüphanelerde kul­ lanılmaya başlaması, 1940’larda mikroformların gelişmesi ve 1960’lara kadar kütüphanelerde yaygınolarak kullanımı, 1970’lerlebaşlayan vegünümüzde hız­ lanan bilgisayarteknolojinin getirdikleri gibi ... Ancak bu beş öğe hem nitelik, hem denicelik olarakanlam taşımaktadır.Bunun tipikörnekliğihemBatı Orta­ çağı hem de Osmanlıİmparatorluğu’nda kullanıcıaçısından kendiniortaya koy­ maktadır.

Batı Ortaçağı(Skolastik dönem) kütüphaneleri, Osmanlı İmparatorluğu’nun vakıfkütüphaneleriyle pek çok açıdanbenzeşmektedir(Juchhoff; 1968:1): Der­ me içerik olarak dinsel, dermenin dili dine bağlı olarak ya Latince ya Arapça, kullanıcıları dinsel eğitimgörenkişiler, kütüphanelerin kuruldukları yerler dinsel birimlerdir. Her iki kesimde de okuryazar oranı son derece sınırlıdır. Örneğin, 1862 yılında Osmanlı İmparatorluğu ikinci bilimsel süreliyayını Mecmuai Fü-

nun’u yayımladığında okuryazar oranı %4’dür.Bunun da yarısı Müslüman, ya­ rısı Müslüman olmayan kesimdendir(Akın; 1999:71).

Bu bilgilerışığındaokuryazar oranının yaygınlaşmasıve artması gerçekleş­ meden kurulacakkütüphaneler de Mecmuai Fünun’un 300adetbasılıp, çoğunun satılmadığıgibikullanıcısızkalacaktır.Aynı durum okur yazar oranı yüzde90’la- ra yaklaşmış Türkiye’de de kütüphane dermesine yeni yayınlar katılmadığı için okur bulmakta zorlandığı gerçeği ile geçerlidir.

TürkiyeCumhuriyeti’ninmaddi ve manevi kalıtını aldığıOsmanlı İmparator­ luğu’nda kütüphaneler vekütüphaneciliğin gelişememe nedenleribaşında yöne­ tim zihniyeti ve eğitsel yapısı çok önemli bir yer tutar. Yönetim açısından bası-mevinin Osmanlı Türklerince 270 yıl sonra kullanılmaya başlanması, farklı dü­ şüncelerin yaygınlaşması, okur yazar oranını tetiklemesi, yenidüşüncelerin geli­ şimi, bilginin kolay dağılımı ve bilgi kaynaklarına dahakolayerişimi sağlaması gibi olumluyönlerden yoksun kalmasına neden olmuştur. 19. yüzyılınikinci ya­ rısıve20.yüzyılınbaşında Osmanlıaydınlarının bilgi, eğitim yönünde gelenek­ sel dışına çıkmaya çalışmaları,kütüphanelerin degeleneksel dışında çalışmaları­ na neden olmuştur. “Geçiş Dönemi” (Alpay; 1991:260-265) olarak da adlan­ dırılan, yukarıda anılan Mecmuai Fünun’u yayımlayan Cemiyeti İlmiyeyi Osma­ niye, geleneksel vakıf kütüphanesi dışında Batı ömekli (dermenin dili, içeriği arapça, farsçadışınaçıkan) ilk kütüphanedir. Bu özelliğini daha sonra kurulan si­ vil örgütlere de (Teavünü İçtimaiCemiyeti; Türk Ocakları) yansıtacaktır (Kese­ roğlu; 1989:96).

Cemiyeti İlmiyeyiOsmaniye içinde kurulan Batı ömekli kütüphane girişimi eğitim kumrularında da sürecek; ancak Osmanlı İmparatorluğu’nun parçalanıp, dağılmasıardından 1920yılında yeniTürk Devleti, 1923’dede Türkiye Cumhu­ riyeti kurulacaktır. CumhuriyetinkurucusuMustafa KemalAtatürk, yaptığı dev­ rim ve yeniliklerle Batı aydınlanma hareketine uygun tutum içinde çalışacaktır. Nitekim Kurutuluş Savaşı sürerken eğitim konusunda bir kongredüzenleyecek;

(3)

Türkiye’de Siyasal İşleyişin Halk Kütüphanelerine EtkisiÜzerine Bir Deneme 303 TürkOcakları adlı sivil örgütü,yeni Türkdevletinin kültürel etkinliklerini yürü­ ten birbirimolaraktasarlayacaktı^

Atatürk’ün kütüphaneler vekütüphaneciliği etkileyen karar, etkinlik veyeni­ liklerini şuana başlıklaraltında toplayabiliriz:

• 1924 Tevhid-i Tedrisat Kanunu(Öğretimde birliğinsağlanması. İkili eğitimin ortadan kalkması, laikeğitimin başlaması; kütüphanelerin Milli Eğitim Ba-kanlığı’na bağlanması. Başka bir deyişle bütün kütüphanelerin tek bir bi-rim/yetke altında toplanması).

• 1925 Tekke, türbeve zaviyelerin kapatılmasına ilişkinyasa. Osmanlı İmpara­ torluğu döneminde kütüphanelerin yer aldığı dinsel birimlerin kapatılmasıyla, buralarda bulunan kitapların belli başlı yerlerde toplanmayabaşlanması. Şe­ hir kütüphanelerinin oluşması.

• . Avrupa’ya hemen her konuda yetiştirilmek üzere gençlerin gönderilmesi, gönderilenlerden üçünün kütüphanecilikeğitimi alması.

• 1928 HarfDevrimi. Yazınındeğişmesi. Geçmiş yıllarda üretilen yazılı ürün­ lerlebağınkesilmesi, okur yazar oranının birden sıfırainmesine karşın; açılan okuma yazma kursları, eğitimin yaygınlaştırılması ve basını tekniklerinde La­ tin harflerinin getirdiğiolanaklar hızla okur yazar oranının artmasına yolaç­ ması.

• 1934 Basma Yazı veResimleri Derleme Kanunu. Türkiye’de henüz ulusal bir kütüphane yokken, çıkarılan bu yasa kanalıyla toplanan beş nüshadan birisi kurulacakulusal kütüphane içintoplanması.

• Atatürk’ün getirdiği en önemli yeniliklerden birisi de daha öncehiçbirMüs­ lüman ülkede kullanılmayan; 1789 FransızDevrimi, 1917 Rus Devrimi ile öne çıkan halk kavramıdır.Arapçakökenli busözcük, “yoktan vareden, ya­

ratıcı” anlamında Tanrı’ya yüklenen bir niteleme olarakkullanılmıştır.Ata­ türk ile birlikte halk kavramı,Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan herkesi kapsayan bir anlama bürünür. Nitekim 1950’lere kadar iktidarda ka­ lan, Atatürk’ün kurduğu partinin adında da halk kavramı yer almaktadır: Cumhuriyet HalkPartisi.

• 19Şubat 1932 yılında19 ilde Halkevleri kurulur. Halkevleri dokuz şubede et­ kinliklerini sürdüren, CHP Genel Sekreterliği’ne bağlı, ancak içişlerinde özerk olan, kurulmaları için gerekli üç koşuldan biri de kütüphane bulunması olan; Cumhuriyet dönemininen önemlisivil örgütlerindendir.

• 1930’luyılların sonundaBatı ve Doğu klasiklerinin Türkçeye çevrilmeye ve yayımlanmaya başlaması.

• 1937 yılında deneme amaçlı, 1940’dada bir yasa ileKöy Enstitülerikurula­ cak; Türkiye’nin % 80’inin köylerde yaşayan kesimineeğitim hizmetigötü­ rülmesinin kolaylaştırılmasıamaçlanacaktır.

(4)

Cumhuriyetilebirlikte halkkütüphanelerinin, özellikle de yukarıda sıralanan yasavedevrimlerin getirdiği olanaklarla şehir kütüphaneleri kurulmaya başlar. Bu kütüphaneler henüz amaçları ve işlevlerini açık, anlaşılırve doğru biçimde ortaya koyamasalarda adlarında “halk”, “milli” gibi kavramları kullanırlar. Ör­ gütolarakda MilliEğitim Bakanlığıiçinde HarsDairesi Müdüriüğü’ne bağlıdır. Türkiye’de halkkütüphaneleri, 1950yılınakadar gerçek anlamdahalkkütüp­ hanesi hizmetlerini Halkevleri kanalıyla yerine getirirler. Halkevleri, öncelikle yerelkoşullarabağlıolarak hizmet ve etkinlik üretmektedir. Temelamaçlan Türk DilKurumu ile Türk Tarih Kurumu’nun ürettiği düşünceleri, Atatürk devrim ve ilkelerininyaygınlaşmasını sağlamak (Kongar; 1982:362-363); okuyan, düşünen kuşaklaryetişmesine ortamoluşturmak ve köy ilekent arasındaki kopukluğu or­ tadan kaldırmakbiçiminde belirlenebilir.

Köy Enstitüleriise, öğretmen olarak köye gitmek istemeyen kentli kişilerden dolayı köylerden çocuklann toplanıp hem eğitim, hemzanaat hem de sanat öğ­ rendikleri; okuma ve yazmayönünde Cumhuriyet döneminin en başarılı okulları olma özelliği kazanırlar. 1949 yılında sayılan 19’da kalan bu okullar; sayılan 500’e yaklaşan Halkevleri ile birlikte 1950’de çok partili yaşama geçişle birlikte kapatılırlar.

Kapatılmalannın tek nedeni yeni hükümetin eski tek parti ile siyasal bakış açı­ sından aynmlı noktada duruşudur. Nitekimyeni hükümetin 10 yıl başbakanlığı­ nıyapacak olanAdnan Menderes, Aydın Halkevi Başkanlığı yapmıştır. Bubaş­ bakanın onayı ile Halkevleri veKöyEnstitüleri kapatılır.

Gerek yeni harfli derme, gerek işleyişolarak merkeze bağlı halkkütüphane­ lerinden dahaiyi hizmet üreten Halkevleri’ninkapatılması - ki kimiillerdeHal­ kevleri ile halk kütüphaneleri ortaklaşa hizmet vermektedir (Keseroğ­ lu; 1989:117-121).- halk kütüphanesi hizmetinin de siyasalbir kimlikkazanması­ na yol açacak,bu siyasal bakış günümüzekadar değişmedengelecektir.

1946’daMilliKütüphane Bürosu, 1948’de Milli Kütüphane kurulacak, 1950 yılında Milli Kütüphane Yasası çıkarılacak; 1949 yılında Türk Kütüphaneciler Demeği kurulacak,günümüzde de yaşayan enönemli veuzunsoluklusüreli ya­ yınıTürkKütüphaneciler Derneği Bülteni (bugünküadıyla TürkKütüpha­ neciliği) yayınyaşamınabaşlayacak; 1950-1960 yılları arasında DemokratParti hükümeti, çocuk kütüphaneleri ve ödünç verme konusunda yönetmelikler yayım­ layacak; 1960yılında askeri darbe ileindirilenhükümetin kimi yasal düzenleme­ leri yenidenyapılacak; Milli Eğitim Bakanlığı içindeKütüphaneler Genel Mü­ dürlüğü kurulacak; 1963 yılında Türkiye’nin planlı döneme geçişi ilehalkkütüp­ haneleri de bu planlama içinde yer alacak; 1954-1955 öğretim yılında Ankara Üniversitesi içinde kurulan Kütüphanecilik Bölümü’nün bir yenisi 1964-1965 öğretim yılında İstanbul Üniversitesi, 1972-1973 öğretim yılında da Hacettepe Üniversitesiiçinde kurulacak; 1972’de yeniaskeri darbenin demokrasi üstünde­ ki etkisi, siyasal partilerin keskinleşenve hoşgörü göstermeyenbakışaçılarıka-

(5)

Türkiye’de Siyasal İşleyişin Halk Kütüphanelerine EtkisiÜzerine Bir Deneme 305 çmılmaz olarak halk kütüphanelerine yansıyacaktır. Örneğin, 1977 yılında ya­ yımlananbir“genelge” ile iktidardakihükümet,muhalefet durumdakiCumhuri­ yetHalkPartisi’nin adında yer alan“halk”sözcüğünden dolayı, halk kütüphane­ leri adından “halk”kavramınıkaldırmakaran alacaktır. 1980yılında yeni bir as­ keri darbe ve 1984 yılında yeniden normale dönensiyasalyaşam, halkkütüpha­ nelerine gerekli ilgiyigösteremeyecektir.

Bütünbu çok kalın çizgilerle çizilen siyasal gelişmeler halk kütüphanelerinin gerçekamaçlannınönplana çıkmasına,işlevlerini bu yönde sürdürmelerineizin vermeyeceknitelikte gelişmiştir. Bunu aşağıdaki resmi verilerle de gösterebiliriz: Örneğin Kütüphaneler Genel Müdürlüğü’ne bağlı çalışan halkkütüphaneleri; ge­ nel müdür olarak atanan, halkkütüphaneciliği konusunda gerçekten nitelikli ve yeterli kişilerinçabalarına karşın gerçek kişiliğini bulamamıştır. Çünkü atanan kişilerin halk kütüphaneleri amaçlarına uygun yol alma istekleri yao genel mü­ dürü atayanbakan, müsteşar düzeyindeki siyasiler tarafındanya dasık değişen hükümetlerleyerine geçen ve genellikle kütüphanecilik formasyonu almamış ye­ nigenelmüdürlerce engellenmiştir. Bütçe, personel, dermeveyapı sorunu dün çözülemediği gibi bugün içleracısı durumagelmişgörünmektedir.

Türkiye’deki halk kütüphanelerinin bugünkü genel durumu sayılarla Kütüp­ hanelerGenel Müdürlüğüweb sayfasındaözetle aşağıdaki biçimde yansımakta­ dır :

GENEL İSTATİSTİKBİLGİLERİ

Yıl KütUphane Kitap Okuyucu ödünç

Kitap Üye Say. Satın Al. Ktp. Personel 1959 142 1278372 1207808 1960 152 1369760 1130438 474 1965 404 2420538 5095606 700 1970 576 3647808 8246256 1152165 178043 1443 1975 674 4540113 9901443 1790553 351327 1677 1980 632 5135531 13341996 1452040 357761 2680 1985 763 6391234 16493981 2012576 601629 62589 3124 1990 891 7880681 18222639 2824398 817110 224028 4096 1995 1214 1063253223261642 4458769 1069116 285531 3858 2000 1403 12181330 19903256 3926314 386790 103194 2923 2001 1414 12399913 20987978 4185569 400482 107797 2878 2002 1436 12432610 22963578 4474438 424493 Kaynak: (http://www.kutuphanelergm.gov.tr/genel_istatistik.asp)

Sayılarla bugünkü halk kütüphanelerinin durumuna bakıldığında; 1959yılın­ danbuyanakütüphanesayısıile kitap sayısının on katlıkartışgösterdiği görülür. Okuyucu sayısında 1995 yılının gerisine, ödünç kitapverme sayısında da 1996 yılının(4.507.508) gerisine düşüldüğünü, üye sayısının giderek azaldığını, 1995 yılındaki üye sayısının 2002’deyansından azı durumuna indiğini; satınalmanki­

(6)

tapsayısı artarken, günümüzde pek çokkütüphanenin personel yokluğu nedeniy­ le kapalı tutulduğunusöyleyebiliriz.

Bu durum,İstanbul gibi okuryazar oranı yüksek, kültürel etkinliklerin enyo­ ğun yaşandığı, nüfusu birmilyonun üstünde olan İstanbul’un en büyük ilçelerin­ den Bakırköy’deki halkkütüphanesi sayılarınabakıldığında daha iyi anlaşılacak­ tır.

BAKIRKÖY RIFAT İLGAZ İLÇE HALK KTP. MÜD. İSTATİSTİK

BİLGİLERİ

Kaynak: (http://www.kutuphanelcrgm.gov.ti7'g<aR^‘lj,s;aistik.asp)

Yıl Kitap Sayısı Okuyucu Sayısı Ödünç Verilen Kitap Sayısı Kayıtlı Üye Sayısı 1995 27747 48532 6746 5759 1996 28516 19312 6744 6220 1997 29114 19620 4703 518 1998 28442 19862 3669 795 1999 25471 15701 3729 647 2000 21213 14615 2618 445 2001 20927 14237 4558 504 2002 21415 649 1626 84

Sekiz yıllık sayısalduruma göre bu kütüphanede artış yaşanmak biryana, de­ ğil 6.300 kadarkitabın eksildiği; okuyucu sayısı, ödünç verilen kitap ve üye sa­ yısındahızlı düşüş yaşandığı gözlenmektedir.

Türkiye halk kütüphanelerindeki personelin 1996-2000 yılları arasındaki du­ rumu ayrıca içler acısı birgörüntü çizmektedir. Bir kütüphanenin amaç ve işlev­ lerini yerine getirmesi öncelikle konunun uzmanı personelle olanaklıdır. Ancak 2000 yılındaki halk kütüphanesi personelinin dörtte birinden azı kütüphanecilik eğitimi almışkişilerden oluşmaktadır.

3.285

PERSONEL SAYISI

(7)

Türkiye’de Siyasal İşleyişin Halk Kütüphanelerine EtkisiÜzerine Bir Deneme 307 Cumhuriyet’in ilanı ardındanhızlı ve ciddi çalışmalarla başlayan kütüphane­ cilik etkinlikleri; günümüzde sayılarıaltıya çıkan bilgi ve belge yönetimi bölüm­ lerinin dördünde halk kütüphaneleri konusunda da lisansüstü eğitim-öğretimi ya­ pılırken, nitelik olarak neden istenilen düzeye ulaşamamıştır? Burada verilen merkezi hükümete bağlı halk kütüphaneleriyanında yerel yönetimler vekişiler tarafından da kurulan pek çok halk kütüphanesi bulunmasına karşın; UNES- CO’nun belirlediği “bilgi”, “eğitim”, “kültür” ve “serbest zaman” konusunda ge­ nel geçer dört amacauygun işlevlerini üreten halk kütüphaneleri neden Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayamamakta, oluşturulamamaktadır?

Bunların nedenlerini de şubaşlıklar altında toplayabiliriz :

• Türkiye’detekpartiile başlayan İmparatorluk sonrasısiyasal yaşam; “devlet” ile“hükümet” kavramlarının birbirine karışmasınaneden olmuştur. Bununso­ nucu olarak da her siyasalerk, devletin devamlılığındançok her şeyin kendi­ siile başlayacağı yanılgısını taşımıştırve taşımaktadır.

• Örnekhalk kütüphaneleri yaratma ve yaşatma girişim ve çabaları birsonraki hükümetlertarafındankesintiye uğratılmıştır.

• Halk kütüphaneleri konusundaki yasal boşluk doldurulamadığı gibi, hükü­ metlerin yayımladıklarıyönetmelikler de ya birsonraki hükümet (aynı parti­ den olsa da)tarafından değiştirilmiş ya da gözardı edilip, uygulamadan kaldı­ rılmıştır.

• Türkiye’nin siyasal yaşamdaki yönetimbecerisi,ekonomik yapıda da olum­ suzluklaraneden olmuş; yirmi yılı aşkınbir süre toplumun yüksek enflasyon­ la yaşaması, maddi yanında manevi değerlerin de erimesine yolaçmıştır. • Kütüphanecilerin bir sivil örgütleri (1949), herzaman bir süreli yayınorgan­

ları (1952-) bulunmasına karşın;standartoluşturma, birlikte karar almave alı­ nan kararları izlemede gösterdikleri beceriyoksunluğu; bugüne kadar hiçbir siyasal partitüzüğünde kütüphane ve bilgipolitikası bulunmayan siyasilerin tutumlarınabağlıkalmıştır.

• Konu uzmanıdeğil, siyasal partililerin yakınlığı doğrultusundaelemanbelir­ leme, tarafolmaönplanaçıkmıştır.

• Gerçek halkkütüphanesi amaçları her zaman gözardı edilmiş ya da görme­ mezlikten gelinmiştir. Yasa, standart, eşgüdüm, işbirliği ağı, planlama gibi halk kütüphanelerine ilişkin hizmetler neyazık ki günlük siyasal çekişmeye bağlı olarak yokolma noktasına ulaşmıştır.

• Halkı kütüphaneye yöneltecek, bu yönde ilgi uyandırıp, onuyüreklendirecek eğitim dizgesi oluşturulamamıştır.

• Küreselleşme olgusunun kollayıp, besleyen yanı değil, yıkıp-yokeden yanı toplumda önplanaçıkmıştır.

(8)

Sonuç

Halkkütüphanesinin amaçlarının evrensel değerlerdeişleyebilmesi önceliklebu yönde eğitimgörmüşkişilerin bu kütüphanelerde çalışmasıyla, bukurumlaraay­ rılacak yeterli bütçe,gerekliderme, uygun yerlerin sağlanması ile olanaklı kılı-nabilir. Halk kütüphanesinin evrensel,genelgeçer amaçlarına karşın özgürlüğü yerel koşullara bağlı işlemlerinde kendini ortayakoyar. Türkiye gibi neredeyse aynı anda dört mevsimin yaşandığı bir ülkede halk kütüphanelerini tekbiçim, merkezden alınan yayınlarla yönetmek olanaklı değildir.

Türkiye’de kütüphaneleri merkezden yönetme, bir “devlet politikası” kimli­ ğinden çok,hemen her hükümetin neredeyse, “günlük” politikalarına (!) bağlıbir yol izlemiş veizlemektedir. Eğer hükümetlerin gerçekçibir“eğitim”ve “kültür” politikaları bulunsa; halk kütüphanelerindedoğruişlemeye başladığını söyleme şansı yakalayabiliriz. Ne devletin bir “eğitim politikası”, “kültür politikası” ol­ muş,nede hükümetlerin“eğitim” ve“kültür” politikaları yazılmış ve uygulama­ ya konulmuştur.

Türkiye Cumhuriyetinin tek partili yaşamı,“devlet” ile “hükümet”i özdeşleş­ tirmiş; ancak çok partili yaşama geçişle de bu birbirinden ayrılması gereken bi­ rimlergerçekçi, doğra işleme olanağı bulamamıştır.44 yıllıkTürkiyeCumhuri­ yetinin çok partiliyaşamında devlet/hükümet kavramlarını birbirinden ayırama- ma çelişkileriyle doludur.

Bir başka önemli nokta da yine siyasal partilerin, özellikle de bakanların, müsteşarların bireysel tutumlarının uygulamayayansımasıdır.. Bu yetkili kişile­ rin, dahaönce yapılmışve yapılmaktaolan konusunda (hele de konu kütüphane­ cilikolunca) hiçbir şeye aldırmadan, uzmanların görüşve düşüncelerini almadan, kendi bireyseldüşüncelerini öne çıkarılmasıgörülmektedir.Bu durumun en tipik örneğini Anavatan Partisi Kültür Bakanları (Mükerrem Taşçıoğlu, Mesut Yılmaz, Tınaz Titiz ve Namık Kemal Zeybek) dönemleriele alınarak; Adnan Ötüken’in Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı KültürMüsteşarlığı’mn Başbakanlık’a alınma­ sıyla; aynı KütüphanelerGenel Müdürü’nün değişenKültür Bakanlan iledurma­ dan yönetmelikleri değiştirmesiyle; aynı hükümetin iktidarı sırasında üç yılda 6­ 7 Kültür Bakanı değişmesiyleirdelenebilir. Bu irdelemeyle siyasal yaşamın kü­ tüphane kuramlarına olumsuzyansımaları bilimselveriler olarak sunulabilir.

Türkiye’de halk kütüphanelerinin gerçek amaç ve işlevlerini yerine getireme­ melerinin en temelnedeni Türkiye’dekisiyasalpartiler ve hükümetleriolmuştur. Bu oluşumun en büyük payını da kütüphanecilerin örgütlenme ve örgütlerinin amaçları doğrultusundaiyiçalışamamaları desteklemiştir.

Sanıyorum Türkiye’dekikütüphanelerin,konumuzgereğihalkkütüphaneleri­ nin temel soranları başında devlet politikası olarak “kültür politikası”, “eğitim politikası”ötesinde, bir zihniyet sorunu bulunmaktadır. İnsanı burkan, düşündü­ ren zihniyet. İster merkezi, ister yerel birimlerle çalışsın halk kütüphaneleri, “zih­

(9)

Türkiye’de Siyasal İşleyişin Halk Kütüphanelerine EtkisiÜzerine Bir Deneme 309 niyet” siyasal parti bakışıyla halk kütüphanelerineyansıdıkçaçok fazla bir şey değişmeyecekmiş gibigörünmektedir.

Kaynakça

Akın, Adem (1999). Münif Paşa ve Türk kültür tarihindeki yeri. Ankara: Atütürk Kültür Merkezi Alpay, Meral (1991). Kütüphane: Dünü yarına bağlayan köprü. 2.bs.. İstanbul: Türk Kütüphaneci­

ler Demeği İstanbul Şubesi.

Juchhoff, Rudolf, (1968) Üniversite kütüphaneleri. Çev. Meral Alpay. İzmir: Ege Üniversitesi. Keseroğlu, Hasan S.(1989) Halk kütüphanesi politikası ve Türkiye Cumhuriyeti’nde durum. İstan­

bul: Türk Kütüphaneciler Demeği İstanbul Şubesi.

Referanslar

Benzer Belgeler

başsağlığı diledi İstanbul eski Vali ve Be­ lediye Başkanı Gökay için yapılan cenaze törenine katı­ lan Başbakan Özal, Gökay’ın eşi Nilüfer Gökay’ın ellerini

Bu netice ve başlangıcın, tekmil madde ve manâ yapısının iki essiz kahramanı gazi Mustafa Kemal ve Mareşal Fevzi Çakmak bugün fani hayattan ebediyete göçmüş

Mahmud döneminde yapılan yüz kadar kışladan birisi olan Halıcıoğlu’ndaki Humbaracılar Kışlası, Ampir tarzı mimarisi ile dikkat çekmektedir.. Kışlanın Haliç’e

] Bizim bildiğimiz bütün bu idareler | hususi şirketler iken alâkalılarına pekâlâ kârlar temin edip gidiyor-] lardı!. Vaktaki işe Belediye mübarek e-j lini

Batı ve güney Anadolu’daki kentlerde en erken örneği Troia I evresinde ortaya çıkan “Megaron” olarak adlandırıla ince uzun dikdörtgen yapılar söz konusu

Ekip, “kinon” (quinone) denen bir bileflim grubuna ait oldu¤u için “blatellaquinone” ad›n› verdi¤i feromonu yal›tmak için, gaz kromatografisi denen tekni¤in yeni

Esere gelince son yıllarda Lenin ve Marksizm üzerine A- tatürk üzerine olduğundan on misli kitap yayınlanmıştır ve Atatürk 1920 de Denin dinini benimsemediği

&#34;Doğayı bana kuşlar sevdirdiği İçin yıllarca bıkıp usanmadan onları çizdim ve çizeceğim.” diyen Salih Acar, Dünya Tabiatını Koruma Derneği üyesi