K ariye Cam ii Sokak, No: 18 Edirrıekapı, İstanbul Tel: 534 84 14 da tek gül. İsmine daha uy
gun eski eşyalı bir dekor bek leyenler olabilir, bence Asitâ- ne'nın görünümü rahatsız et- miyor.Yazın bahçede de ye mek yenilir.
• Kenarda başarılı bir udi,
hem çalar hem söyler;
“Aman esmer, yaman esmer,
gözüm gönlüm seni ister...”
R epertuvar zengin; Yu-
nus'tan Mevlana'dan, Dede
Efendi'ye. Hem dinleriz, hem
de “Zeytinyağlı buketi”nden
koklarız. Adı zeytinyağlı da,
hakikisi değil. İstedik, bir sü
rahide getirdiler. Rengi ruh
san uçuk ıspanak kökünün
üzerine dökelim deyu. Yap
rak dolmalar ev lezzetinde.
Bu fava, iş yapar. Tadı ve kı
vamı yerinde; dereotu ta
mamlıyor. Doğrusu, konser
ve taze bezelyenin bu buket
te ne işi var, anlıyamadım?
• Garsonlarımız beyaz min tan, pembe yelek, gri panto- lonlu. Servis aksamıyor. Ta bak ve çatal bıçak değiştir meleri anında. Önce yemeği nizi gösterip sonra servis masasında tabağınıza koyu yorlar, oradan masanıza.
• Pazı kayganası, porsiyonu
bol. Lezzetli ve hafif bir seb
zeli omlet üstelik. Kaygana
ye rin e M ıhlam a'yı tercih
edenler de olabilir: Kıymalı
omlet, domates, yeşil biber,
soğan, maydanoz. Görüntü
nefis, ama fazla yağlı pişir
mişler. Gelsin maden suyu...
• Merak ettim, Kadırga pila vı nasıl bir şeymiş diye. Kuru üzüm, kuş üzümü, badem iyi de, pilav gevşek olunca, ne ye yarar? Hele kaşar peynir rendesiyle güveçte fırına ve rilince. Nafile.
• A sitâne'de içki de var.
Ama müşteriler “içkici” değil.
Genellikle, yabancı dostlarını
da yanlarına almış damakse-
verler. Turla gelen turistler
daha çok yazın.
• Dostlar soruyorlar, “Anlat tığın yemeklerin hepsini yi yor musun?” diye. Ism arla dıklarımın tam porsiyonunu yesem 120 kilo olurdum. Ha bersiz gidiyorum ve listede gözüme takılan yem eklerin çoğundan tadıyorum; naçiz fikrim oluşuncaya dek... Bu akşam da tatm aya devam ; Keşkek Kebabı. Diş buğda yından keşkeki İstanbul'da ilk kez bu kadar lezzetli yiyo rum, ev dışında. Bravo! Ama ned en iç in e d ilim le n m iş mantar ilave etmişler ki? Da
na kuşbaşısı da utandırm ı yor... Patlıcan beğendi üzeri ne, tarçınlı bademli tavuk so te. Fena değil, ama unutul maz da değil. Az biraz Kuzu Elbastan Tava? Hafif, ama beşam eli yetersiz. Yanında gelen pilav da, muhallebici işi; lapa. Saray usulü piliç sarma, kemiksizden. İddialı adına rağm en, vasat ki va sat...
• Udi dost çalıyor, “Kapıldım
gidiyorum bahtımın rüzgârı
na”... Ben de öyle yapıyorum:
Vişne tatlısı, tazesinin mevsi
mi geçti, reçelden elbet. Ama
rengi, ekmeği düzgün. Hela-
tiye, bildiğimiz su muhallebi
si. Minik küplere bölünmüş,
gül suyu İçinde, kavrulmuş
badem ve şam fıstığı İle ser
vis. Muz dilim i yerine bari
nar taneleri serpiştirselerdi...
“Ey nezih eda, olmuşum sa
na müptela”... Sade kahvesiz
olur mu hiç? İçer ve hesabı
mızı isteriz.
• İçkisiz adam başı ortalama 120-150 bin. Eğer rakı ya da şarap denilirse, artar tabii. Biraz pahalı sayılabilir. Ama yemekler lezzetli, ortam ne zih, müzik de nefis. ■
• Kariye, tarihi semt; Bizans
görm üş, OsmanlI yaşa
mış.Asitâne de Osmanlıca-
dan: “Eşik”, “Payitaht”, “Büyük
Tekke” ya da “Merkez” anla
mında. Başşehir İstanbul'a
bu yüzden “Asitâne” de den
mez miydi. Kariye semti de
“estetik cerrahiden geçip gü
zelleşince, OsmanlI Konağı
Kariye Oteli olur, altına da lo
kantamız kurulur.
• Binanın tersine, modern ve ferah bir dekor. Duvarlar pembe ve siyah, tavan çağla yeşili. Aydınlatm a m ükem mel. Perdeler lacivert. Masa örtüleri iki ayrı renkten. Por selen takım lar, çatal bıçak
lar, bardaklar düzgün. Masa-
ASÍTANE RESTAURANT
36 SHOW
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi