• Sonuç bulunamadı

Anafartalardan serbest fırka kuruluşuna kadar Atatürk'ten neşredilmemiş hatıralar:Osmanlı ordusu değil Türk ordusu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Anafartalardan serbest fırka kuruluşuna kadar Atatürk'ten neşredilmemiş hatıralar:Osmanlı ordusu değil Türk ordusu"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TASVİR

ı x

-8s«yfa: S~

HS

5

><* ; v-^şrv--i r w

ANAFARTALARDAN S E R B E S T

KURULUSUNA KADAR

% r i s a S L .

-Atatürk biiyük taarruzun en heyecanlı anında Kecatepeden harekâtı takip ediyor

Eski Cumhurbaşkanlığı Umumi çunun yeni anlayışlara göre kul- kumandan olarak tarih

sayfaları-Kâtibi ve eski Moskova sefiri lanm a usulleri hakkınduki incele- Qa geçmiş bulunan Grup

Komu-Tevfik Eı\ıkiıuğiunu telefonla lnem ize iştirak etti. Bahis mev- ıanl Miralay Mustafa Kemal

Be-aradığmı ». kendisinden, Ata- zuu olan her meselede bıkmadan, ye kendimi takdim ettim. İlk

türk hakkında ki hatıralarım bize ve kuvvetle fikrini söylemesi, lâfı;

anlatmasını rica ettiğim zaman Alman komutanımızın ve seyahat! — Haydi gel, seninle

Kireç-hu teklifimi nasıl kar

5

ihyaca- arkadaşlarimızm üzerinde derin tepe’yi görelim., oldu. Ve beni

6

mı bilmiyordum. Muhatabım bir tesir bıraktı. Akşam üstü geç 'otomobiline aidi, Turşun köyüne

bu isteğime karşı yüksek bir an- va'tit Yenicei Vardar'a vardık, doğru yola çıktkı.

layışla mukabele ederek beni Orada bir topçu alayı bizi misaıiı Bundan anlaşılıyor ki,

Çanak-kabul etmeğe hazır olduğunu etti- Akşam bütün subaylar bir kale muharebelerinin bu en h¡sofra etrafında toplandık. On s a - raretll safbası»da omuzlarına a-atten fazla at üstünde dolaşmış ıa- ,r bir askerî mes-ujiyet alm!(? Q. olduğumuzdan çok yorgunduk. lan Anafartalar Grupu Komutan» Bir an evvel istirahat etmeyi dü-|MİMj ay Mustafa Kemal Bey, bü-mux tünüyorduk. Sofrada şarap d a ;,ün şahdyeti ve bütün kabiliyeti

hemen oradaki bir salona götür- ' ? ,§tl‘ Yelneg,n sonuna doğru ye> ya]n;Z harp maksadına kendi-alay komutanımız ayağa kaktı. ni bağlamış bulunuyordu.

^ e " . , , . 1 ! O heyecanlı günlerde, Mustafa

— Arnavutluk «yanım bastı-lKema, Bey; daha yakındarı fan, ran Osmanlı ordusu şerefine .çı-|mak imkânîar!m eide ettim. Ba-vorum.. dedi.

Ba teklif karşısında

N E Ş R EPİLMEMig HATI RALARI

Osmanlı .ordysy değil

T ÜRK ORDUSU

Atatürk

,

bu cü m leleri daha kolağası ik en

,

Osmanlı ordusu şerefin e

yapılan bir toplantıda kadehini kaldırm adan söylem iş ve bu

sözlerini sabaha kadar süren bir münakaşa takip etmişti. İşte ben

Atatitrkii böyle bir ihtilâl harası içinde tanıdım

bildirdi.

Fener yolunda, sakin ve geniş bir bahçenin ortasındaki evinin kapısını çaldığım zaman, bizzat kendisi bana kapıyı açtı ve beni dü. Karşı karşıya oturduk, iri gövdeli, beyaz saçlı ve gözlükle­ rinin altında, olduğundan daha küçük görünen gözlerile beni dik katle süzen, bu eyyam görmüş adamdan, Atatürk hakkııulaki bilgilerini öğrenmek kolay ola­ cak mıydı? Daha ilk sözlerinden mümkün olduğu kadar ketum davranmak kararında olduğunu anlıyordum. Uzun bir konuşma İle onu yumuşatmak, mevzudan mevzua atlıyarak, özlü birkaç ■okta yakalıyabilmek belki müm kün olur diye düşündüm ve işte fu aşağıdaki satırlar böyle bir kararın, daha doğrusu onun soy-» lememek ve benim söyletmek *rzıısile yaptığımız dört saatlik karşılıklı mücadelenin bir mah

-1

•ulü olarak ortaya çıktı

Bıyıklıoğlu konuşmamızın doğ nidan doğruya alâkadar olduğa mevzua girmeden evvel

1

— Ben dedi buradaki sakin kö­ şemde iki varlık arasında yaşı­ yorum. iri ellerile oturduğu kol­ tuğun arkasındaki duvarı İşaret etti. Atatürkün Arttır Kamph’nı İmzalı ve orijinal bir Eskis’i vardı. Sarı yaldızlı çerçevesi İçin­ de rengi biraz daha solukmuş giM gözüken bu resim, biiyük kahramanı yüzünün en manalı çizgilerde ve bizim hiç te alışık olmadığımız bir işmizazile can -! la mim yor du. Bu yüzde dehanın, ■ sarsılmaz bir iradenin ve insani peşinden sürükleyip götüren

üs-bir zaman arkadaşlık havası kay­ bedilmez ve Atatürk’ün üstün şahsiyeti sofra nizamına her za­ man hâkim olur, hiç kimse onun yanında en ufak bir lâubaliliğe sapamazdı.

birinin damında, bir küçük tabta sonra onu bazı şedit tedbirler çekmek istidadında bulunması iskemleye oturmuş. bu kararan almağa ve Cumhuriyet devrinin onu çok müteessir ediyordu. Be* ufukları seyrediyor. Yüzünde,

hissettiklerini anlatan ufak bir i-şaıete bile tesadüf edemiyoruz. Demir renkli gözlerinde, fevka-A n î a t a n : *

Tevfik B I Y I K L I O Ğ L U

Riyaseticumbur eski Umumî Kâtibi

O, kısa -amirlerle, istenen şey lerin yaptırılaınıyacağma kanidi. Karşısındakini tanımak ve ken­ dini ona tanıtarak fikirlerini öy-sit şartlar içinde bile, mümkün : ‘

İade bir parlaklık bile yok. zın- . .

, 1 .. .. , „ „ „ 1 - rak etmek icap ener,

de ve canlı yuzu, sert ve asabı H

hareketleriyle hep ayni Mustafa , Atatürkün demokratik ruhu. Kem al. O tarihi gün, ebediyete hu tecrübeden hiç de iyi bir ' İece kabul" ettirmeyi maksatlarına j intikal ederken, küçük bir hâdise almamış olmakla beraber. Fakat bu cereyan ediyor. İsmet Paşa. V«" tecrübeye-daha su hayat cephenin nisbeten sakin harp sahasından toplıyarak y*. Uikledı . a,ovaca Fethi Beyin olduğu devirlere mahsustu. Buh- nına getirdikleri esir düşman k ¡^ n le k e t ’ «Şİerıne dair yaptıg. u-raıılı zamanlarda Atatürk için, i mandanlarını. Başkumandana ^ tenkn-er üzerine Atatürk o-sofra, içki, musahabe, münakaşa j takdim ediyor.

İl bir k u lü b e^ ^ p i t ^ T ş î r B u n -'y°klu O • O hemen harp saha-| Onları büyük bir nezaketle lann bir tanesini yatak odası ola- ıf™ , bu,tun SOguk . karş.l.yan Başkumandanın goz-rak kullanıyordu. Ru ç.rçıplak I ve en , ler.nde b,r an. buyuk bir

saade-V I . . . f - Y - ¡buhranlı devrelerde bile sanki tın ışığı, yakıcı bir alev olarak

do-bu ilk muhalefet paıtisini kapat- o sıralarda Moskova sefaretin* mağa sevkeden âmiller, bu par- , vazife ile gönderilmiş olduğum .tiye reaksiyoner unsurların ka için, hâdisenin müteakip seyrin« rısması ve bu halin, yapılmış o- şahit olmadım. Yalnız şunu da lan inkılâpları tehdit eder bir kaydetmeliyim ki, Atatürk d*-mahiyet alması idi. Atatürk’ün rookratik bir ruha malikti. F.lind« bu cezri hareketinde anti denıok- bir diktatörlük kurmak için kâfi ratik bir hal germekten daha zi- ve lüzumlu bütün imkânlar», yade. onun memleketin hayrı kuvvete, milletin sonsuz itimat için yapılmış olan inhılâpları mu- ve muhabbetine sahip olduğu hal-hafaza azminde bulunduğunu id- de asla bu yola dökülmemiştir.

hepimiz olduğu kadar rahat’ yaşama ve daha u^ un bulurdu’ bilhassa rahat çalışma imkânları­

nı hazırlamıştı Tuğla ve kerpiç­ len, orada bulunabilen inşaat malzemesinden kendisine iki

oda-bir odaydı. İçinde Mustafa

Ke-: mal’in yaltığı bir 3eyyar karyola harita üzerinden vaziyetleri takip

itidal gösterirdi.

A t a t ü r k ü n m e s ’ u t a b l a r ı n d a n b i r i

tatürk. sevinçlere ve

ke-laşıyor. İşte Mustafa Kemal in, hayalındaki en mesut anlarından bir tanesi budur.

Büyük eserinin en canlı mey-valarını topladığı bir anda, mil­ leti için yaptığı emsalsiz hikmet­ lerin. gösterdiği kahramanhkla-derlere kendisini kaptıran rın- feragatlerin kefareti olarak bir insan değildi. O en büyük ! sSdermd« dolaşan j n M d e t ışığı bir portatif masa ve iskemleden ediyormuş gHri bir sükûnet

'ba-ıka bh şey yoktu. Çalışma oda­ sı daha genişçeydi. Üzerinde cep-¡hemn büyük bir haritasının yapılı ¡olduğu genişçe bir tahta masa, ¡tahtadan birkaç sandalye bu oda-!nın bütün rnobilyesini teşkil edi

yordu. CXada askerî icaplar dola : uıı **■=>■*■* w ...» . ... , vısivle Mustafa Kemal’in ç a lış -1 hâdiseler karşısında bile soğuk- ipm" ' f’n.. , ’^7* ^ " ' ** 1 ’ n'^

rna hayatı gece başlardı. Günün | kanlılığını daima muhafaza etm iş,’u- 'İ11. cn, f'Y -eç saatlerine kadar, cephenin ¡bir insandı. Dununla beraber. birdenbire bu tarihi hattr-her tarafından raporlar gelir, inun hâkim şahsiyetinde de b ir; *ac Trn 7 e , ir? .Cj ° .* j * bunlar harekât dairesinde tevhit insan olar-ak, kederin ve neşenin, •!arn’n S"*}1 arl ,çl.r ? lr.fZ.. .? edilir ve grup komutanının ittıla- ^muayyep bir nisbet dairesinde te-j la _ e^.'e e^en. Suze yuzunun f ..v .-:,na arzedilirdi. Mustafa Kemal |c.ellllermî görmek kabddi. İstik-ı

pimiz dağılmıya hazır'bir ruh hâ-jBey o tahta masanın basında bu|Jâl mücadelesinin nasıl çetin sart-deyken. Kolağası Muşta-! raporları teker teker inceler vei>ar »çmde başarılmış oldugonu ertesi gün için bütün emirlerini i hepimiz biliriz. Böyle bir müca-homen orada hazırlatıldı. Bu ha-keleyi, millete dayanarak başar-zırlanısta tekellüften tamamen te- mış olan bir şahsiyetin, zaferin

Atatürk büyük manevralarda karienierimizi kaldırdık ve (O s manii ordusu şerefine) içtik.

He-l e t i

a Kemal Bey ayağa kalktı:

K olttğaıt Must ifa

K am al'a iki s a a t

ı& rea »u tk u

ede-cerrüt etmesini bilirdi. H er vazi­

yet karsısında evvelâ karsısmda- kilerin fikirlerini sabırla dinlerdi, rkadaşlar, diye söze başla- Sonra, kendi kararını bildirirdi, di ve her cümlesini benim Pu karar kat’î idi. Onu asla de tün bir şahsiyetin izleri hemen vasıtamla almancaya tercüme et- piştirm eden ve üzerinde münaka- eeziliyorttu... Ona uzun uzun tirdiği bu nutuk tam iki saat sür- şa ettirmeden tamamen tatbik et- bafctım. dü. Mustafa Kemal hulasaten di-'iirm evi isterdi ve bunda daima

Simdi Bıyıklıoğlu benim ar-Lvwrd*ı

ki:

'muvaffak olurdu, kamttaki davan işaret '•diyordu. — Türk ordusu için dahilî!

semerelerini elde etmeğe başla­ dığı zaman ne derin bir saadet i™ * hissedebileceğini takdir etmek güç değildir. Ben Atatürk’ü iste böyle bir zamanda gördüm. Onu kısaca anlatmak isterim.

31 Ağustos 1922... Büyük za­ fer kazanılmış... Düşmanın istilâ i

canlandığını görür gibi oldum. O i belli belirsiz bir heyecan içinde

İsmet Paşaya döndü: — Paşam, dedi, tebrik rim; zaferi kazandınız...

Ve bundan sonra ordulara «İlk hedefimiz Akdenizdir. İle i!» cümlesini ihtiva eden meş -hur günlük emrini yazdırdı.

 tatfirk ve D e o te k ra ıi

tatürk Türkiyeyi istiklâ­ le kavuşturduktan ve esas­ lı inkılâp hamlelerine giriştikten sonra, iki muhalefet partisi ile ordusu Çalköyde sarılarak tama ; kar-,laşnllştl. Terakkiperver Cum. miyle mahvedilmiş... Mustafa huriyet Fîrkwı, ve Serbest Fırka. Kemal m yıllarca peşine düştüğü j Birind Büy(;k MUlet Meclisinde

rae kulak verin,

değil. Türk ordusu bir gün ge mutanla« bulunurdu. Uzun sü-lecek, Tiirk varlığını, Türk istik- ren bu yemeklerde, içki içilirdi

lini kurtaracaktır. İşte asıl o Bundan maksat, içki sofrasının u- | maHur) olarak eridiği hnrp saha- ,-tmesi hayırlı tesirler

yaratmış-zine şöyle devam ediyordu: — Atatürkün yanımla gerirdl- fcltn senelerin iizeriınde hır.-ıktı*-ı tesirler, tın iki şahsiyeti birbirin­ den ayırmama mâni oluyor Ren «ükûnamn ancak onların arasın­ da bulabiliyorum. Bu sözlerimin

■sil mevzua ermeden yapılarak vak{t sevineceğiz, iftihar edece-;zun nıüsahabeleıe ve

münakaşa-ufak bir mukaddemede tebarüz -¡z |ste 0 vak¡t Türk ordusu va lara imkân vermesiydi.

Yemek-eftirilmesini isterim. ' zifesini yapmış olacaktır. ler pek basitti, zaten onun yerne-Mustafa Kemal Bevin bu söz- ğe ve içmeğe karşı düşkünlüğü

lerinde. derin bir karışıklık için- yoktu. Cephede İcuruîan ve

et-de bulunan Osmanlı camiasının jrafında geniş müsahabeler yapı-artık iflâs etmek üzere olduğunun lan bu sofralarla Atatürk’ün

güt-A

n irf;; M»ri kari;.*. v* canb bir ;farie!“' ^Tdı. Bu tiiğü gaye fikirlerini etrafmdaki-• . . . „ «e 1 sözler, orada bulunan subaylar lere telkin fırsatını bulmaktan

istiklâl güneş, ısıtıcı «ıklarım tek haJ.;kî bir siya8Î part| ma\ıyetini rar Anadolu yay ası üzerine bo- olduıyu iç;n bu hareketi şairmiş.. O sabah. Atatürk, v a -, U r , iya9; parti 0 Jarak

Öyleyse bir parti kur ve

Nasıl bir millet adamı olarak doğ­ muşsa, ^ine öyle bir millet adamı olarak kalmıştır ve kalacaktır.

Şahsiyetinin kuvvetini her za­ man hissettirdiği muhiti ve çalış­ ma arkadaşları daima onun bu müstesna kabiliyetinin tesiri al­ tında kalmışlardır Bugün ruem« îekette demokratik bir cereyan başlamış ise, bunun ilk

teşebbiij-:W%>

Kumandanlar, birinci İnönü meydan muharebesinden sonra Atatürk* izahat veriyorlar

^ t Ertesi gün için icabeden

emir-dftndüm, orada-* 1923 te'Ism'et^Înİb kav8at^a muvaffak olmak bir za- leı yerildikten sonra, Mustafa Ke - t-. . ,

nünün Lozanda çekilmiş biı m - ' ' r değ,ldir Ve bu hadisenin şe- mal m basit sofrası çalışma odası-, ^tık tahakkuk ettms. 1 urk nail-, kuru]mu^ 0 ]an ikinci grup, hiçbir mi ısılı idi ve muhatabım sözle- ' “f’ne naemleketi seven bir adam na kurulurdu. Sofrada ekseriyet- |eb ^ zeval bulmaz hürriyet ve zaman memleket içine yayılarak i

ve Türk zabiti sıfatiyle sevinip ]e yalnız bulunmazdı. Yanında kadehimi kaldıramam. Bundan ekseriya kurmay başkanı binbaşı ancak elem duyabilirim. Arka- İzzettin Bey (Orgeneral İzzettin dasler. bana dikkat edin, sözleri- Çalışlar), cepheyi ziyarete gel-Osmanlı ordusu nıiş misafirler, komşu birlik

ko-çalış.. emrini verdi.

Atatürk devrinin ikinci mu­ halefet partisi olan Serbest Fırka işte böylece onun tasvibi ile, ar­ zusu ile doğmuş oldu.

Bu ikinci tecrübesinde de mu­ vaffak olamadı. Bu yeni muha­ lefet partisine yine reaksiyoner unsurlar karıştı. Bu hal Atatürk üzerinde derin bir tesir icra et­ mişti. O günleri hâl$ hatırlıyo­ rum. îstanbulda Dolmabahçe sa­ rayında idi. Başardığı büyük in­ kılâplara rağmen hâlâ irticaın a-yaklanmak cesaretini göstermesi,

hâlâ, bir muhalefet partisi göl­ gesine sığınarak, hamleler yap­ mış olan Türk milletini geriye

terinin ve ilk ilhamlarının Ata­ türk’ten geldiğine hiç şüphe yok­ tur.. O büyük kahraman bütün hayatında Türk milleti için hayır­ lı olabilecek bütün fikir, kanaat, hamle ve hareketleri ortaya at­ mak bahtiyarlığına erişmiş bulu­ nuyordu. Bu itibarla onun arka­ sından gelenlere düşen vazif*, onun işaret ettiği yoldan yürü­ mek ve inkılâpları koruyarak ge­ liştirmekten ibarettir.

( * ) Bizzat idare ettiği Sakarva meydan muharebesinde, büyük taarruzda ve onu takip eden günlerde de avnî hususiyetini ma

sıyası

F.rkSmhsrbiyei Umumiye ¡etmek doğru olmaz amma, ihncbiu. memleke. işlerinin te,

edilmesinde. Mecliste ciddî murakabe

nmda

Bersi Fevzi Pasa, ve Garp Ordu lan Komutan. İsmet Pasa olduğu halde bir gün ew e! düşmanın

bu ; biı

sim dolast'ktan sonra.

Dumlur»-nar kövüne geldi. Vakit akmmn tırAtatürk, Terakkiperver

Cum-Onnn tın istefini ▼»vlrıe geti­ riyor sonra, sözü kenüislne bıra­ kıyorum.

★ *

türk’ü 31 Mart hâdise­ mden sonra, daha Kola­ ğası rütbesinde iken Seîânikte ta­ nıdım. Ben o vakit Selânikteki ön besinci numune topçu alayı nm emir sübnvı idim,

komutam-inız Fon Andertin isminde bir Alman A.lbavı idi. Bu senenin »onbaharında, Karaferye istika­ metinde bir atlı seyahate çıktık. Seyahatimizin ilk saatlerinde pe­ şimizden tek haşma, doludizgin at sürerek gelen bîr kurmay su­ bay. komutanın yanında atını durdurdu. Selâm verdi ve kendi­ lini:

— Ben. ordu erkânıharhivesin-den kolağası Mustafa Kemal., di­ ye takdim etti ve ilâve etti: Mü­ saade ederseniz sizin tatbikatım­ sa iştirak edeceğim.

Gelen genç, çevik, sarı kıvrık bıyıklı bir subaydı. Komutan bıi teklifi memnuniyetle karşıladı. Mustafa Kemal Bey, kafileye ka­

tıldı ve akşam geç vakte kadar ■t üzerinde bizimle beraber,

top-m top-m

yaklaşmıştı. Güneş Murat dağla- , huriyet Fııkasınm kurulmasını iyi rının arkasına doğıu inmek üze- niyetle karşılamıştı. Kalbinde biı re. bir gün evvel çetin bir boğuş- . partiyi kuranlara karsı ufak bir maya sahne olan Calköv sahası, j infial olmamıştır. Bilâkis o her yavaş yavaş loşluklara bürünüyor, j zaman memleket işlerinin selâ-Girnün muzaffer komutanı G azi! met i için esaslı bir muhalefet Mustafa Kemal Paşa, Dumlupı- j partrsrnin kurulmasını lüzumlu arasında derin bir tesir icra etti, ibaretti. Zaten bu sofralarda hiç'nar köyünün küçük evlerinden ! buluyordu. Bu parti kurulduktan! ve sualler ve r.evapUdn büvüven

tartışma sabahın ilk saatlerine kadar devam etti.

İste ben vannfda uzun zaman çalışmış olduğum, Atatürk’ü ilk defa bövle bir hava içinde ve bu gün artık kaybettiğimiz fakat hasretlerini içimizden sökemedi-ğimiz topraklar üzerinde ve böy­ le bîr ihtilâl havası içinde tanı­ dım.

ÂEssfaptalsrdn ikinci

k a r ş ı l a ş ı n a

C Ağustos 19 15 tarihinde beni, merkezi Anafartalar köyünün üç kilometre kadar do­ ğusunda bulunan Çambbel’de ki Anafartalar Grupu Ko -mutanlığı karargâhına kurmay yüzbaşısı olarak tâyin etmişlerdi. Bu vazifeyi alınca Akbaş’tan Çamlıbel’e gittim ve daha o za­ mandan askerlikteki kudretini

bütün memlekete tanıtmış bir Atatürkün Büyük Millet Meclisinin S/J 0/1924 deki toplantısın» gelişi

UJMIllliBailgJ— ian a- .¡»rirsr.tr .

Tü rkiye İş I

kumbarası

e v in in dec

verim li bir

2

B an kası

1er Türk

je r li ve

ziynetidir.

AS J. isf. ! If Ja Sa- HI. fex. ¡m in

Aşağıda cinsi ve miktarları ve teminatı yazılı olan maddelerin hi­ zalarında gösterilen günlerde İstanbul Harbiye M.S.B. 1 No. lu Satm­ alına komisyonunda pazarlık İle ihaleleri yapılacaktır. Şartnamesi her gün iş saatinde komisyonda görülebilir. İsteklilerin muayyen vaktin­ de kanuni vesikaları ve teminat makbuzları ile birlikte mezkûr ko­ misyona müracaatları. Cinsi Koyun eti Odun Yumurta Soba ve teferrüatı Miktarı 5000 kilo 60000 kilo 60000 adet

20

adet Teminatı lira 750 150 450 100 ihale günü saati 11.11.946 11.11.946 11.11.946 11.11.846 10.30 14 14.30 11.30 (14256)

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Hadi eli öpülen elbette memnun olacak, ama Milli Eğitim Bakanı­ na ne demeli, YÖK Başkanı’na ne demeli, öbür dekanlara ne demeli?. Çankaya ve YÖK’e karşı oldukları

Divana göre bu beyitten sonraki 2 beyit eksiktir: Fürḳātüŋde teşne-leb ḫāṭır-perīşān ḫaste-dil Künc-i ġamda bī-kes ü bīmār dirseŋ işte ben Gözleri ṣabr

[r]

giren öğretmenin adı da Mustafa’ydı. - Bir gün matematik öğretmeni Mustafa’yı yanına çağırdı. —Oğlum Mustafa! Senin adın Mustafa, benim adım da Mustafa. Bundan

Harp hazırlıkları sırasında ve harp müddetince Osmanlı Devleti, bir taraftan ordu ihtiyaçları ve savunma tedbirleri için tebaayı istihdam etmeye uğraşırken,

Hochwachter, Gustav von, Balkan Savaşı Günlüğü “Türklerle Cephede” (çev. Sumru Toydemir), T.İş Bankası Yayınları, İstanbul 2009. İbrahim Hilmi, Balkan

* Balikesir Üniversitesi. 1 2008 yılında yapılan sayımlara göre belirtilen nüfustur.. Araba yolu olmadığından özellikle askeri harekatlar her tülü nakliyat mekkâre 2

A) EVET, EVET, HAYIR, EVET, EVET B) EVET, EVET, HAYIR, HAYIR, EVET C) EVET, EVET, HAYIR, HAYIR, HAYIR D) HAYIR, EVET, HAYIR, EVET, EVET.. Meltem rüzgârları birbirlerine komşu kara