• Sonuç bulunamadı

Tatarlı Höyüğün Stratigrafisi Üzerine Ön Sonuçlar

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Tatarlı Höyüğün Stratigrafisi Üzerine Ön Sonuçlar"

Copied!
50
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

MORS IMMATURA

MORS

IMMATURA

AMANOSLARIN GöLGES‹NDE

HAYR‹YE AKIL ANISINA

IN THE SHADOW OF AMANUS

IN MEMORIAM HAYR‹YE AKIL

AMANOSLARIN

GöLGES‹NDE

HAYR‹YE AKIL ANISINA

IN THE SHADOW

OF AMANUS

IN MEMORIAM HAYR‹YE AKIL

(2)
(3)

Hayriye Akıl Anı Kitabı

MORS IMMATURA

In the Shadow of Amanus

In Memoriam Hayriye Akıl

(4)

Amanosların Gölgesinde Hayriye Akıl Anı Kitabı MORS IMMATURA

In the Shadow of Amanus in Memoriam Hayriye Akıl

Editörler

K. Serdar Girginer, Gonca Dardeniz, Ayça Gerçek, Fatih Erhan, Elif Genç, İrfan Tuğcu, Özlem Oyman-Girginer, M. Cem Fırat, Hakan Gerçek, M. Furkan Tufan

ISBN 978-605-7673-31-2 © 2020 Ege Yayınları, İstanbul

Yayıncı Sertifika No / Publisher Certificate No: 14641 Bütün hakları saklıdır. / All rights reserved.

Bu kitapta yayınlanan makalelerdeki bilimsel içerik ve etik ile ilgili tüm sorumluluklar yazarlarına aittir. Kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir.

The academic content and ethical responsibility of the articles published here rest upon their authors. Quotations may be made with proper citation.

Baskı / Printed by

Fotokitap Fotoğraf Ürünleri Paz. ve Tic. Ltd. Şti. Dr. Ali Demir Cad. No: 51/1, Sefaköy

Küçükçekmece - İstanbul Sertifika No: 33623

Zero Prod. Ltd.

Abdullah Sokak, No. 17, Taksim 34433 Istanbul - Turkey

Tel: +90 (212) 244 7521 Fax: +90 (212) 244 3209 e.mail: info@zerobooksonline.com

(5)

No: 1

Amanosların Gölgesinde

Hayriye Akıl Anı Kitabı

MORS IMMATURA

In the Shadow of Amanus

In Memoriam Hayriye Akıl

Editörler | Edited by

K. Serdar Girginer, Gonca Dardeniz, Ayça Gerçek, Fatih Erhan, Elif Genç, İrfan Tuğcu,

Özlem Oyman-Girginer, M. Cem Fırat, Hakan Gerçek, M. Furkan Tufan

(6)
(7)

Önsöz . . . .ix Öğr. Gör. Hayriye Akıl (MA) Hakkında… . . . .xi Oda Arkadaşım Hayriye’nin Anısına: Mezarlık Gelinleri

Nesibe Çakır xv Öğretim Görevlisi Hayriye Akıl Tarih Turları…

Gülsün Özyurt – Caner Enver Özyurt xxi 2013 Yılı Tatarlı Höyük İskeletleri

Ayşen Açıkkol-Yıldırım – İbrahim Sarı 1 Tatarlı Höyük’te Ele Geçen Olynthos Tipi Değirmen Taşları

İlkay Aklan 9 Soğmatar Nekropolü Roma Dönemi Kaya Mezarları

Yusuf Albayrak 19 Tarihi Yapıların Yeniden İşlevlendirilmesine Bir Örnek:

Burdur Kavaklı Rum Kilisesi’nin Burdur Doğa Tarihi Müzesi’ne Dönüşümü

Ayşe Aydın 29 A General Overview on the Stepped Tunnels in Pontos Region

A Emirhan Bulut 47 Tatarlı Höyük Geç Tunç Çağı Savunma Sistemi ile İlgili Bir Değerlendirme

Mehmet Cevher 63 A Group of Late Bronze Age Faience Beads from Tatarlı Höyük (Adana, Turkey)

Gonca Dardeniz 75 Transport Jars from Tatarlı Höyük in Cilicia Pedias: First Observations

(8)

Afyon’un Kuzeybatısındaki Karacaahmet ve Yeniceköy Köylerinden Gelen ve Afyon Arkeoloji Müzesi’nde Muhafaza Edilen Bir Grup Çanak Çömlek

Turan Efe – Deniz Sarı – Burçin Aydınbek 101 Augusta Antik Kenti

Fatih Erhan 131 Tatarlı Höyük Hellenistik Dönem Mimarisi

M Cem Fırat – K Serdar Girginer 149 Malatya-Elazığ Bölgesi’nde Erken Transkafkasya Mimarisi

Erkan Fidan – Ufuk Özdemir 167 Tilbaşar’da Yeni Kazılar (2015-2018): Başlıca Sonuçlar

Elif Genç 181 Tatarlı Höyük Hellenistik Dönem Kandilleri

Hakan Gerçek 195 Tatarlı Höyüğün Stratigrafisi Üzerine Ön Sonuçlar

K Serdar Girginer – Özlem Oyman-Girginer 211 Urartu Krallığı’nda Ritüel Kaplar

Bilcan Gökce 251 Gods on the Mountain? The Case of the Votive Statuettes from Sykhari-Lakkin on Cyprus

Hazar Kaba 275 Tatarlı Höyük’de Neolitik Dönem: Ön Değerlendirme

Orkun H Kayci – K Serdar Girginer 295 Optical Microscopy (OM) and X-Ray Diffraction (XRD) Studies of Ceramic Slag Samples from

Tatarlı Höyük (Adana, Turkey)

Nergis Kılınç-Mirdalı – K Serdar Girginer – Özlem Oyman-Girginer 309 Sirkeli Höyük: Kompleks Kent Yapısının Keşfi ve Araştırılma Süreci

Mirko Novák – Deniz Yaşin 317 Antik Çağ’da Kemiğin Takı ve Aksesuar Olarak İşlenmesi

Kasım Oyarçin – Halil Özkan 329 MÖ III. Binyıl Anadolu’sunda Oda Mezar Geleneği ve Sosyo-Ekonomik Açıdan Değerlendirilmesi

Umut Parlıtı 341 MÖ II. Binyılda Tatarlı Höyük’ün Adı

(9)

Oylum Höyük Erken Tunç Çağı Popülasyonunun Çene ve Diş Patolojileri

İbrahim Sarı – Ayşen Açıkkol-Yıldırım 389 Ovalık Kilikya’da Pers Egemenliği

Mustafa Hamdi Sayar 403 Archaeozoological Remains in Tatarlı Höyük (Turkey) from Hellenistic Period

Derya Silibolatlaz-Baykara 411 Tatarlı Höyük’ten Bir Grup Black On Red (BoR) Seramiği ve Mikromorfolojik Özellikleri

Mehmet Furkan Tufan – K Serdar Girginer 427 Arkeolojik Seramikler ve Arkeometri: Üretim Teknolojisi ve Karakterizasyon Yöntemleri

Mine Taykurt-Daday – Nergis Kılınç-Mirdalı 449 Milas Müzesi’nde Bulunan İon Tipi Sütun Başlıkları

Akın Temür – Murat Sarıgül 465 Tatarlı Höyük Taş Kapları

İrfan Tuğcu 481 Osmaniye-Domuzdamı Kalesinde Bulunmuş Terra Sigillata Seramikler

Füsun Tülek 491 Frigler’de Mühürcülük

Birgül Yıldız-Köse 515 Ordu Müzesi’nde Korunan ve MÖ 2. Bine Tarihlendirilen Tunç Kolcuklu Balta

(10)
(11)

Tatarlı Höyüğün Stratigrafisi Üzerine Ön Sonuçlar

K. Serdar Girginer – Özlem Oyman-Girginer*

Abstract

Preliminary Results on the Stratigraphy of Tatarlı Höyük

Tatarlı Höyük is one of the largest settlements of Cilicia in the east of the Ceyhan district of Adana, on the important commercial and military road routes at the western exit of the Amanos. It is connected to Central Anatolia through the Hitit-Kizzuwatna Caravan. The sea connection of the mound is approximately 20 km to the south. It is known that the shoreline and alluvial fillings were inside thousands of years ago. Therefore, during the excavations, data related to Cyprus, Levant and Egypt by sea are obtained in every period starting from the Middle Bronze Age.

The last settlements of the mound belong to the Hellenistic Period. Although rural properties can be seen in the abandoned settlement in the early Roman period, important evidence regarding weaving, especially wine production and trade is obtained. Hellenistic Period data of the mound, whose agricultural economy has also been revealed to a great extent, is extremely important for the Cilicia region.

In the Late Iron Age (Akhaimenid) data are obtained that the mound was inhabited for a while. The steles, terracotta figurines and a small number of ceramics dating to this period are new additions to regional archeology.

In the first half of the 1st Millennium BC, while Que city states (Middle Iron Age / Neo Hittite Period) prevailed, many archaeological materials of this period started to be found in Tatarlı Höyük. Among them, various types of amphoras that shed light on the presence of commerce in the city, Black on Red, Cypriot White Slip and Cypriot Bichrome IV group ceramics are the main ones. Stone pots, metal and bone finds from the same period also stand out.

It contains the most developed settlements of the mound in the 2nd Millennium BC. In the LBA, a sacred city of Kizzuwatna is encountered with a spreading area of 2-3 km2 with its Citadel, the Lower City and its

neighborhoods. Apart from its organic relations with the Hittite world, links with Cyprus, Levant and the Aegean region have begun to be identified. Although the MBA strata have not been fully excavated yet, the finds uncovered in restricted areas reveal that relations with Central Anatolia began, although they were heavily related to Northern Syria during this period.

The layers of EBA and Chalcolithic Age have not been excavated yet. The seals especially in the Ubeyd Period, which were found in some areas, are the harbingers of the fact that there were strong settlements in the mound during these periods. Data from the Neolithic period identified at the foot of the mound provide new contributions for the region and Anatolian archeology.

Keywords: Tatarlı Höyük, Lawazantiya, Kizzuwatna, Que, Cilicia, Çukurova, Stratigraphy.

* Doç. Dr., Çukurova Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü, Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi Anabilim Dalı, Balcalı Kampusü, Sarıçam-ADANA/TR kserdar.girginer@gmail.com

Arş. Gör. (MA) (Doktorant), Çukurova Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü, Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi Anabilim Dalı, Balcalı Kampusü, Sarıçam-ADANA/TR arinna55@gmail.com

(12)

Giriş

2014-2015 ve 2017 yıllarında Kilikya bölgesi kazı başkanları ve araştırmacılarının katıldığı Kilikya Kronoloji

Work-shop çalışmalarının sonucunda Tatarlı Höyük stratigrafisi ile ilgili ilk bilgiler paylaşılmıştır1. Bu yazıda bahsedilen

yayından sonra daha ayrıntılı ve yeni sonuçların da yer aldığı bir ön değerlendirme yapılmaktadır. Kizzuwatna’nın

Kummanni ve Lawazantiya gibi önemli yerleşimlerinin tespiti amacıyla başladığımız Kizzuwatna Araştırmaları Projesi’nin başından itibaren, 2016 yılına kadar büyük bir özveriyle çalışan ekip üyemiz Öğr. Gör. Hayriye Akıl

anısına kaleme aldığımız bu yazıda kendisinin de Hellenistik dönemle ilgili değerlendirmelerine yer verdiğimizi belirtmek istiyoruz. Yokluğunu her zaman hissettiğimiz arkadaşımızı sevgi ve saygıyla anıyoruz.

Tatarlı Höyüğün bulunduğu coğrafya, doğuda Amanoslar (Fig. 1), kuzeyde Toros dağları ile sınırlanmıştır. Höyük Adana’nın Ceyhan ilçesinin doğusunda yer almakta, doğal geçitler ile Islahiye ve Gaziantep Ovalarına, güneyde ise Amuq Ovası’na bağlanmaktadır (Fig. 2). Orta Anadolu’ya Hitit-Kizzuwatna Kervan yolu ile ulaşan yerleşimin, Akdeniz’e uzaklığı ise günümüzde 20 km. kadardır. Dolayısıyla konum olarak höyük, bu önemli ticari ve askeri yolların kesiştiği bir konumda yer almaktadır (Fig. 3). Bunun dışında volkanik bir arazide bulunması ve son derece zengin su kaynaklarına sahip olması da her dönemde yerleşmeler için çok uygun koşullar sağlamıştır (Fig. 4).

I Tabaka: Erken Bizans Dönemi Mezarları (MS 4 yy ve sonrası)

Sitadel’in doğusundaki AZ 190 (Fig. 5) açmasında iki adet kiremit mezar ile karşılaşılmıştır2 (Fig. 6-7). Bu

me-zarlarda biri yedi yaşında çocuk, diğeri ise 30-35 yaşlarında bir erkek iskeleti tespit edilmiştir3. Mezarlarda mezar

eşyası ve/veya kişisel eşyalara rastlanmamıştır.

Bu mezarlar, 2005 yılı yüzey araştırmalarında Tatarlı Höyüğün yakın çevresinde tespit ettiğimiz Töngelen Höyük ve Domuztepe-Leçe Mevkileri Erken Bizans yerleşimleriyle ilgili olmalıdır4.

Inhumasyon gömülerin çatı kiremitleri kullanılarak örtülmesi işlemi Antik Yunan dünyasında MÖ 5. yy’ın başından itibaren karşımıza çıkmaktadır. Attika ve Korint’te Arkaik Dönem’in sonlarından itibaren örneklerine rastlanan bu mezar tipi, Klasik dönem boyunca da sıklıkla kullanılmıştır5. Kiremitli Mezarlar stroterlerin iskelet üzerine bir

beşik gibi çatılması ile oluşturulur. Roma Dönemi’nde bu tip mezarlar daha çok eyaletlerde kabul görmüştür6. Bu

mezarlardaki iskeletler genellikle yaş ve cinsiyet ayrımı gözetmeksizin uygulanan gömülerdir7.

Kibyra’da çatı kiremit mezarların bir kısmında herhangi bir buluntuya rastlanmaması bunların Bizans Dönemi’ne ait olduklarını göstermiştir. Gelir düzeyi düşük bireyler için kullanıldıkları düşünülmektedir8. Bu mezarlar Anadolu’da

Hellenistik, Roma ve Bizans dönemlerinde oldukça yaygındır; Skepsis, Hieropolis, Atteleia, Dadastana, Laodikeia,

1 Novak – D’Agata – Caneva vd. 2017, 150 vd.

2 Girginer – Girginer-Oyman – Akıl vd. 2015, 432, 440, Res. 2. 3 Açıkkol-Yıldırım – Sarı 2020, 1 vd. 4 Girginer 2007, 180-181. 5 Şentürk 2011, 55. 6 Kaya 2006, 34. 7 Yağız 2009, 136 vd. 8 Özüdoğru 2018, 118-119; Ermiş 2011, 125.

(13)

Antandros9, Kyzikos’ta Hadrian Tapınak bölgesi10, Tarsus Gözlükule11, Soli12, Tralleis13, Bayraklı14, Amisos15 ve

İznik Nekropolleri16 gibi yerleşim ve mezarlıklarda karşımıza çıkmaktadır.

II Tabaka: Hellenistik Dönem – Erken Roma Dönemi

(MÖ 4 yy’ın son çeyreği -MÖ 1 yy’ın ilk yarısı)

Tatarlı Höyük’te bugüne kadar yapılan çalışmalarda bu döneme ait iki mimari safha tespit edilmiştir. IIb tabakası, MÖ 4. yy’ın 3. çeyreğinin sonu – MÖ 2. yy’ın ilk yarısına tarihlenen erken evreyi temsil ederken, IIa tabakası MÖ 2. yy’ın ikinci yarısı – MÖ 1. yy’ın ilk yarısına tarihlenen geç evreyi temsil eder. Yapılan çalışmalar IIa tabakasının da iki evreli olduğunu ortaya koymuştur.

Tatarlı Höyük Hellenistik Dönemde kırsal mimariye17 ait özelliklere sahip bir yerleşim gibi görünse de, ele geçen

buluntulardan höyüğün Doğu Akdeniz ticareti için çok önemli bir konumda olduğu anlaşılmaktadır18.

Höyükte MÖ 2. yy’da birbirine eklenen yapıların oluşturduğu mekânlar nüfus artışıyla beraber son şeklini almış, bu yüzyılın sonunda yerleşim küçülerek son bulmuştur. Bu dönemle ilgili interdisipliner araştırmalarda Hellenistik yerleşimcilerin tarım ve hayvancılıkla uğraştıklarıyla ilgili bilgilere de ulaşılmıştır19. Kazı çalışmalarında ele geçen

çok sayıda tezgâh ağırlığının tekstil üretiminde fazla ürünün ticaretinin yapıldığını göstermektedir20 (Fig. 8). Bu

çalışmalarda bulunan Rodos amphoraları ve Tatarlı’da ilk kez tespit edildiği belirtilen amphora tipiyle21

Hellenis-tik Dönemde Tatarlı Höyüğün Doğu Kilikya’da önemli ticaret merkezlerinden birisi olduğunu göstermektedir22.

Tatarlı Höyük’te Hellenistik Dönem mimari olarak en geç tabakayı oluşturmaktadır. Sitadelde Hellenistik Dönem mimarisi dört alanda açığa çıkartılmıştır23. Birincisi A yapısının (GTÇ I ve II Tapınakları) çevresinde yer

almak-tadır. Hellenistik Dönem mimarisinin karşılaşıldığı ikinci alanı, höyüğün güneybatısında bulunan MÖ II. binin 2. yarısına tarihlenen sur duvarlarının çevresinde açığa çıkartılan yapılar oluşturmaktadır. Hellenistik Dönemde yapılar bu alanda çok fazla korunmamıştır. Aynı dönem mimarisinin karşımıza çıktığı üçüncü alan ise höyüğün kuzeyindeki basamaklı açmalardır. Bunların dışında AT 185 ile AV 182 açması ve kente giriş açmalarının bulun-duğu açmalarda da Hellenistik mimari izlenebilmiştir (Bkz. Fig. 5).

9 Özüdoğru, ay.

10 Kırmızıoğlu – Yiğit – Erol vd. 2009, 451 vd. 11 Goldman 1950, 19. 12 Kaya, age, 34 vd. 13 Aydın 2015. 14 Özyiğit 1990, 159, Res. 6. 15 Şirin – Kolağasıoğlu 2017, 1 vd. 16 Ermiş, ay.

17 Ayrıntılı bilgi için bkz. Fırat 2019 ve Fırat – Girginer 2020, 149 vd. 18 Dündar – Gerçek 2018, 153 vd; Dündar 2020, 89 vd.; Aklan 2020, 9 vd.

19 Bkz. Aslan 2012; Aslan – Çakan – Girginer 2012, 133-134; Aslan – Çakan – Girginer 2014, 99 vd; Kavak – Çakan – Girginer 2019 a, 36; Kavak – Çakan – Girginer 2019 b: 475 vd; Başoğlu – Kahya 2016, 155 vd; Silibolatlaz-Baykara – Girginer 2019, 169 vd; Silibolatlaz-Baykara – Girginer 2018a, 57; Silibolatlaz-Baykara – Girginer 2018b, 53 vd; Silibolatlaz-Baykara – Baykara 2019, 52ve Silibolatlaz-Baykara 2020, 411 vd.

20 Ayrıca bkz. Gerçek – Girginer – Girginer-Oyman vd. 2019, 11 vd. 21 Dündar – Gerçek 2018, 153 vd; Dündar 2020, 89 vd.

22 Fırat 2019, IV. Ayrıca bkz. Dündar – Gerçek, ay; Dündar, ay. 23 Tüm ayrıntılar için bkz. Fırat 2019 ve Fırat – Girginer 2020, 149 vd.

(14)

Tatarlı Höyük Sitadel yerleşiminin doğusunda yer alan A yapısının çevresinde yapılan çalışmalarda açığa çıkar-tılan Hellenistik Dönem yapıları diğer alanlara göre daha fazla bütünlük arz etmektedir. Özellikle 2007 yılında başlayan ve 2017-2018 yıllarında batıya doğru devam ettirilen çalışmalar yerleşimi bir bütün halinde görmemizi sağlamıştır (Fig. 9). Bunun dışında A yapısında yapılan çalışmalarda yapı, Hellenistik Dönemin mimari izlerinden yoksundur, ancak A yapısının odaları Hellenistik Dönemde çöp doldurularak kullanılmıştır24. Yapının kuzey ve

doğu cephesini ortaya çıkartmak için yapılan çalışmalarda ise birbirleriyle bağlantılı olmayan fakat A yapısına dayandırılmış Hellenistik Dönem mimarisi saptanmıştır. A yapısının etrafındaki yerleşim, sur yapısındaki yerleşim ile bu bakımdan oldukça benzerlik göstermektedir. İki evreli açığa çıkartılan Hellenistik Dönem yapıları özellikle Demir Çağ temelleri üzerine oturtulan, çoğunlukla kare planlı yapılardır25.

AZ 190 açmasında birbirine bitişik iki adet mekân açığa çıkartılmıştır26. Kuzeybatı köşesinin hemen dışında birbirine

bitişik 0,65 m çapında iki adet ocak yer almaktadır. Bu ocaklar, dışı seramik kaplı içerisi toprak sıvalı şekilde yapılmıştır. Ocağın etrafında amphora parçaları ve depolama kapları ele geçmiştir. Yüzeye oldukça yakın olduğu için mekân içeri-sinden ele geçen malzemeler genel olarak DSA grubu seramikler, sığ tabak, içe dönük ağızlı kaseler ve tezgâh ağırlıkları en çok rastlanan buluntulardır27. Bunun dışında ele geçen MÖ 1. yy’a tarihlendirilen siyah astarlı iki adet Levant atölyesi

üretimi - Ephesos tipi kandil, baş kısmı korunmamış PT kadın figürini ve Dionysos tasvirli kandil28 mekânın genel

olarak Hellenistik Dönem IIa evresi içerisinde, MÖ 2. yy sonu - MÖ 1. yy arasına tarihlendirilmesine neden olmuştur29.

A yapısının güneydoğusunda Hellenistik Dönem yapılarına ait izler daha azdır. Bu alanda eğimin fazla olması sebebiyle Hellenistik Dönem yerleşimi höyüğün ve A yapısının güneyine doğru çok fazla yayılmamıştır.

A yapısının kuzeyinde 2010-2014 yılları arasında AV 188-189 ve AY 189 açmalarında Hellenistik Dönem üç mekân açığa çıkartılmıştır. Yapıların güneyden A yapısına yaslandırılan mekânları, kuzeyinde IIb evresine ait kuzeybatı-güneydoğu doğrultulu 9 m uzunluğunda çift sıra 0.80 m kalınlığında tek sıra cephe örgüsü bulunan teras duvarına oturtularak inşa edilmiştir30.

A yapısının batısında Hellenistik Dönem yapıları daha fazla bütünlük arz etmektedir. Son dönem kazılarıyla birlikte Hellenistik yapılar geniş bir alanda açığa çıkartılmıştır.

2014 yılında, AY 186 ve AZ 186 açmaları içerisinde yer alan Hellenistik Dönem IIb evresine ait bir sokak sistemi ile karşılaşılmıştır31. AZ 186 açmasından başlayıp güneybatı-kuzeydoğu doğrultulu 16 m uzunluğunda devam eden 1.

sokak, AZ 186 açmasında yer alan güneybatı-kuzeydoğu yönündeki 2. sokakla kesişmektedir. Güneybatıya doğru 15 m kadar takip edilen 2. sokağın en batı ucu korunmamıştır. 2 m genişliğindeki sokakların tabanları seramik ve çakıl ile döşelidir. Her iki sokağın kesiştiği noktada sokağın tabanına gömülmüş ezgi taşı in situ olarak ele geç-miştir. 40 X 47 cm boyutlarındaki ezgi taşının sokakların kesişim noktasında bulunması çevresindeki mekânların ortak kullanımına işaret etmektedir. Bu alandan ele geçen bir adet minyatür krem kabı MÖ 2. yy’a tarihlenmiştir32.

24 Girginer – Girginer-Oyman – Akıl 2011, 134. 25 Fırat, a.g.e., 47.

26 Fırat 2019, 48.

27 Girginer – Girginer-Oyman – Akıl 2010, 453 vd. 28 Girginer 2011, 65 vd.

29 Fırat, a.g.e., 49. 30 Fırat, a.g.e., 51.

31 Girginer – Girginer-Oyman – Akıl vd. 2015, 431 vd. 32 Akıl 2017, 667 vd.

(15)

AZ ve AY 186 açmalarında 1 ve 2 no.lu sokağın kesiştiği alanın batısında 2014-2015 yılında yapılan çalışmalarda kuzeybatı-güneydoğu doğrultulu iki mekân açığa çıkartılmıştır. 11 nolu mekân içerisinde yapılan çalışmalarda DSA grubu içe dönük ağızlı, tabak ve kâse formları ve az sayıda tezgâh ağırlığı ve iki adet ağırşak ele geçmiştir (Fig. 10-11). Bunların dışında bir adet kandil, iğ biçimli unguentarium parçası, Kourotrophos figürini, poloslu kadın figürini, atlı binici gibi pişmiş toprak figürin ve parçaları ele geçmiştir. Alanda bulunan figürin sayısının fazla olması mekânın kültsel bir işlevinin olması olasılığını akla getirmektedir33.

2017 yılı itibariyle yapılan çalışmalarda, 11 ve 12 no.lu mekânların batısında bu mekânlarla bağlantılı 8 odalı bir konut açığa çıkartılmıştır34. Bu konutun batısında 20 m uzunluğunda, 2,5 m genişliğindeki kısmı açığa çıkartılan

kuzeybatı-güneydoğu doğrultulu sokak bulunmaktadır. 3 no.lu sokak olarak adlandırılan sokağın güneyinde güneybatıya doğru uzanan bir başka sokakla kesişmektedir. 3 no.lu sokağın kesiştiği, 27 m uzunluğunda, 2,5-3 m genişliğindeki, güneybatı-kuzeydoğu doğrultu 4 no.lu sokağın doğu ucu korunmamıştır. 3 no.lu sokak ile 1 no.lu sokağın arasında oluşturulan adada yukarıda bahsi geçen 8 odalı konut inşa edilmiştir35. 8 odası açığa çıkartılan bu

konut, merkezinde bulunan bir tanesi üstü açık bir tanesi kapalı iki merkezi oda ve doğusundaki iki adet işliği ve etrafındaki yaşam alanlarıyla beraber Tatarlı Höyük’teki şimdilik kaydıyla tam olarak açığa çıkartılmış tek örnektir. Konutun yaşam alanı 20 m. genişliğinde ve 23 m. uzunluğundadır. Hellenistik Dönem IIb evresi içerisinde inşa edilen konut, IIa evresinde yapılan eklentilerle Hellenistik Dönemin sonuna kadar kullanılmıştır.

Tatarlı Höyük suru çevresinde yapılan çalışmalarda Hellenistik Dönem yerleşimine ait yapılar sur duvarlarına bitiştirilmiş şekilde açığa çıkartılmıştır. Sur duvarlarının Hellenistik Dönemde kullanım görmediği, surun üzerine suru dik kesecek şekilde inşa edilen Hellenistik Dönem duvarlarından anlaşılmaktadır. Sur yapısının çevresinde Hellenistik Dönem işliklerinin toplandığı bir alan36 ve dolayısıyla atıkların döküldüğü çöp çukurlarıyla karşılaşılmıştır.

AZ 174 açmasında buluntular arasında Hellenistik Dönem’e ait depolama kapları ve MÖ 4. yy sonu - 3. yy ortaları arasında tarihlendirilen Attika- Rodos tipi iki adet kandil ele geçmiştir37.

Sur yapısının çevresinde açığa çıkartılan Hellenistik Dönem yapıları genel olarak iki evreli mimari plana sahiptir. Erken evre olan Hellenistik Dönem II b evresinde duvarlar daha yüksek örülmüştür ve yaklaşık 1m’ye ulaşmak-tadır. Ortaya çıkartılan çöp çukurlarının tamamına yakını bu evreye aittir. Ele geçen ağırlıklar, sarmaşık yaprağı motifli siyah astarlı batı yamacı seramikleri II b evresinin buluntu tipolojisini oluşturmaktadır. Bunun dışında ezgi taşı havaneli ve az sayıdaki metal buluntu ele geçmiştir. Genel olarak yerleşimin MÖ 4. yy sonu - 3. yy başında kurulduğunu söylememiz mümkün görünmektedir38.

IIa evresi ise DSA grubu seramikler, Megara kaseleri, figürinler, iğ biçimli unguantariumlarla temsil edilmektedir. II a evresindeki yerleşim MÖ 2. yy’ın ortalarında başlamış, MÖ 1. yy’ın ilk yarısında sona ermiştir.

Basamaklı açmalarda Hellenistik Dönem II a evresi korunmuş tek bir duvar ile temsil edilmektedir ve II b evresi duvarlarına göre daha özensiz işçiliğe sahiptir (Fig. 12). Duvarın kuzeyinde taş tekne ve duvarın güneyinde açığa çıkartılan amphora parçaları, DSA grubu balık tabakları ve kaseler ile bir depo-işlik alanının bir parçası olduğunu 33 Fırat, a.g.e., 63-64.

34 Bkz. Fırat – Girginer 2020, ????

35 Fırat, a.g.e., 67-68, 71. Ayrıca bkz. Fırat – Girginer 2020, ???? 36 Girginer – Girginer-Oyman – Akıl vd. 2015, 431 vd. 37 Gerçek 2020, 195 vd.; Fırat, a.g.e., 40.

(16)

düşündürmektedir. Seramik buluntuların dışında diskoid, konik ve piramidal formda pişmiş toprak tezgâh ağır-lıkları duvarın güneyinden ele geçmiştir. Basamaklı açmalardan ele geçen buluntulara göre Hellenistik Dönem IIa evresinde yerleşim, höyüğün genelinde olduğu gibi MÖ 1. yy’ın ilk yarısından daha geç tarihe gitmemektedir39.

Bu alanda ele geçen, DSA grubu seramikleri içerisinde, ağız kenarı içe dönük halka kaideli sığ tabaklar en geniş buluntu grubunu oluşturmaktadır. Bunun dışında dışa dönük ağızlı ve düz dudak tablalı kaseler, amphoralar, iğ biçimli unguanteriumlar, bitkisel bezemeli Megara Kaseleri genel seramik envanterini oluşturmaktadır. Az sayıda ele geçen Batı Yamacı seramikleri Hellenistik Dönemin erken örneklerini temsil etmektedir. Seramikler dışında en çok ele geçen buluntu grubunu PT tezgâh ağırlıkları oluşturmaktadır. Piramidal, konik ve diskoid formdaki ağırlıklar, Hellenistik tabakaların hemen her yerinde bulunmaktadır40. Yapıların içerisinden ve çevresinden yoğun

olarak ele geçen ağırlıklar konutların tekstil üretiminin günlük yaşamın bir parçası olarak yapıldığını göstermek-tedir. Basamaklı açmalarda ele geçen iki adet buluntu farklılık arz etmekgöstermek-tedir. Bunlardan ilki 1 no.lu mekânın batısında bulunan taş döşemenin hemen yanında ortaya çıkartılan PT buluntunun Asklepios’a ait bir büst olduğu düşünülmektedir. Bunun dışında aynı derinlik ve bölgeden ele geçen minyatür krem kabı (Fig. 13) ve diğer bu-luntular değerlendirildiğinde yerleşimin MÖ 3. yy’da başladığı kabul edilmelidir41.

Tatarlı Höyük Sitadel yerleşmesinin merkezinde yer alan AV 182 açmasında, 2011-2012 yıllarında çalışılmıştır42.

Bu alanda da iki evreli Hellenistik Dönem yapıları açığa çıkartılmıştır (Fig. 14). II a evresi duvarları üzerinde tek sıra 4 m uzunluğunda tek bir duvar ve döşeme taşları saptanmıştır. Duvarın doğusunda açığa çıkartılan dibek taşı, bu duvarlarla beraber sonradan bu evrenin en geç kullanımını göstermektedir43.

Tatarlı Höyük Sitadeline ulaşan girişlerden birisi olan taş döşemeli ve rampalı yolun açığa çıkartıldığı alanda 2012-2014 yılları arasında çalışılmıştır. Höyüğün kuzeyinde yer alan açmalarda (AS 187 ve AS 189) Hellenistik Dönem yapıları Demir Çağ ve Geç Tunç Çağı yapılarına bitiştirilmiş halde ele geçmiştir44. Burada ele geçen Akhaimenid

stelinin güneyinde eğimin en dik olarak geldiği alanda Hellenistik Dönem istinat duvarı ile karşılaşılmıştır. Eğimden dolayı toprak kaymasını önlemek amacıyla örüldüğü düşünülen istinat duvarı 8 m. uzunluğunda, 1 m. kalınlığındadır45.

Tatarlı Höyük Hellenistik Dönem mimari ve planlama özellikleri ile buluntular Sirkeli Höyük ile yakın benzerlik göstermektedir46. Benzer Hellenistik mimariye sahip bir diğer merkez ise Kinet Höyük’tür47. Kilikya bölgesinde

Tarsus-Gözlükule ve Soli-Pompeipolis’te de Hellenistik Döneme tarihlenen veriler bulunmaktadır, ancak bunlar farklı olarak “kent” yerleşimleridir48.

39 Fırat, a.g.e, 32.

40 Girginer – Girginer-Oyman - Akıl 2010, 453 vd. 41 Akıl 2017; Fırat 2019, 31.

42 Girginer 2012, 112. 43 Fırat, age, 90.

44 Girginer – Oyman-Girginer – Akıl vd. 2015, 434 vd. 45 Fırat, a.g.e., 94-96.

46 Sirkeli Höyük’te merkezi avlu etrafındaki mekânlar açığa çıkarılmış, mekânlar içinden ele geçen tezgâh ağırlıkları ve diğer aletler tekstil üretiminin günlük yaşam içinde önemli bir aktivite olduğunu göstermiştir. Bunun dışında Sirkeli Höyük’te de savunma sistemlerinin saptanmamış olması, MÖ 3.-2. yy’larda oldukça yoğun yerleşim görmesi, unguentariumlar, mask aplikeli skyphoslar, kantharoslar, batı yamacı seramikleri, amphora mühürleri ve MÖ 2. yy’da başlayan DSA grubu seramikler gibi veriler için bkz. Fırat, a.g.e., 111; Yıldız 2016; Novak - Kozal 2015, 1 vd; Kreutz 2011, 139 vd; Girginer – Girginer-Oyman - Tufan vd. 2019, 397 vd.

47 Kinet Höyük’te MÖ 4. yy başlarında inşa edilmiş sur duvarları içindeki yerleşim, Kinet Höyük 3B evresinde (MÖ 4. yy) Pers Dönemi ve 3A evresi olan Hellenistik Dönemde (MÖ 2. yy) kullanım görmüştür. Sur duvarları ve sur duvarlarına eklenen Hellenistik yapılar G Alanında tespit edilmiş, DSA grubu seramiklerin ele geçmiş ve kent, MÖ 2. yy.’ın ortalarında terk edilmiştir. Roma Dönemi’nde ise Epiphanea kentiyle bağlantılı olduğu düşünülmektedir. Bkz. Gates 2014, 85 vd; Gates 2015, 81 vd.

(17)

Tatarlı Höyük’te Hellenistik Dönem tabakalarından ele geçen karbonlaşmış bitki kalıntıları incelenmiş, dönemin florası ve yerleşimin tarımsal faaliyetleri anlaşılmaya başlamıştır49. Arkeobotanik sonuçlar, Hellenistik Dönemde

tahıla dayalı tarımın ve buna bağlı besin zincirinin oluştuğunu göstermektedir. Tahılın dışında, yarıdan fazlası yabani formda olmak üzere ele geçen çok sayıda üzüm çekirdeği, asma tarımı ve şarap üretimi olduğunu gös-termektedir50. Höyüğün eteklerinde başlayan volkanik arazinin getirdiği bereketli topraklar ile höyüğün etrafını

saran pınarlar51 ve bol su tarımsal çeşitliliği arttırmıştır.

Aynı çeşitlilik faunaya da yansımıştır. Tatarlı Höyük’te yapılan arkeozooloji çalışmalarında Hellenistik Dönem tabakalarından alınan kemiklerin çoğu evcil hayvan topluluğu içerisinde olmakla beraber, koyun ve keçi kemikle-rinin diğer hayvan kemiklerinden daha fazla olduğu, kemikler üzerinde kasaplık izlerine rastlandığı ve hayvanların erişkinlik yaşlarında kesildikleri saptanmıştır52. Koyun ve keçiden sonra en fazla ele geçen kemikler sığırlara aittir53.

Tatarlı Höyük’ün sulak arazilerle çevrili olması büyükbaş hayvan yetiştiriciliği için elverişli ortamı sağlamıştır. Hellenistik Dönem tabakalarında en çok ele geçen üçüncü hayvan türü domuzlara aittir. Hellenistik tabakalar içerisinden besi hayvanlarının yanında at kemikleri de ele geçmiştir. Antik dönem içerisinde atlar yoğun olarak taşımacılıkta ve savaşlarda binek hayvanı olarak kullanılmış olup Tatarlı Höyük Hellenistik katmanlarında da bu amaçla kullanılmış ve yetiştirilmiş olması olasıdır54.

Seleukoslar’ın Kilikya’yı hakimiyeti altına aldıkları MÖ 3. yy başlarında Tatarlı Höyük’te Hellenistik yerleşimin başladığı görülmektedir. Bu dönem içerisinde I. Seleukos Nikator’un imar faaliyetleri bağlantılı olarak Tatarlı Höyük yerleşimcileri de bu dönemler içerisinde oldukça faaldirler55. Bu dönem içerisinde ele geçen siyah astarlı seramikler,

batı yamacı seramikleri, ağız kısmında gövdenin alt kısmına kadar astarlanmış kâse, çanak ve içki kapları dönemin seramik repertuarını yansıtmaktadır. Aynı zamanda Hellenistik yerleşim bu dönem içerisinde başlamış gibi gö-zükmektedir. Höyüğün II b evresi mimarisi de bu dönemde şekillenmeye başlamıştır. MÖ 2. yy başlarında Roma ile yapılan Apameia Antlaşması’yla Seleukoslar, Toroslar’ın güneyine çekilmiş, elinde bulundurdukları toprakları bir arada tutabilmek için IV. Antiokhos Dönemi’nde yeniden imar faaliyetlerinde bulunmuşlardır. Bu Dönemde Tatarlı Höyük yerleşimi IIb evresi içerisinde son şeklini almış, Batı Anadolu ve Kıt’a Yunanistan ithali siyah astarlı malzemeler yerini, bölgede yerel olarak da üretildiği belirtilen Doğu Akdeniz kökenli DSA grubu seramiklere bırakmıştır56. MÖ 2. yy’da özellikle deniz ticaretini elinde tutan Rodos’tan ithal, mühürlü amphoraların büyük

bölümü IIb evresinin son dönemlerine kadar çok sayıda ele geçmektedir57. IIb evresinin sonları olan MÖ 2. yy’ın

ikinci yarısından sonra, bölgedeki siyasi çekişmeler ve otorite boşluğundan kaynaklı olarak yerleşim küçülmüştür. MÖ 2. yy’ın IIa evresinde kent değişen bir plan doğrultusunda yeniden inşa edilmiş, yerleşimin boyutu küçülerek 49 Aslan – Çakan – Girginer 2014, 99 vd; Çakan – Kavak - Girginer 2017, 373 vd; Girginer – Girginer-Oyman – Tufan vd. 2019, 397 vd. Çalışmalarda zeytin çekirdekleri, arpa, buğday, keten tohumları ve üzüm çekirdekleri tarımsal faaliyetlerin bu bitkiler üzerinde yoğunlaştığını göstermektedir. Ayrıca, Hellenistik Dönem tabakasında ele geçen üzüm çekirdekleri, diğer dönemlere göre daha fazla (%39)’dır.

50 Çakan – Kavak – Girginer, ay. Kazılarda PT mortar, silenos ve yüz aplikeli kaplar bulunmuştur. Bkz. Girginer – Girginer-Oyman – Tufan vd., ay. 51 Girginer 2016, 91 vd.

52 Silibolatlaz-Baykara - Girginer 2018 b, 53 vd; Başoğlu – Kahya 2016, 155 vd. Bunun dışında tekstil üretiminde kullanılan çok sayıda, pişmiş toprak tezgah ağırlığı, ağırşak, iğne ve spatulanın bulunması bu küçük baş hayvanlardan özellikle yün üretmek için faydalanıldığını ortaya koymaktadır. 53 Silibolatlaz-Baykara – Girginer, ay; Başoğlu - Kahya, ay.

54 Silibolatlaz-Baykara - Girginer 2018 b, 53 vd; Başoğlu – Kahya 2016, 155 vd. Tatarlı Höyük kazılarından ele geçen at kemikleri Hacettepe Üni-versitesi, Edebiyat Fakültesi, Antropoloji Bölümü'nden Dr. Öğr. Üyesi Füsun Özer'in yürütücüsü olduğu "Anadolu'da At Arkeogenomiği ve Popülasyon Demografileri" isimli TÜBİTAK 1001 projesinde (Proje No. 1172991) incelenmektedir. Tatarlı Höyük’te Hellenistik tabakalardan evcil hayvan kemiklerinin yanında az da olsa, kızıl geyik, ala geyik, tavşan gibi yabani hayvan kemikleri de ele geçmiştir. Ormanlık arazide yaşadığı bilinen bu hayvanlar için avcılık yapılan en uygun bölgenin höyüğe en yakın ormanlık arazi olan Amanos Dağları olduğunu düşünülmektedir. 55 Fırat 2019, 115.

56 Zoroğlu 2003, 121 vd. 57 Dündar - Gerçek 2018, 153 vd.

(18)

yapılar daha basit bir hal almıştır58. Bu dönem içerisinde kullanılan DSA grubu seramiklerin sayısı da artmıştır.

MÖ 1. yy’ın başlarında Seleukoslar’ın bölgenin hakimiyetini Roma’nın kontrolündeki Tarkondimotoslara bırak-ması, korsanlık faaliyetlerinin artması ile oluşan kaos ortamı yerleşimin terk edilmesine neden olmuştur. Tatarlı Höyük’te ele geçen sikke ve mühürlü amphora kulpları da özellikle MÖ 2. yy’da kentin yoğun yerleşim gördüğünü göstermektedir. Hellenistik Dönem tabakalarından ele geçen okunabilen sikkelerden, beş tanesi Hierapolis Kas-tabala otonom kent sikkesi, dokuz tanesi Seleukos krallığı darbı olup MÖ 2.-1. yy’a tarihlendirilmiştir59. Tatarlı

Höyük kazılarında ele geçen 22 adet mühürlü amphora kulbu incelenmiş, 18 tanesinin Rodos, iki tanesi Kıbrıs, bir tanesi Khios, Knidos kökenli olmak üzere, MÖ 3.-2. yy’larda Tatarlı Höyük Hellenistik Dönem yerleşiminin Akdeniz ticaretindeki önemi ve Hellenistik Dönem kronolojik dizini ortaya konulmuştur60.

III Tabaka: Demir Çağları

IIIa: Geç Demir Çağı (Akhaimenid) (MÖ 539-330)

Anadolu ve Kilikya’nın Pers kralı Kyros61 tarafından MÖ 542 yılında işgalinden sonra MÖ 401 yılına kadar Persler

Kilikya’yı yerli bir hanedanın yönettiği krallar sayesinde idare etmişlerdir. Yetkili şahıslar ise Syennesis unvanını taşıyan yerli yöneticilerdir. Kilikya’nın bağımsızlığı Persler’in son Syennesis’i sürgüne yollayıp MÖ 401’de Kilikya’yı bir satraplık yaparak direkt olarak kendilerine bağlamalarıyla son bulmuştur62. Xenophon’un da belirttiği gibi Kilikya

ve Kıbrıs’ın Persler devrinde çok özel bir konumu vardır. Çünkü onlar genç Kyros’un askeri seferine gönüllü olarak katıldıkları için bu bölgeye Satrap gönderilmemiş, dolayısıyla yönetim için yerli idarecileri yetkilendirmişlerdir63.

Bu dönemde Kilikya’da Arami varlığı önemlidir, hatta Anadolu’nun resmi dili bile Aramice’dir64. Doğal olarak

Tatarlı Höyüğün de bulunduğu Doğu Kilikya’da Aramice yaygın olarak kullanılmıştır65.

Daha sonra Kyros, kardeşi kral Artaxerxes’e karşı başlattığı isyan ve iç savaşta Kilikyalılar’dan da büyük çapta yardım görmüş, Tarsus’ta bir süre için kaldıktan sonra Payas (Baiae) geçidi üzerinden kardeşine karşı saldırmış, hayatta kalamamıştır. Bu olaydan sonra Kilikya’daki Syennesis hanedanı üzerine olan Pers baskısının daha da art-tığı görülmektedir66. Persler bununla da kalmayıp, Syennesis hanedanının yerine artık kendi satraplarını atamaya

başlamışlardır.

2017-2018 yılında höyüğün güney yamacında yapılan çalışmalarda Hellenistik Dönem II b evresine ait yeni mekânlar açığa çıkartılırken, alandaki 23 no.lu mekânın kuzey duvarının daha erken dönem duvarları üzerine oturtulmuş olduğu tespit edilmiştir. Birbirine paralel vaziyetteki erken dönem duvarları 23 no.lu mekânın kuzey duvarının altından devam ederek batısında bulunan 24 no.lu mekânın da kuzeyine doğru uzanmaktadır. Dolayısıyla 23 ve 58 Fırat 2019, 116.

59 Tatarlı Höyük’ten ele geçen sikkeler Tatarlı Höyük kazıları Heyet Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Fatih Erhan tarafından 2020 yılında basılmak üzere yayına hazırlanmaktadır. Kendisinin verdiği ön bilgilere göre, Hellenistik Dönemde MÖ 4. yy ve 3. yy birer sikke ile temsil edilirken, MÖ 2. yy-1. yy’a ait toplamda 21 sikke ele geçmiştir. Bu durum, Hellenistik Dönemde en yoğun yerleşimin MÖ 2.-1. yy’larda olduğunu göstermektedir. Kazılarda ortaya çıkan IIa-b tabakalarına ait mimari kalıntılar ve diğer arkeolojik buluntular da bunu desteklemektedir. Ancak, MS 1. yy’ın başlarından sonra diğer arkeolojik verilerle birlikte sikkeler de susmakta ve bu durum, Hellenistik Dönemde höyük üzerinde yaşayanların Roma İmparatorluğu’nun erken yıllarında buradan ayrıldıklarını göstermektedir.

60 Dündar - Gerçek, ay.

61 Ayrıntı için bkz. Olmstead 1948, 34 vd; Burn 1962, 36 vd. 62 Ünal – Girginer 2007, 208.; Ayrıca bkz. Bakır 2017, 2 vd.

63 Casabonne 1999, 57 vd. Ayrıca bkz. Maffre 2017, 56; Sarıkaya – Arslan 2017, 80. 64 Briant 1996.

65 Ünal – Girginer, a.g.e., 209. 66 Ünal – Girginer, a.g.e., 213.

(19)

24 no.lu mekânların kuzey duvarları bu duvarların üzerine inşa edilmiştir67. 0,60 m genişliğindeki bu duvarlar

küçük boyutlu taşlarla çift sıra örülmüş, cephe örgüleri ise 3-4 sıradan oluşmaktadır. Bu şekliyle duvarlar IIb yerleşim planına uymamaktadır. Bunun dışında temel üzerindeki dökme kerpiç bedeni ise kısmen korunmuştur. Böylece Akhaimenid yerleşimine ait duvarların Hellenistik Dönem IIb’de dönemin ilk yerleşimcileri tarafından kullanıldıkları anlaşılmıştır.

Bu döneme ait mimari buluntuların açığa çıkarılmaya başlamasının dışında, 2013 yılında AS 189 açmasında ne yazık ki üst kısmı tahrip edilmiş olan stel üzerindeki tasvirin sadece ayak kısımları günümüze ulaşmıştır68. Stelin

oturulduğu bazalt kaide ve önünde yer alan kireçtaşı sunu taşının çevresinden astragaloslar69 toplanmıştır (Fig. 15).

2014 yılı çalışmaları sırasında ise, GTÇ’na ait sur sisteminin dışındaki Hellenistik Dönem’e ait bir çöp çukuru içinde üst kısmı kırılarak buraya atılmış ikinci stelin sadece kaidesi ele geçmiştir70.

Höyüğün doğusunda Hellenistik IIa duvarlarının alt dolgusundan ele geçen kırmızı figür tekniğiyle yapılmış Klasik Döneme tarihlenen amphora veya krater parçası ve seramikler71 Tatarlı Höyük’te ele geçen Geç Demir Çağı

buluntularından olması nedeniyle oldukça önemlidir72. Bunun dışında 2019 yılı kazılarında Satraplık Aramicesi

(MÖ 6.-4. yy) yazıtlı bir kap parçası da dikkat çekmektedir.

IIIb1: Orta Demir Çağı (Geç Hitit) (MÖ 850-609)

Demir Çağı tabakalarının büyük oranda Hellenistik yerleşimin tahribatına maruz kaldığı söylenebilir. Üzerinde Hellenistik Dönem mimarisinin bulunmadığı ya da daha az tahrip olmuş sınırlı sayıda alandan elde edilen veriye göre IIIb1 tabakası bu dönemi temsil etmektedir.

2013 kazı sezonunda Sitadelin doğusunda yer alan Aşağı Şehir’e inen “Kutsal Tören Yolu” ve yakın çevresinde yapılan çalışmalarda bu kutsal yolun güneyinde Orta Demir Çağı mekânı taban üstündeki in situ malzemelerle birlikte açığa çıkarılmıştır. 12 m2’lik mekânın ortasında çatıyı taşıyan ahşap direğin oturduğu kaide de tespit

edilmiştir. Mekânın doğusunda ve batısında iki adet girişi bulunmaktadır. Bu mekân içinde krem renkte astarlı, boya bezemeli dört kulplu bir krater, Black on Red (BoR)73 grubu seramikler, sepet kulplu, emzikli bir testiciğe ait

parça, üç ayaklı bir taş kap ve kırmızı astarlı bir çanak ele geçen kaplar arasındadır (Fig. 16-17).

AY 186 açmasında yapılan çalışmalarda Orta Demir Çağı’na tarihlenen bir mekânın batı ve güney duvarları mekânın tabanıyla beraber açığa çıkarılmıştır. Açmanın diğer alanlarındaysa mimari bir bütünlük arz etmeyen duvar ve taban parçaları tespit edilmiştir. Alanda ele geçen Orta Demir Çağı’na tarihlenen seramikler arasında yine Kıbrıs 67 Bkz. Fırat 2019, 75-76.

68 Girginer – Girginer-Oyman – Akıl vd. 2015, 435. 69 Krş. Dönmez 2017, 131.

70 Kilikya’da bu döneme ait tasvirli sanat eserleri Meydancıkkale’den iki blok üzerinde karşımıza çıkan kabartmalardan bilinmektedir. Bunlar ikonografik olarak Persepolis kabartmalarındaki tasvirlerle karşılaştırılmış ve MÖ 420-350 tarihlerine tarihlenmişlerdir. Bkz. Casabonne 1999, 57-58, Fig, 15; Ünal –Girginer 2007, 491; Davesne – Lemaire – Lozachmeur 1987, 360-362. Tatarlı Höyüğün bulunduğu Ovalık Kilikya veya diğer bir ifadeyle Doğu Kilikya’da Akhaimenid Döneme ait Aramice yazıtlı steller için bkz. Sayar 2020, 403 vd.

71 Krş. Çokay-Kepçe – Recke 2007, 83 vd.

72 Girginer – Girginer-Oyman –Tufan vd. 2019, 399-400.

73 Tatarlı Höyük BoR örnekleri minyatür testiler, kaseler, derin kaseler, çömlekler, fincanlar, dipler ve gövde parçaları olarak incelenmiştir. Testi-cikler Gjerstad’ın ayırımına göre daha çok Kıbrıs BoR I ve II ile uyuşum halinde olduğu, Gözlükule ve Karatepe örnekleri ile benzeştiği; Tatarlı Höyük’te yoğun bir grubu oluşturan derin kaselerin Kıbrıs’ta BoR II’ye benzediği, Tatarlı Höyük çömleklerinin yerel üretim olabileceği, XRD analiz sonuçlarına göre bu BoR grup seramiklerin Kilikya üretimi olabileceği konusunda veriler elde edilmiştir. Bkz. Tufan 2019, Schreiber 2003 ve Gjerstad 1948.

(20)

ilişkili Black on Red grubuna ait kaplar, bichrome boyalı testi ve kap parçaları, krem renkte astarlı ve geometrik desenli, çeşitli formlara ait seramikler bulunmaktadır. Ayrıca bir hayvan figürini de ele geçen buluntular arasındadır. AY 186 açmasının güneyinde yer alan AZ 186 açmasında 2014 yılında açığa çıkartılmaya başlanan mekânda çalışmalara devam edilmiş ve mekânın Orta Demir Çağı’nın sonlarına ait olduğu anlaşılmıştır. Bu mekânda ele geçen seramikler arasında Black on Red grubuna74 ait tek kulplu iki testicik yer alırken, ağırşaklar ve ağırlıklar

diğer buluntu gruplarını oluşturmuştur75.

Aynı açmada 2016 yılı çalışmaları esnasında bu döneme ait bir mekânın doğu ve güney duvarları açığa çıkarıl-mıştır. Taban üzerinden ise tek kulplu bir maşrapa ile kırmızı üzerine siyah bant bezemeli pedestal kaideli bir çanak ele geçmiştir76.

Bu döneme tarihlenen küçük buluntular arasında bir sürme kutusu da yer almaktadır. Tatarlı Höyük 2010 yılı kazı sezonunda Sitadelin batısında Geç Tunç Çağı savunma sistemlerinin açığa çıkarılması çalışmaları esnasında, AY 173 nolu açmada ele geçen bu eserin ön ve arka yüzü tasvirlidir. Bu türdeki benzerlerine British Museum, Ashmolean Museum, Ex-Kofler Collection ve dört adet de Amuq Çatal Höyük’te77, geometrik bezeklileri Zincirli,

Alalakh, Maraş Müzesi, 17 adet Amuq Çatal Höyük ve Ain Dara’da78; iki yüzü de bezemesiz olanlarına ise Deve

Höyük, beş adet Amuq Çatal Höyük ve dört adet de Tell Afis’te79 rastlanmaktadır.

IV Tabaka: Geç Tunç Çağı (MÖ 1650-1200)

Çukurova Bölgesi’nin en büyük höyüklerinden birisi olan Tatarlı Höyük yerleşimi MÖ II. Binyılda kesintisiz bir iskân sunmaktadır. Höyükte GTÇ, IV. Tabaka ile temsil edilmekte olup iki evrelidir. GTÇ II (MÖ 1450-1200) IVa, GTÇ I (MÖ 1650-1450) ise IVb olarak isimlendirilmiştir.

IVa: Geç Tunç Çağı II (MÖ 1450-1200)

Tatarlı Höyük’de GTÇ II evresiyle tanımlanan IVa tabakasına tarihlenen Hitit İmparatorluk Dönemi’ne ait en büyük mimari ‘A Yapısı’ olarak isimlendirilen tapınak yapısıdır (Fig. 18-20). Tapınakta yapılan çalışmalar ve C14 tarihlemeleri

yapının ilk evresinin GTÇ I’e ait olduğunu göstermektedir. Yapının 8 nolu mekân tabanından alınan örneklerin C14

tarihleri MÖ 1635-1590 yıllarını vermiştir. Yaklaşık 3 m korunan duvarlarıyla monumental bir görünüme sahip olan yapı GTÇ II döneminde bir takım tadilat ve eklemelerle kullanıma devam etmiştir. Yapının küçük mekânlarından bir kısmı Hellenistik Dönem’de taşlarla doldurulmuş, büyük mekânlarsa yine aynı dönemin çukurlarıyla tahrip gör-müştür. A yapısının batısında C yapısı olarak adlandırdığımız mimarinin anlaşılmasına yönelik yapılan derinleşme çalışmalarında AY 186 açmasında bir fırın yapısına ait olan kalıntılarla karşılaşılmış ve beraberinde birçok cüruf ve seramik parçaları ele geçmiştir (Fig. 21). Uzun süre ısıya maruz kaldıkları camlaşmış yüzeylerinden anlaşılan sera-miklerin tipolojik özellikleri parçaların Hitit İmparatorluk Dönemi’ne ait olduklarını ortaya koymuştur80.

74 Tatarlı Höyük’te ele geçen BoR seramiklerinden seçilen bir grup malzeme M. Furkan Tufan tarafından Yüksek Lisans tezinde çalışılmıştır. 75 Girginer – Girginer-Oyman – Akıl vd. 2017, 445.

76 Girginer – Girginer-Oyman – Tufan vd. 2018, 232.

77 Ingholt 1940, 78 vd, Pl. XXV: 5, 7; Riis 1948, 179-180, Fig. 230: D-E. Ayrıca bkz. Barnett 1975, 131, Fig. 48; Muscarella 1995, 5, fig. 3-4; Moorey 1980, 46, Fig. 8: 137A; Muscarella 1993; Pucci 2019, Kat. 362, 365, 378 ve 388 (?).

78 von Luschan – Andrea 1943, 16, Taf. 3f; Woolley 1955, 400 vd, Fig. 75: AT/37/125; Muscarella 1995, 5, fig. 2 bottom; Pucci, a.g.e., Kat. 361, 363, 366-368, 370, 372, 374-377, 379-380, 384-385, 389-390; Stone – Zimansky 1999, 39 ve 79, Fig. 87/2.

79 Muscarella 1995, 2, Fig. 2 Top; Ayrıca bkz: Moorey, a.g.e., 45-46, Fig. 8: 137; Woolley 1914-1916, Pl. XXVI: 10; Pucci, a.g.e., Kat. 364, 369, 371, 373 ve 386; Mazzoni – del Vesco – Soldi v.d. 2002, 68, 77, Fig. 3/2; Esposti 1998, 241, 268, Fig. 14/1-2.

80 Dardeniz – Girginer – Girginer-Oyman 2018: 117 vd. Seramik fırını alanından seçilen cüruflaşmış bazı seramikler üzerinde yapılan arkeometrik analizlerin ön sonuçları bu kitapta Dr. Öğr. Üyesi Nergis Kılınç-Mirdalı ve bu makalenin yazarları tarafından paylaşılmıştır.

(21)

Bu döneme ait mimariye ayrıca höyüğün batısında açığa çıkarılan sur81 sisteminde ve stratigrafik sürecin tespiti

amacıyla açılan kuzeyde Basamaklı Açmalarda da rastlanmıştır. Sur sistemi höyüğün topografyasına uygun olarak testere dişi şeklinde kırılarak kenti çevrelemektedir. Surlar Demir Çağı’nda da bir takım ekleme ve tadilatlarla kullanılmıştır82.

Tatarlı Höyük IVa tabakası Hitit ilişkilerinin güçlü hissedildiği bir dönemdir. C Yapısının BA 186 açması sınırları içerisinde yer alan ve yapıyı doğu-batı doğrultusunda bölen duvarın hemen güneyindeki bir tabanın kenarında bulunan hiyeroglifli bir bulla MÖ 14-13. yy’a tarihlenmiştir. Bullanın yayın çalışmaları devam etmektedir. Hitit izlerini en yoğun gördüğümüz buluntu grubu kuşkusuz Hitit İmparatorluk Dönemi merkezlerinden tanı-dığımız formlardan oluşan seramiklerdir. Kahverengi ve devetüyü renkte yalın mal en yoğun mal grupları olarak karşımıza çıkar. Çoğunlukla yüzeylerin işlem görmediği, drab ware olarak bilinen bu mal gruplarında hâkim olan hamur rengi kahverengi ve tonlarında, iyi arıtılmış ve orta-iyi derecede pişirilmiştir. Katkı maddesi olarak kum, mika, taşçık ve kuvars içeren bu hamur üzerinde yapılan arkeometrik çalışmalar magnezyum kalsitin varlığı ve kuvarsın fazlalığıyla pişme sıcaklığının yaklaşık 800 °C olduğunu ortaya koymaktadır. Yaygın görülen formlar arasında tabaklar, ağzı içe dönük çanaklar, testiler, şişeler, mataralar ve çömlekler bulunur (Fig. 21-23).

Hitit seramik repertuarını oluşturan geniş bir ağız çapına sahip tipik formlardan biri olan tabaklar farklı tipleriyle Tatarlı’da da karşımıza çıkmaktadır. Düz ve çukur tabaklar olarak gruplanan tabakların basit ağızlı tiplerinin (Fig.21.f) benzerlerine Orta Anadolu’da Boğazköy Aşağı ve Yukarı Şehir’de83, Yazılıkaya84, Kuşaklı85; Doğu Anadolu’da

Korucu-tepe86, İmikuşağı87, Norşuntepe88 ve Arslantepe III. tabaka89 gibi merkezlerde rastlanmış, Çukurova’da ise Gözlükule90

ve Kilise Tepe’de91’de görülmüştür. Ağzı içte geniş kalınlaştırılmış tabak formları (yakalı tabaklar) (Fig.21.g) Boğazköy92,

Yazılıkaya93, Kuşaklı94, Uşaklı95, Ovaören96, Norşuntepe97, Korucutepe98, Arslantepe99, Porsuk100’dan bilinen tiplerdir.

Bu tipteki tabakların bir kısmında ağzın hemen üzerinde ip izlerini görmek mümkündür. Ele geçen bazı tabak, çanak ya da çömlek formları üzerinde fırınlama öncesi kazılarak yapılmış çömlekçi işaretleri de yer almaktadır101 (Fig.21.e).

81 Cevher 2020, 63 vd.

82 Sur sistemi bu kitabın ayrı bir bölümünde Dr. Mehmet Cevher tarafından hazırlanan makalede ayrıca tartışılmıştır.

83 Fischer 1963, Taf. 90 n. 794 (Aşağı Şehir 2); Müller-Karpe 1988, Taf. 32 S2a n.15 (Yukarı Şehir 4-3); Parzinger – Sanz 1992, 25, Abb. 19 I.1.1.b, Taf. 26 n.6, Taf. 53 n.15-16.

84 Hauptmann 1975, Abb.126 n.131 (Yazılıkaya I). 85 Mielke 2006, Taf. 51 n.11, 21, Taf. 72 n.12.

86 Umurtak 1988, Lev. 4 n.2-3 (Hitit İmp. I); Griffin 1980, Pl. 4 n.176; Umurtak 1996, Lev. 3 n.4. 87 Umurtak 1988, Lev. 4 n.3.

88 Korbel 1985, Lev. 38 n. 4978.

89 Manuelli 2013a, Fig. III.20 Pl. 1A n.1; Manuelli 2013b, Fig. 5 n.3. 90 Karacic 2014, 163, Fig. 57. H., Fig. 105.A,C.

91 Hansen – Postgate 2007, Fig. 395.750.

92 Müller-Karpe 1988, Taf. 42, Te1c, n. 2,3,6, Taf.43 Te1d; Schoop 2006, 223, Fig.4.E. 93 Hauptmann 1975, Abb. 129 n. 173, 177.

94 Mielke 2006, Taf. 69 n.13, Taf. 70 n.4-7, Taf. 71 n.4. 95 Mazzoni – Agostino – Orsi 2010, Fig. 20 n.68.

96 İlhan 2017, 188, Ek-31 Şek. 31.7, Ek-34 Şek. 34.4, Şek. 34.7, Şek. 34.8. 97 Korbel 1987, Taf. 3 n.2139.

98 Umurtak 1996, Lev.4 n.1. 99 Manuelli 2013b, Fig.2 n.3.

100 Dubré 1983, Pl. 20 n.124, 131 (5.Tabaka).

(22)

Dönemin seramik repertuarında en yoğun grubu farklı tipleriyle karşımıza çıkan çanaklar oluşturmaktadır. Bo-ğazköy102, Norşuntepe103, Gözlükule GTÇ II104, Porsuk V. tabaka’da105 karşımıza çıkan ağzı içe çekik sığ çanaklar

(Fig.21.a), benzerlerini Boğazköy Büyükkale, Yukarı Şehir ve Aşağı Şehir 3. tabaka’da106, Yazılıkaya107, Alaca Höyük

Orta Hitit ve İmparatorluk Dönemlerinde108, Gordion109, Alişar110, Kuşaklı111, Maşat Höyük III. tabaka112, Norşuntepe

III.tabaka113, Korucutepe GTÇ I ve II Dönemleriyle İmikuşağı 7. tabakada114, Arslantepe III. tabaka115,

Beycesul-tan I. tabaka116, Porsuk V. tabaka117, Kilise Tepe118, Gözlükule GTÇ I ve II dönemlerinde119, Kinet Höyük120 gibi

yerleşimlerden bildiğimiz yarıküresel formlu basit ağızlı sığ çanaklar (Fig.21.b) yine benzerlerini Boğazköy Aşağı Şehir121 ve Yukarı Şehir’de122, Yazılıkaya’da123, Alaca Höyük Hitit Dönemi124, Maşat Höyük III.tabaka125,

Kayalıpı-nar126, Korucutepe Hitit İmparatorluk II127, İmikuşağı 8. tabaka128, Arslantepe129, Porsuk V. tabaka130, Yumuktepe

V. tabaka131, Sirkeli GTÇ tabakalarında132, Soli133’de rastladığımız ağzı içte yuvarlatılmış çanaklar Tatarlı’da yaygın

olarak görülür. İçe dönük ağızlı çanakların bazılarının ağız ve iç yüzeyinin bir bölümüne geniş bir bant şeklinde kırmızı renkte astar ve perdah uygulanmıştır. Birkaç çanağın iç kısmındaysa plastik süslemeler mevcuttur. Ben-102 Schoop 2006, 223, Fig.5.J.

103 Korbel 1987, Taf. 2 n.1390.

104 Karacic 2014, Fig. 127, C; Özyar – Ünlü - Pilavcı 2019, Fig. 5-14.e. 105 Dupré 1983, 143, Pl. 6 n.37.

106 Fischer 1963, Taf. 83 n. 689 (Büyükkale IVd Tabakası), Taf. 85 n.717, 722, Taf. 87 n.748-749 (Büyükkale III. Tabaka), Taf. 90 n.784 (Aşağı Şehir III. Tabaka); Müller-Karpe 1988, Taf. 40 S12a.

107 Hauptmann 1975, Abb.122 n.34,36-37, Abb. 125 n.100, Abb.126 n.120, 123, Abb.127 n.134, Abb.130 n.184. 108 Koşay – Akok 1966, Lev. 101 Al.g.3, Lev. 102 Al.h.110

109 Mellink 1956, Taf. 30 c-d, g, i.

110 von der Osten 1937, 175 Abb. 217 n.1-10, Taf. IV d 2848.

111 Mielke 2006, Taf. 57 n.1-2,8-9,16-19, Taf. 58 n.5-7-8; Müller-Karpe 2006, Res. 6 n.23; Arnhold 2009, Taf. 30 n.23-32. 112 Özgüç 1982, Fig. A. n.19

113 Hauptmann 1971, Lev. 56 n.2; Korbel 1987, Taf. 1 n.2159, Taf. 2 n.2170, Taf. 37 n.752, 2835. 114 Umurtak 1988, Lev. 20 n.1-3; Griffin 1980, Pl. 21.o; Umurtak 1996, Lev. 5 n.4

115 Pecorella 1975, Fig. 7 n. 15; Manuelli 2013a: 120 Fig. III.23 BO1A. 116 Mellaart – Murray 1995, 67, Fig. P.31 n.7,15,17-18.

117 Dubré 1983, 141 Pl. 4 n. 2-3.

118 Hansen – Postgate 2007, Fig. 387 n.578, Fig. 394 n.725-726.

119 Goldman 1956, Fig. 375 n. 960 (GTÇ I), Fig. 384 n.1113 (GTÇ II); Karacic 2014, Fig. 110.A,D. 120 Gates 2001, fig.3 n.9.

121 Fischer 1963, Taf. 91 n.804 (1a tabakası), Taf. 95 n.861 (4a tabakası). 122 Müller-Karpe 1988, Taf. 29, S1b.

123 Hauptmann 1975, Abb.125 n.102 124 Koşay – Akok 1966, Lev. 111. 125 Özgüç 1982, Şek. B.2.

126 Müller-Karpe 2000, Abb. 5 n.15.

127 Griffin 1974, Fig. 27 n.158; Griffin 1980, Pl. 4 n.158; Umurtak 1988: Lev. 25 n.1. 128 Umurtak 1988, Lev. 25 n.2.

129 Manuelli 2012, Fig. 3 n.10-13; Manuelli 2013a, 133, BB2A; Manuelli 2013b, fig.3 n.7 (IV. tabaka); Manuelli 2017, 157, Fig. 5 n.5. 130 Dubré 1983, 150 Pl. 13 n.78, 81.

131 Garstang 1953, 248 fig. 157 n.4; Sevin - Köroğlu 2004, 77 Fig. 4 n.4, Fig. 5 n.2. 132 Novák – Kozal – Kummel vd. 2009, Res. 5 n.5; Ahrens – Kozal – Novak 2010, Fig. 6 n.4. 133 Yağcı 2007, Fig.12 üst.

(23)

zerleri Boğazköy Yukarı Şehir134 ve Aşağı Şehir135, Alaca Höyük Hitit Dönemi’nde136, Maşat Höyük III. tabakada137,

Kuşaklı138, Korucutepe Hitit İmparatorluk I139 ve İmikuşağı 8. tabakada140, Porsuk V. tabaka141, Kilise Tepe142, Kinet

Höyük143, Gözlükule144, Yumuktepe145’den bildiğimiz S profilli çanaklar (Fig.21.d) belli başlı gruplar arasındadır.

Uzun boyunlu, tek kulplu olan testiler farklı dudak tipleriyle karşımıza çıkmaktadır. Genellikle astarlı ve dikine perdahlı olan testilerden Fig.21.h-i.’deki testi tipi Boğazköy146, Kuşaklı147, Tarsus-Gözlükule148, Kinet Höyük149 gibi

merkezlerde bilinen formlardır. Bu döneme ait seramik repertuarında pişirme kapları arasında yer alan çömlekler, saklama kapları ve depolama amaçlı küpler de bulunmaktadır (Fig.21.j).

Dönemi karakterize eden bir başka buluntu grubu ise adak kaplarıdır. Bu kaplar çanak ve testicik (Fig.22.c) form-larıyla karşımıza çıkar. Yuvarlak veya iple kesilmiş düz dipleri bulunan, basit ağızlı ve boyutları 12 cm’yi geçmeyen minyatür çanaklar Hitit dünyasında genel olarak ‘adak kabı’ olarak bilinmektedir150. Tatarlı’da da basit ağızlı, yuvarlak

veya düz dipli tipleriyle adak çanakları ele geçmiştir (Fig.22.a-b). Yuvarlak dipli örneklerin benzerleri Boğazköy151,

Alacahöyük152, Büklükale153, Maşat Höyük III. tabaka154, Gözlükule155, Atchana156, düz dipli örneklerin benzerleri ise

134 Müller-Karpe 1988, Taf. 38 S10a n.8. 135 Fischer 1963, Taf. 99 n.905. 136 Koşay – Akok 1966, Lev.109 Al.k.158. 137 Özgüç 1982, Şek. A n.35.

138 Mielke 2006, Tafel 59 n.17-26, Tafel 60

139 Griffin 1980, Taf. 4 n.23; Umurtak 1988, Lev.31 n.1; Umurtak 1996, Lev. 6 n. 3. 140 Umurtak 1988, Lev. 31 n.2.

141 Dupré 1983, Pl. 14 n.82-85.

142 Hansen – Postgate 2007, Fig. 387 n.579; Bauthillier – Colantoni – Debruyne vd. 2014, Fig. 46.h. 143 Gates 2001, 153, Fig. 5. n.1.

144 Slane 1987, Pl. 143 n.628; Karacic 2014, 330 Fig. 112.C; Ünlü 2016, Fig. 4 n.5; Özyar – Ünlü – Pilavcı 2019, Fig. 5-13.g. 145 Sevin – Köroğlu 2004, Fig. 5 n.7-8; Jean 2006, 316 Fig. 5 n.9.

146 Müller-Karpe 1988, Taf. 4, K 2i n.1,3; Parzinger – Sanz 1992, Taf. 13 n.6; Taf. 40 n.8,10; Schoop 2009, 166, Fig. 13 n.1; Schoop 2011, 250, fig. 4 n.3.

147 Müller – Karpe 2006, Res. 6 n.5.

148 Goldman 1956, 214, Fig. 385 n.1191 (GTÇ II). 149 Gates 2006, 307, fig. 10 n.9 (GTÇ II final)

150 Fischer 1963, 69; Mielke 2006, 124; Schoop 2011, 247-248.

151 Müller-Karpe 1988, Taf. 41 N5 n.1-3, 8-11; Parzinger-Sanz 1992, Taf. 16 n.11-14, 16-18; Taf. 18 n.23; Taf. 22 n.14; Taf. 46 n.32; Taf. 51 n.9-11; Taf. 55 n.15-16; Taf. 57 n.29-30.

152 Koşay 1951, Lev. XLIV Res. 5. 153 Matsumura 2017, Res. 7. 154 Özgüç 1982, Şek.2.

155 Slane 1987, Pl. 159 n.696 (GTÇ IIb), Pl. 160 n.703; Goldman 1956, 212, Fig. 327 n.1169.

156 Yener 2009, Res. 7; Yener 2013, Fig. 3, 5; Yener – Akar 2013, Fig. 6; Yener – Akar 2014, 67, Res. 23. Tapınak alanına yakın bir alanda yürütülen çalışmalarda MÖ 14. yy’ın ikinci yarısına tarihlenen tabakalardan birinde yanmış bir alanda yerel olarak üretilmiş çok sayıda minyatür el yapımı çanak ele geçmiştir. Bu minyatür çanaklar da Boğazköy havuzlarında bulunanlarla aynıdır ve Alalah’ta Hitit etkisinin dini ritüellerde de görül-düğünü düşündürmektedir.

(24)

Boğazköy157, Alacahöyük158, Maşat Höyük III. kat159, Kuşaklı160, Korucutepe161 ve Gözlükule162’den bilinmektedir.

Döneme tarihlenen diğer eserler arasında bronzdan iğneler, deliciler ve AZ 186 açmasından bir kama bulunmak-tadır. Kamanın benzerleri, Alacahöyük’te iki adet, Alişar ve Boğazköy’de görülmektedir163. Aynı yıl AY 186

açma-sında ise Fıraktin tipinde bir balta bulunmuştur ve benzerleri Fıraktin Höyük, Boğazköy, Alişar ve Tell Atchana’da karşımıza çıkmaktadır164.

Bunların dışında GTÇ’na ait boncukların tipolojik değerlendirmeleri, Levant ve Kuzey Suriye ağırlıklı olmak üzere eserlerin Mezopotamya, Batı Anadolu ve Ege’deki merkezler ile benzerliklerini ortaya koymaktadır. Tatarlı Höyük’ün Kuzey Suriye ve Levant ile olan yoğun sosyo-kültürel ve ticari ilişkileri göz önüne alındığında, fayans eserler bu bağlantıların bir sonucu olarak yerleşime ulaşmış olmalıdır165.

IVb: Geç Tunç Çağı I (MÖ 1650-1450)

Höyükte Orta Tunç Çağı sonu - Geç Tunç Çağı I’e ait tabakalarda, gerek seramiklerle gerekse hiyeroglifli-hiyerog-lifsiz mühür ve bullalarla ortaya konan Eski ve Orta Hitit Dönemi etkilerinin izleri Geç Tunç Çağı II döneminde Hitit İmparatorluğu’nun etkisiyle devam ettiği görülmektedir. Tatarlı Höyük GTÇ I’e tarihlenen IVb tabakasına ait hiyeroglifli-hiyeroglifsiz mühürler ve mühür baskıları Hitit dünyasıyla ilişkileri yansıtan buluntular arasın-dadır. Hitit-Kizzuwatna ilişkilerine bakıldığında da iki devlet arasındaki anlaşmaların ve ilişkilerin bu dönemde yoğunlaşmaya başladığı bilinmektedir. Tatarlı’daki bulgular da benzer bir çerçeve çizmektedir. Ele geçen mühür baskılarından bir tanesi A Yapısı’nın 10 nolu mekânı içerisinde bulunmuş ve MÖ 15. yy’a tarihlenmiştir. Bullanın üzerinde tu/tu2/SUPPI-su2(?)-ta3-wa/i ismi okunmuştur166. AY 186 açmasında yapılan çalışmalarda bulunan

ortasında hiyerogliflerin yer aldığı pişmiş topraktan yapılmış orijinal bir mühür de şu an yayına hazırlanmaktadır. Bu dönem seramiği Orta Tunç Çağı’nın Kuzey Suriye ilişkisini ortaya koyan geleneğinden farklılaşmalar gösterir. Ele geçen gaga ağızlı bir testi bu gelenekten tamamen kopmadan ancak Orta Anadolu etkilerinin kendini gös-termeye başladığı örneklerden biridir. Hamur yapısı ve bezeme stiliyle Kuzey Suriye geleneğinde olan bu testiye Orta Anadolulu bir etki olarak gaga şeklinde bir ağız eklenmiştir (Fig. 24). Bir benzerini Gözlükule kazılarında görmek mümkündür167.

Tatarlı Höyük 2012 yılı kazılarında BA 173 Nolu açmadaki II Nolu mekândan alınan toprak örneği içerisinden

Mandragora sp. (Adamotu) türüne ait karbonlaşmış tohum örnekleri tespit edilmiştir (Fig. 25). Mekânın içerisinde

taban üzerinde yer yer yanık izlerine rastlanmış, bunun dışında mekân içerisinde bir adet havan eli ile öğütme taşı 157 Fischer 1963, Taf. 119 n.1032; Müller-Karpe 1988, Taf. 41 N 1a n.6.

158 Koşay 1951, Lev. XLIV Res. 7. 159 Özgüç 1982, Şek. 5. 160 Mielke 2006, Taf. 80 n.10. 161 Umurtak 1996, Lev. 9 n.1-2.

162 Goldman 1956, Fig. 327 n.1171; Slane 1987, Pl. 145 n. 642 (GTÇ II sonu); Karacic 2014, 332, Fig. 113.B; Ünlü 2016, 5 Fig. 6 n.1. (GTÇ IIb). 163 Krş. Koşay – Akok 1966, Lev. 133: Al. g 73; Arık 1937, Lev. 61: Al. 24; von der Osten 1937, 253, Fig. 287: 2564; Bittel - Beran - Neve 1962, 39,

Abb. 31.

164 Özgüç 1948, 265, Lev. 55, Fig. 12; Özgüç 1955, 296, Res. 22a-b; Bittel 1967, 21, Taf. 13:2; Maxwell-Hyslop 1949, 114, Pl. XXXV: 22*; von der Osten 1937, 441,444, Fig. 497: d 1234; Woolley 1955, 279, 283, Pl. 72: AT/48/20; Maxwell-Hyslop, a.g.e., 113.

165 Ayrıntılı bilgi için bkz. Dardeniz 2020, 75 vd. 166 Ünal – Girginer 2010, 275 vd.

(25)

ele geçirilmiş olması bu mekânın drog hazırlamada kullanılan bir mekân olabileceğini düşündürmüştür. Tatarlı Höyük’te 2009 ve 2010 yıllarında yapılan etnobotanik çalışmalarında ise, elde edilen verilerin değerlendirilmesi sonucu tespit edilen 149 taksondan 93’ünün gıda, ilaç, süs, hayvan yemi, yakacak ve diğer amaçlar için doğadan direkt olarak toplanıp tüketildiği saptanmıştır168. Tespit edilen türler arasında Adamotu ise dikkat çekmektedir. Kökleri

%0,3 oranında Hiyosiyamin, Skopolamin ve Atropin içermesinden dolayı zehirli bir bitki olan Mandragora’nın ağrı kesici, yatıştırıcı, cinsel gücü arttırıcı gibi etkileri de bilinmektedir169. Dolayısıyla Adamotu, binlerce yıldır

tıbbi ve majik ritüellerde kullanılan en önemli bitkilerden biri olma özelliğini halen korumaktadır170.

MÖ II. binyılda kutsal bir şehir özellikleri gösteren Tatarlı Höyük’te yapılan arkeobotanik ve etnobotanik çalışma-larda elde edilen bilgiler de, hem adamotunu hem de diğer birçok bitkinin tıbbi veya ritüel amaçlı kullanıldığını kanıtlamaktadır171.

V Tabaka: Orta Tunç Çağı (MÖ 2000-1650)

Höyükte OTÇ, V. Tabaka ile temsil edilir. Bu döneme ait mimari höyüğün doğusundaki A yapısının güneyi (Fig. 26) ve batısı, basamaklı açma ve höyüğün batısındaki BA 173 ve BB 173 alanlarındaki çalışmalarda tespit edilmiş-tir. Bu dönem ile ilişkili çalışmalar sınırlı bir alan ve sürede yapılmış olsa da, dönemin özelliklerini ortaya koyan buluntularla karşılaşılmıştır. İleride yapılacak olan çalışmalar MÖ 2000-1650 arasındaki geniş zaman dilimi içinde kültürel devamlılığın sürekliliğine dair yeni kanıtlar ortaya koyacağını ümit ediyoruz. Dolayısıyla yeni verilerle birlikte Tatarlı’nın OTÇ sürecini yeniden değerlendirmek mümkün olabilecektir.

Ele geçen buluntular Tatarlı Höyük’ün bu dönemde Suriye, Filistin, Kıbrıs gibi denizaşırı bölgelerle etkileşim içinde olduğunu göstermiştir. Tatarlı’nın Kıbrıs bağlantısını gösteren en erken buluntusu, A yapısının batısındaki taş döşemeli alanın güneydoğusunda ele geçen Cypriote White Painted Pendent Line Style bir testi parçasıdır. MÖ 17.-16. yy’a tarihlediğimiz bu parça kronolojik olarak önemli sonuçlar vermiştir ve benzerleri Kültepe, Sirkeli ve Alalakh’ta ele geçmiştir172.

Kenan tipi bir depolama kabı ticaretin varlığını ortaya koymaktadır ve OTÇ IIB - GTÇ I’e (MÖ 1600) tarihlen-mektedir. En yakın benzerleri Kinet Höyük, Tell el-Dab’a, geç Orta Tunç'a tarihlenen Byblos K mezarlığında ve Gazze’de Mısır’ın 12.-13. Hanedanlıkları Dönemi’ne tarihlenmiş (MÖ 1850-1750) 303 nolu mezarda ele geçmiştir173.

OTÇ sonlarına tarihlediğimiz aynı taş döşemeli alanda bazalt bir sunu kabı ile birlikte alana dağılmış durumda ele geçen buluntu grubu bulunduğumuz bölge açısından yeni veriler sunmuştur. Sekiz adet kuş biçimli kap (askos), bir boğa ritonu ve halka biçimli bir kapla (ring-shape) birlikte ele geçen seramiklerin ritüel bir anlam taşıdığını düşünmekteyiz (Fig. 27). Bu buluntu grubu temiz bir kil yapısına sahip, krem renkte hamurlu ve kırmızı renk-te astarlıdır. Yüzeylerinde perdah izine rastlanmamıştır ve bu özellikleriyle diğer mal gruplarından ayrılırlar.

168 Kavak – Çakan – Girginer 2017, 197-200; Kavak – Çakan – Girginer vd. 2017, 122.

169 Waniakowa 2007, 161 vd. Mısır mezar resimlerinde adamotunun törenlerdeki kullanımı resmedilmiştir. MÖ 1550 yılında yazılmış olan ve en eski tıbbi bilgi kaynaklarından birisi olan Ebers Papirüsü’nde bu bitkinin kullanımına yer verilmiştir. Yine benzer şekilde Hipokrat (MÖ 460 - MÖ 377) ve Aristoteles’in halefi olan Theophrastus (MÖ 372 - MÖ 287) da bu bitkiyi tedavilerinde kullanmışlardır.

170 Kavak – Çakan – Girginer, ay.

171 Ayrıca bkz. Kavak – Çakan – Girginer 2014, 115 vd; Kavak – Çakan – Girginer 2019b, 477 vd; Çakan – Kavak – Girginer 2017, 373 vd. 172 Girginer-Oyman 2017, 229 vd.

(26)

Tatarlı Höyük’de OTÇ seramik repertuarının genel olarak Suriye-Amik bağlantılı olduğu söylenebilir. Suriye-Ki-likya boyalıları olarak bilinen kap gruplarına ait gözlü testiler, çanak ve fincan formları dönemin karakteristiğidir (Fig. 28-29). Yine Suriye-Amik bağlantılı elleriyle göğüslerini tutan çıplak tanrıça figürinlerine ait örnekler de ele geçmiştir174 (Fig. 30). Benzer tanrıça figürinleri Kinet Höyük175, Atchana176, Tell Cüdeyde177 ve Tell Afis178 gibi

merkezlerden de bilinmektedir.

Tatarlı Höyük’te OTÇ’nın önemli eser gruplarından birisi de silindir ve damga mühürlerdir. Silindir mühürlerde Eski Suriye Popüler Stili örnekleri karşımıza çıkmakta ve en yakın benzerleri Konya Karahöyük, Alalakh, Tell Mardıkh/Ebla ve Ras Shamra/Ugarit’ten bilinmektedir. Damga mühürlerin benzerlerine ise Kültepe/Kaniş, Kinet Höyük ve Boğazköy’de rastlanmaktadır179.

2011 yılı kazılarında AO 186 nolu Basamaklı Açmada yangın geçirmiş tabanda karbonlaşmış odun kalıntılarına rastlanmış, C14 ve arkeobotanik çalışmalardan sonra alınan örneklerden birinin pinus sylvestris L. olduğu tespit

edilmiştir180. Sarıçam’ın MÖ II. Binyılın başlarında bu kadar düşük bir rakımda tespit edilmesi araştırılması gereken

bir konudur ve belki de iklim değişikliği ile açıklanmalıdır181.

VI Tabaka: Eski Tunç Çağı III (MÖ 2400-2200)

Höyükte bu dönem oldukça kısıtlı bir alanda çalışılmıştır. A Yapısı’nın hemen güneyinde yapılan derinleşme çalışmalarında bazı duvar parçalarına rastlanmış ve özellikle Tilmen, Gedikli gibi yerleşimlerde benzerlerini bildi-ğimiz portakal renkli mal grubuna ait yüksek kaideli keskin karınlı meyvelik formlarına ait parçalar ele geçmiştir. Önümüzdeki yıllarda yapılacak çalışmaların bu döneme ışık tutacağını düşünmekteyiz.

Tatarlı Höyük VII: Kalkolitik Çağ (MÖ 5000-3000)

Bu dönem tabakaları henüz kazılmamış olmasına rağmen konteks dışı mühürler ele geçmiştir. Yayımlanmış olan mühürlerden biri yaklaşık MÖ 4500’e (Geç Ubeid), diğeri ise MÖ 4500-3400’e, Amuq F evresine tarihlenmiştir182.

Tatarlı Höyük VIII: Neolitik Çağ (MÖ 7000-5000)

Kilikya’da Neolitik Dönem ile ilgili bilgiler şimdiye kadar Yumuktepe ve Gözlükule’den gelmektedir. Ancak Doğu Kilikya’da bu dönemle ilgili bilgilerimiz son derece zayıftır. Son yıllarda Tatarlı Höyük ve yakın çevresinde yap-tığımız araştırmalarda Neolitik dönemle ilgili çok önemli verilere ulaşılmaya başlanmıştır ve bölgenin Neolitik Dönem sorunsalını çözmeye en büyük aday yerleşim olarak karşımıza çıkmaktadır183. Tatarlı’da Neolitik Dönem

verileri höyüğün güneybatı yamaç ve etekleri ile batısı ve kuzey batısında tespit edilmiştir. Bu alanlarda konteks dışı 174 Çıplak kadın figürinlerinin kullanımı ve anlamı ile ilgili bkz. Genç 2019, 81 vd.

175 Gates 2000, Fig. 7 n. 8; Ayrıca bkz. Badre 1980, 45-48. ‘Orontes Bölgesi Klasik Tipi’ MA I.1; Matthiae 1985, Lev. 90e (TM83 g.220), Ebla, Mardık IIIA (OTÇ I / OTÇ IIA).

176 Woolley 1955, Lev. LV (AT/47/29); Yener-Yazıcıoğlu 2010, 237, A03-R1023. 177 Pruss 2010, 63, 400, Lev. 6 n.49 (Tip ID).

178 Matthiae 1998, Fig. 4-5.

179 Ayrıntılı bilgi için bkz. Girginer – Collon 2014, 59 vd. 180 Kavak – Çakan – Girginer vd. 2014, 129.

181 Ayrıca bkz. Bini – Zanchetta – Perşoiu vd. 2019, 555 vd. 182 Bkz. Girginer – Collon 2014, 69-70.

Şekil

Figür 1   Tatarlı Höyüğün güneyinden Amanos Dağları.
Figür 3   2011 yılı güneyden Tatarlı Höyük.
Figür 6   Sitadelin doğu yamacında AZ 190 açmasında 2013 yılında karşılaşılan kiremit mezarlar.
Figür 8   Hellenistik Dönem tabakalarından ele geçen bir grup farklı tipteki tezgah ağırlığı.
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Melankoli bir yanda yas gibi, sevgi nesnesinin gerçek yitimine karşı bir tepkidin, Aynı zamanda bunun da ötesinde, melankolinin normal yasta bulunmayan veya varsa bile onu daha

Bârin Nahiyesi’nin doğusunda Hama ve Humus nahiyeleri, batısında Trablusşam Sancağı’na tabi olan Kulley‘a Nahiyesi ile Masyâf Nahiyesi, güneyinde yine

Sonuç olarak Early Seljuq History (Erken Dönem Selçuklu Tarihi) adlı çalışma Selçukluların tarih sahnesine çıkışlarından 1071 Malazgirt Savaşı’na kadar olan Selçuklu

Sabahattin ÖZEL (Đstanbul Üniversitesi, Atatürk Đlkeleri ve Đnkılâp Tarihi Enstitüsü) Prof. Sabri SÜRGEVĐL (Ege Üniversitesi,

Bunu gören Zülkarneyn “Bu ne çamur demektir (in çe kil est)” demiş, daha sonra orada bir kale yapılmasını emretmiş, kale yapılmış ve adı da Çiğil olarak

Burada Enea Silvio Piccolomini Alman soylularının soğuk gönüllerini ateşlemek için "Latince güzel bir nutuk attı" ama Reich'ta ikilik olduğu ve huzur olmadığı

Bu önemden hareketle bu çalıĢmada bulunduğu bölgenin en önemli sağlık kurumundan birisi olan Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi için hastane

Alttaki büyük pencere çevrelerinde iki de­ vir işlemesi çıkartılmıştın Bunlardan geç devre ait olan ve bugünkü pencere boyutuna göre yapılmış olan karekterdeki