12 HAZİRAN 1983 #
POLİTİKA \* ÖTESİ t S Ä
Ata<,#’m dem eği
« İn ö n ü 'n ü n C u m h u rb aşk an ı iken öğle yem ek lerini Köşk'te A taç'la birlik te yediğini» Asım B e zirci d o stum un N urullah Ataç (yaşam ı. Kişiliği, eleştiri anlayışı, yazıları) adlı k ita b ın d a n a lm ış tım . İlginç bulm uş, başka bir k ay n ağ a b aşv u r m ad an bir olgu diye söz etm iştim . Ö nem li d ev let görevlerinde b u lu n an , değerli okur ve yazar üstadım ız H ald u n D erin, bu olayı b u n d a n se kiz yıl önce O ktay A kbal’ın bir y azısın d an ö tü rü düzeltm iş. Yazıyı da, sekiz yıl önce yazılan m ektubu da görem em iştim . Sayın H ald u n D erin m ek tu b u n d a. «İnönü ile Ataç'm öğle yem ekle rin i b irlikte yedikleri savını» düzeltiyor. İz n iy le, gönderdiği m e k tu p ta n bazı p a rç a la rı, hem yem ek olayını, hem de köşkte yem eklerin t a r i h çesini belirtm esi b a k ım ın d an ak taracağ ım .
... Devlet memurluğu yaşantıma 1933 hazi ranında Cumhurbaşkanlığı Şifre Katibi olarak başladığımda. Kalem memurları, Heyet-i Temsi- liye günlerinden kalma gelenek uyarınca öğle yemeklerini Ankara garı yanındaki Kalem bi nasında (yaverler. Çankaya'daki yaverlikte) tabi dot masasında yiyorlardı. Yemek giderlerini Ga zi Paşa karşılıyordu. Kalem binası bugün müze dir. Çünkü Çankaya’da yerleşlnciye değin. Mus tafa Kemal, 1920-1932 arası orada kalmıştır. O yıllarda Ankara’da banyo düzeni olan tek yapı o imiş. Anadolu-Bağdat demiryolu yöneticileri nin konutu.
1951 Martında Başbakanlık Yüksek Denet leme Kurulu Danışmanlığına aktarılıncıya dek, yaklaşık 17.5 yıl, öğle yemeklerini -iş günlerin de- o sofrada yedim. Masaya Genel Sekreter Hik met Bayur’un geldiğine raslamadım. Özel Kalem Müdürü rahmetli Haşan Rıza Soyak, başına otur duğu masada hergün bizimle yerdi. Daha sonra, kısa süre Genel Sekreterlik yapan Ruşen Eşref Ünaydın merhum birkaç kez soframızda bulun du. O Tiran Büyükelçisi olunca, yerine gelen Haşan Rıza Soyak, tabldot soframızdan hiç ek sik olmadı diyebilirim. 1939’da Kalem’in taşın dığı Çankaya’daki binada -ki o bina artık yıkıl mıştır- tabldot soframız eskisi gibi sürüp gitti. Genel Sekreter Kemal Gedeleç’i o sofrada sanı rım hiç görmedim. Gedeleç, 1947’de emekli olun ca, yerine geçen Cemal Yeşil aralıksız sofrada bulundu. Nurullah Ataç merhum. Cemal Yeşil’in Genel Sekreterliği sırasında -ben özel kalem mü dürü iken- ‘mütercim’ kadrosuna atandı, öğle yemeklerini Cemal Yeşil'in başa oturduğu ve mevcudunun 8-10’dan aşağı düşmediği gelenek sel soframızda yerdi. îpönü’nün özel olarak Ataç’ ı kendi sofrasında ağırladığı oldu mu? Buna ilişkin bir anım yok. Ama, örneğin, Ataç’m ‘mü tercimliğe’ atanmasından epey önce ağabeyi Ga lip Ataç’l yitirmesi üzerine İnönü’nün elyazısı ile ona başsağlığı mektubu gönderdiğini kesin olarak biliyorum.
Ataç’a karşı beslediğim saygı ve sevgi gere ği, edebiyatımızda kapladığı yeri gözönünde tu tarak, İlerde onun yaşam ayrıntılarını saptaya cak yapıtlara belge hizmeti görebileceği İçin, ya zınızın olmamışı olmuş saymasına g ö n l ü m kat
lanamıyor. Sizin bu görüşü paylaşacağınızı umu- vorum.»
S ayın H aldun D erin, gene de bir kapıyı açık bırakıyor, «İnönü’nün özel olarak Ataç’ı kendi sofrasında ağırladığı oldu mu? Buna ilişkin bir anım yok» diyor. Bu ko n u d a özel b ir an ısı olan v ar m ıd ır? Asım Bezirci dostum uz çok ciddi ve belgelere d a y a n a ra k y azan b ir eleştirm enim izdir. A caba İn ö n ü ile A taç’m yem ek yedikleri olgusu n a n erede raslad ı da, k ita b ın a aldı. N ot dü şm e miş.
S ayın H ald u n D erin, İn ö n ü ’n ü n A taç’a yaz dığı başsağlığı m ek tu b u n u n -elyazılı, düzeltm eli- fotokopisini gönderm iş. E debiyat ta rih ç ile rin in işine y a ra r um uduyla m ektubu olduğu gibi alıyo ru m :
«Aziz Nurullah Ataç
Sevgili arkadaşlarımız Dr. Galip Ataç duydu ğunuz derin acıları söylerken yaranızı tazeledi ğimi biliyorum. 'Amlan’mzı tekrar-tekrar oku dum ve yüreğimin ta içlerine kadar yandım. O kadar güzel tasvir edilmiş duygulara benim sözlerim bir teselli veremez.
S evgilerim le.»
S ayın H aldun D e rin in O ktay A kbal’a g ö n derdiği m ek tu b u n ta r ib i 10 H aziran 1975’dir. Asım Bezirci’n in k ita b ı bu yıl, b irk aç ay önce y a yım landı. Yemek yem e s o ru n u n u n 8 yıl önce k a p an m ası gerekirdi. D ileriz ki, 8 yıl so n ra A taç yem ek yedi mİ, yem edi m i olgusu açıklığa k a v u şur. S onrası Akbal. Bezirci, D erin a ra sın d ad ır. Ben a ra d a n çıkıyorum .