• Sonuç bulunamadı

Askeri Müze

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Askeri Müze"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Askerî

uTürk„ tarihin birinci sınıf askeridir. Mehmetçiği, anası

“ bir memem gazilik, bir memem şehitlik,, diye emzirerek

büyütür. Mehmetçiğin sam, kahramanlığı cihat

«

tutmuş­

tur. Fakat ne yazıkdır ki Mehmetçiğin

müzesi yoktur.

Türk ordusunun bin yııitk yadigârları, “ A ya İrini,, kilise­

sinde durur, ve biz bu kötü Bizans yapısına “ Askerî müze­

miz!,, deriz... hayır: Mehmetçiğin, müzesinin biran evvel

kurulmasını istiyoruz...

. , <

Yazan:

REŞAD EKREM KOÇU

İstanbul şehrinin sapa bir sem - I tinde, Topkapı sarayının birinci avlu denilen bir alanmm bir yanm- [ da, bir Bizans yapısı, köhne, küflü, j kasvetli, asırlarca ankaz anbarlığı | etmiş A ya İrini kilisesi, yarım a- | sıra yakındır İd Türk askeri müze­

sidir.!..

Türk, tarihin birinci sınıf askeri­ dir; surlarını hâık ile yeksan ede­ rek Istanbula giren Fatih, bir or­ dunun altı yüz senelik yadigârları münkariz olmuş bir milletin bu kö. tü yabancı yapısnun dört duvarı içinde durmağa lâyık değildir.

Rum imperatorlarının mukaddes şehrini Nuhud, Hün, Avar, Macar, Sırp ve Bulgar aikmlarmdan koru - ması için, bir ellerinde salip bir el­ lerinde buhurdan, Meryemanadan isiimdad eden keşişlerin durağı, köhne “ A ya İrini” , Allah allalı di* ye yükselen hücum naraları Tuna boylarında, Viyana ve İnsburg ka­ pılarında, Dalmaçya sahillerinde, Kafkaslarda, Şattülârapta, Kizılde. nizde, Habeşfetanda, N il boyların­ da, Atlas dağlarında aksetmiş Türk cengûverleriııin, toplarına, gürzlerine, kılıçlarına, oklarına, yaylarına, kalkanlarına ve nihayet “ Mehmetçik” adma bir zarf ola - maz.

Kosova meydan muharebesi, Niğ bolu meydan muharebesi, Varna meydan muharebesi, Mohac mey - dan muharebesi, İstanbul muhasa. rası ve cenideri, Rusya atanları, Polonya seferleri, Almanya sefer­ leri, Mısır ve Habeş ve Arabistan seferleri, Türk ordusunun, bir ma­ kale çerçevesi içinde bir çırpıda yazılmasına aslâ imkân vermeyen altın tarihi, pür hayat bir miUefm cenk hatıraları, çökmüş bir mede - niyetin b ir mezar kadar dar, kas­ vetli, çürük bir yapısı içinde teş - iıir edilemez.

mnın mermer ve tunç heykelleri . ni görmeliyiz. Oğlumuzu kolundan tutup askerî müzemize götürür ken, o âbidenin daha kapısından girmeden, göğsümüzü kabartan destanlarla karşılaşmalıyız:

İşte, demeliyiz: Dev H aşan! Ya­ nık kalesini krrk arkadaşile zapte den kahraman.. Bir gece kaleye merdiven dayamışlar, evvelâ bu pehlivan tırmanmış, bir mazgal de­ liğinden dışarı çıkmış olan 1000 ok kalık bir tunç topun namlusuna başını dayayıp nasıl davandaysa, topu sürmüş atmış ve o mazgal deliğinden içeriye girerek kılıcını sıyırmış ve ....

işte, demeliyiz: N iğdeli Bthem onbaşı!.. Balkan harbinde, bozulan Kırkkilise cephesinde bir geçidi üç arkadaşı ile on iki saat müdafaa e- den güzel delikanlı... Hayatını kur tarmak isteyen eivammerd bir Bul gar zabitine “ ben yaramı düşmana sardrrtmam!” demişti. Son

nefesin-Mehmetçiğin aziz ve mukaddes hatırasına hürmet için, Mehmet - çiğin müzesini kuruncaya kadar.

de dudaklarına uzatılan bir matra- yı “ ben yabancı pınarların suyunu içmem! ’ diye'geri çevirmişti.

İşte, demeliyiz: Kanijenin Tir - yaki Haşan Paşası, Viyananm üç dilsiz esiri, İstanbula ilk Türk bay rağrnı diken Ulubadlı...

İste demeliyiz: Bu tarafta nefer Mehmetçikler.. Bu tarafta general Mehmetçikler... V e Türk askeri müzesinin içinde, her Türk zaferi­ nin bir salonunu bulmalıyız... Öyle salonlar ki... Her gün, sabahtan akşama kadar, aynı zamanda hak:, kî bir dershane vazifesini görsün..

Türk askerî müzesi, yalnız rni - marm eseri olmıyacaktrr... Tarih bilginlerimiz, erkânıharplerimiz, ressam ve heykeltraş artistlerimiz, bu muazzam ve muhteşem saray yapılırken, mimarlarla teşrikime - sai edecekler...

Mehmetçiğe müze yapmak kolay değildir... Burada şair Mehmet A - kifi hatırlıyorum:

köhheîjçürük, kasvetli, küflü Aya İrini kilisesinin kapısına bir kült. vurmaM ı&zsmri ■BEl i'rTİ<fr''

“ Gömelim gel seni tarihe.’’ desem, sığmazsm. Iîcıcümerç ettiğin edvara, da yetmez o kitap... - Seni ancak ebediyetler eder iştiab.

“ Bu, taşındır.” diyerek Kâbeyi diksem başına; Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşma; Sonra gök kubbeyi alsam da rida nanıile, Kanayan lâhdma çeksem bütün ecramile;

Ebrîms&m açîk türbene çatsam da tavan, Yedi kandilli siireyyayı uzatsam oradan: Sen bu avizenin altında, bürünmüş kanma, Uzanırken, gece mehtabı getirsem yanrna, Türbedarm gibi fecre kadar bekletsem;

Gündüzün fecriie avizeni lebinz etsem;

Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana... Yine bir şey yapabildim diyemem hatırana!..

Yurdumuzda bulvarlar açıyoruz. Meydanlar açıyoruz... Âbideler ku­

ruyoruz.. stadyumlar, mektepler enstitüler, sergi evleri, radyo sa - rayları, barajlar, fabrikalar, atö'- yeler, köprüler, yepyeni köyler, yepyeni şehirler yapıyoruz...

Tüık yurdunu, dünyanın en ma - mur ülkelerinden biri haline koy . mak için çalışıyoruz... Çalışacağız.

Fakat: H er şeyden evvel, bize Türk ordusunun bir yadigârı olan bu aziz ve mukaddes yurdun üs - tünde, bu mukaddes ve aziz yurdun daim! bekçisi ve koruyucusu olaıı Türk ordusunun müzesini kurmak lâzımdır. Bence, yarmdan, hattâ bugünden tezi yoktur. Aya irini kilisesine bir kilit vurmalıdır; ve İstanbul belediyesi, bu zengin ha­ tıraları elinden kaptırmak istemi - yorsa, bugünden tezi yok, bir as - kerî müze projesini, Türk mimar . lan arasında müsabakaya kırm a - Iıdır.

Türk ordusunun müzesi, Türk askerî müzesi, Türkiyenia beîiifoas- lı muazzam ve muhteşem sarayla - rmdan biri olarak inşa edilmelidir.

Parkmda binbir Türk

kahrama-Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

BGB §1742’de düzenlenen çifte evlat edinme engeli nedeniyle çocuğun yeniden evlat edinilebilmesi için birlikte evlat edinmede her iki eş bakımından, tek başına evlat

On the other hand actinide and lanthanide complexes of 8-hydroxyquinoline have been a source of interest by many years [1,3,6,7-10,12-14],The aim of this study is to

Biraz da okul işlerinin iyi taraf­ larım ele alalım: Türkiye gibi nü­ fusunun büyük bir çoğunluğu köylü ve çiftçi olan bir memlekette işe ilk önce

Belediye Tiyatrolarından ilk emekliye ayrılmış olmak gibi bir unvanın sahibi aktör Refik Kemal Arduman, 22 Temmuzda başlavacak olan «Çardaş Fürstin»

Onun için her­ kes gibi hareket eder, yalnız şu farkla ki, başkalarının önünde sözde saygı gösterdiği şeylere kendi başına kalınca canının istediği

Bu beyitlerde tek bir benzetme yoktur. Rengi aynı olmasına rağmen nasıl ki madenler arasında fark vardır. Aynı milletten olan insanlar arasında da asalet, karakter, akıl, mantık

Seniha Sultan, Sultan Abdülha - midin cülûsundan az bir müddet sonra mahlû Sultan Muradı tekrar tahta geçirmek için teşekkül eden «Kleanti İskalyeri»

The random effects method presumes that heterogene- ity is present, and the differences among studies are due partly to statistical random variability, but also due to differences