• Sonuç bulunamadı

Bir yıldönümü

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bir yıldönümü"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Fikirler ve in sa n la r^ j

Bir yıldönümü

Ahmet Haşim geçen sene hazi­ ranın dördünde ölmüştü; pazarte-^ si günü Güzel Sanatlar Akademisi nde onu sevenler toplanıp hayatın­ dan, eserinden bahsedecekler.

Şimdiye kadar hiçbir yıldönümü ihtifaline iştirak etmedim; çünkü bir şairin veya bir dostumuzun hatırasına beslediğimiz sadakate böyle takvim hesaplarını da karış­ tırmak bana ötedenfeeri bir garip gelir. Bir senedir hemen her gün Ahmet Haşim’ in sözünü ettim, şiir­ lerini okudum; zannederim daha uzun zaman da benim için böyle o- lacak.

M^mafi pazartesi günkü toplan­ tıda ben de bulunacağım; çünkü o- nu sevenlerin çoğunu ben de seve­ rim. Bana öyle geliyor ki her sene biraz daha çoğalan bu ihtifallerin asıl sebebi bir şairden bahsetmek­ ten z ’ yade biribirimizi görmek, bil­ hassa kendimizi göstermektir.

Ahmet Haşim’ i tanıdığım müd­ detçe çok sevdim; bazı anlayışsız kimselerin iddiası hilâfına olarak, eserine beslediğim hayranlık ölü münden sonra da hiç azalmadı. A n cak Ahmet Haşim de hepimiz gibi ’b 'r insandı; öldükten sonra onu in­

sanlıktan çıkarıp kusursuz bir ilâh gibi tasavvur etmek bence hiç de doğru değildi. Zaten bu nevi hür­ met, muhabbet bir ölüyü bir kere daha öldürmek sayılmaz mı? Hal­ buki Ahmet Haşim ne kadar canlı bir adamdı. Sebepsiz öfkeleri, ha­ şinlikleri, haksızlıkları vardı. Mu­ habbetlerinin de çoğu anlaşılmaz­

dı. O esrarengiz bir adam mıydı? Hayır, asıl esrarengiz adamlar bü­ tün muhabbetlerinin, nefretlerinin 'sebeplerini gösterebilenlerdir. A h­

met Haşim insanların çoğu gibi in­ siyaklarına uyarak yaşıyan, deği­ şen bir adamdı; onu bir insan ola­ rak sevmemizde hiç şüphesiz ki bu­ nun da tesiri vardır. Her türlü za­ aftan kurtulmuş, şu “ olympien,, vasfına hak kazanmış kimseler bi­ zim muhabbetimizden müstağni kalır ve her hâlde sevimsiz olur.

Ahmet Haşim’ in karşısında la - kayıt kalmak kabil değildi; o, ya bütün kusurlarına rağmen sevilir, yahut bütün meziyetlerine rağmen nefreti celbederdi. Onu sevmiyen- lerle, sevmemiş olanlarla onlaşa - bilmem zannederim ki kabil değil­ dir; fakat tanıdıkları hâlde ona karşı lakayıt kalabilmiş olanlar ba­ na bir nevi “ monstre,, gibi gözü - kür.

Konuşması, kendisini sevenler i- çin çok tatlı bir şeydi. Niçin? Hal­ buki Ahmet Haşim hikâyeler anla­ tan, hakikatler saçan bir adam de­ l i l d i ; doğrusu konuşurken yaptığı hicivlerde de tekrar edilecek bir fevkalâdelik pek nadirdi. O, “ bons mots,, cu bir adam değildi. Fakat yüzünün, ellerinin bir iki hareketi,

sesine verdiği “ ton,, 1ar bir adamı hicvetmesi için kâfi idi. Ahmet Haşim sevmediği adamlar hakkın- daki hislerini bir şekle hapsetmez, onlara adeta çırçıplak, saf nefret, istihfaf h ssi hâlinde etrafındakile- ri iştirak ettirirdi. Onunla konu - surken sevmediği adamlar hakkın daki düşündüklerini sezer, anlardı­ nız; fakat onlar hakkında neler söylediğini hatırlamak imkânsızdı. Çünkü Ahmet Haşim bir şey söyle­ mezdi; hareketleri ve sesi ile en a- ğır hicvin tesirini aşlardı. Mütema­ diyen güzel sözler, nükteler savu - ran adamlarda adeta bir cansızlık, bir nevi makinahk vardır; Ahmet Haşim’de bu hal katiyen yoktu. O hislerini söylemez, oynardı. Her­ kesin ağzmda dolaşan birkaç sözü­

ne, taktığı bir iki lakaba dikkat e- din; hemen hemen manasız şeyler­ dir, herhâlde onlara kuvvetli birer hiciv denemez. Fakat bunlar, A h ­ met Haşim’ in ağzından dinlemiş »- lanlar için, hiç de öyle değildir; çünkü biz onları tekrar ettiğimiz Haş'm’in sesini, işmizazlarım da hatırlıyoruz. Asıl hiciv, hakaret onlarda idi. Tatlılık, güzellik Ha­ şim’ in sözlerinde değil, canlılığın­ da idi.

O Haşim öldü; ondan ne kadar bahsetsek boştur, çünkü canlılığın sırrını nasıl söyliyebiliriz? Eseri ise günden güne daha çok kimseyi hayran ediyor, daha iyi anlaşılı - yor. Şiirinde evvelâ fena gözüken, insanı iten bir hal vardır; fakat dikkat edince onun güzelliğini his­ seder ve Haşim’ in, zamanının en büyük Türk şairi olduğunu anlarsı­ nız.

Eserin kusurlarını inkâr etmiyo­ rum; şekil, bilhassa ilk manzume­ lerde çok bozuktur. Ahmet Haşim hiçbir zaman akıcı bir şiir üslûbu­ na sahip olamamış, sanki istediği­ ni söyliyememiştir. Belki üç dördü istisna edilirse bütün manzumele­ ri birer müsvedde gibidir. Fakat ne zengin bir müsvedde!... Ahmet- Haşim’ inkilerden çok daha pürüz­ süz manzumeler yazan oldu; onlar söylemek istediklerini söylediler. Fakat ne yapalım ki Ahmet Haşim’ in müsveddeleri onların işlenilmiş şiirlerinden kıyas kabul etmiyecek derecede zengindir ve bize daha hakikî bir şiir iklimini sezdirir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Pretreatment of A549 cells with Ro-32-4032 and the dominant-negative mutant of c-Src DN inhibited thrombin-induced IKK alphabeta activity, kappaB-Luc activity, and NF-kappaB-

Please list the surgical techniques used for root coverage in key features and clinical effectiveness.. Please list the types of maxilla sinus lifting procedure and their

Result(s): Of 342 women with pathology-confirmed fibroids who were included in the study, 108 received myomectomy only (group I), and 234 underwent the uterine depletion

Güven (2013) ilkokul öğretmenlerinin okul müdürlerini öğretimsel lider olarak algılama düzeyleri ile mesleki tükenmişlikleri arasındaki ilişkiyi incelediği

The Radiation Microbiology Laboratory o f FISD is the unique laboratory in the country applying the standard dose setting procedures o f AAMI for the radiation sterilization

Attilâ İlhan ve Savaş Ay’ın şiir kasetleri arasında ne fark var.. Bir yanda “Ben Sana Mecburum” diyen

[r]

Özel ve acil ürünler, standart ürünlerde beklenmeyen talep fazlası veya müşterinin daha önce istediği üründen fazla miktarda ürün istemesi gibi durumlarda firmalar bu