7 M A R T 1989
TRT’NİN İÇİNDEN
MAHMUT
T.
ÖNGÖREN_____
Kirli Çamaşırlar
Ya herkes bir gün konuşursa?
Herkesin söyleyecek çok şeyi olmalı... Emin Çölaşan’ ın ‘ ‘Tur gut Nereden Koşuyor?” adlı kitabını okuyunca, insan ister iste mez böyle düşünüyor. Ama Özal'dan yana olanlar konuşur mu? Özal’dan yana olanlar, Özal’a karşıt olayları, anıları, örnekleri an latırlar mı? Çötaşan’ın kitabından bu gibi kişilerin de konuşmaya başladığı ve ilerde daha da konuşacakları anlaşılıyor.
Niçin anlatmasınlar? Gün gelir, gerçeği görür anlatırlar, gün gelir Özal'dan tokadı yedikleri için anlatırlar, gün gelir çıkarları tehlike ye düştüğü için anlatırlar ve gün gelir canlarına tak dediği için an latırlar.
Örneğin belki de günümüzdeki TRT yöneticileri canlarına tak dediği için TRT üzerindeki baskıları ilerde anlatacaklardır. O za man Özal döneminde, TRT ile ilgili ne gibi pazarlıkların yapıldığı, ne gibi dolapların döndüğü, ne gibi isteklerin TRT’ye iletildiği de ortaya çıkar.
Belki o denli beklemeye bile gerek kalmayabilir. TRT ile döndü rülen dolapların içyüzü daha yakın günlerde bile açığa çıkabilir. Günümüzde TRT yayınları hakkında sorumluların adları verilme den yapılan eleştirilerin faturası, öncelikle TRT yöneticilerine ke siliyor. Özellikle de haberlerde, açıkoturumlarda, hatta eğlence iz lencelerinde görülen yanlılık örneklerinden günümüzdeki TRT yö neticileri sorumlu tutuluyorlar. Ama acaba eğlence izlencelerine dek inen bu yanlılık örneklerine TRT yöneticileri ve yapımcıları tek baslarına mı yol açıyorlar?
Yukarlardan gelen buyrukların, baskıların, müdahalelerin hiç mi etkileri yoktur? Şu şarkıcının, bu çalgıcının özellikle falan izlence ye çıkarılması için TRT’nin dışından ve üstünden hiç mi istekte bu lunulmuyor? Ya da hükümetle ilgili falan haberin şöyle verilmesi, böyle sunulması için hiç mi baskı yapılmıyor TRT’ye?
İşin bir başka yanı da bulunmalı... Örneğin bir olayın haberini TRT herhangi bir baskıyla karşılaşmadan kendi ölçülerine göre ya yımladı diyelim. Ya da yukardan gelebilecek herhangi bir buyruk tan ve müdahaleden çok uzak kalabileceği düşünülen bir belge seli, bir çocuk izlencesini ve bir eğlence yapımını TRT’nin yine kendi ölçülerine, hatta oldukça demokratik bir anlayışa uygun olarak ha zırlayıp yayınladığını düşünelim. Bu gibi yayınlara radyo-TV izle yicilerinden doğru ya da yanlış çeşitli tepkiler gelecektir. Halkın tepkileri yanlış da olsa bu gibi durumlarla karşılaşılması radyo-TV yayıncıları için kaçınılmazdır. Ayrıca, söz konusu tepkilere nasıl kar şı koyulacağını bilmek ve yayınlarda bu tepkilerden sonra nasıl ye niden düzenlemelere gidileceğini kararlaştırmak ise TRT yöneti cilerinin başlıca görevleri arasındadır.
Bir de bir belgesele, bir çocuk izlencesine ya da bir eğlence ya pımına yine yayından sonra hükümet çevrelerinden gelebilecek tepkileri düşünün. Kendi siyasal çıkarına uygun düşmediğini ileri sürerek iktidarın TRT’den birtakım isteklerde bulunduğunu, birta kım suçlamalar yaptığını, TRT üzerinde birtakım baskılar yarattı ğını, hatta konuyu TRT yöneticileriyle ağır denebilecek biçimde tar tıştığını usunuza getirin.
Bunlar, yıllarca önce, TRT’nin siyasal iktidarlara karşı yasal zırh larla korunduğu dönemlerde bile olağan şeylerdi. Bugün TRT ni çin aynı saldırılara hedef olmasın? Üstelik günümüzdeki TRT’ nin herhangi bir yasal zırhı da yok.
Eğer günün birinde şimdiki TRT yöneticileri Özal döneminde gör dükleri baskıları ve istekleri anlatmaya kalkarlarsa, ilginç örnek lerle karşılaşacağımız kesindir. Gerçi bu gibi müdahale öyküleri, günümüzdeki TRT yöneticilerinin radyonun ve televizyonun yan lılığındaki paylarını hafifletmeye pek yetmez. Ya baskılara katla nıp sorumluluk yüklenilir ya da sorumluluk yüklenmemek için çe kip gidilir. Ama baskılara katlanıp sorumluluk yüklenenler bile ilerde iktidarın müdahalesiyle ilgili ilginç öyküler anlatmaktan kendileri ni atamayabilirler.
O zaman da bu dönemin bir başka konudaki kirli çamaşırları or talığa dökülmüş olur.
Bakanlıktan
olumlu karar
Kültür Servisi — Kültür ve
Turizm Bakanlığı ’na bağlı
Sinema ve Müzik Sanatı
Destekleme Fonu Komisyonu,
Başar Sabuncu’nun
İngiltere’de gösterilecek 2
filminin bozuk kopyalarının
onarılabilmesi için 5 milyon
lira yardımda bulundu.
Sabuncu’nun
“Asılacak
Kadın” ve
“Çıplak
Vatandaş” adlı yapıtlarının
İngiliz Sinemateki’nde
düzenlenen Türk Filmleri
Toplu Gösterisi’ne
katılabilmesi için, bozuk olan
kopyaların düzeltilmesi
amacıyla 5 milyon liraya
ihtiyaç olduğu açıklanmış,
SES A M Başkam Türker
İnanoğlu da bakanlığa bu
konuda olumlu görüş
bildirmişti. ‘Aynı zamanda
Fikir ve Sanat Eserleri Daire
Başkanı da olan Cevdet
Türkeroğlu Başkanlığı ’nda
toplanan Destekleme Fonu
Komisyonu, Sabuncu’nun 2
filminin gösterilebilir hale
getirilmesi için gerekli
yardımın yapılmasını
kararlaştırdı. Sabuncu 'nun
filmleri, Londra’da Yılmaz
Güney filmleriyle açılan toplu
gösteri kapsamında 25-30
mart arasında gösterilecek.
iDeğişen Dünyada
Türk Kadını'’
Kültür Servisi
—Türk
Kadınlar Konseyi Derneği
Boğaziçi Şubesi’nce
düzenlenen “Değişen
Dünyada Türk Kadını”
konulu panel, 8 mart
çarşamba günü saat 10.00’da
Marmara Üniversitesi
rektörlük binası konferans
salonunda (Sultanahmet)
yapılacak. Oturum
başkanlığını Avukat Jale
Toker’in üstleneceği panelin
açış konuşmasını derneğin
Boğaziçi Şubesi Yönetim
Kurulu Başkam Sevim Kırdar
yapacak. Prof. Dr. Toktamış
Ateş’in, “Cumhuriyet
Döneminde Kadın Hakları ve
Laiklik İlkesi ”, Prof. Dr.
Günsel Koptagel’in
“Toplumsal Yaşamda Kadın
Etkinliği ve Kadın Sorunları”,
Prof Dr. Aysel Ekşi’nin
“Kadın Cinsel Hayatı /
Tonlumda Cinsel Eğitin}” ve
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi