Yazan: İbrahim Zeki BURDURLU
Magusa'da Namık Kemalin yattığı zindan
K
IBRIS ADASININ doğusuna düşen Muğusa, kurulu şu, tarihin çok eski yılları na dayanan bir şehirdir. Eskiliği, ihtiyarlığı, yüzündeki derin ta rihi çizgilerden anlaşılan bu şe hir, bugün, hâlâ kaleler içindedir. Şehri çepeçevre dolaşan düzenli, yüksek kalelerin denize bakan yönünde, sonradan, büyük iki ka pı açılmıştır. Bu kapılar şehri limana bağlar.
Kalelerin içinde tamamiyle es- - ki bir şehir manzarası veren Ma- gusa’n n her sokağında, her mey danında eski bir bina, yıkık bir duvar, yıpranmış temeller gö rülür, Güney yandan, yüksekçe olan ka’ elerden bakılınca, görü len eserler, Magusa’nın hâlâ eski çehresiyle yaşadığımı hatırlatır.
iskeleye yakın çarşı meydanı nın bitişiğinde vaktiyle büj'ük bir bina olduğu anlaşılan, bü yük taş duvarlarla çevrili bir meydan var. Bu meydana, sü tunlar üzerine yapılmış taş ke merler altından geçiliyor. Mey danın, zaman’ a yıkılan ara du varların ortadan kalkmasıyla büyüdüğü anlaşılmaktadır. Şeh
ri çeviren kalelerden ayrı, çok büyük bir yapı izi taşıyan bina nın eski avluları bugün boş ar sa halini almış. Namık Kemal’in otuz sekiz ayını geçirdiği, zin dan adı verilen yapı, bu eski du varlar arasındadır.
Namık Kemal, Tanzimat’la başlayan uyanış hareketimizde «Hürriyet» kelimesini eser.eriyle iş.iyen, Türk hafızasına mâna sı- nırlariyle yerleştirmiye ça.ışan, bu uğurda can a başla uğraşan bir şairdir. Aynı zamanda Tan zimat Edebiyatı denen edebî top. îuluğun ortaya koyduğu yenilik leri gerçekleştiren sanatçıdır. Duyguları millî bir havaya dök mek, duygu kaynak'arına coşkun luk vermek, Türk kahramanlığını sahnede göstermek amaciyle ka leme a dığı «Vatan yahut Silist- re» piyesi, Şehzadebaşı”nda tem siller veren Güllü Agop tiyatro sunda oynanmıştı. Bu piyes ve bu oynayıış Namık Kemal’i Kıb rıs adasının Magusa şehrine ka lebent olarak attırmıştır.
«Vatan» piyesinin temsili, İs tanbul’da, beklenen heyecanı ya rattı. Genç’ er Namık Kemal’e
hayranlıklarım göstermek için o gece ibret gazetesi idare evine gittiler. Heyecanla yazdıkları bir yazı, ertesi gün bu gazetede ya yınlandı. Bu olay padişahın yeni bir ferman çıkarmasına sebep ol du. Zaten mimli olan Namık Ke mal, arkadaşlariyle İstanbul’dan uzaklaştırıldı.
Fermanda Namık Kemal’in Kıbrısta sürgün olarak kalacağı yazılıdır. Bu emir Namık Kemal daha adaya ayak basmadan bir telle değiştirilmiş, Mağusa ka lesinde kalebent olarak kalması için yeniden emir verilmiştir.
Mısraları o zaman için büyük bir değer olan şairin hürriyetle bağdaşamıyan bu kalebentlik ha yatı (38 ay) yukarıda yerini an lattığımız binada geçer.
Zindan adı verilen bina iki kattır. Her kat, tek tek iki oda dır. Alt odaya küçük, tahta hir
kapıdan giriliyor. Tavan, bir dehlizi andırır şekilde kavisli dir. Duvarlar taş ve sıvaiı. Dışa bakan duvarın birinde, tavana yakın bir küçük pencere var. O- da karan.ık. Oldukça da küçük. Rutubet kokuyor. Bu oda, arka dan, avlunun çevresini teşkil e- dtn duvara bitişik. Bskulen bu odanın bu şekilde tek oimadıgı, daha başka odaıar.a birleşik ol duğu anlaşılıyor, ikinci oda, bu odanın üstüne Namık Kemal’in aldığı özel bir izinle yaptırılmış. Bu odaya, alt odanın sağında bu lunan enli bir taş merdivence çı kılıyor. Merdivenin dilmeden yapılmış bir trabzanı var. Bu o- danuı merdivenle bitişen yerinde, kapı önünde, küçük bir sahanlık yapılmış; odaya buradan geçi.i- yor. Pencereler, odayı, iyice ay dınlatıyor. Çarşı meydanına ba kan yönde bir balkon olduğu bu yöne açılan bir kapının bu lun- mas ndan an aşılıyor. Balkon, zamanla harabolmuş ve ortadan kaıkımş.
Namık Kemal’in ilk geceyi ge çirdiği oda alt odadır- Magu’sa’- ya ve bu odaya girişini Namık Kemal şöyle anlatıyor:
«Hükümetten kışlaya geldik. Mü.âzım, askeri meydana dizmiş, divan vermekte idi. Merdiven ba şına yaklaştık. Kaymakam hemen İırlîdı; yukarıya çıktı. Yüzba şıya «Biz nereye gideceğiz» de dim. «Hasbeiicap şimdilik bura ya» cevabını a dım. Gösterdiği yer, kışlanın iki direği araşma yapılmış zemin ile beraber bir oda idi, bir de eğilmeden giril mesi muhal bir kap sı vardı.
İçine girdini. Kenarındaki taş dirseği üzerine yorgana benz.r şilte serdi'er. Bir tarafına çar şaf inceliğinde bir yorgan, bir ta- rarına şilte kalınlığında bir yas tık koydular. Kap nın önüne de tüfekli iki karakol diktiler.
Dünyada en ha if bir vehim ile muttasd o'an bir adam öy’ e
(Devamı 30. şayiada) ••
- v . »s
Zindanın giriş yerindeki eski taş kem erler
Nam ık Kemal'in Otuzjıek iz
Ayım G eçildiği
Namık Kemal’in kalebentlik yıllarını yakından bilen Kıbrıs Tüıkleri, Hürriyet kelimesi üzerinde hassasiyetle dıırdiuldarı için O’nun büstünü bu zindanın tam karşısına koymuşlardır. Bu büstün bütününde hürriyet aydınlığının semboîleştiği
görülmektedir
v w w \ * v w w w w v w v c w w v w w v w \ w v w w v w v v w % v
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi