• Sonuç bulunamadı

Başlık: Kedilerde diyafizer segmental ve parçalı femur kırıklarının intrameduller pin ve serklaj kombinasyonuyla sağaltımı: 17 olguYazar(lar):YARDIMCI, Cenk;ÇETİNKAYA, M. AlperCilt: 54 Sayı: 1 DOI: 10.1501/Vetfak_0000000253 Yayın Tarihi: 2007 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: Kedilerde diyafizer segmental ve parçalı femur kırıklarının intrameduller pin ve serklaj kombinasyonuyla sağaltımı: 17 olguYazar(lar):YARDIMCI, Cenk;ÇETİNKAYA, M. AlperCilt: 54 Sayı: 1 DOI: 10.1501/Vetfak_0000000253 Yayın Tarihi: 2007 PDF"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Ankara Üniv Vet Fak Derg, 54, 11-16, 2007

Kedilerde diyafizer segmental ve parçalı femur kırıklarının

intrameduller pin ve serklaj kombinasyonuyla sağaltımı: 17 olgu

Cenk YARDIMCI, M. Alper ÇETİNKAYA Ankara Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, Cerrahi Anabilim Dalı, Ankara.

Özet: Bu çalışmada; kedilerin diyafizer segmental ve parçalı femur kırıklarının intrameduller pin ve serklaj kombinasyonları ile sağaltımının klinik ve radyolojik sonuçları değerlendirildi. Çalışma materyalini diyafizer segmental ya da parçalı femur kırığı bulunan değişik ırk, yaş ve cinsiyete sahip 17 kedi oluşturdu. Postoperatif olarak yapılan klinik ve radyolojik değerlendirmeler sonu-cunda; 12 olguda çok iyi, 4 olguda iyi, 1 olguda ise orta dereceli fonksiyonel iyileşme belirlendi. Sonuç olarak; intrameduller pin ve serklaj kombinasyonu ile kedilerin diyafizer segmental ve parçalı femur kırıklarının sağaltımında başarılı fonksiyonel iyileşme sağla-nabileceği kanısına varıldı.

Anahtar sözcükler: Femur, intrameduller pin, kedi, kırık, parçalı, segmental.

Treatment of segmental and multiple femoral diaphyseal fractures of cats via intramedullary pin and cerclage combination: 17 cases

Summary: In this study; results of the treatment of diaphyseal segmental and multiple femoral fractures of cats by using intramedullary pin and cerclage combination was evaluated clinically and radiologically. The material of the study was composed of 17 cats of various breed, age and sex with diaphyseal segmental or multiple femoral fractures. According to the postoperative clinical and radiological evaluations; the results were very good in 12 cases, good in 4 cases and average in 1 case. As a result; it was concluded that the use of intramedullery pin and cerclage combination in the treatment of diaphyseal segmental and multiple femoral fractures constitutes successful results.

Key words: Cat, femur, fracture, intramedullary pin, multiple, segmental.

Giriş

Kırığı oluşturan nedenler çok çeşitli olmakla birlik-te, uzun kemik kırıkları genelde trafik kazaları, yüksek-ten düşmeler ya da ateşli silah yaralanmaları gibi yüksek enerjili travmalar sonrasında şekillenir (6, 18).

Kedilerin uzun kemik kırıkları, tüm kırıklar içinde %50’lik bir oran oluştururken, bunun da yaklaşık %50-60’ını femur kırıkları oluşturmaktadır (6). Kırık iyileş-mesi direkt olarak kırık hattının stabilizasyonu ve vaskularizasyonuyla ilişkilidir (14, 15).

Kedilerde, gerek vücut ağırlıklarının daha az olması gerekse ilgili ekstremitelerini köpeklere göre daha iyi korumaları nedeniyle kırığa bağlı postoperatif kompli-kasyon oranı daha azdır. Ayrıca femur’u çepeçevre saran yoğun adale katmanından dolayı, açık kırık oluşumu seyrektir (3,12).

Parçalı ya da segmental kırıklardaki intermediyer fragmentlerin beslenmesindeki tek kaynak periostal da-marlar olduğundan, periostun korunmasına mümkün olduğunca özen gösterilmelidir (16).

Segmental kırıklar; çok sık gözlenmemekle birlikte, genellikle proksimal ve distal transversal ya da kısa oblik

kırıklarla kombine olarak gözlenirler. İntrameduller pin uygulamalarında redüksiyon yapılırken orta segmentin agresif bir manipülasyon uygulamadan stabilize edile-bilmesinden dolayı, vaskuler hasar minimumdur (1, 16). Fakat parçalı ve segmental kırıklarda, intrameduller pinler yalnız başlarına kullanıldıklarında rotasyonal stabiliteyi sağlayamayacaklarından dolayı, serklaj ya da eksternal fiksatörlerle desteklenmelidirler (7, 9).

İntrameduller pin uygulamaları femur kırıklarının sağaltımında uygulanan en popüler internal fiksasyon yöntemlerinden biri olmasına rağmen, immobilizas-yonun yetersizliği durumlarında, kaynama gecikmesi ya da kaynama yokluğu gibi komplikasyonlar gözlenebilir (2).

İntrameduller pinin, fossa trochanterica’dan çıkan ucunun uzun ve sivri olması ya da olası pin migrasyonu sonucu n. ischiadicus’un uyarılmasıyla ortaya çıkan siya-tik nöropraksi şiddetli ağrı ve huzursuzluğa neden oldu-ğundan pinin kısaltılması ya da uzaklaştırılması gerekebi-lir. Siyatik nöropraksi görülme riski kedilerin retrograd pin uygulamalarında köpeklere göre iki kat daha fazla olduğundan dolayı uygulamalar sırasında bu hususa

(2)

dikkat edilmelidir. Caudomedial pin uygulamalarında gluteal kaslarda fibrozis oluşum riski artar (5, 11, 16).

İntrameduller pinle kombine edilen çoklu serklaj uygulamaları, ekonomik olması yanında diyafizer uzun oblik ve spiral kırıklarda başarılı sonuçlar vermektedir (7, 10, 17).

Bu çalışmada; intrameduller pin ve serklaj kombi-nasyonunun, kedilerin diyafizer segmental ve parçalı femur kırıklarındaki kullanılabilirliği, avantaj ve deza-vantajları ile uygulama sırasında dikkat edilmesi gereken hususlar ve uygulama sonuçlarının detaylı olarak akta-rılması amaçlandı.

Materyal ve Metot

Çalışmanın materyalini; 2003–2005 yılları arasında Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi, Cerrahi Anabi-lim Dalı, Ortopedi ve Travmatoloji BiAnabi-lim Dalı Kliniğine arka ekstremite topallığı şikayeti ile getirilip, yapılan klinik ve radyografik muayeneler sonucunda, diyafizer segmental ya da parçalı femur kırığı belirlenen değişik ırk, yaş, cinsiyet ve vücut ağırlığına sahip 17 kedi oluş-turdu.

Olguların klinik muayeneleri yapıldıktan sonra sağ-lam ve femur kırığı bulunan ekstremitelerinin antero-posterior (A/P) ve medio-lateral (M/L) radyografileri alındı.

Olguların genel anestezisi, Xylazine HCl (2–3 mg/kg) premedikasyonu sonrasında uygulanan Ketamin HCl (10–15 mg/kg) ile sağlandı. Operasyon bölgesinin tıraş ve dezenfeksiyonu yapıldıktan sonra hasta operas-yon masasına lateral pozisoperas-yonda yatırıldı. Daha sonra proksimalde trochanter major’dan, distalde condylus lateralis’e kadar uzanan deri ensizyonunun ardından deri altı bağ doku küt olarak serbestleştirildi. Musculus tensor fasciae latae’nın ensizyonundan sonra m. biceps femoris caudale, m. vastus lateralis ise craniale retrakte edilerek femur’a ulaşıldı. Uygulanacak olan steinmann pin retrograd olarak proksimal fragmente yönlendirildikten sonra, proksimalden distale doğru serbestleşmiş olan fragmentlerin periostal bağlantılarına zarar vermemeye özen gösterilerek intrameduller pin, serklaj ve hemiserklaj uygulamaları yapıldı. Daha sonra deri altı bağ doku ve deri rutin olarak kapatıldı. Operasyondan hemen sonra iki yönlü kontrol radyografileri alındı. Ol-gulara, kırığın tipi ve postoperatif redüksiyon başarısı ile olgunun beden ağırlığı ve yaşı göz önünde bulundurula-rak 14–28 gün (ort: 20,5 gün) süreyle çift katlı alümin-yum atel ile cebireli bandaj uygulamaları yapıldı.

Postoperatif 14. günde bandajlar açılarak dikişler uzaklaştırıldı, kontrol radyografileri alındı ve gerekli görülen olgularda bandaj uygulamasına devam edildi. Postoperatif 4. 8. ve 12. haftalardaki radyografik

kontrol-lerde kırık iyileşmesi izlendi. Daha sonra postoperatif 40–73. günlerde (ort: 53,7. gün) pinler uzaklaştırıldı.

Bulgular

Olguların klinik muayenelerinde; ilgili ekstremite-lerinde belirgin hematom ve ekimotik alanlara ek olarak, manipülasyonda şiddetli ağrı bulguları gözlendi. Çok parçalı kırıklarda (olgu no: 1, 3, 8, 13, 17), ilgili ekstre-mitede kırık hattının distalinde kalan bölgenin pandüler tarzda sallandığı ve yük bindirilmeyen tip bir topallık bulunduğu gözlendi.

Radyografik muayenelerde değişik derecelerde dep-lasmanlı segmental veya parçalı diyafizer kırıklar tespit edildi. Kırık fragmentlerinin kemiksel gelişimi tamam-lamış ergin kedilerde daha büyük, 1 yaşına kadar olan gençlerde ise daha küçük ve çok sayıda olduğu gözlendi. Kırıkların fragment sayısına göre yapılan değerlendiril-mesinde; 12 olguda parçalı, 5 olguda ise segmental kırık tespit edildi (Şekil 1).

Etiyolojik açıdan yapılan değerlendirmede; kırıkla-rın 9 olguda trafik kazası, 7 olguda yüksekten düşme, bir olguda ise araç motoruna sıkışma sonucu oluştuğu belir-lendi.

Fiksasyon materyali olarak 10 olguda 3 mm’lik, 7 olguda ise 4 mm’lik steinmann pinleri kullanılırken, kırık hattının uzunluğuna ve kırık fragmentlerinin sayısıyla orantılı olarak, hemiserklaj ve serklaj uygulamaları ya-pıldı.

Olgulardan sadece birinde (olgu no: 17) açık kırık gözlendi. Anamnezde, olgunun bir aracın motor bölümü-ne girdiği ve açık kırığın hastanın ilgili ekstremitesinin vantilatör kayışı ile motor arasında sıkışması sonucunda oluştuğu öğrenildi. Operasyon sırasında nekrotik kemik fragmentlerinin uzaklaştırılmasından dolayı postoperatif dönemde ilgili ekstremitede 1 cm’lik bir kısalık gözlen-mesine rağmen ekstremitenin fonksiyonel olarak kulla-nıldığı izlendi.

Postoperatif 58. günde, yürümeye zorlandığında şiddetli ağrı ve saldırganlık şikayeti ile kliniğe getirilen bir olgunun (olgu no:3) yapılan klinik muayenesinde, ilgili ekstremitesi üstte olacak şekilde yatar pozisyonda iken herhangi bir klinik semptom göstermemesine rağ-men, özellikle yerinden kalkmaya çalıştığında agresifleş-tiği ve şiddetli ağrı bulguları gösterdiği izlendi. Mevsi-min kış olmasından dolayı pinin uzun olan ucunun termal kondüksiyonunun da siyatik nöropraksiyle ilişkili olabi-leceği göz önünde bulundurularak, radyografik olarak kaynama bulgularının yeterli görülmesinden dolayı postoperatif 60. günde pin çıkarıldı. Pinin çıkarılmasının ardından, hastanın ilgili ekstremitesini hem yürüme hem de koşma sırasında fonksiyonel olarak kullandığı gözlendi.

(3)

a b c d

Şekil 1. Olgu no:1’in preoperatif (a, b) ve postoperatif (c,d) radyografileri Figure 1. Preoperative (a,b) and postoperative (c,d) x-rays of case no: 1.

a b c d

Şekil 2. Olgu no: 15’in preoperatif (a), postoperatif 2. hafta (b), 4. hafta (c – distal intermediyer fragmenti distal ana segmente bağla-yan serklajda kopma – beyaz oklar) ve pin ekstraksiyonu sonrası (d – post.op. 64. gün) radyografileri.

Figure 2. X-rays of case no:15 taken preoperatively (a), 2nd (b) and 4th week postoperatively (c – cerclage wire failure between the

distal major and intermediyer fragment – white arrows) and after the pin extraction (64th day postoperatively).

a b c d

Şekil 3. Olgu no: 4’ün preoperatif (a), postoperatif (b) ve pin ekstraksiyonu sonrası (c,d - post.op. 57. gün) radyografileri. Figure 3. X-rays of case no: 4 taken preoperatively (a), postoperatively (b) and after the pin extraction (c,d – 57th day

(4)

Olgulardan birinin (olgu no: 15) postoperatif 4. haf-ta kontrol radyografisinde, dishaf-tal ana segment ile dishaf-tal intermediyer fragmenti birbirine bağlayan serklaj telinin koptuğu belirlendi. Ciddi bir deplasman söz konusu ol-madığı için, ikinci bir operasyon uygulanmaksızın bandaj süresi uzatıldı. Postoperatif 64. günde pin çıkarıldı ve ilgili ekstremitede fonksiyonel iyileşme gözlendi (Şekil 2).

Genç olguların metafizer bölgeye yakın ve kırık çizgisinin uzun olduğu segmental oblik kırıklarındaki iyileşmenin, ergin olguların parçalı diyafizer kırıklarına

göre daha hızlı ve fonksiyonel olarak gerçekleştiği göz-lendi (Şekil 3).

Pinin kesilmesinden sonra gluteal bölgedeki ucunun sivri ve uzun bırakılmasının özellikle yürüme sırasında çevre dokuları irrite etmesinden dolayı 2 olguda (olgu no:1, 3) fossa trochanterica’nın dorsalinde fındık büyük-lüğünde fluktuasyon gösteren, aseptik, sinovial bir kese gözlendi (Şekil 1,c). Pin ekstraksiyonu sırasında kesenin içinden, çok sayıda küçük fibröz partiküller içeren visko-zitesi yüksek bir sıvı akışı gözlendi.

Tablo 1. Çalışma materyalini oluşturan olgulara ait perioperatif bulgular. Table 1. Perioperative findings of the cases constituting the material of the study.

Olgu no Irk, yaş, cinsiyet Vücut ağırlığı Etiyoloji Kırığın tipi ve lokalizasyonu Uygulanan implant Bandaj ve pin ekstraksiyon süresi Postoperatif sonuç 1 Mix, 3Y, E

6 kg TK Sol, parçalı, 5 ara segment

3mm SP, 2HS, 3 S 26 gün, 73. gün Çok iyi 2 Tekir,

1.5Y, E 4 kg TK Sol, segmental 3mm SP, 1 S 18 gün, 42. gün Çok iyi 3 Tekir,

4Y, E♣

5.5 kg YD Sol, parçalı, 3 ara segment

4mm SP, 3 S 20 gün, 60. gün Çok iyi 4 Mix,

9A, E

4.5 kg TK Sağ, parçalı, 2 ara segment

3mm SP, 1 HS, 3 S 18 gün, 57. gün Çok iyi 5 Tekir,

2.5Y, E

5 kg TK Sol, parçalı, 2 ara segment

4mm SP, 1 HS, 4 S 20 gün, 63. gün Çok iyi 6 Mix,

7A, E

3 kg YD Sağ, parçalı, 2 ara segment

4mm SP, 3 S 21 gün, 48. gün Çok iyi 7 Mix,

8A, E

3.5 kg TK Sol, parçalı, 2 ara segment

3mm SP, 1 HS, 1 S 24 gün, 44. gün İyi 8 Mix,

1.5Y, E

3 kg TK Sol, parçalı, 5 ara segment

3mm SP, 4 S 28 gün, 67. gün Orta (bacakta boyca kısalık) 9 Tekir,

6A, E

3.5 kg TK Sağ, parçalı, 3 ara segment

3 mm SP, 4 S 18 gün, 51. gün Çok iyi 10 Tekir,

1.5Y, E

3.5 kg YD Sağ, segmental 4mm SP, 5 S 16 gün, 43. gün Çok iyi 11 Mix,

9A, D

4 kg YD Sağ, segmental 3mm SP, 2 S 15 gün, 45. gün Çok iyi 12 Van,

6A, D 3 kg YD Sağ, segmental 4mm SP, 6 S 17 gün, 55. gün Çok iyi 13 Van,

1Y, E

5.5 kg TK Sağ, parçalı, 3 ara segment

4mm SP, 6 S 24 gün, 62. gün Çok iyi 14 Mix,

4.5A, E

2.5 kg YD Sol, parçalı, 2 ara segment

3mm SP, 3 S 14 gün, 40. gün İyi (refraktüre bağlı ikinci op.) 15 Tekir,

2Y, E

5 kg TK Sol, parçalı, 2 ara segment

4mm SP, 3 S 21 gün, 64. gün İyi 16 Mix,

1Y, E

4 kg YD Sağ, segmental 3mm SP, 4 S 23 gün, 52. gün Çok iyi 17 Mix,

6A, D

2.5 kg Motora sıkışmış

Sol, parçalı, 5 ara segment

3mm SP, 5 S 26 gün, 47. gün İyi (bacakta boyca kısalık) Y: yaşlı, A: aylık, E: erkek, D: dişi, ♣: kısırlaştırılmış, TK: trafik kazası, YD: yüksekten düşme, SP: steinmann pin, HS: hemiserklaj, S: serklaj, Çok iyi: Klinik ve radyolojik iyileşmenin açılanma olmaksızın gerçekleşmesi, ilgili ekstremitenin fonk-siyonel olarak kullanılması, İyi: İlgili ekstremitenin fonkfonk-siyonel olarak kullanılmasına rağmen kırık hattında hafif dereceli ekstraperiostal kallus formasyonu, Orta: İlgili ekstremitede kısalık ya da açılı kaynama ile hafif ya da orta şiddette topallık

(5)

Genç olduğu için fiksasyonda 3 mm çapında pinin kullanıldığı bir olguda (olgu no: 14), postoperatif 7. gün-de pin migrasyonuna bağlı erken dönem refraktür şekil-lendi. İkinci operasyonda, kırığın 4 mm çapında ucu yivli steinmann pin ile fiksasyonu sonucunda fonksiyonel bir kaynama gözlendi. Olguların hiçbirinde fragmentler arası ekstraperiostal kallus köprüleşmeleri dışında taşkın kallus formasyonu ya da kaynama yokluğu gibi kompli-kasyonlar gözlenmedi.

Olgular klinik olarak ekstremitelerini kullanabilme ve kullanım sırasında gözlenebilecek topallıklar yönün-den değerlendirildi. Bu kriterler açısından yapılan değer-lendirmede 12 olguda çok iyi, 4 olguda iyi, 1 olguda ise orta dereceli sonuçlar elde edildi (Tablo 1).

Tartışma ve Sonuç

Segmental ve parçalı femur kırıkları genellikle tra-fik kazaları ve yüksekten düşme gibi yüksek enerjili majör travmalar sonrası şekillenmektedir (6, 16, 18). Yüksekten düşmeye bağlı olarak şekillenen kırıklarda; yüksekliğin derecesi, hastanın vücut ağırlığı, zeminin durumu (toprak ya da beton olması) ve kontrollü düşüşü engelleyen faktörler (çamaşır ipleri, dallar, balkon demir-leri gibi) travmanın şiddetini arttırdığından, çok katlı apartmanlarda kedi besleyen hayvan sahiplerine, camlara sinek teli, balkonlara dar gözlü balık ağı gerilmesi ve östrus siklusundaki kedilere özellikle dikkat edilmesi gibi önerilerde bulunulması, olası düşmeleri önlemek açısın-dan faydalı olacağını düşünmekteyiz.

Özellikle vücut ağırlığı fazla olan iri, ergin ve kısır-laştırılmamış agresif kediler, ilgili ekstremitelerini daha az koruduklarından dolayı, bu tip olgularda redüksiyonun bozulmasını ve refraktürleri engellemek amacıyla bandaj uygulaması konusunda titiz davranılmalıdır. Hasta ilgili ekstremitesini kullanmaya başlamış olsa bile kırığın tipi ve lokalizasyonu göz önünde bulundurularak, gerekli görüldüğünde bandaj uygulamasının süresi uzatılabilir (3, 4, 6).

Beş aylıktan küçük olan kedi yavrularında uygula-nan intrameduller pinler hastanın kemiksel gelişimi de-vam ettiğinden dolayı meduller kanalda kalabilir. Femur yoğun kas grupları tarafından çepeçevre sarıldığından dolayı, meduller kanalda kalan pinler genelde termal kondüksiyona neden olmazlar (6, 9).

Her ne kadar endostal beslenmeyi engellememek açısından ince pinlerin kullanılması önerilse de, distal metafize sıkı bir şekilde oturmayan ince pinlerde rotas-yon ve migrasrotas-yon riski daha yüksektir. Seçilecek olan intrameduller pinin çapının, femur çapının en dar olduğu orta 1/3 ile aynı kalınlıkta olması, rotasyon ve migrasyon riskini azaltır (8, 9). Ayrıca bacağın fizyolojik açısına göre açılandırılmış sağlam bir destek materyali

kullanıla-rak yapılan rijit bandaj uygulamalarının kırığın stabili-zasyonunu arttıracağı unutulmamalıdır.

Serklaj telleriyle ilgili oluşabilecek iki önemli komplikasyon telin kopması ve düğüm kısmının yumu-şak dokularda oluşturacağı irritasyondur. Çalışmamız sırasında karşılaştığımız bu komplikasyonlar, direncin fazla olduğu bölgelerde kalın ya da çoklu serklaj uygu-lamaları ve düğümlerin uç kısmının kemiğe doğru yön-lendirilmesiyle önlenebildi (6, 7).

Çalışmamızda intermedier fragment sayısının fazla olduğu parçalı ya da kronik kırıklarda, kemiğin yeniden yapılandırılması sırasında distal fragmente pinin küt ucunun gönderilmesiyle, proksimal ve distal ana fragmentlerin arasının açılması sağlandığı gibi, intermediyer fragmentlerin redüksiyon ve fiksasyonunu kolaylıkla yapılabildi. Aynı işlemin keskin uçlu pinlerle yapılmaya çalışıldığı özellikle metafizi yumuşak olan genç olgularda, proksimalden uygulanan kuvvetin etki-siyle pinin ucunun trochlea femoris’i delip diz eklemine zarar verebileceği göz ardı edilmemelidir.

Ayrıca, intermediyer fragment sayısının fazla oldu-ğu parçalı ve segmental oblik kırıklarda, pin, distal fragmente mutlaka matkap kullanılarak gönderilmelidir. Bu işlemin ortopedik çekiç kullanılarak yapılmaya çalı-şıldığı olgularda redüksiyonun bozulması ya da uygula-nan serklaj tellerin kopması gibi komplikasyonların gö-rülme olasılığı fazladır (16).

Femur’a uygulanan intrameduller pinler, radius ve-ya tibia’daki gibi eklem yüzeyinden çıkmadığından dola-yı, implanta bağlı dejeneratif eklem hastalığı gelişme ihtimali yoktur. Ucuz olmaları yanında, ekstraksiyonla-rının sedasyon altında küçük bir ensizyondan yapılabil-mesi intrameduller pinleri diğer implantlara göre avantaj-lı kılmaktadır (1, 3, 4) .

Siyatik nöropraksinin kedilerde görülme sıklığı kö-peklere oranla iki kat fazla olduğundan (5, 11, 16) çalış-mamızda pinin glutel bölgeden çıkan ucunun çok uzun olmamasına ve gerektiğinde bu ucun bir törpü ya da pin çakıcı ile kütleştirilmesine özen gösterildi. Böylece kes-kin olan ucun çevre yumuşak dokuya olan irritasyonu da engellenmiş oldu.

Kedilerde femur, anatomik yapısı itibariyle longitudinal düzleme paralel seyrettiğinden dolayı, medullar kanal çapına göre uygun olarak seçilen pinlerle yapılan internal fiksasyon uygulamaları başarılı sonuçlar vermektedir (13).

Sonuç olarak, intermediyer fragmentlerin periostal bağlantılarına zarar vermeden intrameduller pin ve serklaj uygulamalarının, rijit destekli bandaj ile kombi-nasyonunun, kedilerin diyafizer segmental ve parçalı femur kırıklarının sağaltımında ekonomik oluşu, uygu-lanmasının pratik ve kolay olması yanında başarılı sonuç-lar verdiği kanısına varılmıştır.

(6)

Kaynaklar

1. Aron DM (1995): Biologic strategies and a balanced concept for repair of highly comminuted long bone fractures. Compend Contin Educ Pract Vet, 17,35.

2. Black A, Withrow S (1979): Changes in the proximal femur and coxofemoral joint following intramedullery pinning of diaphyseal fractures in young dogs. Vet Surg, 8,19.

3. Braden TD (1995): Characteristics of 1000 femur fractures in the dog and cat. Vet Comp Orthop Traumatol, 8,203.

4. DeAngelis M (1975): Fractures of the femur. 453. In: MJ Bojrab (Ed), Current Techniques in Small Animal Surgery. Lea & Febinger, Philadelphia.

5. Fanton JW (1983): Sciatic nerve injury as a complication of intramedullery pin fixation of femoral fractures. J Am Anim Hosp Assoc, 19,687.

6. Harari J (2002): Treatment for feline long bone fractures. Vet Clin North Am Small Anim Pract, 32,927–947. 7. Hinko PJ, Rhinelander FW (1975): Effective use of

cerclage in the treatment of long-bone fractures in dogs. JAVMA, 166,520.

8. Hulse D (2000): Effect of intramedullery pin size on reducing bone plate strain. Vet Comp Orthop Traumatol, 13,185.

9. McLaughlin R (1999): Internal fixation: İntramedullery pins, cerclage wires and interlocking nails. Vet Clin North Am Small Anim Pract, 29,1097.

10. Nye R (1996): Acute failure characteristics of six methods for internal fixation of canine femoral oblique fractures. Vet Comp Orthop Traumatol, 9,106.

11. Palmer RH (1988): Relationship of femoral intramedullery pins to the sciatic nerve and gluteal muscles after retrograde and normograde insertion. Vet Surg, 17,65.

12. Piermattei DL (1993): The hindlimb 264. In: DL Piermattei (Ed), An Atlas of Surgical Approaches to the Bones and Joints of Dog and Cat, 3rd ed. WB Saunders,

Philadelphia.

13. Piermattei DL, Flo GL, Brinker WO (1997): Fractures of the femur and patella.469. In: DL Piermattei, GL Flo, WO Brinker (Eds), Brinker, Piermattei and Flo’s Handbook of Small Animal Orthopedics and Fracture Repair. WB Saunders, Philadelphia.

14. Radasch RM (1999): Biomechanics of bone and fractures. Vet Clin North Am Small Anim Pract, 29,1045–1082. 15. Remedios AR (1999): Bone and bone healing. Vet Clin

North Am Small Anim Pract, 29, 1029–1044.

16. Simpson DJ, Lewis DD (2002): Fractures of femur. 2072–2078. In: D Slatter (Ed), Textbook of Small Animal Surgery. 3rd ed, Saunders, Philadelphia.

17. Smith BA (1996): Mechanical comparision of two methods for interfragmentary fixation in a short oblique fracture model. Vet Comp Orthop Traumatol, 9,145. 18. Whitney WO, Mehlhaff CJ (1987): High-rise syndrome

in cats. JAVMA, 191,1399–1403.

Geliş tarihi: 24.03.2006 / Kabul tarihi: 18.04.2006 Yazışma adresi:

Arş. Gör. Cenk Yardımcı Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Cerrahi Anabilim Dalı 06110 Dışkapı / Ankara

Şekil

Figure 2. X-rays of case no:15 taken preoperatively (a), 2 nd  (b) and 4 th  week postoperatively (c – cerclage wire failure between the
Tablo 1. Çalışma materyalini oluşturan olgulara ait perioperatif bulgular.  Table 1.  Perioperative findings of the cases constituting the material of the study

Referanslar

Benzer Belgeler

Araştırma grubunun öğrenim düzeyine göre, doktorların kendilerine karşı tutum ve davranışlarını değerlendirmelerinde lise mezun- larının %83.7’si, ilk-orta

Genelde küçük memesi olan ve minimal pitozu olan hastalar doku genişletici/implant ile rekonstrükisyona en iyi aday iken büyük memeli veya daha pitotik memeli

Bu çalışmada; spinal anestezi altında, tek taraflı diz artros- kopisi uygulanacak olgularda, alt ekstremitede uyluk üze- rinden turnike uygulanmasının oluşturduğu hemodinamik

Atipik KH’lı hastalarda ateş dışındaki mukoku- tanöz bulgular ile lenfadenopati daha az görülme- sine rağmen, hastalığın prognozunda çok önemli olan koroner

karşılık %7.4’lük duyarlı grup varlığı göz önünde bulundurulduğunda daha geniş çaplı seropreva- lans çalışmaları ve ekonomik değerlendirme yapıl- dıktan sonra,

Test sonucu sıralı öl- çekli olan tanı testleri için ise Tosteson ve Begg ta- rafından önerilen “sıralı regresyon modeli” kulla- nılarak birlikte değişenlerin etkisi

Daimi dişler ile ilgili soru- larda ise kalsifikasyon zamanı için “Postnatal Dö- nem”, sürme yaşı için “6-12 yaş”, diş çürükleri ile ilgili olarak oluşum nedenleri

Ayrıca vitamin D eksikliği olan böbrek yetmezliği hastalarında CRP düzeyleri anlamlı olarak daha yüksek, albumin düzeyleri daha düşük ve aşikar ateroskleroz insidansı