• Sonuç bulunamadı

Hemşire Öğrencilerin Sosyotropik-Otonomik Kişilik Özellikleri Ve İlişkili Faktörlerin İncelenmesi = Determination of Sociotropic /Autonomic Personality Characteristics and Related Factors among Nursing Students

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Hemşire Öğrencilerin Sosyotropik-Otonomik Kişilik Özellikleri Ve İlişkili Faktörlerin İncelenmesi = Determination of Sociotropic /Autonomic Personality Characteristics and Related Factors among Nursing Students"

Copied!
11
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

HEMŞİRE ÖĞRENCİLERİN SOSYOTROPİK-OTONOMİK KİŞİLİK ÖZELLİKLERİ VE

İLİŞKİLİ FAKTÖRLERİN İNCELENMESİ

Nurten KAYA *, Türkinaz AŞTI **, Rengin ACAROĞLU *, Hatice KAYA ***, Merdiye ŞENDİR *

ÖZ

Amaç: Tanımlayıcı türde planlanan bu araştırma, hemşire öğrencilerin sosyotropi-otonomi kişilik özelliklerini ve ilişkili faktörleri belirlemek amacı ile yapılmıştır.

Yöntem: Araştırmanın evrenini, İstanbul Üniversitesi Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu öğrencileri oluşturmaktadır. Bu evren arasından, 369 öğrenci hemşire örnekleme alınmıştır. Veri toplama aracı olarak Öğrenci Tanıtım Formu ve Sosyotropi-Otonomi Ölçeği kullanılmıştır.

Bulgular: Öğrenci hemşirelerin % 99.2’si (n=366) kadın, yaş ortalaması 19.98±1.64 (17-27) yıl, sosyotropi ortalama puanı 68.50±15.60 (12-106), otonomi ortalama puanı 77.25±14.45 (40-115) olarak saptanmıştır. Öğrencilerin sosyotropi kişilik özelliği ile İstanbul’da kaldığı yer, ailenin genel yapısı (otoriter, demokratik vd.) ve kendisi ile ilgili kararları kimin verdiği; otonomi kişilik özelliği ile sınıfı, İstanbul’da kaldığı yer ve kendisi ile ilgili kararları kimin verdiği değişkenleri arasında istatistiksel anlamlılıklar taşıyan ilişkiler bulunmuştur.

Anahtar Sözcükler: Otonomi, sosyotropi, öğrenci hemşireler.

ABSTRACT

Determination of Sociotropic /Autonomic Personality Characteristics and Related Factors among Nursing Students

Aim: The aim of this descriptive study is to examine the sociotropic/autonomic personality characteristics of nursing students in terms of some variables.

Method: The population of the research includes students of Istanbul University Florence Nightingale School of Nursing. The research was carried out with 369 student nurses. Data were obtained via a “Student Information Form” and “Sociotropy-Autonomy Scale (SAS)”.

Results: It was found that the mean age of students was 19.98±1.64 (17-27), 99.2% of the students (n=366) were females. The mean value of the sociotropy level of student nurses was 68.50±15.60 (12-106), the mean value of the autonomy level of student nurses was 77.25±14.45 (40-115). Statistically significant differences were found between sociotropic personality characteristics and inhabitancy in Istanbul, general structure of family (authoritative, democratic et cetera), condition of self-determining; autonomic personality characteristics and inhabitancy in Istanbul and condition of self-determining.

Key Words: Autonomy, sociotropy, student nurses.

GİRİŞ

Beck’in bilişsel kuramına göre kişiliğin sosyotropi ve otonomi olmak üzere iki boyutu vardır. Bu kuramda sosyotropi (sosyal aidiyet), bireyin diğerleri ile pozitif etkileşim gösterebilme özelliği olarak tanımlanmaktadır. Yüksek sosyotropi özellikleri gösteren kişiler için, diğer insanlardan onay almak çok önemlidir. Bu bireylerin olumlu kendilik imgelerini sürdürebilmeleri, kendileri için önemli olan kişiler tarafından onaylanmalarına, sevilmelerine, sayılmalarına, önemsenmelerine bağlıdır.

Otonomi ise; bireyin bağımsızlığını, kişisel haklarını koruyabilme ve artırabilme özelliği olarak tanımlanmaktadır. Bu kişilik özelliği yüksek olan bireyler, kendi aktivitelerini yönlendirmekten, hedeflerine ulaşmaktan, çevrelerinde olup bitenleri kontrol etmekten ve başarılı olmaktan mutluluk duyarlar (Bagby ve ark. 2001, Bieling ve ark. 2000, Çam ve Engin 2006, Kabakçı 2001, Pollard 2003). Babadağ (2001) otonomiyi, insanın özgür düşünüp karar verme,

* Yard.Doç.Dr., İstanbul Üniversitesi Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu, İstanbul ** Prof.Dr., İstanbul Üniversitesi Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu, İstanbul *** Arş.Gör.Dr., İstanbul Üniversitesi Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu, İstanbul

(2)

kararını eyleme geçirme, özgür, bağımsız davranma gücü ve yetkisi olarak tanımlamakta, bir meslek üyesinin birey ve meslek mensubu olarak karar verme, kararlarını uygulamaya geçirmede özgürlüğe sahip olması gerektiğini vurgulamaktadır. Bu bağlamda hemşirelikte otonomi, bakım için hemşirelik kararlarını verme yeteneği ve bireyin kendi uygulamaları içindeki bağımsızlığı olarak ifade edilebilmektedir.

1950’li yılların başından günümüze kadar birçok sosyal araştırmacı, meslek ölçütleri ile ilgili çalışmalar yapmıştır (Adams ve Miller 2001, Joel 2001, Ulusoy ve Görgülü 2001). Babadağ (2001), meslek ölçütleri içinde öncelikli olarak; uzun ve örgün bir eğitim süresini, tanımlanmış normları, karar verme ve uygulamada otonomiyi, belli bir cinsiyete özgü olmamasını, özel bir hizmet/ürün ile toplumsal bir gereksinimi yanıtlamasını, eğitim – hizmet v.b. alanlarda kullanılan etik kural ve yasaları sıralamıştır.

Görüldüğü gibi otonomi, profesyonelliğin öncelikli ölçütleri arasında yer almaktadır. Oysa hemşireliğin meslekleşmesinde, otonomi en çok tartışılan ölçüttür (Babadağ 2001, Seren 1998). Hemşirelerin profesyonel otonomilerinin gelişmesine şu etmenler engel oluşturmaktadır; tıbbın baskın bir meslek grubu olması, hemşirelerin büyük çoğunluğunun kadınlardan oluşması, hemşirelerin itaat eden ve uyum sağlayan kişiler olarak nitelendirilmesi, hastanelerde hemşirelere anne, hekimlere baba rolünün verilmesi, hemşireliğin hala meslek olup olmadığının tartışılması (Adams ve Miller 2001, Babadağ 2001, Breda ve ark 1997, Potter ve Perry 2005, Thompson ve ark. 1994, Wynd 2003).

Wynd (2003) yaptığı çalışmada, hemşireliğin meslekleşme düzeyi ile hemşirelerin çalışma deneyimi, eğitim derecesi, hemşirelik örgütlerine üyelik ve özel dal uzmanlığı arasındaki ilişkiyi araştırmış ve bu değişkenler ile meslekleşme düzeyi arasında pozitif bir ilişki bulunmuştur. Elde ettiği verilere ve literatüre dayanarak; hemşireliğin genç insanlar için cazip hale getirilmesi, meslek üyelerinin eşit oranda erkek ve kadınlardan oluşması; hemşirelerin, karar verme süreçlerinde yer alması ve otonomi sahibi olmaları, toplumun sağlık gereksinimlerini karşılayarak toplum tarafından kabul görmelerinin sağlanması ve mesleğe özgü sorumluluk ve zorunlulukları yerine getirmeleri gerektiğini belirtmiştir.

Weis ve Schank (1997) çalışmalarında, sağlıklı/hasta bireyin haklarını ve hemşirelerin bu konudaki sorumluluklarını, ayrıca hemşirelerin mesleklerine karşı sorumluluklarını, meslekleşmedeki önemli konular olarak ele almışlar ve bu etmenleri İngiltere ve Amerika’da eğitim gören hemşireler üzerinde incelemişlerdir. Bu çalışmada, Amerika’daki

öğrenci hemşirelerin mesleğin gelişiminin otonomi ve bağımsızlıkla ilişkili olduğunu ifade ettikleri vurgulanmaktadır. Weis ve Schank’ın (1997) ifade ettiğine göre, Kelly 1997’deki çalışmasında, İngiliz hemşire öğrencilerin hasta bireyselliğine ve onuruna saygıyı öncelikli mesleki değer olarak gördüklerini belirtmektedir. Ayrıca Weis ve Schank (1997) araştırmalarında Beeman’ın 1991’deki çalışma verilerine yer vermişler ve buna göre İngiliz hemşire ve öğrenci hemşirelerinin kendilerine hasta bakımı sorumluluğunun verildiğini, fakat bakımla ilgili kararlarda söz sahibi olmadıkları ya da bu konuda çok az otonomilerinin olduklarını belirttiklerini vurgulamışlardır.

Öte yandan meslek ölçütleri, meslek üyesinin özellikleri açısından incelendiğinde; meslek üyesinin, mesleğini isteyerek yapması ve yaşamının herhangi bir döneminde mesleğini değiştirmemesi, otonomi, öz-denetim, kişisel sorumluluk ve eleştirel düşünme v.b. özelliklere sahip olması gerekmektedir (Adams ve Miller 2001, Babadağ 2001, Kelleci ve Gölbaşı 2004). Dolayısıyla otonomi özellikleri yüksek olan hemşirelerin, meslekleşme ölçütlerini karşılamada daha etkin rol oynayacakları düşünülmektedir. Bu nedenle, geleceğin hemşireleri olacak öğrencilerin otonomi özellikleri irdelenmeli ve meslekleşme çalışmalarında bu verilerden yararlanılmalıdır. Ayrıca mesleğe bağlılık ve birlik bilinci meslek ölçütleri arasında yer almaktadır (Adams ve Miller 2001, Babadağ 2001, Ulusoy ve Görgülü 2001, Wynd 2003). Sosyotropi kişilik özelliği yüksek bireyler için diğer insanlardan onay almak önemlidir ve bu bireyler diğerleri ile pozitif etkileşim gösterebilmektedirler (Bagby ve ark. 2001, Bieling ve ark. 2000). Sosyotropi kişilik özelliğinin, mesleğe bağlılık için, hemşireler arasında oluşturulması ve geliştirilmesi, meslekleşmeye katkı sağlayabilecektir. Bu nedenle, hemşire adayı öğrencilerin de mesleğe bağlılığını geliştirmek için, sosyotropi kişilik özelliklerinin incelenmesi gerekliliğini açıklamaktadır.

Kelleci ve Gölbaşı (2004), yaptıkları çalışmada, bağımsız karar verme ve sorun çözme yeteneğini, hemşireden beklenen profesyonel bir davranış olarak belirtmişlerdir. Öte yandan, sağlık bakımı alanında eleştirel düşünen, sorun çözme becerisi gelişmiş, otonomisini kullanan ve bakıma odaklı hemşirelere gereksinim duyulduğunu; bu amaçla birçok hemşirelik yüksekokulunda müfredat ile ilgili yapılan düzenlemelerin ve içerik çalışmalarının, söz konusu özelliklerin öğrenci hemşirelere kazandırılmasına yönelik olduğunu vurgulamışlardır (Kelleci ve Gölbaşı 2004). Bu nedenle, öğrenci hemşirelerin sosyotropi-otonomi kişilik özelliklerinin belirlenmesinin yanı sıra ilişkili olabilecek etmenlerin araştırılmasının, hemşirelik müfredat ve içerik çalışmalarında, dolayısı ile sağlık bakımı sistemine,

(3)

sağlıklı/hasta birey ve/veya yakınlarının, toplumun gereksinimlerini karşılayabilen hemşirelerin kazandırılmasına, yarar sağlayacağı düşünülmektedir.

Literatürde sosyotropi-otonomi kişilik özelliğinin; cinsiyet, yaş, eğitim durumu, bireylerin yaşadıkları yer ve ekonomik durum, meslekleri ile ilgili düşünceler, aile özellikleri, sorun çözme durumları gibi etmenler ile ilişkili olabileceği belirtilmektedir (Gorski ve Young 2002, Kabakçı 2001, Kelleci ve Gölbaşı 2004, McBride ve ark. 2005, Oates-Johnson ve DeCourville 1999).

Hemşirelerin, sağlık sisteminde meslek özelliklerini taşıyan bir sağlık disiplini üyesi olarak rol alabilmeleri ve hizmet verdikleri bireylere kapsamlı ve etkin bakım sunabilmeleri için, otonomi özelliklerinin yanı sıra mesleki aidiyet duygularının olması gerekmektedir. Diğer bir deyişle, meslekleşme adına hemşirelerin otonom olması ve otonomiyi değerlendirecek şekilde mesleki boyutta sosyalleşmeye yöneltilmeleri gerekmektedir. Sosyalleşme, otonomi için gerekli koşullardan biridir ve sosyalleşme için de bireysel, bilişsel ve davranışsal süreçleri değiştirmek gerekmektedir (Mrayyan 2005, Seren 1998). Bu nedenlerle Hemşirelik Yüksekokul’larının müfredat programları ve içerik çalışmalarında, öğrencilerin sosyotropi ve otonomi kişilik özelliklerini geliştirmelerine ve olumlu yönde kullanmalarına yönelik düzenlemeler yapılmalıdır. Tüm bu hedeflere ulaşmada, öncelikle hemşirelik öğrencilerinin sosyotropi-otonomi düzeylerinin saptanması yerinde olacaktır. Bu noktadan hareketle, araştırma, İstanbul Üniversitesi Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu Öğrencilerinin sosyotropi-otonomi düzeylerinin bazı değişkenler açısından incelenmesi amacıyla planlanmış ve gerçekleştirilmiştir.

GEREÇ ve YÖNTEM

Araştırmanın Türü: Bu araştırma Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu öğrencilerinin sosyotropi ve alt boyutları olan onaylanmama kaygısı, ayrılık kaygısı, başkalarını memnun etme; otonomi ve alt boyutları olan kişisel başarı, özgürlük, yalnızlıktan hoşlanma kişilik özelliklerinin yanı sıra sosyotropi-otonomi kişilik özelliklerinin bazı değişkenler açısından incelenmesi amacıyla, tanımlayıcı türde yapılmıştır.

Araştırmanın Evreni ve Örneklem Seçimi: Araştırmanın evreni, 2004-2005 eğitim-öğretim yılında Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokuluna kayıtlı toplam 482 öğrenciden oluşmaktadır. Örneklem grubunun sayısını belirlemek amacıyla, her sınıftan 15 kişi olmak üzere 60 kişi seçilerek bir ön çalışma yapılmıştır. Elde edilen verilerden yararlanılarak sosyotropi-otonomi puan ortalamaları ve standart

sapmaları (144.13±22.64) belirlenmiştir. Bu durumda 291 kişilik bir örneklem grubu üzerinde araştırma gerçekleştirildiğinde; 0.98 güvenle gerçek ortalamanın en fazla 2 puanlık bir hata ile yansıtılabileceği sonucu elde edilmiştir. Çalışma kapsamına alınması gereken ve alınan öğrenci sayıları Tablo 1’de görülmektedir. Araştırmanın verileri toplanırken ulaşılabilen ve gönüllü tüm öğrenciler veri toplama araçlarını doldurmuşlardır. Sonuç olarak örneklem, evrenin % 76.56’sını temsil emektedir ve bu durumun sınıflara göre dağılımı Tablo 1’de belirtilmektedir.

Tablo 1. Evren ve Örneklem Dağılımı Örnekleme Alınması Gereken Öğrenci Sayısı Örnekleme Alınan Öğrenci Sayısı Evren n % n % 1. sınıf 122 74 60.37 107 87.70 2. sınıf 131 79 60.37 88 67.18 3. sınıf 115 69 60.37 90 78.26 4. sınıf 114 69 60.37 84 73.68 TOPLAM 482 291 60.37 369 76.56

Veri Toplama Araçları

Öğrenci Tanıtım Formu: Form, konu ile ilgili

literatür rehberliğinde hazırlanmış olup üç bölümden oluşmaktadır (Adams ve Miller 2001, Atalay ve ark. 2005, Babadağ 2001, Gorski ve Young 2002, Joel 2001, Kabakçı 2001, Kelleci ve Gölbaşı 2004, McBride ve ark. 2005, Mrayyan 2005, Oates-Johnson ve DeCourville 1999, Pollard 2003, Seren 1998, Wynd 2003). Birinci bölümde; bireysel özellikler ile ilgili değişkenler bulunmakta ve cinsiyet, yaş, mezun olduğu lise, yaşamının büyük bölümünü geçirdiği yer, İstanbul’da kaldığı yer, çalışma ve kazancını harcama durumu, katılmak istediği etkinlikler, hemşireliği isteyerek seçip seçmediği gibi verileri içermektedir. İkinci bölüm; öğrencilerin aile özelliklerinden (aile tipi, kardeş sayısı, ailenin ekonomik durumu, ailenin genel yapısı), üçüncü bölüm ise öğrencilerin karar verme ile ilgili özelliklerinden (herhangi bir konuda alınan kararlara katılma durumu ve kendisi ile ilgili kararları kimin verdiği) oluşmaktadır.

Sosyotropi-Otonomi Ölçeği: Özgün adı

Sociotropy-Autonomy Scale (SAS) olan Sosyotropi-Otonomi Ölçeği (SOSOTÖ), Beck ve arkadaşları tarafından geliştirilmiştir. Ölçeği, Türkçe’ye Şahin ve arkadaşları uyarlamıştır (Savaşır ve Şahin 1997). 60 maddelik, iki farklı kişilik özelliğini ölçmeye yönelik olarak oluşturulan bir ölçektir. 30 madde sosyotropi alt ölçeğine, 30 madde otonomi alt ölçeğine aittir. Her bir

(4)

madde, “sizi ne kadar tanımlıyor” sorusuna karşılık “hiç tanımlamıyor”dan başlayıp, “çok iyi tanımlıyor”a kadar giden yanıt seçenekleri olan 5 aşamalı likert tipindedir. Sosyotropi ve otonomi alt boyutlarının soru maddeleri karışık olarak yer almaktadır ve bir alt ölçekten alınabilecek en yüksek puan (30 madde) 120 puandır. Sosyotropi alt boyutundan alınan yüksek puanlar yüksek sosyotropi kişilik özelliklerine, otonomi alt boyutundan alınan yüksek puanlar yüksek düzeydeki otonomi özelliklerine işaret etmektedir.

Sosyotropi-Otonomi Ölçeğinin faktör analizi sonuçlarına göre, her iki boyut için üçer faktör bulunmuştur. Sosyotropi alt ölçeğinde; onaylanmama kaygısı (“diğer insanların hoşlanmayacağını düşünerek, söyleyeceğim şeyleri dikkatlice seçerim” gibi maddelerden oluşan toplam 10 soru maddesi), ayrılık kaygısı (“sevdiğim insanlardan ayrı olmak benim için zordur” gibi maddelerden oluşan toplam 13 soru maddesi) ve başkalarını memnun etme (“kendimi diğer insanlara hep iyi davranmak zorundaymış gibi hissederim” ve “insanlara hayır demek bana zor gelir” gibi maddelerden oluşan toplam 7 soru maddesi) faktörleri belirlenmiştir. Otonomi alt ölçeğinde; kişisel başarı (“işimde başarılı olmak, benim için arkadaş edinmekten daha önemlidir” ve “bir amaç benim için önemliyse, diğer insanları rahatsız etse bile o amaca ulaşmaya çalışırım” gibi maddelerden oluşan toplam 12 soru maddesi), özgürlük (“özgür ve bağımsız olmak benim için önemlidir” gibi maddelerden oluşan toplam 12 soru maddesi) ve yalnızlıktan hoşlanma (“yalnız başıma uzun yürüyüşler yapmaktan hoşlanırım” ve “çevremde başka insanların olmasına ihtiyaç duymadan, bütün bir gün rahatça tek başıma kalabilirim” gibi maddelerden oluşan toplam 6 soru maddesi) faktörleri bulunmuştur.

Sosyotropi-Otonomi Ölçeğinin Güvenirliği:

Sosyotropi-Otonomi Ölçeğinin iç tutarlılığı “Cronbach’s Alpha Çözümlemesi” ve “Madde Toplam Puan Korelasyonu” yöntemleri ile test edilmiştir.

Çalışmada ölçeğin Cronbach’s Alpha değerleri; otonomi boyutunda 0.82, sosyotropi boyutunda ise 0.84 olarak saptanmıştır. Savaşır ve Şahin (1997), Beck ve arkadaşlarının ölçeğin iç tutarlığını oldukça yüksek bulduklarını belirtmektedir (Otonomi için 0.83-0.95, sosyotropi için 0.89-0.94 arasında). Koçkar ve Gençöz (2004) üniversiteye hazırlanan gençler üzerinde yaptıkları çalışmada sosyotropi boyutunun alfa değerini 0.88, otonomi boyutunun alfa değerini 0.80 olarak bulgulamışlardır. Bu veriler çalışmamızda elde edilen değerlere oldukça yakın niteliktedir. Dolayısı ile SOSOTÖ çalışmamız için güvenilir bir ölçme aracıdır.

Ölçeğin madde toplam puan korelasyon katsayısı otonomi boyutunda 0.13-0.53, sosyotropi boyutunda 0.00-0.55 arasında bulunmuştur. 0.20’nin altındaki korelasyon katsayılarının, “ilişki olmadığı” sonucunun göstergesi olması ile birlikte, r değerleri 0.20’nin altındaki soru maddelerinin (13, 15, 25 ve 52. sorular) Cronbach’s Alpha değerlerinin yüksek olması kullanımlarının uygun olacağını düşündürmüştür. 0.20-0.40 arasındaki korelasyon katsayılarının ise “çok zayıf ilişki olduğu” sonucuna işaret etmesi ile birlikte, rdeğeri 0.20-0.40 arasındaki soru maddeleri de aynı gerekçe ile araştırmada kullanılmıştır. Koçkar ve Gençöz (2004) yaptıkları çalışmada madde toplam puan güvenirliği korelasyon katsayısının sosyotropi boyutunda 0.27-0.60, otonomi boyutunda 0.22-0.53 arasında değiştiğini belirtmişlerdir. Çalışmamızdaki bulgular, bu araştırmadaki değerler ile benzer özellik göstermektedir. Sonuç olarak iç tutarlığın diğer bir göstergesi olan madde toplam puan güvenirlik katsayısı ile ilgili elde edilen değerler, SOSOTÖ’nün bu örneklem grubu üzerinde kullanılabileceğine işaret etmektedir.

Araştırmanın Etik Yönü

Araştırma verilerinin toplandığı İ.Ü. Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu Müdürlüğüne, çalışmanın amaç ve kapsamını içeren bir bilgi formu ile başvurulmuş ve izin alınmıştır.

Örneklemi oluşturan öğrencilere; çalışmanın amaç ve yararları, çalışmadaki rolleri açıklanmış, veri toplama formları üzerine isim yazmamaları söylenmiş, araştırmaya katılmaya isteklilik, gönüllülük ilkesine özen gösterilerek sözlü onamları alınmıştır.

Verilerin Analizi ve Değerlendirilmesi

Ordinal değişkenler aritmetik ortalama ve standart sapma, minimum, maksimum ve medyan değerler olarak, nominal değişkenler ise frekans ve yüzde olarak değerlendirilmiştir. Öğrencilerin yaşı ve sosyotropi-otonomi puan ortalamaları arasındaki farkın belirlenmesinde Pearson’s Momentler Çarpımı Korelasyon Tekniği kullanılmıştır. Elde edilen verilerin normallik analizi için Bir Grupta Kolmogorov-Smirnov Uyum İyiliği Testi uygulanmış ve tüm dağılımların normal olduğu saptanarak iki grup ortalamasını karşılaştırmak için t-testi, ikiden fazla grup ortalamasını karşılaştırmak için tek yönlü varyans analizi (ANOVA) yöntemleri kullanılmıştır.

BULGULAR

Öğrencilerin Sosyotropi-Otonomi Ölçeğinden aldıkları puanlar Tablo 2’de görülmektedir. Buna göre, sosyotropi puan ortalamaları 68.50±15.60 olarak saptanmıştır. Sosyotropi alt ölçeğinin boyutlarının puan

(5)

ortalamaları ise “onaylanmama kaygısı” boyutunda 20.13±6.83, “ayrılık kaygısı” boyutunda 33.09±7.83, “başkalarını memnun etme” boyutunda 15.29±3.88 olarak belirlenmiştir. Bu puan ortalamaları potansiyel

dağılımlarına göre incelendiğinde, öğrencilerin orta ve orta düzeyin biraz üzerinde sosyotropi kişilik özellikleri gösterdiği düşünülmektedir.

Tablo 2. Öğrencilerin Sosyotropi-Otonomi Puanlarının Dağılımı (N=369)

SOSYOTROPİ-OTONOMİ ÖLÇEĞİ Potansiyel Dağılım Minimum Maksimum Medyan X±SS

SOSYOTROPİ

Onaylanmama Kaygısı 0-40 0 38 20.00 20.13±6.83

Ayrılık Kaygısı 0-52 0 50 33.00 33.09±7.83

Başkalarını Memnun Etme 0-28 6 25 15.00 15.29±3.88

SOSYOTROPİ GENEL 0-120 12 106 69.00 68.50±15.60 OTONOMİ Kişisel Başarı 0-48 9 48 33.00 32.84±6.75 Özgürlük 0-48 13 48 30.00 30.31±6.11 Yalnızlıktan Hoşlanma 0-24 1 41 14.00 14.09±4.75 OTONOMİ GENEL 0-120 40 115 77.00 77.25±14.45 TOPLAM 0-240 88 209 146.00 145.75±22.23

Öğrencilerin otonomi puan ortalamalarının 77.25±14.45 olduğu görülmüştür. Otonomi alt ölçeğinin boyutlarının puan ortalamalarının ise “kişisel başarıda” 32.84±6.75, “özgürlükte” 30.31±6.11, “yalnızlıktan hoşlanmada” 14.09±4.75 olduğu belirlenmiştir (Tablo 2). Elde edilen bu puan ortalamaları, potansiyel dağılımlarına göre, orta düzeyin üzerinde otonomi kişilik özelliklerine işaret etmektedir.

Öğrencilerin, bireysel özelliklerine göre Sosyotropi-Otonomi Ölçeğinden aldıkları puanların dağılımı Tablo 3’te görülmektedir. Buna göre;

Öğrencilerin % 99.2’lik (n=366) büyük bir çoğunluğunun kız öğrencilerden oluştuğu, kız ve erkek grubun sosyotropi-otonomi puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farkın bulunmadığı saptanmıştır (p>0.05).

Öğrencilerin yaş gruplarının dağılımı incelendiğinde, 23 ve üstü yaşta olan öğrenci oranının en düşük olduğu (% 6.5; n=24), en fazla 20-22 yaş grubunda yoğunlaştıkları (% 55.6; n=205) saptanmıştır. Yaş grupları ile sosyotropi-otonomi puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır (p>0.05). Aynı zamanda yaş ortalaması ile sosyotropi-otonomi puan ortalamaları arasında da istatistiksel bir fark saptanmamıştır (p>0.05).

Öğrencilerin önemli bir çoğunluğunun düz lise (% 33.9; n=125) ve süper lise (% 34.7; n=128) mezunu olduğu saptanmıştır. Öğrencilerin mezun olduğu lise ile sosyotropi-otonomi puan ortalamaları

arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark belirlenmemiştir (p>0.05).

Öğrencilerin % 76.2 (n=281) gibi önemli bir çoğunluğu, “yaşamının büyük bir bölümünü şehir merkezlerinde geçirdiğini” ifade etmiştir. Öğrencilerin yaşamlarının önemli bir bölümünü köy, kasaba veya şehirde geçirme durumları ile sosyotropi-otonomi puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmamıştır (p>0.05).

Öğrencilerin İstanbul’da yaşadıkları yer sorgulandığında, çoğunluğun ailesi ile (% 37.1; n=137) ve yurtta (% 39.0; n=144) kaldıkları belirlenmiştir. Öğrencilerin İstanbul’da kaldığı yer ile sosyotropi (p≤0.01) ve otonomi (p<0.05) puan ortalamaları arasında, istatistiksel anlamlılık taşıyan farklar saptanmıştır. Bu etki ikincil çoklu karşılaştırma analizi ile incelendiğinde (Tukey’s least-significant difference) ailesi ile kalanların sosyotropi puan ortalamalarının akrabasında, evde arkadaşıyla, evde yalnız, yurtta kalanların sosyotropi puan ortalamalarından istatistiksel olarak önemli düzeyde farklı olmadığı belirlenmiştir (p>0.05). Evde arkadaşı ile kalanların sosyotropi puan ortalaması, akrabasının yanında ve yurtta kalanların sosyotropi puan ortalamalarından istatistiksel olarak anlamlı derecede düşük bulunmuştur (p<0.05). Bu sonuç, evde arkadaşları ile kalanların, akrabasının yanında ve yurtta kalanlardan daha düşük sosyotropi kişilik özellikleri gösterdiğine işaret etmektedir. Otonomi puan ortalaması sadece, ailesinin yanında ve evde yalnız kalanlar arasında istatistiksel olarak anlamlı şekilde farklı

(6)

bulunmuştur (p<0.05). Evde yalnız kalanların otonomi puanı ailesinin yanında kalanlardan istatistiksel olarak önemli seviyede yüksek bulunmuş ve bu sonuç evde

yalnız kalanların, ailesinin yanında kalanlardan daha otonom olduğunu düşündürmüştür.

Tablo 3: Öğrencilerin Bireysel Özelliklerine Göre Sosyotropi-Otonomi Kişilik Boyutları Puan Ortalamaları (N=369)

* Bu soruyu çalışan öğrenciler yanıtlamıştır.

Öğrencilerin % 90.2’lik (n=333) büyük bir çoğunluğunun çalışmadığı ve çalışma durumu ile sosyotropi-otonomi puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak önemli seviyede farkın bulunmadığı saptanmıştır (p>0.05). Çalışan öğrencilerin çoğunun (% 72.2; n=26) kazandıkları parayı kendisi için harcadıkları görülmüştür. Kazançlarını ailesine verenlerin sosyotropi-otonomi puan ortalamaları ile kendine harcayanların sosyotropi-otonomi puan ortalamaları arasında

istatistiksel olarak anlamlı bir fark belirlenmemiştir (p>0.05) (Tablo 3).

Öğrencilerin yarısından fazlasının katılmak istediği etkinliğin kültürel etkinlikler olduğu (% 54.5; n=201) belirlenmiştir. Katılmak istenen etkinlikler ile sosyotropi-otonomi puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır (p>0.05). Sosyotropi Otonomi Bireysel Özellikler n % X±SS t / F p X±SS t / F p Cinsiyet Kız Erkek 3663 99.20.8 68.52±15.59 66.33±20.60 p=0.81 t=0.24 77.17±14.46 87.00±10.15 t=-1.17 p=0.24

Yaş Grupları (Yıl)

17-19 20-22 23 ve ↑ 140 205 24 37.9 55.6 6.5 70.20±15.65 67.18±15.24 69.92±17.81 F=1.67 p=0.19 79.08±13.53 76.08±15.19 76.54±12.46 F=1.83 p=0.16 Yaş (Ortalama±SS) 19.98±1.64 (17-27) r=-0.07 p=0.17 r=-0.06 p=0.31 Sınıfı 1. sınıf 2. sınıf 3. sınıf 4. sınıf 107 88 90 84 29.0 23.8 24.4 22.8 70.64±16.18 68.77±14.12 68.72±16.49 65.26±15.08 F=1.91 p=0.13 81.75±14.06 76.90±13.42 75.44±15.06 73.81±14.11 F=5.74 p=0.001

Mezun Olduğu Lise

Düz Lise Anadolu Lisesi Süper Lise

Sağlık Meslek Lisesi Fen/Ticaret Lisesi 125 84 128 21 11 33.9 22.8 34.7 5.7 3.0 67.16±15.06 70.24±13.92 69.14±16.37 70.00±16.39 60.27±21.49 F=1.36 p=0.25 75.92±15.55 78.02±14.02 77.70±13.29 76.95±14.81 81.64±17.91 F=0.61 p=0.66 Yaşamını Geçirdiği Yer Köy Kasaba Şehir 33 55 281 8.9 14.9 76.2 69.09±15.24 71.51±14.82 67.85±15.77 F=1.30 p=0.28 75.30±16.36 74.29±13.48 78.05±14.35 F=1.90 p=0.15 İstanbul’da Kaldığı Yer Ailesi ile Akrabaları ile Evde arkadaşları ile Evde yalnız Yurtta 137 50 32 6 144 37.1 13.6 8.7 1.6 39.0 67.93±14.67 72.84±14.76 60.81±15.56 63.50±26.24 69.47±15.75 F=3.33 p=0.01 75.19±15.07 77.98±14.05 76.56±14.49 91.83±17.24 78.49±13.52 F=2.59 p=0.04

Çalışma Durumu Çalışıyor

Çalışmıyor 36 333 9.8 90.2 65.92±16.54 68.78±15.49 t=-1.05 p=0.29 74.81±15.28 77.51±14.35 t=-1.07 p=0.29 Kazancını Harcama Durumu* Aileme veriyorum Kendime harcıyorum 10 26 27.8 72.2 67.50±19.42 65.31±15.68 t=0.35 p=0.73 69.70±19.48 76.77±13.26 t=-1.25 p=0.22 Katılmak İstediği Etkinlikler Bilimsel etkinlikler Kültürel etkinlikler Sportif etkinlikler 65 201 103 17.6 54.5 27.9 65.77±15.14 68.50±15.86 70.24±15.26 F=1.64 p=0.19 78.31±15.11 77.29±15.02 76.50±12.89 F=0.31 p=0.73 Hemşireliği Seçme Durumu İsteyerek İstemeden 151 218 40.9 59.1 68.76±15.78 68.33±15.50 t=0.26 p=0.79 77.81±14.33 76.85±14.55 t=0.63 p=0.53

(7)

Öğrencilerin % 59.1’i (n=218) hemşireliği isteyerek seçmediğini ifade etmiştir ve bu durumun sosyotropi-otonomi puan ortalamaları üzerinde istatistiksel olarak önemli seviyede etkisi olmadığı belirlenmiştir (p>0.05).

Öğrencilerin aile özelliklerine göre, Sosyotropi-Otonomi Ölçeğinden aldıkları puanların dağılımı Tablo 4’de görülmektedir. Buna göre;

Öğrencilerin % 81.8 (n=302) oranlık büyük bir çoğunluğunun aile tipinin çekirdek aile olduğu saptanmıştır. Öğrencilerin ailesinin çekirdek, geniş ve parçalanmış olma durumu ile sosyotropi-otonomi kişilik özelliği gösterme arasında istatistiksel anlamlılık taşıyan bir fark bulunmamıştır (p>0.05).

Tablo 4. Öğrencilerin Aile Özelliklerine Göre Sosyotropi-Otonomi Kişilik Boyutları Puan Ortalamaları (N=369)

Öğrencilerin kardeş sayıları incelendiğinde, % 41.5’lik (n=153) bir çoğunluğun kendileri de dâhil 4 kardeş oldukları belirlenmiştir. Kardeş sayısı ile sosyotropi-otonomi puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmamıştır (p>0.05). Öğrencilerin ailelerinin ekonomik durumu incelendiğinde, yarıya yakın bir oranının (% 48.2; n=178) ailesinin ekonomik durumunu gelir-gider eşit olarak tanımladıkları, öte yandan %43.4’lük (n=160) ikinci çoğunluğun orta gelir grubunda bulunduklarını ifade ettikleri saptanmıştır. Ailenin ekonomik durumu ile sosyotropi-otonomi puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı derecede bir farkın olmadığı belirlenmiştir (p>0.05).

Ailenin genel yapısı otoriter, demokratik, ilgisiz, aşırı ilgili, koruyucu olarak gruplandırıldığında, öğrencilerin % 43.1’i (n=159) ailelerinin demokratik

olduğunu ifade etmiş ve bu grup birinci sırayı almıştır. İkinci sıradaki grubu oluşturan öğrenciler ise % 35.8’lik (n=132) bir oranı oluşturmuş ve ailelerinin koruyucu olduğunu söylemişlerdir. Ailelerinin aşırı ilgili (n=37, % 10), otoriter (n=31, % 8.4) ve ilgisiz (n=10, % 2.7) olduğunu ifade edenler ile otonomi puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak önemli seviyede fark olmadığı belirlenmiştir (p>0.05). Öte yandan ailenin genel yapısı ile sosyotropi puan ortalamaları arasında, istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmıştır (p<0.05). Bu etki ikincil çoklu karşılaştırma analizi ile incelendiğinde (Tukey’s least-significant difference) ailesinin ilgisiz olduğunu ifade eden grubun sosyotropi puan ortalamasının, ailesini otoriter, aşırı ilgili ve koruyucu olarak tanımlayan gruplardan istatistiksel olarak önemli seviyede düşük olduğu saptanmıştır (p<0.05). Bu sonucun, ailesi otoriter, aşırı ilgili ve

Sosyotropi Otonomi Aile Özellikleri n % x±SS F p x±SS F p

Aile Tipi Çekirdek Aile

Geniş Aile Parçalanmış Aile 302 57 10 81.8 15.4 2.8 68.22±15.49 69.56±14.59 71.00±24.22 F=0.31 p=0.74 76.51±14.24 79.67±14.71 85.80±16.42 F=2.98 p=0.06

Kardeş Sayısı Tek çocuk

2 kardeş 3 kardeş 4 kardeş 14 132 70 153 3.8 35.8 19.0 41.5 64.64±19.55 68.80±15.30 68.56±15.05 68.58±15.83 F=0.30 p=0.82 80.57±18.64 76.95±13.86 75.13±14.63 78.17±14.45 F=0.98 p=0.40 Ailenin Ekonomik Durumu Çok iyi Orta Gelir-Gider denk Giderlerimizi karşılamıyor 7 160 178 24 1.9 43.4 48.2 6.5 58.71±24.63 67.88±15.42 69.19±15.13 70.50±17.01 F=1.25 p=0.29 80.71±24.84 78.25±15.08 76.09±13.53 78.13±13.28 F=0.80 p=0.49 Ailenin Genel

Yapısı Otoriter Demokratik

İlgisiz Aşırı ilgili Koruyucu 31 159 10 37 132 8.4 43.1 2.7 10.0 35.8 71.10±13.82 66.11±15.11 60.10±23.02 70.97±16.42 70.73±15.28 F=2.84 p=0.02 71.65±16.13 78.48±14.52 81.80±22.72 78.16±14.02 76.48±13.09 F=1.85 p=0.12

(8)

koruyucu olanların sosyotropi kişilik özelliklerinin, ailesi ilgisiz olanlardan daha yüksek olduğuna işaret ettiği düşünülmektedir. Ayrıca ailesi demokratik olanlar ile aşırı ilgili olanların sosyotropi puan ortalamaları arasında da istatistiksel olarak anlamlı derecede fark bulunmuştur (p<0.05). Bu sonuç, ailesi aşırı ilgili olanların, ailesi

demokratik olanlardan daha fazla sosyotropi kişilik özelliklerine sahip olduğunu göstermektedir.

Öğrencilerin karar verme ile ilgili özelliklerine göre Sosyotropi-Otonomi Ölçeğinden aldıkları puanların dağılımı Tablo 5’te görülmektedir.

Tablo 5. Öğrencilerin Karar Verme Özelliklerine Göre Sosyotropi-Otonomi Kişilik Boyutları Puan Ortalamaları (N=369)

Buna göre; Öğrencilere herhangi bir konuda karar vermek gerektiği zaman, bu kararlara katılıp katılmadıkları sorulduğunda, % 91.6 (n=338) gibi büyük bir oranı katıldığını ifade etmiştir. Kararlara katılan ve katılmayan grubun sosyotropi-otonomi puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık belirlenmemiştir (p>0.05).

Öğrencilere kendisi ile ilgili kararları kimin verdiği sorulduğunda, yarıya yakını (% 42.5; n=157) kendi kendine karar verdiğini ifade etmiştir. Öğrencinin kendi hakkında karar verme durumunun sosyotropi (p≤0.01) ve otonomi (p<0.001) puan ortalamalarını istatistiksel olarak önemli seviyede etkilediği saptanmıştır. Bu etki ikincil çoklu karşılaştırma analizi (Tukey’s least-significant difference) ile incelendiğinde;

Kendisi hakkındaki kararları ailesinin yönlendirmesi ile alanların sosyotropi puan ortalamalarının, kararlarını yalnız alanlardan (p≤0.01) ve ailesi, arkadaşı vb. kişilerle birlikte alanlardan (p<0.05) istatistiksel anlamlılıklar taşıyan düzeyde yüksek olduğu saptanmıştır. Bu sonuç, kendisi hakkındaki kararları ailesinin yönlendirmesi ile alanların, diğer gruplardan daha yüksek sosyotropi kişilik özellikleri gösterdiğine işaret etmektedir.

Kendi hakkındaki kararlarını yalnız verenlerin sosyotropi puan ortalamaları ile kararları ailesi, arkadaşı vb. kişilerle birlikte alanların sosyotropi puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farkın olmadığı (p>0.05) saptanmıştır.

Kendisi hakkındaki kararları ailesinin yönlendirmesi ile alanların otonomi puan ortalamalarının ailesi, arkadaşı vb. kişilerle birlikte alanlardan istatistiksel olarak anlamlı derecede farklı olmadığı (p>0.05) saptanmıştır.

Kendisi hakkındaki kararlarını yalnız alanların otonomi puan ortalamaları diğer iki gruptan istatistiksel anlamlılık taşıyarak çok ileri derecede yüksek olduğu bulunmuştur (p<0.001). Bu sonuç, kendisi hakkındaki kararları yalnız alanların, ailesinin yönlendirmesi ile alanlardan ve ailesi, arkadaşı vb. kişilerle birlikte alanlardan daha otonom olduklarını düşündürmektedir.

TARTIŞMA

Seren’e (1998) göre, Dwyer ve ark. 1992’de yaptıkları çalışmalarında, hemşirelik öğrencilerinin daha verici, bağımlı, boyun eğen ve kadına özgü özellikler sergilediğini ifade etmektedir. Bu kişilik özellikleri nedeni ile hemşire öğrencilerin girişim ve otonomi gerektiren pozisyonları istemedikleri sonucu yine bu çalışmada vurgulanmıştır.

Araştırmada, öğrencilerin puan ortalamaları; sosyotropide 68.50±15.60, onaylanmama kaygısında 20.13±6.83, ayrılık kaygısında 33.09±7.83, başkalarını memnun etmede 15.29±3.88, otonomide 77.25±14.45, kişisel başarıda 32.84±6.75, özgürlükte 30.31±6.11, yalnızlıktan hoşlanmada 14.09±4.75 olarak bulunmuştur. Bu puan ortalamaları, ölçeğin potansiyel dağılımlarına göre incelendiğinde, öğrencilerin orta ve

Sosyotropi Otonomi

Karar Verme ile İlgili Özellikler n %

x±SS t / F p x±SS t / F p Kararlara Katılma Durumu Katılırım Katılmam 338 31 91.6 8.4 68.77±15.41 65.61±17.54 t=1.08 p=0.28 76.88±14.11 81.23±17.46 t=-1.61 p=0.11

Kendisi ile İlgili Kararları Kimin Verdiği

Ailemin yönlendirmesi Tek başıma / kendim Aile, arkadaş vb. ve ben

103 157 109 27.9 42.5 29.5 72.41±15.02 66.88±16.29 67.16±14.58 F=4.57 p=0.01 74.18±14.49 80.82±14.74 75.00±12.91 F=8.78 P=0.00

(9)

orta düzeyin üzerinde sosyotropi-otonomi kişilik özellikleri gösterdiği düşünülmektedir (Savaşır ve Şahin 1997). Atalay ve ark. (2005) “Gazi Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Öğrencilerinin sosyotropi-otonomi düzeyleri” başlıklı çalışmalarında örneklemi oluşturan öğrencilerin sosyotropi puan ortalamasının 69.6±15.6, sosyotropinin alt boyutlarının puan ortalamalarının “onaylanmama kaygısında” 20.5±6.8, “ayrılık kaygısında” 33.9±7.1, “başkalarını memnun etmede” 14.7±4.6; otonomi puan ortalamasının 78.4±14.4, otonominin alt boyutlarının puan ortalamalarının “kişisel başarıda” 33.4±6.8, “özgürlükte” 31.0±6.3, “yalnızlıktan hoşlanmada” 13.7±4.4 olduğunu belirtmişlerdir. Yıldırak ve Bulut’un (2003), Muğla Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü Öğrencilerinin sosyotropi ve otonomi düzeylerini belirlemek amacı ile yaptıkları çalışmada; sosyotropi puan ortalamasının 74.0±14.1, otonomi puan ortalamasının 82.9±11.4 olduğunu ifade etmişlerdir. Her iki çalışmanın da verileri bu çalışmadaki sonuçlara paralel niteliktedir. Çalışmamızda elde edilen sonuç ve bu çalışmaların sonuçları, öğrenci hemşirelerin orta ve biraz üzerinde sosyotropi-otonomi kişilik özellikleri taşıdığını göstermektedir. Seren (1998) meslek üyelerinin edindiği otonomi düzeyinin, bir mesleğin profesyonel statü sağlayıp sağlamadığının saptanmasında önem taşıdığını ifade etmiş; hemşirelerin, diğer meslek üyelerine oranla otonomisinin düşük olduğunu vurgulamıştır. Hemşireliğin meslekleşme konusunda yaşadığı sorunlar göz önüne alındığında, otonomi kişilik özellikleri yüksek mezunlar verilmesine gereksinim duyulduğu açıktır. Nitekim, Kelleci ve Gölbaşı (2004) birçok hemşirelik yüksekokulunda müfredat ile ilgili yapılan düzenlemeler ve içerik çalışmalarının kritik düşünen, problem çözme becerisi gelişmiş, otonomisini kullanan ve bakıma odaklı hemşireler yetiştirmeye yönelik olduğunu belirtmişleridir.

Öğrencilerin sosyotropi-otonomi kişilik özellikleri ile yaş, mezun oldukları lise, yaşamının önemli bir bölümünü geçirdiği yer, çalışma durumu, çalışanların kazancını harcama durumu, katılmak istediği etkinlikler, hemşireliği isteyerek seçme durumu, aile tipi, kardeş sayısı, ekonomik durumu, herhangi bir konuda alınan kararlara katılma durumu değişkenleri arasında; otonomi kişilik özelliği ile ailenin genel yapısı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır (p>0.05). Aslında bu değişkenler ile sosyotropi-otonomi kişilik özelliklerinin ilişkili olması beklenen bir sonuç olabilirdi. Nitekim söz konusu değişkenlerin sosoyotropi-otonomi kişilik özelliğini etkileyebildiği literatürde belirtilmektedir (Adams ve Miller 2001, Atalay ve ark. 2005, Gorski ve Young 2002, Joel 2001, Kabakçı 2001,

Kelleci ve Gölbaşı 2004, McBride ve ark. 2005, Mrayyan 2005, Oates-Johnson ve DeCourville 1999, Pollard 2003, Seren 1998, Wynd 2003). Elde edilen sonucun, örneklemin özelliklerine bağlı olduğu ve hemşire öğrencilere genelleme yapılmaması gerektiği düşünülmektedir.

Öğrencilerin sosyotropi-otonomi kişilik özellikleri, İstanbul’da yaşadıkları yere göre incelendiğinde; akrabasının yanında ve yurtta kalan öğrencilerin evde arkadaşı ile kalanlardan daha yüksek sosyotropi kişilik özelliğine sahip olduğu görülmüştür. Bireyin sosyal çevresi, etkileşimde bulunduğu sosyal sistemlerden oluşmaktadır. Bu sosyal sistemlere bireyin ailesi, okulu, komşuları, akrabaları, sosyal veya hobi kulüpleri örnek verilebilir. Bireyin kişilik gelişiminde sosyal sistemler önemli bir rol oynamaktadır (Potter ve Perry 2005). Yurt, sosyal bir ortamı oluşturmakta ve burada kalmanın bireyin sosyotropi kişilik yapısına katkıda bulunduğunu düşündürmektedir. Benzer şekilde İstanbul’da akraba yanında kalma, akrabalık ilişkilerinin güçlü olduğuna ve akrabalığın bir sosyal grup olduğu göz önüne alınırsa bu gruba aidiyetin sosyotropi kişilik özelliğine işaret ettiği düşünülmektedir. Öte yandan, çalışmada, evde yalnız kalanların, ailesinin yanında kalanlardan daha fazla otonom olduğu saptanmıştır. Literatürde, bireyi korumak ailenin işlevleri arasında sayılmıştır (Potter ve Perry 2005). Toplumumuzda evde yalnız kalmak güvenliği tehdit edici faktör olarak görülmekte ve aileler yaşadıkları şehrin dışında okuyan üniversite öğrencilerinin evde yalnız kalmalarını istememektedir. Bu durum, çalışmamızda evde yalnız kalanların oranının çok düşük olduğu (%1.6; n=6) sonucunda da görülmektedir. Öte yandan evde yalnız kalanların, ailesinin yanında kalanlardan daha otonom olması, bu grubun kararlarını bağımsız verebildiği ve özgür davranabildiğini düşündürmektedir.

Öğrencilerin sosyotropi alt ölçeğinden aldıkları puan ile ailenin genel yapısı arasındaki fark incelendiğinde; ailesi otoriter, aşırı ilgili ve koruyucu olanların, ailesi ilgisiz olanlardan daha yüksek sosyotropi kişilik özellikleri taşıdığı görülmüştür ve bu fark istatistiksel anlamlılık taşımaktadır. Ayrıca ailesi aşırı ilgili olanlar, ailesi demokratik olanlardan istatistiksel anlamlılıkla daha fazla sosyotropi kişilik özellikleri göstermektedir. Bu sonuçlar, ailenin ilgi durumu ile sosyotropi kişilik özelliği arasında ilişkinin olduğuna işaret etmektedir.

Çalışmadaki örneklem grubunda kendisi hakkındaki kararları ailesinin yönlendirmesi ile alanların

(10)

sosyotropi puan ortalamaları diğer iki gruptan (yalnız karar veren, aile, arkadaş vb. kişilerle birlikte karar veren) istatistiksel anlamlılıklarla yüksek bulunmuştur. Sosyotropi kişilik özellikleri yüksek bireyler için önem verdikleri kişilerden onay almak oldukça önemlidir (Bagby ve ark. 2001, Bieling ve ark. 2000, Çam ve Engin 2006, Pollard 2003). Bu durum, sosyotopi puanı yüksek olanların, kendisi hakkındaki kararları ailesinin yönlendirmesi ile almalarını açıklamaktadır.

Kendisi hakkındaki kararlarını yalnız alanların otonomi puan ortalamaları diğer iki gruptan (kararlarını yalnız alan ve aile, arkadaş vb. kişilerle birlikte alan) yüksek bulunmuştur. Otonomi kişilik özelliği yüksek bireyler kendi kararlarını kendi alır, aktivitelerini yönlendirir ve özgür davranırlar (Babadağ 2001, Bagby ve ark. 2001, Bieling ve ark. 2000, Çam ve Engin 2006, Pollard 2003). Dolayısı ile bu çalışmadaki söz konusu sonuç literatür bilgisi ile paralellik göstermektedir.

SONUÇ VE ÖNERİLER

Hemşire öğrencilerin sosyotropi-otonomi kişilik özelliklerinin bazı değişkenler açısından incelenmesi amacıyla gerçekleştirilen bu çalışmada, örneklem grubunun orta ve üstü sosyotropi-otonomi kişilik özellikleri gösterdiği görülmüştür. Ayrıca öğrencilerin İstanbul’da kaldıkları yer, ailelerinin genel yapısı, kendisi ile ilgili kararları verme durumları ile sosyotropi-otonomi kişilik özellikleri arasında, istatistiksel olarak anlamlı düzeyde farkın olduğu bulunmuştur.

Bireylerin sosyotropi ve otonomi kişilik özelliklerinin, mesleki uygulamalarında etkisinin olduğu düşünülmektedir. Bu bağlamda sosyotropi ve otonomi kişilik özellikleri yüksek hemşirelerin, mesleğe bağlılık ve birlik bilincine, yanı sıra mesleki otonomiye katkı sağlayacakları varsayılmaktadır.

Elde edilen bu sonuçlar doğrultusunda;

− Hemşire öğrencilerin sosyotropi-otonomi kişilik özelliklerini ve etkileyen değişik etmenleri belirlemek amacı ile daha geniş gruplarda tanımlayıcı ve deneysel araştırmaların yapılması, − Hemşirelik eğitimi programlarının mesleki otonomiyi

geliştirecek şekilde düzenlenmesi,

− Hemşireliğe özgü sosyotropi ve otonomiyi belirlemeye yönelik çalışmaların yapılması önerilmektedir.

KAYNAKLAR

Adams D, Miller BK (2001). Professionalism in nursing behaviors of nurse practitioners, Journal of Professional Nursing, 17( 4): 203-210

Atalay E, Karadağ A, Göçmen Z (2005). Gazi Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Öğrencilerinin sosyotropi-otonomi düzeyleri. IV. Ulusal Hemşirelik Öğrencileri Kongresi, Ordu, Türkiye, 5 – 6 Mayıs 2005; Kongre Özet Kitabı: 30.

Babadağ K (2001). Meslekleşme ve kadın. I. Uluslararası & VIII. Ulusal Hemşirelik Kongresi, Antalya, Türkiye, 29 Ekim – 2 Kasım 2000; Kongre Kitabı: 35-39.

Bagby RM, Gilchrist EJ, Rector NA, Dickens SE, Joffe RT, Levitt A, Levitan RD, Kennedy SH (2001). The stability and validity of the sociotropy and autonomy personality dimensions as measured by the revised personal style ınventory, Cognitive Therapy and Research, 25(6): 765-779. Bieling PJ, Beck AT, Brown GK (2000). The sociotropy– autonomy scale: Structure and implications, Cognitive Therapy and Research, 24(6): 763–780

Breda KL, Anderson MA, Hansen L, Hayes D, Pillion C, Lyon P (1997). Enhanced nursing autonomy through participatory action research, Nurs Outlook, 45: 76-81.

Çam O, Engin E (2006). Psikiyatri kliniğinde çalışan hemşirelerde farkındalık eğitiminin bireysel performans standartlarına etkisi, Anadolu Psikiyatri Dergisi, 7: 82-91. Gorski J, Young MA (2002). Sociotropy/autonomy, self-construal, response style, and gender in adolescents, Personality and Individual Differences, 32: 463–478.

Joel LA (2001). Nursing Experience : Trends, Challenges, and Transitions. Blacklick, OH, SA: McGraw-Hill Professional

Publishing, p.187. (http://site.ebrary.com/lib/istanbul/Doc?id=10152912&

ppg=187)

Kabakçı E (2001). Üniversite öğrencilerinde sosyotropi/otonomi kişilik özellikleri, yaşam olayları ve depresif belirtiler, Türk Psikiyatri Dergisi, 12(4): 273-282.

Kelleci M, Gölbaşı Z (2004). Bir üniversite hastanesinde çalışan hemşirelerin problem çözme becerilerinin bazı değişkenler açısından incelenmesi, C.Ü. Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi, 8 (2): 1-8.

Koçkar İA, Gençöz T (2004). Personality, social support, and anxiety among adolescents preparing for university entrance examinations in Turkey, Current Psychology: Developmental, Learning, Personality, Social, 23(2): 138-146.

McBride C, Bacchiochi JR, Bagby RM (2005). Gender diferences in the manifestation of sociotropy and autonomy

(11)

personality traits, Personality and Individual Diferences, 38: 129–136.

Mrayyan MT (2005). The influence of standardized languages on nurses' autonomy, Journal of Nursing Management, 13: 238–241.

Oates-Johnson T, DeCourville N (1999). Weight preoccupation, personality, and depression in university students: an interactionist perspective, Journal of Clinical Psychology, 55(9): 1157–1166.

Pollard K (2003). Searching for autonomy, Midwifery, 19: 113-124.

Potter P, Perry AG (2005). Fundamentals of Nursing. 6. ed. St Louis, Mosby Year Book Inc, pp. 19, 62, 130-132, 141. Savaşır I, Şahin NH (1997). Bilişsel-Davranışçı Terapilerde Değerlendirme: Sık Kullanılan Ölçekler, Ankara, Türk Psikologlar Derneği Yayınları No: 9, Özyurt Matb.

Seren Ş (1998). Hemşirelerin otonomi düzeylerinin belirlenmesi ve etkileyen faktörlerin incelenmesi. Yüksek Lisans Tezi, İzmir, Dokuz Eylül Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü.

Thompson IE, Melia KM, Boyd KM (1994). Nursing Ethics. 3th ed., Edinburgh, Churchill Livingstone, pp. 26, 132. Ulusoy MF, Görgülü RS (2001). Hemşirelik Esasları-Temel Kuram, İlke ve Yöntemler, Cilt:1, Ankara, Çağın Ofs, sf. 10-12. Weis D, Schank MJ (1997). Toward building an international consensus in professional values, Nurse Education Today, 17, 366-369.

Wynd CA (2003). Current factors contributing to professionalism in nursing, Journal of Professional Nursing, 19(5): 251-261.

Yıldırak Ö, Bulut D (2003). Muğla Üniversitesi Muğla Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü Öğrencilerinin sosyotropi ve otonomi düzeylerinin belirlenmesi. II. Ulusal Hemşirelik Öğrencileri Kongresi, İzmir, Türkiye, 8 – 9 Mayıs 2003; Kongre Özet Kitabı: 101.

Referanslar

Benzer Belgeler

Çumra (Konya) ilçesinde domates seralarında Domates Güvesi [Tuta absoluta (Meyrick, 1917)]’nin popülasyon değişimi, bulaşıklık oranı ve mücadelesinde kitle

RTT results in better H ∞ performance of the AQM controller, which indicates that switching control among a set of robust controllers designed at selected smaller op- erating ranges

Dinamik mekanik analiz (DMA) ... Enzimle bozunma ... BULGULAR VE TARTIŞMA ... Harmanlama Sırasında Düşey Kuvvetin Değerlendirilmesi ... PLA/SR Harmanlarının Isıl Özellikleri

Acil serviste görevli doktorun hastanın durumunu gözönüne alarak (daha önce evde veya bir başka sağlık kurumunda tedaviye başlanılması, damar yolunun ilk anda

Düflmeye neden olan risk faktörleri intrensek (alt ekstre- mite güçsüzlü¤ü, yürüme ve denge problemleri, fonksiyonel ve kognitif bozukluk, görme problemleri gibi), ekstrensek

Genel olarak literatür bilgilerinin ›fl›¤›nda riskli kabul edilen ifllerde çal›flma oran› hasta grubunda kontrollere k›yasla anlaml› derecede yüksek bulundu p <

Bir karşı çıkışın ifadesi olarak ortaya çıkan rap müzikte, argo ve küfür kullanımı gerek rapçılar gerekse rap müzik dinleyenler tarafından bir gereklilik ola­