• Sonuç bulunamadı

COMPUTED TOMOGRAPHY OF SUBDURAL HEMATOMAS. VARIATION OF ATTENUATION AND CONFIGURATION RELATED TO TIME.

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "COMPUTED TOMOGRAPHY OF SUBDURAL HEMATOMAS. VARIATION OF ATTENUATION AND CONFIGURATION RELATED TO TIME."

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Değişiklikıerinin Bilgisayarlı

Tomografi ile

Değerlendirilmesi

LEYLA f\LPASL\.N"ı,

CAH1T ERDEM"), FüRÖZAl'\[ NUMAN

a), OKTAY

ÇOKYÜKSEUbl

a) İstanbul Üniversitesi. Ccınhpaşa Tıp Fakültesi, Radyodiagnostik Anabilim Dalı, Istanbul. Türkiye

b) Adli Tıp Kumınu, İstanbul, Türkiye

COMPUTED TOMOGRAPHY OF SUBDURAL HEMATOMAS

Varlation of Altcnuation and Configuratlon .Related to Time Sıımmary

The purpose of !.his is to confimı the rdiability of CT scanning in detennilıing the age of a subdural hematoma (SDH). Computed tomographie findiııgs of 54 ca,es of SDHs with known time of blecding were reviewed.Two major findings, the atlenuation values and coııfiguration of hematomas wcre discussed. Attcnuation of the hematoma show cd consistent deerease with time during the first 4 weeks. High sıtenııation in chronic SDHs was explaincd by 8 sudden or continuous hleeding. Close

correlation was found helween the attenuation values and the age of hematomas. However, iıs configuraıion was a less reliable findıng in assessing the acuıeness or chronicıty of a subdural hemalorna.

Keywords ; Subdural he17uılol7U1 - Compllled ıomography -Age of hel7U1loma

Özet

BL! çahşmadaki amacımız subdural hematom (SDH)'lu olgularda kanama zamanının tayınıninde bilgisayarlı tomografi (Bl}nın güvenilirliğini vurgulamakllL Bıınun için, kanııma zamanı bılinen 54 olgunun BT bulguları gözden geçirilmiştir. Bu bulgular içerisinde. özellikle hemalOmlarm yoğunluk ve

şekil değişiklikleri tartışılmıştır.

(2)

26 L. ALPASLAN, C. ERDEM, F. NUMAN, O. ÇOKYÜKSEL

GİRİŞ

Subdural he

mat

om

(SDH)

,

d

u

rama

t

er ile araknoid

arasıdaki

kan

b

i

rikimidir.

Kanamanın

ne

deni

sıklıkla travmadır.

Travma

dışındaki

diger s

u

bdura

l

hematom

nede

nl

eri,

ar

ter

io

-ven

öz

malformasyonlar, hemora

ji

k diatezler,

in

feksiyon

hastalıkları,

bey

i

n

tümörleridİr

(özellikle meningiomlar). Kranyum

u

n

manız kaldıgı

di

r

ekt veya

in

direkt travmalar, subd

u

ral mesafedeki köprü venIerinin veya yüzeyel bi

r

sereb

r

a! arterin

yırtılmasına

neden o

l

ur. Darnar

dışına çıkan

kan, hemis

f

erlerin üzeri

ni

örtecek

şekilde

subd

ur

al

mesafeye

yayılır.

S

u

bdural kanamalar beyin kon

t

üzyonu,

komşu

dura

yırtıkları,

sinüs

laserasyonları

veya

kalvaryumdaki bir fraktürle birl

ik

te olab

il

ir

(1

,2).

SDH'lar ilk 7 gün

içeri

s

inde

akut, 1-3. hafta içerisinde subakut, 4.

haftayı

geçenler

i

se kronik

olar

ak

sınıflandınlırlar.

Hematom kron

ikleştikçe, iç basıncındaki degişimlere

bagıı

olarak,

şeklinde

ve içerd

i

gi hemoglobinin

yıkımı

ile

yoğunlugunda değişiklikler

meydana gelir. Hema

to

mun

yaşı,

klinik

bakımdan

fazla bir

d

eger arzetmese de,

k

anama

zamanının

be

li

rlen

mes

i

Adıı Tıp açısından

önemlidir. BT incelemele

r

inde gö

r

ülen

degişikliklerle kanarnanın zamanı

tesbit

edilebi

l

mek

t

e ve bu veri

l

er

Adıı Tıp

ile ilgili

herhangi bir incelemede

yararlı olmaktadır.

MA TER Y AL ve METOD

Bölümümüzde Ağustos 1984 - Eylül ı 987 arasında incelenmiş olan 79 SDH1u olgudan kanama tarihi ve nedeni bilinen 54'ünün BT bulguları retrospektif olarak gözden geçirildi.

Olguhrın incelenmesi Somalom 2 BT cihazı ile orbitameata! planda 8 mm' lik aksiyal kesitler alınarak yapıldı.

lzodens SDH1u hastalara i mg/kg % 60-661ık iyod içeren kontrast madde iv olarak verildi.

BULGULAR

lnclediğimiz olguların

38'i erkek,

16'sı kadındır. Yaş dağılımı

1.5 ay - 100

yaş

arasında degişmektedir.

T

r

avmadan sonrak

i

1-7 gün

içeris

inde

BT ile incelenen

16

olgu

n

un

1

5'i

n

deki

hematomlar diffuz

h

i

perdens,

b

i

r

o

l

guda ise,

m

ikst

yogunlukta

seviyelerne yapacak

şekilde

ve üst

kısmı

hipodens, alt

kısmı

hiperdens o

l

arak

görülmüştür.

Akut devre

d

eki

bu

hematomların şekilleri yarımay

(kresent) özelligindedir.

(3)

Resim ı. Anamnezinde 20 gün önce kafa travması tarif eden 29 ya~ındaki erkek hastanın ventriküler seviyesinden geçen BT kesitinde sol fronto-temporal bölgede ara (transisyonal) formda izodens subakut SDH izlenmektedir.

Yarımay (kresent)

Resim 2. 2 ay önce kafa travması geçiren hastanın BT incelemesinde sol temporal bölgede Jentiform şekilde mikst yoğunlukta kronik SDH görülmek-tedir.

Transisyonal (ara) Lentifonn

(4)

2H L ALPASLAN, C. ERDEM, F NUMAN, O. ÇOKYÜKSEL

İç

has ınç

LO ~O 80

Zaman (gün)

Şekil 2. Subdura! hematomların şekil, zaman ve iç basınçlan arasmdaki i!i~kiyi gösteren diagmnı.

Subakut devreye uyan 14 olgu travmadan sonraki 8-12

günler

arasında incelenmiştiL

12

olgudaki

heınatoınlann yoğunluğu

izodens, 2'sinde ise mikst (hipo·izo-hiperdcns)'ür.

Şekiııeri

ise, 13'ünde

yarımay

görünümünde, l'inde transisyonal'dir (Resim

1).

Geri kalan 24 olgunun BT ile inedenme süreleri 22 gün - 1.5

yıl arasında

değişmektedir.

21 olgunun hematom

yoğunluğu

hipodens,

1 'inin izodcns, 2'sinin ise

mikst

yogunluktadıf.

1 lcntiform (Resim 2) ve 2 transisyona! form

dışında

tüm

hcın:ı­

tomlarm

şekilleri

yanmay

özelliğindedir.

4 olguda (%18) bilateral

SDffuulunmuştıır.

Yoğunluk

ve

şekiııerine

göre, 54 SDH'lu

olgunun

dağılımı

Tablo I'de

gösterilmiştir.

\ ıı~ınılı)k (llll 40 :Xl

~

---

-:ı 4 Zam.,n (h;ılb) 5

(5)

Kanama ile Toplam olgu muayene sayısı arasında geçen süre O~ 1 hafta 16 ı ~3 hafta 14 4 hafta-L.S yıl

24

TARTIŞMA

Olguların yoğunluklarınıı göre dağılımı

Olguların ıckillcrine göre

dağılımı

Hiperdens lzodens Hipodens Miksı Yarunay Transisy. Lentlform

15 16

12 2 13

21 2 21 2

Bu

çalışmada,

SDH'lu

olguların

BT

bulgularının

içerisinde, hematom

yaşının

tayininde

yardımcı

olabilecek iki bulgu üzerinde duruldu. Bu önemli bulgular,

hematomun

şekil

ve yogunluk özellikleri ilc

bunların

zaman içerisindeki

degişimlcridir.

Hematomlar,

şekillerine

göre,

yarımay,

transisyona1 ve lentiform olmak üzere 3 ana

görüntü

altında toplanmıştır (Şekiıı).

Akut fazdaki hematomlarm tümü,

eğer

duramater

ile araknoid zar

arasında

bir

yapışıklık

yoksa,

yarımay formundadır.

Subakut

hematoın­

lar, belirgin bir forma sahip

olmaksızın

her üç

şekilde

de görülebilirler. Kronik

hema-tomlar ise, genellikle

yarımay şeklinde

görülmekle birlikte, dip;er formlarda da olabilirler

(3,4 ).

SDH'ların

zaman içindeki

şekil de~işiklikıerinin

fizyopatolojisi

şöyle açıklanabilir;

akut devrede, subdural mesafedeki kan, sürekli

basınç artışına bagıı

olarak: serbestçe

beyin yüzeyi üzerinde

yayılır

ve

yarımay

görüniimünü

alır.

Zamanla organizasyon ve

fibrozisin

gelişmesiyle

kolleksiyon çevresinde bir membran meydana gelir ve bu

membranın

yüzeyinde neovaskülarizasyon

oluşur.

Bu neovaskülarizasyondan meydana

gelebilecek mikro kanamalar sonucu kolleksiyonun hacmi artabilir ve hematom

lentiform

şekil

alabilir. Hematom zamanla

kronikleştikçe

basınç düşer

ve

sıvı rezaıbe

olur.

Membranın

medial konturu kalvaryuma dogru çekilerek

düzleşir

ve sonunda tekrar

yarımay

biçimine

dönüşür

(5)

(Şekil

2).

Yoğunlukları açısından

normal beyin dokusu ile

karşılaştırılan SDH'Iarın

4

degişik

özellik gösterdikleri

belirlenmiştir,

bunlar, beyin dokusundan yüksek (hiperdens, 50-80

HU), beyin dokusuyla

aynı

(izodens, 25-45

HU)

ve beyin dokusundan

düşük

(hipodens,

20-10 HU) ve mikst

yoğunluklardır.

Mikst

yoğunluk,

hematom içerisine tekrar

(6)

30 L. ALPASLAN, C. ERDEM, F. NUMAN, O. ÇOKYÜKSEL

kısmında

hipodens,

a

l

t bölüm

ünde hiperdens bi

r

görünüm

meydana gelebilir; buna

"seviyelenme fenomeni"

adı

verilir

ve

kan

pıhtısının sıvılaşmasına bağlıdır.

BT incelemelerinde

elde

edilen b

ulgularla,

hematom

yoğunluğunun

zaman

sürec

i

içindeki

değişikliklerini

özetlersek;

SDH'ların

travmadan

yaklaşık

5-

LO

gün sonraki

yoğunluğu, komşu

beyin

dokusunun

yoğunluğundan

yüksektir.

Kanamanın yoğunlu~u, pıhtı

retraksiyonu

ve

sıvı içeriğinin azalması

sonucu,

il

k

1-2 gün içerisind

e

artış

gösterebi

lir (50-90

HU).

7-10.

gün

lerde,

SDH'lardaki fibrinolitik aktivite nedeniyle

kan

elemanları yıkıma uğrar

ve

yoğunluk azalır.

1-3. haftalar

arasında yoğunluk

20-40

HU

değerine düşer.

Subaku

t devre olarak

adlandırılan

bu

aşamada,

hematomun

yoğunluğunun

bey

i

n parenkimi

ile

benzer

yoğunlukta bulunması

bazan

tanıyı güçleştirir.

Bu

gibi

du

ru

mlarda

tanı

i

n,

komşu

kortikal su

I

kuslann

silikleşmesi,

i

psilatera

l

ventrikül

sistemi

n

in kompresyon

u, kortiko-med

üller

birleşim

yerin

in

tab

ula interna'dan

uzaklaşması

gibi

hematom etki

l

eri

nin

indirekt

bulgularından yararlanılır.

Aynca

iv

kontrastlı

inceleme

ile

komşu

korteksteki

yoğunluk artışı

gözlenebilir. 4.-6. haftalardaki

kolleksiyonda

yoğunluk azalması

devam

eder

ve

sonunda serebrospinal

sıvı yoğunluğuna

kadar

düşer

(LO

HU)

.

Bu

devrede

SDH

kronikleşmiştir

(2,6,7).

Yukarıda tanımlanan

bulg

ular

ve

bunların

özelliklerine

göre

hazırlanmış

olan

süre/yoğunluk eğrisi Şekil

3'

t

e

gösterilmiştir

.

Bazı

SDH'lar,

gelişimleri sırasında yukarıda

belirtilen klasik

form

ve

yoğunluk

basamaklarını

izlemeyebilirler.

Duramater ve arakno

i

d zar

arasındaki yapışıklıklar,

h

emalOmun

şeklinde

deformasyonlara yol açab

ilir.

Hastanın

anemik veya koagülopatili

olması,

hematom

içerisi

ne tekrar kanama

ya

da serebrospinal

sıvı karışması,

hematomun

yoğunluğunda değişikliklere

neden olabilir. Hematom

yaşının

tayininde bu

hususlar

dikkate

alınmalıdır.

SONUÇ

BT, kafa

travmaSı

geçiren

hastaların değerlendirilmesindeki çabukluğu,

non-invasive

oluşu

ve

tanıdaki doğruluğu

nedeniyle ilk planda

uygulanması

gereken bir

inceleme

yöntemidir. Subdural kolleksiyonda meydana gelen

değişiklikler, olguların çoğunda

kanama

yaşının

tayini

ne

imkan

sağlar.

Travmaya maruz

kalmış bazı

adIl

vak'a

larda,

beyinde meydana

gelen

hasarın

tipini, derecesini ve

zamanını

belirlemede BTden

öncelikle

yararlanılması gerektiği

kanaatindeyiz.

KAYNAKLAR

1-Markwalder, T.M. (1981) J. Neurosurg., 54, 637-645.

2- Zimmennan, R.D., Danziger, A. (1982) Radiologic Clinics of Norlh America, 20, 105-121.

3-Lanksch, W., Grumme, Th., Kamer, E. (1979) Computed Tomography in Head lnjuries, pp 31-62, Sp ring er-Verlag, Berlin, Heidelberg, New Y ürk.

(7)

New York, Edinburgh, London, Melbourne. 5· Cilday, D.L (1974) Radiology, 10, -145.

6- Hergstrom, M., Ericson, K., Levander, R, Svendsen, P. (1977) Comput. Assisled Tomog., 1,

57·63.

7- Bergstrom, M., Ericson, K., Levander, B., Svendscn, P. (1977) ibid, 1, 449-454.

Ayn baskı için:

Prof.Dr. Oktay Çokyübel Istanbul Üniversitesi

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Radyodiagnostik Anabilim Dalı Cerrahpaşa, Istanbul

Referanslar

Benzer Belgeler

Sol görüşleri nedeni ile takibata uğradı, (ölümü: Kırklareli, Bulgaristan'a gizlice geçmek isterken kılavuzu tarafından öldürüldüğü ileri sürüldü... “Kuyucaklı

jik reseptör geni (ADRB1), katekolamin kaynaklı ener- ji dengesinde rol alması nedeniyle obezite için aday bir gen olarak görülmektedir.. ADRB1 mutasyonunda katekolaminlerin

Fakat Cumhuriye­ tin ilânından sonra Büyük Millet Meclisi 3 mart 1924 tarihinde Halifeliğin de kald ırılıp bütün hanedanın hudut dışı edilmesine ka­ rar

Faik Reşit şöyle anlattı: (Ben Maarif Vekili Necati Beyin Kalemi mahsus müdürü idim. Bir akşam Ankara Halkevinde bir top lantıya gittik. Atatürk de oraday­

Kontraslı toraks BT’de ana pulmoner arter ve dallarında masif emboli saptanması üzerine hastaya doku-plazminojen aktivatö- rü ile trombolitik tedavi uygulanmış.. Ancak hastanın

Doğrusu ben, 14-15 yaşlarındayken, Türkiye’de yağlı güreş, biraz bisiklet, halter, âletli jimnastik, yani bar, paralel vardı.. Bunların dışmda bir nevi

Az zamanda çok eser verdi: Şe­ hir Tiyatrosu sahnesinden kitapçı raflarına kadar.., Akbaba’nın cilt­ leri de bu aradadır?. Bazı akşamlar beraber çıkar,

Multipl skleroz tanısını ilk olarak 60 yaşında alan bu olguda MS’in klinik belirtileri postpartum dönemde ve MS’in sık görüldüğü genç erişkin yaşta