H* 4
• SH
KÜLTÜR - YAŞAM
t
*T- T/ V v a
İlk orkestramız
60
yaşmda
Kültür Servisi — İstanbul’un
sahne ve müzik sanatlarının eği tim, öğretimini yapmak, halka konserler, gösteriler sunmak amacıyla kurulan Belediye Kon- servatuvarı 61 yıldır çalışmaları nı sürdürüyor... 1923 yılında res mi olarak kurulan o zamanki adıyla Darülelhan’ın (melodiler evi), kente verdiği büyük hizmet lerden biri de bugünkü adıyla İs tanbul Devlet Senfoni Orkestra sının ilk tohumlarını atması... Padişahların kurduğu Musiki Humayun’un Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası olarak Anka ra’ya gitmesiyle müzik yaşamı boşalan İstanbul’da ilk senfonik orkestra çalışmalarını, o zaman lara tanık olan Cemal Reşit Rey’in anılarından öğrendik:
“ Konservatuvarın ilk açılışın daki adı Darülelhan’dt. Sazende ve hanendelerden oluşan bir he yet olarak Şehzadebaşı’ndaki Letafet Apartmanı’nda bulunur du. 1923 yılında Paris’te talebe lik devresini henüz bitirmiştim ki Halit Ziya Uşaklıgil’den bir telg raf aldım. Telgrafta, ‘Darülel- han heyetine garp musikisi ilave edildi, size piyano ve kompozis yon hocalığı verildi. Bir an ev vel İstanbul’a geliniz’ diyordu. Halit Ziya o zaman Belediye En cümen Reisiydi. Ben, sevinçten ne yapacağımı şaşırmıştım. He men İstanbul’a geldim.”
Cemal Reşit Rey, İstanbul’a
geldiği zaman Darülelhan, saz heyeti olarak Letafet
Apartma-EN ESKİ
USTA
— -Müzik
dünyamızın
yaşayan en
eski
ustalarından
Cemal Reşit
Rey,
“Büyük
sanatçılar
yetiştirdik
ama, hâlâ
orkestramızın
kendi yeri ve
maddi gücü
yok
”diyor.
(Fotoğraf:
UĞUR
GÜN YÜZ)
nı’ndan taşınıp yine Şehzadeba- şı’ndaki büyük bir konağa yer leşmiştir. Saz heyetinde Rauf Yekta Bey, Hafız Ahmet Efen di, lid i Sedat Bey, Kemani Re
şat Bey ve Hanende Zehra Ha
nım gibi sanatçılar, Batı Müziği bölümünde de piyano hocası Macar Geza von Heggeyi, piya no ve armoni hocası Edgar Ma-
naş, keman hocası Braun, İtal
yan bestecisi ve piyanist Radeg- lia, keman hocaları Ekrem
Tek-taş, Zeki Ün, piyano hocası Ne
zihe Hanım ve Muhiddin Sadak
gibi müzik adamları vardır. Da- rülelhan’ın öğrencilerinin büyük çoğunluğunu çarşaflı, peçeli kız öğrenciler oluşturmaktadır. Batı Müziği de çok az bilinmekte ve dinleniimektedir. Bunlara karşın Darülelhan kısa zamanda gelişir.
Seyfettin ve Sezai Asal kardeş
ler, Mesut Cemil, Ekrem Tektaş,
Ali Sezin ve Nimet Vahit ders
vermeye başlarlar. 1926 yılında
Leonardo’nun anatomik
'izimleri ABD’de sergilendi
Servisi — Ünlü Floran-
■>, yontucu ve bilim
ardo da Vinci’nin
'atomik çizimle- 'ir sergi New 'litan Müze- n çizimler, :e İngil- u’nun jdünç <rak, ta-►Vl** i « n A ; m ><**/>*> 15
•t*
W
rmtA
Ankara’da kurulan Sanayii Ne fise Encümeni’ne Cemal Reşit
Rey ve Musa Süreyya Bey, ha
zırladıkları bir öneriyi gönderir ler. Öneri kabul edilir. Böylece okullardaki müzik eğitiminde yegâh, dügâh, segâh, dümtekâ dümtek tabirlerinin yerine solmi- zasyon denilen do re mi fa sol ta birleri kullanılmaya başlanır ve Darülelhan’ın adı Konservatu- var olur...
“ Batı Müziği yurt dışında eği tim öğretim gören müzisyenlerin yurda gelmesiyle hızla gelişiyor du. 1924 senesinden itibaren Şehzadebaşı’ndaki konakta oda müziği konserleri vermeye baş ladık. Öyle büyük bir ilgi vardı ki konserler esnasında konağın yıkılmasından korkardık. So nunda, Union Française salon larında konserler vermeye başla dık. Daha sonra da Seyfettin Asal, konservatuvar talebelerin den oluşan bir orkestra, Hutûsi Öktem de bir şehir bandosu kur du. Bu bando önceleri marşlar çalardı, sonraları potpuriler de çalmaya ve açık havada, park larda konserler vermeye başladı. 1945’te İstanbul Belediye Şehir Orkestrası ve onu takiben de Şe hir Korosu kuruldu. Daha son ra, 1972 yılında bunlar devlete geçerek İstanbul Devlet Senfoni Örkestrası adını aldı.”
Anılarını canlandırarak kuru luş yıllarına döndüğümüz Cemal
Reşit Rey’e Devlet Senfoni Or
kestrası için bundan sonra neler
yapılmalıdır diye soruyoruz:
“ Yarım asırdır bağırıyorum”
diyor: “ Senfoni Orkestrasının bir yurdu olmalıdır. Hem çalışa cağı, hem de konserler vereceği müstakil bir binası... Tiyatro sa lonunda ne orkestra çalışır, ne de konser verilir. Salonunun akustiği hem çalışmalar, hem konserler açısından önemlidir. Tabii bir de ülkelerarası alışve riş önemli. Dünyadaki ünlü kompozitörler, şefler ve sanatçı larla bizim sanatçılarımızın bir likte çalışabilmesi, konserler ver mesi sağlanmalıdır. Ama iş dö nüp dolaşıp paraya dayanı y o r...”