• Sonuç bulunamadı

Kendisi inşaat mühendisi ama tüm dünyası Karagöz

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kendisi inşaat mühendisi ama tüm dünyası Karagöz"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Orhan Kurt'a

özel yaşamıyla

ilgili birşey

sorarsanız,

«Bırakın bizim

yaşamımızı,

karagöz'önkü

bizimkinden

daha ilgine bir

var” demek yerine, “ bütün dün­ yası Karagöz üstüne kurulmuş biri” diye sözetmek daha ger­ çekçi bir yaklaşım olur... Kendi­ siyle dört saate varan konuşma­ mız sonucu vardığım ız izlenim bu...

Büyük çoğunluğumuzun Ra- mazan’dan Ramazan’a anımsa­ dığı, ya da “ kukla” , “ gölge oyu­ nu” , “ hayâl perdesi” diye geçiş­ tirdiği K aragöz’ü böylesine yü­ rekten seven, onunla özdeşleş­ miş bir başkasını düşünebilmek Orhan Kurt'u tanıdıktan sonra çok güç bir şey gibi geliyor insa­ na...

Kısaca Orhan K u rt’un yaşa­ mında Karagöz’ün yeri çok bü­ yük... İk i oğlu ve eşiyle paylaş­ tığı evinde tek egemen konu var, o da Karagöz... ö z e l ya­ şamlarından iş dünyalanna va­ rıncaya dek tüm düzenleri K a­ ragöz üstünde kurulmuş...

__j f ' "

» M İ:

' « p l : - ’

u

Kurt'un becerikliliğinin öyle mühendisliğiyle falan ilgisi yok... Karagöz’ün, bu gelenek­ sel oyunumuzun yaşayabilmesi, uluslararası düzeyde hakettiği üne ulaşabilmesi için 40 yıldır aralıksız sürdürüyor çalışmala­ rını... Karagöz’ün yapımından oyununa, müziğinden esprisine varıncaya dek herşeyiyle kendi­ si uğraşıyor...

Kurt, çok iyi bir Türk Sanat M üziği icracısı, besteci, başta tambur olmak üzere hemen tüm yaylı ve mızraptı Türk sazlarını ustaca çalabiliyor... ty i bir res­ sam, başarılı bir hattat... V e de tümünden önemlisi ülkemizde, gerçek an lam d a K a r a g ö z tasvirlerinin yapımıyla uğraşan dört beş ustadan biri...

K u rt’a, özel yaşamıyla ilgili soru sorduğumuzda aldığımız yanıt, “ bırakın bizim yaşamı­ mızı, Karagöz'ünkü bizimkin­ den daha ilginç bir yaşamdır” türünden bir yanıt oluyor...

Orhan K urt'la konuşmaları­ mızda dikkatimizi çeken ilk şey. Karagöz üstünde yıllardır sür­ dürülen “ sahiplenme” söylenti­ lerini hiç önemsemeyişi oluyor. Özellikle Yunanlılar üzerinde odaklaşan bu sahiplenme söy­ lentilerine gülüp geçiyor Orhan

Kurt... Bu konudaki görüşleri şöyle:

“ H er y ıl birkaç kez Yunanlı­ ların Karagöz’ ümüze sahip çık­ tıktan yolunda haberler çıkar yayın organlanmızda. Bu tür haberleri önemsememek g ere kir. Bütün uluslar birbirlerin­ den kültür ahş-verişi yaparlar. Uluslar arasında müzik alış-ve rişi olur da Karagöz kültürün­ den etkilenmek olmaz mı? A s­ lında biz olayı yanlış değerlen­ diriyoruz. Yunanlılar Türk Ka­ ragözü yok demiyorlar. Türk orjinlidir, fakat Yunanlılan'nda Karagözü vardır diyorlar. Biz­ den alıp kendilerine adapte et­ mişler. Karagöz, “ Karagiorgis” H acivat da “ Hacivatis” olmuş. Biz bu konuda “ Karagöz’ümüz elden gidiyor” diye yaygara ko­ paracağımıza. Karagöz’e sahip çıkıp onu yaşatalım. Yunanlılar Karagöz’ümüzü aldı diye üzü­ leceğimize, kültürümüzün onla­

Başlangıcı 700-800 yıl gerilere dek uzanan b ir kü ltü rü m ü zd ü r Karagöz... O nunla İlg ili b ilg ile r günüm üze, çe şitle efsaneler olarak yansım ıştır. Adından m esleğine, doğum undan ölüm üne çe­ ş itli ö ykü le r a n la tıla g e lir y ılla rd ır... K aragözün yaşam ıyla ilg ili anlatılan ö ykü le r ö yle sin e ço ktu r kİ, yalnızca bu ö ykü le r toplansa koskoca b ir kita p o lu r...

Orhan K u rt’a göre Karagöz İle ilg ili b ilg ile rin böylesine d eğ işke nlik g österm esi, onların halk tarafından ne kadar ben im se nd iğin in de b ir g öste rge sidir. Orhan Kurt halk arasında da çok benim senen Karagöz ün kökeni ile ilg ili ö küyü şöyle anlatır:

“- Karagöz ile Hacivat, Sultan Orhan’ın Bursa’da yap____„ ____ _______ yaptırdığı bir camide İş lar. İki işçi aralarında yaptığı konuşmalar ve esprilerle İnşaatta çalışan i

. olarak çalışmaktadır- tekl İşçilerin gözbebeği olmuştur kısa sürede... Ohlann konuşmalarını’ dinleyen öteki İşçiler, İşi gücü bir yana bırakıp kahkahalarla gülmektedir. Karagöz’le Hacivat’ın espri güçleri bir yandan İşçi arkadaşlarını kahkahaya bogadursun, bir yandan da inşaatın gecikmesine neden olmaktadır.

Camii inşaatının gecikme nedenini öğrenen Sultan Orhan, Karagöz İle Hacivat'ın İdam edilmelerini emreder. Sultan’ın buyruğu gereği iki İşçi idam edilirler. . İdam sonrasında İnşaatı gezmeye gelen Sultan Orhan çalışan işçilerin neşesizliğini görür ve nedenini öğrenmek İster. Karagöz ile Hacivat’ın ölümü yüzünden olduğunu öğrenince çok üzülür ama iş İşten geçmiştir. Bu arada Şeyh Küsderl adlı kişi, padişahın üzüntüsünü dağıtmak için başından sarığını çözüp yere serer, çankiarını da çıkarıp Karagöz ile Hacivat’ın konuşmalarının taklidini yapar... Padişah çok

güler bu gösteriye ama buruk bir gülüştür b u ...” jk

A n ©

s

ORHAN KURT'UN

KARAGÖZLERİ

DÜNYAYA YAYILDI

Orhan Kurt, 1930 yılında İstan­

bul'da d o ğ d u ... İstanbul Teknik Ü niversitesi İnşaat B ölüm ü'nü b itir­ di. : Evli ve iki o ğ lu var...

Onun Karagözce tanışm ası he­ men h e rç o cu ğ u n kı g ib i. 8-10 yaşla­ rında oldu. Ç e şitli yetenekleri onu, bu geleneksel oyunum uza daha da itil. : , Orhan K u rt’ un axtar dükkân­ larından Karagöz ta sviri a lıp o yna t­ m akla başlayan Karagöz tu tkusu, y ılla r sonra Sahaflar Ç arşısında, hocası Ragıp T u ğ te kin'le tanışm a­ sıyla profe syon e l lı 9© dön ü ştü . Or­

han K urt yıllarca Ragıp T u ğ te kln ’ ın

çıraklığını, yardaklığını yapıp usta oldu.

Orhan K urt’ un yaptığı Karagöz

tasvirlerinden çe şitli koleksiyonlar, dünyanın ç e ş itli kö şele rin d e ki m ü­ zelerde sergileniyor. Am erika'da İtalya'da, A lm anya’da ç e ş itli kolek­ siyoncuların evlerini sü slü yo r..

1975 yılında Alm anya'daki 19. Bochum Kukla-G ölge O yunları Fes­ tivalim de ve 4. ve 5 İstanbul fe stiva lle rin d e Karagöz-kukla o y­ n attı. K ü ltü r 8 aka n lığ ı’mn açtığı Karagöz yapım Kursu'na öğretim j ^ ü y e s ' o'atak ka tıld ı... ^

rı etkilemesinden gurur duya­ lım...”

Ksragoz un bugün ülkemizde yapım ve oynatımı ile uğraşan­ lar bir elin beş parmağıyla sayı­ lacak kadar az... V e tümünün de yaşlan 40’ın üstünde... Onlardaki bilgi ve deney biriki­ mi genç kuşaklara aktanlmazsa Karagöz’ü başka ülkelerin ha­ yalcilerinden izlememiz kaçınıl­ maz... Bu konuda neler yapabi­ leceğimizi sorduğumuz Orhan K u rt’un yanıtı şöyle:

“ Ben iki oğluma Karagöz’ü öğretiyorum. Onlar daha işin ilk basamaklanndaiar... Benim ya da bizim gibilerin kişisel ola­ rak yapabilecekleri ancak bu... Sorunun devletçe ele alınıp da­ ha geniş kitlelere y a y g ın la ş tır ­ ması zorunludur. Bugüne kadar K aragöz konusunda yapılanlar kısa süreli birkaç kurs ve semi­ nerden ibarettir. Bir de yaşayan karagözcülere yetersiz de olsa temsiller verme olanağı sağlan­ mıştır. Bu sanatın özelliği gere­ ği “ hayalci” denen Karagöz oy­ natıcısının komple sanatçı ol­ ması gerekir. A lt yapısı olan bir genci alıp hayalci yapabilmek ise, çok uzun yıllar sürecek bir eğitim i zorunlu kılar... Yeni ka­ ragözcüler yetiştirmek kısa sü­ reli kurs ve seminerlerle olmaz. Bunlar Karagöz’ e karşı ancak ilgi ve merak uyandırır.

Devle-<D

C _

a <1>

M

tin destek ve kontrolünde oku) açılması şarttır. Yurtdışına çık­ tığım ızda Türkiye’de neden bu konuda bir okulun olmadığım soruyorlar bize... örneğin A l­ manya’da bile bir gölge oyunu okulu açıldı.”

KARAGÖZ’Ü

YOZLAŞTI RIYOR M UYUZ?

Günümüzde yapılan Karagöz çalışmalarının, kökeni yüzlerce y ıl gerilerdeki Karagöz kültürü­ ne olumlu katkıları var mı? Yoksa, yapılan çalışm alar K aragöz’ün yozlaşmasına mı neden oluyor? Orhan K u rt’un bu konudaki görüşleri de şöyle:

“ Günümüzde değişik Kara­ göz çabşmalan yapıbyor... Bü­ tün bu çakşmalann Karagöz’e muhakkak ki bir katkısı vardır. Ancak, Karagöz’ ün genç kuşak­ lara sağbkb biçimde aktarılma­ sını istiyorsak, onun otantik özelliklerini bozmamaya özen g ö s te rm e liy iz . K a r a g ö z ’ ü, Karagöz yapan, onu bizim göl­ ge oyunumuz yapan bazı özel­ likleri vardır. A n a hatlarıyla sı- ralayabm, Karagöz, perdede oy­ natılan özellikle seslendirmesi tek kişi tarafından yapılan bir gösteri türüdür. Oynatımda “ yardak” , “ çırak" diye adlandı­ rılan yardımcılar kullanıhr. Tasvirlerin yapımında, geçmi­ şin yapım teknik ve malzemele­ rinden ayrılmamakdır. Espri ve içerik olarak yeniliklere açıktır Karagöz kültürü. Çağdaş, gün­ cel espriler yapılabilir. Ancak konuşma biçiminde getirilecek yenilikler olayı saptırır, abart­ mak, adeta birinin gırtlağını sı­ kar gibi konuşma türleri ortaya çıkar. Bu da genç kuşağa yanlış bir Karagöz aktarmak demek­ tir. Karagöz’ U çağdaşlaştırır­ ken biçim olarak değil de espri ve konu olarak çağdaşlaştır­ mak düşünülmelidir. Çünkü Karagöz’ü seyreden kişi onda kendisinden birşeyler bulduğu

sürece ilgi duyar...” ■

(D

©

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

The more deformed the duodenal bulb, the higher the incidence of recurrence of duodenal ulcer (P = 0.03).CONCLUSION: There is a correlation among deformity of duodenal bulb,

Bedia Akarsu g;bi düşünüyor, Nusret H ızır’dan yalnız­ ca bizim ¡cin değil, bütün dünya için geçerli.. büyük yopıtlor bekliyorum Peki, bu büyük

Ancak, ANAP Genel Başkan Yardımcısı .Halil Özsoy, geçen hafta yaptığı b a­ sın toplantısında Özal'ın cum ­ hurbaşkanı olduktan sonra da cum a namazlarına

Genç kadın ve özellikle bereli kız portresindeki genel hava, Osman Hamdi Bey’in kadın portrelerinde yüzlere verdiği sükunet ve masu­ miyet görünümüne

Yıldız 2001 yılında Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü’nden mezun olduktan sonra, Illinois Üniversitesi’nde biyofizik alanında yaptığı dok- tora süresince

Vogel, biyolojik sistemlerin do¤al olarak kendilerini kopyalayabildiklerini, ama bunu yapabilmek için hem nanölçülerden çok daha büyük olan boyutlar›ndan, hem de son

Hâmid’in Ispanya’ daki arab hâkimiyeti hakkın- daki bilgilerinin derin ve sabırlı araştırmalar mahsulü bulunmayarak bu husustaki malûmatının hemen yegâne

Kurt’Iar büyük Türk yurdunun, orta ve kuzey Asyanın en çevik, ce­ sur ve akıncı hayvanlarıdır; bele kışın, biiyük sürüler halinde yaşar­ lar; Türk