MEHMET KENAN KAYA
İstanbul'un 40 yıllık lokantası Lale
İşkembecisi, Tarlabaşı Bulvarı'na
taşındı. Yeni mekanda sakatatla arası
hoş olmayanlar için de kebap var
24 saat
boyunca
açık
Kana kuvvet, göze fer, batna ciladır çorba
llleticua deva, mahzı gıdadır çorba
Alemin sevgilisi dense sezadır çorba
Ağrıya dost, muhibbi fukaradır çorba
24 saat açık olan Lale İşkembecisi'nin
kapısından içeri girenleri ünlü yazar Ahmet
Rasim'in bu şiiri karşılıyor. Üstadın "mübalağa" yaptığını düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Çünkü işkembenin içinde bulunan pepsin, sindirimi kolaylaştırması bir yana asit emici özelliğiyle mide ve bağırsaklardaki yaraları da tedavi ediyor. Paçadaki jelatin ise kemikleri kuvvetlendirici ve eklemlerdeki
zedelenmeleri tedavi eden bir özelliğe sahip.
Lale İşkembecisi'nin sahibi Vedat Akkaya ithalatla uğraşmasına
rağmen baba mesleği olan sakatatçılıktan da hiç vazgeçmemiş.
M
eraklıları bilir: 1960 yılında, Arnavut ciğerci Baki Akkaya tarafından Büyükparmakkapı Sokak’ta açılan Laleİşkembecisi, İstanbul’un en
ünlü lokantalarından biri. Kurulduğu dönemde, hem o yılların ünlü gece kulubü Reşat’a kapı
komşu olması hem de kadınları işkembe
salonlarına alıştırmasıyla ün yapan lokanta geçen ay başından beri Tarlabaşı’nda hizmet veriyor. İşletmenin başında da, ithalatla uğraşmasına rağmen baba mesleğini ve kendi deyişiyle “Lale kültürü”nü sürdürmeye çalışan Vedat Akkaya var.
Lale işkembecisi’nin yeni mekanı Tarlabaşı Bulvarı’nda neo-klâsik çizgiler taşıyan yüz elli yıllık bir bina. Vedat Akkaya, Aya Triada Kilisesi Vakfı mülkü olan binayı ilk kiraladıklarında neredeyse yıkılmak üzere olduğunu, bu yüzden de “uzun ve masraflı” bir restorasyon çalışması yürüttüklerini anlatıyor. 4 katta, yaklaşık 80 kişiyi ağırlayabilen lokantanın iç mekan tasarımı da Akkaya’ya ait ve tıpkı istiklal Caddesi’ndeki eski dükkanlarında olduğu gibi ahşap mobilyalarla sarı rengin ön plana çıktığı sıcak bir atmosfer içeriyor.
Lokantanın yeni mekanında başta işkembe ve paça çorbaları olmak üzere 40 yıldır alışık
olduğumuz bütün sakatat çeşitleri var. Sakatatla arası hoş olmayanları da et, kebap ve mantı çeşitleri bekliyor. Söz mutfaktan açılınca Vedat Akkaya, mutfaklarında sadece kuzu sakatatı kullandıklarını, bu yüzden de işkembe ve paça çorbalarının “süt gibi beyaz renkte” olduğunu anlatıyor. Sonra da bize mutfağı, depoları ve bulaşıkhaneyi gezdiriyor, “Sonuçta sakatat bu” diyor, “yerken insanın içi rahat olmalı...”
Lale İşkembecisi, işkembecilerin çoğu gibi her gün 24 saat açık. Ve isterseniz farklı lezzet molaları için “keyiften”, sarhoşlukla son bulmuş gecelerden sonra da “mecburen” sizi bekliyor. Meraklısına duyurulur... ■
Lale İşkembecisi'nde kebap çeşitleri de var.
Çorbanın fiyatı ise 1 milyon 700 bin lira.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi