DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCELERİ
Í
Türkiye’de dünyaya satacak bilgiler sahibi olmak
için, önce bilimin nereye vardığım, neyin bilinip
neyin şimdilik bilinmediğini ve neyi bilmenin işe
yarayacağını öğrenmek, bunun için de bibliyograf
ya ya da indeks gibi ikincil kaynak durumundaki
pahalı kitapları satın almaktan başka çözüm
yoktur. Hiç kuşkusuz, bu kaynaklar kendinden
yararlanacak uzmanları buldukları zaman, akıl
değeri taşıyan nesnelerdir. Ote yandan, 1960’lar-
dan bu yana dünyanın önemli bilim kitaplıklarında
kart, katalog ya da cilt katalog değil, bilgisayarlar
kullanılmaktadır. Yazı makinasının tuşları gibi bir
yerlere basıp, doğrudan doğruya bilgisayarlardan
yayınlar üstüne bilgi alınabilmektedir. Böylece
dövizle alınabilen son derece pahalı, ikincil
kaynak niteliğindeki kitaplardan sonra, bilgisayar
satmak üzere bir başka örümcek ağı, Türkiye’nin
büyük bilim kitaplıklarının çevresinde dolaşmaya
başlamıştır. Gerçekte, Türkiye’nin bugün, kitap
lıklarda bilgisayara yaptıracak kadar çok işinin
bulunduğu söylenemez. Ne var ki, 1990’larda,
ikincil yayınlar yerine bilgisayar bantlarının üretil
diği bir dünyada, Türkiyeli kütüphaneci de bilgisa
yarlarla ilişki kurmak zorunda kalacaktır. Bugün
için yapılacak iş, bilgisayar sahibi olmaya değil,
bu aracı öğrenmeye yönelmektir. Bu amaçla da
birçok saatlerinde boş yatan kamu kesiminin malı
durumundaki bilgisayarlardan yararlanılabilir.
9
Türkiye'de Bilim, Kitaplar ve
B
ÜTÜN dünyada kitap, dergi ve benzerlerini
satanlar için, özellikle bilim kitaplıkları,
oldukça “tatlı” bir pazar yeridir. Türkiye
gibi, doyurucu bir yayın üretimi bulunmayan
ülkelerde, tarih ve edebiyat gibi büyük ölçüde yerli
yayınlara dayanan bilim alanlarının kitaplıklarında
bile, İngilizce, Almanca ve Fransızca yayınlanmış
eserler, kitaplıktaki tüm yayınların % 80 - 90’ına
varan bir bölümünü oluştururlar.
Yerli yayınlara göre,
bun-Kitapçılık Haftası...
lar on kat daha pahallıdırlar. ve dövizle satın alınırlar. Özellikle bibliyografya, in deks, öz dergisi (abstract) türünden ikincil yayınlar, Şaşırtıcı gelebilecek fiyatla ra sağlanmaktadırlar. Şövle ki:
★ National Union Cata logue (Bütün dünya yayın ları konusunda bilgi veren bir kavnak): Yıllık abone:
32000 TL.
★ Internationale Bibli ographie der Zeitschriften Literatur (Önemli dünya dergilerinden seçme maka leleri bildiren bir kaynak): Y dlık abone: 30500 TL.
★ Science Citations In dex (En önemli bilimsel yazıların dayandıkları kay naklardan yola çıkarak, da ha sonraki yayınlara ulaş ma olanağı veren yeni fıirde bir bibliyografik araç): Y ıl lık abone: 41 000 TL.
★ Index Medicus (Bütün dünyanın, tıp alanında en son yayınların ı bildiren kavnak): Yıllık abone: 8900 TL.
■YAZAN:
DOÇ. Dr. Jale BAYSAL
[İ.Ü . Edebiyat Fakültesi,
KütüphaneciliirKürsüsü Öğretim üyesi]
yabancı mühendisin ya da yapımcının adı yazılıdır).
100 BİN DERGİ
EKER-BİÇER
H A L İM E O L S A Y D I...
Örneğin sonuncunun sa tıcıları, Türkiye'nin önemli kitaplık yöneticilerinin çev resinde, sevimli bir örüm cek gibi döner durur, ya yınlarının hünerlerini sayar dökerler. Y ayınlar da ger çekten anlattıkları kadar ö- nemli ve değerlidirler.' A- lınmasalar, olmaz. Bugün artık “ bilim” . Ortaçağdaki gibi bir şan kazanma so runu d eğ ild ir. Ulusların zenginliği, yapabildikleri bilimsel araştırmaların ve bunun sonucu olan teknik buluşların getirdiklerin e bağlıdır. Kullanılan araç ların adları Boeing 141, Volkswagen, Citroen, Si emens, Sonny v.b. yerine Ahmet I, Hasan Kaptı kaçtı, Türk Halk Arabası, Eker Biçer Halime olsaydı. Türkiye böyle borcu gırt lağa çıkmış bir ülke değil, aracını kendi yapan, üstelik satacak malı da bulunan bir toplum olacaktı. (Bu tür- fen bazı malların üstündeki Türkçe yaftaların aşırı bir ınlamı olm asa gerekir, 'ünkü. aracın asıl canı, ■eyni olan yerde yine bir
Kısaca, bu araçları üret mek, dünyaya satacak bil giler sahibi olmuk için önce, dünya biliminin nereye var dığım. neyin bilinip, neyin şimdilik bilinmediğini ve o gün için neyi bilmenin işe yarayacağın ı öğrenm ek; öğrenmek için de bu pahalı kitapları satın almaktan, pahalı bilim ve teknik ki taplıkları kurmak için etek dolu su para ödem ekten başka çıkar yol yoktur.
Hiç kuşkusuz, bu tür malların büyük üstünlükle ri var. Kendilerinden ya rarlanacak uzmanları bul dukları zaman, üretici du ruma geçebilmeyi sağlayan, eski masallarımızın “ akıl satan" adamları gibi, akıl değeri taşıyan nesnelerdir, bunlar... Eninde sonunda, en yerinde bir yatırım sa rılacaklardır.
Y atırıro demeye değecek kadar büyük fonlar mı ge rektiriyor bunlar?
Dünya, olduğu yerde duru yor da değildir, gittikçe ar tan bir hızlanma söz ko nusudur.
Durum böyleyken, şimdi yeni bir alış-veriş konusu daha gelip kitaplıkların ka pısına dayanmış bulunu yor: Bilgisayar!
Bilgisayar, kitaplıklarda ciddî olarak 1960’larda kul lanılmaya başlandı.Dünya nın önemli bilim kitaplık-larında artık kart katalog yo da cilt katalog değil.
K A T A L O G YER İN E
B İLG İS A Y A R MI?
Sahtesine, göstermelik o- lanına, eksik gedik, olsa da olur olmasa da olur türün den kitaplıklara razı olun mazsa. elbette gerektiriyor: Bugün dünyada, yılda 20 milyon sayfa tutan,100.000 bilimsel ve teknik dergi yayınlanıyor. Bunların üçte ikisi kadar da araştırma ve geliştirme raporu çıkıyor. Yıllık bilimsel kitap sayısı 200.000. yeni buluşları bil diren patent yazılarının sa yısı 300.000’den çoktur. Üstelik, genel değerlendir melere göre, dünyanın tüm bilimsel ve teknik yayınla rının sayısı her 8.5 yılda bir. iki katına çıkmaktadır.
bilgisayar var. Yazı maki naşının tuşları gibi bir yer lere basıp, doğrudan doğ ruya bilgisayardan yayınlar üstüne bilgi alınabiliyor.
Bilgisayarlar, ortaya çı kışlarından bu yana, dur madan geliştiler. Üreticiler de her geliştirilmiş yeni mo del için alıcı bulabildiler. Simdi artık gelişme maki- nada değil, onun kullanı mında oluyor, üreticiler de büyük bilgisayarlar yerine, m in ibilgisayar üretim ine geçiyorlar. Bunlar daha u- cuz ve özellikle kitaplıklar için çok elverişlidir. Ama ne kadar ucuz acaba?
Bir minibilgisayar Birle sik Amerika'da 4-5.000 do lardır. Makina dışındak gerekli program ve benzer lerinin. yani yazılımın mas rafları, makinanm bedelini asabiliyor. Bu, ortalama 10.000 dolara bnşlatılabi lecek bir iştir. Sürekli uz
man desteği gerektiren du rumlarda, uzman ücretleri de ayrı...
Böylece, minibilgisayar satmak üzere, Türkiye'nin büyük bilim kitaplıkları çevresinde, (büyük bilim kitaplıkları, ne kadar bü yükler, sorusu bir yana) gizli ya da açık ama yoğun bir başka sevimli örümcek dolaşması başlamış bulu nuyor.
G erçek te, T ü rk iy e'n in bugün kitaplıklarda bilgisa yara Yaptıracak kadar çok işinin bulunduğu söylene mez. Yayın sayıları da okuyucu sayıları da yüksek değildir. İnsan gücü ucuz dur. Bir Ingiliz kütüpha necisi, "hatır için bilgisayar kullanmak deliliktir ve bel ki de ahlâk dışı bir tu tü m d ü r ", der. Ö yleyse "fazla eleman çalıştıralım bilgisayarı da kullanmayı verelim", denilebilir.
Ne var ki, bunu söyleme olanağı artık yoktur.
1990 LAR I
G Ö R M E K ...
fal- yo-bir
ikincil yayınlar olmadan, bilimsel araştırmaya giri- şilemez 19*>(Herden başla yarak. durmadan gelişen yayın sayıları ve üretim masrafları yüzünden bunla rın fiyatı sürekli olarak artmış bulunmaktadır. Fi yat artışları, kişilerin abo nelerini durdurmaları sonu cunu verdi ve bu yayınlar yalnızca kitaplıklar tara fından satın alınır olunca, fiyatlar yeniden arttı. Şim di artık bu yayınlar bil gisayarla hazırlanıyor ve bilgisayar bandlarından ki taplıklar. ya kendi bilgi sayarları ya da terminalleri
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi
ı
İ
i
I
i
ile doğrudan yararlanabili yorlar. Böyle olunca bun ların bir de basılı olanlarını «İlbaya ne gerek var diye düşünülecek ve bir süre sonra basılı kitap biçimi ikincil yayınlar artık hiç çıkarılmayacaklardır.
1990’larda. (bu bir cılık değildir.), ikincil yıniarm çıkarılmadığı dünyada. Türkiye’Ii kütüp hanecinin. bilgisayarla hiç ilişkisi olmayan bir kü tüphaneci olarak kalma ola nağı vat* mıdır?
Şimdilik yapılacak iş, mini ya da maksi bilgisayar sahibi olmaya heveslenme mek. yakın gelecekte band- lar ve bilgisayarlarla bir likte, bunları kullanacak ki şileri de satın almak zo runda kalmamak için, bu aracı kullanmayı hemen öğ renmeye başlamaktır. Ha len her büyük kitaplığın çevresinde bulunabilecek o- lan. kamu kesiminin malı, günün birçok saatlerinde boş yatan, zaten kurulmuş bir bilgisayar merkezinden ve onun uzmanlarından ya rarlanarak, en az harca mayla uygulama denemele rine girişmeye, bu işi ö ğ renmeye bakılmalıdır.
1979 yılının “ Kitaplık Haftası” nda ana etkinlik. “ Uluslararası Çocuk Kitap ları FuarT’dır. “ Fuar” gibi büyük ölçüde alış-veriş hesaplarına dayanan bir ko nuya bağlı olarak biz de bu yıl, ne yapsak da bir ölçüde de olsa pazar olmaktan kurtulsak. sorununu ele al mayı uygun gördük.
Kitaplık Haftası’nı, bü tün ilgililere kutlarız.