İstanbul Valiliği Yüksek Makamına
:
A
VYUA-Lootûk:!#*
27 Mayıs i n k i l â b ı n m en büyük amil ve mahrekinin Anayasanın ihlâli bulunduğu,haklı olarak, en yetgili şahsiyetler tarafından hemen hergün tekrar olunduğuha ve şimdiye kadar Anayasaya ve hatta umumiyetle mevcut kanunlara aykırı muamelelerden birçoklarının tashih ve tamiri cihet i n e .gidildiğine bakarak, benim de bir müddet evvel maruz kaldı ğım ve sabık iktidarca devam ettirilmiş bu türlü haksız bir muamele nin büğünki hukûmatçe incelenip tashih edilebileceğine inandığım için aşağıdaki maruzatta bulunmağı uygun buldum . Şöyleki :
Boğaziçinde Emirgânda vaktiyle Hıdiv îsmailpaşaya ait iken vefatı üzerine üç parçaya ayrılarak varislerine intikal eden ve uzun müddet mühmel ve bakımsız kalarak harap bir hale gelmiş bulunan maruf malikânenin en büyük kısmı, teraküm etmiş vergi borcundan dolayı 1936 senesinde mâliyece açık artırma ile satılığa çıkarıldığı zaman, en - fazla fiatı teklif etmiş bulunmam sebebiyle uhdemde kalarak tasarru fuma geçtiğinden orada yerleşmek üzre tarafımdan büyük masraflar ih tiyarı ile etrafı divarla çevrildikten ve yolları yapıldıktan sonra mevcut ahşap köşk,yeniden inşa edilircesine»restore edilmiş»İstanbulâa
eşi bulunmayan büyük havuz tamir olunmuş»yeniden bağlar ve meyve ağaç ları yetiştirilmiş, hulâsa hakiki bir mamure haline getirilmişti.
Bu arada aynı malikânenin benimkine bitişik diğer parçası da
arkadaşım Hamit Ongunsu tarafından satın t
alınmış,© da oldukça ıslah ve ihya edilmiştir .
Boğaziçi'nin bu mutena köşesindeki İmar hareketi dikkati çekmiş olacak ki başta zamanın İstanbul Valisi ve Belediye Reisi Lut- fi Kırdar ve mühim mevki sahibi olan bazı arkadaşları ve bu arada şehrin imar planını hazırlamak üzre Fransadan celp edilmiş bulunan mütehassıs §>rof.Prost sık sık ziyaretime gelmeğe başlamışlardır.
Prost, bu^ yerin hususi teşebbüs elinde şehrin hakiki bir süsü haline geldiğini görerek memnunluğunu izhar ve teşvik ile İmar hususuhda da bazı tavsiyelerde ve bu türlü hususi teşebbüslerin
çoğal-2
çoğalması temennisinde bulunurken Lutfi Kırdar,böyle bir yerin Bele diyenin elinde bulunmasının yakışık alacağını söylemekle beraber, benim 6 buna muvafekatim halinde bir kısmını muhafaza etmemin münasip olacağını
kendisinin ve arkadaşlarının da elbirliği ile İstanbulun en güzel bir istirahat ve eğlence köşesi olabilecek böyle bir yerde yaşamak istedik lerini ileri sürerek kendilerine de birer parça satılmasını telkine ça lışıyordu, fakat ben beğenerek bağlandığım bu toprağın parçalanmasına asla tarftar değildim, bu sebeple ortaya atılan tekliflerin hiç birisini kabule yanaşmadım .
Fakat Kırdar tasavvurlarından vaz geçmemiş olacak ki ,1939 da yine bir ziyaretinde,evvelce Beldijece satın alınmış bulunan Çubuklu üstündeki diğer bir malikâne ile erazimin mübadelemi teklifinde bulundu, Ben kendisine bu yere hissen bağlı olduğum için,idaresi ve imarı ağır masrafları gerektirdiği halde burada dostlarım arasında hayatımın sonu na kadar yaşamak istediğimden buna da razi olamayacağımı»ancak bu güzel
V ve
köşenin olduğu g i b r parçalanmadan muhafaza edilebilmesi için, hayatım boyunca içinde yaşamak kayt ve şartiyle,şehrin münasip bir müessesesi- ne veya Belediyesine tesis halinde vasiyet ve teberru etmeği düşündüğü mü söyledim, buna karşı orada hazır bulunanlardan zamanın Riyaseti Cum hur Başkâtibi,hayretini, Milli Emniyet Reisi ise samimi duygularını izhar ederken Kırdar, nedense, sadece Belediyenin bağış kabul edemeye ceğim* cevabını vermekle iktifa etti .
İşte bundan sonradır ki, hakkımda zulüm derecesindeki haksız muamele başlar. Filhakika 1942 Mart ayında Avrupada seyahatte ve ağır bir felâkete uğramış bulunduğum bir sırada erazimin ve evimin istimla kine ait karar zevceme tebliğ edilmiştir . Sonradan öğrendiğime göre İstanbul şehrinin imarına ait umumi nazım plan hazırlanmadan sırf benim tasarrufumdaki erazinin istimlâk edilebilmesi için asıl şehrin dışı
demek olan boğaziçinin istisnaen yalnız bu köşesinin imar planı yapılmış ve fakat tatbiki için İstanbulda bulunmadığım ve büyük ıztırap ve
fadesine açılması lüzumu belirtilerek bunda amme menfaati bulunduğu zikr olunuyordu. Halbuki evvelce arz ettiğim veçhile geniş olan era zimin büyük kısmını mesken olarak kullanılan bir köşk ile etrafındaki çiçek bahçesi, büyük havuz ile kaskad,bağlar,yemiş ağaçları»çemenlik, mer'a ve ahurlar teşkil ediyordu. Müteferrik birkaç büyük ağaç mevcut
ise de koru denecek bir yeri yoktu. Yalnız komşumun tasarrufundaki erazinin bir kısmı koru denebilecek bir halde idi. Buna göre komşuma ait toprağın istimlâki* için koru sebebi ileri sürülse bile, benimki için bu sebep varid görülemezdi . Bundan dolayı benim toprağım h a k k m - daki istimlâk,mesnetsiz ve bittabi haksızdı . Gösterilen sebep gayri-mevcut olduğuna göre de gülünçtü.
Fakat o tarihte mer'i 3710 sayılı kanunun 7 ci maddesi istim lâkte amme menfaati bulunmadığı noktasından mülk sahibine itiraz hak kı vermiyordu, boyun eğmek mecburiyetinde kaldık .
Diğer taraftan Boğaziçinin Rumeli cihetinde Ortaköyden,Ana dolu cihetinde de Kuzguncuktan başlayarak Kavaklara kadar Ortaköyde muhtelif eultanlara ait Kuruçeşmedeki şeyhülislâm Cemalettintfendi ve Seniha-aultan koruları»Bebekte Halimpaşa korusu»Kuzguncukta Fethi— paşa korusu ile Nuri Demirağ'a ait koru, Tarabya ve Beykozdaki Abra- hampaşa koruları gibi,birçok meşhur koru ve ormanlar mevcuttu, ve bunlar hakkında bir istimlâk muamelesine tevessül edilmiş değildi. Hem de bunlardan Kuruçeşme ve Kuzguncuktakiler bazıları asıl şehrin ve kesif bir tarzda meskûn yerlerin y a n ı b a ş m d a yani halkın kolayca istifade edebileceği yerlerde idi .
A
Verdiğim bu izahata göre erazinin istimlâk işinde amme men faatinden büsbütün başka hususi sebep ve maksatlar hatıra gelmemek
kabil değildir .
t ne
Şu cihet de dikkate şayandırV Benim erazim ve ne de korusu bulunan komşumun istimlâk olunan parçası»karardaki sarahate rağmen,
4
senelerce halkın istifadesine açılmamış,üstelik,benim toprağımdaki tarihi köşk,ihmal ve teseyyüp yüzünden çıkan bir yangında yandığı gibi bağlar ve meyva ağaçları yüzüstü bırakılarak harabolmuştur.
Demokrat Partinin iş başına gelmesi ile derdimizi an latacak bir merci bulacağımızı ümit ettik ve hususi bir maksat la tasarlanmış ve şeklen kanuna tevfik edilmiş olmasa bile
esasın-/
da insan haklarına ve anayasaya aykırı bir muamele olan ve ileri sürülmüş maksat yerine getirilmemiş bulunduğundan dolayı fevkalâde hal durumu bulunmasa kanunen iptal davası açılabilecek bir durum da bulunan istimlâkin haksızlığını anlatabileceğimizi ve munsi- fane ve adilâne bir hal tarzı elde edebileceğimizi zan ettik. Arz eylediğim fevkalâde halin devamı sebebiyle fiilen dava ikâme
edemedik. Fakat temaslarımda İstanbul Valisi ve Belediye fteisine işin mahiyetini ve haksızlığını izaha çalıştık. Bizi tatmin edecek bir cevap almak şöyle dursun, itirazımızın mesnedini bertaraf et mek için istimlâk edilmiş bulunan yerleri guyâ halkın istifadesine
açılmış göstermek için cumartesi günleri öğleden sonraya münhasır olmak üzere buranın ziyaretine müsaade edildiği ilânı ile
karşı-u
't
laştık, hakikatte buradan halk d e ğ i l h ü k ü m e t ve belediye erkânıyerli ve yabancı misafirleri ağırlamak vesilesi ile ziyafetler
-p
*£<
-tertip ederek istifade ediyordu.
Belediye Reisliğine Kemal Aygün'ün gelmesinden sonra ya gelince; itibaren kanunî aykırılıklar içinde başla mış ve yürütülmüş olan istimlâk, elde edilen gayri menkullerin yine aykırı şekillerde kullanılmasından dolayı bir fesh ve iptâl davası için düşmüş olduğu halde yeniden kanuna uyma-yan bir muamele yüzünden haklı itiraz ve protesto,1redde uğramıştır. Filhakika,bu devirde girişilen yersiz israflar dolayısı ile büyük malî sıkıntıya düşmüş bulunan belediyeye nefes aldırmak üzere bizden alınmış bulunan bu gayri menkulleri rehin gösterilmek sureti
amme menfaati için istimlâk edikmiş bulunan gayri menkuller kanunen belediyenin kayıtsız ve şartsız kullanabileceği emlâkten sayılma makta, aksine kararda tasrih edilmiş maksattan gayri şekillerde kul- lanılamıyacağı gibi satılamamakta ve bunun tabiî neticesi olarak rehin olarakda gösterilememektedilry Fakat protestomuz dikkate alına rak bu malî muameleden vaz geçilmedikten başka fevkalâde hale son
4
vermek zamanı gelmiş bulunmasından haklı müteaddid mesnetlerle dava açmamızdan endişe hissedilerek hükümet merkezine de keyfiyet duyu rulmuş olacak ki Büyük Millet Meclisinden fevkalâde halin hitamı münasebeti iLe çıkan kanuna istimlâk işlerine vaki olacak itiraz ve
iptâl davaları için mevcut zaman aşımına ait hükümler değiştirile rek mevcut hakkımız iptâl edilmek istenmiştir. Buna rağmen kanunun yürürlüğe geçmesinden önce tarafımızdan dava açılmış ve fakat
hiçbir mahkeme o günkü şartlar içinde İstanbul belediyesini cidden Güç bir duruma düşürecek bir hükmü vermeye cesaret edememiştir. Tashihikarar safhasında dahi bir netice elde edilemedi temas etti ğimiz hakimler, esas itibari ile anayasa hükümleri,ve hukukî
/4f
prensipler bakımından tamamiyle haklı bulunduğumuzu kabul, fakat
y---ti
4857 W hükümetin tutumu ve çıkardığıcoic
n m esasına giremediklerini itiraf ediyorlardı.
ayılı kanun dolayısı ile dava-ediyorlardı,
Bununla beraber}memlekette ve hatta yabancı ülkelerde bu istimlâk vakıasını bilenlerin umumiyetle bizim bir haksızlığa
u
ve hattâ zulme uğradığımız kanaatinde bulunduklarına bakarak gü-/ , nün birinde hakkımızı ihkak yolunu bulabileceğimiz ümidini kaybetmedik; çünkü, bu habise o kadar ağır bir haksızlık ve' hususiyet taşı yor ki üzerine çekilecek meşruiyet perdesi ne kadar kesif olursa ol-
sun günün birinde bunun antidemokratik bir mahiyet taşıdığı
nemez/ve hakikî bir demokrasi devresine girdiğimiz takdirde bunun tamiri cihetine-gidilir kanaatini muhafaza ettim.
27 Mayıs İnkılabından ve hele demokrasi yolundan asla inhiraf edilmeyeceği teminatını veren son hakikî inklaptan sonra anayasanın 70. maddesi ile teminat altına alınan 6366 sayılı
ka-r " Q p
nunla kabul edilen insan hakları ve ana Hürriyetleri koruma pro tokolünün samimiyetle tatbiki halinde teyit edilmiş bulunacağı
şüphesiz olan mülkiyet ve tasarruf haklarımızın uğradığı ağır tecavü zün, usul bakımından şekli ne olursa olsun mahiyet ve esas bakımından tekrar ele alınmasına müsaade etfcek üzere icabederse yeniden bir
İdarî karar alabileceğine katiyetle inanıyorum. Bundan dolayıdır ki: a) 27 Mayıs İ n k l â b m d a n sonra belediyece hususî imar planla rından vaz geçilerek îstanbulun umumî nazım planının hazırlanmasına yerinde olarak karar verildiği duyulduğundan bu planın ikmaline kadar sırf bizim gayri menkullerimizin istimlâkini hususi maksat la hedef tutan Emirgâna ait hususî îmar planınan kaldırılmasına.
b) Amme menfaatine uygun olmadığı şimdiye kadar belediyenin hu susî mülkiyetine geçmiş gayri menkuller gibi kullanılmasından da anlaşılan ve anayasaya aykırı olarak ihdas edilmiş bulunan bu
istimlâkin hükümsüzlüğü sebebiyle, bizim için zulüm, belediye için ağır külfetler ve masraflar şeklinde tecelli eden neticelerinin devamına rıza gösterilmeyerek bizden alınmış gayri menkullerin mev
z i i / i^ / /c î (
cut istimlâk kanununun -bu babtaki müsait hükümlerine tevilken, iadesinin teminine matuf tetkik ve tahkikin yapılmasına, gere kirse şahsen dinlenmemize imkân verilmesine müsaade buyurulmasını
istirham eder, derin saygılarımı arz eylerim.