F o to ğ ra fl a r Ş e m si G ü n e r
T~P
Since ancient times this protean sea passage has vested those who controlled it with power and revenue. On the Anatolian shore small boats find shelter in the many bays o f the Bosphorus (left). The bustling Eminönü harbor and a view from Dolmabahçe on the European side (below right).
İstanbul Boğazı günün her saatinde ayrı bir güzelliğe sahiptir. Ancak bu boğaz aynı zamanda son derece işlek, uluslararası bir suyoludur da. Boğaziçi’nin Anadolu yakasındaki irili ufaklı koyları küçük teknelerin de barınağıdır (solda). Eminönü'deki Şehir Hatları vapur iskeleleri (sağda üstte) ve Dolmabahçe sırtlarından Boğaziçi’nin görünümü (sağda altta).
DE Nİ Z VE KE NT
/S E A AND CITYPASSING THROUGH
THE BOSPHORUS
Boğaziçi’ni geçerken
The crucial link between the Black Sea and the
Mediterranean, the Bosphorus has always had great
strategic and economic importance. Today, as Adrian
Higgs reminds us, it is also one of the busiest waterways in
the world.
T
he Bosphorus is glorious on asummer's evening. Gazing across the water at the green o f Asia and the sun's gold reflected on the house windows of the opposite continent, rates as one of the greatest pleasures o f this bustling city.Silent and enormous, an ocean-going ship of some description will inevitably glide through this scene and, if you are in Emirgan or Rumeli Hisari, it will tow er over you— apparently within arm's reach. Moments later lesser vessels will heave at their moorings, as the wake swells and breaks on the shore.
Beautiful though it is, the Bosphorus is a major international seaway. Ships of many different flags nose their way through this 36km strait, between interlocking continents, closing at one point to just 650m. The Bosphorus is the gateway to the Black Sea and the newly independent states of the Ukraine, Russia, and Georgia, as well as Romania and Bulgaria.
İstanbul Boğazı
K a ra d e n iz’le
A k d e n iz ’i b irbirine
bağlayan çok önemli
b ir geçit. Bu yüzden
A v ru p a tarih in d e
h er zam an b ü yü k bir
rol oynadığı
b iliniyor. A d rian
Higgs’in de belirttiği
gibi, Boğaz bugün de
dünyanın en işlek
suyollarm dan biri
durum unda.
Y
az ak şam ları B oğaziçi’nin güzelliğine doyum olmaz. Su yun üzerinden Asya’nın yeşilini, karşı kıtadaki evlerin camla rında pırıldayan güneşin altın ışıklarını seyretm ek, bu kıpır kıpır kentte yaşa nabilecek en keyifli anlardandır.Siz bu manzaraya dalıp gitmişken, gör kemli bir açık deniz gemisi mutlaka ses sizce kayıp gider önünüzden. Hele Emir- gan’da ya da Rumelihisan’ndaysanız, dev gibi dikiliverir karşınıza; kolunuzu uzat- sanız, dokunacaksınız gibi gelir. Geminin çıkarttığı dalgalar kıyıyı döverken, küçük teknelerin zincirlerinin ucunda çırpın dığını görürsünüz.
İstan b u l Boğazı çok g ü zeldir; ama büyük, uluslararası bir suyoludur aynı za manda. En dar yeri sadece 650 metre olan genişliğiyle iki kıtayı birbirine kenetleyen bu 36 km’lik geçitten, çok çeşitli ülkelerin gemileri yararlanır. Bu özellikleriyle Bo ğaz, Karadeniz’e, dünyamızın yeni bağım sız devletleri olan Ukrayna, Rusya ve Gürcistan’a, bir yandan da Romanya ve Bulgaristan’a açılan bir kapıdır.
Bu kapıdan her boy ve biçimde gemi geçer: Amerikan tahılını O dessa’ya ge tiren devasa şilepler, Rus turistleri Novo- ro ssiy sk ’ten İsta n b u l’a taşıyan yolcu gemileri, Romen tankerleri, yerel ticaret gemileri, Şehir Hatları vapurları, küçük balıkçı tekneleri...
Boğaziçi, tarih boyunca belki de en çok göz dikilen deniz geçidi olagelmiştir. Üç bin yıl önce Altın Post’un peşindeki Jason ve Argonotlar, bu yolu kullandılar. O za mandan beri İstanbul Boğazı’na kim ha kim olduysa, daima iktidar ve servete
The Bosphorus is one o f the most strategically located waterways in the world. Linking two continents and as many seas, it is a challenge to those who navigate through its unpredictable currents, heavy traffic and narrow channels. Istanbul Boğazı, kimi zaman 650 metreye azalan genişliği, irili ufaklı koyları ve iki kıtayı birleştirmesi açısından dünyanın en ilgi çekici boğazlarından biri. Ancak bu sakin görünümün ardında usta denizcilere bile zor dakikalar geçirtecek bir suyolu yatar. Hızlı ve ters akıntılar, geceleri akıl karıştıran ışık bolluğu ve yoğun trafik, İstanbul Boğazı’ndan geçen kaptanları bekleyen sürprizlerden bazılarıdır.
Vessels o f all sizes and shapes pass. Bulk carriers taking American grain to Odessa, passenger ships from Novorossiysk bringing Russians to Istanbul, Romanian oil tankers, and local coasters, ferries and fishing boats can all be seen.
Historically, there Is probably no waterway more coveted than the Bosphorus. Since Jason and the Argonauts passed this way on their search for the Golden Fleece three thousand years ago, the Bosphorus has vested those who control it with power and revenue.
Since 1936, the Straits have been governed by the Montreux Convention. W hile recognizing Turkish sovereignty over the Straits, the Montreux
Convention declares that the Straits are, under normal circumstances, open to all merchant vessels o f any nation.
And so it is today. Turkey is expressly charged under the Convention with
keeping the Straits open to international shipping— a major task given the tremendous growth in traffic since the Convention was signed.
The southern entrance o f the
Bosphorus is particularly congested, Thirty eight thousand ships pass through the Bosphorus annually and it Is crisscrossed by ferryboats carrying 350,000
commuters daily. Cruise ships, small private ferries, high-speed sea buses and fishing boats add to the confusion. T o a landlubber, taking respite from the clamor of the city, the Bosphorus may look like an expansive, blue haven. But It's Piccadilly Circus to a ship's master; “ It makes the captains crazy" says Ibrahim Betnl, a Bosphorus pilot captain.
The size o f ships has increased more than ten-fold since the Convention was signed, making navigation of the Bosphorus more tricky than before. A
passage through the Bosphorus requires 12 course changes, including an 80 degree turn for southbound ships— no mean feat for an oil tanker in a confined space. O ther surprises lay in store for the unwary seafarer— fast currents, back currents, fog, and a confusing plethora of night-time lights, to name a few.
Safety is a major issue. Every year, ships run aground in the fog and more than one collision has taken place. The Montreux Convention prohibits mandatory pilotage and only one-third of ships transiting the Bosphorus choose to take a pilot, despite the obvious safety requirement. However, a $50 million radar network, to become operational in
1993, should improve conditions significantly.
So, when you gaze over the Bosphorus, spare a thought for the poor captains, who are too busy to enjoy the view. ■
D E N İ Z V E K E N T / S E A A N D CITY
boğuldu.
1936’dan bu yana İstanbul ve Çanak kale boğazları Montreux Sözleşmesi’ne göre idare ediliyor. Bu anlaşma Türki ye’nin Boğazlar’daki egemenliğini tanıyor ve normal şartlarda bu suların her ülkenin ticaret gem ilerine açık olduğunu belir tiyor.
Bugün de durum böyle. Türkiye Boğaz- lar’ı uluslararası denizciliğe açık tutmakla yükümlü. Anlaşma imzalandığından beri Boğazlar’daki trafiğin alabildiğine arttığı göz önünde tutulursa, hiç de kolay bir iş değil bu.
İstanbul Boğazı’nın güney girişinde trafik iyice yoğun. Bir yılda Boğaz’dan ge çen gemilerin sayısı yaklaşık otuz sekiz bin. Şehir Hatlarının vapurlarıyla, her gün iki yaka arasında işlerine gidip gelen 350 bin yolcu taşınıyor. Gezinti gem ileri, küçük özel tekneler, hızlı deniz otobüsleri ve balıkçı tekneleri, kalabalık ve karma şayı daha da artırmakta. Denizcilikten hiç anlamayan, sadece kentin hayhuyundan kısa bir süre için paçasını kurtarm ayı başarmış biri için Boğaz, geniş, masmavi bir cennet gibidir. Usta bir denizcinin g özündeyse, panayır yerin d en farkı yoktur. Boğaz’ın kılavuz kaptanlarından İbrahim B etn i’nin de dediği gibi, “kaptanları deliye çevirir.”
Montreux Sözleşmesi’nin imzalanma sından bu yana Boğaz’dan geçen gemi lerin boyları on kat arttı; bu da tabiî de nizcilerin işlerini daha da zorlaştırdı. Bo ğaz’dan geçen bir tekne, tam 12 kez rota değişikliği yapmak zorunda; hele güneye doğru gidiyorsa, 80 derecelik bir dönüş de kaçınılmaz -büyük bir tanker için hiç de kolay bir manevra sayılmaz bu. Ayrıca, tecrübesiz denizcileri zor duruma düşü rebilecek pek çok sürpriz de vardır Bo- ğaz’da. Çok hızlı akıntılar, ters akıntılar, sis ve geceleri akıl karıştıran bir ışık bolluğu, bunlardan sadece birkaçı.
Güvenlik, Boğaz’ın en önemli sorun larından biri. Şimdiye kadar her yıl gemi ler sis yüzünden karaya oturmuş, kaç kez çarpışma olmuştur. Montreux Sözleşmesi kılavuz alma zorunluluğu koymaya en geldir ve Boğaz’dan geçen gemilerin sa dece üçte biri buna gerek duyar. Oysa kı lavuz alma, çok gerekli bir güvenlik önle midir. Neyse ki Boğaz’ın güvenliğini g- eliştirmek için adımlar atılıyor. Bunlardan biri de, 1993’te çalışmaya başlayacak olan 50 milyon dolarlık bir radar ağı.
Kısacası, Boğaz’ı seyre daldığınızda, manzaranın keyfini çıkaramayacak kadar başı sıkışık olan k ap tan ları da h a tırlamalısınız. ■
6 1992 SKYLIFE 77 Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği
Taha Toros Arşivi