• Sonuç bulunamadı

Biraz saygı biraz ölçü

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Biraz saygı biraz ölçü"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

J : i

•*'

y t

JL H * .

Haldun

Taner

•• ••

BİRAZ SAYGI BİRAZ OLÇU

J

EĞİL mi ki herkesin ayrı bir yaradılışı, koşullan­ması var, elbet bunlara göre ayrı tercih ve aler­ jileri de olacak. Diyelim kİ ırkçı ve fanatik milli­ yetçisiniz, yahut dindar ve ümmetçisiniz, yahut sosyal adaletçi ve insaniyetisiniz, ya da alabildiğince hoşgö­ rülü ve liberalsiniz; nasıl politikada kendi mizaç ve gö­ rüşünüze uygun bir lider, bir parti bulur ona kapılanırsa­ nız, edebiyatta da öylesine tuttuğunuz, bağlandığınız ¡dölleriniz olacaktır. Bundan doğal ne olabilir? Sevme­ diğinizi, beğenmediğinizi de yine kendi açınızdan eleş­ tirmenize kimsenin bir diyeceği olamaz. Bu bakımdan ünlü sanatçılar da, ünlü politikacılar gibi, her zaman to­ pun ağzındadırlar. Bu onların ezeli yazgısı. Dış yargıla­ ra aşırı duyarlı olanlar, incingen ve alıngan kişiler ün alanına soyunmasınlar. Soyundularsa beğenilerin nin­ nisine kapılıp eleştirilerden sarsılmasınlar.

V V İN L Ü Fransız şairi Baudelaire’i ele alalım. Kimi l | eleştirmen onu ahlak bozucu bulur, kimi ahlaki. - -■■I Bazıları içtenliğinden şüphelidirler, oysa bazıla­ rına göre içtenliğin ta kendisidir. Kimi özgün olmadı­ ğını söyler, kimi “ Bundan özgünlük can sağlığı” der. Kimine göre o, modası geçmiş bir şairdir, kimine göre çağdaş mı çağdaş... Onu “gecikmiş bir romantik” bu­ lanlar kadar, “ ezeli bir klasik” görenler de az değildir. Ama onu milletinin düşmam saymak kimsenin aklın­ dan geçmez. Fransa’da Charles Peguy, François Mau- riac, Maurice Barres, Paul Claudel sağın sevgilileridir ama onların hayranları içinde hiçbiri de Voltaire’i din­ siz, Anatole France’ı septik, Louis Aragon’u komünist, Sartre’ı anti-nasyonalist ve hümanist olduğundan ötü­ rü aforoz etmeye kalkmaz. Kişiliklerine çamur atmaz. Sevip sevmemek, beğenip beğenmemek herkesin kendi bileceği bir şeydir. Ama ölçüyü aşıp olmadık iftiralarla karalamaya kalkmak, aydın insanlara yaraşmayan bir de- mogojidir.

B

İRİNİ göklere çıkarırken başka birini yerin dibi­

ne batırmak aşırılığı nedense bize vergi garabet---*lerden biridir. Bunun en belirgin örneğini Tev-fik Fikret - Mehmet Akif karşılaştırmasında görüyoruz. Mehmet Akif’i anma törenlerinde konuşanlar Tevfik Fik­ ret’e sataşmadan edemiyorlar. On beş gün önce İslâ­ mî ilimler Araştırma Vakfı’nın bir toplantısında bir psikiyatri profesörü ona “ruh hastası” teşhisi koymuştu. Bu hafta da Aydınlar Ocağı ve Türk Edebiyatı Vakfı’mn birlikte düzenledikleri, yine Mehmet Akif konulu bir top­ lantıda, tanınmış bir öğretmen ve fıkra yazarı da Tevfik

Fikret’i “Amerikan işbirlikçisi” yaptı çıktı. ,

AM ANININ ilerisinde olan her şair ve düşünür gibi Tevfik Fikret’i de çeşitli kimseler ve çevre­ ler, çeşitli dönemlerde, çeşitli açılardan aşındır­

maya kalkışmışlardır. Tutucular ona Abdülhamit düş­ manlığından kinlenmişlerdir. Ümmetçiler onun dinsiz­ liğini, Robert Kolej’deki hocalığından aldığı maaşı, oğ­ lunun Amerika’da tanassur edişini dillerine dolamışlar­ dır. İttihatçılar, ipliklerini pazara çıkarışını, faşistler, onun insaniyetçi ve sosyal adaletçi fikirlerini hazme- demeyip veryansın etmişlerdir. Öte yandan, bazı Orto­ doks sol düşünürler de onu, sınıf kavgasının ve diya­ lektik düşüncenin bilincine varamadığı, Diderot, Mon­ tesquieu, Voltaire, Rousseau insaniyetçiliğinden, Sa­ int Simon ve Charles Fourier’vari ütopik bir sosyalizm­ den öteye gidemediği için eleştirmişlerdir.

Tevfik Fikret Olayı, zemin ve zamanının tüm olum­ suzlukları kaale alınıp hakkaniyetle değerlendirildikte görülecektir ki, onun en büyük özelliği, sırtını hiçbir ha­ zır kalıba, ideolojiye dayamadan, kimseye güvenmeye ve yaranmaya tenezzül etmeden, kendi müktesebatıy-

la (edintisiyle) hak bildiği yolda tek başına gitmiş olma­

sıdır. Evet, tek başına... Rahmetli Şevket Süreyya sağ olsa ve onun üzerine de bir kitap yazsa, adını mu­ hakkak “Yalnız Adam” kordu. Fikret’in trajedisi, bu tek

Devamı 14. sayfada

B İR AZ S A YG I, B İR A Z ÖLÇÜ

Baştarafı 2. Sayfada

başınalığın trajedisidir. Şimdi süregelen saldırılar da onu hâlâ tek başına sanıştan cesaret buluyor.

ŞBİRLİKÇİLİK” düşmanla birlik olup kendi ül­ kesinin ve milletinin çıkarları aleyhine çalışan vatan hainlerine verilen bir sıfattır. Türkiye’de fi­ kir ve vicdan özgürlüğünün, insan hakları ve insan onu­ runun, uygarlığın, akılcılığın savaşımını veren, daha sonra Atatürk’ün de benimsediği laik düşünce bilinci­ ni ilk olarak yerleştirmeye çalışan, üstelik de özel ya­ şamı bakımından temiz mi temiz, dürüst mü dürüst bir öncüye “ İşbirlikçilik” gibi bir soysuzluk yormak, eleş­ tiri ve kötüleme sınırını aşar, düpedüz iftira ve hakaret suçu kapsamına girer.

İnsaf duvarı bu kadar mı aşıldı? Meydan acaba bunca mı boş kaldı?

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği T a h a T o ro s Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Üzerinde taş veya o yerin mezar olduğunu gösteren bir işaret bile yok ama, gömülü ol­ duğu yerin birkaç metre ilerisindeki açık hava kahve­ sinin m üşterileri ve

Değişken kapı ve kontrol kapısı oksit tabakasıyla bağlandığında hücrenin değeri “bir” olarak algılanır..

1979-84 yıllarında Çevre M üsteşarlığında Daire Başkanı olarak çalışan Gürpınar, 1984’te Başbakanlık Çevre Genel Müdürlüğü’nde uzman olarak görev

Gökalp’ın, Prens Sa- bahaddin’deıı farklı olarak, şöhre­ ti yalnız ilim ve siyaset sahala­ rında doğmamış; aynı zamanda Türk milliyetçiliğine sarih

Sonuç olarak kronik seyirli solunumsal semp- tomlar› olan, periferik yumuflak doku ile bir- likte gö¤üs duvar› invazyonu, kot destrüksi- yonu izlenen diyabetes mellitus,

Ast›ml› hastalarda atak döneminde DLCO% de¤eri; kontrol grubu, stabil dönemdeki orta ve a¤›r persistan ast›ml›lardan yüksek bulundu (p<0.05).. A¤›r

O gün Tarabyada Fransız sefirinin davetlisi bulunan Sadrazam Giritli Mustafa Naili paşa ve diğer vükelâ, Reşit paşa yalısı önünde beyaz bir kayık görüp

Emekçi halkı en iyi tanıyanlardan (Çünkü onlarla birlikte yaşamıştı.) biridir Orhan Ke­ mal, Bereketli Topraklar Üzerinde (1954) adlı unutulmaz romanında bir