• Sonuç bulunamadı

ESKİŞEHİR İLİ SİVRİHİSAR YÖRESİ TAKILARI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "ESKİŞEHİR İLİ SİVRİHİSAR YÖRESİ TAKILARI"

Copied!
147
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

DEKORATİF ÜRÜNLER ANABİLİM DALI

ESKİŞEHİR İLİ SİVRİHİSAR YÖRESİ TAKILARI

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Elif IŞIK

Danışman:Yard.Doç. Dr. Zeynep GÖKCESU

Ankara Eylül–2010

(2)

-i-

Elif IŞIK’ın “Eskişehir İli Sivrihisar Yöresi Takıları” başlıklı tezi 16.09.2010 tarihinde, jürimiz tarafından El Sanatları Eğitimi Anabilim Dalı, Dekoratif Ürünler Eğitimi Bilim dalında Yüksek Lisans Tezi olarak kabul edilmiştir.

Adı Soyadı İmza

Üye (Tez Danışmanı):Yrd.Doç.Dr. Zeynep GÖKÇESU ... ... Üye :Yrd.Doç.Dr. İbrahim KISAÇ ... ... Üye : Yrd.Doç.Dr.Meral BÜYÜKYAZICI ... ... Üye : ... ... Üye : ... ...

(3)

ÖNSÖZ

Bu araştırma Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, El Sanatları Eğitimi Bölümü, Dekoratif Ürünler Eğitimi Ana Sanat Dalı 2010’da Yüksek Lisans Tezi olarak hazırlanmıştır.

Eskişehir ilinin Sivrihisar ilçesi zengin bir kültürel mirasın günümüzdeki temsilcisidir. Yöreye özgü zengin tarih aynı zamanda çok sayıda efsane de yaratmıştır. Bu miras, doğal olarak takı kültürüne de yansımıştır.

Sivrihisar ilçesinde yapılan yöresel takılar incili küpe ve cebe olarak bilinmektedir. Bu takıların tarihi değerleri, nerden nasıl geldikleri, günümüzde nasıl kullanıldıkları ve günümüzde ki değeri hakkında bir araştırma yapılmıştır..

Araştırmada bu takıların geçmişte Hıristiyan geleneği ile bağlantılı olduğu, günümüzde bu takıların sadece yöre halkı tarafından tanındığı ve yok olmaya yüz tuttuğu görülmüştür.

Bu güzel mirasın tanınması ve yok olmasının önlenmesi amacı ile literatür taranmış, kaynak kişilerle görüşülmüş, anketler yapılmış, takı örnekleri gözlem formları ile belgelenmiş, tarihi bir önem taşıması nedeni ile Sivrihisar ilçesi hakkında ve yapılan takılar hakkında geniş bilgilere yer verilmiştir.

Araştırmam sırasında yardımlarını esirgemeyen danışmanım Sayın Yard. Doç. Dr. Zeynep GÖKÇESU’ya, Fotoğraf çekimlerimde Hamdi YILDIRIM’a, Alan çalışmamda yardımlarından dolayı Gül Gümüş’e, arkadaşlarıma, aileme, eşime, Eskişehir ve Sivrihisar’da ki tüm kaynak kişilere teşekkür ederim.

(4)

-iii- ÖZET

ESKİŞEHİR İLİ SİVRİHİSAR YÖRESİ TAKILARI IŞIK, Elif

Yüksek Lisans, Eğitim Bilimleri Enstitüsü Dekoratif Ürünler Anabilim Dalı

Tez Danışmanı: Yard.Doç. Dr. Zeynep GÖKÇESU Eylül – 2010, 130

Bu araştırmada, Eskişehir il merkezinde ve Sivrihisar ilçesinde üretilen cebe bileziğinde ve incili küpesinde kullanılan hammadde, ürünlerin üretim teknikleri ve model özellikleri incelenmiştir.

Araştırmada, Eskişehir il merkezinde ve Sivrihisar ilçesinde bulunan takı ustalarının görüşlerine başvurulmuş, yörede üretilen takılar incelenmiş ve gözlem formları ile belgelendirilmiştir.

Araştırmanın evrenini, Eskişehir ilinde üretim yapan 5 usta ile, Sivrihisar ilçesinde üretim yapan 1 usta oluşturmaktadır. Ancak 1 usta cebe ve incili küpe yapımının öğrenilmesini istemediği için görüşmeyi kabul etmemiştir. Bu araştırma kapsamında, ustalar için anket formu geliştirilmiştir. Anket formu ile elde edilen bilgilerin frekans ve yüzdeleri hesaplanarak tablo şeklinde belirtilmiştir.

İncili küpe ve cebe bileziğinin üretim aşamalarının analizi yapılmıştır. Yörede incili küpe ve incili küpeden esinlenilerek üretilen 14 adet küpe, 2 adet yüzük, 1 adet bilezik, 1 adet kolye, 1adet kolye ucu, 5 adet cebe bileziği, 3 adet cebe kolyesi, 1 adet cebe örgüsü kullanılarak yapılmış terlik, 1adet cebe baskılı bilezik vb ürünler olmak üzere, toplam 29 ürün hazırlanan gözlem formları ile araştırmada tanıtılmıştır.

(5)

aşamaları, takıların üretiminde kullanılan teknikler ve araç gereçler nelerdir?”, ”Takılarda kullanılan motifler nelerdir?”, “İncili küpe ve cebe bileziğinin üretiminde kullanılan süsleme teknikleri nelerdir?”,” Bölge açısından bu takıların önemi nedir?” sorularının yanıtlanması ve belgelenmesi amaçlanmıştır.

Araştırma sonucunda, Sivrihisar ilçesinin eski yerleşim yeri olduğu geçmişten günümüze eski medeniyetleri bünyesinde taşıdığı, bu nedenle kültürel mirasının çok çeşitli ve önemli olduğu görülmüştür.

Eskişehir il merkezinde ve Sivrihisar ilçesindeki ustalar cebe ve incili küpe yapımını saklamakta. bu sanatı öğretirlerse işsiz kalacaklarını, bu sanatın ellerinden alınacağını düşünmektedirler. İncili küpe ve cebe bileziğinin yurt içi sergi ve fuarlarla tanıtımı sağlanırsa satış oranlarının artacağı belirtilmiştir.

Yöresel takılarda en çok geometrik motifler kullanılmıştır. Bölgede faaliyet gösteren üreticilerin ürünlerini kendi atölyelerinde üretip, yöre halkına sattıkları saptanmıştır. Araştırma sonucunda bu takıların yöre halkı dışında fazla bilinmediği ve genellikle yöre insanı tarafından gelinlerine hediye etmek için alındığı görülmüştür.

Araştırmada elde edilen bulgulara dayanarak ,araştırmacı tarafından ortaya konulan önerilere yer verilmiştir.

(6)

-v- ABSTRACT

JEWELRY OF ESKİŞEHİR-SİVRİHİSAR REGION IŞIK, Elif

Master Program, Institute of Education Sciences

Department of Decorative Products Thesis Advisor: Yard.Doç.Dr. Zeynep GÖKÇESU

September– 2010, 130

In this research, the raw material used in the production of cebe bracelet and pearly earrings produced in Eskişehir and Sivrihisar, production techniques and model specifications of the products were examined.

In the research, the craftsmen of jewelry in Eskisehir and Sivrihisar were consulted, the jewelry that are produced in the region were analyzed and documented with observation forms.

The research group consists of five active craftsmen from Eskisehir and one from Sivrihisar. But one of them didn't accept the interview because he didn't want the secret of producing cebe and pearly earrings to be learned. In the context of this research, a questionnaire was developed for the craftsmen. The frequency and the percentage of the information obtained by questionnaire were calculated and stated in table form.

The production process of cebe bracelet and pearly earrings was analyzed. In the region, total 29 products such as pearly earrings and 14 pieces of earrings that have been produced by inspiring pearly earrings, 2 rings, 1 bracelet, 1 necklace, 1 pendant, 5 cebe bracelets, 3 cebe necklaces, 1 slipper produced by using cebe weave, 1 cebe printed bracelet were introduced in the research with the prepared observation forms.

By the research, the questions;”What are the production stages of pearly earrings and cebe bracelet used in Sivrihisar region, and what are the techniques and tools used in

(7)

decoration techniques used in the production of pearly earrings and cebe bracelet?”,” What is the significance of this jewelry in the region?” are intended to be answered and documented.

By the end of this research, it was seen that Sivrihisar is an old settlement, it has been carrying the old civilizations from past to present, so its cultural heritage is very diverse and significant.

Craftsmen in Eskisehir and Sivrihisar keep the secret of making cebe and pearly earrings; they think that if they teach this art, they will become unemployed and their profession will be bereaved. It was indicated that if the introduction of pearly earrings and cebe bracelet is provided by domestic exhibitions and fairs, their rate of sales will increase.

Geometric motifs were mostly used in traditional jewelry. It was stated that the local producers make their products in their own workshops, and then they sell them to the local people. By the end of this research, it was seen that this jewelry is known by noone except local people and generally it is bought for their brides as a gift.

Based on the discoveries of the survey, the suggestions that are produced by the researchers have taken place

(8)

-vii-

JÜRİ ÜYELERİNİN İMZA SAYFASI ... i

ÖNSÖZ ... ii

ÖZET ... iii

ABSTRACT ... v

İÇİNDEKİLER ... vii

TABLOLAR LİSTESİ ... xiii

ŞEKİLLER LİSESİ ... xiv

BÖLÜM I ... 1 GİRİŞ 1.1.Problem Durumu ... 1 1.2.Araştırmanın Amacı ... 3 1.3.Araştırmanın Önemi ... 3 1.4.Varsayımlar ... 4 1.5.Sınırlılıklar ... 4 1.6.Tanımlar/Terimler ... 5 BÖLÜM II ... 6 A.KAVRAMSAL ÇERÇEVE ... 6 2.1..SİVRİHİSAR………..………..6

(9)

2.1.2.Sivrihisar’ın Tarihçesi ... 7

2.1.3.Sivrihisar’ın Tarihi Yerleri ... 8

2.1.3.1. Nasrettin Hoca'nın Evi ... 8

2.1.3.2. Alemşah Kümbeti ... 9

2.1.3.3. Ulucami (Emineddin-i Mikail Camii) ... 10

2.1.3.4..Hoşkadem Camii ... 11

2.1.3.5. Hazinedar Mescidi ... 11

2.1.3.6. Kurşunlu Camii ... 12

2.1.3.7.Hamamkarahisar Camii ... 13

2.1.3.8.Pessinus Şehri Ballıhisar (Pessinus) ... 14

2.1.3.9.Sivrihisar Saat Kulesi ... 15

2.1.3.10.Sivrihisar Ermeni Kilisesi ... 15

2.1.3.11.Zaimağa Konağı ... 16

2.1.3.12.Gavur Hamamı………..17

2.1.4.. Sivrihisar’ın Örf ve Adetleri ... 17

2.1.5. Sivrihisar’ın Düğün, Giyim, Kuşamı ... 18

2.1.5.1.Düğünleri, Düğün yemekleri ve Eğlence ... 18

2.1.5.2.Kıyafetler ... 18

2.1.5.3. Geleneksel Sivrihisar Giysileriyle Kullanılan Takılar ... 21

2.2.TAKI... 22

2.2.1. Takının Tanımı ... 22

2.2.2. Takının Tarihçesi ... 23

2.2.3.Türklerde Takının Yeri ve Önemi ... 25

2.2.4.Eskişehir İlinde Takı Yapımında Kullanılan Araç ve Gereçler ... 26

(10)

-ix-

2.2.4.1.2. Haddeler………..26

2.2.4.1.3. Eritme Fırını………...27

2.2.4.1.4. Kaynak aygıtı (Şalimo)………27

2.2.4.1.5. Parlatma makinesi………28 2.2.4.1.6. Çift (Pense)………...28 2.2.4.1.7. Keski……….28 2.2.4.1.8. Makas………28 2.2.4.1.9.Testereler (Bıçkı)………..28 2.2.4.1.10.Çekiç………..29 2.2.4.1.11. Eğeler………..29 2.2.4.1.12. Malafalar………29 2.2.4.1.13.Yüzük Parmak Ölçüsü………30

2.2.4.1.14.Freze (Elektrikli Matkap)………...30

2.2.4.1.15. Freze Uçları………....30 2.2.4.1.16. Büyüteç………31 2.2.4.1.17. Kumpas………....31 2.2.4.1.18. Matkap………....31 2.2.4.1.19. Terazi………....31 2.2.4.1.20. Mengene………32 2.2.4.1.21.Eritme Potası………....32

2.2.4.1.22.Külçe Kalıpları (Sidre ve Dereceler)………...32

2.2.4.1.23.Heştek Kalıbı………....32

2.2.4.1.24.Çelik Kalem……….33

2.2.4.1.25.Amyant Eldiven………..33

2.2.4.1.26.El Fırçası………..33

2.2.4.2. Gereçler ... 33

2.2.5. Eskişehir İlinde Kullanılan Takı Yapım Teknikleri ... 33

2.2.5.1. Dövme Tekniği ... 33

2.2.5.2. Döküm Tekniği ... 33

2.2.5.3.Tornada Çekme Tekniği (Sıvama) ... 34

(11)

2.2.5.6. Madeni Parçaları Birleştirme (Perçin,Lehim ,Kaynak) ... 34

2.2.6. Eskişehir ilinde Kullanılan Takı Süsleme Teknikleri ... 35

2.2.6.1. Çalma ve Kazıma Tekniği ... 35

2.2.6.2. Kabartma (Repousse) Tekniği ... 35

2.2.6.3. Kalıpla Kabartma (Stampa Basma) Tekniği ... 36

2.2.6.4. Delik işi (Kesme, Ajur) Tekniği ... 36

2.2.6.5. Telkari (Filigre) Tekniği ... 37

2.2.6.6. Savatlama (Niello) Tekniği ... 38

2.2.6.7. Yaldızlama (Kaplama) Tekniği ... 38

2.2.6.8. Değerli, Yarı Değerli Taşlarla ve Mine ile Süsleme ... 38

2.2.6.8.1. Kıymetli Taşlar ... 39

2.2.6.8.2. Yarı Kıymetli Taşlar ... 40

2.2.6.8.3. Sentetik Taşlar ... 42

2.3. ESKİŞEHİR TAKILARI ... 43

2.3.1.Sivrihisar Cebesi ... 43

2.3.1.1.Cebe Yapım Aşamaları... 44

2.3.1.1.1.Örme Ve Tezgahtan Çıkarma ... 44

2.3.1.1.2.Alınlık Takılması ... 48

2.3.1.1.3.Parlatma(polisaj)İşlemi ... 49

2.3.1.1.4.Ağartma İşlemi ... 50

2.3.1.1.5. Şekillendirme ... 53

2.3.2. Sivrihisar İncili Küpesi ... 55

2.3.2.1. İncili Küpe Yapım Aşamaları ... 56

(12)

-xi-

BÖLÜM III ... 66

3.1.YÖNTEM ... 67

3.1.1.Araştırma Modeli... 67

3.1.2.Evren Ve Örneklem ... 67

3.1.3.Verileri Toplama Teknikleri ... 67

3.1.4.Verilerin Analizi ... 68

BÖLÜM IV ... 69

4.1.BULGULAR VE YORUM ... 69

4.1.1.Ustaların cinsiyet ,yaş,öğrenim durumlarına yönelik elde edilen bulgular .. 69

4.1.2.Ustaların meslek durumlarına işletme kapasitelerine yönelik elde edilen bulgular ... 70

4.1.3.Yörede üretilen takıların tanıtım çalışmalarına yönelik elde edilen bulgular72 4.1.4.Altın ve gümüş işlemeciliğinin eskiye oranla şimdiki .durumu ...73

4.1.5.Yörede bulunan üreticilerin hammadde sağlamalarına ilişkin elde edilen bulgular ... 73

4.1.6.Yörede bulunan ustaların cebe ve incili küpe yapımında kullandıkları malzeme,teknik,süsleme çeşitlerine yönelik elde edilen bulgular ... 75

4.1.7.Yörede bulunan yöresel takıların pazarlama ve satış durumlarına yönelik elde edilen bulgular ... 80

4.1.8.Yörede bulunan üreticilerin kullandıkları tasarım, motif ve arşiv çalışmalarına yönelik elde edilen bulgular ... 81

4.1.9.Incelenen incili küpe ve cebe örneklerinin sonucunda elde yönelik elde edilen bulgular ... 83

(13)

5.1. SONUÇ VE ÖNERİLER ... 86

5.1.1.SONUÇ………..86

5.1.2.ÖNERİLER………...88

KAYNAKÇA ... 89

EKLER ... 94

Ek-1 Gözlem Formları ... 94

İncili küpe örnekleri ... 94

Cebe örnekleri ... 113

(14)

-xiii-

Tablo-1 Ustaların Yaş Dağılımları ... 69

Tablo-2 Ustaların Öğrenim Durumları ... 70

Tablo-3 Altın , Gümüş işlemeciliğini Kimden ve Nasıl Öğrendiklerine ilişkin Dağılım...70

Tablo-4 Ustaların Mesleği Seçme Nedenlerine İlişkin Dağılımları ... 71

Tablo-5 Ustaların Çalıştıkları İşletmedeki Görev Dağılımları ... 71

Tablo-6 İşletmede Çalışan Sayılarının Dağılımı………. ...72

Tablo-7 Cebe ve İncili Küpe Satış Oranlarının Artırılması İle İlgili Dağılım ... 72

Tablo-8 İncili Küpe ve Cebe Yapımında Kullanılan Hammaddenin Temin Edilmesine ilişkin Dağılım ... 74

Tablo-9 Hammadde Sağlamada Karşılaşılan Sorunlarla İlgili Dağılım……….74

Tablo-10 Kullanılan Altınların Ayarlarına İlişkin Dağılım ………...75

Tablo-11 İncili Küpe ve Cebe Yapımında Kullanılan Altın Tellerin İnceliklerinin Dağılımı ... 76

Tablo-12 İncili Küpe ve Cebe Yapımında Kullanılan Gümüş Tellerin İnceliklerinin Dağılımı ... 76

Tablo-13 İncili Küpe Yapımında Kullanılan Yapım Tekniklerinin Dağılımı …………..77

Tablo-14 İncili Küpe Yapımında Kullanılan Süsleme Tekniklerinin Dağılımı ... 78

Tablo-15 Cebe Yapımında Kullanılan Yapım Tekniklerinin Dağılımı ………78

Tablo-16 İncili Küpe ve Cebe Yapımında Kullanılan Altın Tellerin İncelikleri……..….79

Tablo-17 Ürünlerin Pazarlanmasına İlişkin Dağılım ... 80

Tablo-18 Ürünlerin Kimlere Pazarlandığına İlişkin Dağılım ... 81

Tablo-19 Takı Tasarımlarına İlişkin Dağılım ... 81

Tablo-20 Kullanılan Motiflere İlişkin Dağılım ... 82

Tablo-21 Arşiv Çalışmasına ilişkin Dağılım ... 83

Tablo-22 İncili Küpe Yapımında Kullanılan Yapım Tekniklerine İlişkin Dağılım ... 83

Tablo-23 İncili Küpe Yapımında Kullanılan Süsleme Tekniklerine İlişkin Dağılım ... 84

Tablo-24 İncili Küpe Tekniği ile Yapılan Takı Çeşitlerinin Dağılımı ... 84

Tablo-25 Cebe Yapımında Kullanılan Yapım Tekniklerine İlişkin Dağılım ... 85

Tablo-26 Cebe Yapımında Kullanılan Süsleme Tekniklerine İlişkin Dağılım ... 85

(15)

ŞEKİLLER LİSTESİ

Şekil no : 1 Sivrihisar’dan genel bir görünüş ... 7

Şekil no : 2 Sivrihisar’ın ara sokakları ... 7

Şekil no : 3 Alemşah Kümbeti’nin piramit çatısı ve genel görünümü ... 9

Şekil no : 4 Alemşah Kümbeti’nin mezar ve mescit bölüm ... 10

Şekil no : 5 Alemşah Kümbeti’nin üst giriş kapısı ... 10

Şekil no : 6 Ulucami’nin ahşap sütunları ... 10

Şekil no : 7 Ulucami’nin Minberve Minber Kapısı ... 11

Şekil no : 8 Hoşkadem Camii eski ve yeni mimarisi... 11

Şekil no : 9 Hazinedar Mescidi eski mimarisi ... 12

Şekil no :10Hazinedar Mescidi yeni mimarisi ... 12

Şekil no :11Kurşunlu Camii ... 13

Şekil no :12Hamamkarahisar Camii ... 14

Şekil no :13Pessinus Şehri... 14

Şekil no :14Sivrihisar saat kulesi ... 15

Şekil no :15Sivrihisar Ermeni Kilisesi ... 16

Şekil no :16Zaimağa Konağı ... 16

Şekil no :17Gavur Hamamı Dıştan ve İçten Görünüşü ... 17

Şekil no :18Bindallı ... 19

Şekil no :19 Sevai don ,kuşak ,ipek bluz ve sarka ... 20

Şekil no : 20 Uzun entari ,ipek bluz ve sarka ... 20

Şekil no :21Mayhar ... 21

Şekil no :22Tel haddeleri... 27

Şekil no :23Parlatma makinesi ... 28

Şekil no :24Parlatma motoru ... 28

Şekil no :25Eğeler ... 29

Şekil no :26Çelik yüzük malafası ... 29

Şekil no :27Geniş çelik yüzük malafası ... 29

Şekil no :28Ağaç bilezik malafası ... 30

Şekil no :29Metal yuvarlak bilezik malafası ... 30

Şekil no :30Freze makinesi ... 30

(16)

-xv-

Şekil no :33Kumpas ... 31

Şekil no :34Mengene ... 32

Şekil no :35Heştek kalıbı... 32

Şekil no :36Parçaları döküm tekniği kullanarak yapılmış kemer ... 34

Şekil no :37Kabartma tekniği ile yapılmış gümüş kemer ... 36

Şekil no :38Ajur tekniği kullanarak yapılmış bir küpe ... 37

Şekil no :39Telkari tekniği broş ... 37

Şekil no :40Savat tekniği kolye ucu ... 38

Şekil no :41Savat işi yüzük ... 38

Şekil no :42Mineleme...39

Şekil no :43Yarı değerli taşlarla süsleme ... 39

Şekil no :44Cebe tezgahı ... 44

Şekil no :45Cebenin örülmesi ... 45

Şekil no :46Cebenin örülmesi ... 45

Şekil no :47Cebenin örülmesi ... 45

Şekil no :48Cebenin örülmesi ... 46

Şekil no :49Cebenin tezgahtan çıkartılmış şekli ... 46

Şekil no :50Tellerin örgünün içinden çıkartılması ... 47

Şekil no :51Cebe örgüsünün ön yüzü ... 47

Şekil no :52Cebe örgüsünün arka yüzü ... 48

Şekil no :53Alınlık ... 48

Şekil no :54Alınlık takılması ... 48

Şekil no :55Parlatma işlemi ... 49

Şekil no :56Parlatma işlemi ... 49

Şekil no :57Parlatma işlemi ... 50

Şekil no :58Cebenin ateşte yakılması ... 50

Şekil no :59Cebenin zaç ayağına daldırılması ... 51

Şekil no :60Cebenin zaç ayağında bekletilmesi ... 51

Şekil no :61Cebenin suda yıkanması ... 52

Şekil no :62Cebenin talaşta kurutulması ... 52

Şekil no :63Kalan talaş parçalarının biz yardımı ile temizlenmesi ... 53

Şekil no :64Cebeye malafa üzerinde şekil verilmesi ... 53

(17)

Şekil no :67Yarım küreler ... 57

Şekil no :68Aynanın oluşturulması ... 57

Şekil no :69Aynaya ayar basılması ... 58

Şekil no :70Tellerin aynaya kaynatılması ... 58

Şekil no :71Kurtçuklar ... 59

Şekil no :72Topların tele kaynatılması ... 59

Şekil no :73İnci tellerinin takılması ... 60

Şekil no :74incilerin takılması ... 60

Şekil no :75Mengeç telinin astara yapıştırılması... 61

Şekil no :76Mengeç ... 61

Şekil no :77İncili Küpenin bitmiş hali... 62

Şekil no :78İncilerin hazırlanması ... 62

Şekil no :79İncilerin ikinci sıraya dizilmesi ... 63

Şekil no :80 İki sıra inci dizilmiş incili küpe ... 63

(18)

BÖLÜM I GİRİŞ 1.1. Problem Durumu

İnsanın malzemesi olan doğa insan zihni ile işlenip, estetik ile yoğrulduktan sonra, sanat olarak karşımıza çıkmıştır. İnsanoğlu geçmişten günümüze kadar sanatı müzikte, bilimde, resimde, geleneksel yaşamda, giyim kuşamda vb alanlarda büyük bir ustalıkla kullanmış, gerek İhtiyacı karşılamak, gerekse bulundukları yörenin kültürüne uymak için birçok sanat dalı ile uğraşmışlardır.

Sanat ve sanat ürünleri çağdan çağa, toplumdan topluma çok farklı biçimlerde değerlendirilmiştir. Ama buna karşın bütün insanlık tarihi boyunca var olmuştur. Sanat (resim, heykel, müzik) gibi birçok dallara ayrılmıştır (Öztürk, 1984). Bu sanatlardan biri de yöreden yöreye bölgeden bölgeye farklılık gösteren bulunduğu bölgenin özelliklerini yansıtan el sanatlarıdır.

El Sanatları, bireyin bilgi ve becerisine dayanan, genellikle doğal hammaddelerin kullanıldığı, elle ve basit aletler dışında makine gücüne ihtiyaç duyulmadan yapılan ve toplumun kültürünü, gelenek ve göreneklerini, folklorik özelliklerini taşıyan, yapan kişinin zevk ve becerisini yansıtan, gelir sağlayıcı üretime yönelik etkinliklerdir (Özdemir ve Yetim, 1997). El sanatları çok çeşitlilik gösteren geleneksel bir sanattır. Geleneksel el sanatları halıcılık, kilimcilik, kumaş dokumacılığı, yazmacılık, çinicilik, seramik, çömlekçilik, işlemecilik, folklorik yapma bebekçilik, oya işlemeciliği, deri işçiliği, bakırcılık, sepetçilik, keçe yapımcılığı, ahşap işçiliği, vb. olarak sıralanabilir (Türk Ansiklopedisi,1960).

El sanatlarının hammadde ve üretim tekniklerine göre ayrılmış olduğu bu dallar içerisinde en önemlilerinden birisi de maden sanatıdır.

İnsanoğlunun madeni keşfi kesin bilinmemekle birlikte M.Ö. 8000’de Çayönü Höyükte bazı bakır ürünlerine rastlanmıştır. Anadolu’da madenin yaygın hale gelmesi M.Ö. 5500 yıllarına rastlar. Önce bakır M.Ö.3200 yıllarında kalay, tunç, elektron ve M.Ö. 1100 yıllarında da demir elde edilmiştir (Erguvanlı, 1997).

(19)

Orta Asya’yı yurt edinen eski Türk Kavimleri, bu arada Hunlar, Göktürkler maden sanatını milli bir sanat saymış, Türklerin İslamiyet’i kabul ederek İslam Türk Devletleri kurmaları ile kendi sanatlarını İslami inançlar içinde devam ettirmişlerdir. Büyük Selçuklular yolu ile Anadolu’ya giren İslam-Türk maden sanatı; döğme, dökme, tornada çekme ve madeni plakaları birbirine perçinleme gibi tekniklerle yapılan eserler, yetenekli ustalar tarafından ayrıca süslenmiştir. Bu süslemelerde kazıma oyma, kabartma, kafes gibi ajurlama ve kesme, savatlama, telkari gibi teknikler kullanılmıştır.

“Tasfiye” ve “Tavlama” işleminin bulunduğu yaklaşık olarak, M.Ö. 5000 yılında, maden sanatının ana yapım tekniklerinden olan “dökümün” bulunuşu izlemiştir(Kayaoğlu, 1985).

Bulunan bu tekniklerle altın, bakır, gümüş, pirinç, değerli taşlar işlenerek, eğer takımları, kılıç, kalkan, zırh, miğfer, ev aksesuarları ve giyim aksesuarı yapılmıştır. Maden sanatı içinde önemli bir yere sahip olan giyim aksesuarları içinde yer alan takılar Türk el sanatında da önemli bir yere sahiptir.

Türk El Sanatları içerisinde önemli bir yeri olan takılar geniş bir yelpaze oluşturmaktadır. Kullanılan malzeme, teknik ve süslemeleri ile dikkat çeken takılar Türk insanının zevkini, estetiğini, inançlarını ve duygularını yansıttığı en güzel örneklerdir (Erkaplan, 2000).

Takı ürünleri, ortaya çıktıkları toplumun, yapısal özellikleri hakkında saptamalar yapılmasına yardımcı olur. Takının formu, malzemesi ve üretim şekli toplumun sosyo- kültürel ve ekonomik açıdan hangi noktada olduğunun göstergesidir (Demirtaş, 1996).

İnsanlığın doğuşundan günümüze, kullanım nesneleri kapsamında yer alan takı ürünleri, konumları ve işlevleri açısından sanat tarihi araştırmalarında önemli bir yer tutmuş ve tasarıma yönelik çalışmalarda, taşıdıkları bazı özellikler ile araştırma konusu olmuştur. Çeşitli medeniyetlerin yerleşim yeri olmuş değişik kültürleri bünyesinde taşımış Eskişehir ilinin Sivrihisar ilçesi de bu özellikler yönünden önem taşımaktadır.

Yöreye özgü zengin tarih aynı zamanda çok sayıda efsane de yaratmış. Bu miras, doğal olarak takı kültürüne de yansımıştır.

Sivrihisar Cebesi ve incili küpe yöreye özgü eserlerdir. İlçede yapılan takılar işçilik, tasarım, kullanılan teknikler yönünden önemli olmakla birlikte yöre halkı dışında

(20)

fazla bilinmemekte ve az sayıda üretilmektedir. Bu takıları üreten ustalarda azınlıkta kalmış, Sivrihisar takılarını tanıtan fazla bir araştırma yapılmamıştır.

Bu nedenle Eskişehir ili Sivrihisar ilçesinde üretilen takılar araştırma konusu olarak alınmış, incili küpe ve cebenin üretim analizi yapılarak, yapım teknikleri, süsleme teknikleri, kullanılan araç-gereçler konusunda bilgi verilmiş, kaynak kişilerden elde edilen takı örnekleri fotoğraflanarak gözlem formları ile belgelenmiş. Renk, biçim, motif, kullanılan teknikler yönünden incelenmiştir.

1.2.Araştırmanın Amacı

Bu araştırmanın amacı Eskişehir ili Sivrihisar ilçesi yöresel takılarından cebe bileziği ve incili küpesinin teknik, tasarım, model özelliklerinin incelenmesidir.

Bu genel amaç doğrultusunda şu sorulara cevap aranmıştır. -Cebe bileziğinin yapım aşamaları nelerdir?

-İncili küpenin yapım aşamaları nelerdir?

-Sivrihisar takılarında kullanılan yapım teknikleri nelerdir? - Sivrihisar takılarında kullanılan süsleme teknikleri nelerdir? -Sivrihisar yöresel takılarının motif, desen özellikleri nelerdir? -Sivrihisar yöresi takılarında kullanılan malzemeler nelerdir?

-Eskişehir il merkezinde ve Sivrihisar ilçesinde bulunan takı modelleri nelerdir?

1.3. Araştırmanın Önemi

Her yönü ile zenginlik gösteren Türk El Sanatları gösterdiği çeşitlilik bakımından Türk ulusunun bu dalda ne kadar başarılı olduğunu ortaya koymaktadır. Motifi, malzemesi, zanaatçının duygu ve düşüncesi ile harmanlanan ürünler ait olduğu yörenin karakterini taşıması bakımından önemli bir yer tutmaktadır. Bu değerler korunup, devamlılığı sağlanırsa nesiller arasında ki iletişim bu sayede devam edecektir.

(21)

Sivrihisar yöresinin eski medeniyetlerin yerleşim yeri olması araştırma konusu bakımından önemlidir. Bura da üretilen takıların tarihi değerlere sahip olması nedeni ile motif, teknik, renk ve malzeme özelliği açısından belgelendirilmesi önemlidir.

Sivrihisar yöresine ait birçok El Sanatının bilinmesine rağmen burada üretilen takılar sadece yöre halkı tarafından bilinmekte ve bu konuda fazla bilgi ve kaynak bulunmamaktadır. Bu nedenle araştırma konusu olarak alınan Sivrihisar takıları gelecek nesillere bilgi aktarması, yöreyi tanıtması ve araştırma yapacaklara rehber olması bakımından önemlidir.

Sunulan takı örnekleri ve yapım teknikleri bu sanata destek olmak ve yenilik katmak açısından önemli bir yer tutacaktır.

1.4.Varsayımlar

1-Geliştirilen anket araştırmanın amacına hizmet edecek niteliktedir.

2-Hazırlanan gözlem formları araştırmanın amacına hizmet edecek niteliktedir.

1.5.Sınırlılıklar

1-Eskişehir il merkezinde bulunan 4 ve Sivrihisar ilçesinde bulunan 1 usta ve 116 kuyumcu ile sınırlıdır.

2-Araştırma Eskişehir il merkezi ve Sivrihisar ilçesinde seçilen atölyelerde çalışanların görüşleri ile sınırlıdır.

3-Araştırma Eskişehir il merkezi ve Sivrihisar ilçesinde üretilen Sivrihisar cebesi ve incili küpe çeşitleri ile sınırlıdır.

4-Ayrıca literatür, konu ile ilgili bilgiler içeren kaynaklarla sınırlıdır. 1.6. Tanımlar/Terimler

Alaşım: Bir madenin başka bir madene katılması ile özellik ve görünüş bakımından yeni bir maddenin elde edilmesidir (Kuşoğlu, 2006).

(22)

Balmumu: Arıların peteklerini yapmak için karın halkaları arasından salgıladıkları yumuşak ve sarımsı madde (Türkçe sözlük, 1992).

Masif: Dışı ve içi aynı madenden olan. İçi boş olmayan (Kuşoğlu, 2006). Mengeç: Esasında mengeç teli başlı başına bir kilit değildir. Fakat genelde küpe

türü takıların kulağa takılmasında kullanıldığı için kilit çeşidi olarak düşünülebilir (Megep, 2005).

Mikron: Astar kalınlığını belirtmek için kullanılan kalınlık ölçü birimi (Kuşoğlu,2006).

Sarka: Kadife üzerine tamamen sim, sırma, boncuk ve pullarla işlenmiş cepken modeli (Baraz, 2000).

(23)

BÖLÜM II

A.KAVRAMSAL ÇERÇEVE 2.1.Sivrihisar

2.1.1.Sivrihisar İlçesi Hakkında Genel Bilgi

Eskişehir’in, nüfusu ve yüzölçümü en büyük ilçesi Sivrihisar, il topraklarının doğusunda yer alır. Doğusunda Ankara, güneyinde Konya-Afyon illeri, batısında Çifteler-Mahmudiye, kuzeyinde Mihalıçık ilçeleri vardır. İlçe Merkezi, Eskişehir-Ankara karayolunun 1 km. kuzeyinde yer alır.

Sivrihisar Eskişehir’e 98 km uzaklıktadır. İlçe toprakları deniz seviyesinden 1701 m yüksekliktedir. En önemli dağları ilçenin kendi adı ile anılan Sivrihisar dağlarıdır. İlçe merkezinin 9 km doğusunda başlayan Sivrihisar dağları Kaymaz Bucağına kadar devam eder. Bu dağlar üzerinde Çaldığı (1690 m), Arayıt dağı (1320 m), Boztepe (1400 m ) ,Büyeliktepe (1670 m) önemli yüksek yerlerdir.

İlçenin güneydoğu-güneybatı tarafları düz bir ova manzarasındadır. İlçenin akarsuyu Sakarya ve Porsuğun kolu olan Pürtek çayıdır (Önpeker, 1977).

Sivrihisar karasal bir iklime sahiptir. Toprakları bozkırlarla kaplı, insanlığın Anadolu’daki tarihinin ilk günlerinden itibaren önemli yerleşim ve ticaret merkezlerinden biri olmuş. Hititlerden başlayarak, Frig, Bizans, Anadolu Selçukluları ve Osmanlı kültürlerinin pek çok izi ve anısı bu topraklarda hala yaşıyor. Friglerden Kibele tapınağı, Bizans döneminin önemli yapılarından Kızıl Kilise, Selçuklu döneminden başta Ulu cami olmak üzere pek çok cami ve külliye ve hâlâ korunan orijinal Sivrihisar evleri bu tarihi eserlerden birkaçıdır. Sivrihisar, kaplıcalarından mağaralarına sayısız ilginç özelliğinin yanı sıra, altın madeni rezervi açısından da Türkiye’nin önde gelen beldelerindendir.

(24)

Şekil no: 1 Sivrihisar’dan genel bir görünüş

Şekil no: 2 Sivrihisar’ın ara sokakları

2.1.2.Sivrihisar’ın Tarihçesi

Sivrihisar'ın antik doğu, batı ve güney yollarının bir kavşak noktasında bulunması ve savunulması kolay bir mevkiye sahip olması bakımından tarihte büyük önem kazanmıştır.

Efes’ten başlayan, Pessinustan Boğaz kaleye, oradan Samsun ve Tarsus’a geçen kral yolu üzerinde kurulan Sivrihisar, Hitit, Frig, Roma, Bizans, İlhanlı, Anadolu Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinin önemli merkezlerindendir.

Sivrihisar’ın ne zaman kurulduğu belli değilse de Etiler devrinde Sallpa, Yunan ve Roma devrinde Spalya, klasik devirde Abrustula, Bizanslılar devrinde Jüstinyanus,

(25)

Kazvini tarihinde Sibrihisar, sonra Seferihisar ve daha sonra Sivrihisar olmuştur (Özalp, 1960).

Anadolu Malazgirt zaferinden sonra ilk fethedilen yerlerden biri Sivrihisardır. Sivrihisar’a gelen Oğuz Boyları çeşitli bölgelere yerleştirilmişlerdir (Özalp, 1960).

Anadolu Selçuklu döneminde işgal edilen Sivrihisar, Selçuklu devletinin yıkılmasından sonra Karamanoğulları’na, daha sonra Osmanlı Devletine (1402), Ankara bozgunundan sonra tekrar Karamanoğulları’na geçer. Sivrihisar 1413 yılında Çelebi Sultan Mehmet tarafından Osmanlı hâkimiyetine alınmıştır.

1855-1856 Kırım savaşı dönemi sonunda Sultan Abdülmecit’in fermanıyla, Kırım ve Kafkasya’dan göçmen olarak getirilen Ermeniler bu bölgeye yerleşmişler ve ekonomik açıdan da güçlenerek o devirdeki şehrin 14 mahallesinden 6sını oluşturacak kadar büyük bir çoğunluk elde etmişlerdir. Ermeniler 1916 yılında Talat Paşa’nın tecrit kararı ile buruları terk etmiş, bir kısmı Amerika’ya bir kısmı Suriye’ye göçmüşlerdir.

Osmanlı devletinin son yıllarında Eskişehir bir sancak haline sokulunca, Sivrihisar Ankara vilayetinden alınıp Eskişehir sancağına katılmıştır.

Hitit, Roma ve Bizans döneminde vilayet merkezi olan Sivrihisar, Selçuklular ve Osmanlıların ilk dönemlerinde vilayet özelliğini korumuş, daha sonra 17. yy’dan günümüze kadar kaza olarak gelmiştir.

I. Dünya savaşından sonra Yunan işgaline uğrayan ilçe toprakları 20 Eylül 1921 de işgalden kurtulmuştur.

Yüzyıllar boyunca doğudan batıya karşılıklı giden yolların geçiş noktalarından biri olan Sivrihisar, Anadolu Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde cami, türbe, medrese gibi birçok yapılarla zengin bir tarihe ve mimariye sahip olmuştur (Kancan, 1998).

2.1.3.Sivrihisar’ın Tarihi Yerleri 2.1.3.1. Nasrettin Hoca'nın Evi

Ünlü mizah ustası Nasrettin Hoca, 1284 yılında Sivrihisar'ın Hortu köyünde doğmuştur. Babasının ölümünden sonra köy imamlığını Nasreddin Hoca devam

(26)

ettirmiştir.20 yaşından sonra köyden ayrılarak, Konya’nın Akşehir ilçesine gitmiştir. Burada uzun süre eğitim ve öğretim görmüştür (Önpeker, 1977).

Hocanın ayrıca Konya Medresesi'nde okuduğu, Akşehir'de ve Sivrihisar'da ders okutup imamlık ve hatiplik yaptığı sanılmaktadır.

Nasrettin Hoca adı, zekâsı ve fıkralarıyla dünyaca tanınmış bir halk filozofudur. Hoca'nın hayat, tabiat, cemiyet içindeki insanı, keskin görüşler zeki söyleyişlerle karikatürize eden nükteleri bütün insanlığı tatmin edecek değerdedir.

2.1.3.2.Alemşah Kümbeti

Kümbet, eski Selçuklularda iki katlı inşa edilmiş alt katında mezar, üst katında mescit bulunan yapılardır (Keskin, 2001). Alemşah Kümbeti Melikşah Bey’in şehit edilmiş kardeşi Sultan Şah için mezar olarak 1328 yılında yapılmıştır (Önpeker, 1977). Eskiden etrafı medrese ile çevrili iken bugün çevresi park haline getirilmiştir.

Şekil no: 3 Alemşah Kümbeti’nin piramit çatısı ve genel görünümü (Baş, 2010)

İkinci kata çıkan altışar adet iki taraflı asma merdivenlerin altındaki dar bir kapıdan sonra merdivenlerle alt kata girilir (Şekil no: 4). Mescit giriş kapısını çevreleyen sütunlar üzerinde geometrik bitkisel ve figürlü bezemeler kullanılmıştır. Kapı girişi üzerinde birde kitabe bulunmaktadır (Keskin, 2001) (Şekil no:5).

(27)

Şekil no: 4 Alemşah Kümbeti’nin Şekil no:5 Alemşah Kümbeti’nin üst giriş kapısı Mezar ve mescit bölümü (Baş, 2010) (Baş, 2010)

2.1.3.3. Ulucami (Emineddin-i Mikail Camii)

Selçuklulardan günümüze kalan en önemli tarihi eserlerden biridir. 1275 yılında Mevlana’nın müritlerinden Eminiddin-i Mikail tarafından yaptırılan eser, Anadolu’nun en büyük ahşap direkli camilerindendir. Çatısını 67 adet ağaç sütun tutmaktadır (Şekil no:6). Bu kalın direklerden dört tanesi zamanın özgün ağaç oymacılığı ile işlenmiştir (Sivrihisar Kaymakamlığı, 2008).

Şekil no:6 Ulucami’nin ahşap sütunları

Caminin minberi Anadolu Selçukluları’nın en dikkate değer minberlerindendir. Ceviz ağacından yapılmıştır. Taht kısmında sekizgenlerin birbirini kesmesinden meydana gelmiş örgü motifi ile bezenmiştir (Şekil no: 7). Kapısının etrafına Ayetel Kürsi oyularak işlenmiştir (Keskin, 2001).

(28)

Şekil no:7 Ulu cami’nin Minberi ve Minber Kapısı (Sivrihisar Müftülük,2010) 2.1.3.4.Hoşkadem Camii

Selçuklulardan Hazinedar Necibüddin Mustafa tarafından eşi Hoşkadem için yaptırılmıştır. Kare planlı ve tek kubbelidir. Pencere üzerlerinde sivri kemerli aynalar mevcut olup tuğla örgülü 4 kollu yıldızlar ve altıgen biçiminde geometrik şekiller mevcuttur (Keskin, 2001).

Şekil no:8 Hoşkadem Camii eski ve yeni mimarisi (sivrihisarliyiz. biz, 2009)

2.1.3.5.Hazinedar Mescidi

Anadolu Selçuklularından Hazinedar yani o zamanki Maliye Nazırı olan Necibiddin Mustafa’nın kendi adına yaptırdığı camidir. Hanımı Hoşkadem ile birbirine

(29)

y bu ku bi (A g akın olan b ulunmaktad Kare ullanılmış, z ir sıra dike Altınsapan, 2.1.3. Sivrih irilir, iki tar

bu iki cami dır (Sarar,19 planlı ve t zeminden ik ey tuğla ara 1990). Şekil no: Şekil no .6. Kurşun hisar’ın bat raflı kubbel ii bir külliy 989). tek mekânl ki metre yü asında kesm :9 Hazineda :10 Hazined lu Camii tısında kurş lidir. Yaklaş ye biçimind lıdır. Duvar üksekliğe ka me taş şekli ar Mescidi dar Mescidi şunlu çeşm şık 200 met dedir. Cami r örgüsünde adar moloz t nde örülmü eski mima i yeni mima mesinin yanı tre genişliği i içinde çok e moloz ve taş, üst kısım üştür. Üzeri arisi(Keskin arisi ındadır. Ca indedir. Ku k değerli m e kesme taş mlar ise iki i kubbe ile , 2001) amiye demi ubbelerin üz minyatürler ş ile tuğla sıra yatay örtülüdür ir kapıdan zeri kurşun

(30)

kaplıdır.1492 yılında Şeyh Baba Yusuf tarafından yapılmıştır. Zarif bir minaresi ve cami önünde çeşmesi vardır (Kancan, 1998).

Şekil no:11 Kurşunlu Camii(Sivrihisar Müftülük, 2010)

2.1.3.7. Hamamkarahisar Camii ve Hamamı

1237 yılında Selçuk kumandanlarından Emir Seyfettin ve İsmail Kızılbey adında ki kişiler tarafından yaptırılmıştır. Hamamın ve Caminin kubbeleri tarla taşlarından doğal bir güzellikle örülmüş olup, kubbeye ustaca konulmuştur (Sarar, 1989).

(31)

Şekil no: 12 Hamamkarahisar Camii (Keskin, 2001)

2.1.3.8.Pessinus Şehri Ballıhisar (Pessinus)

Anadolu'nun en eski tanrıçası Kybele'nin kutsal şehri olan Pessinus, Sivrihisar ilçesinin 16 km. güneyine kurulmuş bir Frig kentidir Anadolu'nun ilk ticaret yolu olan Kral Yolunun da geçtiği kent, Friglerden sonra değişik medeniyetlere yurt olmuş ve Hellenistik Devir'de Bergama Krallığına bağlanarak en parlak dönemini yaşamıştır.

Şekil no:13 Pessinus Şehri (Sivrihisar Belediyesi, 2010)

M.Ö. 25'de ise Roma hâkimiyetine girmiştir. Tiyatro stadyum nekropol su kanalı ve Ana Tanrıça Kybele'nin tapınağının da bulunduğu antik şehrin üzerinde bugün Ballıhisar Köyü bulunmaktadır (Eskişehir valiliği, 2009).

(32)

2.1.3.9.Sivrihisar Saat Kulesi

Sivrihisar saat kulesi ile ünlüdür. Saat kulesi çok eskidir. İlçe kaymakamı Mahmud Bey tarafından 1899'da yaptırılmıştır. Büyüktür ve ilgi çekicidir. Saat kulesi bir tepenin üzerindedir ve Sivrihisar’ın sembolüdür. Her yerden görünebilir. İçinde bir çan vardır. Çan pirinçten yapılmıştır. Ayda bir defa kurularak çalışmaktadır (Sivrihisar Belediyesi, 2010).

Şekil no:14 Sivrihisar saat kulesi (Sivrihisarliyiz.biz, 2009)

2.1.3.10.Sivrihisar Ermeni Kilisesi

Ermeni kilisesi 1881'de Ermeniler tarafından yapıldı. Bu yapı ilçemizde Kevser Caddesinde bulunmaktadır. Taş malzemeleri kullanılarak yapılmıştır ve çapraz şeklindedir. Binanın ortasında büyük bir kubbe vardır. Köşelerinde de iki büyük çan vardır.

Giriş batı kısmındadır. Kapıda melek şekilleri vardır. Ayrıca duvarlarda ve kaidesinde birçok yazıt ve kitabe vardır. Sivrihisar'ın turistik yerlerinden birisidir. Şu anda hiç bir amaç için kullanılmamaktadır. Ancak birçok turist kiliseyi her yıl ziyaret etmektedir. Ermeni kilisesi 19. yy'da yapılmış dini ve sanatsal yapıttır (Sivrihisar Belediyesi, 2010).

(33)

Şekil no:15 Sivrihisar Ermeni Kilisesi (Sivrihisar Belediyesi, 2010) 2.1.3.11.Zaimağa Konağı

1922 yılında, Kurtuluş savaşı sırasında Bakanlar Kurulu Ankara dışında Anadolu’da ilk kez Sivrihisar’da Zaimağa Konağı’nda, Atatürk’ün katılımıyla toplanmış. Konak, şehrin merkezinde yer alıyor (Sivrihisar Kaymakamlığı, 2008).

Şekil no:16 Zaimağa Konağı

(34)

2.1.3.12. Gâvur Hamamı

1868’de yapıldı. Klasik Osmanlı mimarisi ürünüdür. Selçuklu ve Osmanlı hamamlarında yer alan soyunma yeri, aralık, ılıklık, sıcaklık ve soğuk-sıcak su hazneleri aynen yer alır. Hamamın suyu Baba çeşmesi önlerinden alınıp, kayalar üzerine yapılan setlerden getirilmiştir (Keskin, 2001).

Şekil no:17 Gavur Hamamı Dıştan ve İçten Görünüşü (Özelmas, 2010).

2.1.4. Sivrihisar’ın Örf Ve Adetleri

Sivrihisar’da, ahlakımızın temeli; çocukluk çağlarımızdan itibaren; ayıptır, yazık-tı r, israfyazık-tır, günahyazık-tır kavramları ile şekillendirilmiştir.

Pederşahi bir aile düzeni vardır. Aynı evde oğullar, gelinler, torunlar dede ve ebeleri ile birlikte otururlar, gelinler ev isleri, oğullar ticaret, sanat ve ziraatla uğraşır-ken torunların bakım ve terbiyesi bu yolda tecrübesi olan büyük anne-babaya ve genç amcalara düşmektedir. Çarşıdan alınan şeyler içindekini göstermeyen hasırdan yapılmış üzeri meşin kaplı zembille veya büyük mendil içinde taşınır, hatta alış verişlerde nefis sinmiştir diye vitrinde sergilenen mallar alınmazmış.

Komşulara akrabadan çok öncelik verilir, yardımlaşmanın her türlüsü sergilenir, kusurlar örtülür, iyilikler teşvik edilir herkes komşu çocuğunun hal ve hareketinden kendini sorumlu tutardı. Toplum ahlakını bozan hal ve davranış sahiplerine değer

(35)

verilmez hareketlerinin kabul edilemez olduğu; en azından selâm alıp vermemek şekli ile de olsa; kendilerine ihsas edilirmiş (Keskin, 2001).

2.1.5. Sivrihisar’ın Düğün, Giyim, Kuşamı

2.1.5.1.Düğünleri, Düğün yemekleri ve Eğlence

Sivrihisar’da; evlenecek gençler, anne babanın veya yakınlarının beğenileri sonucu (görücü usulü ile) kendilerinin kabulü halinde evlenmeye karar verirlerdi. Belli merasimlerle, söz ve nisandan sonra taraflarca belirlenen bir tarihte "okuncu" tabir edilen kişiler vasıtası ile daveti takiben Salı günü "kına gecesi" ile düğün baslar, Çarşamba sabahı çalgı ile hamama gidilir, öğleden sonra da güvey tıraş edilir giydirilirdi. Perşembe günü öğleyin konu komşu akraba ve fakirlere yemek verilir yemekten sonra da gelin getirilirdi. Aksam oğlan evi tarafından yakınlara "güveyi kuyması yemeği" tabir edilen yemek verilir, topluca kılınan yatsı namazından sonra dualarla damat "dünya evi-ne" girerdi.

Cuma günü damadı arkadaşları ziyaret eder topluca, camide kılınan Cuma na-mazından sonra arkadaşlarına verilen yemekle merasim son bulurdu.

Bamya çorbası, etli pirinç pilavı, hoşaf ve tekrar pilavın yenilmesinden sonra un veya irmik helvası ile biter dua ile son bulurdu.

Bu yemek listesi pratikti, herkes bu yemekleri adet gereği yaptıklarından zengin fakir ayırımı yapılmasına müsait değildi. Şayet yemek artsa düğün süresince bozulmadan değerlendirilmesi mümkündü israfa yer verilmemişti.

Düğünlerde evliliğin duyurulması esastır. Erkekler için erkek çalgıcı, kadınlar için kadın çalgıcı temin edilerek ayrı mekânlarda eğlence tertip edilirdi. Erkeklerin gizlide olsa içki içmesi hoş karşılanmazdı.

2.5.1.2.Kıyafetler

Şimdilerde olduğu gibi her merasimde ayrı kıyafet giyme kaygısına yer olmayıp, ninesinden kalan Bindallı, sevai don, meydanî don, kutni tabir edilen donları üzerine kuşağı, ipek bluz üzerine işlemeli sarkası ve üzerinde poşuyu yahut uzun entariyi

(36)

içtenlikle giymektedirler. Bu yöresel kıyafetleri üzerine inci, incili küpe ve cebe takarlar (Şekil no:18-19-20).

Bu kıyafetleri olmayanlar da düğüne davet edilmeyen tanıdıklardan alıp giymişlerdir.

(37)

Şekil no:19 Şekil no:20

Sevai don, kuşak, ipek bluz ve sarka Uzun entari, ipek bluz ve sarka

Dışarıya çıkmak durumunda kalan hanım ve kızlar, şalvar üzeri bluz veya ka-zaktan, ya da entariden ibaret normal kıyafetleri üzerine "mayhar" denilen bir nevi avukat cübbesi gibi vücudu tümü ile örten, vücut hatlarını gizleyen özel bir manto giyilir. Başına da önceleri peştamal (rengi al veya ak olabilir) sonraları yünden atkı örterlerdi (Şekil no:21). Mayhar sof veya kıldan, ince dokunmuş bir kumaştan yapılır.

(38)

Şekil no:21 Mayhar

Pantolon, gömlek (içlik de denir) üzeri delme tabir edilen yelek ve üzerine giyi-len ceket bulunmaktadır. Başa da şapka giyilir, öğrenciler hariç başı açık gezenler hoş karşılanmazdı. Kumaşlar şimdiki gibi dayanıklı olmadığı ve geçim zor olduğundan, yeni elbise ve gömlek dikilirken yedek yaka ve süvarilik (yama için gerekli) hazır edilmiştir ( Keskin, 2001).

2.5.1.3. Geleneksel Sivrihisar Giysileriyle Kullanılan Takılar

Sivrihisar’da kullanılan takılar çok eski tarihlere dayanır. İncili küpe, incili yüzük, Yörede bulunan takılar, incili küpe, incili yüzük, incili kolye, Sivrihisar cebesi, kubbeli yüzük olarak tanınmaktadır.

İncili kolye; 20 sıra incinin dizilmesiyle oluşmuştur. İki ucu kumaş biyelerle tutturulur.

(39)

İncili küpe; Çeşitli büyüklüklerde yarım ay şeklindedir. Şimdiki kullanılan incili küpelerde klips takılmaktadır. Ortasına altın, kenarına sıralı inciler yerleştirilmiştir.

İncili yüzük; daire şeklinde incili küpe tekniğinde yapılmıştır.

Sivrihisar cebesi; İnce altın tellerin sepet şeklinde örülmesi ile oluşur.

İleşber altın; yörede gelin olanlara mutlaka 5 adetten az olmamak üzere takılır. İncili kolye ile birlikte takılmaktadır.

Kubbeli yüzük; Altından yapılan yüzüğün ortasına mavi yakut yerleştirilmiştir. Gündelik olarak kullanılır (Kancan,1998).

2.2.Takı

2.2.1. Takının Tanımı

"İnsanların süsleme gereksinmelerinden birisini de en ilkel şekilden gelişmişine kadar "Takı" oluşturmaktadır". Takı, takmak kelimesinden gelmektedir. Mücevher veya ziynet eşyası olarak adlandırdığımız takılar, insanların süslenmek ve dini inançları doğrultusunda taktıkları çeşitli maden, taş, doğa ürünleri ve buna benzer malzemelerden çeşitli biçimlerde yapılmış olan süs eşyalarıdır (Özbağı, 1993).

Takıyı süsleme form ve malzeme üçlemenin oluşturduğu düzenin yanı sıra gerekli teknik olanakları ve ustalığı kullanarak ortaya koyduğumuz fonksiyonel kullanım eşyası olarak da tanımlayabiliriz (Arkun, 1985).

Tarihi gelişim içinde yaratılmış ve bugün bizlerin kültürel mirası olan takıların her biri, kuşkusuz büyük değerler taşır. İnsanların bu alanda verdiği çabalar, tarih öncesinden günümüze, birbirini izleyen halkaların meydana getirdiği bir zincir gibi uzayıp gitmektedir. Tarihi süreç incelendiğinde, insanların, özellikle de kadınların yaşantısında önemli yeri olan takılar, maddi açıdan güven kaynağı, estetik açıdan ise mükemmel süs unsuru dini inançları yansıtma, sosyal sınıfı belirleme gibi amaçlara hizmet eden takılar bazen de takan kişinin duygularını anlatma, aktarma aracı olmuştur (Ergil, 1991).

(40)

Takılar süslenmenin dışında inançları ve geleneklere bağlı kalarak hazırlanmakta bu amaçla hazırlanan takılar toplumun inançlarını yansıtması bakımından kutsal sayılmaktadır (Özbağı, 1993).

Süslenmek ve güzel görünmek isteği, her insanda çağlar boyunca az veya çok süregelmiştir. Geçmişten günümüze insanlar, kimi zaman yüzük, bilezik kolye takmış, kimi zaman da küpeler kullanmıştır. Takıların geçmişte ne amaçla kullandıkları birçok kez gündeme gelmiş ve pek çok yorum yapılmıştır.

Binlerce yıl öncesinden başlayıp, yaşadığımız güne kadar takılar ele alınıp incelendiğinde, her çağın dizayn yönünden kendine has özellikler sunmasına karşın, kuyumcuların çalışma yöntemlerinde ve aletlerinde pek farklılıklar olmamıştır.

Önceleri çevrelerinde ne bulmuşlarsa süs takısı olarak kullanan insanlar madeni eritmeyi, işlemeyi öğrendikten sonra madenlere bir takım biçimler vererek takı haline getirmişlerdir. Özellikle altının bulunması mücevhercilikte büyük aşama olmuştur (Gökçesu, 2002).

2.2.2. Takının Tarihçesi

Nerdeyse tamamen çıplak gezinen ilkel topluluklardan modanın tutsağı olmuş modern insana kadar günümüzün bütün topluluklarında en belirgin ortak noktalardan biri takı kullanımıdır. Bu vazgeçilmez kültürel geleneğin kökeni nedir? Bu soruyu cevaplandırabilmek için insanlığın başlangıcına kadar uzanmak gerekir (Türe, 1998).

İnsanların yazılı belgeler bırakmadan yaşadıkları tarih öncesi çağların en eskisi olan Paleolitik Çağda, mağara yaşantısı içinde olan insan, doğada bulunan kemik, hayvan dişleri, deniz ve kara hayvanlarının kabukları, çeşitli taşları toplayıp kolye şekline dönüştürerek ilk takıyı ortaya koymuştur. İnsanlık tarihinde ilk üretime geçilen Neolitik Çağda, doğadan toplanan malzeme ile yapılan kolyelerde, sürtünmeye uygun olan yüzeyleri parlatılmıştır. En eski düz halka bilezikler de sürtülerek parlatılmıştır. Böylece günümüzden yaklaşık on bin yıl önce, ilk kuyumculuk çalışmaları başlamıştır.

Kalkolitik Çağda taşın yanısıra maden insan hayatına girer. Kalkolitik çağda taşın yanı sıra maden insan hayatına girmiş ve İlk Tunç Çağında ise madenciliğe dayalı yaşam ağırlık kazanmıştır. Madenin insan hayatına girmesiyle takılar gerek malzeme, gerek biçim yönünden

(41)

zenginlik kazanmıştır. Anadolu'da Truva, Eskiyor, Kültepe, Alacahöyük de yapılan kazılarda ortaya çıkan İlk Tunç Çağı'na ait olağanüstü takılar dikkat çekmektedir. Özellikle Schliemann tarafından yapılan ilk Truva kazılarında ortaya çıkarılan ve bir kısmı yurt dışına kaçırılan, diademler, tokalar, zincirler, plakalar, düğmeler ve tellerden meydana gelen takı grubunun arkeolojik öyküsü ilginçtir. Orta Anadolu'da yaşamış olan Hititlere ait takı örneği son derece azdır. Yine aynı yörede yaşayan Frig kuyumcularının bizlere bırakmış oldukları takılar elbise tutturmaya yarayan fibulalardır. Bunlar çengelli süs iğneleridir (Ergil, 1991).

Yunan devletinin Arkaik Çağından günümüze pek az takı örneği kalmıştır. Greko-Pers Çağı, Anadolu'da Doğu ile Batı'nın karışımı olarak nitelendirilir. Greko-Pers harplerinden sonra altının çoğaldığı bilinmektedir. Klasik Çağda herşey en mükemmel şekilde yapılmıştır. Aynı mükemmellikte yapılan takılarda filigran (telkari) ve mine tekniği fazla, granülasyon tekniği ise nadiren kullanılmıştır. Hellenistik çağda takılar gündelik hayata girmiş. Küpe, bilezik ve kolyede daha önce moda olan figürlü motiflerin kullanılmasına devam edilmiştir. Roma çağında çeşitli taşlar, altının yanında yoğun bir şekilde kullanılmıştır. Bizans çağında ise daha çok dinsel amaçlı takılar dikkati çekmektedir. Süslemenin yoğun olduğu Bizans takılarında taş kullanımı artmış, altın ve gümüş ise taşı süsleyen unsur haline dönüşmüştür (Ergil, 1991).

Asırlardan beri bu gelenek, çeşitli uygarlıklarda görülmektedir. Bu büyük kültür, ustaların aracılığıyla günümüze kadar gelmiştir.

Bu takılarda Anadolu insanının kültür zenginliğini, inançlarını, yaşayış tarzını görmek mümkündür. Anadolu da her türlü kadın takısına rastlamak mümkündür (Alkası,1998).

Cumhuriyet döneminde Türkiye ‘de toplumda ekonomik ve kültürel yapı değiştikçe toplumsal yapıda da değişmeler oluşmuş tarımsal yapıdan endüstriye geçiş köy nüfusunu arttırırken kent nüfusunu çoğaltmıştır. Bu değişim sürecinde bazı değerler gibi takılarda değişime uğramış yerini yenilerine bırakmıştır.

Dünyada II. dünya savaşından sonrada ülkemizde de 12 Eylül1980 sonrasında gelişen kullan-at düşüncesi her alanda kendini göstermiştir. Göz ardı edilen aslında endüstriyel modern dünyada kültürün maddi ürünlerin manevi ve zihinsel tasarım imgelerinin, davranış kalıplarının, nesne biçimlerinin, kültür tarihinin bir parçası oldukları unutulmaktadır (Öztürk,1999).

(42)

2.2.3.Türklerde Takının Yeri ve Önemi

Yapılan kazılarda çıkan buluntular Türk insanının süslenmeye ve süslemeye verdiği önemin göstergesidir. Orta Çağlardaki son bulgular, bize eski Türk mücevherlerinin İskit karakteri taşıdığını göstermektedir. Selçuk hükümdarları tarafından kullanılan mücevherlerin bugün ne yazık ki mevcudu kalmamıştır (Payzın, 1985).

"Eski Türkler de kadın, süslenmeye önce başından başlamış, yüz güzelliğini, yüze sürülen allık ve göze çekilen sürmeler, yanaklara kondurulan benler, kulaklara takılan küpeler, örgülü saçlar ve saç süsleri, işlemeli başlıklar ve taçlarla zenginleştirilmiştir" (Payzın, 1985).

Selçuklu devri ziynet eşyalarından günümüze kadar ulaşan örneklerden birisi British Museum'da bulunan gümüş tokalarla bezenmiş bir kemerdir. Bu kemerin ön kısmında bulunan gümüş tokaların üzerine delik işi ve yaldız teknikleri uygulanmış olup müze kayıtlarında Anadolu'da ele geçirildiği belirtilmiştir (Erginsoy, 1988).

Osmanlı çağında Topkapı Sarayında sanatçı ve zanaatçı örgütleri oluşturulmuştur. Batıyla ilişkilerin başladığı 17. yüzyılda farklı zevklerin geliştiği, batı etkisi belirgin olarak görülür. Elmas ve incinin ön plana geçtiği mineciliğin ağırlık kazandığı dikkati çeker. Osmanlı çağında yapılmış takı örnekleri Topkapı Sarayının ünlü Hazine Dairesi'nde sergilenmektedir.

Etnografik takılar Anadolu'nun her yöresinde kendine özgü bir üslupla ortaya çıkar. Anadolu kadının giyimini zenginleştiren takılar, kişinin manevi dünyasını da zenginleştirmiştir. Kadın böylesi zengin giyimle yolda yürümüş ata binmiş, evde, tarlada çalışmış, düğüne, bayrama katılmıştır. Alın takısı, kemerbest, perperi, sokandırak, tomalka, zülüflük olarak bilinen örnekler etnoğrafik takıların sadece bir bölümüdür. Anadolu kadını, kıyafetini bu takılarla süslediği zaman görkemli bir görünüm kazanır (Ergil, 1991).

(43)

2.2.4.Eskişehir ilinde Takı Yapımında Kullanılan Araç ve Gereçler 2.2.4.1. Araçlar

Takı yapımında kullanılan araç-gereçler kullanılan malzemeye, kullanılan tekniğe göre farklılık göstermektedir.

2.2.4.1.1. Tezgah

Tezgâh, meslek grubundan insanın üzerinde çalıştığı, yapılan işin özelliğine göre değişik malzemelerden yapılmış, bir veya birden fazla kişinin çalışabileceği, değişik ölçü ve biçimlerde hazırlanmış çalışma tezgâhıdır (Kuşoğlu, 1994). İşin gerçekçi organizasyonu yüksek bir kuyumcu tezgâhı ile başlar ve tezgahın akılcı kullanımı ile devam eder. Ayrıca tezgah iki temel ihtiyacı karşılar, bunlardan bir tanesi değerli madenlerin yeniden kullanılması ve çalışma rahatlığıdır. Tezgâh bir ya da birden fazla insan tarafından kullanılabilecek şekilde yapılmıştır. Tezgâhın üst yüzeyi kullanılan malzemenin ve eşyaların düşmesini engellemek için bir siper ile çevrilmiştir. Tezgâhın üst yüzeyinin yerden yüksekliği 80 cm'dir. Kuyumcunun oturacağı yerde yarım daire şeklinde bir girinti bulunmaktadır. Kuyumcunun oturacağı kısımda tezgâhtan dışarıya doğru bir tahta parçası çıkmaktadır. Bu parçanın bir tarafı eğimli bir tarafı düzdür. Bu parçaya "takoz" adı verilmektedir. Takozun alt tarafında yarım daire biçiminde bir çekmece bulunup bu çekmecenin adı "meydan" dır. Çekmecenin amacı eğeleme esnasında talaş tozlarını toplamak ve kullanılan aletlerin sürekli el altında olmasını sağlamaktır. Çekmecenin tabanı ve yan kısmı çinko saç ile kaplanmıştır. Bunun sebebi ise kıymetli talaş tozlarının toplanmasıdır (Vitiello, 1995).

2.2.4.1.2. Haddeler Haddeler iki türlüdür.

1-Levha Haddeleri: Birbirine paralel, yatay konumda iki çelik silindirden meydana gelmiş olan, levhaları inceltmek için kullanılan bir alettir.

2-Tel Haddeleri: Külçe madenden tel elde etmek için kullanılan, üzerinde genişten dara doğru sıralanmış delikleri bulunan çelik bir alettir (Ülger, 1997).

(44)

şe m ko ol ak ar ku bu Made ekilde eritm - Yük manyetik olay gerçekl -Vaku lup, eritme ktarılmaktad -Elek rasında olan Kayn ullanılan, ulunmaktad 2.2.4.1.3 eni eritmede e fırını vardı ksek freka fırınlarda, eşmektedir. umda eritm e normal dır. ktrik rezis metallerin e 2.2.4.1.4. nak yapma sıvılaştırılm dır (Kuşoğlu Şekil n 3. Eritme Fı e kullanılan ır. anslı indük diğer ıs me, metal koşullarda tansı ile eritilmesinde . Kaynak a ak, gümüşü mış gaz i u, 1904). no:22 Tel ha ırını yüksek ısılı ksiyonlu e sıtma yön in işlendiğ yapılmakta eritme, e kullanılan b aygıtı (Şalim ü tavlamak le çalışan addeleri (A ı fırınlardır elektrikli e ntemlerine ği yerlerde adır. Daha ergitme bir yöntemdir mo) gibi her t bir aletti lexmakina, Günümüzde eritme, di göre er e tercih a sonra ka noktaları r (Ülger,199 türlü yakma ir. Bu ale 2010) e kullanılan iğer adıyla rime işlem edilen bir alıplardaki 500 ile 97). a ve-ısıtma etin değişik üç değişik a elektro mi daha r yöntem boşluklara 1250°C a işlerinde k ağızları

(45)

2.2.4.1.5. Parlatma makinesi

İki ucu uzatılmış silindirik ekseni olan elektrikle çalışan bir motordur. Kuyumculukta, motorun uçlarına konik diş açılmış şekilde olanları kullanılmaktadır. Bu uçlara yuvarlak fırça, bez veya keçe silindirler takılarak motorun çalışmasıyla dönen kısım nesneleri parlatmaktadır (Ülger, 1997).

Şekilno:24Parlatma motoru (Karamer, 2010) Şekil no:23 Parlatma makinesi (Alexmakina, 2010)

2.2.4.1.6.Çift (Pense)

Değişik alanlarda kullanılan, değişik şekillerde adlandırılan metal parçaları, değerli taşları tutmaya yarayan maşa görünümlü aletlerdir. Kuyumcular "çift" olarak isimlendirmektedirler (Vitiello, 1995).

2.2.4.1.7. Keski

Tel kesmek için kullanılan alettir. Düz keski, geleneksel keski ve eğimli (yan) keski gibi çeşitleri vardır (Vitiello, 1995).

2.2.4.1.8. Makas

Makas, kesmek için kullanılmaktadır. Kuyumcular genellikle büyük makasları tercih etmemektedirler. Çok uzun levhaları kesmek için özel şekilli makaslar kullanılıp seri üretimlerde motorlu makaslar kullanılmaktadır (Vitiello, 1995).

2.2.4.1.9.Testereler (Bıçkı)

Levhaların kesilmesinde, delik işi denilen uygulamada, kalıp ile çoğaltılan nesnelerin ayrılmasında kullanılan kesici bir alettir (Ülger, 1997). Maden kesen testerelerin 1/2 mm. incelikten 2 mm. kalınlığa değin çeşitli diş kalınlığında olan çeşitleri vardır (Kuşoglu, 1994).

(46)

2.2.4.1.10.Çekiç

Metallerin biçimlendirilmesi ve her türlü tekniğin uygulanmasında kullanılır. Kullanıldığı yerlere göre değişik çeşitleri ve adları vardır. Çukurlama çekici, perdah çekici, toplama çekici, kakmacı çekici gibi çeşitli adlar almıştır (Kuşoğlu,1994).

2.2.5.1.11.Eğeler

Maden üzerindeki katmerli, pürüzlü, çapaklı ya da derin çizgili kısımları gidermek için kullanılan çelik dişli alettir (Kuşoğlu, 1994). Eğeler uzunluk ve genişliklerine göre farklılıklar göstermektedirler. Diş biçimlerine göre eğeler kalın, kaba, yarı kaba, ince ve çok ince olarak sınıflandırılabilirler. Kesitlerine göre ise dörtkenarlı, üç kenarlı, oval, üçgen, yamuk, kare, balıksırtı vb. çeşitleri vardır (Vitiello,1995).

Şekil no: 25 Eğeler (2cteknik, 2010) 2.2.4.1.12. Malafalar

Bilezik ve yüzüklere şekil ve ölçü vermek için kullanılan ahşap veya metalden yapılan, koni biçiminde üzerinde küçükten büyüğe doğru numaraların bulunduğu bir ölçü aletidir.

Şekil no:26 Çelik yüzük malafası Şekil no:27 Geniş çelik yüzük malafası (Karamer, 2010) (Karamer, 2010)

Malafa aynı zamanda yüzük ve bilezik işlemede bir tür örs görevi üstlenmekte ve çekiçle vurulan darbelerin etkisini arttırmaya da yaramaktadır (Ülger, 1997).

(47)

Şekilno:28 Ağaç bilezik malafası Şekil no:29 Metal yuvarlak bilezik malafası (Karamer, 2010) (Karamer, 2010)

2.2.4.1.13.Yüzük Parmak Ölçüsü

Büyük bir çembere geçirilmiş, her birinin üzerinde numarası olan büyükten küçüğe doğru sıralanmış olan halkalardan oluşan bir araçtır (Vitiello,1995).

2.2.4.1.14. Freze (Elektrikli Matkap)

Düşük güçlü elektrik motoru bulunan, uç kısmına takılan çeşitli şekillerdeki freze uçlarının dönmesini sağlayan bir alettir. Frezenin motorlu kısmı üzerinde yer alan halkasından yüksek bir yere asılarak kullanılır. Piyasada değişik biçimlerde frezelere rastlanmaktadır.

Şekil no: 30 Freze makinesi (Alexmakina, 2010) 2.2.4.1.15. Freze Uçları

Sapları, matkap ucu gibi inceltilmiş ve değişik şekilleri olan bir çeşit eğedir. Genellikle, bir deliğin yuvarlatılması, bir Kakmanın etrafının düzeltilmesi ve taş üzerine motifler işlenmesi gibi işlerde kullanılır. Ayrıca değerli taşların yerleştirilmesi işleminde de kullanılırlar (Vitiello, 1995).

Şekil no:31 Konik freze uçları Şekil no:32 Düz freze uçları (Körfez Teknik, 2010) (Körfez Teknik, 2010)

(48)

2.2.4.1.16. Büyüteç

Bir nesnenin, bir alaşımın, bir taşın yüzeyinin incelenmesinde kullanılan özellikle kuyumculukta çok kullanılan bir alettir (Vitiello, 1995).

2.2.4.1.17 Kumpas

Normal cetvellerin ölçemeyeceği kadar küçük olan kısımları ölçen bir sistem ile çalışan alettir. Kumpas milimetrenin 1/10'u, 1/20'si ve 1/30'sini ölçebilmektedir (Vitello, 1995).

Şekil no: 33 Kumpas (Alexmakina, 2010) 2.2.4.1.18. Matkap

Bir delik açma aleti olup uç kısmına takılan çeşitli kalınlıktaki çelik burgular ile her cins malzemede istenilen delikler açan elektrikli bir alettir. Delik işi, kafes oyma, ajur gibi isimler alan tekniğin ana aletidir (Kuşoğlu, 1994).

2.2.4.1.19. Terazi

Bir alaşımın bileşenlerini, kaynak, lehim maddelerini hazırlamakta, mamulleri ve değerli taşları tartmakta kullanılan bir alettir. Tek kefeli, iki kefeli ve göstergeli kefeli olmak üzere üç çeşidi bulunup değerli taşlar için tek kefeli dijital okumalı teraziler üretilmiştir. Terazinin tartacağı asgari ağırlık ne kadar küçük olursa hassasiyeti o kadar yüksek olur. Ölçüler miligram cinsinden ifade edilir (Vitiello, 1995).

(49)

2.2.4.1.20. Mengene

Karşılıklı iki yanağı döner bir yivli çivi biçiminde iğinden geçen ve bir kolla nesneler sıkıştırılarak delik işi, çıkma ve tesviye gibi çeşitli işlerde kullanılan genellikle her atölyede bulunan alettir (Kuşoğlu, 1994). Şekil no: 34 Mengene

(Alexmakina, 2010)

2.2.4.1.21. Eritme Potası

Grafit, silisyum, kalsiyum oksit gibi maddelerden olup genellikle bardak tipli veya daha geniş ağızlı ve yüksek ısıya dayanıklı eritme kabıdır. Kuyumcu atölyelerinde grafit ya da toprak özlü potalar kullanılmaktadır. Potalar erimiş maddelerin akmasını sağlamak amacı ile şekilli bir ağıza sahiptir. Isınma ve soğuma sırasında oluşan genleşmeler potanın ömrünü kısaltmaktadır (Vitiello, 1995).

2.2.4.1.22.Külçe Kalıpları (Sidre ve Dereceler)

Külçe ya da levha şeklini vermek için erimiş metallerin konulduğu çelik kaplardır. Bu kaplar eskiden taştan yapılırdı (Vitiello,1995).

2.2.4.1.23. Heştek Kalıbı

Metale hacim kazandırmak için kullanılan maden veya sert ağaçtan yapılmış olan dişi kalıba heştek, farklı ölçülerde olan yuvarlak veya konik biçimli çökerticilere de hafşek adı verilmektedir (Ülger, 1997).

Şekil no: 35 Heştek kalıbı (Karamer,2010)

(50)

2.2.4.1.24.Çelik Kalem

Çelikten yapılan, metal üzerine oyarak ya da kazıyarak desen aktarma işleminde kullanılan bir alettir.

2.2.4.1.25.Amyant Eldiven

Amyantın yalıtma özelliğinden faydalanmak için yapılan eldivenler, işçilerin ellerinin sıcak nesnelerle teması sırasında sıcaktan korunmaya yönelik kullanılmaktadır. Nesnenin çok sıcak olması durumunda bu eldivenler dayanıklı değillerdir, yanabilirler. Bu eldivenler daha çok kaplamalarda ve metallerin eritilmesi sırasında kullanılır (Vitiello, 1995).

2.2.4.1.26.El Fırçası

Tezgah üzerinde bulunan kıymetli tozların eller ve takozdan temizlenmesinde kullanılan bir araçtır (Vitiello, 199).

2.2.4.2. Gereçler

Takı yapımında seçilen malzeme takıların özelliğini ve değerini belirleyici bir unsurdur. Bu malzemeler önceleri taş, kemik, deniz kabuğu, hayvan dişleri zaman içerisinde gelişme göstererek madenlere ve değerli taşlara dönüşmeye başlamıştır. Günümüzde çeşitli madenlerden ve taşlardan yapılan takılar çoğunluktadır.

2.2.5.Eskişehir ilinde kullanılan Takı Yapım Teknikleri 2.2.5.1.Dövme Tekniği

Kullanılan tekniklerin en eski olanıdır. Bu teknikte, madenler çekiçle, örs üzerinde dövülerek işlenir.

2.2.5.2.Döküm Tekniği

Potada eritilen madenlerin istenen biçimde hazırlanmış kalıplara dökülerek dondurulmasına döküm denir.

(51)

a) İçi dolu (masif) döküm. b) İçi boş döküm.

c) Bal mumu tekniği. d) Santrifüj döküm.

Şekil no: 36 Parçaları döküm tekniği kullanarak yapılmış kemer (Büyükyazıcı, 2009)

2.2.5.3. Tornada Çekme Tekniği (Sıvama Tekniği)

Torna tezgâhında yuvarlak madeni plakalar kullanılarak yuvarlak ve oval içi boş eserler seri olarak yapılabilir.

2.2.5.4.Pres Tekniği

Tasarlanan formun, erkek ve dişi olarak çelik kalıplara işlenip, metallerin (Altın - Gümüş) çelik kalıbın arasına koyarak, presle uygulanan kuvvetin metali şekillendirmesine denir.

2.2.5.5. Elektro Form Tekniği

Kalıp ya da mandrel üzerinde bir metalin elektrolitik kaplamasıyla cisimlerin şekillendirilmesidir.

Şekil

Şekil no: 3 Alemşah Kümbeti’nin piramit çatısı ve genel görünümü         (Baş, 2010)
Şekil no:6 Ulucami’nin ahşap sütunları
Şekil no:11 Kurşunlu Camii(Sivrihisar Müftülük, 2010)
Şekil no: 12 Hamamkarahisar Camii  (Keskin, 2001)
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

• Elde nakış yapmaya uygun kumaş, toplu iğne, dikiş iğnesi, kumaşa uygun kalınlık ve renkte iplik, ütü ve gereçleri, makas, sabun ve cetvel gibi araç ve

El Sanatları Teknolojisi Basit Nakış Temel İğne Teknikleri Modülü Ankara. •

Sol veya sağ taraftaki iki ip sıra ile sabit tutularak diğer ip ile onun üzerine düğüm atılır. Görüntü olarak su

 Şerit örgüler üç, dört, beş, yedi, dokuz adet şeritlerle veya daha çok sayıda şerit kullanılarak örülebilir.. Şeritler kısa geldiğinde eklemeler yapılarak örgüye

HAZIR GEREÇLERLE YAPILAN SÜSLEMELER HARÇ, ŞERİT, DANTEL VE KORDONLAR... HAZIR GEREÇLERLE

İğne birinci pulun ortasından batırılarak soldan bir pul boyu mesafeden kumaşın yüzüne çıkartılır..  İşlem tekrarlanarak yan yana

• Üretime geçilmesi düşünülüyorsa, tasarımın hazırlanmasında, tasarımın sunulacağı imalatçı kuruluşun satış politikası, üretim kapasitesi, fiyat politikası,

Öğrenciler tasarladıkları ve modelin kalıplarını çıkarttıkları giysi parçaları üzerinde belirledikleri yaka, kol ve etek ağızları, omuz, sırt, cep ağızları