EELLEEK
KTTR
RO
ON
N‹‹K
K K
KÜ
ÜLLTTÜ
ÜR
R O
OR
RTTA
AM
MIIN
NA
A M
MEEN
NK
KIIB
BEELLEER
R::
M
MEEH
HM
MEED
D EEM
M‹‹N
N TTO
OK
KA
AD
D‹‹ Ö
ÖR
RN
NEE⁄
⁄‹‹
A
Ayynnuurr KKOOÇÇAAKK**
Ö ÖZZEETT
Bir anlat› türü olan menk›be, öncelikle sözlü kültür ürünüdür. Teknolojik geliflmeler sonucu bu an-lat› türü, yeni kültür ortamlar›nda da karfl›m›za ç›kmaktad›r. Bu çal›flmada menk›be türü, 18. yüzy›l ve-lilerinden Mehmed Emin Tokadi’nin sözlü, yaz›l› ve elektronik kültür ortam›na yans›yan menk›beleri esas al›narak incelenecektir.
A ABBSSTTRRAACCTT
Legends which are a type of narrative, are specilically the product of oral culture. This type of nar-rative appears in new mediums of culture, as technology develops. In this study, legends will be app-roached through those of Mehmed Emin Tokadias they reflect in oral, written and electronic culture.
A
Annaahhttaarr kkeelliimmeelleerr::Menk›be, Menâk›bnâme, Sözlü Kültür Ortam›, Yaz›l› Kültür Ortam›, Elektronik Kültür Ortam›.
K
Keeyy WWoorrddss::Legend, Hagiography, Medium of Oral Culture, Medium of Written Culture, Medium of Electronic Culture.
G Giirriiflfl
Toplumda derin izler b›rakm›fl kiflilerin hayatlar›n›n, özellikle ola¤anüstü taraf-lar›n›n anlat›ld›¤› ve esas itibariyle sözlü gelenek ürünü olan menk›be, yeni kültür ortamlar›nda da karfl›m›za ç›kmaktad›r. Kültürü meydana getiren gelenekler, in-sanl›k tarihinin yaflad›¤› üç kültür sürecinde; sözlü, yaz›l› ve elektronik kültür or-tamlar›nda de¤erlendirildi¤inde, farkl› sosyo-kültürel ba¤lamlarda, yeni yap›lan-malarda ortaya ç›kmaktad›r. ‹nsanl›¤›n geçirdi¤i evrim boyunca, sözlü ve yaz›l› kültür aras›ndaki ayr›m, ancak elektronik ça¤da alg›lanmaya bafllanm›flt›r. Elektro-nik ça¤, ikincil sözlü kültür ça¤›d›r; varl›¤› yaz› ve matbaa teknolojilerine dayanan telefon, radyo ve televizyona özgü sözlü kültürün ça¤›d›r (Ong, 1991: 15).
Bu çal›flmada üç kültür ortam›nda inceleme olana¤› buldu¤umuz Mehmed Emin Tokadi1ba¤lam›nda menk›be2ve kültür ortamlar› (sözlü, yaz›l›, elektronik) de¤erlendirilecektir. Tokadî’yle ilgili en eski kaynak yaz›l› kültür ortam› içinde de-¤erlendirece¤imiz Mehmed Emin Tokadî Menâk›bnâmesi’dir. Bu menâk›bnâme yaz›l› kültür ortam› içinde, Tokadî’nin türbesi çevresinde anlat›lan menk›beler
söz-lü kültür ortam› içinde ve televizyon filmi olarak haz›rlanan menk›beleri de elekt-ronik kültür ortam› içinde ele al›nacakt›r.
II.. MMeennkk››bbee
Sözlü gelene¤in k›sa anlat›m türlerinden olan ve temelinde inanç unsuru bulu-nan efsanelerin tarihi ve dini flahsiyetlerin etraf›nda teflekkül edenlerine menka-be/menk›be denmektedir. Menk›be, genellikle, tarih sonras› geçmiflte veya yak›n geçmiflte meydana gelen (ola¤anüstü olaylar içerse de) gerçek kiflileri konu alan ve gerçek mekânlarda geçen, bu nedenle de anlatan ve dinleyen kiflilerce inan›lan ve geleneksel bir anlat›m tarz›d›r.
Boratav, eskiden dinlik konulardaki efsanelere menk›be dendi¤ini belirtir (Bo-ratav, 2003: 121) ve tarihlik efsanelerin yaz›l› edebiyatta menk›be ad›yla an›ld›¤›-na iflaret eder. Ermifl kiflilerin Müslüman-Türk toplumlar›ndaki özellikleri, onlar›n dinlik niteliklerden çok, ola¤anüstü güçlerle al›fl›lm›fl›n d›fl›nda ifller görmeleri ol-du¤una de¤inen Boratav, bu tür efsaneleri dinlik olarak de¤il, tarihlik efsaneler bafll›¤› alt›nda incelenmesinin daha uygun olaca¤›n› ifade eder (Boratav, 2003: 124-126).
Efsane ile menk›beyi ayn› bafll›k alt›nda de¤erlendiren Elçin, bunlar›n masaldan ayr› eserler oldu¤unu söyler ve Türkler’in hayat›nda flaman, alperen, peygamber, halife, padiflah, fleyh, fleyhülislâm, asker vb. gibi otoriteler etraf›nda veya flehirler, saraylar, camiler, mezarlar, türbeler, adaklar… üzerine do¤mufl masallar›n ve menk›belerin bu mahsuller aras›nda yer ald›klar›n› belirtir (Elçin, 1986: 315). Y›l-d›r›m ise menk›beleri sözlü ortam kaynaklar› içinde anlatmal›k dokumalar aras›n-da sayar ve menk›beyi efsaneden ayr› de¤erlendirir (Y›ld›r›m, 1998: 100-101).
Menk›beler üzerine önemli çal›flmalar› bulunan A. Yaflar Ocak, bunlar›n haya-t›n› anlatt›klar› velîlerin etraf›nda cereyan eden tarihî olaylar› ve bu velîlerin iliflki-de bulunduklar› çeflitli tarihî flahsiyetleri bazen öteki kaynaklarda rastlanmayacak cinsten bilgilerle anlatt›klar›n› belirtir (Ocak, 1997: 66). Ortayl› da menk›benin re-el aya¤› üzerinde durur ve onu flöyle tarif eder: Bre-elirgin ölçüde tarihi realiteye ayaklar›n› uzatm›fl siyasal nedenlerle veya do¤rudan do¤ruya edebi imaj dolay›s›y-la daldolay›s›y-lan›p budakdolay›s›y-land›r›lm›fl, bir proza nesir (Ortayl›, 2004: 11).
Menk›be, genellikle efsane alt bafll›¤› alt›nda de¤erlendirilmifltir. Efsaneyle or-tak yönü, ola¤anüstü olaylar içermesi, temelinde inanç unsurunun bulunmas› ve k›sa anlat› olmas›d›r. Ancak menk›belerin önemli bir k›sm›n›n, gerçekten yaflanm›fl
tarihî olaylardan kaynakland›¤› ve anlat›lan olaylar›n belli bir tarihte ve co¤rafî mekânda meydana geldi¤i göz önüne al›nd›¤›nda menk›beyi, sözel ortam›n ba-¤›ms›z bir anlat› türü olarak ele almak gerekmektedir.
IIII.. SSöözzllüü KKüüllttüürr OOrrttaamm››nnddaa MMeennkk››bbeelleerr
Yaz› öncesi, toplum hayat›n›n, etkinliklerinin olufltu¤u, bilgi, teknoloji, tecrübe ve iflin aktar›ld›¤›, iliflkilerin ve kurumlar›n belirginleflti¤i, düzenin iflledi¤i, iletiflim dilinde sabit anlat›m biçimlerinin ortaya ç›kt›¤› ve kendilerine özgü içerik kazan-d›klar›, estetik anlay›fl›n ve bunun yans›malar›n›n, bilinmeyen ile ilgili aç›klamala-r›n, inanç ve ahlâk normlar›n›n oluflturdu¤u ortam, sözlü ortam (Y›ld›r›m, 1991: 95-96) olarak tan›mlanabilir. Bir toplumun üyelerinin yüz yüze ve sese dayal› ola-rak iletiflim kurduklar›, kuflaktan kufla¤a sözlü olaola-rak aktard›klar› kültür ortam›, sözlü kültür ortam›d›r. Bu kültür ortam› canl› iletiflime dayal›d›r. De¤erler, inanç-lar, dünya görüfller sözlü gelenek yoluyla dile getirilir ve aktar›l›r.
Bütün kültürler önce sözellik aflamas›ndan geçer ve kültürel kimli¤in oluflma-s›nda ve devaml›l›¤›nda aslî fonksiyonlar üstlenen halk kültürü ürünleri, sözlü ge-lenek yoluyla aktar›l›r. Bir toplumun üyeleri; de¤er, inanç, ölçü ve dünya görüflle-rini sözlü gelenek yoluyla dile getirir. Bunlar fertlerin gönüllü ve ortak kabulleriy-le oluflmaktad›r (Görkem, 2000: 4). Sözlü gekabulleriy-lenekte yer alan tamamen sözlü, k›s-men sözlü veya tamak›s-men sözsüz bir flekilde yarat›lan, fakat toplumun üyeleri ara-s›nda dolaflan ve kuflaktan kufla¤a sözlü olarak aktar›lan her fley, sözlü kültür kap-sam› içinde kabul edilir. ‹letiflim esas›na dayanan ve yaz›, matbaa, elektronik araç gibi sesi, sözü ve bunlar›n anlamlar›n› herhangi bir flekilde mekâna ba¤layan tek-nolojiler kullan›lmaks›z›n yüz yüze ve ses sese dayal› olarak iletiflim kurduklar› or-tama sözlü kültür ortam› denmektedir (Çobano¤lu, 2000: 124). Sözlü kültür, top-lumsal belle¤e dayal›d›r: Kiflileri daha az içine kapal›, d›fl dünyaya ve topluma aç›k k›lar; üreten yaln›z de¤ildir, bireyleri birlefltiricidir; toplumsald›r.
Türk kültür hayat›nda önemli bir yere sahip veli kültü, kayna¤›n› ‹slâm öncesi eski Türk inançlar›ndan olan atalar kültünden ve fiaman tipinden alm›fl, tasavvuf ak›m› da bu kültün kuvvetlenmesini, yay›lmas›n› ve itibar›n›n artmas›n› h›zland›r-m›flt›r.3Ölümlerinden sonra da velilerle ilgili, müritleri ve yak›n çevresi aras›nda oluflan menk›beler ilginin artarak sürmesine katk›da bulunmufltur. Halk aras›nda sözlü kültür ortam›nda ortaya ç›kan menk›beler yüzy›llar boyunca bir nesilden nesle geçerken daima büyümüfltür (Köprülü, 1984: 27). Anadolu’nun her yöresin-de evliya türbe ve makamlar›n› ziyaret, burada yatan kiflinin sa¤l›¤›nda
gösterdik-leri kerametgösterdik-lerin öldükten sonra da devam etti¤ine inan›lmas› sonucudur. Cilâ-c›’n›n türbelerle ilgili yapt›¤› tasnife göre (Cilac›, 1999: 348), Mehmed Emin Toka-dî türbesinin, tarihî ve tipolojik aç›dan tarihî, nüfus ve çekicilik aç›s›ndan millî ve sosyal çevre yönünden ise flehirli tip oldu¤u söylenebilir (Koçak, 2003: 83).
Saraçhaneli Mehmed Efendi ya da Tokatl› Emin Efendi olarak da bilinen Meh-med Emin Tokadî’nin türbesi, Fatih Belediyesi’ne ba¤l› Unkapan› semtindedir. Zeyrek yokuflu ile Atatürk Bulvar›’n›n kesiflti¤i noktada, sarn›c›n üzerinde bulun-maktad›r. Mehmed Emin Tokadi’nin türbesinde yapt›¤›m›z alan araflt›rmas›nda Mehmed Emin Tokadî’yle ilgili kerametlerin anlat›ld›¤› menk›belere rastlanm›flt›r (Koçak, 2003: 96-99). Mahide Ertürk4adl› kaynak kiflinin anlatt›¤› menk›be flöyle-dir:
Ben içeride tespih çekerken yani ne kadar da olsa insan ürperiyor, yeflil fosfor-lu bir tane tespihi var çekiyor onu içeride türbenin bafl›nda. Birisi çekiyor orda on-dan sonra bir genç çocuk girdi içeri, ç›kt›lar, içerde kim var dedim, abla kimse yok, dedi. Bir kere daha gördüm o¤lumu ça¤›rd›m görüyor musunuz diye vallahi... Sim-siyaht›, ›fl›kland›rma yok sadece ben fosforlu tespihi gördüm birisi oturmufl orda dua ediyor, tespihi çekiyor diye düflünüyorum. Cuma gecesi me¤er içerde kimse yokmufl.
Yapt›¤›m›z araflt›rmalar s›ras›nda bir kerâmet göstergesi olarak hastalar› iyilefl-tirmeye de s›kça rastlanm›flt›r. Bu tür kerâmetle ilgili olarak Mehmet Altuner’in5 yaflad›klar flöyledir:
2002 y›l›nda Çapa T›p Fakültesi yo¤un bak›ma al›nan Mehmet Altuner’e zatür-re teflhisi konulur. Ancak virüse karfl› ilaç bulunamaz. Hasta, yo¤un bak›mda kal-d›¤› esnada 7. veya 8. günü rüyas›nda Tokadî’yi yak›ndan görür, Tokadî onun ar-kas›n› s›vazlayarak dua eder. Ertesi gün hastada birden iyileflme iflaretleri görülür (Koçak, 2003: 98).
Sözlü kültür ortam›nda anlat›lan Tokadi’yle ilgili menk›belerde rastlan›lan ke-ramet motiflerinden bafll›calar› H›z›r’la buluflma, öldükten sonra görülme,6 yar-d›mc› olma (özellikle ifl bulma konusunda), hastal›klar› iyilefltirme, hayvanlar› emri alt›na alma7fleklindedir.
Toplumsal geliflme, kitle iletiflim araçlar›n›n yayg›nl›k kazanarak kültür ve refah düzeyinin yükselmesi, ziyaretlerde bir eksilme veya gerilemeye sebep olmam›flt›r. Evliyalar üzerine anlat›lan fleylerin büyük bölü¤ü tam bir hikâye yap›s› almam›fl, yal›n bir olguyu saptamakla yetinmifltir (Boratav, 2003: 127).
Sözlü kültür ortam›, yaz›l› ortam sonras› u¤rad›¤› tüm de¤iflmelere ra¤men or-tadan kalkmam›flt›r (Y›ld›r›m, 1998: 95-96). Görüldü¤ü gibi 18. yüzy›lda yaflam›fl bir veliyle ilgili menk›beler, günümüz insan› taraf›ndan anlat›lmaya devam etmek-te ve ça¤›n gereksinimlerine uygun keramet motifleriyle donat›lmaktad›r.
IIII.. YYaazz››ll›› KKüüllttüürr OOrrttaamm››nnddaa MMeennkk››bbeelleerr
Yaz›l› kültür ortam› sözlü kültür ortam›n›n devam etti¤i dönemlerde yaz›n›n ica-d›yla ortaya ç›kan ve iletiflim malzemesinin bir tak›m ses de¤erleri yüklenen sem-bollerle ifade edilmesi ve iletiflim malzemesinin papirüs, deri, tafl, tahta ve k⤛t gi-bi yüzeylere yaz›lmas›yla do¤mufltur. Bu ortam, insanl›k tarihinde en fazla befl gi-bin y›l gibi bir zaman diliminde geçekleflmifltir (Çobano¤lu, 2000: 123). Yeni bir kültür ortam›ndan söz edilmesini sa¤layan yaz›d›r. Ogburn’un ifade etti¤i gibi icat, önem-li bir zorunlu sosyal de¤ifönem-lim faktörüdür. Esasen icat sadece mekanik de¤il, ayn› za-manda toplumsal boyutlar› olan bir fenomendir (Kongar, 1995: 169). De¤iflmenin itici gücü teknolojidir. Teknoloji, insan ve do¤a iliflkisi ya da çeliflkisi sonunda or-taya ç›km›flt›r ve teknoloji, insan›, öteki canl›lardan ay›ran ve do¤aya uyumunu sa¤-layan bir ö¤edir. Pek do¤al olarak, teknoloji, içinde do¤du¤u, geliflti¤i toplumdan ba¤›ms›z de¤ildir ve toplumsal yap›n›n en önemli belirleyicilerinden biridir.
Yaz›l› kültür, sözlü kültürden sonra do¤mufltur ve bu kültür yapayd›r. Yaz›, iflit-meyi görmeye de¤ifltirir ve sözlerinin esrarl› halesi ve yank›lar›yla birlikte kiflinin anlama tarz›n› bir metni anlamaya dönüfltürür (Ellul, 1998: 65). Bir teknoloji olan yaz›da belirli bir yazar vard›r ve yaz› bireysel belle¤e dayal›d›r. Metne ba¤l› olan yaz›l› kültürde okur de¤iflse de metin de¤iflmez. Sözden yaz›ya geçiflte oldu¤u gi-bi, yaz›n›n benimsenmesinde ve kullan›m flekillerinde de aflamalar görülür. Bir teknoloji olan yaz›, toplumlar›n hayat›na girerken önce el yazmas›, zamanla tafl basmas› ve en son matbaa ile karfl›lafl›r.
Menk›beler öncelikle sözlü kültür ortam›n› ürünleriyken IX-X. yüzy›ldan baflla-yarak bir veli hakk›ndaki menk›beleri toplayan ve kendilerine menâk›b, menâk›b-nâme, vilayetnâme/ velâyetname ad› verilen ba¤›ms›z eserler yaz›l› kültür ortam› ürünleri olarak karfl›m›za ç›km›fllard›r (Güzel, 2004: 331). Bu eserler, Anadolu’da XII. yüzy›ldan bafllayarak din ve toplum yaflam›nda etkin olan çeflitli tarikatlar›n ileri gelenlerinin yaflamlar›n›, ola¤anüstü hal ve kerametlerini temel konu edinmifl-lerdir. Böylelikle bir yandan sözlü kültür ortam›nda anlat›lmaya devam eden men-k›beler, bir yandan da menâk›bnâme ad›yla yaz›l› kültür ortam›nda karfl›m›za ç›k-maktad›r.
Anadolu’da Türk edebiyat›n›n ilk ça¤lar›ndan bafllayarak ortaya ç›kan menâ-k›bnâmelerin kahramanlar› Anadolu’da ve Rumeli’de Türk fütûhat›na kat›lm›fl, ya-r› missionnaire, yar› savaflç› dervifller (Sar› Saltuk, Geyikli Baba gibi), ya da daha sonralar› geliflip örgütlenecek olan mistik tarikatlar›n kurucular› veya propaganda-c›lar›d›r (Hac› Bektafl, Abdal Musa, Kaygusuz Abdal gibi); menk›belerle, efsaneler-le kaynaflm›fl olan biyografyalar›nda onlar birer ermifl çehresiyefsaneler-le belirirefsaneler-ler (Boratav, 1969: 404). Bu türlü eserlerin en eskilerinden ikisinin Saltuknâme ile Hac› Bektafl Vilâyetnâmesi’nin yaz›l›fl tarihleri XV. yüzy›ld›r. Ahmed Yesevî’yle ilgili menk›be-ler ise XII. yüzy›ldan itibaren anlat›lmaya bafllam›fl, Hazinî adl› bir Yesevî dervifli taraf›ndan III. Murad (1574-1595) zaman›nda XVI. yüzy›l sonlar›nda kaleme al›n-m›flt›r.8
Menk›belere iliflkin ilk ilmî çal›flmalardan biri A. Recep Baysun’un Türk Edebi-yat›nda Evliyâ Menk›beleri adl› çal›flmas›d›r (Baysun 1935). Baysun, çal›flmas›nda menk›belerle ilgili yapt›¤› tasnifin 3. s›ras›ndaBelli Bir Tarikata Mensup Meflayihin Anlat›ld›¤› Kitaplar olarak söz etti¤i s›n›f için Menâk›b-› Hac› Emin-i Tokadî ve Ah-met Yekdest-Nakflibendiye (fieyh AhAh-met Yekdest ve halifeleri ile Muhammed Emin Tokadî’nin Menâk›b›) ad›yla bu çal›flmada sözü edilen Tokadi Menâk›bnâmesi’ni örnek verir.
Orhan Köprülü, menâk›bnâmeleri üç grupta inceler:
a. Dinî-askerî kahramanlara ait destanî mahiyette hikâyeler (Saltuknâme gibi) b. Bektaflilik gibi ilk as›rlar›nda tamam›yla askeri bir mahiyet tafl›yan heteredoks tarikatlere mensup velîlerin menâk›bnâmeleri (Sultan fiücaüddin Menâk›bnâmesi)
c. Büyük flehir ve kasabalara tarîkat kurmufl, flöhret kazanm›fl sûfîlere ve onla-r›n müritlerine ait menâk›bnâmeler (Akflemseddin Menâk›b›), (Köprülü 1953: 5-6).
Menâk›bnâmeleri, tip olarak iki gruba ayr›lan Ocak ise bunlardan birincisini, tarihî gerçeklere dayanan menkabeler, di¤erini ise hayalî menkabeler olarak nite-ler (Ocak, 1992: 34-36).
Daha önce sözlü kültür ortam›nda menk›beleri derlenen Mehmed Emin Toka-dî’yle ilgili menak›bnâme, Menâk›b-› fieyh Emin Tokadî. ad›yla ö¤rencisi Seyyid Yahya Efendi taraf›ndan yaz›lm›flt›r (Koçak, 2003: 138-206). Tokadî Menâk›bnâ-mesi, tipine göre de¤erlendirildi¤inde, biyografi mahiyetinde menâk›bnâmelere dahil edilebilir. Bu tipteki menâk›bnâmeler, genellikle konu edinilen velînin dev-rinde yahut çok k›sa bir zaman sonra, kendisiyle ayn› çevrede yaflayanlar henüz
hayatta iken kaleme al›nm›fl, biyografik eser niteli¤indedir. Bu eserleri yazanlar, velînin ailesini, do¤umunu, yetiflmesini, fleyhli¤e geçiflini, etraf›na toplanan mürit-lerini, çeflitli faaliyetlerini ve nihayet vefat›n› menk›beler halinde, üstelik kronolo-jik bir s›ra ve irtibat dahilinde anlat›rlar (Ocak, 1992: 39).
Tarihî gerçeklere dayanan menk›beler içinde yer alan Mehmed Emin Tokadî Menâk›bnâmesi’nde geçen olaylar bize o dönem siyasî, dinî ve tasavvufî tarihi hakk›nda bilgiler vermektedir. Sözlü kültür, yerini yaz›l› kültüre b›rak›rken yaz› arac›l›¤›yla kültürel devaml›l›¤›n yeni bir boyutu ortaya ç›km›flt›r.
IIIIII.. EElleekkttrroonniikk KKüüllttüürr OOrrttaamm››nnddaa MMeennkk››bbeelleerr
Yak›n dönemlerde elektroni¤in kitle iletiflim9 alan›na yayg›n biçimde girmesi kültürün sadece yaz›l› ve sözlü ortamda de¤il, bunlar›n yan›nda elektronik ortam içinde de bir yandan korunmas›n›, öte yandan da yay›lmas›n› mümkün hâle getir-mifltir. Elektronik aletler ve kitle iletiflim araçlar› sayesinde kültür eserleri, yaz›l› ve sözlü biçimlerden çok daha h›zl› ve genifl bir alana çok daha etkili biçimde yay›-labilme imkân›na kavuflmufltur. Art›k günümüzde sadece yaz›l› ve sözlü kültür or-tam›ndan de¤il, bunlara ek olarak elektronik kültür oror-tam›ndan da söz etmek ka-ç›n›lmaz olmufltur.
1839’da foto¤raf›n icad›ndan itibaren medya dünyas›nda bir de¤iflim bafllam›fl ve yaz›dan görüntüye kayma, film, televizyon sayesinde gittikçe belirginleflmifltir (Aytaç, 2002: 19). Türk halk› 1927 y›l›nda radyo ve 1968 y›l› sonunda televizyon ile tan›flm›flt›r. Radyo ve televizyon yay›nc›l›¤›n›n bütün dünyada yeniden-düzen-lenmesinin ve yeniden yap›lanmas›n›n yafland›¤› 1980’ler, yay›nc›l›k politikas› araflt›rmalar›n›n serpilip geliflti¤i ve ço¤ald›¤› y›llard›r (Kejanl›o¤lu, 2004: 27-28). 1980 y›l›, Türkiye yak›n tarihinde önemli bir dönüm noktas› olarak kabul edilmek-tedir. Bu y›llarda ülke h›zl› bir de¤iflim sürecine girmifltir.10
Türkiye’de televizyonda tek devlet kanal›ndan çok say›da özel kanala geçifl, bafll› bafl›na bir seyirci olgusu yaflatm›fl ve seyirci, kendi dünya görüflüne uygun ka-nallar›n müdavimi olmufltur (Aytaç, 2002: 11). Georg Gebner, televizyonu bu gü-nün egemen medyas› sayarken ayn› zamanda modern hikâye anlat›c›s› olarak ad-land›rmakla haber vermek, anlatmak ve oyun oynama ifllevine de¤inir (Aytaç, 2002: 61). Baz› araflt›rmac›lar ise ça¤dafl kültürde televizyonun ilkel toplumlarda belli bafll› ritüellerin de¤iflkenli¤i üreten ve var olan de¤erleri ve normlar› sürdüren kültürel araçlar olarak ifllev gördü¤ünü, bu nedenle ilkel toplumlardaki ritüellerle ça¤dafl toplumlardaki televizyonun çarp›c› benzerlikleri oldu¤unu ileri sürerler (Akdo¤an, 1995: 48-49).
Türkiye’de ilk mevlid yay›n›n›n 1974 y›l›nda yap›ld›¤› ve televizyonda zaman içerisinde dinî yay›nlar›n artt›¤› görülür (Akarp›nar, 1999). Özel kanallarla birlikte televizyona özellikle peygamberler, halifeler, tarikat fleyhleri gibi önemli flahsiyet-lerin yaflamlar› aktar›l›r (Koçak, 2003: 102). 1983 y›l›nda bir özel gazete ‹slâm âlimlerini tan›tmak, evliyalar hakk›nda halk› bilgilendirmek üzere projeler bafllat›r. Gazetenin yay›nlar› aras›nda ‹slâm Âlimleri Ansiklopedisi ve Evliyalar Ansiklope-disi ç›kar ve bunlar gazeteyle birlikte promosyon olarak verilir ve gazetenin tiraj› 50.000’den 1.000.000’a ulafl›r11. Gazete, kitap ve ansiklopedi da¤›t›m›n›n ard›n-danbüyük velîleri tan›tan kaset çal›flmalar› bafllat›r. Böylece bu gazetenin girdi¤i her eve elektronik kültür ortam›nda üretilen dinî-tasavvufî içerikli kasetler de gi-rer.12
22 Nisan 1993 tarihinde ad› geçen gazetenin televizyon kanal› yay›na bafllar ve bu kanal özellikle bu gazetenin daha önce gerçeklefltirdi¤i faaliyetleri ekrana yans›tmay› hedefler. Yap›mc›lar kanal henüz yay›n hayat›na bafllamadan Gönül Sultanlar› adl› bir dizi film çekimini gerçeklefltirirler. Gönül Sultanlar› bafll›¤› alt›n-da özellikle tasavvufî yönleriyle tan›nan büyük zatlar seçilir. Bunlar›n hayatlar› drama haline getirilerek film yap›l›r ve böylece gazetesinin bafllatt›¤› projeyi gaze-teye ba¤l› özel televizyon kanal› vas›tas›yla görsel bir flekilde sunulur. 1993 y›l›n-da televizyon filmi olarak çekilen filmler y›l›n-daha sonra vcd (video compact disc)lere aktar›l›r. Batmayan Günefl (Abdülkadir Geylani), Beyaz Gece (Mehmet Emin Toka-di), Bir Zamanlar Sarhofltu (Biflr-i Hafi), Gayret (Ebul Vefa), Hasat (Hac› Bayram Ve-li), Hüdayi Yolu (Aziz Mahmud Hüdayi), ‹lahi Aflk (‹brahim Bin Ethem), Sonsuzlu-¤un ‹ki Yakas› (Veysel Karani), Veliler Serdar› (Hasan Basri), Yefleren Asma (Beflik-tafll› Yahya Efendi) adl› filmler baz› velilerin menk›belerinin elektronik kültür orta-m›na yans›malar›d›r. Bunlar›n kaset ve vcd’leri özellikle dini yay›nlar satan kitap-ç›larda, kasetçilerde ve özellikle de türbe girifllerinde sat›lmaktad›r. Yine onlarla internet siteleri ve web sayfalar› düzenlenmektedir.
Türbesi ve yaz›l› menâk›bnâmesi üzerinde araflt›rma yap›lan Mehmed Emin To-kadî’nin menk›belerinin de elektronik kültür ortam›na Beyaz Gece ad›yla bir filmi yap›larak yans›d›¤› görülmüfltür. Filmde yer alan menk›belerin, büyük ço¤unlu¤u-nun yaz›l› kaynaktan al›nmas›na karfl›n baz› önemli eklemeler de yap›lm›flt›r. Ör-ne¤in, velinin mezar›n› ziyaret edenlerin cehennem ateflinden kurtulmas›yla ilgili bir dua yaz›l› kaynakta bulunmamaktad›r. Yaz›l› kaynaktaki vasiyetinde flu ifade-ler yer almaktad›r:“Tekkem var diye beni oraya defnedip, üzerime büyük bir san-duka yapt›r›p ve baflucuna da bir mum koyup; topra¤›m› s›tmaya, sar›¤›m› sara
hastal›¤›na iyi gelir, diyerek veled-i zinadan biri haber yayarak beni canbaz yo-¤urtcusu gibi dilendirmeyin. Cenazemi bir cemiyyetli sürüye kat›n ki saadet sahi-bi sahi-bir kimsenin yak›n›nda olmam kurtulufluma sebep olsun” (Koçak, 2003: 164) . Ayr›ca yine bu veliyle ilgili olarak internet ortam›nda veli ad›na düzenlenmifl www.emintokadi.8m.com adresinde bir siteyle karfl›laflmaktay›z.
SSoonnuuçç
Evrenin hiç tart›flmas›z kurallar›n›n bafl›nda de¤iflim gelir. De¤iflim, basitçe ön-ceki durum veya var olufl biçimindeki çeflitlenme ve baflkalaflmalar olarak tarif edi-lebilir (Fishter : 22). De¤iflim hayat›n bir kanunu, evrenin bir gelene¤idir. Her an, zaman içinde bir an, her gün yeni bir gündür. Yunan filozofu Herakleitos da bir ki-flinin ayn› nehre iki kez giremeyece¤ini ifade ederek her fleyin her zaman de¤ifli-me u¤rad›¤›n› ileri sürmüfltür (Gökberk, 1990: 26).
Günümüzde atalar kültünün bir uzant›s› olan veli kültü, türbe ziyareti fleklinde karfl›m›za ç›kmaktad›r. Ancak bu türbe ziyaretini tetikleyen bir faktör elektronik kültür ortam›d›r. Kaynak kiflilerin büyük ço¤unlu¤u televizyondan izledi¤i film ne-ticesinde türbe ziyaretine gelmektedir. Televizyonun kültür belirleyicili¤ine iliflkin medya kuramlar›ndan söz eden Aytaç, televizyonun geçmifle ve tarihe iliflkin yeni bir ba¤ kurdu¤una temas eder (Aytaç, 2002: 150). Görüldü¤ü gibi sözlü kültür or-tam›nda ortaya ç›kan bir anlat› türü, teknolojik geliflmeler do¤rultusunda yeni kül-tür ortamlar›nda karfl›m›za ç›kmaktad›r. Ço¤u zaman, yaz›l› ortam geleneklerinin, zaman içinde, sözlü ortam geleneklerini azaltt›¤›, ya da tamamen yok etme¤e bafl-lad›¤› düflünülür. Oysa, bunlardan her ikisi de daima hayat›m›zda bizimle beraber yaflamaktad›rlar ve birbirlerinin tecrübelerinden yararlanmaktad›rlar (Y›ld›r›m, 1998: 82).
Menk›belerle ilgili yapt›¤›m›z araflt›rmada bu anlat› türünün bir yandan sözlü kültür ortam›nda canl› biçimde yaflarken bir yandan da elektronik kültür ortam›n-da yani Walter Ong’un ifadesiyle ikincil sözlü kültür ortam›nortam›n-da ortam›n-da karfl›m›za ç›k-maktad›r. Yine Ong’un ifadesiyle söz teknolojileflmekte yaz›l› kültür ortam› men-k›beleri tv filmi, vcd ve internet ortam›na bu ortamdan da tekrar sözlü kültür orta-m›na yans›maktad›r. Hayat›n bir kanunu, evrenin bir gelene¤i olan de¤iflim, bir anlat› türü olan menk›beyi de çeflitli kültür ortamlar›nda dolaflt›rmaktad›r.
D
D‹‹PPNNOOTTLLAARR
* Doç. Dr., Kocaeli Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyat› Bölümü Ö¤retim Üyesi. 1 Mehmed Emin Tokadî (d.1075/ M.1664 –ö. 1158/M. 1745) yazd›¤› eserleri ve yetifltirdi¤i müritle-riyle Müceddidiye’nin yay›lmas›nda etkin bir kiflidir. Tokadî’nin ad›na yaz›lm›fl menâk›bnâmesi ve ‹stanbul Saraçhane’de türbesi bulunmaktad›r. Bkz. Aynur KOÇAK, Yaz›l› Sözlü ve Elektronik Kül-tür Ortamlar›nda Mehmed Emin Tokadî, ‹stanbul 2003.
2 Bu konu üzerinde çal›flan A. Yaflar Ocak, “menk›be” yerine “menkabe” teriminin kullan›lmas› ge-rekti¤ini vurgulamaktad›r. Ancak bu çal›flmada imlâ birli¤ini sa¤lamak amac›yla mmeennkk››bbee sözcü¤ü kullan›lm›flt›r. Bkz. A. Yaflar Ocak, Kültür Tarihi Kayna¤› Olarak Menâk›bnâmeler, TTK. yay., An-kara 1992, s. 27. Bat› literatüründe menkabe yerine legendes, menâk›bnâme yerine hagiographi-que ifadeleri kullan›lmaktad›r. Genifl bilgi için bkz., Hippolyte Delehaye The Legends of The Sa-ints, Traslated by Donald Attwater, Fordham University Pres, New York 1962; Hippolyte Deleha-yeCinq Leçons sur la Methode Hagiographique, Paris 1934; Menâk›bnâmelerle ilgili baz› bilim-sel çal›flmalar ise flunlard›r: Zeynep Sabuncu, Mevlevi, Bektafli, Bayrami Tarikatlar›na Ba¤l› Dört Evliya Menak›pnamesi Üzerine Bir ‹nceleme, Bo¤aziçi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Ya-y›nlanmam›fl Doktora Tezi, ‹stanbul 1989; Emine Seval Yard›m, Menk›be ve Menâk›bnâmelerle ‹l-gili Eserler ‹çin Aç›klamal› Bir Bibliyografya Denemesi (1928-1998), ‹stanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yay›nlanmam›fl Yüksek Lisans Tezi, ‹stanbul 1999.
3 Bu anlat› türünü metodolojik bir yaklafl›mla inceleyen A. Yaflar Ocak, Müslüman Türkler aras›nda evliya menk›belerinin do¤up geliflmesini ‹slâmiyet’in yan› s›ra, Türk geleneklerine ba¤l› ananevî, Budist ve ‹ranî olmak üzere üç ana etkene ba¤lamaktad›r. Bkz. OCAK, a.g.e., s. 31-32.
4 Yafl: 50, Do¤um yeri: Samsun, E¤itim: Ortaokul terk.
5 Mehmet ALTUNER, Yafl: 54, Do¤um yeri: Manisa/Kula, E¤itim: ‹ktisat Fakültesi Mezunu. 6 “Mehmet Emin Efendi’yi gördüm. Gündüz gördüm, gündüz gündüz. Yok yok yafll› de¤ildi.
Kafa-s›nda beyaz sar›k. Üstünde yeflil. Elinde sancak var, Hz. Resulullah’›n sanca¤›”19. Abdullah Özk›-l›ç, Siirt do¤umlu, 85 yafl›nda, medrese e¤itimi görmüfl.
7 Hem ziyaretçilerden hem de bekçi R›fat Genç taraf›ndan, “Seydi” ad› verilen kedinin Tokadî’nin mezar› bafl›nda dua etti¤i de ileri sürülmüfltür. Bir kaynak kifli de k›z›yla birlikte flahit oldu¤u flu olay› anlatm›flt›r.“(…) on iki gene saat. Mehmet Emin Tokadî Hazretleri’ne gitmek istiyorum. ‹çim s›k›l›yor... ben ba¤›rd›m ça¤›rd›m getirttirdim kendimi saat bir oldu biz gelene kadar,ellerimi uzatt›m dua edece¤im bir kedi, ellerime fley yap›yor, biraz ileri gidiyorum ellerime böyle böyle fley yap›yor karn› s›rt›na yap›flm›fl, onun için beni ça¤›rd›, ben ondan biliyorum çünkü bu mübarekler hayvanlara çok düflkün olur. Neyse benim k›z›m a¤lamaya bafllad› o da çok merhametlidir. Anne flimdi ben bunu gördüm nas›l gidece¤im dedi. Her taraf kapal› nerden ne alal›m. Ondan sonra neyse kad›nlar pazar›na do¤ru gittik. Bakt›m bir tane kasap aç›k. Ordan biz etleri ald›k geldik sa-na yemin ederim elimizi oraya koyduk bu ellerimizi sa-nas›l yal›yor, eti al›yor afla¤› iniyor, afla¤›ya hem yiyor hem de hem de kafay› yukar› kald›r›yor. Ertesi gün eflim iki tane ifl bitirdi, bütün borç-lar›m›z› s›f›rlad›k”. Mahide Ertürk, Samsun do¤umlu 50 yafl›nda, ortaokul terk.
8 Hazînî, Ahmed Yesevî’nin menk›belerini toplad›¤› “Cevâhirü’l-Ebrâr min Emvâci’l-Bihâr” adl› Türkçe kitab› devrin hükümdar› III. Murad’a takdim amac›yla yazm›flt›r. Bkz. Köprülü, a.g.e., s. 369.
9 “Kitle iletiflimi; kitlesel olarak üretilen bilgi, düflünce ve tutumlar›n hedef kitleye teknik araçlarla iletildi¤i ve yine kitlesel olarak tüketildi¤i bir süreçtir.” Bkz ‹rfan ERDO⁄AN, Korkmaz ALEMDAR, ‹letiflim ve Toplum, Ankara 1990, s. 172-173.
10 1980-1994 Türkiye’de yay›nc›l›k alan›ndaki iç ve d›fl etkenler için bkz. Kejanl›o¤lu, a.g.e, 196. 11 ‹lhan APAK, Yafl: 65, Do¤um yeri: Manisa /Kula, E¤itim: Emekli Albay, TGRT FM Müdürü.
12 “TGRT, Türkiye Gazetesi Radyo Televizyonu, ‹hlas Kaset Fabrikas›” taraf›ndan üretilen kasetin da-¤›t›m adresi olarak “Keresteciler Sitesi Mefle Sk. No: Merter-‹stanbul TÜR-PA Tel: 539 85 36” K
KAAYYNNAAKKLLAARR
AKARPINAR, Bahar, Türk Kültüründe Dini Törenler ve Mevlid Kutlamalar›, Hacettepe Üniversitesi Sos-yal Bilimler
Enstitüsü, Bas›lmam›fl Doktora Tezi, Ankara 1999. AKDO⁄AN, Yalç›n, Görsel ‹ktidar, ‹stanbul.1995.
ATEfi, Ahmet, “Menak›p” maddesi, ‹slam Ansiklopedisi, s. 701.
AYTAÇ, Gürsel, Edebiyat ve Medya (Kitaptan Ekrana Edebiyat), Ankara 2002.
BAYSUN, A. Recep, Türk Edebiyat›nda Evliya Menk›beleri, ‹stanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Ya-y›nlanmam›fl Mezuniyet Tezi, ‹stanbul 1935.
BEYB‹N Kejanl›o¤lu, Türkiye’de Medyan›n Dönüflümü, Ankara 2004. BORATAV, Pertev Naili, Az Gittik Uz Gittik, Ankara 1969.
BORATAV, P. Naili, 100 Soruda Türk Edebiyat›, ‹stanbul 2003.
C‹LÂCI, Osman, “Türbe Mezar Ziyaretlerinde Görülen Hurafeler ve Çözümleri”, Geçmiflten Günümü-ze Mezarl›k Kültürü ve
‹nsan Hayat›na Etkileri Sempozyumu 18-20 Aral›k 1998 AKSM, Mezarl›k Vakf› Yay. ‹stanbul 1999. ÇOBANO⁄LU, Özkul, Âfl›k Tarz› Kültür Gelene¤i ve Destan Türü, Ankara 2000.
DELEHAYE, Hippolyte, The Legends of The Saints, Traslated by Donald Attwater, Fordham University Pres, New York 1962.
ELLUL, Jacques, Sözün Düflüflü, Çev. Hüsamettin Arslan, ‹stanbul 1998. ERDO⁄AN, ‹rfan, Korkmaz Alemdar,‹letiflim ve Toplum, Ankara 1990. FISHTER, Joseph, Sosyoloji Nedir?, Çev. Nilgin Çelebi, Konya ty. GÖKBERK, Macit, Felsefe Tarihi, ‹stanbul 1990.
GÖLPINARLI, Abdülbaki, Vilâyet-nâme Manâk›b-› Hünkâr Hac› Bektâfl-› Velî, ‹stanbul ty GÖRKEM, ‹smail, Halk Hikâyeleri Araflt›rmalar›, Ankara 2000.
GÜZEL, Abdurrahman, Dinî-Tasavvufî Türk Edebiyat›, Ankara 2004.
KOÇAK, Aynur, Yaz›l› Sözlü ve Elektronik Kültür Ortamlar›nda Mehmed Emin Tokadi, ‹stanbul 2003. KONGAR, Emre, Toplumsal De¤iflme Kuramlar› ve Türkiye Gerçe¤i, ‹stanbul 1995.
KÖPRÜLÜ, Fuad, Türk Edebiyat›nda ‹lk Mutasavv›flar, Ankara 1984.
KÖPRÜLÜ, Orhan, Tarihî Kaynak Olarak XIV. Ve XV. Yüzy›llarda Anadolu’da Baz› Türkçe Menâk›b-nâmeler, Yay›nlanmam›fl doktora tezi, ‹stanbul 1953.
OCAK, A. Yaflar, Kültür Tarihi Kayna¤› Olarak Menâk›bnâmeler, Ankara 1992. ONG, Walter, Sözlü ve Yaz›l› Kültür Sözün Teknolojileflmesi, ‹stanbul 1991.
ORTAYLI, ‹lber, “Menk›be”, Osmanl› Devleti’nin Kuruluflu Efsaneler ve Gerçekler, Panel Bildirileri, ‹s-tanbul 2004.
SABUNCU, Zeynep, Mevlevi, Bektafli, Bayrami Tarikatlar›na Ba¤l› Dört Evliya Menak›pnamesi Üzeri-ne Bir ‹nceleme, Bo¤aziçi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yay›nlanmam›fl Doktora Tezi, ‹s-tanbul 1989.
YARDIM, Emine Seval Menk›be ve Menâk›bnâmelerle ‹lgili Eserler ‹çin Aç›klamal› Bir Bibliyo¤rafya Denemesi (1928-1998), ‹stanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yay›nlanmam›fl Yüksek Li-sans Tezi, ‹stanbul 1999.