• Sonuç bulunamadı

İki insan, iki yazgı...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İki insan, iki yazgı..."

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

/jj<54 L

LIİYET

24 N İS A N 1993 CUM ARTESİ *

E V E T -H A Y IR

İKİ İNSAN, İKİ YAZGI...

T

URGUT Özal sonsuzluğa gitti. Çok sevgili ar­

kadaşım Sabahattin Kudret de ondan bir gün önce bu dünyadan koptu. İlginç bir rastlantı! Biri politika, biri sanat adamı iki insan, birer gün a- rayla öldüler, yine birer gün arayla toprağa verildi­ ler...

Erenköy’de, Galip Paşa Camii’nde Sabahattin Kudret’in tabutuna bakarken düşünüyordum: Şu an­ da Ankara'da büyük törenle Turgut Ozal’ın cenazesi de kaldırılıyor. Dünyanın dört bir yerinden gelenler, günlerdir sürdürülen beyin yıkama yazıları, gösterile­ riyle şaşkına dönen binlerce insan, Özal’ın ardından gözyaşı döküyor, “yağdanlık” dediklerimiz sütunla­ rında özal’ın ne denli eşi bulunmaz bir büyük kişi ol­ duğunu yaza yaza bitiremiyor. Oysa bizler, Türk ya­ zın dünyasının kişileri, şiire, sanata saygılı bir toplu­ luk bir şairin tabutu önünde saygı duruşundayız.

Turgut özal 66 yaşındaydı. Sabahattin Kudret 73... İkisinin de adı günümüzden öteye kalacak. Ta­ rih kitapları bu iki insana yer verecek. Biri politika ta­ rihlerinde, öbürü de edebiyat tarihlerinde...

Şöyle bir yirmi-otuz yıl geçsia hatta bir elli yıl... Diyelim 2050 yılındayız. Turgut Özal için o günün kuşakları ne düşünecek? Bir politikacı, becerikli bir kişi, başbakanlık, cumhurbaşkanlığı yapmış... Hep­ si bul Elli—altmış yıl sonraki insanların gözünde 6 - zal herhangi bir politikacıdan öte bir anlam taşıya­ cak mı?

Zaman acımasızdır. Elli yıl sonrasının tarihçileri Özal dönemini inceden inceye araştırınca “ kalıcı bir değer” bulabilecekler mi? Yoksa tam ters bir sonu­ ca mı varacaklar? ö te yandan Sabahattin Kudret’in şiirleriyle, oyunlarıyla, 1940’tan 1993’e kadar uza­ nan bir zaman parçasının en önemli birkaç sanatçı­ sından biri olarak kalacağı, hep saygıyla anılacağı kesin... Şiirleri, oyunları o yılların insanlarına da seslenecek, onların da dünyalarını zenginleştire­ cek.

Bir Vottaire’i, bir Goethe’yi, bir Balzac’ı, bir Na­ mık Kemal'i, bir Tevfik Fikret’i, bir Nâzım Hikmet’i düşünelim. Daha nice yazarı, sanatçıyı, şairi... Bir de onların dönmelerinde yönetimlerin başındaki başbakanları, bakanları, daha başka “büyük” a- damları!.. Hangileri yaşıyor, hangileri gerçekten ö- lüp gitmiş? Balzac’ın romanlarını yazdığı dönemin Kralı 10. Charles’ı bilen var mı? Tevfik Fikret’in ya­ şadığı günlerdeki sadrazamı? Zola’yı adalet önüne getiren Savunma Bakanı generali?

Sabahattin Kudret’in anısına saygı gösterenle­ rin hepsi içtenlikli insanlardı. Şiiri, sanatı seven... Oysa Turgut Bey’in cenazesini bir gericilik gösteri­ sine dönüştüren kalabalıklar öyle miydi? Hele ar­ dından övücü yazılar çiziktirenler! Bu gibi insanlara “yazar” demek yanlış olmaz mı? ö z a l’ı gece-gün- düz telefonla arayıp talimat alanlar, Özarın yakınlı­ ğından kimbilir hangi çıkarları sağlayanlar, TV ek­ ranlarında hiç sıkılmadan Özal’ın politikasını, tutu­ munu öteden beri eleştirenlere “ Gidin, bakkaldan kına alın” diyebilenler, hele hele bir spikerin haddi­ ni aşarak “ Şimdi onu eleştirenler salya sümük onu övecekler" diye meydan okuması!

Akıllarına bile gelmedi, o günlerde büyük bir şa­ irin dünyamızdan ayrıldığını düşünüp birkaç satırla da olsa bu önemli ölüm olayına değinmek... Varsa yoksa özal övgüsü, Özal dalkavukluğu! Şimdi yıl­ lardır sürdürdükleri bu alışkanlıktan bakalım nasıl vazgeçecekler! Şimdi hangi politikacının eteğine yapışacaklar? Hangi çıkar kapılarını bekleyecekler, telefonlarla arayıp hizmet sunacaklar!

Turgut Özal’ın talihsizliğidir bu tür yazarcıklara yakın olmak, onların övgüleriyle kendinden geç­ mek!.. Oysa bu gibilerin desteğine hiç gerekseme duymamalıydı. Kendi öz çabasıyla ulaştığı yüce yerlerde kimsenin övgüsü ona bir şey katmazdı. Tam tersine!..

Sabahattin Kudret kendi şiirli dünyasında yaşa­ dı. Sanatın gücüne inanarak... Bir güzel dize için günlerini gecelerini vererek... Güncel övgülerin de­ ğil, gelecekteki kuşaklara güzel ürünler bırakmanın mutlu olmaya yeterli olduğunu bilerek...

İşte iki insan. İki ölüm. İki yazgı.

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu amaçla Türkiye Atom Enerjisi Kurumu ve Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı- Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü-Kalite Değerlendirme ve Gıda

Deniz, Traş ve Aydoğan’ın (2005) araştırmasında duygusal zeka, akademik erteleme ve denetim odağı arasındaki ilişki incelenmiş ve stresli bireylerin daha

Fotoğraf 35: 984.7.118 envanter numaralı lülenin cepheden görünüşü. Fotoğraf 36: 984.7.118 envanter numaralı lülenin

Namık Kemal nasıl anılıyor, hâ tuası nasıl taziz ve tekrim edi­ liyorsa, Süleyman Nazifi de tıpkı onun gibi anmak ve büyük hâtı rasmı övmek

Ahmet Emin Yalm an sunda, Trablusta, Çanakkalede, İstiklâl mücadelesinde hizmetle­ ri, saltanatı ve hilâfeti tasfiye­ de, lâikliği kurmakta, nefsimize güvenimizi ve

• Çalışmaya katılan kadın işçilerin meme kanseri taraması için kendi kendine meme muayenesi yapma, mamografi işlemi yaptırma durumuna göre Sağlıklı Yaşam Biçimi

Hatta bunun için bir vakıf kurulduğunu ve İnternet üzerin- den bir öngörüde bulunabileceği ya da var olan öngörüler üzerine bahse

‹lk Mars uçufllar›nda, gezegenin yüzeyindeki devasa çarp›flma izlerine, Günefl Sistemi’nin en büyük ya- narda¤lar›na, en karmafl›k ve uzun kanyonlara sahip olan