• Sonuç bulunamadı

Relationship between childhood abuse experiences, cognitive distortions and loneliness levels of high school students (tur)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Relationship between childhood abuse experiences, cognitive distortions and loneliness levels of high school students (tur)"

Copied!
11
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Lise öðrencilerinin çocukluk çaðý örselenme

yaþantýlarý ile biliþsel çarpýtma ve yalnýzlýk

eðilimleri arasýndaki iliþki

Relationship between childhood abuse experiences, cognitive distortions

and loneliness levels of high school students

Tuðba Türkkan1, Hatice Odacý2

1Öðr. Gör., Gümüþhane Üniversitesi, Saðlýk Bilimleri Fakültesi, Sosyal Hizmetler Bölümü, Gümüþhane, Türkiye https://orcid.org/0000-0002-3955-6597

2Prof. Dr.,Karadeniz Teknik Üniversitesi, Fatih Eðitim Fakültesi, Eðitim Bilimleri Bölümü, Trabzon, Türkiye SUMMARY

Objective: Childhood abuse experiences and their

trau-matic consequences have the characteristics that greatly affect the individual's future life. For this reason, it is thought that determining the variables related to neglect and abuse will be a guide for awareness-raising and prevention efforts to be made. In this study, the rela-tionship between childhood abuse experiences, cogni-tive distortions and loneliness levels of high school stu-dents was investigated. Method: Study group consisted

of 703 high school students. The participants were asked to complete Demographic Information Form, Childhood Trauma Questionnaire, The Interpersonal Distortions Scale and UCLA Loneliness Scale. The data were analysed using Spearman’s Brown Rank Test and multiple regres-sion. Results: The results of the data analysis indicated

that a statistically significant relationship was found between physical abuse sub-dimension of childhood abuse experiences and avoidance from proximity sub-dimension of interpersonal distortions in positive way; mind reading sub-dimension of interpersonal distortions in negativeway. Also, therewas a significant positive cor-relation between sexual abuse sub-dimension of child-hood traumatic experiences and avoidance from proxi-mity sub-dimension of interpersonal distortions. It was found out that emotional abuse sub-dimension of child-hood abuse experiences displayed a significant relation-ship with avoidance of proximitysub-dimension of inter-personal distortions in positive way; whereas with unre-alistic expectations of relationships and mind reading sub-dimensions of interpersonal distortionsin negative way. Also it was found that childhood abuse experiences explained the 5% of the avoid proximity sub-dimension of cognitive distortions and 17% of the loneliness level.

Discussion: Results of the study indicated that all

sub-dimensions of childhood abuse experiences were related to sub-dimensions of cognitive distortions and loneliness levels.

Key Words:Abuse, neglect, cognitive distortions,

loneli-ness

ÖZET

Amaç: Çocukluk dönemi örselenme yaþantýlarý ve sebep

olduðu travmatik sonuçlar bireyin ilerideki yaþamýný dabüyük ölçüde etkileyen bir niteliðe sahiptir. Bu neden-le, ihmal ve istismarýn iliþkili olduðu deðiþkenlerin belir-lenmesinin bu konuda yapýlacak bilinçlendirme ve önleme çalýþmalarý için yol gösterici olacaðý düþünülmek-tedir. Bu araþtýrma kapsamýnda, lise öðrencilerinde çocukluk çaðý örselenme yaþantýlarý ile biliþsel çarpýtma ve yalnýzlýk eðilimi arasýndaki iliþkiler incelenmiþtir.

Yöntem: Araþtýrma gurubunu, 703 lise öðrencisi

oluþtur-maktadýr. Katýlýmcýlara, Demografik Bilgi Formu, Çocuk-luk Örselenme Yaþantýlarý Ölçeði, Ýliþkilerle Ýlgili Biliþsel Çarpýtmalar Ölçeði ve UCLA Yalnýzlýk Ölçeði uygulan-mýþtýr. Veriler Spearman Brown Sýra Farklarý Testi ve çoklu regresyon analizi kullanýlarak analiz edilmiþtir. Bulgular:

Yapýlan analizler sonucunda çocukluk çaðý örselenme yaþantýlarýndan fiziksel kötüye kullaným ile biliþsel çarpýt-malar alt boyutlarýndan yakýnlýktan kaçýnma ile pozitif yönde; zihin okuma boyutu arasýnda ise negatif yönde anlamlý iliþki gösterdiði bulunmuþtur. Çocukluk çaðý örse-lenme yaþantýlarýnýn diðer bir alt boyutu olan cinsel kötüye kullaným ile biliþsel çarpýtmalar alt boyutlarýndan yakýnlýktan kaçýnma arasýnda pozitif yönde anlamlý bir iliþki tespit edilmiþtir. Yine duygusal kötüye kullaným ile biliþsel çarpýtmalar alt boyutlarýndan yakýnlýktan kaçma arasýnda pozitif yönde; gerçekçi olmayan iliþki beklentisi ve zihin okuma arasýnda negatif yönde anlamlý iliþki bul-gulanmýþtýr. Ayrýca çocukluk çaðý örselenme yaþan-týlarýnýn biliþsel çarpýtmalarýn yakýnlýktan kaçýnma alt boyutunun %5’ini, yalnýzlýk düzeyinin ise %17’sini açýk-ladýðý bulgusuna ulaþýlmýþtýr. Sonuç: Çalýþmanýn

sonuçlarý çocukluk çaðý örselenme yaþantýlarýnýn tüm boyutlarýnýn biliþsel çarpýtma alt boyutlarýyla ve yalnýzlýk-la iliþkili olduðunu göstermektedir.

Anahtar Sözcükler: Ýstismar, ihmal, biliþsel çarpýtma,

yalnýzlýk.

(Klinik Psikiyatri 2019;22:93-103) DOI: 10.5505/kpd.2018.40427

(2)

GÝRÝÞ

Tarihi ilk çaðlara kadar uzanmakta olan çocuða yönelik kötü muamele günümüz toplumlarýnda artarak devam eden ciddi bir sorun olup, her yaþ, cinsiyet ve sosyo-ekonomik düzeyden gelen çocuk-larda çeþitli þekillerde görülebilmektedir. Bu dönemde yaþanan olumlu ya da olumsuz deneyim-lerin kiþiliðin oluþumunda çok ciddi etkileri olduðu belirtilmektedir (1,2,3,4,5,6). Çocukluk döne-mindeki olumsuz deneyimlerin ve istismar yaþan-týlarýnýn sadece maruz kalýnan zaman diliminde deðil, yetiþkin dönemde de sosyal ve psikolojik problemlerin ortaya çýkmasýnda etkili olabileceði düþünülmektedir (7,8,9,10,11).

Ýstismar tanýmý kolay olmayan bir kavramdýr. Bunun nedenlerinden biri, çocuk ve istismar kavramlarýnýn, toplumdan topluma ve toplumlarýn sosyokültürel düzeylerine baðlý olarak farklýlýk göstermesidir. Örneðin istismar olarak deðer-lendirilecek bir davranýþ, ebeveynler tarafýndan çocuðun saygýlý, disiplinli ya da terbiyeli olmasý gibi gerekçelerle normal ebeveyn davranýþý olarak nite-lendirilebilmektedir. Taným güçlüðünün kay-naklandýðý bir baþka neden de, çocuk istismarýnýn, toplumlarda insana verilen deðer ile yakýndan ilgili olmasýdýr (12). Kempe ve Helfer (4) çocuða yönelik istismarý ''anne-babanýn ya da çocuða bakýmý veren diðer yetiþkinlerin gerçekleþtirdiði veya gerçek-leþtirmeyi ihmal ettiði, kasýt içeren davranýþlarý sonucunda çocuðun zarar görmesine neden olan eylemler'' þeklinde ifade etmiþlerdir. Dünya Saðlýk Örgütü, çocuk istismarý kavramýný; "Sorumluluk, güven ve yetenek ile ilgili genel durumunda çocuðun saðlýðýna, yaþamýna, geliþimine ve deðeri-ne zarar verebilen, fiziksel ve/veya emosyodeðeri-nel kötü davranýþý, ihmali, her türlü ticari çýkar için çocuðun kullanýlmasýný içeren davranýþlar" þeklinde ifade etmektedir (13). Her ne kadar istismara yönelik olarak yapýlan tanýmlar arasýnda farklýlýklar görülse de, istismarýn yýkýcý sonuçlarý tüm tanýmlamalarda ortaktýr.

Çocukluk istismar yaþantýlarý çocukta psikolojik ve duygusal olarak derin izler býrakmakta ve günümüzde görülme sýklýðý her geçen gün artmak-tadýr. Dünya Saðlýk Örgütü 2016 yýlý verilerine göre yetiþkinlerin dörtte biri çocukluk döneminde

fizik-sel olarak istismara uðramaktadýr. Her 5 kadýndan 1'i ve 13 erkekten 1'i ise çocukken cinsel istismara uðradýðýný bildirmektedir (7). Türkiye 'de yapýlan bir araþtýrmada ise, çocuklarýn %46'sýnýn ihmal ve istismara maruz kaldýklarý belirtilmiþtir (14). Ancak olgularýn belirlenmesindeki zorluklar ve rapor edilmesindeki yetersizlikler nedeniyle yayýnlanan istatistiksel sonuçlarýn gerçeði yansýtmadýðý düþünülmektedir.

Yapýlan araþtýrmalar incelendiðinde, çocukluk örselenme yaþantýlarý ile yetiþkin dönemdeki obezite, migren, kronik aðrý gibi bedensel hastalýk-lar, travma sonrasý stres bozukluðu (15,16,17), madde kullaným bozukluðu (5, 18,19,20), kiþilik bozukluklarý (21,22), yeme bozukluklarý (23), so-matizasyon bozukluðu (24), intihar düþünce ve giri-þimleri (51) gibi çeþitli ruhsal bozukluklarla arasýn-da iliþki olduðu görülmektedir. Kaygý bozukluklarý ve depresyon ile çocukluk istismar yaþantýlarýnýn iliþkisi ise özellikle vurgulanmaktadýr (15,18,24,25,26,27,28,29).

Yukarýda ifade edilen çalýþmalar doðrultusunda, istismar olgusunun tüm toplumlarda ciddi bir sorun olduðu, cocuklarýn bedensel, psikososyal ve biliþsel geliþimini olumsuz etkilediði ve etkilerin uzun süre-li olabileceði söylenebisüre-lir. Bu çalýþma kapsamýnda, çocukluk çaðý örselenme yaþantýlarýnýn biliþsel çarpýtmalar ve yalnýzlýk üzerindeki etkileri incelen-miþtir. Biliþsel çarpýtmalar, bilgiyi iþleme sürecinin hatalý ve etkisiz olmasý nedeniyle meydana gelen düþünce hatalarýdýr (30). Beck'e (30) göre, yaþanan duygusal sorunlarýn kaynaðý bu düþünce hatalarý ve iþlevsel olmayan düþünme þekilleridir. Belirtilen hatalý düþünme þeklinin mantýklý bir biçimde tekrar ele alýnýp muhakeme süzgecinden geçirilmesi ve yeniden yapýlandýrýlmasý ile duygu ve davranýþlarda iyiye yönelik düzelmeler saðlanabileceði belir-tilmektedir. Literatürde çocukluk örselenme yaþan-týlarý ile biliþsel çarpýtmalar arasýndaki iliþkiyi inceleyen araþtýrmalara bakýldýðýnda ise; çocukluk döneminde maruz kalýnan cinsel istismarýn biliþsel çarpýtmalarýn alt boyutlarýndan olan yakýnlýktan kaçýnma ile iliþkili olduðu (31) ifade edilmiþtir. Yapýlan bir çalýþmada ise çocukluk dönemi cinsel istismarý ile biliþsel çarpýtmalar arasýnda anlamlý bir iliþki olduðu sonucuna ulaþmýþtýr (32). Benzer olarak yapýlan bir diðer araþtýrmada cinsel þiddet öyküsü olan travma sonrasý stres ve majör

(3)

depres-yon bozukluðu tanýsý alan kadýnlarýn sadece majör depresyonu bulunan kadýnlara göre daha olumsuz biliþsel þemalara sahip olduðu bildirilmektedir (33). Araþtýrma kapsamýnda iliþkisi incelenen deðiþken-lerden diðeri yalnýzlýk eðilimidir. Yalnýzlýk, kiþinin arzuladýðý sosyal iliþkiler ile var olan sosyal iliþkileri arasýndaki farktan doðan ve kiþide hoþnutsuzluk yaratan bir duygu durumu olarak tanýmlanmak-tadýr (34). Yalnýzlýk olgusu evrensel bir problem olup, son yýllarda bu olgu üzerine yapýlan araþtýr-malarýn yoðunlaþtýðý görülmektedir. Ýlgili literatür incelendiðinde mevcut araþtýrmalarýn, yalnýzlýkla iliþkili olabileceði düþünülen deðiþkenlerin belirlen-mesine yönelik olduðu gözlenmiþtir. Buna ek olarak, çocukluk çaðý istismar yaþantýlarý ve yalný-zlýk eðilimi arasýndaki iliþkinin incelendiði çalýþ-malarýn sýnýrlý sayýda olduðu dikkat çekmektedir. Yapýlan bir araþtýrmada çocukluk dönemi cinsel istismar maðdurlarýnýn daha yalnýz olduðu ve sosyal destek sistemlerinden daha az yararlandýklarý bul-gulanmýþtýr (35).

Özetle, ilgili alan yazýndan aktarýlan bilgiler göz önünde bulundurulduðunda, temelde insanlarýn yaþamlarýný kötü etkilemesiyle kendini gösteren çocuk ihmal ve istismarýnýn Türkiye'de ve dünyada yaygýn olmasýna raðmen (36), bu konuda yapýlan araþtýrmalarýn genellikle psiko-somatik, bedensel ve psikolojik sorunlar üzerinde yoðunlaþtýðý dikkat çekmektedir. Buradan hareketle, bireylerin çocuk-luk çaðý örselenme yaþantýlarýnýn psikolojik faktör-lerle iliþkisinin deðerlendirildiði yeni çalýþmalara ihtiyaç olduðu düþünülmektedir. Bu baðlamda mevcut çalýþma ile alanyazýndaki boþluðun doldu-rulmasý amaçlanmýþtýr. Diðer yandan, yapýlan

araþtýrmalar incelendiðinde, Türkiye 'de önemli bir toplum ruh saðlýðý sorunu haline gelmiþ çocukluk çaðý örselenme yaþantýlarýnýn, biliþsel çarpýtmalar ve yalnýzlýk ile iliþkisini açýklamaya yönelik çalýþ-malarýn kýsýtlý kaldýðý gözlenmiþtir. Bu noktadan hareketle mevcut çalýþmanýn bu alandaki bilgilere katký saðlayacaðý ve müdahale programý hazýrlaya-cak ruh saðlýðý çalýþanlarý için yol gösterici olacaðý ümit edilmektedir. Bu araþtýrmada lise öðrenci-lerinde çocukluk çaðý örselenme yaþantýlarý ile bi-liþsel çarpýtmalar ve yalnýzlýk eðilimi arasýndaki iliþkilerin incelenmesi amaçlanmýþtýr.

YÖNTEM Çalýþma Grubu

Ýliþkisel araþtýrma türünde yapýlan bu çalýþmaya Türkiye' nin kuzeydoðu bölgesinde yer alan Gümüþhane ilinden farklý okul türlerinde öðrenim gören 382'si (%54) kýz, 321'i (%46) erkek toplam 703 lise öðrencisi katýlmýþtýr. Öðrencilerin yaþlarý 14 ile 19 arasýnda deðiþmektedir (Ort=15.68, Ss=1.02). Öðrencilerden 585'i (%83) ekonomik durumunu orta, 81'i (%12) düþük, 37'si (%5) ise yüksek olarak bildirmiþtir. Katýlýmcýlarýn ayrýca ölçeklerden elde ettikleri puanlar, Ortalamalar, Standart Sapma, Minimum ve Maksimum Deðerlere iliþkin bazý tanýmlayýcý bilgiler Tablo 1'de sunulmuþtur.

Ölçekler

Demografik Bilgi Formu: Araþtýrma katýlýmcýlarýnýn yaþ, cinsiyet, sosyo-ekonomik durum gibi kiþisel bil-Tablo 1. Ölçeklerden elde edilen puan, ortalama, standart sapma, minimum ve maksimum d eðerler

Deðiþkenler Ort. Ss Min-Maks.

FKK 21.70 6.92 16-75 CKK 5.69 2.20 5-21 DKK 29.38 10.22 19-77 YK 20.71 6.25 8-40 GOÝB 25.59 6.45 8-40 ZO 9.69 2.95 3-15 ÝBÇ 56.00 11.23 23-90 UCLA 36.46 10.46 20-70

Ort.: Ortalama; SS: Standart Sapma; Min -Maks: Minimum ve Maksimum Deðerler; FKK: Fiziksel Kötüye Kullaným, CKK: Cinsel Kötüye Kullaným, DKK: Duygusal Kötüye Kullaným, YK: Yakýnlýktan Kaçýnma, GOÝB: Gerçekçi Olmayan Ýliþki Beklentisi, ZO: Zihin Okuma, ÝBÇ: Ýliþkilerle Ýlgili Biliþsel Çarpýtmalar, UCL A: Yalnýzlýk.

(4)

gilerini belirlemek üzere araþtýrmacýlar tarafýndan hazýrlanan demografik bilgi formu kullanýlmýþtýr. Çocukluk Örselenme Yaþantýlarý Ölçeði (ÇÖYÖ): Bu ölçek Bernstein ve arkadaþlarý (52) tarafýndan geliþtirilmiþtir ve cronbach alpha katsayýsý .79 - .94 arasýnda bulunmuþtur. Ölçeðin Türkiye'de geçerlik ve güvenirlik çalýþmasý Aslan ve Alparslan (37) tarafýndan yapýlmýþ ve cronbach alpha katsayýsý .96, alt ölçeklerin ise .94 -.96 arasýnda bulunmuþtur. ÇÖYÖ toplam 40 maddeden oluþan 5'li likert tipi bir ölçektir. Yanýt seçenekleri 1-hiçbir zaman, 2-nadiren, 3-bazen, 4-sýklýkla ve 5-çok sýk olarak ve-rilmiþtir. Ölçekten alýnan toplam puan 40-200 arasýnda deðiþmektedir. Yüksek puanlar çocukluk çaðý örselenme yaþantýlarýnýn sýklýðýný ifade etmek-tedir. Ölçeðin 15 tane ters maddesi vardýr. Bu mad-deler; 4,7,8,10,12,13,15,19,23,26,28,32,35,38 ve 40'týr. ÇÖYÖ'nün üç alt ölçeði bulunmaktadýr. Bunlar; duygusal kötüye kullaným ve duygusal ihmal (DKK-DÝ), fiziksel kötüye kullaným (FKK) ve cinsel kötüye kullaným (CKK)'dýr. DKK-DÝ 19 maddedir (7,8,10,11,12,19,20,23,25,26,27,28,32,33, 35,36,37,38,40) ve alýnan puan 19-95 arasýnda deðiþir. FKK 16 maddedir (1,2,3,4,5,6,9,13,14,15, 16,18,21,22,24,30) ve alýnan puan 16-80 arasýn-dadýr. CKK ise 5 maddedir (17,29,31,34,39) ve alý-nan puan 5-25 arasýnda deðiþir (37).

Ýliþkilerle Ýlgili Biliþsel Çarpýtmalar Ölçeði (ÝÝBÇÖ): Ölçek, bireylerin kiþiler arasý iliþkilerindeki biliþsel çarpýtmalarýnýn, belirli kiþilerle sýnýrlamadan deðerlendirmek amacýyla Hamamcý ve Büyüköztürk (39) tarafýndan geliþtirilmiþtir. Ölçek 19 maddeden oluþmakta ve 5'li likert dereceleme tipindedir. Ölçekten alýnabilecek en yüksek puan 95, en düþük puan 19 dur. Yüksek puan, bireylerin yakýn iliþkilere yönelik biliþsel çarpýtmalara sahip olduklarýný göstermektedir (38,39). Ölçek, 'Yakýnlýktan Kaçýnma', 'Gerçekçi Olmayan Ýliþki Beklentisi' ve ' Zihin Okuma' olmak üzere bir-birinden baðýmsýz üç faktörden oluþmakta; Yakýnlýktan Kaçýnma faktörü 8 maddeden oluþ-makta ve diðerlerine karþý olumsuz bakýþ açýsýný, iliþkilerde yakýn olunursa doðacak olumsuz sonuçlarý göstermekte ve bu nedenle iliþkilerde yakýnlýk kurulmamasýnýn gerekli olduðunu vurgula-maktadýr. 'Gerçekçi Olmayan Ýliþki Beklentisi' fak-törü 8 maddeden oluþmakta ve kiþilerin iliþki-lerinde kendilerine ve baþkalarýna yönelik

beklenti-lerini göstermektedir. Üçüncü faktör 'Zihin Okuma' ise 3 maddeden oluþmakta ve kiþinin baþkalarýnýn ne düþündüðünü ve hissettiðini bildiði-ni varsayan zihin okuma hatasýný içermektedir (39). Ölçeðin ölçüt geçerliðini ölçmek için, Biliþsel Çarpýtmalar Ölçeði, Otomatik Düþünceler Ölçeði ve Çatýþma Eðilim Ölçeði ile korelasyonu incelen-miþtir ve diðer ölçeklerle pozitif korelasyon görülmüþtür (p< .01). 'Yakýnlýktan kaçýnma', 'Gerçekçi Olmayan Ýliþki Beklentisi' faktörleri ile Biliþsel Çarpýtmalar Ölçeði, Otomatik Düþünceler Ölçeði ve Çatýþma Eðilim Ölçeði arasýnda .01 düzeyinde anlamlý bir iliþki bulunmuþ; Zihin Okuma faktörü ile ölçekler arasýnda .05 düzeyinde anlamlý düzeyde bir iliþki bulunmuþtur. Elde edilen sonuçlar ölçeðin dýþ geçerliðini göstermektedir. Ölçeðin iç tutarlýlýk katsayýsý .67'dir. Her bir alt boyut için ise iç tutarlýlýk katsayýsý, birinci alt boyut için .73; ikinci alt boyut için .66; üçüncü alt boyut için .49 olarak hesaplanmýþtýr. Ölçeðin tutarlýlýðýný saptamak amacýyla, test tekrar test korelasyon kat-sayýsý hesaplanmýþtýr. Ölçeðin tümü için hesaplanan test-tekrar test korelasyon katsayýsý .74 , birinci alt boyut için .70, ikinci alt boyut için .76 ve üçüncü alt boyut için .74 olarak bulunmuþtur (39).

UCLA Yalnýzlýk Ölçeði( UCLA): Russel ve arkadaþlarý (53) tarafýndan 1978 yýlýnda, bireylerin yalnýzlýk düzeylerini ölçmek amacýyla geliþtirilen UCLA Yalnýzlýk Ölçeðinin geçerlilik ve güvenilirlik çalýþmasý ülkemizde Demir (40) tarafýndan gerçek-leþtirilmiþtir. Demir (40), 72 deneðin her maddeye verdikleri cevaplar üzerinden ölçeðin iç tutarlýk katsayýsýný 0.96, test tekrar test tekniðini kullanarak beþ hafta ara ile yaptýðý iki uygulama arasýndaki korelasyon katsayýsýný da .94 olarak bulmuþtur. Yapýlan geçerlik çalýþmasýnda hasta (yalnýzlýk yakýnmalarý olan psikiyatri hastalarý) ve normal (ODTÜ'nde deðiþik görevlerde çalýþan personel ve öðrencilerden seçilen herhangi bir yakýnmasý olmayan ve demografik özellikler açýsýndan hasta grubun niteliklerine paralellik gösteren) bireylerin aldýklarý puanlarýn ortalamalarý arasýnda t-testi ile .001 düzeyinde hasta grubun daha yüksek yalnýzlýk ortalamasýna sahip olduðu ortaya çýkmýþtýr. UCLA Yalnýzlýk Ölçeði'nin Beck Depresyon Envanteri ile arasýnda .77'lik, Çok Yönlü Depresyon Envanteri ile arasýnda .82'lik korelasyon bulunmuþtur (40).

(5)

Ýþlem

Gümüþhane Ýl Milli Eðitim Müdürlüðü'nden gerek-li iznin alýnmasýyla veriler 2015-2016 öðretim yýlý bahar döneminde dört haftalýk bir süre içinde toplanmýþtýr. Öðrenciler, araþtýrmacý tarafýndan sýnýflarýnda ziyaret edilerek araþtýrma hakkýnda bil-gilendirilmiþ ve sözel onam alýnmýþtýr. Veriler toplanýrken etik ilkeler dikkate alýnmýþ, katýlým-cýlara araþtýrmanýn amacý, kapsamý, süresi, ölçekler ve çalýþmaya katýlýp katýlmama kararýnýn kendile-rine ait olduðu ve gönüllülük ilkesine dayandýðý hakkýnda bilgi verilmiþ ve güvenirliði saðlayabilmek amacýyla paylaþýlacak olan bireysel bilgilerin ve kimliklerin gizli tutulacaðý belirtilerek öðrenciler-den ölçeklerin üzerine isim yazmamalarý isten-miþtir. Ölçekler, çalýþmaya katýlmayý kabul eden öðrencilere rehber öðretmen eþliðinde ve araþtýr-macýnýn gözetiminde sýnýf ortamýnda, birinci yazar tarafýndan tek oturumda yaklaþýk 20 dakika içersinde uygulanmýþtýr. Ayrýca, gerekli durumlarda katýlýmcýlara ek açýklamalar yapýlmýþtýr. Çalýþmaya katýlmayý kabul etmeyen, izinli veya raporlu olan ve çalýþma yapýldýðý sýrada uygulama derslerinde olan öðrenciler çalýþmaya dahil edilmemiþtir.

Verilerin Analizi

Ölçekleri gönüllü olarak doldurmayý kabul eden 750 öðrenciye ölçme araçlarý uygulandýktan sonra ölçekler araþtýrmaclar tarafýndan kontrol edilmiþ ve boþ, eksik ve yanlýþ doldurulan 47 ölçek deðer-lendirme dýþý býrakýlmýþtýr. Toplamda 703 ölçme aracý bilgisayar ortamýna aktarýlmýþ ve elde edilen veriler SPSS 22.0 programý ile tanýmlayýcý ve çýkarýmlý istatistik tekniklerinden yararlanýlarak analiz edilmiþtir. Çocukluk çaðý örselenme

yaþan-týlarý ile biliþsel çarpýtma ve yalnýzlýk arasýndaki iliþkiler veriler normal daðýlým göstermediðinden non parametrik yöntem olan Sperman Brown Sýra Farklarý testi ile analiz edilmiþtir. Çocukluk çaðý örselenme yaþantýlarýnýn biliþsel çarpýtmalar ve yal-nýzlýk eðilimi üzerindeki yordayýcý gücünü incele-mek için çoklu regresyon analizi tekniði kul-lanýlmýþtýr.

BULGULAR

Çocukluk çaðý örselenme yaþantýlarý ile biliþsel çarpýtma ve yalnýzlýk düzeyleri arasýndaki iliþki incelenmeden önce ölçeklerin normallik varsayým-larý test edilmiþtir. Normal bir daðýlýmda Kolmogorov-Smirnov testi sonucunda elde edilen p deðerinin 0.05'ten büyük olmasý beklenmektedir. Yapýlan analizde ölçeklerin biri hariç normal daðýlým göstermediði bulgulanmýþtýr (ÝBÇÖ, D(703)= .163, p> .05; UCLA, D(703)= .000, p< .05; ÇDÖYÖ, D(703)= .000, p< .05). Bu nedenle ölçeklerin normal daðýlým varsayýmýný karþýla-madýðýna karar verilmiþtir. Verilerin normal daðýlým varsayýmlarýný karþýlamadýðý durumlarda ise Spearman Brown Sýra Farklarý testi kullanýl-maktadýr (54).

Bu çalýþmada çocukluk çaðý örselenme yaþantýlarý ile biliþsel çarpýtma ve yalnýzlýk düzeyleri arasýnda-ki iliþarasýnda-kiler Spearman Brown Sýra Farklarý kul-lanýlarak incelenmiþtir. Bu analize iliþkin bilgiler Tablo 2'de sunulmuþtur.

Tablo 2'de görüldüðü gibi çocukluk çaðý örselenme yaþantýlarý alt boyutlarýndan olan fiziksel kötüye kullaným ile biliþsel çarpýtmalar alt boyutlarýndan yakýnlýkta kaçýnma (r=.15, p<.01) ile pozitif Tablo 2. Çocukluk çaðý örselenme yaþantýlarý ile biliþsel çarpýtmalar ve yalnýzlýk düzeyi arasýndaki iliþkiyi belirlemeye yönelik

spearman brown sýra farklarý korelasyon d eðerleri

1.Deðiþken 1 2 3 4 5 6 7

2.Yakýnlýktan Kaçýnma 1

3.Gerçekçi Olmayan Ýliþki Beklentisi 0.21** 1

4.Zihin Okuma 0.20** 0.33** 1

5.UCLA 0.52** 0.00 -0.08* 1

6.Fiziksel Kötüye Kullaným 0.15** -0.06 -0.12** 0.23** 1

7.Cinsel Kötüye Kullaným 0.17** 0.05 0.00 0.19** 0.28** 1

8.Duygusal Kötüye Kullaným 0.23** -0.09** -0.13** 0.40** 0.62** 0.26** 1

Ort. 20.71 25.59 9.69 36.46 21.70 5.69 29.38

Ss 6.25 6.45 2.95 10.46 6.92 2.20 10.22

(6)

yönde; zihin okuma (r=-.12, p<.01) boyutu arasýn-da ise negatif yönde anlamlý ancak zayýf düzeyde bir iliþki bulunmaktadýr. Çocukluk çaðý örselenme yaþantýlarýnýn diðer bir alt boyutu olan cinsel kötüye kullaným ile biliþsel çarpýtmalar alt boyut-larýndan yakýnlýktan kaçýnma (r=.17, p<.01) arasýnda pozitif yönde anlamlý ve zayýf düzey bir iliþki vardýr. Duygusal kötüye kullaným ile biliþsel çarpýtmalar alt boyutlarýndan yakýnlýktan kaçma (r=.23, p<.01) arasýnda pozitif yönde; gerçekçi olmayan iliþki beklentisi (r=-.09, p<.01) ve zihin okuma (r=-.13, p<.01) arasýnda ise negatif yönde anlamlý fakat zayýf düzeyde bir iliþki bulgulanmýþtýr. Çocukluk çaðý örselenme yaþantýlarý ile yalnýzlýk arasýndaki iliþki de incelenmiþtir. Buna göre fizik-sel, cinsel ve duygusal kötüye kullaným ile yalnýzlýk arasýnda pozitif yönde anlamlý ancak zayýf düzeyde iliþkiler bulgulanmýþtýr (Sýrasýyla, r=.23, p<.01; r=.19, p<.01; r=.40, p<.01).

Korelasyon analizi sonucunda elde edilen kat-sayýlarýn neden sonuç iliþkisi bakýmýndan yeterli olmadýðýnýn gözlemlenmesi nedeniyle korelasyon tablosunda anlamlý çýkan deðerler için çoklu regresyon analizinin (enter modeli) yapýlmasýna karar verilmiþtir. Bu kapsamda baðýmsýz deðiþken-ler olarak çocukluk çaðý örselenme yaþantýlarý olan fiziksel kötüye kullaným, cinsel kötüye kullaným ve duygusal kötüye kullaným, oluþturulan regresyon modeline tümü birden dahil edilmiþ ve bütün yor-dayýcý deðiþkenlerin, yordanan deðiþken üzerindeki ortak etkisinin incelenmesi amaçlanmýþtýr. Deðiþkenler arasý iliþkiler incelenerek çoklu eþ

doðrusallýðýn olmamasýna dikkat edilmiþtir. Bu amaçla oto korelasyon durumu Durbin-Watson deðeri ile incelenmiþ ve elde edilen deðerlerin nor-mal sýnýrlar arasýnda olduðu görülmüþtür. Bu doðrultuda baðýmsýz deðiþkenlerin açýklayamadýk-larý varyans oraný olan tolerans deðeri (1-R2) ile varyans büyütme faktörü (VIF) incelenmiþtir. Tolerans deðerleri (1-R2) .20 ölçütünden daha büyük; varyans büyütme faktörleri ise (VIF) 10 deðerinden daha düþük olduðu için çoklu baðýntý probleminin olmadýðý sonucuna ulaþýlmýþtýr (54). Tablo 3'te görüldüðü üzere çocukluk çaðý örselen-me yaþantýlarý biliþsel çarpýtmalarýn yakýnlýktan kaçýnma alt boyutunun %5'ini (F(3,699)= 14.05, p<.01), yalnýzlýk düzeyinin ise %17'sini (F(3,699)= 49.65, p<.01) açýklamaktadýr. Yakýnlýktan kaçýnma alt boyutu modeline dahil edilen çocukluk çaðý örselenme yaþantýlarýndan cinsel kötüye kullanma (β= .08, p< .05) ve duygusal kötüye kullanma (β= .20, p< .05); yalnýzlýk düzeyi modeline dahil edilen deðiþkenlerden fiziksel kötüye kullanma (β=-.12, p< .05) ve duygusal kötüye kullanma (β=.48, p< .05) boyutlarýnýn modele özgün katkýsý anlamlý bulunmuþtur.

Tablo 3. Biliþsel çarpýtmalar ve yalnýzlýk düzeyinin çocukluk çaðý örselenme yaþantýlarý tarafýndan yordanýp yordanmad ýðýna iliþkin çoklu regresyon (e nter) analizi s onuçlarý

Model R R2 R2 F df B â T p Yakýnlýktan Kaçma Sabit 15.73 18.20** .000 Fiziksel K.K .23 .05 .05 14.05** 3/699 .00 .00 .00 .995 Cinsel KK .24 .08 2.16* .031 Duygusal KK .12 .20 3.96* .000 Gerçekçi Olmayan Ýliþki Beklentisi Sabit 26.67 29.33** .000 Fiziksel K.K .13 .01 .01 4.15 3/699 .04 .04 .84 .400 Cinsel KK .16 .05 1.43 .153 Duygusal KK -.10 -.15 -3.07* .002 Zihin Okuma Sabit 10.10 24.23** .000 Fiziksel K.K .11 .01 .00 3.18 3/699 -.01 -.02 -.45 .647 Cinsel KK .10 .08 1.98* .047 Duygusal KK -.02 -.09 -1.81 .069 UCLA Sabit 25.18 18.62** .000 Fiziksel K.K .41 .17 .17 49.65** 3/699 -.19 -.12 -2.59* .010 Cinsel KK .12 .02 .72 .468 Duygusal KK .50 .48 10.33** .000

(7)

TARTIÞMA

Çocukluk Çaðý Örselenme Yaþantýlarý ile Biliþsel Çarpýtma Eðilimleri Arasýndaki Ýliþkiye Yönelik Bulgularýn Tartýþýlmasý

Lise öðrencilerin çocukluk çaðý örselenme yaþan-týlarý ile biliþsel çarpýtma durumlarý arasýndaki iliþk-ileri belirlemek amacýyla yapýlan analiz sonucunda, çocukluk çaðý örselenme yaþantýlarýndan fiziksel kötüye kullaným ile biliþsel çarpýtmalar alt boyut-larýndan yakýnlýktan kaçýnma ile pozitif yönde; zihin okuma boyutu arasýnda ise negatif yönde anlamlý ancak zayýf düzeyde bir iliþki bulunmuþtur. Çocukluk çaðý örselenme yaþantýlarýnýn diðer bir alt boyutu olan cinsel kötüye kullaným ile biliþsel çarpýtmalar alt boyutlarýndan yakýnlýktan kaçýnma arasýnda pozitif yönde anlamlý ve zayýf düzeyde bir iliþki bulgulanmýþtýr. Yine duygusal kötüye kul-laným ile biliþsel çarpýtmalar alt boyutlarýndan yakýnlýktan kaçma arasýnda pozitif yönde; gerçekçi olmayan iliþki beklentisi ve zihin okuma arasýnda negatif yönde anlamlý fakat zayýf düzeyde bir iliþki görülmektedir. Çocukluk dönemi olumsuz yaþan-týlarýnýn bireyin düþünce ve inanç sistemi üzerinde-ki etüzerinde-kisini inceleyen çalýþmalarda bu bulguya para-lel olarak fiziksel, duygusal ve cinsel istismar yaþan-týlarý ile bireyin kendine, diðer insanlara ve dünyaya iliþkin inançlarý arasýnda iliþki olduðu görülmüþtür (31,32,33,47,57). Bunlarýn yaný sýra yapýlan çeþitli çalýþmalarda istismara uðrayan çocuklarýn böyle bir yaþantýsý olmayanlara göre farklý akýl yürütme becerileri geliþtirebileceði ifade edilmektedir (61). Örneðin istismar maðduru çocuklar insanlara güven duymakta ve onlarla etkileþime girmekte zorlanabileceði gibi diðer insanlarýn niyetlerini daha düþmanca deðerlendirebilirler.

Ayrýca çeþitli kaynaklarda çocuklukta yaþanan cin-sel istismarýn, benlik saygýsý ve kendilik algýsýný olumsuz yönde etkilediði, travma sonrasýnda bireylerde kognitif bozukluklar, deðersizlik duygu-larý, çaresizlik, güvensizlik ve kendini suçlama eðil-imi meydana geldiði ve duygulaným sürecinde bozulmalar yaþandýðý; ayrýca travma sonrasý stres bozukluðu ve yüksek düzey anksiyete meydana gelebileceði bildirilmektedir (2,4,41,42,43,44). Owens ve Chard (32) cinsel istismar maðdurlarýyla yaptýklarý çalýþmada istismar yaþantýlarý ile biliþsel

çarpýtmalar ve TSSB arasýnda olumlu yönde anlamlý bir iliþki olduðunu bulgulamýþlardýr. Ek olarak, maðdurlarýn özellikle kendilik deðeri ile ilgili olmak üzere daha fazla biliþsel çarpýtmaya sahip olduklarý belirlenmiþtir (31). Bireyler erken çocukluk döneminde deneyimledikleri olaylar üzerine kendisi ve hayatý ile ilgili biliþsel þemalarýný geliþtirmektedir, dolayýsýyla geliþimsel yaþantýlarýn ve travmatik olaylarýn, kiþilerin düþünce sistemi ve biliþleri üzerinde kritik öneme sahip olduðu söylenebilir (45,46,47). Bu baðlamda çocukluk istismar yaþantýlarýnýn, çocukluk çaðý öðrenmele-rine dayalý olarak bireylerin kendisi, diðerleri ve çevresiyle ilgili olumsuz, çarpýtýlmýþ ve iþlevsel olmayan deðerlendirmeler yapmasýnda önemli bir etken olabileceði düþünülmektedir.

Biliþsel terapinin temel varsayýmýna göre bireyin yaþantýlarýný algýlama ve yorumlama biçiminin, duygu ve eylemleri üzerinde önemli bir etkisi bulunmaktadýr. Bu model iþlevsiz ve çarpýtýlmýþ düþüncelerin bireyin ruh saðlýðý üzerinde önemli bir etken olduðunu ve bu inançlar ile psikopatoloji arasýnda iliþki bulunduðunu savunur (30,55,56). Bu noktadan hareketle gerçeðin çarpýtýlarak algýlan-masý, yani biliþsel hatalar; çeþitli psikopatolojilerin oluþmasýna ve süreðenleþmesine neden olabile-ceðinden, maðdurlarýn tedavi sürecinde biliþsel süreçlere de odaklanýlmasý önemli görünmektedir. Bu noktada, bireyin düþünceleri ve inanç sisteminin çocukluk çaðý olumsuz deneyimlerinden etkilendiði bulgusunun, saðlýk alanýnda çalýþan profesyoneller için dikkate alýnmasý gereken bir nokta olduðu düþünülmektedir.

Çocukluk Çaðý Örselenme Yaþantýlarý ile Yalnýzlýk Eðilimleri Arasýndaki Ýliþkiye Ýliþkin Bulgularýn Tartýþýlmasý

Araþtýrmanýn diðer bir bulgusunda ise çocukluk çaðý örselenme yaþantýlarýnýn tüm boyutlarýnýn yal-nýzlýk eðilimi ile pozitif yönlü anlamlý bir iliþki içerisinde olduðu tespit edilmiþtir. Ýlgili literatür incelendiðinde çocukluk çaðý örselenme yaþantýlarý ile yalnýzlýk eðilimi arasýndaki iliþkiye iliþkin bulgu ile benzer bulgulara sahip çalýþmalarýn olduðu görülmüþtür (31,35). Literatürde yer alan bir çalýþ-ma çocukluk çaðý travçalýþ-masýnýn benlik duygusu, kiþi-lik organizasyonu ve kiþilerarasý iliþkiler de dâhil

(8)

olmak üzere kiþilik geliþiminin belirli yönlerini et-kileyebileceðine iþaret etmektedir (50). Bunun yaný sýra Mullen ve arkadaþlarý (48) tarafýndan yapýlan bir araþtýrmadan elde edilen çocukluk çaðý trav-malarýnýn travma sonrasý stres bozukluklarý, düþük özsaygý, sosyal iliþkilerde bozulma ve sosyal izolas-yon, güvensiz baðlanma, baðlanma bozukluklarý ile anlamlý düzeyde iliþkili olduðu þeklindeki bulgularý ile Wark ve arkadaþlarý (49) tarafýndan yapýlan bir baþka çalýþmada elde edilen, çocukluk travma öyküsü bulunan kiþilerde anlamlý düzeyde daha yüksek oranda sosyal iliþkilerde güçlük ve baðlan-ma problemleri görüldüðü þeklindeki bulgularýn bu çalýþmada elde edilen bulguyu destekler nitelikte olduðu söylenebilir. Mevcut çalýþmalar genel olarak deðerlendirildiðinde, çocuklukta kötü muameleye maruz kalan birey geçmiþte karþýlanmayan duy-gusal ihtiyaçlarýnýn yetiþkinlikte de karþýlanmamasý yönünde beklentiye geliþtirebilir; kötü bir olayýn olacaðýna yönelik korku duyabilir; þiddet veya terk edilme tehdidinden kaçýnmak için yalnýzlýða yönelebilir (45). Bu baðlamda, istismar yaþantýsýnýn geliþmekte olan bir çocuðun kiþilerarasý iliþkiler ile baðlantýlý olan güven gibi konularda olumsuz bi-liþsel þemalar ve bibi-liþsel çarpýtmalar geliþtirmesine yol açabileceði, böylece ergenlik ve yetiþkinlik döneminde tatmin edici ve saðlýklý iliþkiler kur-masýnýn önünde engel teþkil ederek, yalnýzlýk eðili-mi sergilemesine neden olabileceði düþünülmekte-dir.

Çocukluk Çaðý Örselenme Yaþantýlarýnýn Biliþsel Çarpýtmalarý ve Yalnýzlýk Eðilimini Yordamasýna Ýliþkin Bulgularýn Tartýþýlmasý

Çocukluk çaðý örselenme yaþantýlarýnýn biliþsel çarpýtma ve yalnýzlýk eðilimini açýklamaya dayalý yapýlan regresyon analizi sonucunda, örselenme yaþantýlarýnýn biliþsel çarpýtmalardan yakýnlýktan kaçýnma alt boyutunun %5'ini, yalnýzlýk düzeyinin ise %17'sini açýkladýðý tespit edilmiþtir. Bu bulgu çocukluk travmatik yaþantýlarýnýn kiþinin kendine, diðer insanlara ve dünyaya iliþkin inançlarýný ve ruh saðlýðýný herzaman olumsuz etkilemeyebileceði þeklinde yorumlanabilir. Nitekim birçok çalýþmada çocukluk dönemi istismar/ihmal yaþantýlarý ile psikolojik belirtiler arasýndaki iliþkide olumsuz bir yaþantýdan sonra kendini toparlama gücü olarak tanýmlanan psikolojik saðlamlýðýn (58) koruyucu bir etkisinin olduðu, yüksek psikolojik saðlamlýk

gösteren bireylerin istismar sonrasýnda daha düþük düzeyde kendini yaralama, anksiyete, depresyon veya intihar giriþimi gibi psikolojik belirtiler göster-diði ifade edilmektedir (59,60) Yine de çocukluk çaðý örselenme yaþantýlarýnýn psikopatolojik duru-mun bir belirleyicisi olabileceði ve terapi sürecinde etkisinin göz ardý edilmemesi, herhangi bir þüphe durumunda öykünün ayrýntýlandýrýlarak müdahale planýnýn buna göre þekillendirilmesi gerektiði düþünülmektedir.

Mevcut çalýþmanýn bulgularý özellikle son yüzyýlda araþtýrýlmaya baþlanan çocuk istismarýnýn yýkýcý et-kilerinin anlaþýlmasý açýsýndan önemli olabilir ve gelecek araþtýrmalara öncülük edebilir. Ek olarak elde edilen veriler ergenlerle yürütülen klinik görüþmelerde, çocukluk ihmal ve istismar yaþan-týlarýnýn çarpýtýlmýþ düþünceler ve tutumlar üzerindeki etkisinin dikkate alýnmasý gerektiðini düþündürmektedir. Diðer yandan araþtýrmanýn bul-gularý deðerlendirilirken örneklemin Gümüþhane ili ile sýnýrlý olmasýnýn ve kesitsel bir desen kul-lanýldýðý için tanýmlanan nedensel iliþkilerin kont-rol edilemeyen bazý deðiþkenlerden etkilenme olasýlýðýnýn gözden kaçýrýlmamasý yararlý olabilir. Ayrýca çalýþma bulgularýnýn genellenebilmesi açýsýndan, araþtýrmanýn farklý örneklemler üzerinde tekrarlanmasý ve klinik görüþmeler ile elde edilecek nitel verilerle desteklenmesi gerek-mektedir. Bununla birlikte araþtýrma verileri katýlýmcýlarýn anket sonuçlarý ile elde edilen özbildirimine dayalýdýr, çocukluk ihmal ve istismar yaþantýlarýnýn etkilerini deðerlendirmede klinik görüþmenin kullanýlmamasý, ergenin kendisi dýþýn-da ailesi, öðretmenleri gibi diðer kaynaklardýþýn-dan veri toplanmamasý da dikkat çeken sýnýrlýlýklar arasýnda sayýlabilir. Bu araþtýrmanýn bulgularý yorum-lanýrken göz önüne alýnmasý gereken önemli nokta-lardan biri; utanma ve toplumsal ön yargýnokta-lardan dolayý bireylerin istismar yaþantýlarýna yönelik bil-gilerinin bazýlarýný gizlemiþ olma olasýlýðýdýr. SONUÇ ve ÖNERÝLER

Sonuç olarak çocukluk çaðý örselenme yaþan-týlarýnýn birey üzerindeki birçok olumsuz etkisi yanýnda biliþsel çarpýtmalar ve yalnýzlýk üzerinde de etkisinin olduðu ortaya çýkmýþtýr. Çalýþmadan elde edilen bulgular deðerlendirildiðinde, çocukluk çaðý

(9)

örselenmelerinin biliþsel iþlevler üzerindeki bozucu etkisi göz önüne alýndýðýnda psikoterapi yoluyla travma toleransý ve olumlu baþaçýkma strateji-lerinin geliþtirilmesine yönelik biliþsel yeniden yapýlanmaya ihtiyaç olduðu yine travma sonrasýnda öz benlik ve kiþilerarasý iliþki geliþtirme kapa-sitesinin yeniden yapýlandýrýlmasý bu konuda yapýlacak olan müdahale programlarý için önemli görünmektedir. Ek olarak biliþsel çarpýtmalar psikopatoloji üzerinde sürdürücü etkiye sahip ola-bilir, dolayýsýyla tedavi planlamalarýnda bu duru-mun göz önünde bulundurulmasý, klinik tablonun þiddetlenmesini engelleyebilir.

Çocukluk dönemi istismar yaþantýlarý ve sebep olduðu travmatik sonuçlarýn bireyin yaþamýný büyük ölçüde etkileyen bir niteliðe sahiptir. Bu nedenle, ihmal ve istismar konusunda ailelerin, öðretmenlerin ve saðlýk profesyonellerinin farkýn-dalýk ve duyarlýlýklarýnýn artmasýna yönelik çalýþ-malarýn arttýrýlmasýnýn, psikolojik destek hizmetleri kapsamýnda istismarýn önlenmesine yönelik çalýþ-malarýn planlanmasýnýn ve gelecek nesiller için koruyucu ve önleyici tedbirler alýnmasýnýn önemli olduðu düþünülmektedir. Bunlarýn yanýnda, çocuk ve ergenlerin kendilerini istismardan koruma nok-tasýnda yapabileceklerine iliþkin bilgilendirme çalýþmalarýnýn önemi olmakla birlikte, herhangi bir istismar türüne maruz kaldýklarýnda yardým alabile-cekleri kurumlarý bilmemeleri suçluluk, çaresizlik ve yalnýzlýk duygularý yaþamalarýna neden olabilir. Bu baðlamda toplum merkezleri ve aile danýþma merkezlerinde bu bireylere danýþmanlýk hizmetleri ve eðitimler verilebilir.

Ýleride gerçekleþtirilecek çalýþmalarda bulgularýn genellenebilirliði açýsýndan farklý bölgelerdeki illerde lise öðrenimlerine devam eden öðrenciler üzerinde bu çalýþma tekrarlanabilir. Bu araþtýrma çocukluk çaðý örselenme yaþantýlarý ile biliþsel çarpýtma ve yalnýzlýk eðilimi arasýndaki iliþkileri ortaya koymuþtur. Çocukluk çaðý örselenme yaþan-týlarýnýn uzun dönemli etkilerini (boylamsal çalýþ-malar), farklý psikolojik deðiþkenlerle (depresyon, kaygý, riskli davranýþlar, saldýrganlýk, madde baðým-lýlýðý vb.) iliþkilerini ele alan çalýþmalar yapýlabilir. *Bu çalýþma, Tugba TURKKAN tarafindan Karadeniz Teknik Universitesi Egitim Bilimleri Enstitusu’nde Prof. Dr. Hatice ODACI danisman-liginda yurutulen “Lise Ogrencilerinin Cocukluk Cagi Orselenme Yasantilari Ile Bilissel Carpitma Ve Yalnizlik Egilimleri Arasindaki Iliskiler” baslik-li yuksek baslik-lisans tezinden uretilmis olup; 18-22 Nisan 2018 tarihlerinde Antalya'da gerceklestirilen 27. Uluslararasi Egitim Bilimleri Kongresi’ nde sozlu bildiri olarak sunulmuþtur.

Yazýþma adresi: Öðr. Gör. Tuðba Türkkan, Gümüþhane Üniver-sitesi, Saðlýk Bilimleri Fakültesi, Sosyal Hizmetler Bölümü, Gümüþhane turkkan83@hotmail.com

(10)

KAYNAKLAR 1.Altýparmak S. Çocuk istismarý ve ihmalinin çocuk bedeni

üze-rine etkileri. Çocuk Dergisi 2008;8:9-13.

2. Briere JN, Elliot DM. Immediate and long-term impacts of child sexual abuse. The Future of Cildren 1994;4:54-69. 3. Brown GR, Anderson B. Psychiatric morbidity in adult in patients with childhood histories of sexual and physical abuse. The American Journal of Psychiatry 1991;148:55-61.

4. Göde O, Savi F, Savi S. Eðitimin bütünlüðü içinde sporun duy-gusal istismara uðrayan ergenlerin benlik kavramlarýna etkisi. Pamukkale Üniversitesi Eðitim Fakültesi Dergisi 2000;7:22-34. 5. Norman RE, Byambaa M, De R, Butchart A, Scott J, Vos T. The long-term consequences of child physical abuse, emotional abuse and neglect: A systematic review and meta-analysis. Plos Medicine 2012; 9.

6. Özen Þ, Antar S, Özkan M. Çocukluk çaðý travmalarýnýn umutsuzluk, sigara ve alkol kullanýmý üzerine etkisi; üniversite son sýnýf öðrencilerini inceleyen bir çalýþma. Düþünen Adam: Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Dergisi 2007;20:79-87. 7. World Health Organization 2016. Child maltreatment. Eriþim tarihi: 08.06.2018, http://www.who.int/mediacentre/factsheets/fs150/en

8. Nickerson A, Aderka IM, Bryant RA, Hofmann SG. The rela-tionship between childhood exposure to trauma and intermit-tent explosive disorder. Psychiatry Research 2012;197:128-34. 9. Maniglio R. The role of child sexual abuse in the etiology of suicide and nonsuicidal self-injury. Acta Psychiatr Scand 2011; 124:30-41.

10. Goldstein AL, Faulkner B,Wekerle C. The relationship among internal resilience, smoking, alcohol use, and depression symptoms in emerging adults transitioning out of child welfare. Child Abuse and Neglect 2013,37:22-32.

11. Philippe FL, Laventure S, Beaulieu-Pelletier G, Lecours S, Lekes N. Ego-resiliency as a mediator between childhood trau-ma and psychological symptoms. Journal of Social and Clinical Psychology 2011;30:583-598.

12. Topçu S. Silinmeyen izler. Ankara, Phoenix 2009.

13. World Health Organization. World report on violence and health; child abuse and neglect by parents and other caregivers. Geneva 2002.

14. T.C. Baþbakanlýk Aile Araþtýrma Kurumu. Aile içi þiddetin sebep ve sonuçlarý. Ankara, Bizim Büro 1995.

15. Kendall-Tackett K.The health effects of childhood abuse: Four pathways by which abuse can influences health. Child Abuse and Neglect 2002;6:715-730.

16. Zlotnick C, Johnson J, Kohn R, Vicente B, Rioseco P, Saldivia S.Childhood trauma, trauma in adulthood and psychi-atric diagnosis: results from a community sample. Comprehensive Psychiatry Journal 2008;49:163-169.

17. Demir M. Çocuk ve ergenlerin cinsel istismarý sonrasý akut stres bozukluðu ve travma sonrasý stres bozukluðu özelliklerinin incelenmesi. Yayýmlanmamýþ uzmanlýk tezi, Uludað Üniversite-si, Bursa. 2008.

18. Putnam FW. Ten-year research update review: Child sexual-abuse. American Academy of Child and Adolescent Psychiatry 2003;42:269-278.

19. Smith CA, Ireland TO, Thornberry P.Adolescent maltreat-ment and its impact on young adult antisocial behavior. Child Abuse and Neglect 2005;29:1099-1119.

20. Thornberry TP, Matsuda M, Greenman SJ, Augustyn MB, Henry KL, Smith CA, Ireland TO. Adolescent risk factors for child maltreatment. Child Abuse and Neglect 2014;38:706-722. 21. Lubin H, Johnson DR, Southwick SM. Impact of child abuse on adulth psychopathology: A casereport. Dissociation 1996;9:134-139.

22. Afifi TO, Mather A, Boman J, Fleisher W, Enns MW, MacMillan H, Sareen J. Childhood adversity and personality disorders: results from a nationally representative population-based study. Journal of Psychiatric Research 2011;45:814-822. 23. Afifi TO. The relationship between child maltreatment and axis I mental disorders: A summary of the published literature from 2006 to 2010. Open Journal of Psychiatry 2012;2:21-32. 24. Sesar K, Simic N, Barisic M. Multi-type childhood abuse, strategies of coping and psychological adaptations in young adults. Croatian Medical Journal 2010;51:406-416.

25. Clark DB, Thatcher DL, Martin CS. Child abuse and other traumatic experiences, alcohol use disorders and health prob-lems in adolescence and young adulthood. Journal of Pediatric Psychology 2010;35:499-510.

26. Gladstone GM, Parker GB, Mitchell PB, Malhi GS, Wilhelm K, Austin MP. Implications of childhood trauma for depressed women: An analysis of pathways from childhood sexual abuse to deliberate self-harm and revictimization. TheAmerican Journal of Psychiatry 2004;161:1417-1425.

27. Örsel S, Karadað H, Karaoðlan Kahiloðullarý A, Akgün Aktaþ E. Psikiyatri hastalarýnda çocukluk çaðý travmalarýnýn sýk-lýðý ve psikopatoloji ile iliþkisi. Anatolian Journal of Psychiatry 2011;12:130-136.

28. Erol A, Ersoy B, Mete L. Majör depresyonda özkýyým giriþi-mi ile çocukluk çaðý örselenmeleri arasýndaki iliþki. Türk Psikiyatri Dergisi 2013;24:1-6

29. Pietrek C, Elbert T, Weierstall R, Müller O, Rockstroh B. Childhood adversities in relation to psychiatric disorders. Psychiatry Research 2013 206:103-10

30. Beck JS. Biliþsel davranýþçý terapi: Temelleri ve ötesi. Þahin M. (Çeviri Ed). Ýstanbul, Nobel Akademik Yayýncýlýk 2011. 31. Briere J, Runtz M. Post sexualabusetravma. Journal of Interpersonal Violence1987;2:367-379.

32. Owens GP, Chard KM.Cognitive distortions among women reporting childhood sexual abuse. Journal of Interpersonel Violence 2001;16:178-191.

33. Çakýr U, Gündüz N, Turan H, Güleþ N, Aker T. Kadýn majör depresif bozukluk hastalarýnda cinsel travmaya baðlý travma sonrasý stres bozukluðu ve iliþkili biliþler. Anatolian Journal of Psychiatry 2014;15:200-206.

(11)

34. Perlman D, Peplau LA. Preventing harmful consequences of severe and persistent loneliness. United States, Government Printing Office 1984.

35. Gibson RL, Hartshorne TS. Childhood sexual abuse and adult loneliness and network orientation. Child Abuseand Neglect 1996;20:1087-1093.

36. Saveanu RV, Nemeroff CB. Etiology of depression: Genetics and environmental factors. Psychiatr Clin N Am 2012;35:51-71. 37. Aslan SH, Alparslan ZN. Çocukluk Örselenme Yaþantýlarý Ölçeðinin Bir Üniversite Öðrencisi Örnekleminde Geçerlik Güvenirlik ve Faktör Yapýsý. Türk Psikiyatri Dergisi 1999;10:275-285.

38. Hamamcý Z. Dysfunctional relationship belief in marital sat-isfaction and adjustment. Social Behavior and Personality International Journal 2005;33:313-328.

39. Hamamcý Z, Büyüköztürk Þ. Ýliþkilerle ilgili biliþsel çarpýt-malar ölçeði, ölçeðin geliþtirilmesi ve psikometrik özelliklerinin incelenmesi. Çukurova Üniversitesi Eðitim Fakültesi Dergisi 2003;2:107-111.

40. Demir A. U.C.L.A. Yalnýzlýk ölçeðinin geçerlik ve güvenir-liði. Psikoloji Dergisi 1989;7:14-18.

41. Briere J, Runtz M.Child sexualabuse: Long-term sequelae and implications for psychological assessment. Journal of Interpersonal Violence 1993;8:312-330.

42. Campbell R, Dworkin E, Cabral G.An ecological model of theimpact of sexual assault on women's mental health. Trauma Violence Abuse 2009;10:225-246.

43. Finkelhor D. Early and long-term effects of child sexual abuse: An update. Professional Psychology: Research and Practise 1990;21:325-330.

44. Haj-Yahia MM, Tamish S.The rates of child sexual abuse and its psychological consequences as revealed by a study among Palestinian university students. Child Abuse and Neglect 2001; 25:1303-27.

45. Young JE, Klosko JS, Weishaar ME. Schema therapy: A practitioner's guide. New York: The Guilford Press 2003. 46. Beck AT, Rush J, Shaw BF, Emery G. Cognitive therapy of depression. New York: Guilford 1979.

47. Van Harmelen AL, de Jong PJ, Glashouwer KA, Spinhoven P, Penninx BW, Elzinga BM. Child abuse and negative explicit and automatic self-associations: The cognitive scars of emotion-al memotion-altreatment. Behaviour Research and Therapy 2010;48:486-494.

48. Mullen PE, Martin JL, Anderson JC, Romans SE, Herbison GP. Thelong-termimpact of thephysical, emotional and sexual abuse of children: A community study. Child Abuse and Neglect 1996;20:7-21.

49. Wark MJ, Kruczek T, Boley A.Emotional neglect and family structure: Impact on student functioning. Child Abuse and Neglect 2003;27:1033-1043.

50. Kuritárné I. Childhood trauma in the etiology of borderline personality disorder. Psychiatria Hungarica 2005;20:256-270. 51. Eisenberg ME, Ackard DM, Resnick MD. Protective factors and suicide risk in adolescents with a history of sexual abuse.

The Journal of Pediatrics 2007;151:482-487.

52. Bernstein DP, Fink L, Handelsman L, Foote J, Lovejoy M, Wenzel K, Sapareto E, Ruggiero J. Initial reliability and validity of a new retrospective measure of child abuse and neglect. American Journal of Psychiatry 1994;151:1132-6.

53. Russell D, Peplau LA, Ferguson ML. Developing a measure of loneliness. Journal of Personality Assessment 1978;42:290-294.

54. Field A. Discovering statistics using spss. London, Sage Publications 2009.

55. Neenan M, Dryden W. Cognitive therapy: 100 key points and techniques. USA: Routledge 2004.

56. Türkçapar MH. Biliþsel terapi: Temel ilkeler ve uygulamalar. Ýstanbul: HYB Basým Yayýn 2007.

57. Lumley MN, Harkness KL. Specificity in the Relations among Childhood Adversity, Early Maladaptive Schemas, and Symptom Profiles in Adolescent Depression. Cognitive Therapy and Research 2007;3:639-657.

58. Masten AS, Best KM, Garmezy N. Resilience and develop-ment: Contributions from the study of children who overcome adversity. Development and Psychopathology 1990;2:425-444. 59. Roy A, Carli V, Sarchiapone M. Resilience mitigates the sui-cide risk associated with childhood trauma. Journal of Affective Disorders 2011;133:591-594.

60. Eisenberg ME, Ackard DM, Resnick MD. Protective factors and suicide risk in adolescents with a history of sexual abuse. The Journal of Pediatrics 2007;151:482-487.

61. Polat O. Tüm boyutlarýyla çocuk istismarý 1. Ankara: Seçkin Yayýnevi 2007.

Referanslar

Benzer Belgeler

Çocuklarda yapılan bir çalışmada emme bülü grefti uygulanmış, %67-100 arasında değişen oranlarda repigmentasyon elde edildiği ve tedaviye yanıt oranının erişkinlerden

Çocuk yaş grubunda, erişkinde olduğu gibi tüm klinik tipler görülmekle beraber, guttat ve fleksural psöriazis daha sık görülürken, püstüler veya eritrodermik psöriazis

In a study conducted with 76 teachers in 11 primary schools, including eight public and three private schools, in Southampton, teachers were asked about the symptoms of

The result further revealed that there is a significant difference in the comparison of emotional abuse, self-esteem and deviant behavior according to the age of

Bu gerçekler ›fl›¤›nda t›p ö¤rencilerinin ve uzmanl›k ö¤rencilerinin geriatri ko- nusunda daha fazla e¤itim almalar›, yafll› hastalara özgü sorunlar›

In patients who used adhesive on the second-week, a significant difference in satisfaction was observed bet- ween the first and second week (p &lt; 0.01).. Conclusion: The use

Türkiye’de güncel romatoid artrit tedavisi: Romatoloji perspektifi Sevil Kamal› 1 , Salih Pay 2 , Nevsun ‹nanç 3 , ‹smail fiimflek 2 , Vedat Hamuryudan 4 1.

Savag Ankara 1971; a.mlf., Malazgirt Meydan Sava~l ve SonUr;larl, Malazgirt Armagam, Ankara 1972, s.. 17-49; C.Cahen, islam Kaynaklarma Gore Malazgirt