• 7 Ekim 1990 Pazar • Sayfa 11
m
<*| NSAN ve çocuk sev-1 gisi olan bir ailede büyüdüm. Çocukları mut lu etmeyi seviyorum. On ların sevincinden mutlu o- luyorum. Bu, dünyanın en güzel şeyi..." Yirmi yıl ön ce hobi olarak başladığı oyuncak yapımını, bugün büyük bir şirkete dönüş türen Türk çocuklarının
"Oyuncakçı Ablası" Fat ma İnhan, bu sözlerle başlıyor söyleşimize.. Çocuk ve oyuncak sevgi si, eşinin de teşvikiyle, Fatma İnhan'ı iki üç kişilik bir atölyeden, 200 ele manın harıl harıl çalıştığı büyük bir şirketin başına getirmiş bugün... Onlarca sevimli, şirin bebekler den, hayvanlardan oluşan oyuncaklar arasında sür dürüyor konuşmasını Fat ma İnhan...
"Çocuk için beslen mek, örtünmek kadar, bir oyuncakla oynamak da ö- nemli ve çok gerekli. Be den sağlığı ne kadar ö- nemliyse, ruh sağlığı da çocuk için çok önemli. Ge rekli ve yeterli bir oyun cakla oynamayan çocu ğun çok sağlıklı büyüyeceğine inanmı yorum. Ama yeterli ve ge rekli derken, şunu sapta mak lazım. İhtiyacı olan zamanda, ihtiyacı olan oyuncağı kendisine ver mek, aynı zamanda anne babanın kendisine rehber olması çok önemli."
Türkiye'deki ilk ve tek TSE belgeli oyuncak fir masının sahibi olan Fatma İnhan, tecrübelerine daya narak elektronik oyuncak ların, çocukların ruhsal gelişmesine pek fazla bir yarar sağlamadığını belir tiyor:
"Ülkeler geliştikçe, ai lelerin çocuklarına oyun cak alma alışkanlığı ço ğaldıkça, daha sofistike o- yuncaklar üretiliyor ve bunlar tercih ediliyor. A- ma ben buna taraftar de ğilim. Çocuğun hayal dün yasını kısıtlıyorlar. Çocuğa kendinden bir şeyler kat ma, yaratma imkânı ver miyorlar. Nazik ve çabuk bozulabilecek yapıda ol dukları için, çocuğun anne babasıyla arasındaki ilişki lerin bozulmasına neden olabiliyorlar..."
Fatma İnhan'ın işinde en hoşuna giden yan ise, oyuncakların dizaynlarıyla uğraşmak... Gerçi kendisi ne yardımcı olan profes yonel stilistlerden, heykel tıraşlardan oluşan bir grup var, ama Fatma Ha nım, bulduğu her fırsatta, oyuncak modelleriyle uğ raştığını söylüyor. Avrupa oyuncaklarından esinlenip esinlenmediğini soru yoruz. “Esinlenmedim, desem yalan olur" diyor,
"Çünkü oyuncakta da bir moda söz konusu. Örne ğin bebeklerin ten renkleri bile zamanla değişir. Ba zen açık tenliler, bazen yanık tenliler tercih edilir. Aynı olay, giysiler için de söz konusu. Dolayısıyla, e- sinlenmeler oluyor..."
“ÖNEMİNİ
ANLAYAMADIK”
Çocukların en fazla yö neldikleri bebeklerin han gileri olduğunu; sorduğu muzda Fatma İnhan, bu nun cinslere ve yaşlara göre değiştiğini belirtiyor: "Dört yaşından baş- ' layıp 12 yaşına kadar olan grup içinde, genç kız fiz yonomisindeki elbiseleri çıkarılıp giydirilebilen be bekler bir hayli tutuluyor... Çocuklar, bebeklerde, o
yuncaklarda kendini bulu yor. O bebeklerle kendile- ripi bütünleştirmek ve ile ride olmak istedikleri genç kız modelini karşılarında görmek, çocuklar için il ginç oluyor...”
Oyuncağın, çocuğun dünyasında çok önemli bir yeri olduğunu vurgulayan ve 20 yıldır Türk çocukla rına kaliteli sevimli oyun caklar yaratmak için uğra şan Fatma İnhan, bir piya sa araştırması da yapmış. Verdiği rakamlar hayli il ginç.
"Türkiye'de milli gelir içinde oyuncağa ayrılan pay binde 2.5... ABD'de ve Avrupa ülkelerinde bu ra kam yüzde 2.5... ABD'de 2200 çocuğa bir oyuncak mağazası düşüyor. Tür kiye'de ise, yalnız oyun cakçılar değil, oyuncak sa tan tuhafiyeciler, ecza neler dahil bu rakam 21 bin civarında. Kısacası Türkiye'de oyuncağın önemi henüz anlaşılma mış durumda..."
Fatma İnhan, Türkiye' deki oyuncak sektörünün bugün önemli bir ekono mik problemle karşı karşı ya olduğunu belirtiyor. 1984 yılında oyuncak itha latının serbest bırakılması, özellikle son 8 aydır sek törü zor durumda bırak mış. Devİet desteğiyle ü- retim yapan Uzakdoğu ül kelerinin oyuncakları kap lamış piyasayı.
İki yüzü aşkın model den oluşan sevimli oyun caklar arasında, kendi dünyasında bırakarak ya nından ayrıldığımız Fatma İnhan, "Oyuncakları da çocukları da çok seviyo rum. Oyuncaklar benim cansız çocuklarım. İnsan ve çocuk sevgisi, her şe yin üstünde bir değerdir" diye noktalıyor sözlerini...