• Sonuç bulunamadı

Deniz Restaurant:Yaz kış hep Boğaz

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Deniz Restaurant:Yaz kış hep Boğaz"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Fo to ğr a f: H A S A N D E N İZ

H a fta n ın çeşnisi

Denizci

usulü midye

F

ransızların “ Moule Marinière” diye adlandırdıkları denizci usulü midyenin malzemesi, kişi başına 10 adet kabuklu midye, kuru ve yeşil soğan, beyaz şarap, karabiber, tereyağ ve maydanoz... Hazırlanışı ise şöyle: Soğanlar, tereyağında çevrilip pembeleştirildikten sonra derin bir tencereye, midyelerle birlikte az miktarda su ile konur. Bunun yarışı ya da dörtte biri kadar, şarap eklenir, içine maydanoz ve baharat eklenip tencerenin kapağı kapatılır. Beş dakika sonra midyeler servise hazırdırl Kabuklu olarak tencereye konulacak midyelerin kabuklarının iyi yıkanması tavsiye olunur! Böylelikle, midyeler kumlu olmayacak ve hazırlanan yemeğin suyunu da içmek olanağına kavuşacaksınız.

Afiyet olsun! D

Deniz Restaurant

Yaz

k ış

hep Boğaz

G

eçenlerde İstanbul’un ve doğanın tut­ kunu Çelik Gülersoy ile konuşuyor­ duk. Doğrusu pek iyimser bir tablo çiz­ miyordu ve ne yazık ki kendisine hak verme­ mek de elde değildi.

“ Nostrodamus, Karadeniz tutuşacak de­ mişti. Son yapılan araştırmalar, bu denizin belirli bir düzeyinin altının asitle dolu oldu­ ğunu ortaya koydu” dedi ve ekledi:

“ Bu tabakanın havayla temas etmesi ha­ linde yangın kaçınılmazdır, üstelik büyük dalgalar bu teması sağlayacak ortamı da oluş­ turabilir.”

Kirlenen doğa ve yitip giden bir kentten söz ediyorduk, gerçekte, kuraklık felaketinin ha­ bercisi, habercisi de ne söz, ta kendisi olan zamansız, münasebetsiz bir bahar havasın­ da, Yeşil Köşk’un bahçesinde ve bu asude or­ tamda gözümün önünde tutuşan Karadeniz’­ in cehennem görüntüleri canlanıyordu.

Henüz Karadeniz’in alev aldığını görme­ dik. Ama hamsilerin, bu denizin kıyısında oturan yurttaşlarımızın bilinçsizliği yüzünden Sovyet kıyılarına kaçtıklarını, kalkanın iyi­ ce azaldığını, balığın tarihe karışma süreci­ nin başladığını gördük. Oysa bizler eskiden,

İstanbul’da, uskumruların, palamut ve torik­

lerin, Karadeniz ya daGemlik’ten gelen ham­

silerin ortadireğin de alt kesimindeki insan­ ların bile masalarını süslediği günleri yaşa­ dık. Ellili yıllarda, “ akın” olduğu zaman, Köprü üstünden palamut torik ve lüfer ya­ kalandığını gördük.

O günlerde, şimdi artık nimet olarak baş­ köşeye kurulmuş olan, hatta kurutma iple­ rinde, yağsız uskumruların yerini alıp sahte çiroza soyunan istavritlerin kimse yüzüne bakmaz, balıkçılar bu ‘hor görülen’ balığı yem olarak kullanırlardı. O yemlerle denize sallanan oltalara mırmırlar, tekirler, barbun- lar, mercanlar, işkinalar, karagözler, lüfer­ ler ve daha neler vururdu neler!.. Çok değil, 20-30 yıl önceden söz ediyorum, artık Taş Devri kadar uzakta kalmış 20-30 yıl önceden. Şimdi İstanbul’u kuşatan denizlerin derinle­ ri ancak anılarımızda canlanabiliyorlar ve şimdi balık yemek yürek işi oldu, daha doğ­ rusu, şişkin bir cüzdan gerektiriyor.

Öyle eskilerde olduğu gibi, dişisini verme­ sinler diye iki buçuk-üç kiloluk bir kalkanı balıkçıya satırla kestirip, evde artık mevsimi gelmiş olan taze soğanlı (üstüne dereotu da koymanızı özellikle salık veririm), yeşil sa- latalı güzel bir sofranın başına ailecek otur­ mak isterseniz, içkisi bir yana yalnız balık ile salata için 150-200 bin lirayı gözden çıkar­

manız gerekir. Ortadireğin de kendisine böy­ le bir ziyafeti çekebilmesi içm ya mirasa kon­ ması ya piyangoda kazanması veya uzaklar­ da olduğu halde kentin gelişmesi sonunda de­ ğer kazanınca anımsanıp satılan, bir zaman­ ların bir kıyıda unutulmuş arsasının parası­ nın gelmiş olması gerekir.

Eğer ortadirekten iseniz ve yukarıdaki ko­ şullar da yerine gelmişse ya da balık konu­ sunda beğeniniz, isteğiniz ile cüzdanınız aı- başı gidiyorsa, size hiç vakit geçirmeden gü­ zel bir balık sofrası kurdurup başına oturun derim hemen.

Kumkapı’mn tadından çok şamatasının iyi

olmasına karşın Boğaz kıyılarında azalan ba­ lıkların iyi hazırlandığı, taze sunulduğu yer­ ler hâlâ var ve Kireçburnu’ndaki “ Deniz

Restaurant” işte bunlardan biri.

“ Deniz Restaurant” yukarıdaki sakin sa­ lonu ile, toplantılar için elverişli olduğu ka­ dar , Boğaz’a hâkim terasıyla yaz akşamları­ nın keyfinin çıkarılabileceği bir yer. Buranın özelliklerinden biri de Boğaz’da az bulunur bir sadelik ve gözü rahatsız etmeyen bir zevk ile döşenmiş olması. Bir başka özellik ise ba- lıklann girişte sunulması. Hani gelene gide­ ne ayıp olmasa, balık tezgâhının kıyısına ra­ kınızı koyup derya kuzularına baka baka

demlenmek istiyor insan.

İstanbul’da ya da Ege veya Karadeniz’de çıkan balığın her türlüsünün taze olarak bu­ lunduğu “ Deniz Restaurant ” da, ızgara ka­ lamar, balık kroket, karides kroket gibi spe­ siyalitelerin yanı sıra, şarapta hazırlanmış Fransız usulü “ Moule Marinière” de bula­ bilirsiniz. Bunlar arasından özellikle bir kap içinde sıcak tereyağ refaketinde getirdikleri ve ona banarak yiyeceğiniz, kalamar ızgara­ yı öneririm. Eğer kalkan istemek cesaretini gösterirseniz, onu da bir kez ızgara olarak de­ neyin derim. “ Deniz R estauranf’ın lakerda­ larını da mutlaka tadınız, piyasadan en iyi yerlerden alınan lakerdaları bile yaya bıra­ kacak nefasetteler bunlar.

Kısacası “ Deniz Restaurant” yazları te­ rasının güzelliği, kışları salonunun sadeliği ve servisinin çabukluğu, iyiliği ile birlikte, ba­ lıklarının tazeliği ve iyi hazırlanmasının ya­ nı sıra, lezzetli spesiyaliteleri ile birlikte, bir zamanlar balık ve ürün açısından nice zen­ gin olan eski İstanbul denizinin tadını ve gü­ zelliğini sunuyor size.

“ Deniz Restaurant” da güzel, lezzetli bir yemek için, adam başı 50-60 bin lirayı göz­ den çıkarmak gerekiyor, tabii ıstakoz yeme­ mek koşuluyla! □

21

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Buna göre, oksijenden kaçma e¤ilimindeki manyetik bakteriler, kendilerini Dünya’n›n manyetik alan›na göre yönlendirme becerilerine ba¤l› olarak, düfley do¤rultuda

kontrast sonrası yağ baskılı T1 ağırlıklı aksiyel (D) görüntülerde femur diyafizi distalinde, çevresel kontrast parlaklaşması gösteren (kısa kalın oklar) kemik içi

Sınıf öğrencileri en fazla Eureka (Buldum) kelimesini yazmıştır. Erkek öğrencileri, Arşimet‟in suyun kaldırma kuvvetini hamamda bulma hikayesinin öğrencileri etkilediği,

sınıf matematik dersinde öğrencilerinin zorlandıkları konular arasında bulunan fonksiyonlar ve fonksiyon grafikleri alt öğrenme alanı ile analitik geometri ve

‹çinde madde olmayan bir alandan geçerkense fotonlar ayn› etki sonucu (evrenin genifllemesi ve dolay›s›y- la daha uzun yol kat etmeleri nedeniyle) hafifçe enerji yitiriyorlar

Klasik sabunlardan biraz farklı olarak tasarlanan yüksek teknoloji ürünü sabun- ların günümüzde petrol sızıntısını ve zehir- li kimyasal atıkları temizlemek için

Şimdi düşünüyorum da Tevfik Fik­ ret’e hak veriyorum: İnsanlar, hele san’atkârlar, kuvvetlerini yoran, ira­ delerini bağlayan meşgalelerden ayrıl­ dıkları

Karadeniz Üniversite- si’nde yapılan çalışmada, madde kullanımının ailenin eğitim düzeyinden etkilenmediği bulunurken (27), Mer- sin Üniversitesi’nde