İSTANBUL’DA zabıta teşkilâtı - daha doğrusu - şehrin em niyet. ve asayişini ve hef bakım dan intizamını temin ederek hal kın emniyet, huzur ve sükûn i- çinde yaşamasını temin için lü zumlu görülen teşkilât, İstanbu- lun fethinden bir müddet sonra Vücuda getirilmişti.
Filhakika Fâtih Şultan Mehmet, Bizans İmparatorluğuna nihayet verip te. yeni Osmanlı payitahtını da burada tesis ettiği zaman, ilk zamanlarda, inzibat ve âsayiş di ye bir mesele bahis mevzuu olamı yordu; Çünkü muzaffer Tüı'k as - 'kerî' kuvvet ve satvetine başkaldı rarak bir kudret ve cüç’et tasav vur edilemezdi. Esasen «şehirlerin nüfusları çoğalır ve imar edilip medenileşmeleri süratle inkişaf et tikçe âsayiş muamelâtı da büsbü tün ehemmiyet kesbeder. Nitekim hıt hakikati iyice anlayan Evliya Çelebi, İstanbul’un zabıta teşkilâ tını izah etmeden evvel, fethi müteakip, İstanbul’un vaziyeti hakkında şöyle diyor:
“ Sehç-i İstanbul üç sene içinde ol derece mamur ve âbâdan oldu ki ve ol kadar insan deryası şek- !l> i «Mı kî zapt-ii rabtfarı müşkül oldu.,,
Müellif, bundan sonra İstanbul- da şehrin mülki taksimatına ve iş levin mahiyetine göre kurulan ilk zabıta teşkilâtını birer birer an la! maktadır. Evliya Çelebi’yi teyit ediei diğer tarihî kaynaklar bu hususta mufassal malûmat edin - meğe imkân veriyorlar. Bu tafsi lâttan anlıyoruz ki eskiden İstan bul’da zabıta işleriyle meşgul olan memuriyet ve' makamların başlı- caları şunlardı: Sadaret. Yeniçeri AAğalığı, Sekban Başilık, Kadılık, Subaşıhk. Kaptan-; Deryalık, Cüb-benib^jak, Topçubaşıhk.
Bvt^ron başka bir vakitler
İs-İstanbul un eski zabıta âmirleri
darla işaret edeyim ki, Osmaıvlı Devletinin son devirlerinde zabıta, halka yalnız dehşet veren; fegai- lûp ve tahakkümün, istipdadm bir tedhiş vasıtası olmuştu. AsırlaVca bu zihniyet ve ruhi halette bulu nan böyle bir zabıtayı halli, hiç bir zaman malını ve canim koru yacak bir vaziyette görememişti. Türk zabıtasının vicdanlara emni yet telkin etmeğe başlaması pek yakın bir mazinin malıdır.
fıvrîbtö kadıları da aynı zamanda hem Mfcim, ben: de İstanbul’un âsayi^Mon birinci derecede vazi feli VfSpP^s'uldüler. yeniçeriliğin lS ^ ’inf^kadar îsfâhbııl. âşayişinin nasıl vy®tfc?>ıdil()'ğini v<y »ya'pıhjrç1 işlerin tafsilâtını hikâye etmeğe yer müsait değildir. Ancak gu ka
Eski zabıta teşkilâtı -ufa-k tefek farklarla - asırlarca bu tarzda hü viyetini muhafaza ettikten sonra Yeniçeriliğin lağvı üzerine f2’4‘1 tarihinde Seraskerliğin tesisiyle büsbütün yeni bir şekil aldı. Bu tarihten rtibarend-ir ki, o vakte kadar, bir nevi, sivil makamlar tarafından idare edilen Devlet merkezinin zabıta muameleleri - itfaiye işleri de dahil olduğu halde - cihet-i askeriyeye verildi ve aynı zamanda -ilk defa olaı'ak- şehirde karakollar tesis edildi ki, İstanbul’un - şimdiki Polis Müdür lüğü, Merkez Komutanlığı ve hat tâ İtfaiye Müdürlüğü vazifelerini şâmil olarak - o tarihte Zaptiye Müşirliği ihdas edilmişti. Bu ma kam J-363' tarihinde Zaptiye Neza retine tahvil edilmiş ve İkinci Meşrutiyetin * ilânından bir müd det sonra lâğvedilerek İstanbul Polis Müdüriyeti Umumiyesi ku rulmuştu.
fotanbııl*uıı inti«am ve asayişini teminle mil
kellef olanlar - ne unvanı haiz olurlarsa ol
sunlar ötedenberi daima asık bir Çehre, ça
tık bir kaşla halka, korku veren insanlardı.
Zabıtanın bir emniyet unsuru hissini telkin
etmesi henirz pek yakın bir mazide
vuku bulmuştur.
YAZAN:
M E H M E D R EŞ i D
İstanbul zabıta işlerini idare e- ârçpıier içinde - gerek Yenl iğin lağvından evvel ve ge- zamânımıza kadar - bir çok bakımlardan dikkat- ve alâkayı
çeken şahsiyetlere tesadüf edil mektedir. Fakat maalesef. - bir çök sahalarda olduğu gibi - mü kemmel bir zabıta tarihi elde ol madığından bu hususta pek mah dut ve noksan vesikalardan isti fade etmek mecburiyetindeyiz. Bu itibarla eski zabıta âmirleri ara - sında bilhassa bîr zat, Çengeloğlu Haşan Paşa - İstanbul’un bozulan âsayişini' teminde - hemen hemen hiç kimseye benzemîyen büyük bir muvaffakiyet göstermişti.
1846 tarihinde vefat eden Çen geloğlu. esasen meşhur denizciler den ve Ka-ptan-ı Deryalardandır. Çok cesür, pek sert fâbiatli bu kahraman. Mora ihtilali sırasında İstanbul’da Tophane Müşirliğine tâyin edilmiş ve kısa bir zamanda İstanbul’un bozulan âsayişini iade etmişti. Hâşan Paşa, işe başlar başlamaz sokaklarda tellâl çağırt mış ve: “Bir tenceresi kaybolana bir kazan vereceğim!,, diye ilân etmişti. Halk, bidayette bunu bir
delilik addelmiş, fakat Paşa, İ s tanbul’un çok azılı zorba .ve hay dutlarını yakalayıp - hükümsüz ve merhametsiz - denize artırmıştık. Çengeloğlunun bu şiddetli icraatı şehirde derhal bir terör havası yaratmış, lâkin ortalık süt limana dönmüştü..
Tanzimatın ilânından sonra iş başına gelen bir çok Zaptiye Na zırları içinde şiddet ve ceberrutiy- le, hattâ zulümleriyle halka kötü muamele edip can yakan, hâni - man yıkanlar vardır. Fakat bunla rın arkalarından bıraktıkları acı hâtıralar nihayet - az çok birbi rine benzer mahiyette - bir kötü lük hikâye ve maceralarından iba rettir. Ancak pek şiddetli hareket etmekle beraber - şahsen önüne her gelene behemehal fenalık yapmakla ve hususiyle memuriyet nüfuzunu suiistimal edere!: irtikâp ve irtişa ile zerre kadar alâkadar olmadığı muhakkak bulunan Sul
tan Abdülhaınid II. devrinin meş hur bir Yedisekiz Haşan Paşası meşhurdu.
Alayda yetişen ve okuyup yaz ma bilmiyen bu kumandan, daha Sultan Aziz devrinde dikkati çek mişti. Ömrünün sonuna1 kadar Beşiktaş Muhafızı olan Haşan Pa şa. Çırağan Sarayını basıp maiye tindeki insanlarla Sultan Muvad’ı çıkararak tekrar tahta oturtmağa teşebbüs eden Ali Suavi’yi bizzat öldürmekle çok haklı bir muva - haze ile yakın tarihimize geçen bu Müşire “Yedisekiz Haşan Paşa., denmesinin sebebi şu idi: Rivaye te göre imzasını atamıyacak ka - dar okuyup yazmadan mahrum bulunduğundan Arap harfleriyle “Haşan., imzasını atmak için bi raz aralıkla yedi ve sekiz rakam larını yazar ve aralarını bir çizgi ile birleştirince "Hâşan., kelimesi meydana çıkarmış!
Meşrutiyetten evvel tanınmış Zaptiye Nazırlarından biri de Şe fik Paşa idi. Çoğu hafiyelerin jur- nallari.vle tevkif edilip çvvelâ Zaptiye Nezaretine sevkedilen mevkuflar içinde münevver ve hürriyetperver gençler daima Pa şanın himayesine ve, hüsnü mua - melesine mazhar olurlardı.
"T-T-r. £
fuzunu Padişaha ve*hatka iföster mek, hem de İstanbul’un bozul mak istidadını gösteren âsayişini düzeltmek üzere merhum filozof Rıza Tevfik Beyle şrkadaşı Selim Sırrı Bey at üstümle şehri baştan başa dolaşarak İstanbul'un âsayi-şini korumağa
muvaffakmjmuşlar-dı.
Türkiye’de ilk modern zabıta teşkilâtı. 3i Mart hâdisesi üzerine Hareket Ordusu ile beraber gelen Miralay (Albay) Galip Beyin Em niyeti Umumiye Müdürlüğü ihda- siyle ve bu makama tâyin edilme siyle başlar. İrtica hâdisesine ka - rışanları cezalandırmak maksadiyı le kurulan divanı harplerin verdi ği idam kararları İstanbul’da müt hiş bir hava estirdiği halde Galip Beyin (I ) kanuna hürmetkar giav- ranması, bilhassa gazetecilere son derece kolaylık göstermesi çok iyi bir tesir bırakmıştı.
İkinci Meşrutiyetin ilânı üzeri ne hürriyet, neşe ve coşkunluğu altında kalan İstanbul'da hemen hemen bir hükümet otoritesi kal mamıştı. Başta Saray olmak üzere BabıftU, Harbiye ve Zaptiye Noza- retleri'âdeta meflûç bir halde kal mışlardı. 0 günlerde hem İttihat ve Terakkinin mevcudiyet ve nü
-Meşrutiyet devrinde idare-i ör fiye şiddetle hüküm sürdüğü için iş başına gelen İttihatçı Polis Mü dürleri arasında Azmi ve Bedri Beyler şiddetli muamele vedcraat- 1 eriyle şöhret bulmuşlar; herkesin bilhassa muhaliflerin gözünü yıl - dır.mıslardı. Bununla beraber bu zatlar zamanında şehrin âsayişini bozan mühim hâdiseler olmamış tı. Maamafih bu devirde bazı garip hâdiseler de olmuştu. Meselâ Meş rutiyet Polis Umumî Sfüdürlerin1 den biri, bir gece Nişantaşı’nda bir randevu evinde eğlenirken za manın Pangaltı Polis Merkez me muru (şimdiki tâbirle Emniyet Âmiri) bu evi basmış ve suçlu Polis Müdürürui evden çıkartmıştı!
Bittabi bu hâdise üzerine Mor kez memuru Kümelinin bir vrlâye tine naklettirilmiş, fakat Polis Mü dürü Umumisi de istifaya mecbur olmuştu.
Mebmed Reşid (1) İstiklâl Harbinde Konya Vali ve Kumandanı, sonra Aske*" Temyiz Ma’-kemcsi ikine’ Reis) ğinden mütekait Korgeneral mer hum Galip Pasiner.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi