• Sonuç bulunamadı

Kayınpederim istemeyince türkücülüğü bıraktım

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kayınpederim istemeyince türkücülüğü bıraktım"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

• •

dizi

MİLLİYET

12 OCAK 1993 SALI

hayatımız

Yazan: Ergün ARPAÇAY o

S

AHNEYE türküyü getiren, sanat döneminin başın­ dan sonuna kadar hep “ tek” olarak kalmasını bi­ len, Türk Halk Musikisi’- nin ünlü bir isminden söz edeceğiz bugün sizlere. O yıllarda sesi ve sahnedeki yenilikleri ile isim yapan,

Zehra Bi|ir’den.

İlginç bir sanat yaşamı var Zehra Bl- lir’in. Sahneye çıkmaya bundan 54 yıl ön­

ce karar vermiş. Sonra kendi deyimi ile "Çıkması bir, inmesi iki ayıp" demiş. Ders almadan sahneye adımını at­ mamaya karar vermiş, öyle de yapmış. Yaşamındaki önemli noktaları gününe kadar hatırlayan Zehra Bilir, 1939 yılının 11 şubat günü solfej dersine başlamış. Nota ve usul öğrenmiş. İsterseniz bun­ dan sonrasını kendisine bırakalım, o an­ latsın:

“Hiçbir şey bilmiyordum. Boş çuval

ayakta durmaz ki. Nasıl sahnede prog­ ram yapacaktım. Dört elle derslere sarıl­ dım. Hocam Artaki Candan’dı. Eşim, bir gün, ‘Ut çal da hocan dinlesin’ dedi. Uta­ na utana ‘Hop nanay, kız nanay’ türküsü­ nü okudum. Hocam başka türkü bilip bil­ mediğimi sordu. ‘Çoook' diye karşılık verdim. Kesin konuştu: ‘Sen her zaman türkü okuyacaksın.”

Zehra Bilir’in dersleri 5 yıl sürer. 5yı­

lın sonunda da sahne hayalini gerçek­ leştirir. 1944 yılının haziran ayıdır. Sa­ natçı o geceyi çok iyi anımsar:

“Haziranın ikinci günüydü. Küçük

• Çiftlik’te perdeyi açtım. Türkiye’nin nüfu­ su o yıllarda 27 milyon, Istanbul’unki ise 600 bindi. Bir çok gazinoda çalıştım. Cu­ martesi, pazar günleri 5-6 gazinoda sah­ ne alıyordum. Turnelerde Anadolu’yu dolaştım. Bu çalışma temposu 1951 yılı­ na kadar sürdü. Orada işi noktaladım.”

Acele etmişsiniz. Neden devam et­ mediniz? Eşiniz mi karşı çıktı?” Bu soru­

yu Zehra Bilir, kahkaha ile karşıladı. Sonra da yanıtladı:

“Eşimin hiç bir itirazı yoktu sahnede

çalışmama. Ancak, kayınpederim aynı görüşü taşımıyordu. Zaman zaman da bunu belli ediyordu. Kayınpederimi kıra­ madım. Bıraktım sahneyi."

Zehra’nın sahneden ayrı kalışı 18 yıl

sürmüş. 1969 yılında Maksim’de tekrar program yapmış. Necmi Rıza, Fatma Gl-

rlk, Doğan Onat, Ferhan Onat, Nesrin Si­ pahi ile beraber. Sanatçı tekrar

dönüşü-İ S V

"Kayınpederim

istem eyince

türkücülüğü

bıraktım"

Bir dönemin iki üntü sanatçısı Derma’ın jübilesinde bir araya

.Zehra Bilir ve Hamiyet Yüceses, bestekar Hakkı geldi.

"Hiçbir şey bilmiyordum. Boş çuval ayakta durmaz

ki. Dört elle derslere başladım. Hocam, 'Sen türkü

okuyacaksın' dedi. Başladım okumaya. Küçük

Ç iftlikte perdeyi açtım. Cumartesi, pazar günleri 5-6

gazinoda sahne alıyordum"

Z -jeh ra

Bilir

sahneye

çıkmak

için 5 yıl

ders

almış

nü şöyle özetliyor:

“Pogram kısa sürdü. Fatma Girik ilk

kez bizimle beraber sahneye çıkıp şarkı söyledi. Bir ay çalıştık Maksim’de. An­ kara’ya geçtik. Köşk Gazinosu’nda da iki aya yakın program yaptık. Ankara’da be­ nim ismimi Nesrin Slpahl’nin altına yaz­ mışlar. İtiraz etmedim. Aslında benim üstte olmam gerekirdi.”

“Sahnede çalıştığınız yıllarda arka­

daşlarınızla aranızda hiç anlaşmazlık olur muydu?”

“SENİ ALNINDAN VURURUM”

“Aynı gazinoda üç-dört assolist ça­

lıştığını çok hatırlıyorum. Müzeyyen’le,

Hamiyet’le, Safiye’ile birlikte program.

Aramızda sadece Safiye biraz huysuz­ luk yapardı. Bir gün Tepebaşı’nda oku­ yoruz. Safiye benden önce çıkmış. Uzattıkça uzattı programını. Nedenini de biliyorum. Ondan sonra çıkacağım için beni, boş masalara okutmak istiyor. Çünkü o zamanlar 24.00’ten sonra vasıta bulmak zordu İstanbul’da. Gece yarısı olunca müşterinin çoğu gazinoyu terk ederdi. Son vapur Kadıköy’e 24.00’te idi. Takıştık kendisiyle. Aynı şeyi Çiftesaray- lar’da tekrarladı. Başka yerde de okuya­ caktım. Zamanım daralıyordu. Kızıp ga­ zino patronu Cemil’e gittim. Sahneye çı­

kamayacağımı söyledim. Patron, ‘Çıkma da göreyim. Seni alnının ortasından vu­ rurum’ demez mi? Korkudan çıktım. Daha sonra Müzeyyen’le anlaşmaya vardık. Safiye’nin olduğu yerde biz yok­ tuk.”

Zehra Bilir, ilk plağını 1939 yılında

yapmış. Hasılat 340 lira. Ne kâr, ne zarar. Masrafla başabaş. Taş plak yapımını 1943 yılına kadar sürdüren Zehra Bilir, bugünün assolistleri için hiç de olumlu konuşmuyor:

“Çoğu oturmasını kalkmasını bilmi­

yor. Çatal, bıçak tutmasını bilmiyor. Sah­ nede bazıları yılışık yılışık hareket edi­ yorlar. Bir şey daha söyliyeyim. Zeki

Müren’i ilk kez Bursa’da ben sahneye

çıkardım. Konsere gitmiştik Bursa’ya.

Şükran özer gelmedi. Zeki radyoda oku­

yordu. Bizim konsere gelmişti, ön sıra­ da oturuyordu. Çağırdım sahneye. Çıktı okudu.

Sahneye mendili ben getirdim. Tabi

şalvarı, cepkeni, işlemeli terliği de. Çe­ kemeyen kişiler sahnede oynadığımı söylediler. Oysa, hiç ilgisi yoktu oyna­ makla. Sadece hareketliydim, o kadar. ‘Ha bu diyar, ha bu diyar’ derken de in­ san başka türlü olabilir mi?”

--- ►YARIN

Perihan Altındağ

Zehra Bilir’in sahnede türkülerini söylerken mendil sallaması neredeyse olay olmuştu. Muhafazakar çevreler eldeki mendile bile takmışlardı.

Referanslar

Benzer Belgeler

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde kaliteli eğlence programı yapan fazla televizyon kanalı olmadığı için birçok kişi söz konusu yarışmayı izliyor.. Zaten bu

Beş farklı Macar fiğ çeşidinde iki yıl sonucunda elde edilen kuru ot verimi üzerine yılların ve çe- şitlerin etkisi istatistiksel olarak %1 düzeyinde önemli

Benzeri bir hastal›k, s›kl›kla kad›nlarda görülen anoreksi, yani yeterince zay›f olmad›¤›n› düflün- mektir.Othello Sendromu: Ad›n› ünlü yazar William

U lusal Singapur Üniversitesi’nde yapı- lan yeni bir çalışmaya göre küresel ik- lim değişikliği, önemli besin kaynağı olan birçok hayvan ve bitki çeşidinin vücut

Benim yetiştiğim yıllarda Türk edebiyatın­ da yaygın bir anlayış vardı: “Kendinizi ya­ zarsanız büyük yazar olamazsınız!” Bunu söyleyenlerden biri de çok da

İzmir’den o gün gelen frigoffig kamyonlarla gelen kazandibi ve aşurelerimizi yedikten sonra Ramazan Bey’e veda ederek istiklal Caddesi’nin kalabalığına

39) Karpat, K.H. Yüzyılda Osmanlı Devleti’nin Muhaciri İskân Politikası, Osmanlı Ansiklopedisi, IV, s.. Devleti’ni suçlamaları için bir vesile haline getirildi.

soruya verdiği cevap ise 4.. Yoluna devam ederse evine varacağı süre geri dönüp kitabı alıp tekrar evine varana kadar geçen süreden 10 dakika daha kısadır. Ön bahçede